4 Ekim 2008 Cumartesi

Nba Preview - Sacramento Kings



Gelenler:

Jason Thompson -F- (Draft),

Beno Udrih –G- (Sözleşme yeniledi),

Bobby Brown –G- (Serbest),

Bobby Jackson –G- (Takas Houston),

Donte Greene –F- (Takas Houston),

Gidenler:

Ron Artest –F- (Takas Houston),

Patrick Ewing Jr. –F- (Takas Houston),


Sacramento Kings'in elinde Bibby Artest ve Miller gibi tecrübeli ve iyi isimler vardı ancak takımda artık gençlerin iyiden iyiye sivrilmeye başlaması ile önce Bibby ve 15 milyonluk kontratı ve sonrasında ise Artest ve 8 milyonluk kontratını yolladı Kings. Elde kalan ise Brad Miller oldu. Miller'ın kalmasının sebebi ise geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru yakaladığı ivme ve takımdaki adam akıllı tek uzun olması. Tecrübesi ile çaylak uzunların gelişimlerine de oldukça katkı sağlayacaktır Brad.


Şimdi öncelikle Artest takasına bakalım. Şimdi salary rahatlatmak açısından mantıklı bir hamle. Artest'i vererek Donte Greene gibi potansiyali olan bir genci takıma kattılar ayrıca draft hakkı da elde ettiler takas sonunda. Bobby Jackson ise miladını yavaş yavaş dolduran bir isim. Geçen sezon sadece 26 maç forma giydi ve iyiden iyiye düşüşte. Belki bu düşüşü eski takımı Kings yavaşlatır. Taraftarda sever onu nasılsa. Ancak yine de Udrih'in arkasında kalacak..


Yani Sacramento'da Artest dışında öyle aman aman bir off-season hamlesi -Daha ne bekliyorsak- olmadı. Kontratı biten isimler vardı takımda onlardan bahsedelim. Beno Udrih ve Francisco Garcia ile 5 yıllık kontrat yaptı Kings. Udrih ile başlayalım. Spurs'te üç sezon ortalama 13 dakika süre alan Udrih kendisini gösterememişti. Sezon başında geldiği Kings'te ise birden aldığı süre 30'lu dakikalara fırladı ve neler yapabileceğini gösterdi. Ancak yine de bu bir yıllık performans 5 yıllık 30 milyon dolarlık kontratla mı ödüllendirilmeliydi bilemiyorm. Tabi yine de burada birşeyler başardığı ortada ve iyi de bir hamle.


Garcia'nın 5 yıllık kontratına bakacak olursak, şimdi Garcia son 2 sezonda sadece 6 maç kaçırmış ve gayet de özverili olan terinin son admlasına kadar mücadele eden bir isim. Her takımın benchinde bulundurmak isteyeceği bir isim ancak Garcia bu sezon ilk beş dahi başlayabilir Kings'te. O da Udrih gibi 5 yıl ve yaklaşık 30 milyon dolarlık kontrata imza attı. Garcia 27 yaşında ve muhtemelen kariyerinde imzalayacağı en iyi kontrat bu. Geçen sene iyi bir çıkış yakaladı ve kontratını hak etti.


Kontratlar salary'ler derken Kings'te sanki çaktırmadan 2010 yazına hazırlanan takımlardan. Artest'in ve Bibby'nink ontratından kurtulduktan sonra takımdaki diğer iki veteran Miller'In ve Moore'nin kontratı 2010 yazında sonlanacak. Eh 2010'da piyasada bir çok yıldız olacak. Bakalım Kings'te payına birilerini düşürebilecek mi ?


Sacramento bu sezon tamamiyle Kings'e hakim olan oyuncu olacak. Son iki sezonda gösterdiği atılım ile bu takım için ne kadar önemli olduğu görülmüştü. Çevikliği ve hızlı oyunu sayesinde Kings'in bu sezonki en önemli hücum gücü olacak Martin. Bunun dışında yine Udrih ve Garcia'da takımın oyun planlarında önemli yer teşkil edecekler.


Takımın en önemli silahı geçen sezonda olduğu gibi dış atışlar olacak. Takımda üçlük menzili olan bir çok isim var ve bu konuda sıkıntı çekmeyeceklerdir ancak takımın en çok sorun yaşayacağı nokta Artest'in de gidişiyle daha da ortaya çıkacak olan savunma. Artest'in gidişi ile savunmadaki problemler iyiden iyiye göz önüne çıkacak takımda. Pota altında özellikle sıkıntı çekecektir Kings. Brad Miller'ın ilk beş başlayacağını sanmıyorum, geriye kalan alternatifler ise uzun ancak yapılı olmayan ve ikili mücadelelerden zayıf çıkan Moore ve Hawes olacak. Bunun dışında çaylak Thompson var ki onun da tecrübe eksikliğinden bahsetmeme gerek yok. Kısacası dış şutlarda oldukça verimli olsalar da Kings salın ortasından su almaya başlayacak. Pota altından..


Kings için söyleyeceklerim bu kadar ancak geçtiğimiz sezonki 38 galibiyet bu sene gelir mi şüpheliyim. Dediğim gibi açıkları daha da arttı ancak kumaşı olan genç oyunculardan kurulu bir ekip ve yavaş yavaş bir yerlere gelecekler. Bu sezon 30 galibiyet çıkarırlarsa onlar için iyi bir sezon olur bence.

Nba Preview - New Jersey Nets


Gelenler:

Brook Lopez -P- (Draft)

Ryan Anderson -F- (Draft),

Chris Douglas-Roberts -G- (Draft),

Yi Jianlian –F- (Takas Milwaukee),

Bobby Simmons –F- (Takas Milwaukee),

Jarvis Hayes –G- (Detroit Pistons),

Eduardo Najera –F- (Denver Nuggets),

Keyon Dooling –G- (Takas Orlando),
Eddie Gill -G- (Colorado 14'ers)
Julius Hodge -G- (Adelaide 36'ers)
Awvee Storey -G- (Serbest)
Brian Hamilton -G- (Serbest)

Gidenler:

Richard Jefferson –F- (Milwaukee Bucks),

Bostjan Nachbar –F- (Dinamo Moskova),

Marcus Williams –G- (Takas Golden State),

Nenad Krstic –P- (Triumph Moskova),
DeSagana Diop –P- (New Jersey Nets),

Hassan Adams –G- (Toronto Raptors),

Billy Thomas -G- (Panorama),


Nets'in sorunları daha geçen sezonun başında ortaya çıkmaya başlamıştı. Kidd'in mutsuz olduğu, maçlara çıkmadığı bir dönemden geçmişti Nets. Carter'da aldığı kontratın üstüne yatarcasına bir sezon başlangıcı yapınca tüm işler Jefferson'a kalmış ve o da layıkiyle takımını sırtlamıştı. İşler iyi gitmiyordu Nets için ki bu süreç Kidd'in takasına kadar devam etti. Takas sonrası Harris ve yeni oyuncular ile yeni bir hava yakalansa da Nets 3 galibiyet ile play-off'u kaçırıyordu.

Yaz geldiğinde ise Nets'in konuşulan tek yanı 2010 ve LeBron iddialarıydı. Draft gecesi de bu iddiaları güçlendirecek bir hamle yaptı Nets. Hamle denir mi bilemem ancak geçen sezon iyice değerlenmiş Jefferson'u yok pahasına Bucks'a gönderdiler. Tamam takasın bu yönü açısından Nets büyük bir kazık yemiş gibi durmakta ancak finansal konumuna baktığımız da madalyonun öbür yüzünü görüyoruz. Nets öncelikle Jefferson'un kontratından kurtularak 2010'da serbest kalacak olan Simmons'u takıma katı. Bunun dışında kumaşı olan Yi'de takıma kazandırıldı. Fena değil hiç yoktan LeBron umutları için. Ancaksırf LeBron için 2 senesi heba olacak Nets'in..

Draft gecesi yapılan bu takastan sonra draftı oldukça karlı bir şekilde kapattı Nets. Öncelikle Brrok Lopez'i seçen Nets, Diop'un takımdan ayrılması ile pota altını bu genç uzunla kapatmayı deneyecek. Ki Lopez bu drafttaki en iyi uzunlardan birisiydi. Bunun dışında 40.sırada adeta bir hazine gibi buldukları Chirs Douglas Roberts var ki o da Jefferson'un gönderilmesinin ardından ciddi ciddi ilk beşi zorlayacak bir isim.

Bir de takımdan Avrupa kervanına katılan iki oyuncu var. Kristic ve Nachbar. Eksikleri kaaptılmayacak oyuncular değil ki Nets drafttan aldığı uzunlar ve yaptığı bir-iki hamle ile uzun sorununu kapattı gibi. Devam edelim ;

Yaz aylarında ise Nets gereksiz hamleler yapmaya devam etti bence. Hayes ve Najera'yı takıma kattı Nets ancak bu isimler takıma katkı sağlasa da takım var olan play-off ateşini o draft gecesi söndürdü ve 2010'u beklemeye başladı. Hayes ve Najera iyi birer bench oyuncusu olabilirler ancak lotaryaya oynayacak olan Nets yerine şampiyonluk kovalayan bir takımın kadrosunda bulunsalar daha çok iş görürler. Yine de tecrübeleri ile az-çok takımdaki genç oyunculara birşeyler aşılayacaklardır.

Şimdi elde kalan tek iş görür oyuncu Carter. Nets artık dağıldı. Harris gibi tecrübesi olan bir guard takımın başında ancak eldeki oyuncular ile takımı nereye kadar taşıyabileceği meçhul. Carter tabi devreye girip '' Bu sene takıma hem saha içinde hem de dışında liderlik edeceğim.'' diye başlayan açıklamalarda bulunmaya başladı. Eh bakalım liderliğini göstersin. Artık ondan da Artık onunla da biryerlere varılamayacağı aşikar. Adam artık 31 yaşında ve bir başka şampiyonluğa ulaşması için yapacağı ancak ve ancak LeBron'un takıma katılması için dua etmesi ve o zamanki kadroda yer edinebilmesi olacaktır.

Nets için umutlu konuşmak mümkün değil yazın yürütülen politikayı görünc.e Umutlar 2 sene sonra yeşerecek bu takım için. LeBron hayallerinin peşine düşüp 2 sezonu heba ettiler. Bakalım bu sezondan kaç galibiyet çıkartabilecekler merak ediyorum..

Wnba Finalleri


Digiturk'e Nba Tv geldi geleli anca Wnba'den bir-iki maçı gözüme kestirip izlemeye çalışmışımdır o da 10 dakikayla sınırlıdır. Wnba finallerini elbet merak ediyordum ama ilk maçını kaçırdık bayram telaşına. Baktım ikinci maçta NtvSpor'da Türkçe anlatımla izledik haliyle..
Ama dediğim gibi daha önce ne izlemişliğim ne de oyuncuları tanımışlığım var. Yalan olmasın bi Becky Hammon'u tanıyorum. Onu da tanımayanı vursunlar zaten.

Neyse ilk maçı Detroit deplasmanda kazanmış ve yine deplasmanda maçı daha çok isteyen takım görünümündeydi. İlk çeyrekte cidden oldukça iyi oynadı Shock. Doğru hamleler, kaliteli hücumlar ile seyir zevkini yukarılara çıkardılar. SilverStars ise ilk basketini çeyreğin bitimine 4 dakika kala buldu. İlk çeyrek baya kötüydü ki artık boş şutları dahi atamaz olmuşlardı güvensizlikten. Backy Hammon ilk çeyreğin sonunda gösterdiği performans ile takımını oyunda tutmaya çalıştı.

İkinci çeyrek ise ibre tamamen tersine döndü. Bu kez SilverStars oynamaya, Shock izlemeye başladı. San Antonio evinde farkı kapatınca bizlere de maçı izlemek için iyi bir sebep oldu. Maç yeniden başlıyordu nerdeyse. Evinde kazanması önemliydi San Antonio'nun, eğer 2-0 geriy düşecek olursa bundna sonraki iki maç Detroit'te idi.

Karşılaşmanın ilk yarısını adam akıllı izledikten sonra ikinci yarıyı çok az takip edebildim. Dershane de vardı - ki birazdan gideceğim - o yüzden sonlarını izlemeden yattım. Mçı da Detroit almış 69-61 ile ve 2-0 öne geçmişler. Detroit'te Katie Smith maçı aldı götürdü. San Antonio'ya her alanda cevap verdi. Hücumda savunmada yaptığı işlerle maçın kazanılmasını sağlayan oyuncuydu. Diğer cephede ise Becky Hammon'dan başka direnen oyuncu yoktu. Hammon ne kadar oynarsa San Antonio'da o kadar oynuyordu. Wauters denen ablamızın biraz aktkıları oldu SilverStars'ta ama neye yeter. Detroit maçın başından beri oldukça dengeli oynadı ve kazanmayı bildi.

Detroit 2-0 önde ve evinde oynayacakları iki maçtan birini kazanmaları halinde şampiyon olacaklar. Artık iyiden iyiye çok yakınlar hatta süpürme ihtimalleri de kuvvetlice. Bakalım 3. maç pazartesi gecesine denk geliyor yanılmıyorsam.

3 Ekim 2008 Cuma

Shaun Livingston


Nba'de 30 takım mevcut.. Mübağalasız bu yaz en az 15 takımın ismi Shaun Livingston ile yanyana geçmiştir. Son olarak öne çıkan takımlar Lakers, Wolves, Blazers ve Heat idi. Livingston'un kaynaklara göre perşembe günü Heat ile anlaşma imzaladığı ve kampa katılacağı belirtilmiş.

Şimdi bakalım kampta nasıl performans sergilenir, o eski görüntüsünü parkeye yansıtırmı bilinmez ancak kariyeri sakatlıklarla geçmiş bir isim. Çaylak sezonundan itibaren sakatlık sorunları baş gösterdi Livingston'da ve en son da 19 ay önce sakatlandı ve geçen sezonun tamamı olmak üzere 1.5 sezon takım elbise ile dolaştı.

Kampta göstereceği, antrenörlere göstereceği bir ışık kontratı kapmasına neden olabilir, Spoelstra'da Livingston hakkında onu öven açıklamalarda bulunmuş bu demek oluyor ki adam topu sektirmeye başlasa kontratı vereceğiz. Wade'de '' Livingston henüz 23 yaşında ve çok genç. Takımın geleceği için Livingston iyi bir başlangıçtır.'' demiş.. Eh riskli olsa da Livingston artık iyiden iyiye Florida yolunu tuttu.

Ve evet yazıyı yayınladıktan bir saat sonra resmi açıklama geldi. Livingston, Heat ile 2 yıllık kontrat yapmış. Hayırlı olsun diyelim. 2 yıl da iyi hiç yoktan eğer tutunamazsa bir daha fazla musallat olmayacağız..

NBA Preview - Philadelphia 76ers


NBA Preview bölümümüze Philadelphia ile başlıyorum.

Gelenler:

Marreese Speights -F- (Draft),

Andre Iguodala –G- (Sözleşme yeniledi),

Louis Williams –G- (Sözleşme yeniledi),

Elton Brand –F- (Los Angeles Clippers),

Royal Ivey –G- (Milwaukee Bucks),

Kareem Rush –G- (Indiana Pacers),

Theo Ratliff –P- (Detroit Pistons),

Donyell Marshall –F- (Oklahoma City Thunders),

Maurice Cheeks -Antrenör- (Sözleşme yeniledi)

Gidenler:

Rodney Carney –G- (Takas Minnesota),

Calvin Booth –P- (Takas Minnesota),

Louis Amundson –F- (Phoenix Suns),




Sixers son beş sezon baz alındığında orta hallice bir takım görünümünde. 35-45 arası galibiyet alan konferansının durumuna göre zaman zaman play-off görebilen bir ekipti. Allen Iverson'un takımdaki son zamanlarında takım iyice kötüydü ve değişikliğin gerekliliği kendini gösteriyordu Iguodalan'ın da sivrilmeye başlaması ile.

Iverson takasının ardından yine çizgisini koruyan Sixers geçen sene ile birlite atılım yapmaya başladı Doğu Koneferansı'nda. Belli başlı sorunlar olsa da iyi bir çizgide seyretti Sixers. Miller takım için oldukça önemli bir isim ama kısadan ziyade uzun rotasyonunda sorunlar göze çarpmaktaydı. Çaylak Young'un oldukça iyi bir sezon geçirmesi ile bu bölgedeki açığını az da olsa kapatan Sixers, Louis Williams'ın da kademe atlayan basketbolu sayesinde iyice rahatladılar.
Play-off'lar da beklenmedik bir şekilde Detroit önünde 2 galibiyet alan Sixers ileriye biraz olsun umutla bakılmasını sağlıyordu ancak eksikleri de büyüktü.

Öncelikle uzun forvet pozisyonunu Evans ile tamamladılar geçen sene. Evans burada yeterli olabilecek biri değil. Sixers'ta zaten en çok uzun forvetten sıkıntı çekti. Dalembert savunma meziyetleri ile pota altındaki gediği kapatmaya uğraşsa da uzun forvet başa belaydı Sixers için. Bunun dışında bir dış şut problemi vardı ki takımda sormayın. Nba'in geçen sezon en az üçlük kullanan takımı ve isabet yüzdesinde en gerideki takım Sixers. Hal böyle olunca off-season hamleleri de bu doğrultu da gerçekleşti.

Belkide bu yazın en büyük hamlelerinden biri olarak görülebilecek Elton Brand ile başlayalım. Elton Brand'in gelişi ile Sixers pf pozisyonundaki açığını belkide en iyi şekilde kapatmış oldu. Elton Brand geçirdiği sakatlığa rağmen bu pozisyonda şu devirde bulunabilecek sayılı isimlerden. Evans ile geçtiğimiz sezonu tamamlayan Sixers için hazinedir Elton Brand. Bi kere pota altındaki hücum sorununa çözüm getirecek. Kendi pozisyonunu yaratabilen, dış şutu da olabilen bir tehdit Brand. Dalembert ile birlikte Doğu'da iyi bir ikili oluşturacaklardır. Bunun dışında ego sorunu da yok Brand'in. Yani takıma uyumu çabuk olacaktır ve iyi derece de katkı verecektir. Onun gelişi ile geçen sezon burada da oynayan Young 3 numaraya ve Iguodala'da 2 numaraya kayar ise Sixers'ın buradaki açığı da kapanmış olacak. Drafttan alınan ve sezon içinde oldukça yararlı olabilecek bir uznu da var Sixers'ın. Bir de Ratliff'i kadrosuna kattı Sixers. Yani o da güvenilebilecek bir isim değil ama uzun rotasyonun da benchte bulunması iyidir.

Bir de dış şut sorunu var ki geçen sezon Korver'ın ayrılması ile bu bölgede menzili olan siim neredeyse kalmadı Sixers'ta. Miller'ın Young'un ve Williams'ın menzili neredeyse yok. Tek çare bu bölgede Iguodala'nın eline bakmaktı. Hoş Sixers'ta geçen sezon neredeyse her top ona bakıyordu ya neyse. Şimdi uzun forvet konusunu oldukça iyi bir hamle ile kapattıktan sonra sıra şutör bulmaya gelmişti. Pacers'tan Kareem Rush geldi. Şutör açığı da şiyi bir hamle ile kapatılmış oldu. Üstüne bir de Oklahoma'dan veteran Marshall alındı ki o da görev aldığı sürede tehdit oluşturacaktır.

Bunun dışında Sixers iki önemli ismin kontratını da yeniledi. Louis Williams ile beş yıllık bir anlaşmaya imza atan Sixers bunun dışında yıldız ismi Iguodala ile de 6 yıl 80 milyonluk bir kontrata imza attılar. Williams hamlesi gerçekten iyi, gelişmeye açık bir oyuncu. Iguodala ise geçtiğimiz yaz 57 milyonluk kontrata hayır demişti bu yaz 80 aldı.

Sixers'ın bu sezon kontrat sorunu olan tek ismi Andre Miller. Miller'ın yaklaşık 10 milyonluk kontratı sene sonunda bitecek. Bu yüzden de Miller'ın bu sezon oldukça verimli oynamasını bekliyorum. Kontrat kapabilmek için sık sık iyi geceler çıkarttığını görebileceğiz. Bu da hem kendine hem de Sixers'a yarayacak. Miller'ın önemi çok büyük bu takımda. Hızlı hücumlarda ayağı çabuk olan ve pas trafiğini layıkiyle ayarlayabilen bir guard. Bu sezonda onun elinde takım.

Sixes yazın yaptığı bu hamleler ile birlikte Doğu'da önemli bir yol kat etti. Tahminim 50 galibiyete ulaşacaktır Sixers ve iyi bir sıradan play-off görecektir.

Tinsley Nuggets'ta (mı) ?


Denver Nuggets söylentilere göre Tınsley'i kadrosuna katarken veteran Atkins ile Steven Hunter'ı Pacers'a yollayacakmış söylentilere göre. Takasın gerçekleşmeme ihtimali de mevcut bakalım resmi açıklama gelmeden birşey söylememek laızm ama ben yine de senaryo ile ilgili görüşlerimi belirteyim.

Şimdi Tınsley için ne söylenebilir ki geçen sezon 39 maç oynamış ne yapacağını kestirmek güç. Bundan önceki senelerde tam sezon takıma katkı verdiğini söylemek güç olur. Müzmin sakat ifadesi onun için kullanulabilir. Tınsley yazını rehabilitasyon merekzinde geçirmiş ve iyi olduğunu söylüyormuş. Bakalım ne drece haklı ancak ben yine de onun eline fazlasıyla bakılmamalı diye düşünüyorum.
Pacers'ta yaz boyunca süren Tınsley mi Tj mi sorusunun cevabını tam anlamıyla netleştirdi. Takım Tj'e emanet edilecek. Ki akıllıca da olmuş Tinsley'e ne kadar güvenebilirsin zaten. Tınsley'in yaklaşık 7 milyon'luk kontratını alan Denver'da ise artık Iverson'un gidişi kesin gibi. Ona yeni kontrat vereceklerini sanmıyorum artık. İyi bir takas paketi ile elden çıkartılacaktır.

Pacers cephesinde ise Chucky Atkins artık misyonunu tamamlamış bir isim. Bu saatten sonra ondan ekstra bir şeyler beklemek zor. Yani Tj'in arkasında kısıtlı zamnalar alacaktır. Onun dışında Hunter ise kariyeri fena olmayan bir isim aslında. İki yıl önce Sixers forması giyerken oldukça başarılıydı, Denver'da köreldi. Bakalım Pacers pota altında zaman zaman süreler alır iyi değerlendirirse cidden iyi olur kendisi ve yeni takımı için.

Bu arada Indıana yerel gazetesinden bir yazar takasın gerçekleşmemiş olabileceğinden bahsetmiş. Olası da tabi bu durum. Sadece dedikodu ama cidd ibir dedikodu bu. Bakalım en yakın zamanda netleşir.

Kupa Yayını


Bugün Basketbol Erkekler Türkiye Kupası mücadeleleri başlıyor. Ses seda yoktu bir-iki gündür yayın konusunda. Bugün Salsa Basket'e bakınca gördüm ki yayın falan yokmuş kupa maçlarının.

Ayıptır kardeşim. Nasıl yayınlayan bir kanal bulunamaz. Milyon dolarlara Beko Basketbol Ligi yayın hakkını satan federasyon nasıl olurda kupayı yayınlayacak bir kanal bulamaz. Antalya'da Bandırma'da özel maçları yayınlayan televizyon kanalları nasıl olur da kupa maçlarını atlar.
Olacak iş değil cidden..

2 Ekim 2008 Perşembe

Bir Cluj Macerası


Dün Cluj maçının yarısını izledim internetten . Gerçekten çok iyi bir takım yaratmışlar . Önce Roma 'yı yendiler . Sonra Chelsea 'den bir puanı kaptılar . Onlar için kritik olan maçlar Bordeaux maçları . İkisini yenerse demeyin keyfine . Dört puan alırsa yine başarıdır . Üç puanda yetinirse , yine üçüncülük için bir adım önde olacak . İkincilik istiyorlarsa dört veya üzeri puanla ayrılmaları lazım bu iki maçtan ... Olur mu olur . Bir Cluj macerası izlemeye devam ederiz belkide ... Chelsea 'de Bridge 'nin hala neden forma giydiğini anlamıyorum . İnter 'de Cruz , Chelsea 'de Bridge . Nedense ikisine de hiç ısınamadım . Chelsea böylelikle dört puana çıktı ve liderliğide devam ettirdi . Zaten gruptan çıkacakları kesin ... Partnerini arıyorlar . Roma üç puanda , Cluj iki , Bordeaux sıfır puanda . Bu arada Bordeaux kırmızı kart yemeseydi ne olurdu Roma 'nın hali bilinmez ... Drogba 'nın durumuda kritik . İnşallah önemli birşeyi yoktu Fildişi 'li oyuncunun . Belli değilmiş henüz ...

1 Ekim 2008 Çarşamba

İşler Rayına Oturuyor


Hem onun açısından , hem United açısından ...

(Ronaldo sağolsun ... )

Cluj vs Chelsea


Bu gecenin en merak ettiğim maçı . İnternetten izleyeceğim . Cluj bir süpriz yapar mı demeden edemiyorum . Bu ihtimal üzerinde fazlasıyla duruyorum açıkcası . Maçı izleme nedenimde buda etkili oldu . Arada belki diğer maçlarada göz gezdiririm bu maçtan beklediğimi bulamazsam . Misal ; Chelsea 'nin oyunu erken açması gibi ... Maçtan sonrada karalarım birşeyler bu konu hakkında . Grubun diğer maçında Roma puan kaybedebilir . Dikkat ...

Andre Arshavin


Ben bu adamı büyük bir ligde izlemek istiyorum arkadaş . Hak ediyor ... Hem de sonuna kadar . Dün bir kez daha bu izlenimi bıraktı bende . Takımıda Real Madrid ' den puan almaya yaklaştı ama şanssızlık diyelim . Tabii takımının puana yaklaşmasındaki en büyük sebep Andre Arshavin ' di . Bu arada keşke Fatih Tekke ilk yarıdan itibaren oynasaydı . İzlemek istiyordum onu CL 'de ... Bize gelip gelmeyeceği konuşuluyorda şu günlerde . Devre arası epey hareketli olacak Trabzonspor transfer konusunda . Bir de yabancı transferiyle Türkiye 'yi sallayacakmışız . Anlaşılmış ... Ne diyordum ; Arshavin büyük lige gitsin ağabey yahu ...

Futbol Bitmiş Sonuç 'Sıfır'

Fenerbahçe bu sezon evindeki ilk grup maçına çıktı Şampiyonlar Ligi'nde ama yine futbola dair birşey göremedik takımda. Bu oyunla cidden zor hatta imkansız diyeyim yani. Diyecek söz bulamıyorum. Bu mu milyon dolarlık transferler yapan takım.. Sonuç 'sıfır'.. Kiev ile 0-0 berabere kaldı Fenerbahçe. İstatistiklere bakmadım ama evinde oynayan bir takım bu kada rkorkak olamaz. Şut göremedim ben bir-iki tane dışında.

Büyük umut ile Emre'nin birşeyler başarabileceğine inanıyoruz. Yada inandırılıyor muyuz? Ben inanmıyorum artık bu Belezoğlu'nun bir varlık göstereceğine yada çabaladığına. Yerden kalkmıyor ki Emre'miz. Yerden kalkıcakta sol kanadında defansa dönebilecek.. Maç boyunca koca sol kanat Carlos'un ileri-geri koşabilme gücüne baktı o yaşından sonra. He sol kanatta oynadığı da yok şahsen Emre'nin. Adamı ısrarla sağda deniyor Aragones ancak bir verim alınamıyor işte. Neden bu ısrar. Emre illa ki ortaya yakın oynyyor.. Geçen Porto maçında sağ bu akşamki maçta soldan baya baya açık verdik.

Onun dışında sağ kanatta felaket. Kazım hiç eski Kazım gibi değil. Chelsea karşısında parladı söndü Kazım. Ne o driplingleri, ne o rakibi oyundan düşüren çalımları ne o sürati.. Hiç biri yok Kazım'da. Gökhan Gönül desek bu akşamki maç dahil bu sene iyi oynadığı bir maç yok vatandaşımızın. Büyük bir düşüş var onda.
Orta sahaya geçelim. Maldonado ve Selçuk. Tamam tedbir alırsın birini oynatırsın ki şartta o tip bir oyuncu tkaıma her zaman ancak ikisini birden oynatmak korkaklık. Onlar sayesinde ileriye çıkamadık. Dakika 75 olmuş sanki takım öndeymişçesine yan paslar oyunu kontrol altına almmaya çalışmalar. Sadece son dakikalar değil maçın geneli öyle. Bir dakika boyunca kendi aralarında pas yapıp bir yere varamadan topu kaptırdıkları sahneleri de gördük. Maç boyunca Selçuk'un ileriye dönük olumlu hamlesi neredeyse yok denecek kadar az..
Bunlar benim hemen hemen ilk yarıdaki gözlemlerimdi. Gökhan-Önder ve Selçuk-Uğur değişikliğini savunuyordum. Hiç değilse Gökhan gibi oynayacak bir eleman yerine gayet istekli ve formayı almak isteyen Önder oyuyor olacaktı ikinci yarı. Onun dışında Selçuk veya Maldonado'dan birini çıakrıp sola Uğur'u almak. Böylelikle Emre'de istediği pozisyona ortaya çekilmiş olurdu. Bir de öyle denenirdi.

Ama Aragones anlam veremediğim bir şekilde ikinci yarının bitimine 15 dakika kala oyuncu değiştirdi. Ve sahaya giren isim ise Burak.. Hani Porto maçında da sonradan giren topu dağlara taşlara atan Burak. Dakika oldu 85 oyuna girdi Uğur Boral. Ama oyundan çıkan isimler yanlış.
Uğur Boral şimdi ne ara ısınsın da ne ara maça başlasın. Zaten oyuna sokmadan ısınmaya bile 5 dakika müsade ettin ya etmedin. Her olumsuz bir vakaya karşı oyuncular her an ısındırılmalı ama o da yok. Kulübüesine çekilmiş dedemiz, yanındakileri de orda tutuyor.

Yani sözün özü Fenerbahçe'de futbol yok. Sonuç yok. Güzellik yok. Önümüzde iki Arsenal maçı var.. Tabi futbol bu ama bence bizi yer adamlar yer..

Maç öncesi Zenit-Real maçı vardı ki cidden harika bir maçtı. Fenerbahçe maçının aksine oldukça zevkli bir karşılaşma oldu. Zenit karşılaşmanın büyük böümünde Real kalesini ablukaya alsa da golü bir türlü bulamadı. Arshavin yine olağanüstü oynadı ancak takımdaki diğer oyuncuların beceriksizliği ile bir çok pozisyon cömertçe harcandı.
Yani futbol da biraz şans olmalı dedirtti bana bu maç. Zenit ne goller kaçırdı ne pozisyonlar harcadı. Şans bir türlü yüzlerine gülmedi o top ağlara gitsin. Kaçırdıkları golleri sayamadım. Real'de kötü gözüktü. Zaman zaman iyi çıkışlar yaptılar ama cidden Zenit karşısında kötü gözüktü. Nisterlooy'un golü de şans eseriydi zaten. Şans Real'in yanındaydı bu akşam.

Rockets Media Day


Rockets bu sezon Artest ile beraber daha sağlam olacak elbet. Geçen yıl Yao olmadan büyük yol katetmişler ve play-off serisinde de oldukça iyi mücadele etmişlerdi. Kadrolarına şimdi de Ron Artest eklendi. Haydi hayırlısı..
Rockets media day galerisi için brudan buyrun..

Bayramınız Kutlu Olsun


Sabah namazdı babaanne ziyaretiydi derken bloga uğrayamadık. Herkesin ramazan bayramını en içten dileklerim ile kutluyorum. Sevdiklerinizle güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle..

Suns Media Day


Suns geçen yıl hayal kırıklığı yaratmıştı bir kesim için. Bekleyenlerde vardı onlar için geçen yılki sonu.
Neyse Shaq ile beraber ilk kez tam sezon geçirecekler ve artık yeni koçlarıyla yeni bir kimliğe bürünecekler. Bakalım Suns zorlu batıda sezon sonunda kaçıncı sırada yer bulabilecek.
Galeri için tıklayın..

Blazers Media Day


Ligin kaliteli takımı Portland. Kadrosunda bulunan genç ama çalışkan ve azimli oyuncular ile çok iş yapacaklar ilelreyen zamanlarda.
Geçen yıl ise merakla beklenen bir oyuncu vardı Greg Oden. Ancak sakatlığı başına bela oldu. Sağlam olarak geri dönecek bu sezon. Merakla bekliyoruz onu da.
Blazers Media Day galerisi için burdan buyrun..

Nuggets Media Day


Denver Nuggets geçen sezon son sıradan play-off yapmasına akrşın bir varlık gösterememişti o seviyede. Aslında kağıt üzerinde iyi sayılabilecek bir kadrosu vardı ancak savunma olmayınca olmuyor.
Bu sene de savunma öğrenmeleri zor gibi ve işleri Camby'de yokken çok çok zor olacak.
Denver Nuggets medya günü galerisine buradan ulaşabilirsiniz.

30 Eylül 2008 Salı

Pistons Media Day



Pistons Media Day organizasyonunda boks eldiveni moda oldu. Rip Hamilton'un dışında resimlerden görebildiğim kadarıyla Stuckey'in de eldivenlerle pozu var.
Pistons üç yıldır konferans finalinde elenmekte. Bu sene çare bulabilecekler mi bakalım buna. Bu takımın başarısızlığa tahammülü yok Konferans finali dahi kesmiyor artık. Üç yıl üstüste takımı ilk 4 içine sokan Saunders kovuldu. Yeni coach ile daha ilerisini görebileckeler mi yoksa bu yaşlanan kadro nereye kadar dayanacak.

Pacers Media Day


Indıana Pacers geçtiğimiz yıllarda fiilen O'Neal olmadan oynuyordu zaten. Şimdi iş resmiyete bindi ve O'Neal takımdan ayrıldı. Artık resmen O'Neal yok..
Tj Ford gibi geçen sene ciddi bir sakatlıkla boğuşmuş bir guard geldi takıma. Tınsley ile nasıl rotasyon kuracakları merak ediliyor.
Pacers Medai Day için burdan buyrun.

Clippers Media Day


Ölü sezonun en çok konuşulan takımlarından biriydi Clippers. Davis'i aldılar sonrasında Brand ve Corey gibi isimlerin ne olacağı merak konusuydu takımda. Neyse yeni bir sezona başlıyorlar.
Ellerinde Davis gibi oldukça vasıflı bir guard ve Camby gibi sıradan bir uzun var yeni parça olarak. Oldukça da iddialılar bilemiyorum neler yapacaklar.
Galeri için buraya bakabilirsiniz.

Thunder Media Day


Oklahoma City dün basın gününü gerçekleştirdi. Logosundan sonra takımın yeni formasını da görmüş olduk. Ben daha yeni gördüm en azından.
Logo gibi sade olmuş. Deplasman formalarını da artık turuncu mu yaparlar mavi mi bilemem.
Elimde bir galeri yok olunca linkini veririm buradan.

Magic Media Day



Magic yenilenmiş formalarıyla dün kamerlar önündeydi. Pietrus ile kadrosunu güçlendiren Florida ekibi geçen yılın Mıp'ı Hidayet ile beraber önümüzdeki sezon daha da yukarıları hedefliyor.
Orlando Magic Medai Day için buraya bakabilirsiniz.

Sixers Media Day

Sixers ekibi dün 'media day' organizasyonunu gerçekleştirdi.
Geçen yıl eksik parçaları olmasına rağmen iyi bir noktaya çıkmışlardı.
Bakalım bu sene Brand takviyesi ile neler yapabileckeler.
Galeri için buraya bakabilirsiniz.

Fenerbahçe - D. Kiev


Maç öncesi fazla konuşmak istemiyorum aslında . Çünkü Fenerbahçe 'nin sağı solu belli değil bu sene . Tek avantaj maçın Şükrü Saraçoğlu'nda oynanması . Başka bir avantaj göremiyorum Fenerbahçe adına . Sevinilmesi gereken konu ; Edu 'nun dönmesi . Gerçi alışıktır kendi kalesine atmaya yine yaparsa bir güzellik rakibe bilemem ... Fenerbahçe 'nin bu sene oynadığı maçlardan birini kaçırdım şuana kadar . Yani rahatlıkla söyleyebilirim ki ; Fenerbahçe iyi değil ... Hatta çok kötü ... Zaten 5 maçta alınan 3 yenilgi ve Porto yenilgileri bunu kanıtlıyor . Kiev 'de etkili bir takım . Özellikle kontra atak futbolunu çok iyi uyguluyorlar . Fenerbahçe maçın başında şuursuzca saldırırsa , işi zora sokabilir . Aman dikkat ... Kiev ' e de yenilirse dede gider mi ? Bir başka konuda bu olsun . Neyse bunu maç sonucuna göre konuşuruz ... Son olarak ben dede iyi hoca değil ya da yeterli hoca değil diye basbas bağırdım ama dinleyen olmadı ki ... Zico > Aragones ... Avrupa Şampiyonasını kazanması onu büyük hoca yapmaz , sadece işini iyi yapmıştı orada . Ama kulüp takımı çok farklı birşey ... Neyse maç 21.45 'de . Tabii ki Star 'da ... Resimde resmi siteden . Aman Aziz Yıldırım bizide karşına almasın sonra !

Trabzonspor Dolu Dizgin




Liderlik haftamız oldu 5 . hafta ... Çok zaman geçmişti üstünden çok lider olmayalı . Ama bu sene herşeyin farklı olacağı daha yaz döneminden belliydi . Takımdaki havanın , arkadaşlığın , oyuncu kalitesinin artığından söz edip durduk . Bu ortamda başarının geleceğini söyledik . Şuana kadar yanılmadıkta ... Trabzonspor dolu dizgin gidiyor . 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlik ... Üstüne bir de Karabük kupa maçında alınan galibiyet . Daha ne olsun bir açılış için ? Alınan beraberlikte Beşiktaş maçı . Yani küçük takıma puan kaybetmedik . Biz puan kaybettik ama rakibimiz olan Beşiktaş 'da puan kaybetti . İşin birde bu avantajı var ... Resimler dün akşam ki idmandan , Song 'un kızı ve oğlunuda göreceksiniz orada . Takımdaki bu hava sürdüğü sürece takımın bileği bükülmez . Haftaya Konya deplasmanındayız . Puan kaybedeceğimizi düşünmüyorum ... Sonra ki hafta Galatasaray deplasmanı . Bir beraberlik bile bizim işimizi görür ...

Jazz Media Day


Dün çoğu takım medya günü düzenledi. Yetişemiyorum galerilere..
Neyse Utah tarafına bakayım dedim ki ne göreyim. Bizim Memo stil yapmış..
Bence yakışmamış bir an önce bıyığını kessin Memo xD
Utah Medai Day galerisi için burdan buyrun..

Lakers Media Day



Son şampiyondan sonra sıra Lakers'ta.
Geçen yıl skatlıklarla boğuştular. Özellikle Bynum'un sakatlığı onları çok etkiledi . Şimdi sağlam bir Bynum ile daha da tehlikeli olarak geri dönüyorlar.
Şampiyonluğun en büyük favorilerinden Lakers.
Media Day Galeri'si için buyrun..

Celtics Media Day



Geçen yılın şampiyonu Boston Celtics..
Media Day organizasyonu da düzenleyip yeni sezonu resmen açtılar.
Kg-Pierece ve Ray Allen bakalım yeni bir yüzük için mücadeleye girecek mi ?
Bunların yanında Rondo'nun performansı bakalım bu yıl nasıl olacak..
Galeriden kareler için buyrun..

Prison Break


Oks yıllarıma denk gelmişti ilk sezonu izleyememiştim. Ancak yaz tekrarlarını yakaladım ve hiç bir bölümünü atlamadan izlemiştim. Binbir merak içinde yalnızca bir gün bile bekleyemez olmuştum bölümün ardından. İlk sezondan 5 bölüm izleyince dayanamayıp sezonu bitirmiştim zaten.. İlk sezonu cidden olağanüstü tarifini kullansam yanılmam Prison Break için. Kimileri tadında bırakılıp tek sezon olsaydı demeye devam ediyor ancak ben hep bir 2.sezonun gerekliliğini söylerdim. Ve orda da bitirilmeliydi..

2.sezonun olmasını neden isterdim çünkü bir sezon boyunca parmaklıklar ardında gördüğümüz elemanları bir de dış dünyada görmek fena olmazdı. Zaten bir Utah meselesi de vardı ilk sezondan kalan.. Neyse ikinci sezon bence işi bozmamış ilk sezonun üstüne kaymak gibi gelmişti adeta. Hatta 2. sezonda Mike & Sara teknede buluştuklarında bir çeşit mutlu sonla bitirilmeliydi dizi.

Uzatılmasına en başta sevindim ancak 3.sezonun grev nedeniyle akibetinin belli olmaması ve bilindik Prison Break havasından da uzak kalması nedeniyle hiç hoşlanmadım. 4.sezon için ise umutlarım vardı. Her şey bağlanır bir şekilde ve dizi güzelce biter diye.. Bu akşama kadar izlememiştim 4.sezonu bu akşam izlemeye başladım ve yayınlanan tüm bölümlerini izledim.

Yazının bundan sonraki kısmı Spoiler içerir..

Beklediğim gibi başlamadı hatta yine mi fiyasko dedim içimden izlerken. İlk iki bölüm de bazı yerlerde acayip sıkıldım. Gereksiz diyaloglara falan girmişler sanki srf 40 dakikalık bölümü dolduraabilmek için. Bazı olaylar da mantıksız geldi. Sona olayı, 3.sezonun ana elemanlarının bir kalemde silinmesi gibi. Gerçi Gretchen'ın yaşadığını gördük sonradan ama.. Bir de koca 2.sezon boyunca yakalanmayan Fox River kaçakları Usa sınırlarına girdiklerinden sonra bir anda yakalanıveriyorlar...

3. bölümden itibaren havasını hissettirmeye başladı. Ama o öyle ilk iki sezonun havası falan değil. Sade bir sezonun havası. Bağlantı da kuramıyorum artık eski ile sadece yeni bir diziymiş gibi izliyorum. Artık hapisten kaçmaya değil hapse girmemek için hem de şirketi çökertebilmek için çalışıyor ekip. İlk iki bölümde Scylla denilen bilgi topluluğunu ele geçirdiklerin de ne oldu bitti mi yani falan dedim ama iş bir parça da değil 6 parçadaymış. Henüz beş bölüm izledim ve 6 Scylla parçasının yarısını tamamladılar. Kaldı 3 parça.

Şimdi reytingler kötü gidiyormuş Amerika'da duyduğuma göre. Bu saatten sonra iyiye gitmezme muhtemeln son sezon olacak ve 22 bölümden de kısa tutabilme ihtimali var 4.sezonun..
Yani 3 parça kaldı onlarıda bir şekilde alacak olurlar ise dizi çabucak bitebilir. Dizinin senaristi elimizde sezon finali için de büyük final içinde senaryo mevcut ve her an uyarlayabiliriz demiş. Bakalım neler olacak ama ben bu sezonun da olduğu görüşünde değilim. Olmamış yine Prison Break. Tadında bırakılmadı o ilk efsanevi sezonun hatrın izletiyor kendini namussuz ama artık bitmeli..

Raptors Media Day



Toronto Raptors'ta kamp öncesi basın günü düzenledi. Jermaine O'Neal ilk kez Raptors forması giyerken partneri ile beraber gayet mutlu gözükmüşler.
Raptors Media Day galerisi için buyrun

Knicks Media Day


Knicks Media Day organizasyonu da bugün Msg'de gerçekleştirildi. Yeni çaylak Gallinari ile beraber Alan Houston, David lee ve Patrick Ewing Jr'da organizasyondaki isimlerdendi..
Fotoğraflar için buyrun..

Wolves Media Day



Yazın başında yeni formaları piyasaya çıktı Wolves'in. Ben ve çevremdeki bir çok basketbolsever de beğenmedi bu formaları.
Neyse yeni formalarını giyip açtılar sezonu. Bakalım geçen seneki kadar kötü bir sezon mu yaşayacaklar..
Galeri için buraya bakabilirsiniz.

Grizzlies Media Day



Nba'de takımların media day organizasyonları devam ediyor.
Memphis Grizzlies ekibi de bugün objektiflerin karşısındaydı ve sezon öncesi formalarını giyip fotoğraf çektirdiler.
Oj Mayo'ya ilgi büyüktü.
Kısa bir galeriye ulaşmak için burdan buyrun.

Dallas Şampiyonluğa Doğru Yelken Açtı

Nadal 'dan Seçmeler

29 Eylül 2008 Pazartesi

Liverpool Derbisi


Hafta sonu futbolunu bugüne atmış gibi olduk . Oynanan bütün maçları bugün kaleme aldık neredeyse ama hafta sonu vakit darlığı yaşadığım için bu böyle oldu . Bu haftanın bir diğer önemli maçı İngiltere 'deydi . Liverpool derbisi . Liverpool derbileri önemlidir , maviler - kırmızılar diye ikiye bölünür şehir . Biz kırmızıları tutarız , başkaları mavileri . Kırmızılar bu maç mavilere konuktu . Aslında kafalardada soru işaretleri vardı biraz . Ne de olsa derbi ... Ama korkulan olmadı . Torres sağolsun . İki tane atıverdi İspanyol yıldız . Böylelikle hem zirve yarışında önemli bir üç puan ile yoluna devam etti Liverpool . Hem de ligdede birşeyler yapabileceklerini kanıtlamaya başladılar . Gerçi önlerinde daha çok uzun bir zaman var ... Hala kafamda soru işaretleri var Liverpool ile ilgili ama neyse . Galibiyetin tadını çıkartalım ...

Satranç'ın Güzelliği

Boşa Giden Paralar


Oynadığı maç : 6

Elde ettiği puan : 2

Sıra : 20

Tottenham Hotspur
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...