Nba Tv bu yıl ilk kez Miami Heat maçı yayınlandı bende haliyle kaçırmadım. Hoş geçen pazar NtvSpor'un yayınladığı yine Heat-Raptors maçında son çeyrek yaşadığım hayal kırıklığını yaşamak istemiyordum ama ne yazık ki dün gece de galibiyete ulaşamadık Raptors önünde.
Maç hemen hemen kopyası gibi oldu yine o günkü maçın. Tek ve en önemli farkı da Calderon'du zaten. Solomon pazar akşamı ilk beş başlamış ve sezonun kendi adına patlamasını yapmıştı. Dün gece ise iki maç aranın ardından bize karşı sahaya çıktı. Solomon'un oyunda olduğu dönemde Heat savunması rahattı maçta ama Caldeorn öyle değil.
Solomon çok tedirgin. Fenerbahçe'de oynadığı zaman şutuna güvenen bir oyuncuyken burada kendini ispat etmeye çalışan biri olarak şut atmakta bolca tereddüt yaşayan, hücumda yanlış seçimler yapan bir guard konumunda. Toparlanmaya bşaladı şu dönem ama Calderon'un takımda oluşu bir kere güvenini getiriyor Raptors'un. 32 dakika baz alındığında Calderon aman aman bir katkı vermiş mi.. Hayır.. Ama işte dediğim gibi getirdiği güven oynattığı oyun hücum varyasyonları Caldeorn ile beraber başka bir görüntüde oluyor Raptors'ta. Maça en büyük etkisi ise bitime bir dakika kala çaldığı top sonrası sol eliyle ustalıkla bıraktığı turnikeydi.. Maçı bitiren hareketti belkide.
İki maçtır O'neal pota altında çok aktif. Ee neden olmasın ki. Bu takımın uzunu Haslem. Seçenek yok zaten Blount gözden çıkarılmış, Magloire sakat elde avuçta kalan yegane isim Haslem. Zaten son maçlarda Joel Anthony'ye fazlaca süre vermeye başladı. Dün skor açısından katkısı olmasa da savunmadaki azmiyle beğendim yine onu. Haslem demişken ilk maç kadar olmasa da dün akşam çok kötü bir gece geçirdi. Hücum performansı rezalet bunun yanında 10 ribauntu var ama beğendiğimi söyleyemem onu dünkü maçta.
Heat'in varyasyonlarını bozan durumlardan biri de Beasley'in çok erken faul problemine girmesi ve ilk çeyrek ondan feragat etmemizdi. Zaten oyuna hiç alışamayan Beasley Heat'in geri dönüş sinyallerini verdiği ve Wade önderliğinde iyi bir ivme yakaladığı anlarda önemli bir silah olarak oyunda olacak iken benchte maçı izlemekteydi.
Wade'e ne söylenebilir bilemiyorum. 40 sayı 11 asist 5 blok 3 ribaunt 1 top çalma..
İstatistik kağıdında boş yer bırakmadı yine Wade. Maçın gitti dendiği anda hücumda topu eline alıp kontrol merkezine geçmesi ile yine takımını oyunda tuttu. Onun ateşlediği takımda gerek Marion gerekse Cook belli bölümlerde oldukça iyiydi.
Wade'in ateşlediği takım Raptors'a ne zaman yaklaşsa ve tamam şimdi öne geçecek derken sahneye sürekli A.Parker çıktı. Maça hücum alanında kötü başlamasına rağmen özellikle ikinci yarıda kaydettiği kritik üçlükler ile oyunu Raptors lehine çeviren oyuncuydu. Parker'ın yanında maçın son anlarında Bosh'ta özellikle Wade'e cevap verme konusunda geride kalmadı. Parker ne kadar ikinci yarı oynadıysa Bargnani'de ilk yarı o kadar oynadı. 19 sayı ile tamamladı yanılmıyorsam Bargnani maçın ilk yarısını.. Sezonun en iyi karşılaşmasını oynadı. Pazar akşamki maçtada skor yönünden bu kadar verimli olmasa da diğer alanlarla beraber oldukça verimliydi. Tabi karşısında Daequan Cook olunca bu performanslarını görmek sürpriz olmuyor.
Heat iki yenilgi aldı Raptors'tan üst üste. Arada gelen bri Wizards galibiyeti vardı en azından o işi biraz düzeltti galibiyet-yenilgi yüzdesi adına. Wade'in eline fazlasıyla bakan bir takım anca bu kadar olabiliyor zaten. Şu an %50 seviyedeyiz. Wade her ne kadar tam anlamıyla dönmüş olsa ve performansı üst düzeyde olsa da ona bu kadar bağlı kalmamak gerek takım adına..
Bu arada Heat aldığı 6 galibiyette rakiplerini 100 sayının altında tutarken aldığı 6 yenilgide de rakipleri 100 sayı üzerine çıktı. Heat'in rakipleri için kritik sayı 100..
20 Kasım 2008 Perşembe
19 Kasım 2008 Çarşamba
İki Resim Arasındaki 7 Farkı Bulun
Ara Transfer Dönemi
Transfer dönemleri her zaman eğlenceli geçmiştir ülkemizde . Nasıl geçmesin ki ? Fotomaç ve Fotospor gibi iki gazete varsa ülkenizde sizin , size bol bol eğlenmek düşer . Eğlendikte bugüne kadar , ki eğleneceğizde . Açıkcası transfer dönemlerine bayılırım . O bunu alacak , şu bunu alacak . Transfer haberi çıkacak diye sabahladığımı , dershanede derse gitmediğimi hatırlarım . İşte ara transfer dönemide az kaldı . Heyecan yine başlayacak , bir yandan güleceğiz Fotomaç - Fotospor ikilisiyle, bir yandanda merak içinde resmi açıklamaları bekleyeceğiz . Bugün Fanatik ' in manşette üç takım için isimler yazıyordu . Aslında ondan önce ben bazı forum sitelerinde konuşmaya başlamıştım , şu gelmeli - gitmeli diye ama bunu görmek isabet oldu . Fenerbahçe Rosicky'i , Galatasaray Lucescu ' yu , Beşiktaş Fatih Tekke'yi düşünüyormuş . Bakalım transfer dönemine yakın bizde duyumlarımızı yazarım , duyumun yanında istediklerimizide ekleriz ...
Anthony Morrow
Geçtiğimiz Cumartesi günü NbaTv Clippers-Warriors maçını 22.30 gibi bizler için insani bir saatte yayınlayınca ekran başına kurulduk haliyle. Maçı ilginç yapan konular vardı elbet off-season'da yapılan hamleler güç savaşları yer değiştiren oyuncular vs dolayısıyla ama maçı ilginç hale sokan çaylak Anthony Morrow oldu.
23 yaşındaki Morrow tek başına takımının hücum yükünü çekerken Clippers potasına 37 sayı yollayıverdi, yanında aldığı 11 ribautta cabasıydı. Maçı anlatan Murat Kosova dahil izleyen herkes şaşkınlık içindeydi. Kimdi bu Morrow ?
Pre-season'da 3 maç oynadı ama o ciddiyetsiz maçlarda bile bu rakama ulaşamadı, çift hanelere dahi çıktığı görülmedi. Clippers maçından önce oynadığı üç maçta da vasat bir istatistik kağıdı çıkardı-37 sayı 11 reb'a göre-
Clippers maçında çılgın Nelson onu 42 dakika sahada tuttu ve Morrow 37 sayı 11 ribaunt ile harika bir maç çıkarttı.
Ve dün gece Portland maçı..
Morrow bu maçta 36 dakika sahada kaldı. Belki Clippers maçından kalma bir krediydi. Bir kerede evinde kendi taraftarına karşı oynamalıydı. Oynadı da.. Morrow 36 dakikada 25 sayı attı 4 ribaunt topladı. Yine çok çok iyi bir şut performansı sergiledi. Maçı anlatan Portland'lı spiker zaman zaman ''Aman Morrow olmasın..'' deyiverdi.. Kendini bir kez daha gösterdi.
Son not; Clippers maçından sonra fantasy'de Morrow patlaması oldu. Hemen hemen her ligde bu adam kadrolara dahil edildi. Ben bile aldım kadroma o maç sonra ama tek maçlık bir patlama olduğunu düşünüyordum. Yanılltı beni.. İyi ki de yanıltmış.. Böyle devam Morrow.
Morrow'un kolej istatistikleri için buyrun..
18 Kasım 2008 Salı
Garnett - Bogut
Garnett ile Bogut geçtiğimiz Pazar oynanan Bucks-Celtics maçında izlediğiniz pozisyonun ardından bir tartışma yaşamışlar ve karşılıklı teknik faul almışlardı. Bogut aldığı bu 2. teknik faul ile oyun dışı kalırken çok kritik bir noktada takımını yanlız bırakıyordu. Garnett ise mücadeleye devam etti ama uzatmada 6. faulünü alarak oyun dışına çıktı..
Şimdi Nba Yönetimi pozisyonu incelemiş tartmış ve Garnett'e bir maç ceza vermiş. Haklı bir karar mı tartışılır. Toka var gibi gözüküyor ancak Bogut'ta bunu göstermek için iyice didiniyor. Üstelik ribaunt pozisyonunda da sol eli ile sıkı bir baskı kuruyor Garnett'e. Garnett sonuç olarak bu geceki Knicks maçında yok.
Shaquille O'Neal
Shaq son dönemde fazlasıyla piyasada. Özellikle kavga gürültü patırtı derken son örneğini de dün Detroit karşısında gördük. Detroit önünde 2.çeyreğin sonunda Stuckey baskete giderken sert bir faulle rakibini durduran Shaq pozisyon sonrasında oyundan atılırken yaptığı açıklama da bir hayli ilginçti. Kendisi konu ile ilgili olarak;
''Fizik kanunları nedeniyle böyle bir olay yaşandı. Ben kasti bir şekilde ona vurmadım. Topa gittim. Rodney fiziksel olarak benden zayıf olduğu için bu olay gerçekleşti.'' dedi.
Eee be kardeşim olayı fiziğe kimyaya bağlamışsın da bu adama ya birşey olsa diye sormak istiyorumne yapardı acaba ?
Shaq ise Nba yönetimi tarafından maç cezasına değil de para cezasına çarptırıldı. Nedeni de yaptığı sert faul değil hakemlere sarf ettiği kötü söz(müş.)
Üstüne üstlük yine benzer bir pozisyonda bu gece Boozer'a da çattı Shaq. Özeti aşağıda.. Son günlerde çok agresif cidden.
Utah-Suns maçının özeti için tıklayın.
17 Kasım 2008 Pazartesi
İnenler-Çıkanlar #3
Detroit Pistons: Allen Iverson'un gelişi ile yükselişe geçen ve 4 maçlık Batı Turnesi'nde 3 galibiyet çıkaran Detroit özellikle lige fırtına gibi giren Lakers'ı devirmeyi bildi hafta içinde. Kazandıkları bu üç maçta 100 sayı barajını da aştığını söylemek gerek Pistons'un.
New York Knicks: Knicks haftayı 3-2 ile kapatmış olsa da hafta içinde D'Antoni ile beraber yakalanan hücum basketbolunun meyvelerini en iyi şekilde topladı. 4 maçta 100 sayı barajını aşan ve Utah'a karşı önemli bir galibiyet alan Knicks grubunda Boston'un ardından 2. sırada.
Orlando Magic: Lige kötü başlasa da yavaş yavaş toparlanan Boston hafta içinde Atlanta'nın da düşüşe geçmesi ile Güneybatı grubu liderliğini geri kazandı. Evinde Portland'a yenilmesine karşın deplasman serisinde Oklahoma Dallas ve Charlotte'u devirerek haftayı çıkışta tamamladı.
Denver Nuggets: Denver Nuggets Billups takasının ardından daha bir takım görünümünde oynuyor. Billups'un takıma gelmesiyle beraber oynanan altı maçta alınan beş galibiyet var. Bu galibiyetler içinde Dallas ve Boston deplasmanı önem taşımakta. Denver'ın önündeki fikstürde fena sayılmaz ay sonuna kadar.
Chauncey Billups: Denver altı maçta beş galibiyet aldı dedik. Hepsi takıma gelen bu adamın sayesinde oldu. Daha bu sabah Wolves karşısında takımını 26-5-5 gibi bir istatistikle galibiyete taşıdı Billups. Denver'ın hücum alanında öne çıkışı onunda parlamasına neden oldu. Detroit'te takas olmadan iki maçta 12.5 sayı ortalaması tutturan Billups'un buradaki ortalaması 19.5.. Asist ve ribaunt ortalamalarından bahsetmiyorum bile.
Rasheed Wallace: Allen Iverson'un gelişi ile takımda yükselişe geçen isimlerden biride şüphesiz Wallece. Sheed takımının deplasman turnesinde kazandıkları Golden State ve Lakers maçında harikalar yarattı. Wallace özellikle Lakers maçında 25-13 yaparak dikkatleri üzerine çekti.
Wilson Chandler: Knicks'in çıkışındaki en önemli ismi olmayabilir ama takımın çıkışı ile beraber parlayan oyunculardan biri Wilson Chandler. Memphis maçında attığı 27 sayı biraz istisna olsa da ma çbaşına 13.8 ve 5.4 ortalamaları ile ilk beşin önemli bir ismi oldu Wilson.
Zach Randolph: Zach ligin ilk üç-dört maçında pekte iyi değildi ama sonrasında ise harika performanslar ortaya koymaya başladı. Knicks'in bu haftaki yükselişinde en büyük payın sahibi olan Zach her ne kadar ortada takas dedikoduları sıkça çıksa da çıkıp oynamasını bildi. Son iki maç neredeyse 30-20'lik double-double'lar yaptı.
Devin Harris: En son 7 Kasım'da Detroit maçında gözüken ve 38 sayı ile oynayan Devin Harris üç maçlık aranın ardından üst üste gelen iki Hawks maçı ile parkelere dnüş yaptı.. Ama ne dönüş..
Atlanta'ya karşı ilk maçında 30 sayı 6 reb 8 ass yapan Harris ertesi gece bir kez daha Hawks potasına 33 sayı gönderirken 10 asist yaptı ve takımına galibiyeti getiren isim oldu.
Tim Duncan: Spurs hafta içinde oynadığı 4 maçında 3 galibiyet alarak rahat bir nefes aldı. Sezon başından beri kötü gidiyorlardı. Parker'ın sakatlanmasıyla ipleri eline alan Duncan'da Spurs'un bu seriyi yakalamasında etken isimdi. Son dört maçta da iyi bir şut yüzdesi ile pota altında rakip takımlara zor anlar yaşattı Duncan.
Dallas Mavericks: Dallas beş yıldır beş maç üst üste kaybetmemişti. Takımda Kidd-Dirk-Howard gibi isimler olmasına karşın üst üste gelen yenilgiler ile takım kötü bir hafta geçirdi. Şimdi pek önemli gözükmeyebilir ancak sezon sonunda play-off yarışı kızıştığında bu galibiyetleri ararlar.
Atlanta Hawks: Çarşamba gecesi iyi de oynadıkları Boston maçı ve gelen yenilgi ile bir anda düşüşe geçen Hawks, üst üte aldığı Nets yenilgileri ile Güneybatı'da ldierliği kaptırdı ve bir anda üç maçlık bir yenilgi serisi yakaladı.
Utah Jazz: Memo bu takım için ne kadar önemliymiş öyle değil mi? Memo'nun zorunlu Türkiye'ye dönüşü ile pota altında önemli bir ismini kaybeden Utah, Doğu Turnesi'nde oynadığı beş maçta yalnızca bir galibiyet alabildi.
David Lee: Knicks her ne kadar çıkışta olsa da David Lee takımda düşüşe geçenlerden biri. Lige iyi bir giriş yapmasına karşın son maçları hiç o çizgide değil Lee'nin. Hakkını yemeyelim dün Dallas'a karşı iyi istatistik yapmış.
New York Knicks: Knicks haftayı 3-2 ile kapatmış olsa da hafta içinde D'Antoni ile beraber yakalanan hücum basketbolunun meyvelerini en iyi şekilde topladı. 4 maçta 100 sayı barajını aşan ve Utah'a karşı önemli bir galibiyet alan Knicks grubunda Boston'un ardından 2. sırada.
Orlando Magic: Lige kötü başlasa da yavaş yavaş toparlanan Boston hafta içinde Atlanta'nın da düşüşe geçmesi ile Güneybatı grubu liderliğini geri kazandı. Evinde Portland'a yenilmesine karşın deplasman serisinde Oklahoma Dallas ve Charlotte'u devirerek haftayı çıkışta tamamladı.
Denver Nuggets: Denver Nuggets Billups takasının ardından daha bir takım görünümünde oynuyor. Billups'un takıma gelmesiyle beraber oynanan altı maçta alınan beş galibiyet var. Bu galibiyetler içinde Dallas ve Boston deplasmanı önem taşımakta. Denver'ın önündeki fikstürde fena sayılmaz ay sonuna kadar.
Chauncey Billups: Denver altı maçta beş galibiyet aldı dedik. Hepsi takıma gelen bu adamın sayesinde oldu. Daha bu sabah Wolves karşısında takımını 26-5-5 gibi bir istatistikle galibiyete taşıdı Billups. Denver'ın hücum alanında öne çıkışı onunda parlamasına neden oldu. Detroit'te takas olmadan iki maçta 12.5 sayı ortalaması tutturan Billups'un buradaki ortalaması 19.5.. Asist ve ribaunt ortalamalarından bahsetmiyorum bile.
Rasheed Wallace: Allen Iverson'un gelişi ile takımda yükselişe geçen isimlerden biride şüphesiz Wallece. Sheed takımının deplasman turnesinde kazandıkları Golden State ve Lakers maçında harikalar yarattı. Wallace özellikle Lakers maçında 25-13 yaparak dikkatleri üzerine çekti.
Wilson Chandler: Knicks'in çıkışındaki en önemli ismi olmayabilir ama takımın çıkışı ile beraber parlayan oyunculardan biri Wilson Chandler. Memphis maçında attığı 27 sayı biraz istisna olsa da ma çbaşına 13.8 ve 5.4 ortalamaları ile ilk beşin önemli bir ismi oldu Wilson.
Zach Randolph: Zach ligin ilk üç-dört maçında pekte iyi değildi ama sonrasında ise harika performanslar ortaya koymaya başladı. Knicks'in bu haftaki yükselişinde en büyük payın sahibi olan Zach her ne kadar ortada takas dedikoduları sıkça çıksa da çıkıp oynamasını bildi. Son iki maç neredeyse 30-20'lik double-double'lar yaptı.
Devin Harris: En son 7 Kasım'da Detroit maçında gözüken ve 38 sayı ile oynayan Devin Harris üç maçlık aranın ardından üst üste gelen iki Hawks maçı ile parkelere dnüş yaptı.. Ama ne dönüş..
Atlanta'ya karşı ilk maçında 30 sayı 6 reb 8 ass yapan Harris ertesi gece bir kez daha Hawks potasına 33 sayı gönderirken 10 asist yaptı ve takımına galibiyeti getiren isim oldu.
Tim Duncan: Spurs hafta içinde oynadığı 4 maçında 3 galibiyet alarak rahat bir nefes aldı. Sezon başından beri kötü gidiyorlardı. Parker'ın sakatlanmasıyla ipleri eline alan Duncan'da Spurs'un bu seriyi yakalamasında etken isimdi. Son dört maçta da iyi bir şut yüzdesi ile pota altında rakip takımlara zor anlar yaşattı Duncan.
Dallas Mavericks: Dallas beş yıldır beş maç üst üste kaybetmemişti. Takımda Kidd-Dirk-Howard gibi isimler olmasına karşın üst üste gelen yenilgiler ile takım kötü bir hafta geçirdi. Şimdi pek önemli gözükmeyebilir ancak sezon sonunda play-off yarışı kızıştığında bu galibiyetleri ararlar.
Atlanta Hawks: Çarşamba gecesi iyi de oynadıkları Boston maçı ve gelen yenilgi ile bir anda düşüşe geçen Hawks, üst üte aldığı Nets yenilgileri ile Güneybatı'da ldierliği kaptırdı ve bir anda üç maçlık bir yenilgi serisi yakaladı.
Utah Jazz: Memo bu takım için ne kadar önemliymiş öyle değil mi? Memo'nun zorunlu Türkiye'ye dönüşü ile pota altında önemli bir ismini kaybeden Utah, Doğu Turnesi'nde oynadığı beş maçta yalnızca bir galibiyet alabildi.
David Lee: Knicks her ne kadar çıkışta olsa da David Lee takımda düşüşe geçenlerden biri. Lige iyi bir giriş yapmasına karşın son maçları hiç o çizgide değil Lee'nin. Hakkını yemeyelim dün Dallas'a karşı iyi istatistik yapmış.
16 Kasım 2008 Pazar
Mil vs Bos // Lac vs Gs
Nba'de dün gece iki maç izledik sağolsun NbaTv oldukça iyi bir saatte Clippers-Warriors maçını da yayınladı. Maç yorumlarına geçmeden İnenler-Çıkanlar yine yarına kaldı..
Şimdi bu maçta Morrow'un bireysel performansından başka konuşulacak şey var mı bilemiyorum ama adam tek başına Clippers'ı duman etti. Hiç kaçırmayacak sandım izlerken adamı.
Öncelikle Clippers'ın sistemine bende bir anlam veremedim doğrusu. Baron'a da hak vermek lazım. Sonuçta tempoyu o belirliyor ancak nedendir bilemem Golden State gibi bir takıma karşı ısrarla hızlı oynadı Clippers. Baron ilk çeyrek hücum alanında ürettiği skor ve yarattığı basketlerle iyi bir devre geçirdi ama ikinci devre kaçırdığı şutlarla kredisini tüketti maç içinde.
Golden State'te Jackson yine olağanüstü bir maç oynadı. Üçlük yüzdesi o derece iyi olmayabilir ama maçta takımı adına tempoyu belirleyen ve tecrübesi ile yapılması gerekenleri ilk yapan isimdi. Maggette Clippers'a karşı oynadığı ilk maçında tutuk gözüktü bana. Zaten son dönnemde de biraz tutuk kendileri. Özellikle Thornton'dan yediği bir blok var ki aman allahım.. Çift el Monster Block vurdu Thornton.
Clippers'ta Mobley önemli bir skor katkısı verdi ilk yarı ama Godlen'ın temposuna ikinci yarı ayak uyduramayınca Clippers maçtan koptu. Kaman kötü başladığı maçı iyi bitirdi diyebilirim. Double-double yaptı yine. Double-double demişken Biedrins'i pas geçmek olmaz. Adam yine harika oynadı. Golden'ın tek başın ribaunt yükünü çekti.
Celtics 102-97 Bucks OT
Redd-Villanueva gibi hücum yönünde iki silahı olmamasına karşın ve dün gece 2 uzatmalı bir maçın ardından Boston gibi elit bir takımın karşısına çıkıp bu şekilde direnen Bucks'un nefesi uzatma periyoduna yetmedi.
Redd-Villanueva'nın olmayışı hücumda ilk alternatif olarak Jefferson'a gitmelerine neden oldu ancak o ilk çeyrek vasat bir görüntü çizip boş şutları kaçırınca Bucks'un elinde fazla silah kalmadı. Ridnour'un ilk çeyrek skor açısından sürpriz katkı vermesi Bucks'un belinin erken bükülmesini önledi. Sessions'un da oldukça istekli olması ve iyi bir gece geçirmesi guard yönünden Bucks'u avantajlı hale getirdi.
Skiles'ta maçın geniş bir bölümünde Ridnour ve Sessions'u bir arada oynatarak verim almaya çalıştı. Zaman zaman Ridnour topu getirdi ve Sessions deliciliği ile penetre edip Boston savunmasını zorladı. Özellikle 4. çeyrek Sessions'un penetreleri ve aMoute'nin takipçiliği ile Bucks rakibini bir hayli zorladı.
Zaman zaman da Sessions topu getirerek kendini unutturan Ridnour'un skor üretmesine yardımcı oldu. Hücum da bir diğer alternatif ise Bogut oldu. Oyundan atılana kadar gayet verimli oldu. Pota altında rakiplerini zorladı ve iyi bir maç çıkarttı. Garnett'in zaman zaman pota altını karartmasına rağmen yılmadan Bucks, Celtics pota altını zorlamaya devam etti. Bogut'un oyundan atılmasının ardından özellikle aMoute'nin hücumdaki gayretleri görülmeye değerdi.
Son çeyrek Jefferson'da kendini toparladı. Özellikle taraftarında maçın iyice içine girdiği dönemlerde savunmadaki gayreti hücumdaki aktifliği ile alkış aldı. Uzatma bölümünde ise Bucks ve Celtics'de skor bulmakta sıkıntı çekti. Son 25 saniyeye Bucks 96-95 önde girse de maçı oradan Celtics'e verdi. Bu da tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor.
Celtics cephesine bakacak olursak Garnett iyi bir maç çıkaramadı. Yine kritik anlarda sahne aldı. Özellikle defansta gerektiği anda yaptığı sıkı savunma ile öne çıktı ama hücum alanında kötü bir yüzde ile oynadı. Ray Allen kırılma anlarında kritik şutlar kaçırmış -özellikle 3'lükler- ve hafiften Bucks'a çalışmış olsa da 27 sayıyla önemli bir katkı yaptı. Pierece yine son anlarda sahne aldı ve gemiyi kurtaran kaptan oldu.
Boston özellikle ilk çeyrek fazlaca to yaptı. Zaten şu an Nba'de en çok top kaybı yapan ikinci takım Denver'ın ardından. Hani top kayıpları bu kadar fazla olmasa özellikle ilk çeyrekte fark erken açılabilirdi.
Redd-Villanueva'nın olmayışı hücumda ilk alternatif olarak Jefferson'a gitmelerine neden oldu ancak o ilk çeyrek vasat bir görüntü çizip boş şutları kaçırınca Bucks'un elinde fazla silah kalmadı. Ridnour'un ilk çeyrek skor açısından sürpriz katkı vermesi Bucks'un belinin erken bükülmesini önledi. Sessions'un da oldukça istekli olması ve iyi bir gece geçirmesi guard yönünden Bucks'u avantajlı hale getirdi.
Skiles'ta maçın geniş bir bölümünde Ridnour ve Sessions'u bir arada oynatarak verim almaya çalıştı. Zaman zaman Ridnour topu getirdi ve Sessions deliciliği ile penetre edip Boston savunmasını zorladı. Özellikle 4. çeyrek Sessions'un penetreleri ve aMoute'nin takipçiliği ile Bucks rakibini bir hayli zorladı.
Zaman zaman da Sessions topu getirerek kendini unutturan Ridnour'un skor üretmesine yardımcı oldu. Hücum da bir diğer alternatif ise Bogut oldu. Oyundan atılana kadar gayet verimli oldu. Pota altında rakiplerini zorladı ve iyi bir maç çıkarttı. Garnett'in zaman zaman pota altını karartmasına rağmen yılmadan Bucks, Celtics pota altını zorlamaya devam etti. Bogut'un oyundan atılmasının ardından özellikle aMoute'nin hücumdaki gayretleri görülmeye değerdi.
Son çeyrek Jefferson'da kendini toparladı. Özellikle taraftarında maçın iyice içine girdiği dönemlerde savunmadaki gayreti hücumdaki aktifliği ile alkış aldı. Uzatma bölümünde ise Bucks ve Celtics'de skor bulmakta sıkıntı çekti. Son 25 saniyeye Bucks 96-95 önde girse de maçı oradan Celtics'e verdi. Bu da tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor.
Celtics cephesine bakacak olursak Garnett iyi bir maç çıkaramadı. Yine kritik anlarda sahne aldı. Özellikle defansta gerektiği anda yaptığı sıkı savunma ile öne çıktı ama hücum alanında kötü bir yüzde ile oynadı. Ray Allen kırılma anlarında kritik şutlar kaçırmış -özellikle 3'lükler- ve hafiften Bucks'a çalışmış olsa da 27 sayıyla önemli bir katkı yaptı. Pierece yine son anlarda sahne aldı ve gemiyi kurtaran kaptan oldu.
Boston özellikle ilk çeyrek fazlaca to yaptı. Zaten şu an Nba'de en çok top kaybı yapan ikinci takım Denver'ın ardından. Hani top kayıpları bu kadar fazla olmasa özellikle ilk çeyrekte fark erken açılabilirdi.
Warriors 121-103 Clippers
Şimdi bu maçta Morrow'un bireysel performansından başka konuşulacak şey var mı bilemiyorum ama adam tek başına Clippers'ı duman etti. Hiç kaçırmayacak sandım izlerken adamı.
Öncelikle Clippers'ın sistemine bende bir anlam veremedim doğrusu. Baron'a da hak vermek lazım. Sonuçta tempoyu o belirliyor ancak nedendir bilemem Golden State gibi bir takıma karşı ısrarla hızlı oynadı Clippers. Baron ilk çeyrek hücum alanında ürettiği skor ve yarattığı basketlerle iyi bir devre geçirdi ama ikinci devre kaçırdığı şutlarla kredisini tüketti maç içinde.
Golden State'te Jackson yine olağanüstü bir maç oynadı. Üçlük yüzdesi o derece iyi olmayabilir ama maçta takımı adına tempoyu belirleyen ve tecrübesi ile yapılması gerekenleri ilk yapan isimdi. Maggette Clippers'a karşı oynadığı ilk maçında tutuk gözüktü bana. Zaten son dönnemde de biraz tutuk kendileri. Özellikle Thornton'dan yediği bir blok var ki aman allahım.. Çift el Monster Block vurdu Thornton.
Clippers'ta Mobley önemli bir skor katkısı verdi ilk yarı ama Godlen'ın temposuna ikinci yarı ayak uyduramayınca Clippers maçtan koptu. Kaman kötü başladığı maçı iyi bitirdi diyebilirim. Double-double yaptı yine. Double-double demişken Biedrins'i pas geçmek olmaz. Adam yine harika oynadı. Golden'ın tek başın ribaunt yükünü çekti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)