Kadrolar açıklandı. Daha önce yaptığım tahmini ilk beşten bir isim şaştı o da Amare..
NBA ALL STAR 2009 (Doğu-Batı) Kadroları
Batı ;
Tim Duncan
Amare Stoudemire
Yao Ming
Kobe Bryant
Chris Paul
Doğu;
Kevin Garnett
LeBron James
Dwight Howard
Allen Iverson
Dwyane Wade
Eastern Conference Final Results
Forwards: LeBron James (Clev) 2,940,823; Kevin Garnett (Bos) 2,066,833; Yi Jianlian (NJ) 1,813,829; Paul Pierce (Bos) 1,238,763; Chris Bosh (Tor) 1,101,052; Hedo Turkoglu (Orl) 632,051; Shawn Marion (Mia) 405,573; Danny Granger (Ind) 365,810; Josh Smith (Atl) 321,129; Tayshaun Prince (Det) 274,540; Michael Beasley (Mia) 273,471.
Guards: Dwyane Wade (Mia) 2,741,413; Allen Iverson (Det) 1,804,649; Vince Carter (NJ) 1,239,613; Devin Harris (NJ) 1,182,406; Luke Ridnour (Mil) 1,039,902; Ray Allen (Bos) 851,205; Gilbert Arenas (Wash) 635,540; Derrick Rose (Chi) 474,384; Jose Calderon (Tor) 445,584; Joe Johnson (Atl) 420,210; Jameer Nelson (Orl) 354,773.
Centers: Dwight Howard (Orl) 3,150,181; Kendrick Perkins (Bos) 621,709; Rasheed Wallace (Det) 402,991; Samuel Dalembert (Phi) 396,119; Andrew Bogut (Mil) 357,997; Jermaine O’Neal (Tor) 342,723; Al Horford (Atl) 323,302; Brendan Haywood (Wash) 291,490; Ben Wallace (Clev) 263,862; Zydrunas Ilgauskas (Cle) 219,697; Emeka Okafor (Char) 212,539.
Western Conference Final Results
Forwards: Tim Duncan (SA) 2,578,168; Amar’e Stoudemire (Pho) 1,460,429; Bruce Bowen (SA) 1,392,398; Ron Artest (Hou) 1,362,565; Carmelo Anthony (Den) 1,337,519; Dirk Nowitzki (Dal) 1,107,926; Pau Gasol (LAL) 948,301; Shane Battier (Hou) 694,112; LaMarcus Aldridge (Por) 497,550; Luis Scola (Hou) 405,851; Josh Howard (Dal) 298,810.
Guards: Kobe Bryant (LAL) 2,805,397; Chris Paul (NO) 2,134,798; Tracy McGrady (Hou) 1,678,516; Manu Ginobili (SA) 1,642,350; Tony Parker (SA) 1,084,361; Steve Nash (Pho) 677,211; Jamal Crawford (GS) 665,038; Rafer Alston (Hou) 550,199; Jason Kidd (Dal) 477,792; Brandon Roy (Por) 468,688; Chauncey Billups (Den) 466,073.
Centers: Yao Ming (Hou) 2,532,958; Shaquille O’Neal (Pho) 1,850,018; Andrew Bynum (LAL) 549,131; Mehmet Okur (Utah) 437,106; Greg Oden (Por) 359,318; Andris Biedrins (GS) 357,984; Al Jefferson (Minn) 310,643; Tyson Chandler (NO) 242,356; Chris Kaman (LAC) 231,928; Marcus Camby (LAC) 158,491; Nick Collison (OKC) 154,309.
23 Ocak 2009 Cuma
Kobe 81
22 Ocak 2009 Perşembe
AlonZo Mourning
Alonzo Mourning emekliliğini açıklamış.
Vay be.. Dün gibi kazandığımız o şampiyonluk.. Hele o 6.maçta yaptıkları.. Üst üste vurduğu bloklar. Savunmaya getirdiği direnç, enerji.. Unutmayacağım onu be.. Kim unutabilir ki..
Bir sene daha döner belki oynar diyordum. Sakatlığı çabuk iyileşmişti ama emekliliğini açıklamış. Haklıdır dizleri artık zayıfladı. Artık Heat camiasına düşen formasını tavana asmaktır.
Andrew 'Big Game' Bynum
Sabah box'ları açtım baktım Los Angeles derbisini Lakers almış. Eh normal sonuç diyorum. Kim ne yapmış diyerek boxscore'u açıyorum. Kobe triple yapmış bakıyorum ki kötü şut yüzdes var. Buna da normal diyelim son maçta adamın parmağı çıktı. Gasol'e bakacakken gözüm başka birine takılıyor.
Bynum Clippers'a karşı 42 sayı 15 ribaunt 3 blok ile oynamış. Koymuş çocuğu yani. Kariyer rekorunu da kırmış haliyle. Son günlerdeki performansı da dikakt çekiciydi zaten. Nazar değmesin bu ara iyi oynuyor kocaoğlan.
Gerçi şöyle bir bakıyorum da Clippers pota altına. Bu da normalmiş lan.. Skinner ve DeAndre'den olan bir pota altı. Öyle ki DeAndre kariyer rakamlarına bu maçla ulaşmış. Biz yine de seviyoruz Bynum'u kutluyoruz bu performansı için.
21 Ocak 2009 Çarşamba
Prison Break
Hey gidi hey.. Prison Break bu sezon bitiyormuş. Fox yapımcılarının açıklamasına göre reyting düşüşlerinden dolayı bu sezon son olacakmış. 16 bölüm yayınlandıktan sonra tatile girmişti dizi. Sezonun 22 bölüm olacağını hesap edersek son 6 bölüm kaldı finale ancak yapımcılar Prison Break gibi bir hikayenin güçlü bir sola bitirilmesi için bölümün 8'e çıkabileceğini de bahsetmiş.
2006 yılında izlemeye başlamıştım Prison Break'i arkadaş tavsiyesi üzerine. O zamanlar yabancı dizi nedir bilmeyen ben bu diziye öyle bir bağlanmıştım ki Cnbc-e'nin haftaiçi her gün tekrar uşağında bir sonraki bölümü beklemek zor gelmişti. En son dayanamayıp tüm sezonu almış ve 2 günde bitirmiştim ilk sezonu.. Öyle bağlanmıştım ki diziye ardından izlemeye başladığım Lost ''overrated'' gibi gelmişti gözüme.
İlk sezon efsaneydi zaten. Prison Break'i sevdiren oydu. Kimilerine göre tadında bırakılması gerekiyordu ama ben görmek istiyordum 2.sezonu. Bir sezon hapiste izlediğimiz kahramanların dış dünyada neler yapabileceğini görmek, yollarının nasıl kesişeceğine dair fikirler üretmek istiyordum. 2.sezon da bana ayrı bir tat verdi o açıdan.
Prison Break başkaydı benim gözümde. İkinci sezonun başında Amerika'da yapılan reklamlarıyla da kendinden bahsettirmişti. Chicago sokaklarına kaçan 8'linin resimleri koyulmuş ve bulanların araması için bir numara verilmişti. Verilen numara arandığında ise 2.sezonun yayın saati duyuluyordu bant kaydında.
Dizi üçüncü sezondan itibaren kredisini tüketti. Belki de grev olmasaydı daha elle tutulur bir sezon ve gelecek olabilirdi dizi adına. Whistler olayını bir türlü bağlayamadılar. Kim bu Whistler? sorusu bir türlü yanıt bulmadı. Hani aslında 2.sezonun son sahnesi de merak uyandırıcıydı. Daha iyi bir sezon çıkarılabilirdi grev olmasaydı.
Bu sezonu yine zevkle izliyorum. Durağan geçiyor ama izlettiriyor kendini namussuz. Daha bir 4 sezon daha olsa izlerdim ama bitiyormuş bu sezon. Prisn Break izlediğim ilk yabancı dizi olduğundan yeri büyük olacak bende. Finali güzel olsun tadı damağımızda kalsın tek istediğim o.. Final demişken senaristler de artık Lj ve Sofia'yı bölümlere dahil eder herhalde. Sofia'yı da özledik :) Ehem ehem.. Maricruz'u da unutmayalım lütfen..
Yeni Tema
Canım sıkıldı blog ile öyle uğraşırken aklıma temayı değiştirmek geldi. Aradığımı da bulamadım -sanki ne aradığımı biliyorum ya-... Sadeliği seven biriyim. Arka fonun siyah-mavi olduğu fonlara bir önizleme çektim ı ıh olmuyor..
Tic Tac Blue temasıyla bunun arasında gittim geldim tercihim bu oldu.
Şimdilik bu dursun bakalım. Bir daha sıkılana kadar böyle devam..
Tic Tac Blue temasıyla bunun arasında gittim geldim tercihim bu oldu.
Şimdilik bu dursun bakalım. Bir daha sıkılana kadar böyle devam..
20 Ocak 2009 Salı
All-Star: Formalar
All-Star'da smaç yarışmasını yazdık devam edelim konuyu bozmadan. All-Star formaları da görücüye çıkmış. Daha önceden bir kaç fotoğrafını görmüştüm formaların kaçak olarak çekilmiş ama yayınlamadım resmiyetini bekledik. Budur formalar..
All-Star ile de devam edeceğiz bu gece. İlk beşler açıklanacak yakın zamanda.. Dün oylama bitti bugün açıklanacak diye biliyorum bakalım.. Açıklanırsa anında post atarız buraya. Gerçi hemen hemen belli ilk beşler daha öcneden verilen oylama sonuçlarına göre ama ben yine de kendi beş tahminimi yapayım.
East: Wade Iverson Lebron Garnett Howard
West: Kobe Paul Duncan Melo Yao
MLK Day Lakers vs Cavs
En son Detroit maçını yazmışım buraya. Net gidip geliyor garip bir durumdayım. Gidecek olursa şu maç yazısını yazayım da gitsin..
Geceye Suns-Celtics maçı ile devam ettim ancak o maçın sonucu daha en baştan kendini belli edince kendimi uykuya verdim. Boston savunma olarak çok iyi başladı ve Suns'a hücum ettirmedi. Suns'un zaten savunma yönü de zayıf olunca Boston maçın başında üstünlüğü ele aldı. İlk yarının sonlarına doğru uyudum Lakers maçında kalkarız diye.
Lakers maçına kalktım ama 1 saat uyumanın verdiği mayışmışlık ile tam manası ile kendimi veremedm maça. İkinci yarıya anca dinç hale gelebildim bir bardak kahve ile..
İlk yarıdan hatırladıklarım ilk dakikada Kobe'nin sakatlığı ve bu sakatlığına rağmen Lebron'a uyguladığı bunaltıcı savunmaydı. Lakers aslında takım halinde iyi savunma yaptı maç boyu. Bunlarda da iyice maç seçme başladı. Bir ay önce Boston şimdi Cavs.. Yani götürebiliyorsan ligi normal aslında bu yaptıkları. Kendilerini saklıyorlar.
Gasol maç boyu çok iyiydi. Ribauntlarda fazlasıyla etkendi. Savunma yönünde de fena sayılmazdı. Skor bulma konusunda da azımsanmayacak derece de iyiydi. Gayet iyi de bir yüzdeyle oynadı. Kobe'de bol bol besledi zaten Gasol'u. Uzunlardan yola çıktık Bynum'u da pas geçmeyelim. Dün gece o da fazlasıyla aktifti. Maçın kazanılmasın da etkisi önemliydi.
Daha önce Cavs maçı fazlasıyla izlediğimden fark ettim ki Lebron cidden bu maçta hiç etken olamadı. Doğrudan maça etki edemedi hiç bir zaman. Karşısında özellikle ilk yarıo boğucu bir savunma vardı. Etkisini bir dönem hissettirdi ki zaten orada da fark 20'ye çıkmış Lakers ufaktan bir rehavet havasına girmişti. 23 sayı buldu ama bu 23 sayıyı 25 denemede üretebildi !!!
Mlk günü sayesinde çok çok iyi bir gece geçirdik. 4 maçın keyfini yaşadık. Hoş dediğim gibi çok umutlu olduğum Celtics maçı aynı keyfi vermese de sabah şiş gözlerle yatağa gitmeme değdi. Bu gece de NtvSpor'da Ncaa keyfi var.. O maçıda merakla bekliyoruz.
Dördüncü de Geldi
Nba.com bu sene smaç yarışması için dördüncü ismi belirlemek adına oylama yapmıştı bidliğiniz gibi. Bir defa oy kullandım. Öyle aman aman bir oy atma durumum olmadı. Tek oyumuda Russel Westbrook'a kullanmıştım ama Fernandez'de fena bir seçim değil.
Dört isim belirlendi böylece. Howard-Gay-Robinson-Fernandez.
İnsanın ağzı sulanıyor aslında Fernandez ile Howard'ı orada görünce. Fernandez koysun önüne Howard'ı üstünden bassın. Deja vu yaşatsın bize.. Olmadı Rodriguez ile aley-oup olayına girsin..
Dört isim belirlendi böylece. Howard-Gay-Robinson-Fernandez.
İnsanın ağzı sulanıyor aslında Fernandez ile Howard'ı orada görünce. Fernandez koysun önüne Howard'ı üstünden bassın. Deja vu yaşatsın bize.. Olmadı Rodriguez ile aley-oup olayına girsin..
Grizzlies 79-87 Pistons
Bir tarafta gençlerden oluşan Memphis kadrosu diğer tarafta ise tecrübeli isimlerin bir araya geldiği Detroit kadrosu. Daha maçın başında kağıt üzerinde belli bir sonuç vardır ya öyle bir durum. Memphis ve Detroit'in maça çıkmadan önce 5 maçlık bir yenilgi serileri var. Durum bu sefer farklıymış. Kadrosu iyi olan takımında sorunları varmış..
Maç Rox-Denver maçına göre kısır geçti. Ya da fırtına öncesi sessizlik diyelim. Haliyle birazdan Suns-Celtics ve Cavs-Lakers maçları var. Kısır bir maç oldu. İlk çeyrek 20 sayı üretti Detroit bunlardan 12'si harika bir çeyrek geçiren Iverson2un elinden geldi. Iverson özellikle sağ dip noktadan bol bol ekmek yedi. Pistons'ta Prince çok kötü bir gece geçirdi. Gerek Iverson gerek Stuckey elinden geldiğince ona pozisyon hazırladı ama Prince 2/12 gibi kabus gibi bri şut yüzdesi ile maçı tamamladı.
İkinci periyot başlarken Detrit'te Rip etkenliğini artırıken Memphis cephesinde ise Warrick'in benchten gelip takıma enerji katma çabaları vardı. Ki işe de yaradı. Warrick kısa Pistons beşine karşı etkili oldu ve double-double ile maçı bitirdi. Kısa beş demişken Gasol'de bunun avantajını iyi kullandı ve hücum ribauntlarında oldukça aktifti. Maç boyu Memphis'i oyunda tutan etmenlerden biriydi. Zaten Memphis boyalı alandan bulduğu sayılardaki üstünlüğü ile de bunu gösterdi.
İlk çeyrek muazzam bir performans sergileyen Ivy son çeyrek yine sahne alan isim oldu ve maçı Pistons'a kazandırdı. Detroit'in ihtiyacı olduğu anda sahne alan Ivy son hücumların başrolündeydi. Pistons son çeyrek savunmayı da bir hayli katılaştırdı. McDyess ve Sheed ikilisi ile pota altını karartan Pistons Memphis'i dış atışlara zorladı. Oj-Gay gibi isimler de bu alanda başarısız olunca son anlarda galip taraf Pistons oldu. Genç olan Memphis kadrosu tecrübeli Pistons'a karşı son çeyrek yalnızca 10 sayı üretebildi.
Çekişmenin olduğu bir maç oldu. Çekişme demişken sıradaki maçlara da akalım hemen. Suns maçı başladı Celtics ilk dakikadan savunmada hücumda farkını hissettirmeye başladı.
Ncaa => NtvSpor
NtvSpor Ncaa yayınlarına başlamış. Martın Luther King dolayısıyla akşamdan beri NtvSpor açık evde reklamını gördüm şaşırmıştım. NtvSpor.net belirtmiş zaten durumu. Bu çarşamba sabahı da 03.00'da Duke-North Carolina State* maçı var. Güzel maç olur güzel. Ntv spikerlerinin anlatımıyla bu maçları izlemek güzel olur.
Rockets 115-113 Nuggets
Martin Luther King gecesinin ilk ekmeğini yedik Rockets-Nyggets maçı ile.. Garip maç oldu aslında. Hakemler maça bu kadar etki etmelerine rağmen heyecanın hiç eksilmemesi güzeldi. İzlenebilirliği vardı maçın ilk anından son anına kadar.
İki takımda savunma anlamında ilk yarı neredeyse sahaya bir şey yansıtamadı. Eh hücumda atılan şutlarda yüzdeli olunca bol skorlu bir devre seyrettik. Öyle bir devre oldu ki Martin üçlük yollar hale geldi. Denver'da özellikle Martin ekstra bir gece yaşadı ki onun katkıları ile ayakta kaldı Denver maç boyu.
Hakemlerin maça etkisi çok oldu cidden. Daha maçın bşaında Yao'ya verilen faul kararları sinirlerin gerilmesine maçın tadının kaçmasına yönelik hamlelerdi ama oyuncular bunu yemedi. Basketbol devam etti ve enfes bir maç izledik. Yao oyunda olduğu dönemlerde Nene'ye üstünlük sağladı. Nitekim istatistiksel bakımdan da takımının en iyisi. Ancak kenarda olduğu anlarda Denver uzunları bunu değerlendirmeyi bildi. Nene-Martin ikilisi Yao'nun kenarda olduğu dakikalarda daha aktif oynadılar.
Denver'da Billups kötü bir gece geçirse de son anlarda yine sorumluluk aldı. Şutu kullanan isim olmasa da pozisyonların içindeydi. Hatta Martin'e indirdiği ve nerdeyse basket faul olan pozisyonu izlerken ağzım açık kaldı. Denver çaktırmadan maçı geriden gelip kazanacaktı.
Son anların keyfini yaşamak olağanüstüydü. Yao-Nene ve Martin'in 5'er faule ulaşması ve hücumda sürekli birbirlerinin üzerinden oynayıp rakibi pes ettirme çabaları görülmeye değerdi. Nitekim uzunların gecesi oldu iki takım adına da.
Denver'da Jr'ın eli fazlasıyla sıcaktı. Özellikle son çeyrek Denver'ın güvenebileceği en önemli isim haline geldi. Billups kötü yüzde ile oynarken ve Melo'da parke üzerinde değilken elde olan en iyi tercih Jr'dı. Niteim oda etkisini hissettirdi oyunun içinde olduğu anlarda.
Açılışı güzel yaptık. Gece devam ediyor. Kısa kestim bu maçın yorumunu aceleye geldi. Detroit maçı başlamak üzere belki de başladı. Hadi eyvallah.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)