Oyuncu Analizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Oyuncu Analizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2010 Çarşamba

Nba'de Ayın Çaylakları: Fields&Griffin


Nba'de ilk ay sona erirken ayın çaylakları da açıklandı. Doğu'da Knicks'te sürpriz bir şekilde ilk beş başlayan ve git gide iyi performansını arttıran Fields ayın çaylağı seçilirken, Batı'da ise beklenildiği gibi bu ödüle uzanan isim Blake Griffin oldu.

Blake Griffin lige bir sene geç başladı, bir sene basketboldan uzak kaldı falan. Dolayısıyla fazlasıyla aç bir isim olarak lige girdi ve muazzam performanslara imza atıyor. Knicks karşısındaki 44 sayı 15 ribaunt 7 asistlik performansı ile başlayan haftada birbirinden muhteşem dört güzel maç çıkarttı. Son dönemde çok formda. Oynadığı oyun kadar yaşattığı görsellikle de dikkat çekiyor. Tek sorun Clippers gibi bir takımda basketbol ateşini kaybetmemesi. Cidden yazık olur öyle bir şey olursa.

Fields ise D'Antoni'nin sürpriz hamlesiyle sezona ilk beş başlayan ve şu ana kadar da yerini kaptırmayan bir çaylak. Lige Griffin kadar çok hızlı bir giriş yapamadı ve ortalamaları insana 'vay bee' dedirtmiyor olsa da ufaktan sergilediği performanslarla kendisine tav olmamızı sağladı zaten. Denver'a karşı 21 sayı 17 ribaunt ile oynadığı maç şu an için kariyerinin en dikkat çekici maçı olarak kayıtlara geçti. Ribaunt sezgisi fazlasıyla iyi olan biri Fields.

Aslında henüz ligin ilk sekiz maçında gösterdikleriyle bile Wall ciddi ciddi Doğu'da bu ünvana layık görülebilirdi ancak son maçalrda sakatlık dolayısıyla forma giyememiş olması onu bir sıra geriye itmiş osla gerek. Yine de kariyerinin henüz 6.maçında triple-double yapğtığı gerçeğini görmezden gelemiyoruz. Büyük oyuncu vesselam...

23 Kasım 2010 Salı

Çaylak Analizi #1

Nba'de bir aylık süre geride kalırken kimi çaylak oyuncu da takımlarında önemli roller alarak gelecekte neler yapabileceklerinin önizlemesini sundular. Her ay sonuna doğru çaylak analizlerini yazacağız.

#1 Blake Griffin - Lac = Blake Griffin son günlerde yaptığı çıkış ve Wall'ın sakatlığıyla listede bir numaraya çıkan isim oldu. Son günlerde inanılmaz formda cidden. Haftasonu Knicks'e karşı 44 sayı 15 ribaunt 7 asistlik müthiş bir performansa imza atan Griffin hava hakimiyetini de gösterdi bu maç bizlere. Müthiş istekli ve hevesli olan Griffin belki de geçtiğimiz sezonu kaçırmasının acısını çıkarırcasına oynuyor. Onun bu isteği ve hevesi ne yazıkki takımına yansımamış durumunda. Umarım Griffin'de Clippers'ta basketbol oynama isteğini hedefini kaybetmez çünkü amaçsız olan Clippers'ta 82 maç aynı ritmi tutturmak zor olacaktır.

#2 John Wall - Wsh = 2010 Draftının bir numaralı ismi olan John Wall sakatlanana kadar Wizards'ı taşıyan isimdi. Onun sakatlığında Arenas'ın sahne almasıyla takım o çizgisinden kopmadı ancak Wall'ın da dönüşü ile beraber bu ikilinin beraber nasıl oynayacaklarını göreceğiz. John Wall'ın oyunda topa sürekli sahip olması ve guard yeteneklerini verimli olarak kullanması onu tüm Nba'de asist ortalamasında 3. sıraya yerleştirdi onu. Ancak top kaybı konusunda aynı başarıyı söylemek mümkün değil. Nba'in en çok top kaybı yapan ismi olan Wall'ın bu istatistiği biraz da topla fazla oynmasından kaynaklanıyor.

#3 Landry Fields - Nyk = Sezon başında Knicks'te ilk beş çıkan ve yerini şu ana kadar kaptırmayan Fields buranın en sürpriz ismidir şüphesiz. Draftta 39. sıradan seçilen ve direkt olarak ilk beş başlayan Fields'te belli bir ışık görmüş olacak ki D'Antoni ona bu şansı veriyor. Peki Fields, Knicks ilk beşinde neler yapıyor. Seçildiği sıraya bakacak olursak oldukça verimli katkılar veriyor Fields. Sayı ve ribaunt katkısı ile takıma gerekli katkıları yapan Fields'in kariyerindeki en iyi maçı şüphesiz ki 21 sayı 17 ribauntla oynadığı Denver maçıydı.


#4 Eric Bledsoe - Lac = Clippers'tan listeye giren ikinci çaylak olan Bledsoe sezonun henüz 4. maçında ilk beşe yerleşti takımında. Bledsoe aldığı sürelerin karşılığını da olumlu basketbolu ile veriyor. Wall'ın arkasından asist ortalamasında çaylaklar arasında ikinci olan Bledsoe Clippers'ın üst üste gelen mağlubiyetlerine rağmen düzenli olarak çift haneli sayılara çıkarak gelişimini sürdürdü. Sezona iyi giren Bledsoe'nin buna rağmen son iki-üç maçında istatistiklerinin düştüğünü de belirtmek gerek.

#5 Wes Johnson - Min = Dördüncü sıra seçimi olan Wes Johnson Wolves'te hemen ilk beşe yerleşti ancak beklenilen seviyeye halen ulaşamamış gibi gözüküyor. Seçildiği sıranın ve aldığı sürelerin hatırına ona bu sırayı verdik. Wes Johnson çaylaklar arasında dış şutuna ne çok güvenen isim. En çok üçlük kullanan oyuncu olan Wes Johnson'un bu tutumu tabi ki Wolves'te olduğundan pek göze batmıyor. Tabi bu gelişimine bir türlü yön verememiş olmasının başında takımının da etkisi vardır elbette.

#6 Evan Turner - Phi = Evan Turner'ın sezon başında daha yukarılarda olacağını öngörüyorduk ancak performansıyla bir türlü beklenilen sıçramayı yapamadı. Sezon başında Iguodala ile aynı pozisyonda olmasının sıkıntısını çekecğeinden bahsetmiştik ki bunu sürekli görüyoruz. Lige iyi başlayamadı ancak buna rağmen ona güvenen Sixers ilk beşte Turner'a yer ayırdı ancak halen ondan beklenilen katkıları alamıyorlar. Turner için söyleyeceğimiz olumlu bir özellik varsa ribauntlarda takımına oldukça katkıda bulunmasıdır.

#7 Al-Farouq Aminu - Lac = Clippers'ın üçüncü çaylağı olan Aminu, Griffin ve Bledsoe kadar takımda önemli bir noktaya ulaşamamış olsa da şu ana kadar 4 maçta ilk beş şansı buldu. Sezon başında istediği dakikaları alamayan Aminu zamanının geleceğini biliyordu. Erken kopan bir maçta 30 dakikaya yakın bir süre bulan Aminu 20 sayı 11 ribaunt ile koçu Negro'yu etkiledi ve sürelerini arttırmayı başardı. Clippers adına benchten gelerek verimli katkılar yapan Aminu'nun ilk beşi de fazlasıyla zorladığını belirtmek gerek.

#8 DeMarcus Cousins - Sac = Sezona direkt olarak ilk beş başlayan ve Kings'te Evans ile iyi bir ikili oluşturması beklenen Cousins'ten beklentiler büyüktü. Ancak ilk beş maç sonrasında benche çekildi Cousins. Her ne kadar böyle istatistikleri pek sevmem ve Espn'vari bulsam da Cousins'in ilk beş çıktığı maçlarda Kings 3-2'lik bir galibiyet yüzdesi yakalarken benchte olduğu 8 maçta sadece 1 galibiyet alabildi Kings. Ribauntlarda çayaklar arasında lider olan Cousins'in boyalı alanda oldukça etkili olduğunu ve Kings'in Evans ile beraber geleceği olarak görüldüğünü de söyleyelim.

#9 Derrick Favors - Njn = Draftta üçüncü sırada seçilen ve üzerinde fazla beklenti olan Favors Nets'te Lopez'in arkasından gelerek oldukça verimli katkı sağlıyor. Pota altında sağlam duruşu ve ribaunt sezgisi ile dikkat çeken Favors'un hücum ribauntlarındaki aktifliği de dikkat çekiyor. Özellikle Heat maçında Favors'un 10 hücum ribaundu alması fazlasıyla dikkat çekiciydi. Ancak aldığı sürelere bakınca Favors'tan daha fazla istatistiki katkı bekleniyor.

#10 Gary Neal - Sas = Profosyonel kariyerine Karşıyaka formasıyla başlayan Neal'ın yaz liginde Popovich tarafından keşfedilmesi ile yolu Spurs'e düştü. 26 yaşında olması basketbol açısından olgun olmasına yol açan Neal'ın dış şutu Spurs sisteminde oldukça değerli. Ortlama 15 dakika süre bulan ve top eline geldiğinde gerekli olanı yapmaya çalışan Neal 7de 5 üçlük ile oynadığı ve 15 sayı bulduğu Bobcats maçında dikkat çekmişti.

*Semih Erden - Bos = Semih'in Celtics'te oynaması kendisi açısından avantajlı durumları olmasına rağmen dezavantajlı durumları da var. Oldukça kaliteli ve ismi olan uzunların arkasında sırasını bekleyen ve alacağı dakikalar aslan ağzında olan Semih şu ana kadar iyi süreler aldı. Avantajı ise Garnett-Shaq gibi isimler ile beraber oynayan ve onların desteğini alan Semih'in kendisini geliştireceği yönler. Celtics koçu Rivers'ta Semih'i yüreklendirmeye çalışan açıklamalar yapıyor zaman zaman. Semih'in savunmasını ve ribauntlardaki duruşunu fazlasıyla verimli bulduğunu söylüyor.

*Ömer Aşık - Chi = Ömer uzun rotasyonu açısından Semih2e nazaran şanslı ve Boozer'ın yokluğunda kendisini fazlasıyla gösterme fırsatı buldu. Savunmada uzun boyu ve uzun kolları sayesinde önemli bir blok tehtidi olan Ömer hücum kısmında henüz yaratıcılığı olmasa da kendisine hazırlanan pozisyonlarla skor katkısı veriyor. Noah ile beraber oynadığı anlarda iyi bir savunma ikilisi olan ve pota altını kapatan Bulls'un eksik yönü ise hücumda bu ikiliyi pek kullanamaması şüphesiz ki.

Not: Sıralama nba.com'dan alınmıştır.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Büyük Gelişim: Richard Jefferson

Sezon başında Spurs'un genel değerlendirmesini yaparken Richard Jefferson için 'Bu adamın Spurs sistemine oturması için basketbol tanrılarının işe el atması gerek' bu cümleyi kurmuştum. Jefferson Spurs'un yaşlanmaya yüz tutan kadrosuna taze bir kan olarak getirilmişti ve verimli katkılar yapması bekleniyordu. Ancak bir türlü Spurs'te istenilen düzeye ulaşamayan Jefferson çaylak sezonundan beri ilk kez maç başına 10'un altında şut kullanıyor ve bir önceki sezona göre yaklaşık 7 sayı da ortalaması düşüyordu. Spurs organizasyonu içinde iyice sırıtmaya başlayan Jefferson'un bu yaz serbest kalma opsiyonu vardı ancak Spurs yönetimi oyuncusunu bırakmadı ve yeniden oyuncu ile anlaşıldı. Peki takımda bu kadar sırıtırken ve istenilen basketbolu oynayamazken neden kontratını uzattılar Jefferson'un. İşte burada olaya basketbol tanrıları giriyor. Basketbol tanrısının ismi de kimseye yabancı değil:Greg Popovich...

Jefferson'un takımda kötü oynadığının farkına varan ancak oyuncuyu kazanmaya çalışan Popovich kontrat için bekleyen oyuncuyu yazın aramış. Kariyeri başarılı bir şekilde ilerleyen ancak son yılında Spurs formasıyla verimsiz kalan Jefferson'a Popovich telefonda basketboldan bi' haber olduğunu söylemiş. Senelik 15 milyonu cebine koyan Jefferson'a yeni kontratı için sana bu 15 milyonu 2 yılda vereceğiz, eskisine göre daha az kazanacaksın ama kadroda tutunabilmen için çok çalışman gerekiyor demiş Popovich oyuncusuna. Jefferson bu teklifi kabul etmiş ve yazın bir çaylak oyuncu gibi bir kolej oyuncusu gibi Popovich'in ekibi ile çalışmış ve bazı temel bilgileri öğrenmiş.

Jefferson'un bu yıl eski istatistiklerini yeniden tutturduğunun ve Spurs'un bu sezon en dikkat çeken ismi olduğuna söylememize gerek yok herhalde. Popovich'in sihirli dokunumu ve oyuncuyu kazanma projesi ile R.Jeff verimli performansları ile Spurs'u başarıya taşıyor. %58 şut isabeti ile kariyerinin en iyi seviyesine ulaşan Jefferson kariyeri boyunca %40 seviyesine ulaşmadığı üçlük çizgisinin gerisinden de %53 ile oynuyor. Köşe şutörü olarak fazlasıyla verimli oluyor Spurs'un hücum kısmında da... Jefferson'u hem Spurs'e hem de iyi basketboluna geri kazandıran Popovich'e bir kez daha hayran oluyoruz biz de tabi ki.

Wtf ?? Kevin Love !!!


Dün gece aşırı yorgunluktan maç izleyemedim. Sabah kalktığımda ilk iş sonuçlara istatistiklere bakmak oldu ki muazzam bir performans dikkatimi çekti. Wolves evinde formsuz Knicks'i mağlup ederek uğurlarken bir gece önce Kings'e 42 sayı atarak dikkat çeken Beasley bu maçta da 35 sayı üreterek takımının en skoreri oluyordu ama spot ışıklarının altına bir başka takım arkadaşı giriyordu: Kevin Love.

Knicks'e karşı 31 sayı 31 ribaunt 5 asist 1 blok ile oynayan Kevin Love istatistikleri duman etti. En son Nba'de 30-30'luk bir performans Moses Malone'dan gelmiş ki ligin elit uzunları arasında gösterilen bir şahsiyettir kendisi. Hepsini geçtim otuz yıl önce savunma direnci bellidir bunu şu anda yapmak cidden müthiş bir performanstır. Kevin Love zaten bu sezon takımının kötü gidişine rağmen dengeli olarak her maç ayakta kalan ve iyi istatistikler tutturan biri. Wolves gibi neyin ne olduğu belli olmayan bir takımda dahi her maç çıkıp belli bir ortalamayı tutturuyorsan ve bu ortalama kendi pozisyonundaki oyunculara göre ligin üstündeyse zaten belli bir saygıyı hak edersin. Ama böyle bir istatistiğin altına imza atmak herkesin harcı değildir. Helal olsun Kevin Love. Kaybeden bir takımda olsan da bu performansınla kazanan sınıfında yer alıyorsun benim gözümde.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Jrue Holiday


13.10.2010 Preseason Game vs Tor 7/12 Fgm 18 Pts 11 Reb 12 Ass 3 Stl

Aslında kaç gündür bu rakamları vermek ve bu genç guard hakkında bir şeyler yazmak istiyordum. Jrue Holiday geçtiğimiz sezon çaylak yılında kendini göstermekte gecikmişti. Ancak sezonun sonuna doğru yakaladığı çıkış onun potansiyeli ve yapacakları hakkında bize bir kaç ipucu veriyordu. Jrue Holiday pre-season maçlarında ilk beş olarak sahaya çıkıyor. Öyle görülüyor ki yeni koçu Doug Christie'de ona güvenenler arasında. Üç gece önce Toronto karşısında sergilediği bu istatistiki performans onu ligde izlemek için sabırsızlanmama neden oldu. Sixers'ın bu sene patlama yapmasını beklediğim yegane oyuncularından biri. Hem de Sixers'ın dış şut problemine de merhem olabileek seviyede bir guard. Holiday iyiden iyiye pişti ve servise sunulmak için hazır.

21 Eylül 2010 Salı

En Büyük Umut

Bütün taraftarın yüzünü yıllar sonra güldürmüştü, Tyreke Evans geçen sene. Kings, onun ve onun etrafında şekillenen takım sayesinde ligde yıllar sonra Play-Off mücadelesinde olabilecekmiş gibi görünmüştü. Sonra Kevin Martin döndü, Westphal topu martin'in eline verdi ve onu Teksas'a gönderene kadar çoktan Play-Off yarışının dışında kalmıştı. Ama önemli değildi bu. Taraftar için asıl önem arzeden şey Tyreke Evans'tı.

Evans'ın geçen yıl üstlendiği liderlik ve oynadığı oyun Kings camiasına o kadar umut verdi ki bu yaz bomboş salary cap'ine rağmen büyük av peşinde koşmadı Kings. Sadece gelecek yaz büyük bir kontratının sonuna geleek olan Samuel Dalambert'ı aldılar. Üstelikte yıllardır bir türlü istikrar yakalayamamış olan Spencer Hawes'un yerine. Gelecek yaz iyice bomboş hale gelecek bir salary cap'e rağmen kimse yaz hamlelerinden bahsetmiyor.

Gelecek yaz Tony Parker gibi bir süperstarın serbest kalıyor olması pek de umurumuzda değil. Topu dışarıda Tyreke'nin elinden alacak bir oyuncuya karşıyız taraftar olarak. Aslında bir star yerine 4 numaraya ve benche sağlam oyuncuların doldurulmasını istiyoruz sadece. Çünkü Evans'ın süperstar olmasını bekleyeceğimiz süreci, yazın gelecek bir yıldızı tercih ediyoruz.

Çünkü Tyreke Evans en büyük umut...

18 Eylül 2010 Cumartesi

2011 MVP Adayları

Her sezonun başından başlar MVP, MIP ve ROY ödülleri tartışmaları. Rotasyon, takım falan görmeden yorum yapılabilen nadir ödüllerdir çünkü bunlar. Elbette sahadaki performanslarını görmeden değerlendirmek zor ama sezon başlamadan bir bakalım normal sezonun muhtemel en değerli oyuncusuna.



Kevin Durant

Thunder, geçen yıl çok genç ve pivot pozisyonunda çok sıkıntı çeken bir kadroyla, müthiş bir mücadele örneği sergileyerek Batı'da Play-Off yapmıştı. Daha sonraysa Lakers'a uyandırıcı görevi gören bir seri geçirmişler ve elenirken Lakers'ı çok zorlamışlardı. Bu yıl pivot pozisyonunda daha rahatlar ve tecrubesizliklerini ortadan attılar. o halde Batı'da zirve mücadelesinde olmamaları için bir sebep var mı? Hiç sanmıyorum. Durant'in, Dünya Şampiyonası'ndaki müthiş performansı da lig için bir işaret. Geçen yılki gibi bir bireysel performansın üstüne takımına da Batı'da zirve mücadelesi yapacak bir Durant ödül için çok büyük bir aday olacaktır.

Kobe Bryant

Bu ödülü ilk kez 2008'de kazanan ve sonraki iki sezon bu ilk ödülün yanına iki de Finallerin En Değerli Oyuncusu ödülü koyan Kobe Bryant, yıllardır olduğu gibi MVP için en önemli adaylardan biri. Zira sonunda sakatlıklarından birinden olduğu ameliyatla kurtulan Kobe'nin bireysel performansında düşme olmayacaktır. Lakers'ın her zamanki Batı'da zirve için en büyük aday olduğunu düşünürsek Kobe'nin adaylığı kimseyi şaşırtmıyor.
Dwayne Wade V LeBron James
Heat'in Big Three'yi kurmasıyla beraber Doğu'nun hatta NBA birinciliğinin en büyük adayı olmasından sonra bu takımdan da bir MVP adayı çıkacağı nerdeyse kesin gibi. Chris Bosh'ın bu isimlere göre daha geri planda olacağını düşünürsek Wade'in mi yoksa LeBron'un mu bireysel anlamda bu takımın en iyisi olacağı sorusu kalıyor geriye. Şahsi kanaatim, LBJ'nin eleştiriler karşısında kasarak normal sezonda ön planda olacağı ama Play-Off'ta Wade'in daha önde olacağı şeklinde. Bu yüzden ikisini de MVP için büyük birer aday olarak görmüyorum. Zira LeBron bu sezona son iki sezonun MVP'si olarak başlıyor ve arka arkaya üçleyip bir üst sınıfa geçirileceğine pek ihtimal vermiyorum. Özellikle bütün yaz söylenenlerden sonra.

Carlos Boozer

Bulls, Hinrich-Gordon-Deng-Thomas-Wallace beşiyle başladığı sezondan sonra ilk kez Doğu'da zirveye aday olarak gösteriliyor. Sonlarının o ekibe benzememesini umuyoruz elbette. Bu sefer kontrat verdikleri isim Carlos Boozer. Son birkaç yıldır mükemmel oyunuyla Jazz'a hemen her sene Batı'da zirve mücadelesi yaptıran ve All-Star adayı olan Boozer bu kez Bulls'u MJ'li döneminden sonra tekrar şampiyonluk mücadelesine sokmaya çalışacak. Yıllardır Heatt, Celtics gibi isimlerle ilk turlarda yaptıkları mücadeleleri -biri hariç- kazanamamalarının en büyük sebebi o anda topu eline alacak gerçek ismin olmayışıydı büyük ihtimalle. Bu kez o isim Boozer. Bulls'un tepelerde dolanacağı bir normal sezonun sonunda adı MVP adayları arasında geçecektir.


Steve Nash - Dirk Nowiztki

Uzun zamandır her sezon başında MVP adayı olarak gösterebileceğimiz iki beyaz için işler bu sezonda pek farklı değil. Steve Nash, Hidayet'in gelmesiyle elinde daha az top tutacak ve kendini Play-Off'a hazırlayacak gibi duruyor ama Nash bu, fikirlerimizi terse yatırabilir geçen sezon yaptığı gibi. Dirk de bildiğimiz Dirk zaten. Mavericks, Play-Off'ta nolursa olsun yine Batı'da zirve aday Kidd, Butler gibi oyuncuları barındıran kadrosuyla. Normal sezonun en başarılı takımı olurlarsa takımını oraya taşımış bir Dirk Nowiztki ödülü alabilir.

Rajon Rondo

Geldik hiç inanmadığım 3 adaya. Aslında Rondo'nun geçen yıl yapabildiklerini gördükten sonra, normal sezonda uyayacak bir yaşlılar ordusunun lideri olacağı ve bu sayede ön plana çıkabileceği düşünülebilir. Ama Celtics'in normal sezonda Doğu zirvesine oynama ihtimali bana göre çok az. Perkins dönene kadar pivot pozisyonunda Shaq, JO gibi yaşlılar ve çaylak Semih'le idare edecekler. Bu yüzden işi pek zorlamayıp Heat, Magic ve Bulls'u biraz geriden takip edeceklerini ve Play-Off'ta tüm güçleriyle saldıracaklarını düşünüyorum. Durumları özellikle 2006 Heat'ine benziyor. Bu yüzden Rondo önemli bir MVP adayı değil.

Dwight Howard

Magic hala Doğu'da zirvenin en büyük adaylarından biri ve o hala MVP için büyük bir aday değil. Zira artık sadece istatistiklere bakılarak verilen DPOY'u götürdüğünden 2. bir ödül için büyük bir aday olmuyor. Yine DPOY'un en büyük adayı ve yine MVP'nin büyük bir adayı değil.


Carmelo Anthony

O kadar karmaşık bir yaz geçirdi ki... Dolaşan söylentilerin yarısı sezona Nuggets formasıyla başlamayacağı diğer yarısıysa All-Star arasından sonrasında takas edileceği yönündeydi. Sonunda kendisi de konuşarak kafaları iyice karıştırdı. Geleceği belirsiz, bu yüzden ne yapacağı da belirsiz. Sezonu Nuggets'ta tamamlarsa bu olaylar performansına etki edecektir büyük ihtimalle. Sezon sonunda Nuggets'ta olmayacaksa zaten MVP adayı olmasını beklemez birçok kişi. Bu yıl boyunca en çok konuşulacak isim Melo olacak gibi görünüyor.

Toplam olarak 9 adaydan bahsetmişim. Elbette sene sonu geldiğinde bu 9 adayın sadece 3-4 tanesi aday olarak gösterilecektir. Üzerlerine bi 10. isim mi? Biraz apaçilik yapmak gerekirse Tyreke Evans derim. Ama kalkıp da sınava hazırlandığım sene ödül alırsa ABD'ye gider ağzını burnunu kırarım.

14 Eylül 2010 Salı

Iverson Yine Gündemde


Nba'de sezon öncesi antrenmanlarının başlamasına iki hafta kala Iverson'un menajeri belki biraz gündem belki de biraz sitem amacı ile açıklamalarda bulundu. Menajer Gary Moore ''Hazırlık kamplarının başlamasına iki hafta var ancak Iverson'a hala bir teklif gelmiş değil. 30 takım da bizimle kontrat için temasta bulunmadı.'' demiş. Sözlerine de şu an Çin'den bir teklif var diye de devam etmiş aynı zamanda.

Şimdi 35 yaşındaki bir oyuncu aslında iki üç yıl daha kapasitesinde kalabilir ancak konu Iverson olunca takımlar ne yapsın. Bilmem kaç kez ameliyat masasına yatmış, ego sorunları dağları denizleri aşmış olan Iverson'a kontrat vermek potansiyel risk aynı zamanda. Aslında geçen sene Sixers'ta da fena performans göstermedi. Yaklaşık 14 sayı 4 asistlik bir ortalaması vardı ki hani çoğu takım böyle bir guardı kadrosunda iyi kötü düşünebilecekken bu ismin Iverson olması aynı zamanda bir çok engelinde önünüze çıkması demek. Seyircisi de hala arkasında bu adamın. Geçen yıl halk oylaması ile All-Star seçilme başarısı göstermişti. Bakalım tercihi ne olacka Iverson'un, Çin'e gitmek mi yoksa kontrat gelmesini beklemek mi?

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Barnes'ın Tercihi ??


Golden State formasıyla parladığı sezonun ertesinde Suns'a geçen ve geçtiğimiz sezon da Magic'in kadrosunda yer alan Matt Barnes'ın bu sezon hangi takımı seçeceği merak konusu. Orlando'da çıkan bazı haberler Barnes'ın Doğu Konferansı'nda Magic'in rakipleri olan Heat ya da Celtics'e geçebileceği yönünde..

Heat'in bu yaz yaptığı hamleler belki de onları birinci aday yapsa da salary durumu Barnes'ı düşündürebilir. Heat şu kadroyu kurmak için başta yıldız isimler dahil Haslem bile alacağı paradan fedakarlık yapmışlardı. Barnes 30 yaşında ve alacağı kontrat kariyerinin en önemli kontratı olacağından Heat tercihi ona mantıklı glemeyebilir. Ancak kariyerinde bir şampiyonluk istiyorsa da mantıklı bir tercih olabilir. Miami'nin ona verebileceği mid-level kontratı yok ama Celtics için para konusu şu an ön planda değil. Yani kariyeri açısından önemli bir kontrata imza atacak olan Barnes Miami'nin kadrosuna katılmak adına Haslem kadar gözü kara bir şekilde paraları elinin tersiyle itmez, aksine o yöne gider gibime geliyor.

Barnes ayrıca Twitter'ından da ilginç açıklamalar yapıyor. İmzalayacağı takım hakkında büyük sürpriz olacak yorumları yapan Barnes bundan önce de Miami kadrosunun ilginçliğine dikkat çekmişti. Barnes'ın menajeri de bugün basına yaptığı 'Barnes'ın gideceği takımı bugün açıklayacaktık ancak başka takımlar ortaya çıktı ve bunu şimdilik erteledik.' açıklamasıyla da Barnes'ın gideceği takım tercihi merak konusu olmaya başladı.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Beach Party; Wade-James-Bosh


LeBron dün gece kararını açıkladı ve Wade-Bosh ikilisinin yanına Miami'ye geldi. James seçtiği takımı dün gece televizyonda açıkladı ve şampiyonluk istediği için Miami'yi tercih ttiğini belirtti. Şimdi bir takım sesler yükselecektir elbette. Aslında James hangi takıma gitse ya da Cleveland'da kalsa yine memnun olmayanlar olacaktı ama o kendisini başarıya ulaştıracağına inandığı yolu seçti.

Wade-Bosh ikilisinin seneye Heat'te oynayacağının kesinleştiği andan beri James'in Heat'e gideceği konuşuluyordu zaten. James her zaman yüksek egosu ile tanınan bir oyuncu burada iki süperyıldız ile nasıl geçinecek soruları da soruluyor elbet.. Ancak dün gece televizyonda bence LeBron tüm o ego klişesini sıfırladı gözümde. Ego'su olan biri zaten bu takıma gelmez ve kararını açıkladıktan sonra amacının şampiyonluklar kazanmak olduğunu da söyledi. Yani James başarı istiyor.


Şu üçlü kolay kolay bir araya gelecek bir üçlü değil. Pat Riley bunu takasla da başarmadı. Bir çok şeyi riske edip cap'i boşalttı ve bu üçlüyü bir araya getirdi. 2003 draftının ilk beş oyuncusunu, Doğu All-Star kadrosunun ilk beşinden üç oyuncuyu aynı kadroda toplamak her baba yiğidin harcı değil. Bu kadroyu bir araya getiren Riley'e de teşekkür etmek gerek.

Ayrıca egodan bahsetmişken bu üç oyuncunun henüz kontrat detayları belli değil ancak max kontrata imza atmadıkları da konuşuluyor takıma Mike Miller'ın gelişine olanak sağlamak için. Böyle bir şekilde kazanacağı paradan feragat eden kişilerin zaten ego sorunu kalmamıştır başarı için. Mike Miller'ın Heat'e gelişi bu üçlünün yanında ceza şutları açısından da oldukça önemli. Ve bu üçlü şampiyonluk istiyor. Yanlarına eklenecek parçalarla bu hiçte uzak gözükmüyor açıkçası. Yeni sezon gayet heyecanlı olacak bekleyip görelim.. Miami'de parti başladı !!

Ayrıca Miami draft hakları karşılığı iki sene önce draft ettiği Beasley'i de Wolves'e yolladı. Ona da yolu açık olsun diyelim. İki senede önemli performanslara imza attı. Bu oyuncuları bir araya getirmek için ondan vazgeçildi. Potansiyeli olan bir oyuncu ve umarım istediği, hedeflediği yerlere ulaşır.

29 Haziran 2010 Salı

Amar'e Nereye ??


Amar'e Stoudamire ismi geçtiğimiz sezon adı takas dedikodularında en çok geçen isimlerden biriydi. Ancak etrafında dedikodular dönerken bile gösterdiği başarılı performanslar takımı Suns'ın bir an için eğri oturup doğru düşünmesine yol açtı ve takımda tutuldu. Suns ile Batı Konferansı Finallerine yükselen Amare'nin bir kez daha adı takas dedikodularına karışmış durumda.

Suns'ın ise şu sıralar bir kemer sıkma politikası mevcut ve kaynaklara göre Amare ile pazarlıklar bugün başlayacak. Ki bu pazarlıkların anlaşmazlığa gidebileceği konusu da gündemde. Amare'ye maksimum kontrat vermek istememesi Suns'ın elini kolunu fazlasıyla bağlayacak gibi. Bugün düşen bir habere göre de Suns Amare işi yatarsa rotayı David Lee'ye çevirebilirmiş. Hem basketbol açısından hem de nakit açıdan takıma uygun olduğu için. Bakalım Amare seneye hangi takımda forma giyecek, yakında göreceğiz...

30 Ocak 2010 Cumartesi

Artık O da Bir All-Star

Florida'nın üstüste 2. şampiyonluğundan beri takip ediyorum bu adamı. Yao Ming'in sakatlanmadan bir sezon bitirebilmesi ihtimalini göz önünde bulundurursak gelecekte ligin en iyi 3 pivotundan biri olacaktır. Bunu çaylak sezonunda dahi diyordum. Ama pek taraftar bulamıyordum kendime. Lig tarihinin en güçlü draftlarından birinin 3 numarası olsa da bütün çaylak sezonunda -sahaya adım atmayan- Greg Oden'dan daha az gündemdeydi.

İlk sezonunda bomboş takımda at koşturan Durant yerine yılın çaylağı olmasını savunmuştum ama olmadı. Koçların seçtiği çaylak takımlarına en fazla oy alarak giren isim olmuştu yine de. Sonrasında Play-Off'ta o senenin en büyük şampiyonluk adayı Celtics'i epey terleten takımın bu başarısında büyük pay sahibi oldu.

İkinci senesini pek takip edemesem de çaylak yılının üstüne koyduğunu görme fırsatım oldu. Bu yılsa Hawks'ın müthiş çıkışında hücumdaki güvenilir elleri [%57 şut yüzdesi- %78 serbest atış yüzdesi (o bir pivot)] ve savunmadaki yeriyle büyük bir paya sahip. Bunun ödülünü de All-Star olarak aldı.

Performans olarak kendisinden çok ilerdeki Lee'nin yerine seçilmesi, All-Star'ı ruhu Shaq'ın yerine Doğu'daki pivot pozisyonuna oturması, Hawks'dan seçilen 2. oyuncu olarak Josh Smith'in önünü tıkaması vs vs... Bu tip eleştirileri ben de yaptım ama yaptığım eleştiri dünde kaldı. Seçimlerin açıklandığı günde. Bu dakikadan sonra bu seçimi eleştirmek sadece boş bir iş olacaktır. Sonuçta seçilen bir oyuncunun kadrodan çıkarılması gibi bir olay yok. Bu yüzden bu tip yorumlar bu dakikadan sonra birşey ifade etmiyor.

İleride 2010 All Star'ı yazarken seçilmeyenleri yazmayacağız, seçilenleri yazacağız sadece. Al Horford da All-Star maçları tarihinde yerini 3. sezonundayken alacak. Dominik Cumhuriyeti topraklarının NBA'e hediyesi Al Horford artık bir All-Star. Bu kararı beğenmemeyi tercih etsek de...

26 Kasım 2009 Perşembe

Iverson Bıraktı


Onun en iyi dönemleriyle başladım Nba izlemeye. İlk izlediğim final serisi ve maçı onun harikalar yarattığı ve Lue'nun üzerinden harika bir basket atarak maçı kazandırdığı maçtı. Çevremdeki çocuklar onun adını söyler, basket maçlarında onun gibi oynadım, ona benziyorum gibi söylemlerde bulunurlardı. Tabii müdavimi olduğu kol bantlarından aflan bahsetmiyorum bile... Kimden bahsettiğim açık zaten. Allen Iverson..

Sixers forması altında sayısız başarılara imza atan 4 kez sayı krallığında ligi zirvede tamamlayan Iverson'un tek eksiği bir yüzüktü ve Sixers kötü gidişe dur demek ve yeni bir kimlik belirlemek adına Iverson'u Nuggets'a takas etmişti bundan 3 yıl önce. İşte belkide Iverson'un kariyerinin sekteye uğrayacağı nokta burasıydı. Belki Melo ile beraber ilk dönemi atlattılar ancak bu ikilinin beraber gitmeyeceği açıktı ve tercih yine Iverson'un takasından yanaydı. Bu kez Pistons'a takas oldu. Belki Pistons'un kararlı yapısı onu da hale yola sokar ve skorerliği sayesind takımı eski günlerine döndürebilirdi. Yine olmadı.. Pistons'un yükselen guardı Stuckey ile ilk beş yarışına girdi ve benchte kalmayı sorun etti. Sonunda Pistons tarafından kadro dışı bırakıldı. Sezon başında sürpriz bir şekilde Memphis'e gitmişti Iverson. Ancak orda da tanıdık sorunlar baş gösterdi ve egolarını kenara bırakamayan Iverson takımdan uzaklaştırıldı.

Belkide herşey onun bu çok yüksek olan egosundan kaynaklandı. Susup basketbolunu oynasa şu an çok farklı bir noktada efsane sayılabilecek oyuncular arasında olabilirdi. Ancak bu akşam fark ettim ki emekli olma haberine sadece bakıp geçtim, farklı bir tepkim olmadı. Böyle olmamalıydı bu.. Yapısı gereği belki böyle asi oldu ama bu da başına çok dert açtı. Egosunun yeteneklerinin önüne koydu ve yarattığı küçük dağların üstünden dünyaya bakmaya başladı. Halbuki şu haliyle bile şampiyonluk yarışı içindeki bir çok takımın benchinde olabilecek kapasiteye sahip. Keşke onu daha fazla izleme şansımız olsaydı şu dönemde. En azından bir yüzükle veda etmesini çok isterdim.

Sonuç olarak Allen 'The Answer' Iverson 34 yaşında 27.0 sayı 6.2 asist ortalamalarıyla kariyerini tamamladı.

24 Kasım 2009 Salı

Ben Wallace


Ben Wallace yazın neredeyse emeklilik kararı alacağını ancak Pistons'tan gelen teklif ile bu kararından vazgeçtiğini söylemiş. Yazın Shaq takası ile kontratı Suns'a geçen ve serbest bırakılan Wallace Pistons ile sözleşme imzalamıştı.

Wallace'ın belkide en iyi basketbolunu oynadığı takım Pistons.. Bulls ve Cavs formaları altında beklenenin kat kat altındak kaldı ve geçen 3 yıl onun için maddi açıdan olmasa da büyük kayıp oldu. Şimdi tekrar kariyerinin parladığı Pistons'a döndü ve ortalama 30 dakika süre alarak 8.9 ribaunt ortalaması ile takımının başarısı için önemli katkılarda bulunuyor.

15 Kasım 2009 Pazar

Brandon Jennings


Az önce tamamlanan maçta Bucks Warriors'u evinde 129-125 yenmeyi başarırken çaylak Jennings'in harika performansı maça damgayı vurdu. Çaylak oyuncu 55 sayı üreterek adete tek başına galibiyeti kazandırdı. 50 sayı barajını da ilk geçen oyuncu oldu bu sezon.

Jennings henüz daha Nba'deki ilk maçında dikkatleri üzerine çekmişti. Sixers karşısında 17 sayı 9 ribaunt 9 asist ile oynayarak bu sezon gümbür gümbür geldiğini belli etmişti. Daha sonrada bize oldukça iyi performanslar izletti. Detroit, Chicago ve Denver'a karşı takımın skor yükünü çekti ve bu karşılaşmalardan 2'sini Bucks kazandı. Bu gece ise Jennings adeta üçlük show yaparak maçı kazandırdı. Ancak ortada bir sorun var... Bu adam daha ilk senesinde bu şekilde şuta dayalı oynuyorsa ilerleyen zamanlarda ne yapacak. Diğer alanlarda da gelişmesi şart yoksa savunma nedir bilmeyen Warriors'a 50 atmak göz boyamamalı. Kullandığı 34 şutta göze fazlasıyla çarpıyor. Şimdilik hoş görülebilir ama Bucks ilerde kaybetmeye başladığında Jennings sorun olmaya başlayabilir.

1 Kasım 2009 Pazar

Danilo Gallinari


Danio Gallinari.. Sezonun en dikkat çekici isimlerinden biri şu sıra zira attığı üçlüklerle kendinden fazlasıyla söz ettiriyor. Dün gece Sixers'a karşı uzatmada kaybettikleri maçta 8 üçlük isabeti bularak 30 sayı üretti ve kariyer rekorunu kırdı. Gallinari'nin bu performansı da öyle tek maçlık bir performans değil. Sezonun ilk maçında Miami karşısında da 7 üçlük isabeti bularak dikkatleri üzerine çekmişti. Gerçi Knicks gibi paspal bir takımda kullandığı bu kadar üçlük göze batmıyor olabilir ancak şu sıra maç başına 6 üçlük isabeti ile bu istatistikte tepe sırada bulunuyor kendisi.

5 Eylül 2009 Cumartesi

Bruce Bowen


Daha önceleri bu yaz emekli olabileceğini sçyleyen Bruce Bowen 38 yaşında emeklilik kararını aldığını açıkladı.

Bruce Bowen çalışma ahlakına sonuna kadar sahip, adam gibi adam niteliğinde bir oyuncuydu. Rakibin en önemli skorerini maç boyunca kilitlemek gibi zor bir görevin altından hemen hemen her maç kalkan Bowen kariyeriyle de göz dolduran bir oyuncu. Savunmadaki agresifliğinin yanı sıra hücumdaki yumuşaklığı da izlenmeye değerdi. Dip çizgiden boş şutları affetmeyen Bowen dış çizgiden takımı adına önemli bir silahtı. Zaman zaman yaptığı savunmalar tartışmalara yol açsa da o geçtiğimiz 7-8 yılda bire bir savunmanın tek başına kitabını yazdı.

Ancak savunma yönü özellikleri fazla iyi olmasına karşın yaşlanmaya karşı direnemedi. Kariyerinin son iyi yılını 2007'de geçiren ve final serisinde Cavs'a karşı tek başına şampiyonluğu getiren Bowen'ın kariyeri o yıldan itibaren düşüşe geçti. Yaşlılığın etkisiyle zayıflayan ve eski savunmasını izlettiremeyen Bowen'ın önce süreleri azaldı ardından da ilk beşteki yerini kaybetti. Son olarak Spurs onu Jefferson karşılığı Bucks'a takas etmiş ardından da 2 milyonluk kontratını Bucks satın alarak oyuncuyu serbest bırakmıştı.

Esprili kişiliğini hiç unutamayacağım Bowen zamanında İstanbul'a geldiği dönemde Beyaz Show'a da konuk olmuş ve esprileri ile güzel anlar yaşatmıştı. Yolun açık olsun Bowen, yakında tv yorumcusu olarak karşımıza çıkar muhtemelen.

25 Ağustos 2009 Salı

Michael Beasley

Beasley şu sıralar basketbol dünyasının gündemini sık sık meşgul etmekte. Twitter'da paylaştığı şu yukarıdaki resimde görülebileceği üzere sağ altta bulunan maddenin marihuana olmasından şüphelenmiş. Öncelikle Beasley'in geçtiğimiz yaz Chalmers ile beraber ot dolu bir oda da bulunduklarını da belirtmek gerek.

Bu resime gelen tepkiler karşısında psikolojik açıdan kötü bir dönem geçiren Beasley ''herkes bana karşı, yaşama isteğim kalmadı.'' sözleriyle Twitter'daki hesabını silmiş.

Henüz düşen bir habere göre de Beasley tıbbi destek almayı, rehabilitasyon görmeyi kabul etmiş. Eğer cidden ot içiyorsa bu alışkanlığını geride bırakması gerekecek çünkü geçtiğimiz yıl draftta seçilirken bir potansiyali olduğuna inanılmış ve Heat gelecek planlarını da onun üzerinden yapmıştı. Kendisinden beklentileri bu ot'lara gömmemeli.. Umarım psikolojik sorunlarından arınır ve gelecek sezon gayet sağlıklı bir biçimde basketbola dönüş yapar.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Sonunda Başardı


96 draftının çıkardığı en başarılı oyuncu. 2. oyucu sıfatıyla kazandığı 3 şampiyonluğun ardından Shaq'ın takımdan ayrılmasıyla başlamıştı onun için soru işaretleri. Kendi başına şampiyon olabilecek kadar iyi mi? Yalnız kaldığı ilk sezonda Play-Off göremedi. Ondan sonraki sezonlardaysa sürekli NBA tarihine geçecek birşeyler yaptı. Onca sayı rekorları kırdı, takımıa maç kazandırmak için herşeyi yaptı. İki sezon ilk turda elendikten sonra geçen yıl finale kadar çıktı. Finalleri kaybedince yine liderliği sorgulanmaya başladı. Ve bu yıla başladı Kobe, olimpiyat altın madalyasıa sahip biri olarak. Batı'da arkalarındaki mücadele çok çetindi. Onlarsa bu mücadeleyle fazla haşır neşir olmadan önden önden gittiler sezonda. Başrolde Kobe vardı. Geçen yılki MVP ödülünden sonra bu yıl 2. kapattı oylamayı. Play-Off'da ilk turu rahat geçti Kobe ve arkadaşları. Sorun 2. turda başladı. Önemli eksikleri bulunan Rockets'a karşı 7 maçta seriyi kazanabilmeleri konferans finalleri için birçok soru işareti oluşturuyordu. Kobe yine sorgulanırken bu Lakers'ın Denver karşısında ne yapacağı merak ediliyordu. İlk maçtan sonra bütün soru işaretleri kalktı. Kobe mükemmel liderliğiyle önce Batı şampiyonluğunu sonraysa NBA şampiyonluğuna ulaştı Lakers. 2. turdan sonra sorgulanan Kobe'nin konferans finallerindeki ortalamaları 34-6-6, final serisindeki ortalamaları ise 32-5.5-7 idi. Finaller MVP'si olduğundan kimsenin şüphesi yoktu. Kariyerinde eksik olan en önemli şeylerden birini ekledi Kobe başarı müzesine. Şampiyon Lakers, Finallerin En Değerli Oyuncusu KOBE BRYANT.

31 Mayıs 2009 Pazar

Chris Bosh


Toronto Raptors denedi. Evet denediler. Bosh ve çevresinde kurulan iyi bir takım vardı. Colangelo'nun da gelişi ile takımda düzen sağlandı ve takım avrupai bir görünüm kazandı. Bosh'un en büyük yardımcısı olarak Jose Calderon takıma monte edildi. Takımın diğer yan parçaları da fena değildi. Ancak herşey Kapono'ya verilen 24 milyon dolar ile başladı belkide. Yapının bozulmaya başlamasının nedeni bu kontrattı belki de..

Herşey iyi güzeldi. 2007'de bir önceki seneden 20 galibiyet fazla aldılar ve play-off'ta Nets ile eşleştiler. Ancak olmadı, tecrübesizlikten ilk turda veda ettiler o sezon. Bir sonraki sezon Nba'in yükselen değeri Orlando ile karşılaştılar ilk turda ama yine olmadı. Bir türlü yapı tutmadı. O'Neal eklendi takıma sezon başında belki bir adım ileri götürebilecek bir hamleydi bu ama o aşı da tutmayınca böyle gitmeyeceği anlaşıldı.

Ve şimdi Bosh'un kontratının sona ermesine bir yıl kalmışken dedikodular da tavan yapmış durumda. Pistons, Warriors ve son olarak Bulls sıraya girdi Bosh için piyasa yokluyorlar. Colangelo'da gözünü karartmış takasa olumlu bakmaya başlamış. Bakalım Bosh nereye gidecek. Belki sezona Raptors formasıyla başlayacak belki de off-season da şehir değiştirecek. Nasıl bir pakete gidecek Bosh merak ediyorum. Şu kadroyla bir şey olmayacağı açık. Takımda kalıpta yeni bir kontrat için istekli olduğunu hiç sanmıyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...