Gelenler:
Michael Beasley -F- (Draft),
Mario Chalmers, -G- (Takas Minnesota),
David Padgett –P- (Serbest),
Jason Richards –G- (Serbest),
James Jones –F- (Portland Trail Blazers),
Yakhouba Diawara –F- (Denver Nuggets),
Dorell Wright –G- (Sözleşme yeniledi),
Jamaal Magloire –P- (Dallas Mavericks),
Chris Quinn -G- (Sözleşme yeniledi)
Shaun Livingston -G- (Serbest)
Gidenler:
Alexander Johnson –G- (Serbest),
Bobby Jones –F- (Serbest),
Stephane Lasme –F- (Serbest)
Ricky Davis –G- (Los Angeles Clippers),
Jason Williams –G- (Los Angeles Clippers),
Luke Jackson –G- (Portland Trail Blazers),
2006 yılında gelen şampiyonluğun ardından Miami Heat’in oynadığı basketbol yada oynamaya çalıştığı oyun büyük bir sekteye uğradı. Kolay değildi, şampiyonluk arzusundaki veteranları toplamışlar Wade’in önderliğinde iyi bir hava yakalamışlar ve şampiyonluğa ulaşmışlardı. Gerisinin gelmesi zaten beklenmezdi ancak düşüşü de çok fena oldu bu takımın.
Wade şampiyonluğun ertesinde komple bir basketbol oynayarak inanılmaz bir sezon geçiriyordu. Ancak omzundan geçirdiği sakatlık onun sezonu kapatmasına Heat’in de umutlarını yitirmesine neden oldu. Miami bir şekilde kapağı attı play-off’a hatta Wade’de beklide kariyerini riske atarak play-off mücadelelerinde forma giydi ama sonuç Bulls’a karşı alınan 4-0’lık bir hezimet.
Geçtiğimiz sezon ise takım başlı başına faciaydı. Sadece 15 galibiyet alabilen Heat ligin ikinci yarısından itibaren bir Nbdl takımı görüntüsüne bürünmüştü. Avrupa’ya gitseler kendilerine zor yer bulacak olan basketbolcular kendilerini bir anda Heat forması altında Nba’de oynarken buldular. Bir de bu dönemde Shaq takası var tabi. Takıma Suns’un sisteminin belki de en çok yücelttiği isimlerden biri Shawn Marion geldi.
Takım bu 15 galibiyetlik sezonun ardından Şubat ayından beri beklediği Draft sıralamasında ilk sırada seçmeyi bekliyordu ancak sürpriz bir şekilde ilk sıra Bulls’a gitti. Rose-Beasley-Oj Mayo gibi süper yıldızların bulunduğu bir draftta Heat elbette umutluydu ancak ilk seçim hakkını Bulls’a kaptırmaları ellerini bağlamıştı. Bulls ilk sırayı seçtiği andan itibaren Rose’dan başka bir isim düşünmeyince Heat’in önünde iki isim kalmıştı. Beasley ve Mayo. Riley’de kararsızdı aslında. Otoritelere göre Beasley’i seçmesi en mantıklısıydı ancak Riley’in düşüncesinde çıkan haberlere göre Mayo veya draft hakkını takas karşılığında vermek gibi bir düşüncesi vardı ancak bir sürpriz olmadı ve Heat draft’tan M.Beasley’i kadrosuna kattı.
Off-Season’un hemen başında takımın başına Riley’in yardımcılığını yapan Eric Spelstra geçti. Tecrübesiz bir isim olan Spoelstra’nın şu ana kadar gördüğüm kadarıyla takımda tutunabilmesi zor gözüküyor. Riley koltuğunu bıraktı ancak yine dönmemesi için bir sebebi yok. Riley bu kafasına eserse iner benche hele ki takım iyi bir yolda olur ise..
Şöyle bir bakınca takımda iki önemli eksik vardı oyun kurucu ve pota altı..
Wade-Beasley-Marion ve Halsem ile üç mevkisi oldukça sağlam olan Heat’in pota altında bir alternatifi yoktu. Blount ile geçtiğimiz sezonu tamamlayan Heat bu seneyi de muhtemelen onunla geçirecek ve Blount’a mümkün olduğunca hücumlarda onu pas geçmesi gerekiyor Heat’in. Hücum anında Blount’a verilen her topun kaybedilme değeri diğer anlara göre daha fazla. İki paragraf önce takımın geçen sezonu Nbdl takımı görüntüsünde tamamladığından bahsetmiştim ki o dönemden takıma kazandırılan en önemli isim Joel Anthony. Uzun rotasyonunda benchten gelerek verimli oynayabilecek biri. Bir de 2004 yılında All-Star mertebesine ulaşmış Magloire geldi takıma ancak ondan da şu dakikadan sonra ne beklenir bilemiyorum nitekim de hazırlık kampında sakatlandı.
Guard sorununa bakacak olursak J-Will’in gidişi ile iyice sahipsiz kalan pozisyon için öncelikle genç guard Quinn ile sözleşme yenilendi. Marion takası ile takıma gelen bir Banks’de zaten mevcut kadroda. Hal böyle olunca draftta da Beasley’in ardından Ncaa’de iyi bir sezon geçiren Chalmers’a yöneldik ve oldukça iyi bir tercih yaptık. Rotasyonda büyük ihtimal Banks ile başlanır. Banks’in hazırlık maçlarında gösterdiği performans bana biraz umut verdi o bölge adına. Daha bir oynatmayı düşünen basketbolu tercih eden Banks ilk beş için göz kıtı Spoelstra’ya. Tabi bir de Shaun Livingston var. Nba’de bulunan 30 takımın en az 15’i ile bu yaz adı yan yana geçen Livingston sonunda Heat’in yolunu tuttu. 23 yaşında ve iki yıl önce sakatlanana kadar Clippers’ta gayet iyi performanslar sergileyen umut vaat eden bir guard idi. Sakatlığı sonrası Heat bünyesinde kendini yeniden bulabilecek mi ? Hazırlık maçlarında süre alamadı Livingston muhtemeln sezon içinde yavaş yavaş süre almlaya başlayacaktır. Yararlı olacağını düşünüyorum. Zaten takımda Wade gibi biri varken guard’ın sadece topu getirmesi yetecektir.
Wade demişken onun bu kadar istekli basketbola aç olduğunu görmek bizleri sevindirmiyor değil birer basketbolsever olarak. Amerika ulusal takımı ile kazandığı olimpiyat altınında benchten gelerek en çok katkı veren oyunculardan biriydi. Özellikle final maçındaki performansı ve şu dönemdeki hazırlık karşılaşmalarındaki performansı benim yeni sezonu bir an önce izlemeye bşalamak için en önemli sebebim. Onu tekrar böyle sağlıklı olarak görmek ve izlemek büyük keyif olacaktır. Yeni sezon için takımın da en önemli kazançlarından biri olacak Wade.
Portland’dan James Jones ile anlaştık ancak o da hazırlık döneminde sakatlandı ve belirli bir süre verim alamayacağız. Savunma da pis işleri yapabilecek önemli bir hamle de Diawara hamlesi oldu. Benchten gelerek zaman zaman hem savunmaya hem de hücuma katkısı olacak hamuru olan bir oyuncu.
Miami’nin sezon içinde en büyük zaafı ise boyalı alan savunması olacak. Geçtiğimiz yıllarda eski aktifliği olmasa da Shaq ve Alonzo’nun varlıkları o bölgeyi korkutucu hale getirmekteydi ancak bu seneden itibaren Blont ile ciddi problemler yaşayacaktır pota altından Heat. Nitekim hazırlık maçlarında da rakip takımlarda sürkeli olarak uzun oyunculara kademe atlattık. Bu sene yaşayacağı en büyük sorun bence boyalı alan savunması olacaktır Heat’in..
Heat son iki sezonuna göre umarım daha sağlıklı ve daha iyi bir sezon geçirecektir ancak play-off yapıp yapmayacağı hakkında hala şüphelerim var. Doğu’da güç kazandı bu sezon ve burada da play-off öyle çantada keklik değil. Yine de takımda Wade gibi birinin varlığı play-off için umutların artmasına sebep olacaktır. 40 galibiyet civarı galibiyet alır Heat ancak play-off durumu şüpheli.
Ne desem bilemiyorum. Şu blog işine de el attılar ya..
Köroğlu, Bolu Beyi'nin haksızlıklarına savaş açmıştı. Toroğlu ise futbolun adaletsizliklerine karşı mücadele verdiğini söylüyor. Bu hafta Maraton'da Erman Hoca yine açtı ağzını, yumdu gözünü. Özellikle Galatasaraylı Servet'in elle attığı iddia edilen golünü yorumladığı bir bölüm vardı ki, literatüre geçecek cinstendi. Şöyle dedi hoca: "Kol gibi hocam, acıtır tabi... Attığın zaman güzel, kol böreği gibi. Canını acıtıyor insanın hocam. Karşı taraf yemiş golü zaten. Gülme Servet, hani sportmenlik? Kol böreği güzeldir ama her zaman yememek lâzım. Sinan Engin'e kızıyorlardı. 'Kadayıfı hep siz yiyorsunuz, kol böreğini ben yiyorum' diyordu. Söylesinler elle attık diye. Bari dalga geçme. Hakemden başka herkes pozisyonu gördü." Lincoln'ün attığı golden sonra bayrak direğini gitar gibi kullandığı gol sevincine ise Toroğlu'ndan yine ilginç bir yorum geldi: "Lincoln bayrak direğini gitar olarak görüyor. Oysa Bünyamin Gezer Anadolu çocuğudur, sazdan anlar. Ey Bünyamin Gezer, hadi Servet'in elle attığı golü göremiyorsun, 1.5 metrelik bayrak direğini de mi görmüyorsun? Ali Sami Yen'de bayrak direği için oyuncu atılmaz. Bayrak direğini kafasına vurup kendine getirmek gerek..." Köroğlu, "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu" demişti. Televizyonu görse, ne derdi acaba?
