16 Ağustos 2008 Cumartesi

Dıgıturk - Spormax


Digiturk'un yeni spor kanalı SporMax 78. kanalda yayın hayatına başladı.. Premier Lig gibi dünya futbolunun en önemli liginin yayın haklarını alan Digiturk SporMax ile Rusya- Brezilya ve Portekiz liglerini de yayınlayacak. Ancak SporMax ile ilgili ortaya atılan iddialar var eko-spor paketinde yer almayacağına dair. Bakalım ne olacak. Ne olursa olsun Premier Lig Bez Bebek rezaletinden kurtuldu..

İlk üç haftanın SporMax'te ki Premier Lig yayın programı..

1. HAFTA
Arsenal - W.B.Albion (16 Ağustos Cumartesi / 14.45) - HD
Middlesbrough - Tottenham (16 Ağustos Cumartesi / 17.00)
Sunderland - Liverpool (16 Ağustos Cumartesi / 19.30)
Chelsea - Portsmouth (17 Ağustos Pazar / 15.30) - HD
M.United - Newcastle (17 Ağustos Pazar / 18.00) - HD

2. HAFTA
Liverpool - Middlesbrough (23 Ağustos Cumartesi / 17.00)
Fulham - Arsenal (23 Ağustos Cumartesi / 19.30)
W.Athletic - Chelsea (24 Ağustos Pazar / 15.30)
M.City - West Ham (24 Ağustos Pazar / 18.00) - HD
Portsmouth - M.United (25 Ağustos Pazartesi / 22.00) - HD

3. HAFTA
Middlesbrough - Stoke City (30 Ağustos Cumartesi / 17.00)
Arsenal - Newcastle (30 Ağustos Cumartesi / 19.30)
Chelsea - Tottenham (31 Ağustos Pazar / 15.30) - HD
Aston Villa - Liverpool (31 Ağustos Pazar / 18.00) - HD
Digiturk ile ortaya çıkan bir de dedikodu var Nba Tv hakkında. Olimpiyatlar süresince 75. kanalda yayın yapacak olan Trt-3'ün yerine 25 Ağustos itibari ile Nba Tv yayına girecek(miş.)
Eğer Nba Tv'nin Digiturk'e geçme gibi bir durumu olursa cidden müthiş olur en azından benim gibi yerleşim yerine kablo tv gelmeyenler için.

Digiturk'un basketbol ile ilgili yatırıları Beko Basketbol Ligi ile de sürecek büyük ihtimalle. 2 yıl için 13 milyon $ gibi bir para sunulacakmış ihalede. -İhale oldumu haberim yok ama* Büyük bir ihtimalle Ntv'nin elinden alacaklar Beko Basketbol Ligi'ni.
Digiturk 2010 yılında yapılacak Süper Lig ihalesi öncesinde eğer basketbol dedikoduları da gerçekleşir ise büyük bir koza sahip olacak yine..

Pekin 08 - Basketbol #3

Basketbol Oyunları'nın 2. gününden beri burada yazıyorum ve süekli bahsettiğim iki takım var. Almanya ve Rusya.. Bu iki takım son maçları öncesinde olimpiyatlara veda etme tehlikesi ile karşı karşıya. Belkide ettiler detaylı puan durumlarını incelemedim.

Çin'in çeyrek final hedefi için en önemli karşılaşma Almanya maçı diyordum önceleri. Nitekim Çin bugün Almanya önünde kıran kırana geçen bir maçın sonunda 59-55'lik bir galibiyete uzandı ve çeyrek finalin kapısını araladı. Almanya'nın son maçı Amerika ile ve işleri çok çok çok zor olacak.

Bir diğer grupta ise Avustralya ve Rusya çekişmesi vardı çeyrek final için. Bugün bu iki takım karşılaştı ve Avustralya 95-80 ile galip ayrılan taraf oldu. Rusya'Nın son maçı son olimpiyat şampiyonu Arjantin ile ve onlarında çeyrek final umutları bugün ile birlikte sönmüş gözüküyor.

Grupların son günü pazartesi. Ne olacağını kestirmek zor ancak durum hemen hemen böyle olacak ve son Avrupa şampiyonu Rusya ile Almanya evlerinin yolunu bir hafta erken tutmuş olacaklar.

Usain Bolt - 9.69 #2

Bu tarihi koşu ve tarihi an için bende birşeyler karalamak istedim. Usain Blot inanılmaz bir derece ile 6.69 ile 100 metre finalini koştu ve altına dünya rekoru ile ulaştı. Rekordan da önemli olan Bolt'un piknik yaparcasına finali kazanmasıydı. Son 30 metrede kasmadı bile hatta hızını azalttı ve kutlamalara başladı kendince Blot. Temposunu yitirmese 9.50'leri dahi görebilirdik.

Yarı-finallerin ilk ayağında Bolt etrafına bakarak koştu ve zorlanmadan finale çıktı. İkinci final ise ilginç oldu. Favorilerden Tyson Gay beklenileni veremedi ve 5. olarak elendi. Aslında yarışa iyi hazırlanmıştı ve belkide yapılan ilk hatalı çıkışın ardından konsantrasyonu bozulu yoksa ilk çıkışta çok konsantre idi ve öne fırlamıştı da.

Final öncesi tüm yarışmacıların yüzünde gerginlik havası vardı ancak Usain Bolt oldukça neşeliydi. Gülüyor kamerelar önünde kendince şakalar yapıyor ve altın benim mesajını adeta seyirciye veriyordu. Yarış başında hafif geride kalsa da inanılmaz bir tempo ile koştu ve 6.69 ile dünya rekorunu kırdı. Ve az öncede söylediğim gibi son 30 da çok rahattı ve temposunu düşürdü. Cidden insan değil bu Bolt.

Usain Bolt #1



Elvan Abeylegesse


Elvan Abeylegesse Türk Atletizm Tarihi'nde bir ilk yaşattı ve ilk gümüş madalyamızı aldı olimpiyatlar tarihimizdeki. Avrupa rekoru ile 10.000 metre bayanlar yarışını ikinci sırada bitirdi Elvan. 29.56.34'lük derecesi ile..
Oldukça iyi taktik geliştirdi Elvan yarış boyunca. Fazla kasmadı ve son 4000'e girilirken yavaş yavaş temposunu arttırdı. Son 400'e ilk sırada girmesine rağmen Dibaba'nın atağına cevap veremedi ve ikinci sırada gümüş madalya kazandı. Bravo Elvan..

Yüzme Finalleri - Son Gün

Yüzme'de finallerde son güne gelindi. Phelps şu ana kadar 7 altın kazandı ve Alman Mark Spitz'in rekorunu egale etti. Bu sabah Amerika takımının son 4x100 yarışı var ve eğer Phelps katılırsa yarışmaya 8. altını alması zor olmayacak büyük ihtimalle.

2 gün önce 200 metre erkekler karışık yarışında Phelps'in en önemli rakibini Lochte olarak göstermiştim ancak Lochte benim beklentilerim karşılığında kötü bir yarış çıkarttı. Phelps Macar Cseh ile girdiği mücadeleyi kazandı ve 6. madalyasına ulaştı.

Bu sabah ise Phelps en zor kazandığı altınına ulaştı. 100 metre kelebek mücadelesine Phelps kötü başladı ancak son 1 metrede inanılmaz bir atak yaptı ve gitti denilen yarışı geri döndürdü kendi adına.Dünya rekorunu kıramasa da olimpiyat rekoru ile yarışı ilk sırada tamamladı. İkinci Cavic ile arasında yalnızca 0.01 saniyelik bir fark vardı.

Bayanlar 200 sırt üstü mücadelesi de Soni-Jones rekabetini ön plana çıkarttı. Soni 100 metre finalinde kaybettiği altını 200 metrede kazanarak Jones'e mesajı vermiş oldu.
Erkekler tarafındaysa beklediğim derecede bir yarış oldu. Lochte ve Piersol arasında geçti mücadele ve Amerika double yaparak iki madalya kazandı. Lochte 200 kelebeğin altın ismiydi.


Bu sabah ise elemelerini ve yarı-finallerini tam izleyemediğim ancak sonucunu açıkçası çok merak ettiğim erkekler 50 metre serbest yarışı vardı. 100 metrede müthiş bir çekişme içinde olan Bernard ve Sullıvan'ın yanı sıra yarı-finalin en iyi derecesine sahip Brezilyalı yüzücü Cıelo-Filho favoriler arasındaydı.
Yarış Bernard ve Cielo arasında gitti geldi müthiş bir tempoda geçti yarış. Cıelo son andaki atağı ile olimpiyat rekoru ile altını aldı Bernard ise ancak üçüncülkle yetindi. Sullıvan ise bende hayal kırıklığı yarattı ve kendine ancak 5. sırada yer bulabildi.


Son günün en çok merak edilen konusu bayanlar 50 metre serbest finali ve tabii ki Phelps'in 8. altınını alıp alamayacağı. Bu sabah 05.00'da son finaller yüzülecek. Bakalı tarihe tanık olacak mıyız bir kez daha ?

Usain Bolt - 9.69


Kendine ait olan rekoru da geliştirdi Jamaika'lı,hem de nasıl geliştirdi.9.69.Daha da iyisi çıkardı ama son anlarda eheh kendi kendini vitesledi diyelim.Büyük bir ana tanıklık ettiğimi düşünüyorum, tabii tanıklık etmek derken açalım.Ben açtığımda Trt'teyi Jamaika'lı seviniyordu.Tekrar gösterdiklerinde görebildim,TVE'de Amerika-İspanya maçını izleyeceğiz diye birazcık zaman kaybı yaşadık.Neyse ki gördük yine canlı bir şekilde.

Helal olsun be,hani derler ya.İnsan minsan değil kardeşim bu.

Büyük Maç


Hazırlayın çerezlerinizi,kolalarınızı geçin Tv karşısına saat 17.15'te.Bu maç kaçmaz cinsten bir maç.Tottenham maçı da yatar böylelikle,Abd bakalım İspanya karşısında neler yapacak ? Favori tabii ki;Dream Team.

Olympic Girls


"Benim için iyi bir fırsattı.Bir kaç yıl sonra geçmişe baktığımda bundan gurur duyacağım.Ne de olsa herkes Playboy'a kapak olamaz.Playboy'a soyundum çünkü kendime ve vücuduma güveniyorum."

4 Alman sporcu Playboy'a soyunmuş ve yukarıdaki açıklamalar hokey takımının oyuncularından Katherina Scholz'a ait.Diğer Playboy'a soyunan kızlar ise;yelkenci Petra Niemann,kanocu Nicole Reinhardt ve judocu Romy Tarangul.

Diğer resimler için buraya tıklamanız yeterli.

14 Ağustos 2008 Perşembe

Pekin 08 - Basketbol #2

Pekin-08'de erkrkler basketbol maçları bugün oynanıyor. Günün ilk maçında daha önce pekte iyi bahsetmediğim Almanya, İspanya'ya 59-72 yenildi. Tabi ben şu ana kadar oynanan hiç bir maçı izlemedim ancak Almanya'nın kötü bir turnuva geçirdiği açık. İki maçını izlemiştim Almanların hiç iyi görüntü vermemişlerdi. Nowitzki ve Kaman etkili olmaya çalışmış istatistiklere şöyle bir bakarsak ancak çokta yararlı oldukları söylenemez. İspanya dolu dizgin ilerliyor grupta yenilgi almadılar. Bakalım Amerika önünde ne yapacaklar ?

Bu grubun bir diğer maçında Çin Angola'yı rahat geçti ve ilk galibiyetini aldı. Dediğim gibi Çin çeyrek final istiyorsa kazanması gereken maç Almanya maçı ve benim gözümde favoriler. Almanya benim hiç beklediğim Almanya değil bu turnuvada.
Günün bir diğer önemli maçı Litvanya-Rusya arasındaydı. Yine buraya son Avrupa Şampiyonu olarak gelen Rusya beklenilenin çok altında kaldı. Litvanya 3. maçında 3. galibiyetini elde ederek çeyrek finali garantiledi. Rusya'nın önünde kritik maçlar olduğunu belirtmiştim artık kendi galibiyetleride yetmeyebilir. Arjantin-Hırvatistan maçı var 17.15'te. Çok yakından Rusya'yı ilgilendiren bir maç olacak. Hırvatistan çok formda bakalım neler izleyeceğiz bugün.

Yine bu grubun diğer maçında da Avustralya ilk galibiyetini aldı. Onlarda en azından çeyrek final görmekistiyorlar. Ancak rakipleri sert rakipler. Avustralya geri düştü mü herhangi bir maçta toparlaması oldukça zor oluyor..

Bugünün iki önemli maçı programın son iki ayağında. 15.00'da Amerika-Yunanistan maçı var. 2006'dan sonra bu iki takım ilk kez karşılaşacak ve savunma problemleri ile boğuşan Amerika bakalım ilk ciddi sınavında ne yapacak.
A Grubu'nun bir diğer önemli maçında Arjantin-Hırvatistan 17.15'te karşılaşıyor. Rusya ve Avustralya'yı oldukça yakından ilgilendiren bir maç olacak yine.
Bu maçlar hakkında yorum yapamayabilirim burada. Şimdiden kusura bakmayın..

Bronz'da Geldi. Hayırlısı

Pekin'de ilk gün Sibel Özkan ile kazandığımız bronz madalyadan sonra nihayet bir madalya daha alabildik. Nazmi Avluca 84 kg grekoromen'de bronz madalya alarak ülkemize ikinci madalyayı kazandırdı. Nihayet sakat olmayan bir sporcu çıkarttıkta madalya aldık. En başarısız olimpiyatlarımızı geçirmekteyiz bakalım sonu ne olacak..

Küp'te Finaller - 5.Gün

2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'nda yüzme de beşinci final günü geride kaldı. Günün ilk yarışı erkekler 200 metre kurbağalama yarışı oldu. 100 metre kurbağalama da altın amdalyanın sahibi olan Kosouke Kitajima 200 metre kategorisinde de zorlanmdan olimpiyat rekoru ile altın madalyaya ulaşarak double yaptı kurbağalamada. Avustralya'lı yüzücü Brenton Rickard gümüş madalya sahibi olurken Fransız Dubosq bronz madalya kazandı..

200 kurbağalama'nın ardından sıra yarı-finallere gelmişti. Bayanlar 100 metre serbest'de yarı-final mücadeleleri vardı. İlk yarı finalde daha önce yarıştığı üç dalda da üç ayrı madalya kazanan Natalie Coughlin zorlanmadan birinci oldu ve finale yükseldi. Trıckett bu yarı-final'de süreyi garantiye aldığını düşünerek fazla zorlamadı kendini ve 4.sırada yer buldu.
İkinci yarı finalde ise ilginç bir gelişme yaşandı. Yarışma oldukça tempolu ve zevkliydi. 5 isim kafa kafaya son 20-25 metreye girdi. Yüzücüler arasındaki süre farkı çok azdı. Çin'li Pang yarışı birinci sırada tamamladı. 5 sporcunun birbirlerine çok yakın dereceler elde etmesi bir önceki ayağın dördüncüsü olan Trıckett'ın finale çıkamama tehlikesini doğurdu. Nitekim de süresi yetmiyordu. Ancak haakemler ikinci yarı-final'in birincisi Pang'in birinciliğini iptal etti. Ekrana yansıtılan görüntülerde Pang'in havuza erken atladığı görülüyordu ve diskalifiye edildiği ekranlara yansıdı. 100 metre serbest'in favorilerinden biri olan Trıckett sürpriz bir şekilde veda edecekti az kalsın..

Bir diğer yarı final yarışları erkekler 200 metre sırtüstünde yapıldı.İki yarı-finalde de sürpizler gelmedi..
İlk ayakta Piersol favoriydi. 100 metre dönüşünü de önde geçti. Son 50 metrede farkı iyice açan Piersol ilk sırada tamamladı yarışı ve finale çıktı. İkinci ayakta ise Amerikan Lochte'de oldukça rahat bir yarış çıkarttı ve birincilikle finale çıktı. Finalde büyük bir çekişme olacak muhtemelen Piersol-Lotche arasında. Bu çekişmeyle Amerika'nın bu dalda double yapmasını bekleyebiliriz ilk iki sıra ile.. Takipçisiyiz bizde bakalım neler olacak.. ?

Finallerin beşinci gününde sırada 200 metre kelebek yarışı vardı bayanlarda. 100 metre kelebekte vatandaşı Trickett'a geçilen bronz madalya alabilen Jessicah Schipper bu yarışa favori olarak çıkıyordu. Bu dalın Yarı-final serilerinin ikisinde de birinciliği elde eden Çinliler ise sürpriz olarak nitelendiriliyorlardı.
Schipper yarışın başında üstünlüğünü gösterdi ve öne fırlamayı bildi ancak Çin'li Lıu hemen arkasındaydı. Dünya rekorunun üzerinde bir tempo ile Schipper yarışı sürdürdü. Son dönüşe gelindiğinde yaklaşık 1.5 boy olan fark bir anda kapandı ve Lıu liderliği eline geçirdi. Lıu'nun bu atağı ona altın madalyayı getirdi. Son metrelerde temposu iyice düşen Schipper Çin'li Jıao'ya da geçilerek bu dalda da bronz ile yetindi. Eh havuza girmeden altını vermemek lazım. Schipper tek favori olduğu yarışmayı ancak 3. olarak tamamladı..


Erkekler 100 metre serbest finali bir kaç aydır merakle beklenmekteydi. Günün en heyecanlı yarışlarından biriydi zaten. En az atletizmdeki 100 metre kadar sonucu merak edilen ve heyecan uyandıran bir yarıştı. 8 müthiş sprinterin yarışı olacaktı.
Gerek seçmelerde gerekse şampiyonalarda Avustralya'lı yüzücü Sullıvan ve Fransız Bernard arasında daha buraya gelmeden büyük bir çekişme vardı. Sürekli birbirlerinin dünya rekorlarını geliştirdiler, ikilide daha önceki yarışlarıyla bol bol mesaj verdi.
Yine düne dönelim. İlk yarı final serisinde Bernard havuza girmiş ve dünya rekorunu kırarak finale çıkmıştı. 5 dakika sonra 2. yarı-final serisinde ise Sullıvan rekoru 0.15 salise geliştirdi ve yine mesajı veren isim oldu. Sullıvan-Bernard gibi iki önemli favorinin yanında 4x100'de Bernard'ı adeta havuzda boğan Lezak'ta dezavantajlı bir kulvar olan 7. kulvarda yarışa katıldı.

Yarış oldukça tempoluydu ve cidden izlemesi büyük bir zevkti. Sullıvan ilk 50 metreyi küçük bir farkla önde geçti ancak Bernard hemen yanındaydı. İkili son 20 de inanılmaz bir tempo yakaladı. Enfes bir düello olmaktaydı sanki. 4-5 yüzücü kafa kafaya vardı. Foto-Finish derler ya Bernard ile Sullıvan'ı o ayırdı. Sullıvan'ın ikinciliğini öğrenmesiyle yüzünde oluşan ifade gerçekten çok kötüydü yerinde olmak istemezdim. Bernard ise inanılmaz bir sevinç yaşadı ee haklıydı da sevincinde..

200 metre bayanlar kurbağalamanın yarı-finalleri yapıldı hemen arkasından.Leısel Jones ilk ayakta oldukça rahat bir yarış çıkarttı yanına yaklaşan olmadı ve final biletini aldı. İkinci ayağın en önemli ismi Rebecca Soni'ydi. O da beklenildiği gibi rahat bir tempo ile birinciliğe ulaşıp finale çıktı. 100 metre kurbağalamada altını alan Jones ile ikinci sırada kalıp gümüşle yetinen Sonı arasında rövanş niteliğinde bir yarış olacak. Bakalım Avustralyalı yüzücü mü yoksa Amerikan Sonı mi altını alacak ?

200 metre erkekler karışık yarışında Phelps ilk yarı finalde rahat bir şekilde finale çıktı. 200 metre sırt üstü yarıfinalinde birinci olan Lochte hemen ardından burda da sahne aldı. Lochte zorlanmadan ilk sırayı elde etti. Phelps-Lochte arasında yine bir diğer Amerikan rekabeti yaşanacak 200 sırtüstünden sonra. Bakalım Phelps 6. madalyasını alabilecek mi yoksa vatandaşı buna engel mi olacak..

Günün son yarışı 4x200 bayanlar serbest yarışıydı. 4x100 erkekler'de olduğu gibi en çok konuşulan iki takım Fransa ve Amerika'ydı yine 4x200 bayanlarda. Ancak diğer ekiplere baktığımızda da iyi 4'lüler vardı. Avustralya ve Çin yarışın plase isimleri olarak gösteriliyordu. Sürpriz ise Pellegrini'li İtalya idi.
Hemen hemen her takımda 200 metreyi rahat yüzebilecek önemli isimler olduğundan kafa kafaya gitti kopmalar çabuk yaşanmadı. Hatta yarışın 6. olan Macarlar bir ara 2. sıradaydı. 500 metreden sonra kopmalar başladı. Yarış zaten dünya rekorunun üzerinde takip ediliyordu. Avustralya'lı ekip yarışın başından beri tempoyu belirleyen isimdi. Amerika ve Fransa arasında bir dönem rekabet oldu ancak Fransızlar yarıştan beklenmedik bir şekilde çabuk düştü. Çin oldukça etkili bir yarış çıkarttı. Avustralya'nın 700 metreye geldiğinde birinciliği belli olmuş gibiydi. İkincilik çekişmesi Amerika-Çin arasında yaşandı ve Çin gümüşe uzandı. Amerika ve Fransa hayal kırıklığı yarattı. Öyle ki Fransızlar İtalya'ya da geçilerek ancak 5. olabildi.

Bugün yarı finallerini izlediğimiz bayanlar 200 kurbağalama ve erkrkler 200 metre sırtüstü finalleri yarın yapılacak. Yine 200 metre karışık ile Phelps 6. altınını ararken, bayanlarda 100 metre serbest finali olacak.

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Pekin 08 - Basketbol


Pekin - 08'deki basketbol maçlarını Eurosport ve Trt'nin yayınladığı kadar takip edebiliyoruz. Dünkü programın en ilgi çeken maçlarından biri benim için İspanya-Çin maçıydı. İspanya ilk maçını farklı kazandı ve avantajlı bir konumda çıktı maça ancak Çin ekibinin kazanması gereken bir maçtı ilk 4'e girebilmeleri için.

Trt'nin yayın programlarından şikayetçi bir çok spor-sever bulabiliriz. Akşam 19.00 itibari ile bant yayınlara geçiyolar ve programlarında açıkladıkları Çin-İspanya maç saati 03.00..
Maç 03.40 gibi başladı ve ilk devre tam ikinci devre özet şeklinde yayınlanarak 04.35 sularında canlı güreş müsabakalarına geçildi. Sen bant programını bile aksatabilmekteysen ve Türkiye'de eskrim spornu severler parmak sayısını geçmezken 2.5 saat eskrim yayınlıyorsan bunda bir iş vardır. Çin-İspanya maçını şurada basketbolu seven herkez izlemek ister. Gecenin bir vakti televizyon başına kurulan bir insan 45 dakika eskrim mi izleyecek yani. Yok artık..

Neyse maça dönelim.. Çin bu maçtada benim beklediğim gibi pek Yao üzerinden oynamadı. Yao'da aslında iyi bir maç çıkartamadı. Pota altında etkindi ancak yüzde bakımından kötü bir gece geçirdi. Yine Amerika maçının iyilerinden Sun Yue'de kötü bir maç çıkarttı. Yine de dış şutları yine gerektiği kadar soktular, oyunlarını sahaya yansıttılar ve son dünya şampiyonu İspanya önünde gayet başarılı bir performans sergilediler. Maçın çoğunda da öndeydiler. Ancak tecrübesizlik maçı kazanmalarına engel oldu. Bugüne kadar hep yumuşak oyunu karşısında eleştirdiğim Gasol'ü ilk defa oldukça etkili gördüm. Yao Ming karşısında harika bir performans sergiledi ve takımının en iyisi oldu. Yine Fernandez'de ibrenin İspanya tarafına dönmesini sağlayan oyunculardandı. İspanya önce uzatmaya taşıdı maçı sonrada tecrübesiyle kazandı.

Çin için bundan sonra çeyrek final yolu Almanya maçından geçiyor. Yunanistan maçı da var önlerinde ancak asıl kazanılması gereken maç Almanya onlar için.


Almanya-Yunanistan maçı ise ne Trt'nin ne de Eurosport'un programında yer almıyordu ancak Trt sürpriz yapıp maçı yayınladı. Eh bizde kaçırmadık haliyle.. Almanya bu turnuvada beklenileni veremiyor açıkçası. Zaten o eski turnuvalardaki performanslarını yakalamalarını da beklemiyordum.

Almanya maç boyunca basit hatalar top kayıpları ile boğuştu. Hücumda istenilen verim yoktu. Savunmada bir ara alan savunmasıyla dikiş tutturmaya çalıştılar ancak başarı da gelmedi orada. Nitekim maçı da 87-64 gibi farklı bir skorla kaybettiler.

Almanya'nın maçta var olduğu anlarda da öyle aman aman bir basketbol oynadığı yok. Dış şut bakımından verimliydiler belli bir dönem ancak şutlar kaçmaya başlayınca farkta gitgide arttı.
İkinci çeyreğin başında yakalanan 14-1'Lik Yunanistan serisi maçı neredeyse kopartmıştı zaten.
Almanya geri dönmek adına hamle dahi yapamadı. Yunanistan ilk maçtaki farklı yenilginin ardından bu maça öyle bir konsantre olmuş ki fark 20'li sayılarda olduğu halde ön alanda baskılarını savunma gayretlerini sürdürdüler.

Yunanistan'da Diamantidis hücumda fazla rol almadı. Halbuki oyunda olduğu her anda Alman guardları Roller ve Hamann'a karşı müthiş bir fizik üstünlüğü vardı. Savunmada Almanlar zaman zaman Dirk ve Kaman ile de tutmaya çalıştılar Diamantidis'i.

Almanya'da Dirk iyi bir görüntü sergilemedi. Boyalı alana ilk yüklenmesini üçüncü çeyreğin sonuda gerçekleştirdi o derece kötüydü. Bir diğer Nba patentli yıldızları Kaman'ın da iyi bir maç çıkarttığını söylemek zor. Özellikle maçın kırılma anlarında tek başına bir şeyler yapma arzusu ile önünde iki-üç Yunanı varken gereksiz yere drive'lar yüklenmeler gerçekleştirdi. Yunanistan'da yakaladığı öldürücü serileri bu tip tıo kayılarından hızlı hücumlarla buldu.



Arjantin ilk maçta Litvanya önünde iyi bir görüntü vermemişti. Karşısında dün Avustralya vardı ancak rakipleri de onların düzeyini görebilmemiz için yeterli olmadı bence.

Arjantini pek iyi görmüyorum ben bu tunuvada. Ama yine de son şampiyon tehlikeli olabilirler. Arjantin maça iyi bir başlangıç yaptı farkı hemen çift haneli rakamlara çıkarttı. Ginobili takımın diğer isimlerine nazaran dün iyiydi. Takımı oynattı gerektiğinde sahne aldı vs.. Özellikle içeri penetreleri ile dış bölgede bekleyen boş oyuncuları iyi buldular. Hem Manu hem Scola bu işi iyi yaptı ve kilidi açan isimler oldular.

Avustralya farkı eritmek için zaman zaman ipleri eline aldı ve Arjantin'i baya baya zorladı ancak basit top kayıpları onlarında başına dert oldu Almanya gibi. Pota altında ritimde buldular ara ara ancak olmadı yakalayamadılar skorda Arjantin'i.

Avustralya dış şutlar bazında maçın başında oldukça kötü başlayınca nerdeyse her hücumda topu uzunlara indirdiler. Üçlük atma fobisi gibi birşey oluştu sanki takımda o anda. Gereksiz yere uzunların drive'ları pota altını zorlamaları, takımın dengesini bozan oyunlar ile Avustralya bu bakımdan da Arjantin'in ekmeğine yağ sürdü adeta.

Şu maçı izledikten sonra Mills'ten bahsetmemek olmaz. Avustralya'da en çok göze çarpan isimdi. Gerek savunma da gerek hücumda en üst düzeyde performansını sergiledi. Arjantin'i en çok zorlayan oyuncuydu Mills. Takımının da en skoreri oldu. Hazırlık maçında Amerika'ya karşıda oldukça iyi ibr maç çıkartmıştı Mills.

Arjantin maç kazandı ancak Hırvatistan gruplarında dolu dizgin. Bakalım orda da sürpriz bir yenilgi alırlarsa işi zora sokabilirler.


Amerika-Angola maçını tv göstermedi. Eh Amerika maçlarını yayınlamak için İspanya-Yunanistan gibi maçları bekliyorlardır büyük ihtimalle. Amerika iyi-hoş gidiyor 2'de 2 yaptılar ancak büyük bir sorun var başlarında. Savunma. Angola'dan bile potalarında 76 sayı gördüler. Çin maçında da savunma anlamında pek iyi bir görüntü vermemişlerdi. Bakalım yarın Yunanistan önünde ne yapacaklar ?

Rusya'da kendini tehlikeye attı gibi görünüyor son Hırvatistan yenilgisi ile. Hırvatlar hem Avustralya'yı hemde Rusya'yı yenerek çeyrek finale kapağı attılar gibi. Rusya'nın önünde ise kritik Litvanya-Avustralya ve Arjantin maçları var.

Pekin 08 - Yüzme #2


Pazartesi günü pause'lemiştik blogu. Eh verdik kendimizi olimpiyatlara. Son iki günün yüzme finalleri hakkında yazacağım. En son 4x100 erkekler'de kalmışız burada. Ne yarıştı ama hala etkisindeyim neredeyse. Neyse dönelim konumuza. İlk gün 12 Ağustos..

Phelps 3.madalyasını hedefliyordu 200 metre serbest yarışında. En büyük rakibi olarak gördüğüm genç yüzücü Koreli Park Taehwan'da mücadeledeydi. Phelps yarışı baştan sona önde götürdü. Zaten kendisine ait olan dünya rekorunu yaklaşık 2 saniye kadar geliştirerek altın madalyasına ulaştı. Böylece 3/3 yapmış oldu. Koreli Park 2. olarak gümüş kazandı. Bir diğer Amerikan yüzücü Peter Vanderkaay 3. olarak bronz amdalyaya ulaştı ve Amerika bu dalda 2 madalya birden kazandı..


100 metre sırtüstü kategorilerini hem erkeklerde hem de bayanlarda Amerikan yüzücüler domine etti adeta. Bayanlarda Natalie Coughlin uzun süre rekorun önünde yüzdü ancak son andaki tempo düşüklüğü rekor kırmasını engelledi. Kirsty Coventry yine 2004'teki gibi 2. oalrak gümüş madalya kazandı. Bir diğer Amerikan yüzücü Holzer 3.oldu.

Erkekler 100 metre sırtüstünde bir dünya rekoru geldi. Aaron Peirsol 52.54 saniyelik derecesiyle altın amdalyaya ulaşırken vatandaşı Greves gümüş madalya aldı. Böylelikle Amerikan yüzücüler 100 metre sırtüstü yarışlarından toplam 4 madalya birden çıkarttı. Bronz madalya ise aynı dereceye sahip iki isme gitti. Rus Vyatchanin ve Avustralya'lı Stoeckel bronz madalya aldılar.

100 metre bayanlar kurbağalamada favorilerimden Megan Jendric kulvarının dezavantajıyla belkide yarışı beklemediğim bir şekilde 5. sırada bitirdi. Avustralya'Lı rekortmen Leisel Jones beklenildiği gibi altına uzanırken Amerikan yüzme ekibine son anda dahil olan Rebbeca Soni ise gümüş madalyaya ulaştı.

Gelelim bu sabaha ...
Bayanlar 200 metre serbest finalinin en büyük favorisi 20 yaşındaki genç İtalyan Federica Pellegrini'ydi. Pellegrini iki gece önce 400 metre serbest yarışında hayal kırıklığı yaratarak 5. olabilmişti. Pellegrini yarışa iyi başladı ve son 50 metrede dünya rekoru temposuyla yüzerek hem altın madalyanın hem de rekorun yeni sahibi oldu. Yarı final serilerinin en iyisi Sara Isakovic 0.15 saliselik farkla ikinci sırayı alırken, Çin'li Pang'da seyircisinin önünde bronz madalyaya ulaştı. Yine yarışmanın favorilerinden Amerikalı Hoff iyi bir yarış çıkaramadı ve 4. olabildi.

200 metre kelebek yarışı öncesinde Phelps 4. altın madalyasını kazanacağından emin bir şekilde en çok sevdiği kulvar olan 4. kulvara geliyordu. Macar Cseh'in de altın hedefi vardı ancak Phelps gibi bir yüzücü varken bu oldukça zor ve zahmetli bir iş olarak görünüyordu.
Nitekim Phelps yarışın başından beri tempoyu ayarlayan isim oldu. Phelps son 50'ye girerken
rakipleriyle arasındaki fark 1 boya kadar çıkmıştı bile. Macarların madalya umudu Cseh o andan itibaren atağa kalktı. Phelps'i yakalamak üzereydi ancak Phelps 4. altınını bir rekor daha kırarak kazandı. Cseh az bir farkla 2. sırada kendine yer buldu. Phelps'in önündeki bir diğer yarış 100 metre kelebek. Cseh'e bu sefer daha da dikat etmesi gerekecek..

200 Metre bayanlar karışık finalide baya baya heyecanlıydı. Coventry'nin kazanmasını istiyordum bu yarışta ancak olmadı. Avustralyalı Stephanie Rıce 0.14 saliselik farkla altın madalyaya uzanan isim oldu. 100 metre sırtüstünde Coventry'nin önünde altına uzanan Coughlın bu yarışta 3. olabildi. 400 metre karışıkta olduğu gibi yine sürpriz olmadan Coventry ve Rice ilk ikiyi paylaştı.

Coventry aslında en iyi dal olan kurbağalama öncesi liderliği almıştı ve ben rahat bir şekilde serbesti de yüzüp altını alacağını tahmin ediyordum. Nitekim kurbağalaması sayesinde son 50'ye önde girdi ancak Rice'in atağı ile az farkla yine altını kaçırdı Coventry. Hoff ise dereceye giremedi ve 4. oldu..


Günün son yarışı erkekler 4x200 metre yarışıydı. 4x100'ün etkisi hala devam ederken 4x200'de neler olacak çok merak ediyordum. 4x100'de altını son anda kaptıran Fransızlar yarı final elemelerini geçemedi ve finale çıkamadı. Amerikan ekibine rakip olarak ben Rusya ve İtalya'yı görüyordum. Yarışın tabi en önemli hikayelerinden biride Phelps ve 8/8 rekorunun devamıydı..

Phelps ilk yüzen isimdi Amerikan ekibinde. Daha ilk yüzücüyle Amerika farkı 2-2.5 boya kadar çıkarttı rakipleriyle ve aynı zamanda rekor temposu ile. Bir rekorun daha geleceği belliydi ve Amerika'nın altını da. Phelps takım arkadaşları arasında en iyi zamana imza atarak sırasını teslim etti. Çok rahat bir yarış çıkartan Amerikan ekibi dünya rekorunu yaklaşık 6 saniye geliştirdi. Uzun süre kırılamayacak bir rekorun sahibi oldular böylece.

Phelps'de 5/5 yapmış oldu.. Unutulmazlar arasına girmek için kazanması gereken 3 yarış daha var. Bakalım Phelps için 4-5 gün sonra neler diyeceğiz..

Taner Sağır - Nurcan Taylan - Sedat Artuç


Az önce Trt3'te Olimpiyatları izlerken bir kez daha üzüldük.Atina Olimpiyatının altın madalya kazanan ismi Taner Sağır'da 0 çekti çünkü.Önce Nurcan,sonra Taner.Bu olimpiyatlar bir kez daha gösterdi ki bazı şeyleri yanlış yapıyoruz,ülkemizde en ön planda olan sporlar Futbol-Basketbol biz onlarda yokuz ve oraya giden sporcularımızda istisnalar hariç gidip dönüyor,sadece o havayı solumakla yetiniyor.İnsan gerçekten üzülüyor,Taner'in bugün ki sıfır çekişini izledikten sonra tekrar aynı duygular içerisindeydim;üzüntü.

Edit = Başlığa birde bir diğer madalya umudumuz -aynı zamanda 0 çeken- Sedat Artuç'u da ekleyeyim dedim.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Pause


Blog'da ilerleyen günlerde eski aktifliği bulamayabilirsiniz. Ağustos sonuna kadar internete pek giremeyebilirim. Yazlık mekanımıza doğru yola çıkıyorum bu akşam.

Yine de gerektiğinde cafe'den ordan burdan bir şekilde nete bağlanıp blogu güncellemeye çalışacağım. Pause dedikse de arada bakmayı ihmal etmeyin bloga. :) Hüseyin'de zaten tatilde. Dediğim gibi ikimizde arada girip blogu güncelleyeceğiz. Hadi eyvallah..

Eylül'den itibaren blog eskisinden daha da aktif bir şekilde geri gelecek. Bekleyin :P

4x100 Metre: İnanılmaz !!





Yarışmalar 8 saat kadar önce tamamlandı ancak kendime yeni yeni gelebildim. Günün en önemli yarışmalarından biriydi hatta yarışmasıydı 4x100 metre serbest yarışı. NBC televizyonu sabahın körüne alınca yarışmaları bizede uyumadan önce izleyecek birşeyler çıkıyordu yüzmede. Ama bu anlatılacak bir olay değil ya resmen Amerika geldi Fransa'nın elindeki altını kaptı.

Yüzme yarışları yarıfinal mücadeleleri ile başladı. Erkrkler 200 metre serbest yarı-finali'nde Phelps kendini fazla yormadı. Final için yetecek süreyi aldı ve 3. oldu. Yarışmalardan önce bahsettiğim Park 2. oldu. Muhtemelen yarın -Bu sabah 05.00- finalde Phelps'in en büyük rakibi olacaktır. Bir diğer erkekler finalinde 100 metre kurbağlamada Japon Kitijima dünya rekoru kırarak altın madalyayı kazandı.

Merakle beklediğim bir diğer yarış 400 metre bayanlar serbest yarışıydı. Pellegrini'nin elemelerde kırdığı rekor ile rakiplerine adetamesaj vermesi onu bir adım öne çıkartmaktaydı yarıştan önce. Elemelerde kafa kafaya bitirdiği Adlington ise en büyük rakibi konumundaydı.
Yarışma sonunda ise sürpriz bir sıralama vardı. Yarışmanın en büyük madalya adaylarından Pellegrini yarışı 5. sırada tamamladı ve kürsüye çıkamadı. Adlington ise son metrelerde yaptığı atak ile Hoff'u geride bıraktı ve 0.07 salise farkla altın madalyayı aldı..

4x100 finaline geldi sıra. Kelimelerle nasıl tarif edeceğim bu yarışı bilemiyorum. Unutulmaz yarışlar arasnda şimdiden girdi benim için yüzmede. Fransız yüzücü Bernard finalden önce Amerika'ya meydan okumaktaydı. Daha final öncesinden heyecan başlamıştı neredeyse. Avustralya ilk 100 metrede yarışı önde bitiren takımdı. Daha 100 metrede sergilenen tempoya baktığımızda mücadelenin bir rekor getireceğini tahmin edebilirdik. Phelps'de ilk yüzücü olarak görevini yaptı ve takımın çok geride kalmasını önledi. 150-200. metrelerden sonra mücadele Amerika-Fransa çekişmesine döndü adeta.

Fransızlar son değişime geldiğinde Amerika'dan yarım saniye kadar öndeydi. Fransa'nın en güvendiği isim olan Bernard son sırada yarışacaktı ve o andan itibaren Fransa'nın altını alması bekleniyordu. Ancak Lezak öyle bir yüzdü ki özellikle son 25 metrede. Lezak geriden müthiş bir atak yaparak geldi ve 0.08 saniyelik farkla mücadeleyi takımına kazandırdı. Yarışmada müthiş bir tempo vardı. Son sıradaki Britanya dahil herkes dünya rekoru temposundaydı. Fransa ve Amerika son 50 metrede rekor çizgisi ile farkı 3 boya kadar çıkarmışlardı zaten ve 4 saniyelik bir farkla eski rekor geliştirildi. Amerika ekibinin yarış sonrasındaki sevinç ve mutluluk anlarıda izlenmeye değerdi. Yarışın ardından ekrana bakakaldığımı hatırlıyorum. İnanılmazdı cidden.. Phelps'de 8 madalya 8 rekor gibi esprili yaklaşımlara 2 madalya 2 rekor ile cevap verdi bakalım sabahki 200 metre serbest yarışında nasıl bir performans gösterecek ?

Pekin 08 - Yüzme


Pekin 08'de malum Atletizm henüz bşalamadı hal böyle olunca takip edilmesi en zevkli spor şu sıralar yüzme benim için.Dün Michael Phelps'in dünya rekoru kırdığı 400 metre karışık ve 4x100 serbest yarışlarını izlemek büyük keyif verdi bana. Dün de baya bi rekor kırıldı yüzmede. Rekorları görmek bile heyecan uyandırıyor insanda.

Bu sabah 05.00 saatlerinde de birbirinden güzel mücadeleler olacak. En çok merak ettiğim isim tabi ki yine Phelps. 200 metre serbest yarıfinalinde yarışacak Phelps ve bakalım yeni bir rekor daha kıracak mı ? Ayrıca Taehwan Park'da boş bir sporcu değil yüzmede. Pheps'e en yakın rakip olarak görüyorum bu sabah.

Yine en çok merak ettiğim yarışmalardan biri 400 metre bayanlar final mücadelesi. Özellikle İtalyan Pellegrini'nin ne yapacağını çok merak ediyorum. Şu sıra acayip formda.. İngiliz Adlington ise en büyük rakibi olacak. Elemelerde ikisi kafa kafaya bitirmişti yarışı.

4x100 metre erkeklerserbest finalide bu sabah programında. Daha dün Amerika takımı dünya rekorunu kırdı seçmelerini lk ayağında ve ikinci seçmede de Fransa daha 10 dakika önce kırılan rekoru yenileyecekti neredeyse. Fransa-Amerika ve hatta bunların arasına İtalya ve Güney Afrika'yı da katarsak karika bir final izleyeceğiz yine.

Türkiye saati ile öğlen 1.30 da ise ikinci program başlıyor. Final mücadelesi yok ancak erkekler 200 metre kelebek ve bayanlar 200 metre serbest seçmeleri yapılacak.


10 Ağustos 2008 Pazar

Usa 101-70 China


Amerika olimpiyatlardaki ilk maçını fazla zorlanmadan kazandı. Ancak yine de eksikler göze çarptı takımda. Yine de 31 sayılık bir galibiyetle nispeten iyi başladılar olimpiyat mücadelesine.

Amerika klasik bir maçını daha geride bıraktı. Oldukça hevesliydiler maç başından daha. Dış şut konusunda rakibe çok açık verdiler daha önceki maçlarda da gözlediğimiz gibi. Çin'de ilk yarı boyunca oldukça yüzdeli dış şut atarak skorda fazla geriye düşmedi. Ancak devrenin sonlarına doğru takımda bir panik havası başladı. O ana kadar giren şutlar çemberden sekmeye ve Usa hızlı hücumlarına dönüşmeye başladı. Kobe-Kidd ve James üçlüsünün rakibi top kayıplarına zorlaması ve kolay sayılar bulmaları Amerika'nın 12 sayılık avantajla devreye girmesini sağladı.

İkinci yarı Amerika daha rahattı ve fazla süre geçmeden maçı koparttılar. Wade takımda oldukça iyi gözüktü. Takımın tutuk başladığı ilk çeyrekte sonradan oyuna girerek takıma enerji kattı. James ile ikili oyunları gayet iyiydi maçta ve maçın en skorer ismi oldu. Melo bazı gereksiz şut tercihleri yaptı ki fazla sürede almadı bu maçta.Deron Williams ve Paul'un beraber oynadığı dakikalarda da Amerika kontrolü hep elinde tuttu. Bunun dışında Howard'ın da etkinliği göze çarptı maçta.

Çin adına söylenebilecek tek önemli nokta Sun Yue. Lakers'ın draft ettiği ve kontrat imzaladığı oyuncu takımda oldukça verimli gözüktü. Ayrıca Howard'a yaptığı blok hala gözümün önünde. Yi çok tutuktu pek bir etkkisi olmadı maça. Yao bu takımın en önemli gücü ancak hücumlarda bazen eline top bile gelmiyor. Az top kullandı bana göre bugünkü maçta. Yine de ilk yarı oldukça iyiydi ikinci yarı zaten ortada Çin takımı kalmadı.

Bu arada Arjantin - Litvanya maçı incelemesi için;
Litvanya vs Arjantin

LeBron James ?!?


"I love basketball. So I'll play basketball anywhere."

Son günlerde Nba-Avrupa rekabetinin başlaması ve James-Kobe gibi isimlerin yüksek maliyette Avrupa'da oynayabilirim açıklamaları oldukça konuşuluyor.

LeBron James son olarak 'Herhangi bir yerde basketbol oynayabilirim' açıklaması yapmış. Olympiakos'un ciddi ciddi ilgilendiği dedikoduları vardı James ile. Bunun dışında Nets ve Knicks'de onun peşinden koşmakta. Bakalım serbest oyuncu olarak 2010 yazında nasıl karar verecek..

Litvanya 79-75 Arjantin


Trt 3'ün ilk yayınıydı Litvanya-Arjantin maçı basketbolda.Bizde tabii izlemek için yerimizi aldık salonda ama sesleri duyunca şaşırmadım da değil hani,Ömer Üründül'ün futboldan sonra basketbol yorumculuğu da yapması şaşkınlıkla ilk dakikaları izlememe yol açıp Kaan Kural-Murat Kosova-Murat Murathanoğlu gibi isimleri düşünmeme yol açsada basketbol bunun önüne geçip maçı pür dikkat izledim.

İki takımda oyunun belli bölümlerinde savunmada üstünlükler kurdu,özellikle savunma basketbolunu seven bende bu oyun karşısında hoşnut oldum diyebilirim rahatlıkla.Tabii bu iki takımın oynadığı oyunda bir başka konuda,altın madalya için iki takımında yetersiz olduğuydu.Altın madalya için bu oyunun üstüne koymaları gereken çok şey var,mesela Litvanya oyunun belli bölümlerinde oyundan kopmalarını en aza indirgemeli,pota altında gösterdiği bu direnci oyunun tümüne yaymalı.Yapılan savunmayla zaten dış atışlarda aradıklarını bulacaklardır rahatlıkla,boş atış uzmanı elemanlarıyla da bunları değerlendirecektir. Arjantin ise biraz daha farklı,daha çok eksiği var gibi gözüktü.Emanuel Ginobili'ye çok bağımlılar.Bunun eksikliğide;Manu'yu kitledin mi işinin kolaylaşacağını göstermesi.Bir de Manu'nun sezonun son dönemlerinde ki sakatlığını düşünürsek,bir tereddüt var gibi bu konuda.Manu'ya bağımlılığının yanında,point-guard,pivot bölgeside yetersiz.Nocioni'nin istikrarsız oyununu düşünürsek small-forvet'i de eksikler arasına yazabiliriz.Bunları aşmak içinde bir takım gibi oynamak zorundalar eskiden gelen özellikleri gibi.Ama bunu ne kadar başaracaklar bunu tahmin etmek zor bu turnuva öncesi.Tabii faul problemine girmeleri halinde yaşayacakları sorunları da eklemek lazım.Açıkcası bir Arjantinsever olarak Altın'a çok uzak görüyorum mav-beyazları.
Maça dönecek olursak ise;

-Litvanya'nın yaptığı pota altı savunması çok iyiydi.Maçı kazanmalarında başlıca etkenlerden biri olarak gösterebiliriz.

-İlk yarı üçlük yüzdesinin alçak kalmasına rağmen,ikinci yarı bunu bir şekilde artırmaları. Sonuçta Litvanya gibi takımlar,iki periyot kötü atar bir periyot çıkar farkı açarlar.O üçlüklerin girmesi farkın açılmasında önemli bir etkendi.

-Kleiza'dan da bahsetmek gerekir,takımı müthiş rahatlattı sorumluluk gereken dakikalarda. Kleiza'dan bahsetmişken,oraya Javtokas'ı da eklemek lazım.Çok beğendim bu maç özellikle savunmada.

-Litvanya açısından son olarak,maçın erken bittiğini zannetmeleri çok büyük bir hataydı. Basketbol'da 4.30 dakika çok uzun bir dakikadır,gördükte zaten.

-Arjantin'de ise,Manu bildiğimiz Manu değildi.Hal böyle olunca Manu'ya bağımlı olan Arjantin'i sıkıntıya soktu oyunda.

-Litvanya'nın savunmasını bir türlü açamadılar,son anlarda kapadılar farkı ama bitirici darbeyi vuramadılar bu seferde.

-Nocioni çok zorlama yaptı,beğenmedim bu maçta onu.
-Pota altında yetersiz Arjantin.Özellikle Scola faul problemine girince çok daha net bir şekilde gözüktü bu.

Sonuç olarak;iki takımda bu oyunla bence altına uzaklar ama oyun içinde yaşadıkları kopuklukları aşarlarsa yukarıyı zorlarlar.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...