Haftasonu şu Nba olayı cidden çok zevkli bir hal alıyor. Bir kere sabah okula gitme derdi yok sorunsuz şekilde izliyorsun maçları. Hoş ben yine geceyi tamamlayamadım ama her maça biraz biraz bakmaya çalıştım.
Öncelikle ilk olarak Sixers-Knicks maçını izlemeye başladım ki tamamına yakınını izledim. Öncelikle maç hakkında şunu söylemek istiyorum ki dışardan hücum etmekte Nba'in en kötü takımlarından biri olan Sixers'a karşı içerden bu kadar çok açık verme öküzlüğünü ancak Knicks yapabilirdi herhalde. Elton Brand'i hatta Dalembert'i göklere çıkardılaar. Bir de maçın başından beri ısrarla Brand'ı Zach ile savunma girişimleri var ki aman aman..
Tamam Knicks bu maçta çok çok çok kötü bir yüzdeyle şut atmış ve çemberi dövmekten beter etmiş olabilir ama savunmada bir direnç bekliyor insan. D'Antoni'nin takımıdır hızlı basketbol olacak elbet ama savunma olmadan birşeyleri başarmak imkansız artık.. Guard savunması da akıllara zarar. Sixers guardları istediği gibi maçı yönetti..
Öncelikle Miller fazla gözükmesede ilk çeyrek kritik işler yaptı. Sonrasında ise maçta ibrenin Sixers lehine dönmesini sağlayan Lois Williams ile Willie Green'in resitali başladı parkede. Knicks elbet bunlarada seyirci kaldı. Bu ikili benchten gelerek takıma önemli bir ivme kattı ve farkın açılmasında etkili oldular. Sixers maçı kazanmayı garantilediği üçüncü çeyrekte yine Miller'a başvurdu ve Miller'ın çeyreği domine eden oyunu ile maçın nihayeti belli oldu.
Sixers'ta saydığım isimler dışında Iguodala ve Dalemberti'de beğendim. Brand'in gelişi ile Dre'nin kullandığı toplar biraz sekteye uğramış olabili ama yine elinden gelenin en iyisini sahaya vermeye çalışıyor. Knicks'de ise beğendiğim tek isim pota altında en azından mücadele veren David Lee oldu.
Maçta Sixers adına tek olumsuz not seyirciydi. Bu takımın seyircisiyle arasında birşey var sanacak gören de ama nedense salon dolmuyor. Dolsa da ruh yok.. Hadi Raptors maçında şehrin bir diğer takımının şampiyonluk günüydü gelinmedi maça ama bu maça nedne gelinmiyor. Geçen seneki play-off'larda da hiç iyi bir renk katmamışlardı seyirci olarak.
Boston-Chicago maçına göz atma fırsatı buldum ama sürekli Sixers maçına bakma isteği ve o sıralarda nettende oldukça heyecanlı maçlar takip etmem dolayısı ile sağlıklı veriler elde edemedim. Ama şunu söylemeliyim ki bu takımın savunması bir harika.
Boston'da her ne kadar savunma bir hayli üst seviyede cereyan ettiyse de Bulls'un hücumu da bir hayli düşük seviyedeydi. Tamam rakip iyi savunma yapıyor olabilir ama boş şutlar bile girmemeye başladı Bulls'ta. Gecenin tek istisnai durumu çaylak Rose'du..
Sixers maçının sonucu artık belli olmuşken Kanada'ya uzandım ve müthiş bir heyecan fırtınasına tanık oldum. Son 2 dakikasını takip edebildim Toronto-Warriors maçının lakin buna rağmen Sixers maçında alamadığım o hazzı aldım. Seyirciyi hissettim eminim ki parkedeki oyuncularda hissetmişlerdir. Bosh takımını ipten aldı ve zafere taşıdı. Bu sene yine durdurulması çok zor olacak hele ki yanında Jermaine varken.
Az kalsın unutuyordum Memphis'i.. Yahu bu takım nasıl geri döndü öyle ve nasıl kazandı şu maçı. Orlando'da ne var bilemiyorum sezona çok kötü başladılar. Önce Atlanta şimdide Memphis.. Halbuki uzun süre önde götürdüler maçı ancak Gay ve Mayo'nun performansları maçı dengelemiş son topa kadar getirmiş. Hidayet dün gece gerçekten iyi bir maç çıkarttı ve bu sezonda boş durmayacağını gösterdi. Ancak o son topu kenardan çıkaramamasına anlam veremedim. Suç onda değil elbet ama Magic'de son topu kullanmak adına topu almak için hareketlenen yok. Neden Hedo çıkartıyorsa kenardan.. Eh top Memphis'e geçti maçın kahramanı Gay'de güzel bir buzzer ile galibiyeti söktü..
Bir de Miami'den bahsedeyim. Bir türlü maçı izleyebileceğim link bulamadım bulduklarım da nedense hep başka maç çıktı.. Neyse izleyemedim ama galip gelmemiz güzel olmuş evimizdeki sezon açılışında.
Center olmadan oynuyoruz ama Haslem'de layıkıyla başarıyor pivot işini. İki maçtır takımın en iyi istatistiklerini yapıyor kendince bana göre.. Wade'de değinmek lazım ki artık döndü Wade bunu dün akşam gördük. Nasıl bir maç çıkarmış Wade öyle kardeşim..
27 dakikada 20 sayı 8 asist 4 ribaunt 4 top çalma 4 blok.. Vay be..
Beasley'de ilk beş çıkmasına rağmen fazla süre alamadı ama maç koptuktan sonra uzun süre sahada kaldı ve iyi istatistikler çıkarttı. Bir sözümde Marion'a.. Ne olur böyle devam et be..
1 Kasım 2008 Cumartesi
İstanbul Büyükşehir Belediye - Trabzonspor / Maç Önü
Haftanın LigTv açısından açılış maçı , Trabzonspor ' un maçıyla olacak . Trabzonspor deplasmana gidiyor demeye bin şahit lazım bu maç için . Kendi sahamız gibi olacak orasıda . Bundan kimsenin şüpheside yok zaten . Daha dün İstanbulspor maçında o statın nasıl dolduğunu hatırlıyoruz . Keza Brugge hazırlık maçında da , hazırlık maçı olmasına rağmen baya taraftar gelmişti . Bunun tek gerekçesi Trabzonspor' dur . Gerçekten seviyor bu takımı taraftarı . Bu maç içinde ciddi girişimler var , en azından bütün Trabzonspor ' lu arkadaşlarım . İstanbul ' dan olsun , Kocaeli 'nden olsun , Sakarya ' da olsun ve diğer çevre illerden olsun oraya akın edecek . Hatta şimdi yoğunlaşmaya başlamıştır Olimpiyat Statının dışı .
Trabzonspor iyi gitmiyor son iki haftadır , doğrudur . Ama bu maçla birlikte tersine dönecektir bu gelişme . Az sonra dile getireceğim bir kaç oyuncunun özellikle formunun yükselmesini bekliyorum ...
Kaleden başlayalım : Tolga ' ya güvenmediğimi beni tanıyan herkes bilir . Açıkcası şuan Trabzonspor kalesine onu geçirmekte intihardır . Galatasaray maçında ve diğer maçlarda gördük . Kaleye kaç tane top geldiyse , neredeyse hepsi gol oldu . Gol olmasının yanında , % 90 ' ında hatası vardı . Böyle bir ortamda Tolga bu işi daha yapamazdı . Şimdi yerinde Tony var . Daha tam anlamıyla kendisini çözemesemde , en azından kalede duruşuyla Tolga ' dan daha çok güven verdiği kesin . Bu yüzden kesin tanımasamda Tony' i . Mesela Antep maçında yediği ikinci gol komedi ama şuan için en iyi tercih . Arkada bir de Onur var . Bu çocuğa dikkat etmek lazım ...
Defansta Cale cezalı . İstikrar abidesiydi . Beğendiğim elemandı . Kendisiyle konuştum , çokta iyi bir insan futbolculuğunun yanında . Yerinde Egemen oynayacak diyorlar . Egemen ' in bu işi yapabileceğini düşünüyorum , o yönden şüphem yok . Göbektede Song - Giray oynayacak . Sağda ise Serkan . Sağ bek konusu ayrı bir konu olmalı . Serkan her ne kadar son haftalarda süper oynasada , oranın adamı değil . Defans hakkında diyeceğim , son haftalardaki hatalardan inşallah arınırlar .
Orta sahada da Hüseyin cezalı , yerine Ceyhun oynayacak . O da Türk futbolu adına bir kazançtır . Gelecekte ismine dikkat edin . Ciddi anlamda ... Henüz tam iyi olmasada , forma giydikçe eksikleride kapanacaktır Ceyhun ' un . Selçuk - Colman oynar onun önünde . Solda Isaac - Sağda Yattara . Tabii ikisinden birini kesip , çift forvete dönebilir yine . Bu durumda Colman sola kayar . Ama benim tercihim çift forvet yerine bu orta sahadır . Forvette Gökhan ' ı kesip , Umut ' u oynatmaktır .
Gelelim oyuncu görüşlerime ;
Yattara - Transfer dedikodusundan beri üç maç oynadı . Ortalıkta hala yok . Ciddi anlamda soru işaretleri var kafamda . Açıkcası net birşey söyleyemiyorum onun için . Bugünkü maç o soru işaretlerini giderecektir .
Gökhan Ünal - 4 gol 4 asistti oynadığı maçlarda ama ben beğenmiyorum onun performansını , Yattara ' da oynayınca adeta 9 kişi oynuyoruz . Kendisi Kayseri ' deki performansına acilen dönmelidir . Özellikle mücadele olarak .
Colman - Ne zaman iyi , ne zaman kötü olacağı belli olmayan oyuncu .
Genel olarak takımda gördüğüm , beğenmediğim üç oyuncuyu değerlendirdim . Sonuç olarak maçı alacağımızı düşünüyorum . Maçtan sonra yine maç hakkında yazımla burada olurum ...
31 Ekim 2008 Cuma
Yao Zıpla Biraz
Yao Ming dün gece Dallas karşısında takımına galibiyeti getiren bir performans sergiledi.
30 sayı 13 ribaunt 3 asist 2 blok..
Ama maçta bir pozisyon var ki görülmeye değer..
Eurosport'ta Watts vardır ya haftanın spor olaylarından komik görüntüler yer alır.. Benden malzeme olsun onlara. xD
Nba - Gecenin Maçları
Perşembe geceleri Amerika'da Tnt gecesi olarak adlandırılıyor. Tnt'de perşembe geceleri ligin elit karşılaşmalarını seyri yüksek karşılaşmalarını yayınlıyor. Dallas-Houston ve Suns-Hornets gecenin iki özel karşılaşmasıydı. Yanında da King James ve arkadaşlarının Bobcats'i konuk ettiği maç vardı..
Gece saatimi kurdum Hornets maçına kalkmak üzere. Dün Warriors karşısında Hornets'i izlemiş ve beğenmemiştim ama iki gece üst üste maçlarını izleme şansını yakalamam bu önyargıyı ortadan kaldırdı. Suns karşısında oynadığı basketbolu gerçekten çok beğendim.
Maça zaten Stajakovic'in üst üste basketleri ile başlayan Hornets 9-0'lık bir seri yakaladı. Suns fazla paniğe girmeden uzun oyuncularına başvurarak toparlanmayı bildi. Nash'in önderliğinde Chandler'dan yoksun Hornets pota altına Amare ve Shaq ile yüklenen Suns ilk beş çıkan Armstrong'u bir hayli zorladı. Uzun oyuncuların bu katkılarının üzerine Barnes'in de dış şutları eklenince Suns ritmini yeniden buldu.
Ritim bulundu bulunmasına ama Suns hiç öyle bildik Suns gibi değildi. Elbet fark olacak takımda yeni bir koç yeni bir sistem, düzen ama şöyle diyeyim Suns oyuncularını tanıyamadım sahada. Barbosa'dan tutun da Nash'e kadar sıçrayan top kaybı furyası Suns'a büyük darbee vurdu. Özellikle transition hücumları iyi değerlendiren Hornets farkı açmayı bildi yeniden. Suns özellikle maçın ikinci çeyreğinde top kayıplarıyla sorun yaşarken ilk yarıda ivmenin dengelenmesini sağlayan uzunlarına top indiremedi. Maçın bir bölümünde bırakın isabet bulmayı çember bile dövemediler.
İkinci yarının başlarını iyi bir şekilde izleme fırsatım olmadı ancak son çeyreğe girildiğinde Suns'un geri dönüş çabaları vardı. İşe e yaradı özellikle Diaw ve Amare'nin katkıları ile son dakikalara doğru farkı indiren ve maça ortak olan Suns'un bu geri dönüşü maçı dahada zevkli hale getirdi son dakikalarda.
Hornets'in yaz aylarında takıma kattığı ve bench için çok önemli bir hamle olan Posey'in son çeyrek takımına maçı kazandıran isim olduğunu belirtmek gerekir. Suns'un maça ortak olduğu dakikalarda sahne alan ve kritik şutlarıyla üst üste üçlüklere imza atan Posey maçın kazanılmasında en önemli etkenlerden biri. Bunun dışında Butler'da son çeyrekteki hücum performansı ve kritik bir Suns hızlı hücumunda yaptığı blok ile yine maçın kazanılmasında önemli bir payı olan isimdi.
Peja Stajakovic de dün gece takım için oldukça verimli derecede basketbol oynadı. Yerinde ve zamanında kullandığı şutları ile can yakan Peja, Suns savunmasını en çok zorlayan isimlerden biriydi. Paul yine oldukça iyi rakamlar çıkarttı maçtan ve 2 ribaunt ile triple'ı kaçırdı. Şut bakımından yeteri derecede iyi performans gösteremese de takımını yöneten isim oldu yine..
Cleveland maçına gelecek olursak mücadelenin her alanında fark edileceği üzere Cavs'ın baya bi fizik üstünlüğü vardı rakibine karşı. Zaten takımda Lebron gibi boyalı alanda çok rahat bir şekilde basketbolunu oynayan biri olunca Bobcats'in işi iyice zorlandı. Savunmada ve hücumda bu fiziksel avantajlarını oldukça iyi kullanan Cavs rakibin direncini ilk yarı kırdı.
Cavs'ın bu avantajının üzerine Bobcats'in rezil bir hücum performansı da üzerine eklenince maç erken koptu gibi. Dün bloga resmini koyduğum ve saçlarını kestiren Adam Morrison harici hücum alanında birşeyler üreten çabası olan isim olmadı.
Cavs'ta ilk yarının x-factor'u benchten gelerek önemli katkı sağlayan Gibson oldu. Üst üste bulduğu üçlükler ile skoru açan Gibson bu sene üç sayı çizgisinin gerisinden çok can yakacak gibi. Mo-Williams'da gerek şut gerekse takımı oynatma açısından oldukça verimli bir gece geçirdi.
Üçüncü çeyrekte Bobcats'in Okafor-Wallece-Richardson üçlüsü ile bir kıpıradanması olsa da Cavs vidaları biraz sıkınca maçı tekrar kontrolü altına aldı ve rahat bir şekilde galibiyete ulaştı.
Gecenin diğer maçında texas derbisinde Rox-Dallas maçı vardı. İzleyemedim ama okuduğum yorumlara göre cidden güzel maç olmuş. Özellikle Artest'in oyunun son periyodunda skorda iyi katkı verdiğini görmekteyiz. Yine Yao ve T-Mac'de takımını sırtlayan diğer iki yıldız. Rox'un sağlıklı olmasını çok istiyorum. Birşeyler başardıklarını görmek için değil başarsınlar yada başarmasınlar ne yapabileceklerini görmek için..
Gece saatimi kurdum Hornets maçına kalkmak üzere. Dün Warriors karşısında Hornets'i izlemiş ve beğenmemiştim ama iki gece üst üste maçlarını izleme şansını yakalamam bu önyargıyı ortadan kaldırdı. Suns karşısında oynadığı basketbolu gerçekten çok beğendim.
Maça zaten Stajakovic'in üst üste basketleri ile başlayan Hornets 9-0'lık bir seri yakaladı. Suns fazla paniğe girmeden uzun oyuncularına başvurarak toparlanmayı bildi. Nash'in önderliğinde Chandler'dan yoksun Hornets pota altına Amare ve Shaq ile yüklenen Suns ilk beş çıkan Armstrong'u bir hayli zorladı. Uzun oyuncuların bu katkılarının üzerine Barnes'in de dış şutları eklenince Suns ritmini yeniden buldu.
Ritim bulundu bulunmasına ama Suns hiç öyle bildik Suns gibi değildi. Elbet fark olacak takımda yeni bir koç yeni bir sistem, düzen ama şöyle diyeyim Suns oyuncularını tanıyamadım sahada. Barbosa'dan tutun da Nash'e kadar sıçrayan top kaybı furyası Suns'a büyük darbee vurdu. Özellikle transition hücumları iyi değerlendiren Hornets farkı açmayı bildi yeniden. Suns özellikle maçın ikinci çeyreğinde top kayıplarıyla sorun yaşarken ilk yarıda ivmenin dengelenmesini sağlayan uzunlarına top indiremedi. Maçın bir bölümünde bırakın isabet bulmayı çember bile dövemediler.
İkinci yarının başlarını iyi bir şekilde izleme fırsatım olmadı ancak son çeyreğe girildiğinde Suns'un geri dönüş çabaları vardı. İşe e yaradı özellikle Diaw ve Amare'nin katkıları ile son dakikalara doğru farkı indiren ve maça ortak olan Suns'un bu geri dönüşü maçı dahada zevkli hale getirdi son dakikalarda.
Hornets'in yaz aylarında takıma kattığı ve bench için çok önemli bir hamle olan Posey'in son çeyrek takımına maçı kazandıran isim olduğunu belirtmek gerekir. Suns'un maça ortak olduğu dakikalarda sahne alan ve kritik şutlarıyla üst üste üçlüklere imza atan Posey maçın kazanılmasında en önemli etkenlerden biri. Bunun dışında Butler'da son çeyrekteki hücum performansı ve kritik bir Suns hızlı hücumunda yaptığı blok ile yine maçın kazanılmasında önemli bir payı olan isimdi.
Peja Stajakovic de dün gece takım için oldukça verimli derecede basketbol oynadı. Yerinde ve zamanında kullandığı şutları ile can yakan Peja, Suns savunmasını en çok zorlayan isimlerden biriydi. Paul yine oldukça iyi rakamlar çıkarttı maçtan ve 2 ribaunt ile triple'ı kaçırdı. Şut bakımından yeteri derecede iyi performans gösteremese de takımını yöneten isim oldu yine..
Cleveland maçına gelecek olursak mücadelenin her alanında fark edileceği üzere Cavs'ın baya bi fizik üstünlüğü vardı rakibine karşı. Zaten takımda Lebron gibi boyalı alanda çok rahat bir şekilde basketbolunu oynayan biri olunca Bobcats'in işi iyice zorlandı. Savunmada ve hücumda bu fiziksel avantajlarını oldukça iyi kullanan Cavs rakibin direncini ilk yarı kırdı.
Cavs'ın bu avantajının üzerine Bobcats'in rezil bir hücum performansı da üzerine eklenince maç erken koptu gibi. Dün bloga resmini koyduğum ve saçlarını kestiren Adam Morrison harici hücum alanında birşeyler üreten çabası olan isim olmadı.
Cavs'ta ilk yarının x-factor'u benchten gelerek önemli katkı sağlayan Gibson oldu. Üst üste bulduğu üçlükler ile skoru açan Gibson bu sene üç sayı çizgisinin gerisinden çok can yakacak gibi. Mo-Williams'da gerek şut gerekse takımı oynatma açısından oldukça verimli bir gece geçirdi.
Üçüncü çeyrekte Bobcats'in Okafor-Wallece-Richardson üçlüsü ile bir kıpıradanması olsa da Cavs vidaları biraz sıkınca maçı tekrar kontrolü altına aldı ve rahat bir şekilde galibiyete ulaştı.
Gecenin diğer maçında texas derbisinde Rox-Dallas maçı vardı. İzleyemedim ama okuduğum yorumlara göre cidden güzel maç olmuş. Özellikle Artest'in oyunun son periyodunda skorda iyi katkı verdiğini görmekteyiz. Yine Yao ve T-Mac'de takımını sırtlayan diğer iki yıldız. Rox'un sağlıklı olmasını çok istiyorum. Birşeyler başardıklarını görmek için değil başarsınlar yada başarmasınlar ne yapabileceklerini görmek için..
Bynum Kontratı Kaptı
4-5 hafta kadar önce Bynum'un menajerinin yaklaşık 80 milyonluk bir kontrat istediğini belirtmiş ve Kasım'dan önce kontrat yapmazlar ise Drew'in sene sonunda sınırlı fa olma ihtimalinin olduğunu söylemiştim.
Lakers 4 yıl 58 milyonluk bir kontrat ile Bynum'u takımda tuttu. Şimdi Bynum lige katıldığı sezondan beri gelişim göstermiş geçen sene de Lakers pota altında zirve yapmış bir isim ancak sezonun yarısını sakat geçirdi ve takıma yeni katılan Gasol ile oyunu ne yöne gidecek bunlar merak edilen sorulardı.
Lakers kontrat işini sezon sonuna bırakabilirdi. Neden? Ee işte dediğim gibi Bynum'u ne olursa olsun yeniden tartma ve gözlemleme şansları olacak ona göre bir karar verebilirlerdi. Her ne olursa olsun Bynum takımda kalırdı zaten. Lakers takımda tutmayı kafasına koymuşsa tutar bırakmazdı. Bir diğer yanı ise Bynum'un şu kontratından sonra yatışa geçme ihtimali. Yatış ağır oldu farkındyım ama en azından bir rahatlama olacaktır. Gelecek 4 yıl için kendisini garanti altına aldı..
Neyse Lakers için önemli bir hamle. Bynum dediğim gibi gelişimine halen daha devam edebilecek olan ve en azından 15-10 gibi istatistikleri garantilemiş olan biri. Lakers'ın gelecekteki planları onun üzerine ve o da yanıltmayacaktır kendisine güvenenleri.
30 Ekim 2008 Perşembe
Nba - Gecenin Maçları
Nba'de 2 günü geride bıraktık. Dün 12 maç vardı bunlardan iki tanesini izleme fırsatı buldum ki NbaTv verdi zaten ikisini de.. Toronto-Phila maçını az önce tekrarından izledim sabah ise Gsw ile Hornets arasındaki nefes kesen mücadelede ekran başındaydım.
Öncelikle Raptors-Sixers mücadelesinden başlayalım..
Şimdi şöyle bir kadrolara bakacak olursak iki takımın da pota altına önemli takviyeler yaptığını görüyoruz ki gözler de bu oyuncular üzerindeydi maç öncesinde. O'Neal ve Brand'dan bahsediyoruz. İkili de kağıt üzerinde takımlarına maksimum katkı verdi ama özellikle Jermaine'in performansı daha bi ön plana çıktı.
Jermaine 34 dakikada 17 sayı 8 ribaunt 4 asist ile oynadı ve sezon içinde bu takıma nasıl katkılar vereceğini gösterdi. Sağlıklı olduğu sürece diye başlayacam ki sağlıklı olduğu ortada katkılarına devam edecektir. Bosh ise 27 sayı ile takımını sırtlayan isimdi. Toronto pota altı can yakacaktır zamanla.
Pota altı dmeişken pota altının önemli sorunlarından biri Raptors açısından ribaunttu. Karşılaşmanın ilk çeyreğinde Sixers her kaçırdığı top için bir off.reb aldı.. Bir hayli fazla ribaunt almasına ve bir hayli fazlaca top kullanmasına karşın ilk çeyrek skoru oldukça dengeliydi. Eh Raptors'un kadrosunda şutör isimlerin bulundurmasının avantajını kullandı. Sixers bunun eksikliğini maç boyunca çekti. Takımda şutör kimlikli Young dışında kimse yok. Young'da elinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyor ama yetmiyor. Sezon içinde bu eksike canları yanabilir. Bir takviye lazım..
Raptors'un guard problemi bitmek bilmez arkadaş. Denirdi ki Tj mi Caldeorn mu ? Calderon olduğu ortaya çıktı Tj postalandı şimdilerde de Calderon'un yedeği konusunda söylemler var Ukic mi Willie mi diyerekten.. Şimdi Solomon için deniyor ki Jose'nin arkası garanti hatta ve hatta A.Parker'ın da yerini zorlayabilir. Ee bu adam için bu öngörüler yapılıyor ama oyunda göremiyoruz. Dün gece Ukic'i izledim beğendim ben şahsen. Genç ama basketbolu bilen biri Ukic. Raptors guardında Willie de olsa Ukic de olsa sırtı yere gelmez takımın.
Şimdi sabah şiş gözlerle izlemeye çalıştığım - arada Lakers ve Jazz maçlarına da baktık tabi - maça geçelim.
Golden State Warriors'un Ellis problemi onlar için sezonun erken bitmesi anlamına geliyordu ve hatta biraz olsun yatıp drafttan iyi bir sıra kaparak gelecek yıl bomba gibi dönmeleri konuşuluyordu ancak gördüm ki bu Golden State iş yapar. Play-off olsun olmasın ama dün akşam oynadığı şu oyunla ışığı verdi takım. Hornets'in rahat almasını bekliyordum ben maçtan önce ama Gsw'ın şu azmini görünce şaşırdım ben bile. Nelson takımın temel taşları gitmesine rağmen seyri hala keyifli oyununu sürdürüyor. Golden State biraz tecrübeli olsa sonuna kadar getirdiği maçı da alabilirdi.
Ellis'in yokluğunda guard rotasyonunda başlayan çaylak Nelson ilk yarı oynama fırsatı buldu ve kısmen iyi değerlendirdi aldığı dakikaları. Zaten üç pasta baskete giden bir takımda ve bu denli atletik oyuncular arasında guard neden sırıtsın ki..
Maçın ilginç yönü Ellis'in yokluğu ve Baron'un gidişinden sonra takımın yükünü üstüne alan S-Jax'in 48 dakika sahada kalmasıydı. Takımda yine önemli bir rolü var Jackson'un ki takımın da ona ihtiyacı var. Şu maçta yaptığı liderliği er babayiğit yapmaz.. Fazla şut kullanmış gibi gelebilir izlemeyenler için ama hemen hemen hepsi kullanması gereken şutlardı. İlk maç bu ritmini de bulacak..
Magette'de bu takım için oldukça önemli daha ilk maçından gösterdi bunu. Kritik anlarda top onun elinde kalıyor ve o da gerekeni yapmaktan çekinmiyor. Gerekli yerlerde kulanıyor onu Warriors ve en büyük kazançları olacak bu sezon için. Bunun dışında Azubuike'de benchin önemli oyuncusu olmaya devam edecek.
Gecenin diğer maçlarına bakacak olursak hemen tuttuğum takım olan Heat'ten başlamak istiyorum. Şimdi Wade'den bu tip bir performans beklenir ama kariyerinin ilk maçına çıkan Chalmers'ın böyle komple bir performansını beklemiyordum. Eğer böyle oynamaya devam ederse ilk beşe kapağı atar ve gelişimiyle de gayet faydalı bir guard olur.
Haslem ve Marion'da oldukça iyi katkı yapmış. Haslem'den bu denli sayı katkısı beklemem ama ikilinin ribauntlardaki aktifliği sevindirdi beni. Yavaş yavaş oturacak takım.
Nyk'da Mike D'Antoni ile beraber hemen yeni kimliğe bürünmüş. Marbury'yi oynatmamasına anlam veremedim ama Knicks'in de iş yapacağını söylesek yanılmayız.
Lakers dün gece yine kazandı. Maça tutuk başlasalarda kopartmayı bildiler ve farklı bir galibiyetle Clippers'a mesaj verdiler. Özellikle Farmar''ın iki maçtır performansına dikkat diyorum. Utah yine kritik galibiyet aldı. Grubunda önemli bir takım Denver ve ilk maçta onları yenerek lige iyi bir start yapmış oldular. Krilenko'nun benchten gelerek sergilediği performansta maçın kilit performansı bana göre.
Gecenin diğer önemli karşılaşmalarında Spurs evinde iki süper yıldızının müthiş performanslarına rağmen Suns'a kaybetti. Hedo'lu Magic ise evinde Lewis'in faul problemine girmesiyle fazla katkı veremediği maçta Hawks'a yenilmekten kurtulamadı.
Gecenin Sonuçları;
Raptors 95-84 Sixers
Hawks 99-85 Magic
Nets 95-85 Wizards
Heat 115-120 Knicks
Bucks 98-87 Thunder
Pacers 94-100 Pistons
Kings 96-98 Wolves
Suns 103-98 Spurs
Grizzlies 71-82 Rockets
Nuggets 94-98 Jazz
Hornets 108-103 Warriors
Lakers 117-79 Clippers
Öncelikle Raptors-Sixers mücadelesinden başlayalım..
Şimdi şöyle bir kadrolara bakacak olursak iki takımın da pota altına önemli takviyeler yaptığını görüyoruz ki gözler de bu oyuncular üzerindeydi maç öncesinde. O'Neal ve Brand'dan bahsediyoruz. İkili de kağıt üzerinde takımlarına maksimum katkı verdi ama özellikle Jermaine'in performansı daha bi ön plana çıktı.
Jermaine 34 dakikada 17 sayı 8 ribaunt 4 asist ile oynadı ve sezon içinde bu takıma nasıl katkılar vereceğini gösterdi. Sağlıklı olduğu sürece diye başlayacam ki sağlıklı olduğu ortada katkılarına devam edecektir. Bosh ise 27 sayı ile takımını sırtlayan isimdi. Toronto pota altı can yakacaktır zamanla.
Pota altı dmeişken pota altının önemli sorunlarından biri Raptors açısından ribaunttu. Karşılaşmanın ilk çeyreğinde Sixers her kaçırdığı top için bir off.reb aldı.. Bir hayli fazla ribaunt almasına ve bir hayli fazlaca top kullanmasına karşın ilk çeyrek skoru oldukça dengeliydi. Eh Raptors'un kadrosunda şutör isimlerin bulundurmasının avantajını kullandı. Sixers bunun eksikliğini maç boyunca çekti. Takımda şutör kimlikli Young dışında kimse yok. Young'da elinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyor ama yetmiyor. Sezon içinde bu eksike canları yanabilir. Bir takviye lazım..
Raptors'un guard problemi bitmek bilmez arkadaş. Denirdi ki Tj mi Caldeorn mu ? Calderon olduğu ortaya çıktı Tj postalandı şimdilerde de Calderon'un yedeği konusunda söylemler var Ukic mi Willie mi diyerekten.. Şimdi Solomon için deniyor ki Jose'nin arkası garanti hatta ve hatta A.Parker'ın da yerini zorlayabilir. Ee bu adam için bu öngörüler yapılıyor ama oyunda göremiyoruz. Dün gece Ukic'i izledim beğendim ben şahsen. Genç ama basketbolu bilen biri Ukic. Raptors guardında Willie de olsa Ukic de olsa sırtı yere gelmez takımın.
Şimdi sabah şiş gözlerle izlemeye çalıştığım - arada Lakers ve Jazz maçlarına da baktık tabi - maça geçelim.
Golden State Warriors'un Ellis problemi onlar için sezonun erken bitmesi anlamına geliyordu ve hatta biraz olsun yatıp drafttan iyi bir sıra kaparak gelecek yıl bomba gibi dönmeleri konuşuluyordu ancak gördüm ki bu Golden State iş yapar. Play-off olsun olmasın ama dün akşam oynadığı şu oyunla ışığı verdi takım. Hornets'in rahat almasını bekliyordum ben maçtan önce ama Gsw'ın şu azmini görünce şaşırdım ben bile. Nelson takımın temel taşları gitmesine rağmen seyri hala keyifli oyununu sürdürüyor. Golden State biraz tecrübeli olsa sonuna kadar getirdiği maçı da alabilirdi.
Ellis'in yokluğunda guard rotasyonunda başlayan çaylak Nelson ilk yarı oynama fırsatı buldu ve kısmen iyi değerlendirdi aldığı dakikaları. Zaten üç pasta baskete giden bir takımda ve bu denli atletik oyuncular arasında guard neden sırıtsın ki..
Maçın ilginç yönü Ellis'in yokluğu ve Baron'un gidişinden sonra takımın yükünü üstüne alan S-Jax'in 48 dakika sahada kalmasıydı. Takımda yine önemli bir rolü var Jackson'un ki takımın da ona ihtiyacı var. Şu maçta yaptığı liderliği er babayiğit yapmaz.. Fazla şut kullanmış gibi gelebilir izlemeyenler için ama hemen hemen hepsi kullanması gereken şutlardı. İlk maç bu ritmini de bulacak..
Magette'de bu takım için oldukça önemli daha ilk maçından gösterdi bunu. Kritik anlarda top onun elinde kalıyor ve o da gerekeni yapmaktan çekinmiyor. Gerekli yerlerde kulanıyor onu Warriors ve en büyük kazançları olacak bu sezon için. Bunun dışında Azubuike'de benchin önemli oyuncusu olmaya devam edecek.
Gecenin diğer maçlarına bakacak olursak hemen tuttuğum takım olan Heat'ten başlamak istiyorum. Şimdi Wade'den bu tip bir performans beklenir ama kariyerinin ilk maçına çıkan Chalmers'ın böyle komple bir performansını beklemiyordum. Eğer böyle oynamaya devam ederse ilk beşe kapağı atar ve gelişimiyle de gayet faydalı bir guard olur.
Haslem ve Marion'da oldukça iyi katkı yapmış. Haslem'den bu denli sayı katkısı beklemem ama ikilinin ribauntlardaki aktifliği sevindirdi beni. Yavaş yavaş oturacak takım.
Nyk'da Mike D'Antoni ile beraber hemen yeni kimliğe bürünmüş. Marbury'yi oynatmamasına anlam veremedim ama Knicks'in de iş yapacağını söylesek yanılmayız.
Lakers dün gece yine kazandı. Maça tutuk başlasalarda kopartmayı bildiler ve farklı bir galibiyetle Clippers'a mesaj verdiler. Özellikle Farmar''ın iki maçtır performansına dikkat diyorum. Utah yine kritik galibiyet aldı. Grubunda önemli bir takım Denver ve ilk maçta onları yenerek lige iyi bir start yapmış oldular. Krilenko'nun benchten gelerek sergilediği performansta maçın kilit performansı bana göre.
Gecenin diğer önemli karşılaşmalarında Spurs evinde iki süper yıldızının müthiş performanslarına rağmen Suns'a kaybetti. Hedo'lu Magic ise evinde Lewis'in faul problemine girmesiyle fazla katkı veremediği maçta Hawks'a yenilmekten kurtulamadı.
Gecenin Sonuçları;
Raptors 95-84 Sixers
Hawks 99-85 Magic
Nets 95-85 Wizards
Heat 115-120 Knicks
Bucks 98-87 Thunder
Pacers 94-100 Pistons
Kings 96-98 Wolves
Suns 103-98 Spurs
Grizzlies 71-82 Rockets
Nuggets 94-98 Jazz
Hornets 108-103 Warriors
Lakers 117-79 Clippers
Popovic'in 'Shaq'ası
Geçen sezon Spurs-Suns play-off serisinde Popovic'in uygulattığı Hack a Shaq taktiği baya baya konuşulmuştu. Üstüne gidenler oldu, kazanmak için her yol mübahtır diyenler oldu..
Shaq geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış ve ortamı germişti..
Dün gece Spurs-Suns sezon açılışında karşı karşıya geldi ve maçın beşinci saniyesinde ne oldu bilin bakalım..
Evet evet.. Hack A Shaq
Shaq geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmış ve ortamı germişti..
Dün gece Spurs-Suns sezon açılışında karşı karşıya geldi ve maçın beşinci saniyesinde ne oldu bilin bakalım..
Evet evet.. Hack A Shaq
29 Ekim 2008 Çarşamba
Chicago Bulls 108-95 Milwaukee Bucks
Digiturk Nba Tv'yi bünyesine katınca benim için izlenecek maç sayısı da arttı sezon içinde. Nba Tv'nin açılış gecesinde verdiği maç diğer iki maça göre nispeten daha kötü bir seçim olan ancak yine de hikayeleri ile ilgi çekecek bir maçtı.
İlk gece dolayısıyla belli bir takım rekabetler öne sürülür. İşte Boston-Cavs örneğindeki gibi.. Bu maçı izlememizin sebeplerine bakacak olursak iki ana maddede toplarız;
* Yıldız bir guard seviyesine doğru çıkacağını göstermiş olan Rose'un ilk Nba maçı..
* Bucks Skiles'ın eski takımı Bulls'a karşı mücadele veriyor olması..
Şimdi gözlemlerime gelecek olursak Bulls bu sezon oldukça iyi bir takım kurmuş. İş yapabilecek bir seviyedeler. Genç olmaları onlara tecrübe eksikliği getirecektir ama bu takımın çekirdeği iki yıl önce Doğu'nun en iyi üçüncü tkaımıydı unutmamak gerek.
Maça Rose ile başladı Bulls ki radikal bir seçim. Çaylak bir oyuncunun eline yeni bir koç ile yola çıkan ve oldukça atletik enerjik genç isimlerden oluşan bir takım vermek zor iş ancak Rose bunun altından ilk maçta kalktı gibi. Yeri geldiğinde hatalar da yaptı ancak ilk maçında gayet olgun bir görüntü çizdi. Sefolosha ilk beş başladı ancak Hinrich ondan daha fazla süre aldı.. Ki Rose-Hinrich ikilisi guard rotasyonunda rakiplere sıkıntı yaşatacaklardır.
Bunun dışında Bulls'un benchi de sağlam bir bench. Yabana atılacak isimler yok. Nocioni, Gordon, Noah ve az önce dediğim gibi Nocioni.. Yani takım da gerçekten önemli isimler var. Aynı zamanda parke üzerinde Deng ve Thomas'ın uyumu da oturmuş. Thomas'ın özellikle 40 dakika oyunda kalıp göz doldurucu oynaması takım için umut verici. Yine Gooden'da pota altını önemli ölçüde rahatlatmakta. Kısacası Bulls'un elinde iyi bir yapı ve kumaş var..
Bucks'a bakacak olursak 30 sayı atmasına karşın Redd'i hiç ama hiç beğenmedim. Yani tamam gerektiği anda sahneye çıktı elinden geleni yaptı ancak Redd yazdan kalma alışkanlıklarına devam ediyormuş gibi geldi bana. Sürekli diplere kaçtı ve takım arkadaşlarından pas bekledi. Ee bu takım Amerika ulusal takımı değil ki be Redd.. Gidip sen bir şeyler yapacaksın, hücum alanında delici olmaya rakibi zorlamaya çalışacaksın..
Guard mevkiine bakacak olursak Bucks'un -ki bakılacak yanı kalmamış yok öyle bir mevki- Ridnour hiç iyi bir seçim değil. Bir ara Skiles Ridnour'un yaptığı yanlış tercih ve hatalardan öylesine bıktı ki oyundan alıp guardsız oynamayı bile denedi. Yani takımı hücuma çıkarken baltalayan savunm anlamında da hiç iyi sinyaller vermeyen Ridnour çok fazla sırıtmakta..
Mücadele iyiydi ama 3.5 aylık bir aranın ardından beni doyurmadı bu iki ekibin basketbolu. Yarın okul var gece kalkmam zor olabilir ancak Nba Tv önce Sixers-Toronto sonrasında ise Warriors-Hornets maçları ile oldukça iyi seçimler yapmış bu akşam için..
İlk gece dolayısıyla belli bir takım rekabetler öne sürülür. İşte Boston-Cavs örneğindeki gibi.. Bu maçı izlememizin sebeplerine bakacak olursak iki ana maddede toplarız;
* Yıldız bir guard seviyesine doğru çıkacağını göstermiş olan Rose'un ilk Nba maçı..
* Bucks Skiles'ın eski takımı Bulls'a karşı mücadele veriyor olması..
Şimdi gözlemlerime gelecek olursak Bulls bu sezon oldukça iyi bir takım kurmuş. İş yapabilecek bir seviyedeler. Genç olmaları onlara tecrübe eksikliği getirecektir ama bu takımın çekirdeği iki yıl önce Doğu'nun en iyi üçüncü tkaımıydı unutmamak gerek.
Maça Rose ile başladı Bulls ki radikal bir seçim. Çaylak bir oyuncunun eline yeni bir koç ile yola çıkan ve oldukça atletik enerjik genç isimlerden oluşan bir takım vermek zor iş ancak Rose bunun altından ilk maçta kalktı gibi. Yeri geldiğinde hatalar da yaptı ancak ilk maçında gayet olgun bir görüntü çizdi. Sefolosha ilk beş başladı ancak Hinrich ondan daha fazla süre aldı.. Ki Rose-Hinrich ikilisi guard rotasyonunda rakiplere sıkıntı yaşatacaklardır.
Bunun dışında Bulls'un benchi de sağlam bir bench. Yabana atılacak isimler yok. Nocioni, Gordon, Noah ve az önce dediğim gibi Nocioni.. Yani takım da gerçekten önemli isimler var. Aynı zamanda parke üzerinde Deng ve Thomas'ın uyumu da oturmuş. Thomas'ın özellikle 40 dakika oyunda kalıp göz doldurucu oynaması takım için umut verici. Yine Gooden'da pota altını önemli ölçüde rahatlatmakta. Kısacası Bulls'un elinde iyi bir yapı ve kumaş var..
Bucks'a bakacak olursak 30 sayı atmasına karşın Redd'i hiç ama hiç beğenmedim. Yani tamam gerektiği anda sahneye çıktı elinden geleni yaptı ancak Redd yazdan kalma alışkanlıklarına devam ediyormuş gibi geldi bana. Sürekli diplere kaçtı ve takım arkadaşlarından pas bekledi. Ee bu takım Amerika ulusal takımı değil ki be Redd.. Gidip sen bir şeyler yapacaksın, hücum alanında delici olmaya rakibi zorlamaya çalışacaksın..
Guard mevkiine bakacak olursak Bucks'un -ki bakılacak yanı kalmamış yok öyle bir mevki- Ridnour hiç iyi bir seçim değil. Bir ara Skiles Ridnour'un yaptığı yanlış tercih ve hatalardan öylesine bıktı ki oyundan alıp guardsız oynamayı bile denedi. Yani takımı hücuma çıkarken baltalayan savunm anlamında da hiç iyi sinyaller vermeyen Ridnour çok fazla sırıtmakta..
Mücadele iyiydi ama 3.5 aylık bir aranın ardından beni doyurmadı bu iki ekibin basketbolu. Yarın okul var gece kalkmam zor olabilir ancak Nba Tv önce Sixers-Toronto sonrasında ise Warriors-Hornets maçları ile oldukça iyi seçimler yapmış bu akşam için..
Adam Morrison
Adam Morrison'u bilirsiniz muhtemelen.. Çok değil 2 yıl öncesinin 2006 drafrının 3 numaralı seçimi..
Çaylak sezonun da kumaşını belli eden ve Bobcats forması altında iş yapabilecek bir isim olduğunu gösteren Morrison sakatlığı dolayısı ile geçtiğimiz seonun tamamını kaçırınca hayallerini de beraberinde kaçırdı.. Artık onun umudu yeniden başlayıp kendisini kanıtlayabilmek ve varlığını kabul ettirebilmek..
Yeni bir kariyer için bir imaj değişikliğine de gitmiş Morrison. 80'li yıllardan kalma saç modeli vardı en azından saçlarını kestirerek yeni kariyerine güzel bir sayfa ile başlamış. Bekliyoruz bakalım onu bu sezon..
Saw V
Şimdi baştan belirteyim çok iyi bir Saw izleyicisi değilim hatta olaylar arasında bağıntıları da herkes gibi kuramam çünkü filmlerini en fazla 2 kere izlemişimdir. O bile bir-iki film için geçerli değil. O yüzden olayları en ince ayrıntısına kadar çözmeye çalışmadan eğlence olsun diye izliyorum filmleri. Bu filmin neresinde eğlendin gibi düşünceler kurulmasın kafanızda maksat kültür-sanat etkinliği..
Dediğim gibi bağlantıları kuramam film hakkında ama ciddi ciddi iyi bir filmdi Saw V. Hani o ilk filmin hatrına gelen Saw 2 ne kadar berbatsa bu da o kadar iyiydi işte. İlk filmden tutunda bir önceki filme kadar oldukça mantıklı bağlantılar vardı ve olayları zamana göre iyi yaydılar.
Hatalar var mıydı yok değildi ama yine de keyif verdi.
Tuzaklara kafam takıldı örneğin.. Yanılmıyorsam Strahm'ın tuzağında sadece su vardı. Ee bu adam boğazını delip nefes borusunu açmak yerine neden suyuiçmeyi düşünmüyor. Filmin konusuda basit geldi. Strahm katil Hoffman'dır dedi ve olayları çok kolay çözdü gibi geldi..
Neyse bir de şu var beş kişi için hazırlanan oyunlarda sağ kalan vatandaşlarımıza ne olacak. Eğer Sav Vı'da bi atraksiyonlarını görmez isek onların boşu boşuna mı izlemiş olacağız.
Bu arada eminim herkesin dikkatini çekmiş olan çekmezse bile okuyunca harbiden doğru lan diyeceğiniz bir spoiler vereyim..
Hoffman'ın kızkardeşini öldüren Baxter kişisinin madem kurtulacağı yoktu zaten, adam her türlü ölecekti nasılsa, gidip de Hoffman niye kaset işine girdi ki, üstelik kayıtta konuşan ses Jigsaw'a aitti, ne var ki Hoffman orjinal Jigsaw'ı o zamanlar tanımıyordu, asansör sahnesi ve sonrasındaki sahneler bunu doğrular nitelikte (Jigsaw ona kim olduğunu, Hoffman'ı asansörde uyuşturup kendi mekanına taşıdıktan sonra söylüyor). Sonuç olarak soru şu, tanımadığı Jigsaw'ın sesini -sesi bayağı da orjinaldir herifin- Baxter'a hazırladığı kaset için nasıl kullanıyor, madem Baxter'ın sağ salim çıkacağı yoktu, kaset ayarlamaya ne skime kalkışmış, yöntemi taklidini yaptığı Jigsawınkilere benzerlikler gösterdiği sürece istediği biçimde öldürebilirdi adamı, gereksiz yani kaset olayı...
Yani film iyiydi ama beklentilerimi karşılamadı. Heyecanla gittim ama sonunu tahmin ettiğim ilk Testere filmi oldu şerefsizim. 6. film içinde iyi noktalar bıraktılar bakalım gelecek seneyi bekliyoruz. Özellikle John'un eşine bıraktığı kutu önemli olacak gibi..
Şanssızlık Mı Başka Bir Şey Mi ?
Oden ' ın durumuna ne demek lazım bilmiyorum . Birinci sıradan seçildiği seneyi sakatlık nedeniyle kapatmıştı , hiç forma giyemedi . Bu seneye bomba gibi geliyor denildi , yazın çok sıkı çalıştı denildi ama sabaha karşı oynanan Lakers maçında sakatlandı . Durumuda belli değil . Umarım ciddi bir şeyi yoktur . Bu seferde ciddi bir sakatlık geçirirse , bundan sonrası pek iyi olmayabilir çünkü . MR sonuçlarını beklemeye koyulduk bizde . Dualarınız Oden ile olsun ...
T.C Google Arama Motoru Müdürlüğü
Son günlerde internette çeşitli sitelere uygulanan erişim yasağı ile ilgili olarak Penguen dergisinin kapağı bu hafta oldukça ilginç ve imalı..
Yakında internetin komple kapatılacağını savunan kapakta Googel'ın devlete bağlı olduğu bir belge gösterilmiş. Düşünmek bile kötü yahu..
Kağıt üzerinde şunlar yazmakta;
T.C.
Google Arama Motoru Müdürlüğü
Arama Formu
1. Aramak istediğiniz sözcüğü yukarıdaki kutuya okunaklı olarak yazınız.
2. Bu sözcüğü bulmanız halinde ne amaçla kullanacağınızı ayrıntılı bir şekilde anlatınız.
3. Daha önce bu sözcüğü aradınız mı ya da ailenizde arayan var mı, belirtiniz.
Odom: Yine Yeniden
Hey gözünü sevdiğimin Odom'u be..
Dün gece yine yapmış yapacağını. Bu sene de çok çektirecek Lakers camiasına belli..
Benchteki Vujacic'e pas veriyor şurada..
Sezonu Açtık
Açıkcası aylardır bugünü beklediğimi rahatlıkla söyleyebilirim . Pre - Season ' da bu maçların tadı yok , olmasını da bekleyemeyiz zaten . Ve açılış maçlarında iki tane muhteşem maç gözüküyordu takvimde . Celtics - Cavs ve Lakers - Blazers ... Tabii bizde kaçırmak istemedik maçları . Celtics maçının son çeyreğini , Lakers maçınında tamamını izledim internetten . Şimdi açılış günü oynanan maçlara dair yorumlarımıza kısadan geçelim . Kaan ' da sanırım Bulls - Bucks maçını izledi , o maçı ben takip etmediğim için yorum yapamayacağım ama Kaan boş geçmez tahminim ...
Öncelikle Celtics - Cavs ' den başlayalım ... Maçın tamamını izlemedim ama tahmin ettiğim gibi bir maç olduğu belli . Celtics ' in önde olduğu ama Cavs ' in hemen enselerinde bittiği bir maç .
Celtics ' de galibiyetin baş mimarlarının başında Pierce geliyor diyebiliriz . Yanına da Powe - Tony Allen ve Rondo ' dan gelen katkılar eklenebilir . Pierce demişken , gerçekten muazzam oynuyor . Celtics ' de Big - Three içinde en aktif olanı bir nevi ... Savunma yapıyor , hücumda takımının sıkıştığı anlarda sahneye çıkıyor ve diğer ince işlerdende kaçmıyor . Taktir edilmesi gereken bir isim Pierce ...
Tony Allen ' ın katkıları sezon boyu devam edecektir böyle sakatlık benzeri durumlarla karşılaşmazsa . Bir nevi takımın benchteki sayı silahı diyebiliriz onun için . Powe için ise enerji kaynağı benzetmesi doğru olur mu ? Size bırakıyorum yorumları ... Ama bence Powe gibi bir bench adamı herkese lazım şu devirde . Eddie House ise Pre - Season ' da oynadığı oyunun yanına yaklaşamayarak Celtics'lileri epey üzdü . House , sezon boyu takip edilmesi gereken isim . Bakalım istikrarın yanından geçebilecek mi ?
Big - Three ' nin diğer iki elemanı ise pek ortalıkta gözükmedi . KG , 36 dakikada 5 isabet 10 şut kaçırma 6 ribaunt . Ray Allen , 41 dakikada 7 şut kaçırma 2 isabet 4 ribaunt . Özellikle bazı maçlarda Ray Allen ' ın sürelerinden bir 5-6 dakika alıp , Tony Allen ' a verilebilir . Bu bazı maçlarada kötü başladığı maçlar olarak örneklendirilebilir . Misal bu gece oynanan Cavs maçı gibi ... Hazır Tony birşeyler yapıyorken daha fazla süre alabilirdi .
Glen Davis - Patrick ' te rotasyonda daha fazla yer almaya başlayabilir rahat geçen maçlarda . Beklemeye koyulalım Celtics açısından ... Geçen seneden fazla farkları yok . En önemli eksik malumunuz ; Posey . Onun etkisi ilerleyen zamanlarda daha iyi anlaşılabilir .
Cleveland ' da ise kısır hücum organizasyonları devam ediyor . Oyun sıkıştığında açamıyorlar , sadece Lebron ' un eline bakıyorlar . Hal böyle olunca rakip için savunma işi daha kolaylaşıyor . Bugün Cavs ' te , Varejao ' nun pota altındaki savaşması ve Lebron dışında fazla birşey beğenmedim . He Mo Williams ' ın üçlükleri istikrara kavuşursa , o da beğenilenler yerine yazılabilir .
Cavs başarı istiyorsa , Wally - Gibson - Pavlovic gibi şutörler istikrara kavuşmalı . Yoksa işleri gerçekten zor şampiyonluk kelimesini ağızlarına almaları için .
Gecenin bir diğer maçına geçelim ; Lakers - Blazers . Beklediğim maçtı bu gecekiler arasında . Ama pek beklediğim gibi geçmedi . Daha çekişmeli ve konuk ekibin kazanacağı bir maç bekliyordum . Tersi oldu ... Lakers güle oynaya , rahat rahat galibiyete ulaştı . Ve sezonun ilk maçıyla itibaren şampiyonluk adayları arasında iddaalı olduğunu gösterdi bence .
Galip taraf cephesinden başlayalım : Los Angeles Lakers . Maç öncesi Lakers ' ın rahat rahat maçı kazanacağını söyleseniz , inanmazdım . Ama Lakers bunu gerçeğe dönüştürmeyi başardı . Hem de çok olumlu notlar vererek .
İlk not ; Gasol - Bynum pota altının rakip takımlar için korkutuculuk özelliği kazanabileceği gerçeği .
İkinci not ; Kobe ' nin performansı .
Üçüncü not ; Ariza ' nın takıma dönüşü .
Ve son not ; Lakers ' ın takım olarak iyi bir noktada olduğu .
İlk nottan başlayalım . Gasol - Bynum ikilisinin iyi bir ikili oluşturacağını düşünüyordum , iyi bir ikiliden çok rakipleri korkutan demek daha bir doğru olur . Yani geçen sene ki gibi rakipler Lakers boyalı alanına rahat giremeyecek . Gasol 'u geçseler , Bynum olacak . Bynum ' u geçseler , Gasol olacak diye olayı açıklayabiliriz . Eksikleri yok mu var ama artıları eksiklerini tamamlayıp önüne geçince rakipler adına kötü bir durum çıkıyor ortaya . Bunların yanında bir de Odom var . Her ne kadar beğenilmesede , üç numaraya koydun mu sertlik açısından pota altı müthiş bir hal alıyor Lakers ' da .
İkinci notu anlatmadan üçüncü nota geçiyorum . Ariza ... Geçen sene oynadığı maçlarda kendisini beğenmiştim , çoğu oynadığı maçı da izlemiştim . Bu takıma katkısı olabilecek birisi gerçekten . Lakers yönetimi nasıl Gasol takasında başarılı ise , Ariza takasında da aynı noktada başarılı davranmıştır . Üç numarada zamanla daha iyi olacak ve formayı vermeyecektir . Savunma - takım oyunu - hücum , herşeyde katkısı var ...
Ve Lakers en önemlisi takım olarak iyi görüntüde . Farmar ' ından Fisher ' ına , Fisher'ından Radman ' ına kadar ... Bununda bozulacağını sanmıyorum sakatlık gibi sorunlarla karşılaşmadıkları sürece . Tabii sadece bu maçı ölçü almak olmaz , Lakers için yarın ki maçta önemli . Diğer maçlarda ... Bunlar sadece alınan ışıklar . Doğru olup olmadığı , istikrara kavuşunca daha iyi anlaşılır .
Portland Blazers ise bu gece bizi hayal kırıklığına uğrattı . Bu maçı onlar adına ölçü alamayız , çünkü Portland bu değil . Lakers savunmasınında etkisi var ama Portland ' da bir başka durgunluk belirtisi daha vardı . Roy çalışmadı , LaMarcus çalışmadı . Kimse çalışmadı yani yıldızlardan . Hal böyle olunca yenmelerini beklemekte hayal olurdu .
Kısacası Portland ' ı fazla değerlendirmek istemiyorum . Maç içinde şunları belirtmek lazım : Rudy Fernandez çok önemli katkı yapacak bu sene . Belli , hamurunu zaten biliyoruz ... Outlaw , üç numarada değerli bir isim . Yine gözlerimiz onu izleyecek ... Bayless ilk maçtan kendini gösteremedi .
Portland ' ı sonraki maçlarda bir daha değerlendirmek lazım ...
Gecenin sonuçlarını vererek yazıyı bitiyorum :
Cavs 85 - 90 Celtics
Bucks 95 - 108 Bulls
Blazers 76 - 96 Lakers
28 Ekim 2008 Salı
Başlıyoruz: Nba
Eh blog yasağı kalkmış, Nba başlıyor.. Daha ne olsun..
Son sürat devam ediyoruz bizde..
Bu akşam 02.30'da Bucks-Bulls maçı ile Nba Tv ekranlarında öncesinde ve sonrasında ise Lakers-Blazers ve Cavs-Celtics maçları için pc başında olacağız..
Bu arada 15 takımın sezon öncesi preview'lertini gerçekleştirdik. Kalan takımlar için özür dileriz..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)