27 Kasım 2010 Cumartesi

Nba'de Bugün - 26.11.2010


Gecenin en zevkli ve önemli karşılaşmalarından biri Dallas-Spurs karşılaşmasıydı dün gece. Maçın başından beri ne Dallas ne Spurs farkı açamadı maç hep ortada ve aynı çekişmede geçti. Dallas son iki üç maçını Nowitzki odaklı oynamış ve kazanmıştı. Bu sefer ekstra katkıları da iyi aldı Dallas. Dirk 12/14 şut isabeti ile 26 sayı üretti ancak Dallas adına önemli olan ilk beş rotasyonundan Kidd ve Chandler'ın benchten de gelen Marion ve Terry'nin çift haneli rakamlara ulaşması oldu. Maçın kritik bölümlerinde de özellikle Dirk'in yanında Marion'un da müthiş katkısını gördük. Spurs'te de Manu'nun müthiş performansı sürüyor. Manu'nun yanında benchten gelen Hill'in iyi performansı Spurs'u ayakta tutarken Parker ise kötü bir gece geçirdi ve Spurs 12 galibiyetlik serisini seyircisinin önünde bıraktı.

Rajon Rondo üç maç aradan sonra dönüş yaptığı maçta Raptors karşısında yine asistleri ile takımını galibiyete taşıdı. 14 asist ile takımını sırtlayan Rondo'nun yanında Garnet'in double'ı ve bir önceki maç Nets'e karşı uzun süreden sonra çok iyi maç çıkartan Shaq'ın 16 sayı 8 ribauntu ile galibiyete rahat ulaştı Boston. Semih'te 11 dakikada 8 sayı 1 ribaunt ile mücadele etti. Toronto'da yine bench rotasyonu ilk beşten iyi performansa imza atmış ve benchten 63 sayılık katkı aldı Raptors. Calderon'da ilk beşe yerleştikten sonra iyi performanslar sergilemeye başladı. 12 sayı 15 asist ile Rondo karşısında oldukça iyi bir performansa imza atmış Calderon.


Batı turnesinde bulunan Chicago Bulls batının kalbur üstü takımlarına karşı oldukça başarılı grafikler çiziyor. Denver'a konuk olan Bulls maçın başında skorda geriye düştü ve mental olarak fazla yorgun olduklarını gözlemledik. Rose'un da yokluğunda zorlanan ancak daha sonra Watson'un oyunu ile toparlanan ve maça ortak olan Bulls'ta maçın son anlarında Lucas'ın serbest atışları kaçırmasıyla galibiyetten olan Chicago Melo'nun buzzer'ına engel olamadı ve bu deplasmandan yenik ayrıldı. Melo 22 sayı 6 ribaunt 8 asisti ile takımını sırtlarken Billups'ın yokluğunda Lawson iyi performansıyla dikkat çekti. Ömer'de 18 dakika süre aldığı maçta 2 sayı 3 ribaunt ile mücadele etti ve pek güvenilecek bir istatistik olmasa da +/- istatistiğinde +20 ile takımının en iyisi oldu.

Oklahoma dün gece Indıana deplasmanında oldukça zor anlar yaşadı. Uzatma sonunda galip gelmeyi başaran Thunder'da Westbrook'un 43 sayı 8 ribaunt 8 asistlik performansı gecenin performansıydı. Sefolosha ve Green'in double'lık performansları ve Durant'in 25 sayısı ile galibiyete uzanan Oklahoma'da James Harden'ın bi ileri bi geri performansları sürmekte.


Dün gece Miami-Philadelphia maçının büyük bölümünü izledim. Hayatımda izlediğim en kötü basketbol maçlarından biriydi. Heat açısından konuşayım ne bir hücum seti var oyunda ne bişey. Wade yada James topu alıyor diğer dört kişi maçı sadece en pahalı yerden seyrediyor. Hani tamam bu yıldızlar varken onlar üzerinden oyun kurarsın edersin ama bu kadar da bağımlı aciz hücum etmemeli bu takım. Maçı kazandı ama Sixers'ın daha kötü olmasından kazandı Miami. Sixers'ta Weems özellikle ikinci çeyrekteki performansıyla dikkat çekti ve maçı 21 sayıyla tamamladı.

İki maçlık bir mağlubiyet serisi ile yalpalayan Hornets dün gece Portland'ı deplasmanda mağlup ederek silkindi. Paul'un 16 sayı 13 asistle başı çeken Hornets'te Ariza'da 18 sayı 7 ribaunt ile dikkat çekti. Portland'da Brandon Roy dönmesine rağmen ve hatta 27 sayı ile oynamasına rağmen performansı galibiyete yetmedi.

Suns evinde Clippers'ı mağlup ederken Hidayet skor üretemedi ve 2 asistle oynadı. Ersan ise takımının Pistons'a mağlup olduğu maçta benchten gelerek 14 sayı 11 ribaunt ile mücadele etti.

Jazz 102-96 Lakers (Geri Dönüş Çocukları)


Los Angeles Lakers'a sezon içinde Utah deplasmanları hep ters gelse de play-off'ta son üç yıldır eşleştikleri bu takımı her zaman elemeyi başarmışlardır. Normal sezon sizin mayıslar bizim söylemi için bu iki takım oldukça uygundur. Beş maçını kazanarak gelen Lakers maç başında 19 sayı ve bitime 2.30 dakika kala 5 sayı öne fırlamasına rağmen Utah bu sezon alışık olduğumuz geri dönüşlerinden birine daha imza atarak Lakers'ı devirdi.

Maça iyi başlayan takım Lakers'tı. İlk çeyreği muazzam hücum performansı ile domine eden Lakers rakibin guardını en baştan düşürmeyi hedefliyordu. Cidden öylesine akışkan, iyi paslara dayalı, verimli hücum ediyordu ki Lakers sadece hayranlıkla izliyordum. Farkın açılmasında Jazz'ın ribaunt konusundaki zaafiyetinin de payı vardı tabi. Ortadaki tüm ribauntlar Lakers tarafına düşüyordu. Maç sonunda ribauntlarda Jazz'ın üstünlüğü gözükse de ilk çeyrek felaket bir konumdaydı Utah.

İkinci çeyek başında benchlerin oyuna dahil olmasıyla yörünge bu sefer Jazz'ı gösteriyordu. Özellikle Deron'un yokluğunda ikinci çeyrek performansı ile dikkatleri üerine çeken isim Earl Watson oluyordu. Ronnie Price'ın smacı ile rüzgarı arkasına alan Utah Jazz üst üste üçlüklerle farkı eritiyor ve maça ortak oluyordu. Hatta ilk devre bitmeden öne dahi geçmeyi başarsa da devreye 4 sayı geride giriyordu.

Üçüncü ve dördüncü çeyrek maçın kıvama gelmesiyle izlenebilirlik açısından harika anlardı. Deron'un takımı yönetişi, Kobe'nin sahneye çıkışı derken tam bir play-off atmosferinde bir maç oldu. Ancak son sözü söyleyip maçı alan taraf gri dönüşü ile Utah oldu.

Kobe dün gee elinden gelen her şeyi yaptı. Utah'ın geri döndüğü kriz anlarında faul aldırarak serbest atışlarla iş yaptı, son çeyrek inanılmaz üçlükleriyle Utah'ın direncini kırmaya çalıştı maça tamemen kendini verdi yani. Kobe bu sene bir çok maçı 2. ve 3. viteste gitmiştir ve hatta sorumluluğu Brown Blake gibi isimlere bırakmaktan da çekinmemiştir. Sezon boyu Brown-Blake ikilisinden iyi katkı alan Lakers'ta dün gece planlar tutmadı. Bu ikilinin toplam şut isabetleri 2/15 olarak dikkat çekti. Benchinden sadece 13 sayı geldi Lakers'ın dün gece.

Utah'ta Deron her zamanki gibi takımın liderliğini üstlenerek galibiyeti getiren baş rol isimlerden biri oldu. Maç boyu takımı oyunda tutan ve maç sonunda da elini taşın altına sokarak galibiyeti getiren isim yine oydu. Bunun yanında guard rotasyonunda Williams'ın arkasından gelen Watson 8 sayı 5 asist ile mütevazi rakamlar çıkartmış olsa da maçın geri döndüğü anlarda bunları yapması ve Utah'ı taşıması adına bir artı da ona veriyoruz.

Pota altına bakacak olursak Lakers'ta Gasol her zamanki gibi hücumda işini oldukça iyi bir şekilde yaptı. Savunma konusunda sıkıntılı olsa da bir şekilde takım olarak bunu kapatıyorlar. Ancak dün gece maç sonuna doğru aşırı yorgunluk gördüm onda ki hiç verimli olamadı o anlarda. Gasol'un yanında Odom'da Lakers'ta iyi oynayan isimlerdendi. Yine bu ikili ribaunt konusunda oldukça başarılıydı. Utah cephesinde ise Jefferson ve Millsap iyi bir mücadele geçirdiler. Gerek ürettikleri sayı gerekse savunma gayretleriyle galibiyette payı en büyük olan isimlerin başında geliyorlar.

Utah üst üste dördüncü galibiyetini aldı ki bu galibiyetler Portland-Hornets ve son olarak Lakers gibi mesaj maçlarında alındı. Utah için işler şu an iyi gidiyor ve önlerinde kısmen kolay b2b maçları var şimdi. Eleştirmek istediğim nokta ise Utah seyircisine. Tamam bir şekilde Kobe bir kaç senedir sizin canınızı yakıyor olabilir ama saygı duyulası bir oyuncu olduğunu unutmamak gerekir. Nba seviyesinde oyuncu yuhalanmasını abes buluyorum. Deplasman takımlarına yönelik yuhalamalar tabi bahsettiğim. Örneğin Kobe yada herhangi bir oyuncu kötü oynar takımı baltalar kendi seyircisi tarafından haklılıkla yuhalanabilir ancak deplasmanda bir oyuncuyu yuhalamak çok acizce yapılmış bir harekettir ev sahibi takım adına.

25 Kasım 2010 Perşembe

Gündem Konusu: Heat


Nba'in bir numaralı gündeminde şu an Miami Heat var şüphesiz. Sezon başında yaptığı takas ve hamlelerle şampiyonluk adayları arasına giren Miami için Bulls'un 72 galibiyetlik rekorunu kırabilirler söylemi ortaya atılıyordu. Hazırlık maçlarının daha ilkinde Wade'in sakatlanması ile beraber sezona başına kadar Wade-Bosh-James üçlüsünü beraber olarak izleyemiyorduk. Sezonun açılış maçı Celtics'e kaybedildi ve uyum problemlerini aştıklarında çok daha tehlikeli bir takım olacağı da savunuldu. Peki durum şimdi nasıl?

Sezonda 15 maç geride kalırken Heat'in derecesi ise 8-7. Burada daha sezonun ilk ayında alınan 7 yenilgiden bahsediyoruz. Hani şu rekor kıracak olan takımın aldığı 7 yenilgi.

Üst üste üç maçtır galibiyet alamıyor Miami. Önce çok kötü oynadıkları Memphis maçını haklı olarak kaybetti Heat. Sonrasında kendi sahasında Indıana'ya karşı 77 sayıda kaldı. Rakip Celtics yada Spurs gibi savunma kısmını ön plana çıkaran isimlerde değil ayrıca sadece Indıana. Son olarak dün gece toparlanmaları için son bir fırsat olan hem Doğu'daki hem de Florida'daki rakibi Magic karşısına çıktı Miami. Ancak Magic karşısında da maç boyu geride olan Heat yine kaybeden taraf oluyordu.


Miami'nin pota altı evlere şenlik. Chris Bosh gibi biri mevcut kadroda ama o hiç bir zaman savunması ile ön plana çıkan bir uzun olmadı. Joel Anthony'nin de hücumda sınırlı katkısı olması nedeniyle Bosh ile tammlayıcı bir ikili de değiller. Benchten gelen Ilgauskas ise gerekli katkıyı verse de son yıllarda 5 numaradan 4 numaraya doğru kaymaya başladı oyun stili. Cavs'ta bir ara sadece dış şutu ile hücum eden ve sertlikten çekinen bir yapısı vardı ama bereket burada biraz direnç gösteriyor.

Pota altı rotasyonunun işe yarayan tek uzunu Haslem. Haslem gerek ribaunt mücadelesi ile gerek dış şutu ile oldukça katkı sağlıyor ve bir alternatif oluyordu Heat açısından. Ancak Memphis maçında sakatlanan ve Şubat'a kadar takımdan uzak olacağı ve hatta çıkan haberlere göre sezonu kapatabileceği söylenen Haslem'in eksikliğini fazlasıyla yaşamaya başladı Miami. Indıana karşısında boyalı alanda normalden 12 fazla sayı gördü potasında Heat ve hücum ribauntlarında da önemli bir yüzde de azalma vardı. Bunlar sadece görünen istatistiksel katkılar ancak Haslem'in o sertliği ve aktifliğini çok arayacak Miami. Sene başında anlaşılan ancak Riley'in vetosu ile gönderilen Dampier ile tekrar anlaşıldı Haslem'in sakatlığı üstüne.

Gelelim takımın hücum sorununa. Miami'nin bu sezon bir çok maçını izledim ve görülüyor ki oynanani yapılmaya çalışılan tek bir hücum seti dahi yok. James yada Wade sıcaklık durumuna göre topu istiyor alıyor ve oynuyor. Bu kadar basit. Sadece James ve Wade odaklı takım hücumları. Wade'in son dönemde hafif sakatlığı ve durgunluğu olsa da Magic maçında geri dönüşteki en etkin isimdi. Kritik anlarda ise topu eline alan James oldu ve maçın kaybedilmesinde baş rol oynadı. Heat sahasında oynadığı Pacers maçında da taraftarlar James'e ağır bir şekilde yüklendi. Zaman zaman top ona geldiğinde salondaki taraftarlar James'i yuhalayarak ona tepki gösterdi. İşin hücum kısmında Bosh ile ilgili yorum yapadım. Bosh Wade ve LeBron gibi kısa oyuncu olmadığı için topu bekleyen kısımda ve top ona geldikçe işini yapıyor. Bunun dışında James yaptığı açıklamalarla da dikkat çekiyor. Göz önüne alınması gereken en önemli açıklaması ise;

'Artık eskisi kadar eğlenmiyoruz!'

Miami Heat için ise ilginç iddialar ortaya atılmaya başladı. Son olarak Dennis Rodman çok tartışılacak bir iddia ortaya attı. Söz konusu olan açıklamada Rodman Heat oyuncularının oyunu sabote ettiğini ve takımın başına Riley'i getirmek için kötü performans sergilediklerini söylüyordu. Hani gerçekliği olur olmaz tartışılır ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz. Phil Jackson'da bu kötü gidişin devam etmesi durumunda Riley'in takımın başına geçeceğini öngren açıklamalarda bulundu.

Spoelstra'yı oldukça beğenirim ve bugüne kadar arkasında durmuşumdur. Ancak kaybedilen Jazz maçında yapmadığı hamleler ile tamamen gözümde sıfırlandı. Herhangi bir Nba takımına gitse çoğu takıma sınıf atlatacak bir koç öyle ki Miami'yi geçen sezon ligin iyi savunma yapan takımları arasına sokmuştu. Ancak bu kadroyu yönetemediği, idare edemediği çok açık. Taraftarlarda Spoelstra'nn kovulması ve göreve Riley'in gelmesi için çeşitli kampanyalara start verdi bile.

Riley gelirse ne değişecek peki? Riley'in gelmesi durumunda oyuncular kenara baktığında saygı duyacağı bir ismi görecek ve ona göre oynayacak. Burada Spoelstra'yı yermiyorum ancak kuşkusuz Wade'de, James'te, Bosh'ta başlarında Riley'in olmasını ister. Riley her oyuncudan maksimum verimi alacaktır eğer kadronun başına geçerse. Riley'in gelmesiyle takımın guard sorunu ve pota altı bir anda çözülmeyecek haliyle ama bundan daha iyi olacakları kesin. Heat adına söylenecek kesin bir şey var ki Riley gelsin gelmesin bu takımın bir seneye daha ihtiyacı var yapılacak eklemeler ve güçlendirecekleri bench için. Bu sezon yine şampiyonluk mücadelesini iyi kötü verirler ancak kağıt üstünde ne Boston'dan ne de Lakers'tan iyi değiller ancak önlerinde daha iyi olmak için fırsat var.

O An !!!


Blake Griffin'in müthiş smacından bir kare. Enfes cidden.

Nba'de Bugün - 24.11.2010


Gecenin en çok merak edilen maçlarından biriydi. Heat'i daha açık bir şekilde değerlendireceğim daha sonra olaya Magic açısından bakmak istiyorum. Kazanılması gereken bir maçtı onlar adına. Heat'in kötü bir dönemde olması ve pota altında Haslem'in de eksikliği ile daha rahat oynayan bir Howard vardı maçta. 24 sayı 18 ribaunt ile tek başına duman etti boyalı alanı. Q.Rich'in sezon başından beri Magic'in ne dış şutuna ne de 3 numarasına yararı yok. Dün de takımın içinde en kötülerinden biriydi. Heat'in guard sorununa karşın Nelson'un 17 sayı 14 asistlik performansı da mesaj veren bir istatistikti.

En çok merak edilen maçtan sonra en heyecanlı geçen maçlardan birine bakalım. 2 uzatmaya gitti Suns-Bulls maçı. Maçın daha ilk periyodunda farkı 20 seviyesine çeken Phoenix'e erken şalter indirme şansı gelmişti ancak bunu başaramadılar. Atletik bir takım olan Bulls, Suns'u hızlı hücum sayıları ile avladı ve skoru eritti. Bir gece önce Lakers'a karşı ynamış olan ve b2b maçında olan Bulls'un bu geri dönüşü bile takdiri hak ederken 2 uzatmada maçı kazanmaları önemli bir olay onlar adına. Deplasman turnesi hiçte fena gitmiyor şu ana kadar.


Back-to-back maçı oynayan bir diğer takım Dallas'tı. Thunder deplasmanları zordur genel de başa baş giden maçlarda seyirci de devreye girer ve tam bir deplasman olur. Ancak Dallas, Spurs'ten sonra oradan galibiyetle dönen 2.texas ekibi oldu bu sezon. Yorgunluk belirtileri beklediğim ve Dallas'a ziyade daha genç ve atletik olan Thunder'ın öne çıkacağını düşündüğüm maç beklemediğim bir şekilde geçmiş. Dallas'ın son maçlarını takip etme fırsatım oldu. Takımda Terry hemen hemen her maç benchten gelerek belli bir seviyede katkı veriyor. Pota altında Chandler gibi bir opsiyon guardda da Nba tarihinin en iyi isimlerinden olmaya aday Kidd var. Buna rağmen takım Dirk'e inanılmaz bağlı oynuyor. Dün gece de takımını sırtladı Dirk. Hani hücum setleri 'ver Dirk'e oynasın'dan ibaret sadece.

Gecenin merak edilen bir diğer maçında Batı'da sezona müthiş başlayan Hornets, Utah'a konuk oluyordu. Deron ve Paul ikilisini de karşılıklı izlemekte maçın önemini arttırıyordu. Utah ilginç takım hani Boozer hamlesi sonrası Jefferson'a rağmen cidden bir gerileme içindeler ama bir şekilde kazanmayı topu potadan geçirmeyi başarıyorlar. Ama devamlılık yok bugün Hornets'i yenerken ertesi gün Cavs'a yenilebilirler. Hornets ise kötü bir dönemden geçiyor. Önce Clippers mağlubiyeti ve şimdide Utah yenilgisi.

Shaq'tan uzun zaman sonra efektif bir performans gördük. Nets karşısında Celtics'i sırtlayan isim olan Shaq 25 sayı 11 ribaunt ile müthiş bir performansa imza attı. Dizleri artık bitme noktasına gelen Shaq'a yıllar öncesinden bir gece yaşatan Lopez'i de unutmamak gerek tabi.

Houston'un felaket sezon başlangıcından halen kurtulamadı. Golden State'i yenmeyi başarsalarda henüz 4.galibiyetlerini aldılar ve halen istenilen seviyede basketbol oynamıyorlar. Ancak bu kötü dönemde bile Lowry ve Scola'nın performansı onlar adına tek olumlu nokta.

Son olarak Spurs uzatmada da olsa Wolves engelini geçmeyi başardı ve galibiyet serisini 12 maça çıkarttı. Spurs gibi normal sezonu 3. viteste geçen ve kendini play-off'a saklayan bir takım için müthiş bir seri gerçekten. Ginobili'nin de All-Star'lık performanslarının altını çizmek gerekiyor.

24 Kasım - Nba'de Bu Gece

25 Kasım 02.00 Cavaliers vs Bucks
25 Kasım 02.00 Raptors vs Sixers
25 Kasım 02.00 Bobcats vs Knicks
25 Kasım 02.30 Magic vs Heat
25 Kasım 02.30 Celtics vs Nets
25 Kasım 03.00 Grizzlies vs Pistons
25 Kasım 03.00 Wolves vs Spurs
25 Kasım 03.00 Thunder vs Mavericks
25 Kasım 03.30 Rockets vs Warriors
25 Kasım 04.00 Suns vs Bulls - NbaTv
25 Kasım 04.00 Jazz vs Hornets

Her çarşamba gecesi olduğu gibi kalabalık bir fikstür var. Vizeler falan derken blogu biraz aksattık ama ne olursa olsun maçları izlemeye devam. Heat-Magic gecenin mesaj maçı. Her ne kadar Haslem'i kaybetse ve kötü sonuçlar alsa da Heat'in bu maçta mesaj vermesi gerekiyor. Dampier'ı kadrosuna katan ve Stackhouse'u serbest bırakan Heat'e karşı Howard'ın performansını da merakla bekliyoruz. Bunun dışında Okc-Dallas oldukça iyi maç olacaktır. Batı Turnesine başarılı bir çizgide devam eden Bulls b2b maçında Suns'a konuk oluyor. Jazz ise zirvedeki takımlardan Hornets'i ağırlıyor. Spurs ise galibiyet serisini devam ettirebilmek için Wolves karşısında.

23 Kasım 2010 Salı

Çaylak Analizi #1

Nba'de bir aylık süre geride kalırken kimi çaylak oyuncu da takımlarında önemli roller alarak gelecekte neler yapabileceklerinin önizlemesini sundular. Her ay sonuna doğru çaylak analizlerini yazacağız.

#1 Blake Griffin - Lac = Blake Griffin son günlerde yaptığı çıkış ve Wall'ın sakatlığıyla listede bir numaraya çıkan isim oldu. Son günlerde inanılmaz formda cidden. Haftasonu Knicks'e karşı 44 sayı 15 ribaunt 7 asistlik müthiş bir performansa imza atan Griffin hava hakimiyetini de gösterdi bu maç bizlere. Müthiş istekli ve hevesli olan Griffin belki de geçtiğimiz sezonu kaçırmasının acısını çıkarırcasına oynuyor. Onun bu isteği ve hevesi ne yazıkki takımına yansımamış durumunda. Umarım Griffin'de Clippers'ta basketbol oynama isteğini hedefini kaybetmez çünkü amaçsız olan Clippers'ta 82 maç aynı ritmi tutturmak zor olacaktır.

#2 John Wall - Wsh = 2010 Draftının bir numaralı ismi olan John Wall sakatlanana kadar Wizards'ı taşıyan isimdi. Onun sakatlığında Arenas'ın sahne almasıyla takım o çizgisinden kopmadı ancak Wall'ın da dönüşü ile beraber bu ikilinin beraber nasıl oynayacaklarını göreceğiz. John Wall'ın oyunda topa sürekli sahip olması ve guard yeteneklerini verimli olarak kullanması onu tüm Nba'de asist ortalamasında 3. sıraya yerleştirdi onu. Ancak top kaybı konusunda aynı başarıyı söylemek mümkün değil. Nba'in en çok top kaybı yapan ismi olan Wall'ın bu istatistiği biraz da topla fazla oynmasından kaynaklanıyor.

#3 Landry Fields - Nyk = Sezon başında Knicks'te ilk beş çıkan ve yerini şu ana kadar kaptırmayan Fields buranın en sürpriz ismidir şüphesiz. Draftta 39. sıradan seçilen ve direkt olarak ilk beş başlayan Fields'te belli bir ışık görmüş olacak ki D'Antoni ona bu şansı veriyor. Peki Fields, Knicks ilk beşinde neler yapıyor. Seçildiği sıraya bakacak olursak oldukça verimli katkılar veriyor Fields. Sayı ve ribaunt katkısı ile takıma gerekli katkıları yapan Fields'in kariyerindeki en iyi maçı şüphesiz ki 21 sayı 17 ribauntla oynadığı Denver maçıydı.


#4 Eric Bledsoe - Lac = Clippers'tan listeye giren ikinci çaylak olan Bledsoe sezonun henüz 4. maçında ilk beşe yerleşti takımında. Bledsoe aldığı sürelerin karşılığını da olumlu basketbolu ile veriyor. Wall'ın arkasından asist ortalamasında çaylaklar arasında ikinci olan Bledsoe Clippers'ın üst üste gelen mağlubiyetlerine rağmen düzenli olarak çift haneli sayılara çıkarak gelişimini sürdürdü. Sezona iyi giren Bledsoe'nin buna rağmen son iki-üç maçında istatistiklerinin düştüğünü de belirtmek gerek.

#5 Wes Johnson - Min = Dördüncü sıra seçimi olan Wes Johnson Wolves'te hemen ilk beşe yerleşti ancak beklenilen seviyeye halen ulaşamamış gibi gözüküyor. Seçildiği sıranın ve aldığı sürelerin hatırına ona bu sırayı verdik. Wes Johnson çaylaklar arasında dış şutuna ne çok güvenen isim. En çok üçlük kullanan oyuncu olan Wes Johnson'un bu tutumu tabi ki Wolves'te olduğundan pek göze batmıyor. Tabi bu gelişimine bir türlü yön verememiş olmasının başında takımının da etkisi vardır elbette.

#6 Evan Turner - Phi = Evan Turner'ın sezon başında daha yukarılarda olacağını öngörüyorduk ancak performansıyla bir türlü beklenilen sıçramayı yapamadı. Sezon başında Iguodala ile aynı pozisyonda olmasının sıkıntısını çekecğeinden bahsetmiştik ki bunu sürekli görüyoruz. Lige iyi başlayamadı ancak buna rağmen ona güvenen Sixers ilk beşte Turner'a yer ayırdı ancak halen ondan beklenilen katkıları alamıyorlar. Turner için söyleyeceğimiz olumlu bir özellik varsa ribauntlarda takımına oldukça katkıda bulunmasıdır.

#7 Al-Farouq Aminu - Lac = Clippers'ın üçüncü çaylağı olan Aminu, Griffin ve Bledsoe kadar takımda önemli bir noktaya ulaşamamış olsa da şu ana kadar 4 maçta ilk beş şansı buldu. Sezon başında istediği dakikaları alamayan Aminu zamanının geleceğini biliyordu. Erken kopan bir maçta 30 dakikaya yakın bir süre bulan Aminu 20 sayı 11 ribaunt ile koçu Negro'yu etkiledi ve sürelerini arttırmayı başardı. Clippers adına benchten gelerek verimli katkılar yapan Aminu'nun ilk beşi de fazlasıyla zorladığını belirtmek gerek.

#8 DeMarcus Cousins - Sac = Sezona direkt olarak ilk beş başlayan ve Kings'te Evans ile iyi bir ikili oluşturması beklenen Cousins'ten beklentiler büyüktü. Ancak ilk beş maç sonrasında benche çekildi Cousins. Her ne kadar böyle istatistikleri pek sevmem ve Espn'vari bulsam da Cousins'in ilk beş çıktığı maçlarda Kings 3-2'lik bir galibiyet yüzdesi yakalarken benchte olduğu 8 maçta sadece 1 galibiyet alabildi Kings. Ribauntlarda çayaklar arasında lider olan Cousins'in boyalı alanda oldukça etkili olduğunu ve Kings'in Evans ile beraber geleceği olarak görüldüğünü de söyleyelim.

#9 Derrick Favors - Njn = Draftta üçüncü sırada seçilen ve üzerinde fazla beklenti olan Favors Nets'te Lopez'in arkasından gelerek oldukça verimli katkı sağlıyor. Pota altında sağlam duruşu ve ribaunt sezgisi ile dikkat çeken Favors'un hücum ribauntlarındaki aktifliği de dikkat çekiyor. Özellikle Heat maçında Favors'un 10 hücum ribaundu alması fazlasıyla dikkat çekiciydi. Ancak aldığı sürelere bakınca Favors'tan daha fazla istatistiki katkı bekleniyor.

#10 Gary Neal - Sas = Profosyonel kariyerine Karşıyaka formasıyla başlayan Neal'ın yaz liginde Popovich tarafından keşfedilmesi ile yolu Spurs'e düştü. 26 yaşında olması basketbol açısından olgun olmasına yol açan Neal'ın dış şutu Spurs sisteminde oldukça değerli. Ortlama 15 dakika süre bulan ve top eline geldiğinde gerekli olanı yapmaya çalışan Neal 7de 5 üçlük ile oynadığı ve 15 sayı bulduğu Bobcats maçında dikkat çekmişti.

*Semih Erden - Bos = Semih'in Celtics'te oynaması kendisi açısından avantajlı durumları olmasına rağmen dezavantajlı durumları da var. Oldukça kaliteli ve ismi olan uzunların arkasında sırasını bekleyen ve alacağı dakikalar aslan ağzında olan Semih şu ana kadar iyi süreler aldı. Avantajı ise Garnett-Shaq gibi isimler ile beraber oynayan ve onların desteğini alan Semih'in kendisini geliştireceği yönler. Celtics koçu Rivers'ta Semih'i yüreklendirmeye çalışan açıklamalar yapıyor zaman zaman. Semih'in savunmasını ve ribauntlardaki duruşunu fazlasıyla verimli bulduğunu söylüyor.

*Ömer Aşık - Chi = Ömer uzun rotasyonu açısından Semih2e nazaran şanslı ve Boozer'ın yokluğunda kendisini fazlasıyla gösterme fırsatı buldu. Savunmada uzun boyu ve uzun kolları sayesinde önemli bir blok tehtidi olan Ömer hücum kısmında henüz yaratıcılığı olmasa da kendisine hazırlanan pozisyonlarla skor katkısı veriyor. Noah ile beraber oynadığı anlarda iyi bir savunma ikilisi olan ve pota altını kapatan Bulls'un eksik yönü ise hücumda bu ikiliyi pek kullanamaması şüphesiz ki.

Not: Sıralama nba.com'dan alınmıştır.

Haftanın Oyuncuları: Westbrook&Amare


Nba'de 4.hafta da geride kalırken takım başarısı ve oyuncu istatistikleri gözetilerek belirlenen haftanın oyuncuları da belli oldu. Nba'de geçtiğimiz hafta takımlarını galibiyete taşıyan isimlerden Westbrook Batı'da Amare ise Doğu'da haftanın oyuncuları seçildi.

Kevin Durant'in yokluğunda özellikle Celtics'e karşı gösterdiği performansla övgü alan ve b2b maçında Bucks'a karşı da takımını galibiyete taşıyan Westbrook'lu Thunder haftayı 4 galibiyete kapattı. Westbrook ise bu dönemde 23 sayı ve 7.8 asist ortlamaları ile mücadele etti.

Üst üste aldığı yenilgilerden sonra toparlanma dönemine giren Knicks'te ise formda isim Amare'nin takımının bu hafta aldığı 3 galibiyette de önemli payı vardı. Amar'e haftayı %60 şut isabeti ile geçerken 29 sayı 9.5 ribaunt ortalamaları ile takımını taşıyan isim oldu.

Spurs 106-97 Magic (Manu Farkı)


Sezon sonlarına doğru vites büyültmesine alışkın olduğumuz San Antonio Spurs sezon başından inanılmaz performanslar sergiliyor. Yalnızca bir yenilgi gören Spurs az önce biten maçta Magic'i 106-97 yenerek üst üste 11.galibiyetini de aldı.

San Antonio'yu izleyince büyük keyif alıyorsunuz gerçekten. Hani her oyuncu rolünü biliyor, ne ypması gerektiğini biliyor, kimse daha fazlası için bireysel oynamıyor ve herkes sorumluluğunun farkında. Maç son çeyreğe kadar ortada geldi hatta son 3-4 dakikaya kadar. Böylesine sıkıntılı bir maçta dahi silkinmeyi başaran ve ayağa kalkan Spurs son çeyreğin bitimine doğru deparını atarak maçı kazandı.

Aslında işin garip olan tarafı San Antonio kazanırken Duncan'ın o kadar da efektif kullanılmıyor oluşu. Geçtiğimiz sezonlarda Duncan bu takımı sırtlayan oyuncu olurdu ama artık bayrağı o da teslim etmeye hazırlanıyor. Yine belli dominantlığı var zaten Howard'a karşı duruşundan da bunu görebiliyoruz bu kolay bişey değil ancak yaşlanan dizleri ona sorun çıkartabilir. Duncan'ın aksine oyunu futbol tabiri ile kanatlara yaymış Spurs. İçeri drive eden guardlar forver ve şutörleri köşelerde veya çaprazda bir şekilde buluyor ve rahat boş şut imkanı sağlıyor. 12 üçlük buldu Spurs üçlük çizgisinin gerisinden yani 36 sayı. Matt Bonner bu yüzden bu sene sistem içinde bu kadar ön plana çıkıyor. Magic'e karşı da 15 sayı 7 ribaunt ile oynadı. O garip şut stili ile de olsa şut kaçırmadığı sürece bu takımın ihtiyacı olan şeyleri verecektir ki bu maçta ribauntlara da iyi bir şekilde konsantreydi.

Tony Parker'a boşanma davası gaz mı verdi acaba? Chicago maçından önce bu haberi almıştık ki o maçtan bu yana muazzam performanslara imza atıyor Parker. Yine bu maçta da çok dominant bir performans sergiledi ve maçı 24 sayı 10 asistle tamamladı. Hızlı ayaklarının da avantajı ile bir çok pozisyonu kendi lehine sonuçlandıran Parker gerek dış şutu ile gerek ikili oyunları ile başarılı bir grafik çizdi dün gece. Dün gecenin şüphesiz en başarılı ismi Ginobili'ydi. Son dönemde muhteşem oynayan ve takımını sırtlayan Ginobili bu maçta da basketbol zekasını konuşturdu. Son çeyrekte sorumluluğu alan Manu Magic'i yıkan isimlerin başında geliyordu. Spurs yatsın kalksın takımda Manu'nun olduğuna şükretsin. Sakatlıklar falan derken kariyeri biraz olsun sekteye uğrasa da müthiş oyuncu gerçekten.


Orlando'ya bakacak olursak Howard'dan başka ele avuca gelecek bir performans bir oyun göremedik. Howard her zaman olduğu gibi tek başına takımını sırtlamaya çalışıyor. Hücumda takımının en skoreri savunmada gayretiyle ön plana çıkıyor ancak ona eşlik eden takıma biraz olsun katkı vermeye çalışan biri yok. Carter'a bakıyoruz büyük maçlarda kaybolup gidiyor. Lewis'e bakıyoruz sezon başından beri istenilen çizgiye ulaşamadı. Bu maç biraz kıpırdanır gibi oldu ancak daha fazla sorumluluk almasını bekliyoruz onun. Q.Rich desek yerlerde sürünüyor. Benchten gelen Reddick ve Pietrus'tan biraz olsun katkı aldı ama adam akıllı çıkıpta Howard'ın yükünü paylaşacak oyuncu olmaması Magic'i en çok zorlayan nokta.

Nelson'u burada ayrı tutuyorum tabi Magic'de şu sezon en beğendiğim en başarılı bulduğum isimlerden biri. Sorumluluk duygusu da onu bir adım öne çıkartıyor takımda. Son topa kalan iki üç maçları oldu ve hepsinde topu alan hücumu kullanan isim Nelson'du ki Lewis'lerin Carter'ların olduğu bir takımdan bahsediyoruz. Büyük iş gerçekten.

Magic iyi dayandı maçın sonuna kadar Howard sayesinde. Son çeyrek biraz üçlük düellosu şeklinde geçti ki üst üste üç hücumda da üçlük bulan Spurs bu anda maçı kazanacağını belli ediyordu zaten. Magic yine son anlarda kritik anlarda sahneye çıkacak isim bulamadı. Nelson biraz olsun çabaladı ama karşısında komple bir takım vardı ve mücadelesi sonuçsuz kaldı. Vitesi şimdiden yükselten Spurs'un şu performansını sezon sonunda hatta play-off'larda da görmek istiyoruz.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Nba'de Bugün - 21.11.2010


Üst üste iki mağlubiyetin ardından galibiyetlerine tekrar devam eden Lakers dün gece Warriors'u evinde 28 sayı farkla 117-89 ile geçmeyi başardı. Maçta şüphesiz tüm dikkatleri üzerine çeken isim İspanyol yıldız Pau Gasol oldu. Gasol tek kişilik bir resital sundu dün gece bizlere. Sadece 30 dakika süre alan Gasol 28 sayı 9 ribaunt 5 asist 4 blok ile mücadele etti ve bunu yaparken tek şut dahi kaçırmadı. 10/10 isabetle oynayan ve maçı adeta domine eden Gasol'un ismi sezon başından beri sergilediği performans ile adı Mvp adayları arasında dahi geçmeye başladı üstelik takımda Kobe olmasına rağmen. Benchten önemli katkılar veren Brown'da yine bu maç maçın erken kopmasıyla bulduğu süreleri iyi değerlendirmiş. Warriors cephesinde de çaylak Jeremy Lin benchten gelerek ilk kez çift haneli skor üretti bu sezon.

Thunder maçında sakatlanan Rondo'nun eksikliğinde Raptors deplasmanına çıkan Celtics beklemediği bir yenilgi ile Kanada'dan ayrıldı. Rondo'nun pasör oyunundan ziyade atmaya yönelik oynayan ve Celtics sisteminin içinde sırıtan istisna bir oyuncu olan Nate Robinson ilk beş çıkan isimdi. Robinson maçı 22 sayıyla tamamladı ve sadece 2 asist yaptı. Celtics Rondo'nun yokluğunda cidden sınıf olarak bir kademe aşağıda bir basketbol oynuyor. Bunu son anlarda yaptıkları gereksiz top kaybı ile de görebiliyoruz. Toronto'da Bargnani ön plana çıkan isim olarak dikkat çekse de ben genelde Raptors maçlarında Amir Johnson'u takip ediyorum. Yazın aldığı kontratın hakkını verircesine oynadı dün gece. Boston üst üste ikinci yenilgisini alırken Raptors ise kısıtlı kadrosu ile son üç maçını kazanan taraf oldu.


Gecenin en çekişmeli karşılaşması şüphesiz Detroit-Washington maçıydı. Wall'ın yokluğunda Wizards'ı taşıyan isim olan Arenas dün gece yine etkili bir performans ortaya koydu oynadığı dönemlerde. İlk devresini izledim mücadelenin ve ilk devrede Wizards adına olumlu iş yapan yegane isimlerden biriydi ki maçı da 19 sayı 16 asist gibi dikkat çekici istatistiklerle tamamladı. Detroit çoğu maç Stuckey&Hamilton ikilisinden gelen basketler ile maça başlıyor. Maç başı sistemlerini yansıtıyorlar ama daha sonraları bunu göremiyoruz. Ancak uzatmada sahneye çıkan ve maçı alan isim Rip Hamilton olmuş. Hamilton'un o enfes perdeden çıkarak bulduğu basketleri izledik bol bol dün gece. Detroit'te benchten gelerek önemli işlere imza atan ve son dönemde dikkat çeken bir diğer isim ise Villanueva. Zaman zaman takımda tek mücadele eden isim oydu, değerini bilsin bu oyuncunun Pistons cidden yürekli oynuyor.

Batı'nın zirve ekiplerinden Hornets dün gece Kings deplasmanındaydı. Maç oldukça kısır geçti aslında skordan da bunu görebiliyoruz. 75-71 ile karşılaşmadan galip ayrılmayı başardı Hornets ki maçın ilk bölümlerinde fazlasıyla çember dövdüler. Chris Paul yine maçı kazandıran isim olmuş. Attığı sayıdan daha değerli olan istatistiği böylesine az basketin olduğu bir maçta yaptığı 14 asist. Bu sezon iyi performansına devam eden David West yine dikkat çeken isim olurken Kings cephesine baktığımızda da Donte Greene'nin etkili oyununu görüyoruz. Ancak ön plana çıkması beklenen Evans dün gece çember dövdü ve takımına gerekli katkıyı sağlayamadı.

Haslem Sakatlandı !!


Sezona beklenilenin aksinde bir başlangıç yapan ve eleştrilen takımlar arasında bulunan Miami'de Haslem şoku yaşanıyor. Memphis Grizzlies maçında sakatlanan Haslem'in sol ayak bağında yırtık olduğu ve All-Star arasına kadar forma giyemeyeceği belirtiliyor.

Pota altında zaten sorunlarıyla ön planda olan Miami'de boyalı alan kısmında duruşu ve savunmasıyla orayı çekip çeviren yegane isimdi. Pota altında benchten gerekli sertliği getiren ve her maç double-double'a yakın istatistikler çıkartan Haslem'in eksikliği fazlasıyla hissedilecektir. Pota altındaki bu etkinliğinin, ribaunt sezgisinin yanı sıra orta mesafe şutlarıyla da tehlike arz eden bir isim Haslem. Mike Miller'ın yokluğundan daha önemli hale geldi bence şu haliyle takımda Haslem'in eksikliği.

Miami bir türlü tam kadro olamadı. Miller ve Haslem'ın varlığı ile bench rotasyonunun da verimli olaağı bariz açıktı kağıt üstünde ama bu rotasyonu henüz sahada göremedik ve Şubat'a kadar da göremeyeceğiz. Haslem'in yeri muhakkak ki doldurulmalı. Piyasada da çok isim yok tabi ama Riley'in tekrardan Dampier'e dönmesi için daha ne gibi bir olay olması gerek bilmiyorum.

21 Kasım 2010 Pazar

Sean May Fenerbahçe'de


Fenerbahçe'de Vidmar'ın sakatlığının ardından pota altı ciddi şekilde s.o.s veriyordu. Euroleague'de alınan yenilgideki ribaunt sorunsalı ve bugün Beşiktaş karşısındaki mücadelede rakip pota altına kariyer maçı yaşatmak gibi sorunlar ortaya çıktı. Vidmar'ın eksikliğinin kapanması şarttı ve Fenerbahçe Nba patentli uzun Sean May ile anlaştı. Peki May, Vidmar etkisi yaratabilecek mi?

Bu sorunun cevabı elbette ki hayır. Nedenine gelecek olursak. Size sorunu olan bir uzun May. Hadi bunu zaten geçiyoruz. Dizlerinden problemi olan bir uzundan bahsediyoruz burada. Mikro kırık ameliyatı geçiren hatta sezon başında da ayağındaki kırık nedeniyle ameliyat olan May'in zaten diz sakatlığından sonra Nba'de tutunamayacak seviyedeydi. Kilo sorunu hep vardı ve geçiğimiz sene Kings ile masaya oturan May 20 kilo daha vermesi durumunda daha fazla para alacaktı. Kontratında böyle maddeler olan basketbol bloglarında da bu nedenle dalga konusu olan birinden bahsediyoruz. Zaten son yıllarda basketbolla uzaktan yakından alakası yoktu. Nba'in en iyi koçlarından biri olan Larry Brown Bobcats forması giyerken maça çıkacak durumda değil diye takımdan kesmişti onu. Maç eksiği fazlasıyla bulunan, savunmada takıma en ufak katkısı olmayan -ki bu takımın Vidmar'ın eksikliği ile savunma yapan bir oyuncuya ihtiyacı var- hücumu sınırlı olan May'in Fenerbahçe'ye katkısı ne olur, maça çıkacak seviyeye ne zaman gelir, Vidmar'ın boşluğunu nasıl doldurur merak konusu. Ama Sean May Fenerbahçe'de hayırlı olsun...

Hornets - Raptors Takası


Lige müthiş bir başlangıç yapan Hornets'te sezon daha başlamadan takas döneminde Peja'nın biten kontratının elden çıkartılacağı kesin gibiydi. Sezona da müthiş bir başlangıçla giren ve bir anda hedeflerini yukarılara çeken Hornets son günlere kalmadan erkenden sessiz sedasız Peja'nın takas işini tam da zamanında halletti.

Peja son sekiz-on günlük dönemde benchten gelerek iyi katkılar veriyordu. Dış şutları fazlasıyla can yakıyordu. Biraz olsun değerlendiği bir anda Hornets onu elden çıkartmayı başardı. Karşılığında belki de daha iyi parçalar alınabilirdi ama şu haliyle bile daha derli toplu bir takım oldu Hornets. Peja ve takıma yeni katılan Bayless'i gönderen Hornets karşılığında Jarret Jack, David Andersen ve Banks'i kadrosuna kattı.

Bayless için takıma katıldığında Paul'un arkasında fazlasıyla önemli katkı verecektir demiştim ancak bir türlü bu performansı göremedik ondan. Peja'nın yanında takasa dahil edildi ve karşılığında Jack geldi. Paul'un kenarda olduğu anlar olmak üzere yedek beş sahaya çıktığında Jack'in varlığıyla daha derli toplu bir görünümde olacak olan Hornets benchi sağlama aldı. Banks belki kadroya giremeyecek ancak Andersen biraz olsun katkı sağlayacak bir uzun. Hornets bunu değerlendirir oyuncuya Paul ile biraz değer katarsa belki bir takasa daha imza atabilirler. Çünkü Andersen ve Banks'in de kontrat sezonu ve biten kontrat almak isteyen takımlara karşı belki küçük parçalar olsa da bu isimler hamle seçeneği olabilir. Raptors cephesine bakacak olursak zaten Bosh'tan sonra ne olduğu, nereye yöneldiği belli olmayan bir takım var. Peja'nın gelişi gidişi pek etki etmez. Bu takasa sevindim Jack'in rotasyonda arkasında kalan Calderon artık ilk beşe yerleşir onu daha fazla izleme fırsatı buluruz. Bayless içinde yeni bir sayfa diyelim. Umarım burada kendisini göstererek seviye atlar.

21 Kasım - Nba'de Bu Gece

21 Kasım 20.00 Raptors vs Celtics
22 Kasım 01.00 Kings vs Hornets - NbaTv
22 Kasım 01.00 Pistons vs Wizards
22 Kasım 04.30 Lakers vs Warriors

Pazar gecesi erken maç açısından oldukça verimli olur. Celtics-Raptors mücadelesi yaklaşık 2 saat sonra başlayacak. Yeni bir takasa imza atan Raptors'ta yeni oyuncuları yüksek ihtimalle forma giyemeyecek ve Calderon ilk beş çıkacak. Calderon-Rondo düellosunu izlemek keyifli olacaktır. Yine ilgi çekici maçlar var. Kings-Hornets maçı her ne kadar Kings kötü bir dönemde olsa da iyi bir maç olacaktır tahminimce. Doğu'da Arenas'lı Wizards, Detroit'e konuk olacak. Sezona iyi bir giriş yapan ancak son bir haftada Lee'nin sakatlığı ile eski performansını aratan Warriors, Staples Center'da Lakers ile mücadele edecek.

Nba'de Bugün - 20.11.2010


Bu sezonun ilk maç kazandıran son saniye basketi Rudy Gay'den geldi. Memphis şampiyonluk adaylarından Miami'yi Gay'in son saniye basketiyle devirmeyi bildi. İki takımda b2b maçındaydı ve dün geceden kalma yorgunluklar gözüküyordu. Miami'de Wade'in eksikliği Stackhouse'un rotasyonda ilk beşe yerleşmesini sağladı ancak bu basketbolu unuttuğu gerçeğini değiştirmiyordu. Maç boyu Wade'i çok aratan Stackhouse'un kötü oyununa rağmen bereket House gibi bir isim var ki kadroda Heat'i oyun içinde tutan isim o oldu. James tek başına bir şeyler yapmya çalıştı ancak yetmedi. Son çeyrek özellikle Zach pota altında Chris Bosh falan bırakmadı. Oj Mayo son dönemdeki kötü performansı nedeniyle benche çekildi ancak bu bile oyuncuya ekstra motivasyon sağlamadı ve 1/7 gibi berbat bir yüzde ile oynadı. Memphis iyi güzel kazanıyor ama Mayo'yu geri kazanmaları başlıca hedefleri olmalı.

Utah Jazz'ın ardından GüneyDoğu turnesinde olan Batı takımı bu kez Phoenix Suns oldu ancak onlar Utah kadar başarılı değillerdi bu turnede. Miami-Orlando ve son olarak Charlotte deplasmanında alınan yenilgi. Nash'in eksikliği de elbette bir neden tabi buna ancak Dragic'in onun yokluğunda istatistiksek olarak iyi performanslar ortaya koyması sevindirici. Henüz Nash'siz kazanan, ağır başlı bir takım olamıyorlar belki ama Nash'in arkasından gelecek Dragic'in onu aratmayacağı da ortada. Bobcats, Suns'a karşı pota altında sertliği arttırmak yerine Tyrus Thomas ile oynamayı tercih etti ve Suns'u biraz olsun maç içinde tuttu ancak bu kumar sayesinde Thomas'ın elinden benchten 22 sayı buldular. Yine Diaw ve Jackson'un iyi oyunları söz konusu. Agustin sezon başından bu yana belli bir çizgide gidiyor ve Bobcats'in kısa rotasyonunda Felton'dan sonra sırıtmıyor.

Dün gece Indıana deplasmanında çok zorlandı Magic. Howard'a karşı yılmadan oynayan Hibbert'in double-double'lık performansı önemli ancak Granger'ın kötü bir yüzdeyle oynadığı karşılaşmada Magic'i bir hayli zorlamayı başardılar. Magic'de dikkat çeken olay ise bu sezon son toplara giden maçlarda sürekli olarak Nelson'un sorumluluk alması. Ne Lewis ne Carter bu bölümlerde topu eline dahi almazken Nelson'un elini taşın altına sokması onlar için önemli. Belki son anlarda değil ancak Lewis uzun bir aradan sonra iyi bir maç çıkarttı bu da gözden kaçmasın. Orlando ne kadar zorlansa da üst üste dördüncü galibiyetini aldı ve Doğu'da zirve ortağı oldu.


Batı'da sessiz sedasız rakiplerini bir bir deviren ve liderliğe yükselen San Antonio Spurs buralara biraz da kolay fikstür avantajı ile geldi. Yaşlı bir kadroya sahipler ve Duncan artık eskisi kadar efektif değil anak buna rağmen kısaların lige formda girmesi ile bir anda Batı'da tepeye çıktılar. İlk b2b maçları olan Cavs karşısında zorlanacaklarını düşünüyordum ancak görünen o ki Spurs bir engeli daha aşmayı başarmış. Boşanma davası magazin falan derken gündemde farklı konularla yer meşgul eden Parker son dönemdeki formunu yine sürdüdü dün gece. Benchten muazzam bir destek alan Spurs'te Splitter'ın muazzam performansı dikkat çekiciydi.

Deplasmanda b2b maçına çıkan Dallas, Atlanta deplasmanından galibiyetle dönmeyi başardı. Dirk Nowitzki yine takımını taşıyan isim oldu 21 sayısıyla. Bulls karşısında çok zorlanan Dallas'ta Nowitzki'nin dışında benchten gelen Terry ve Marion'un da önemli katkıları vardı. Atlanta'da son dönemin formda isimlerinden Horford'un 20-20'lik performansı ve Josh Smith'in çok yönlü oyunu galibiyete yetmemiş.

Kuzeybatı grubu Minnesota dışında dört play-off hedefi olan takım ile dikkat çekiyor. Bu takımların kendi aralarında oynadığı maçlarda oldukça önemli hale geliyor. Utah'ta dün akşam Portland deplasmanından oldukça önemli bir galibiyetle döndü. Galibiyette Deron, Al-Jeff veya Millsap'ın dışında bu maç sahneye çıkan isim Cj Miles oldu. Benchten gelerek 25 sayı bulan Miles galibiyeti getiren isim oluyordu. Portland'da Roy bu maçtada forma giymedi. Aldridge, Roy'un yokluğunda sorumluluğu alıp takımını taşıyan isim olsa da galibiyete taşıyamadı. Matthews'de eski takımına karşı düşük bir yüzde de kaldı ve Utah kazanan taraf oldu.


Batı'nn dibinde bulunan La Clippers dün gece New York'u konuk etti Staples Center'da. Üst üste 9.yenilgilerini aldılar ancak bu maç oyundan skordan çok Griffin'in konuşulması gerek. 44 sayı 15 ribaunt 7 asist ile oynayan çaylak biri yukarıda Mozgov'un üstünden vurduğu smaç olmak üzere iki posterlik hareketiyle muazzam bir gösteri sundu izleyenlere. Knicks'te bir sorun mu var diye düşünüyor insan bu performanslardan sonra. Çok değil bir hafta önce Love'ın 30-30'luk bir performansı da mevcuttu çünkü Knicks pota altında. Griffin'den ziyade karşı tarafta Amare'nin de müthiş bir performansı vardı dün gece. Son üç maçını kazanan Knicks'te biraz olsun toparlanma görülüyor ancak basketbolları halen iyi düzeyde değil.

Oklahoma City dün gece Celtics karşısında Durant ve Green olmadan kazanmayı bilmişti. Hemen bir gece sonrasında da Bucks deplasmanına konuk olan ekipte yine aynı eksikler olmasına rağmen kazanan taraf oldu. Westbrook'un dışında bu maç sahneye çıkan isim Harden olurken benchten gelen Maynor'un da önemli katkıları vardı galibiyette. Bucks'ta 25 sayı bulan Jennings'in düşük yüzdeyle bu skoru elde etmesi biraz olsun takımı baltalarken benchten gelerek 25 dakika süre alan Ersan 9 sayı 5 ribaunt ile mücadeleyi tamamladı.

Denver evinde dün gece Batı turnesinde bulunan Nets'i ağırladı. Beklenenden zorlu geçen maçta son sözü söyleyen isim 28 sayı 8 ribaunt 5 asist ile mücadele eden Melo oldu ve galibiyette başrol oynayan isimdi. Melo'nun yanında Nene'de Nets pota altına karşı iyi bir mücadele çıkartırken benchten de 42 sayılık katkı buldu Denver. Nets cephesinde ise Harris ve Lopez'in eline bakan bir takımdan ziyade tüm oyuncularından belli katkılar alan her alanda mücadele eden bir takım vardı. Ancak maç sonunu bir kez daha getiremedi Nets ve üst üste 3.maçını kaybetti.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...