16 Ekim 2010 Cumartesi

Jrue Holiday


13.10.2010 Preseason Game vs Tor 7/12 Fgm 18 Pts 11 Reb 12 Ass 3 Stl

Aslında kaç gündür bu rakamları vermek ve bu genç guard hakkında bir şeyler yazmak istiyordum. Jrue Holiday geçtiğimiz sezon çaylak yılında kendini göstermekte gecikmişti. Ancak sezonun sonuna doğru yakaladığı çıkış onun potansiyeli ve yapacakları hakkında bize bir kaç ipucu veriyordu. Jrue Holiday pre-season maçlarında ilk beş olarak sahaya çıkıyor. Öyle görülüyor ki yeni koçu Doug Christie'de ona güvenenler arasında. Üç gece önce Toronto karşısında sergilediği bu istatistiki performans onu ligde izlemek için sabırsızlanmama neden oldu. Sixers'ın bu sene patlama yapmasını beklediğim yegane oyuncularından biri. Hem de Sixers'ın dış şut problemine de merhem olabileek seviyede bir guard. Holiday iyiden iyiye pişti ve servise sunulmak için hazır.

14 Ekim 2010 Perşembe

Sixers İçin Yeni Dönem


Sixers geçtiğimiz sezon hayal kırıklığı yaşatan takımlardan biri olmuştu ve Doğu'yu 13.sırada bitirmişlerdi. Play-off yapan bir takımın ertesi sene bu kadar gerilemesi normal değildi. Ancak bu kötü gidiş aynı zamanda Sixers'a draft piyangosu şansını doğurdu. Ve Wizards'ın ardından 2.sırayı elde ettiler. Aslında Sixers adına koca bir yaz draft muhabbeti ile geçti. Yaz başında komik bir takasa imza attılar ve yeni koçlarıyla sözleşme imzaladılar, ondan sonrası Evan Turner haberleri ile geçti Sixers yazı.

Komik bir takas dedim. Evet. Drafttan önce Sixers taraftarınca da artık istenmeyen adam ilan edilen Dalembert takasın başrolünde oynyan oyuncuydu. Aslında onu takımdan göndermek için bir hayli aceleci davrandılar. Kontrat sezonunda olan birini pekala Şubat-Mart civarı daha iyi bir piyasa ile elden çıkartabilirlerdi. Dalembert gibi Sixers'ın bir numaralı eksiği olan ribaunt konusunda başarılı bir pivotu göndererek yerine yeni yetme bir Hawes ve Nocioni'yi almak pek akıl karı olmasa gerek. Ama şut konusunda problem yaşayan bir takımda da Nocioni gibi birinin olması önemli bir nokta.

Sixers'ın gelecek sezon adına yaptığı bir önemli hamle de koç değişikliği oldu. En son 2003'te Wizards koçluğunu yapan Doug Collins 7 yıllık tv yorumculuğunun ardından Sixers'ın başına geçti. Aslında Collins gibi otoriter birinin takımın başında bulunması oldukça iyi ancak bir çok eksiği olan şu kadro ile geçtiğimiz sezondan maksimum 15 galibiyet ileri gidebilirler. Collins'in sisteminde Elton Brand'in de oldukça önemli bir yeri var ve Clippers dönemindeki gibi yerine göre dominant oyunlarını oynaması ve kontratını hak etmesi gerekecek. Ama Collins adına tek sorun 7 yıldır bu görevde olmuyor oluşu.


Gelelim Evan Turner konusuna. Zaten draftta Wall ve Turner'ın ilk iki sıradan seçileceği çok açıktı. Bir ara Sixers&Favors söylentileri çıktı ama son olarak Nocioni ve Hawes eklemeleri ile uzun rotasyonu genişleyen bir takımda Turner daha bi gidecekti. Ki beklenildiği gibi Turner'ı seçti Sixers. Turner'ın başlıca hedefi ligde kalıcı olmaya çalışmak olmalı ve bunu zaten başarabilecek güçte. Ama geliştirmesi gereken özelliklerinin başında şutu geliyor. Turner sene boyunca menzilini biraz olsun geliştirebilse onun için ve Sixers için önemli bir avantaj olacaktır. Skorer guard olmasına rağmen pre-season'da gösterdi ki ribauntlara da inanılmaz derecede katkı sağlıyor Turner. Şutunun eksik olması kötü ama geliştirilebilinecek bir yön ama ribaunt sezgisinin bu derece iyi olması ve katkı vermesi takım adına çok çok önemli. Turner'ı kadrosuna katan Sixers'ta sezon boyu yaşanacak önemli tartışmalardan biri de Iguodala ile olan çekişmesi olur. Iguodala ile aynı pozisyonda yer alan Turner'ın sezon boyunca ismini bu şekilde de çokça duyacağız.

Pg - J.Holiday / L.Williams / C.Quinn
Sg - E.Turner / J.Meeks
Sf - A.Iguodala / A.Nocioni / J.Kapono
Pf - T.Young / T.Battie / D.Songalia
C - E.Brand / S.Hawes / M.Speights

Sixers aslında kalabalık kadrosuyla dikkat çekiyor ki iş burada form durumlarına göre 12 kişilik kadroyu kurmakta Collins'e düşüyor. Elton Brand'i 4 numara da oynatır diye bekliyordum ama hazırlık maçlarının genelinde beş numarada izledik onu. Bu Young açısından iyi oldu. Artık bu sene olumlu şeyler bekliyorum onun adına. Iguodala'da 3 numara da oynuyor 2 numara da Turner ile beraber. Ama yine de sezon içerisinde bu ikiliyi karşılaştıran bir çok haber ve yorum yapılacaktır. Guard rotasyonunda ise geçtiğimiz yıl başarılı bir çıkışa imza atan ve bu yıl önemli işler yapacağına inandığım Jrue Holiday var.

Sixers yeni sg'si Turner ile beraber Brand'in de sağlam bir sezon geçirmesi halinde ligin tehlikeli takımlarından olacaklardır. Ancak yine de play-off yapacaklarını sanmıyorum geçtiğimiz sezondan maksimum 15 galibiyet fazla alırlar. Aslında 40 galibiyet barajına ulaşabilirseler belki doğuda play-off için bir aday olabilirler ama güçlenen doğuda artık bu da zor bir ihtimal olabilir. Yine de Holiday ve Turner ikilisiyle geleceği parlak bir takım Sixers.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Roketleri Ateşliyoruz




Evet sıradaki değerlendirmemiz birçok otoritere göre NBA'in son yıllarda görmüş olduğu en şanssız takım Rockets. 3 yıl ardından bu yıl ilk kez play-off a kalamadılar aslında sezon başlarken birçok kişi tarafından ligin dibine aday gösteriliyordu ki buna bende dahildim. Müzmin sakat yıldızlar Yao Ming ve Tracy McGrady yine sakatlardı üstelik Yao Ming sezonu kapattığı duyurulmuştu. Bu da taraftarın daha başlamadan kurdukları hayalleri yıkmaktı binevi. McGrady geçirdiği mikro-kırık ameliyatından sonra bir daha eskisi gibi olmayacağı birçok kişi tarafından biliniyordu zaten nitekim koç Rick Adelman ile arası limoniydi. İyileştiği zaman bile doğru düzgün süre bulamadı ve Şubat ayında 3 lü takasla New York'a takas edildi. Takım o takasla Carl Landry gibi taraftarın sevgilisi yürekli bir oyuncuyu kaybetsede 2009 draftında potansiyelli uzunlar arasında gösterilen Jordan Hill ve son yıllarda sakatlıklarla başı belada olan ama sağlıklı olduğu zaman bu ligin elit skorerlerinden Kevin Martin'i kadroya kattı. Kontratlar dengelensin diye Jeffries ve Hilton Amstrong geldi ama onları pek değerlendirmeye gerek duymuyorum açıkcası. Amstrong kontratı bitince gönderildi ki muhtemelen bu yıl Jeffries'te aynı şekilde gönderilecektir. Geçen yıl takımın durumu karışıktı bu yıl belli olacak birçok şey hep beraber göreceğiz. Takas demişken Houston dahil 4 takımın içinde bulunduğu büyük bir takas olduğu geçtiğimiz aylarda, geçen yılın başarılı oyuncusu Trevor Ariza, Courtney Lee karşılığında gönderildi. Ariza'nın takasının sebebi ise Aaron Brooks ile arasının bozuk olması ve sürekli kavga etmeleri gösterildi. Yine de geçen böyle bir çıkış yapan oyuncunun sadece Lee karşılığında gönderilmesi pek iyi olmasada Lee'nin hazırlık maçlarındaki performansı umut veriyor.



Bu yaz yapılan hamlelerden söz etmişken Scolayla 5 yıl için 47 milyon dolar karşılığı anlaşıldı. Gerek sezon içi sergilediği oyun gerekse ülkemizde düzenlenen Dünya Şampiyonasında oynadığı oyunla bu kontratı hakettiğini düşünüyorum. Bir başka kontrat uzatan oyuncu Kyle Lowry oda sınırlı serbestti bu yıl Cleveland 4 yıl için 24 milyon dolarlık bir teklifte bulundu ve Houston 1 hafta içerisinde karşıladı bu teklifi. Lowry'nin aldığı miktar biraz fazla gözüksede Brooks ile iyi bir ikili oluyorlar takımı yönetme konusunda ve pas trafiğini sağlamakta takıma fayda sağlıyor. Bırakmak pek akıllıca olmazdı açıkcası. Bir diğer hamle ise Brad Miller oldu. Yıllardır Yao'nun bir yedeği olmaması onu çok zorda bırakıyordu buda onu fiziksel olarak fazlasıyla yıpratıyordu bilidğimiz gibi bu yıl oldukça dinleneceği için Miller transferi fena olmadı. Geçen yıl pek iyi sinyaller vermesede Yao'nun arkasında bir yedek uzunun bulunması iyi olacaktır. Ancak ben şu an serbest oyuncu durumunda olan Damiper'in takıma katılmasından yanayım. Fiziği ve blok tehditiyle ortayı kapatacak ve 20-25 dk gibi ciddi süreleri kaldıracak bir oyuncu. Millerdan daha iyi alternatif olacağı düşüncesindeyim.

Takım

Brooks/Lowry
Martin/Lee/Taylor
Battier/Budinger
Scola/Hill/Patterson/Jeffries
Yao/Miller/Hayes

Kağıt üzerinde iyi bir 5 e sahipler ama bu takım için yıllardır aynı şeyler söylendi. O yüzden önemli olan kağıt üzerindekiler değil sahadakiler olacak. Kevin Martin'in hazırlık maçlarındaki saldırganlığı eskisi gibi potaya kararlıca gitmesi ve sağlıklı kalabilmesi Yao ile birlikte belirleyici olacaktır. Jordan Hill ve Budinger gibi gençlerin bu yıl kabuğunu kırması bekleniyor.



Gelecek Sezon

Yukarıda da belirttiğim gibi iyi bir kadroya sahipler sağlıklı kaldıkları sürece bir sorun olacağını düşünmüyorum uyum sorunu olmayacaktır zaten kemik kadro yıllardır birlikte oynuyor. Batıda ilk 5 için favori konumda Texas ekibi.

12 Ekim 2010 Salı

Çok Acele Yaz


2008'deki müthiş Play-Off performanslarından sonraki 2 yıl boyunca iyi geçen normal sezonlardan sonra rezalet bir oyunla 4-0 kaybedilen 2. tur serileri... Hawks'ın bu yazın başına kadar geçen son zamanlarının özeti budur sanırım. Son 2 sezondur Play-Off'a büyük ümitlerle girip, kötü oyunlarla elenen Hawks'ın bu yılki hedefinin çok açık olması gerekiyordu. Daha ileriye gitmek için sakin bir şekilde hamle yapmasını beklediğimiz Hawks, nedense büyük panik halindeydi Off-Season boyunca. Bakalım bu karmaşık Off-Season, 2011'de Hawks'ı nereye götürecek.

Hawks'ın bu yaz ilk yaptığı şey, artık takımda miadını doldurmuş olan koç Mike Woodson'la yollarını ayırmak oldu. Bu çekirdeğin buraya kadar gelip, normal sezonda Doğu'nun zirve adayları arasında olmasında onun payı çok büyük. Ama takımı buradan daha ileriye götüremeyeceği de anlaşılınca, takımdan ayrılmak durumunda kaldı Woodson. Tüm Play-Off zamanı boyunca inatla pick&roll oynatmayarak, Dan Gadzuric'i rotasyonda aktif olarak kullanmak zorunda kalan Bucks'a karşı zor bela da olsa 4. galibiyeti görmüştü, Ama Magic serisinde o galibiyetlerin birine yaklaşamadı bile. 16 çeyreğin, en fazla ikisinde doğru düzgün hücum yapabilen Hawks'ta hatalarından dolayı Woodson'ın gönderileceği kesindi zaten. Merak edilen yerine kimin geçeceğiydi ki bu da kimsenin beklemediği şekilde Larry Drew oldu. Avery Johnson, Marc Jackson ve birçok asistan koçla ilgilenen Hawks yönetimi, 6 yıldır organizasyonun içinde olan asistan koç Larry Drew, benchin bir numaralı ismi haline getirdi. Josh Smith, Joe Johnson, Al Harford, Marvin Williams gibi isimlerin de bu organizasyonda uzun zamandır bulunduğunu düşünürsek onların tanıdığı, bildiği bir ismin başarılı olma şansı yüksek. Ama asistanlıktan gelen koçlar için de çaylak duvarı benzeri birşey var sanki. Umarım oraya çarpmaz.

Hawks'ın koç seçimi dışında yaptığı en önemli -ve koç seçiminin üzerinede tutulan tek- hamlesi Joe Johnson'la yapılan kontrat oldu. 2016 yazında bitecek kontratının ilk sezonunda 16 md kazanacak olan JJ kontratının son sezonundaysa yaklaşık 25 milyon dolar kazanacak. Yıllardır Hawks organizasyonunu sürükleyen JJ'in 2009'da Cavs, 2010'daysa Bucks ve Magic serilerinde oyuna etki etmekten ne kadar uzak olduğunu görünce bana gereğinden çok yüksek bir kontrat gibi geliyor. Sezon boyunca Wade, LBJ, Bosh gibi oyuncularla ismi birlikte anılan JJ'in Play-Off'ta piyasasını epey düşürdüğü düşünülürken aldığı bu kontrat herkesi şaşırttı zaten. Hawks yönetiminin de rezalet Magic serisinden sonra son derece panik bir halde bu kararı verdiğini düşünüyorum. JJ'in Knicks'e gitme ihtimali yükseldikçe, iyice korktular ve James, Wade gibi süperyıldızlarla aynı seviyede kontrat verdiler. Bu hamleden sonra adımlarını çok çok dikkatli atmak zorunda olmaları da onların başını epeyce ağrıtacak.

Hawks'ın Off-Season'unu meşgul eden diğer şeyler Josh Smith ve Marvin Williams etrafında dolaşan takas dedikodular, Crawford'la yaşanan kontrat krizi, uzun rotasyonuna yapılan Etan Thomas, Jason Collins, Josh Powell üçlüsünün eklenmesi ve Al Horford'la yapılan kontrat görüşmeleri oldu. Geçen yılki çıkışıyla uygun bir takas malzemesi haline gelen Josh Smith'in etrafında dolaşan takas dedikoduları yaz sonunda tamamen rafa kalkmış gibi görünüyor. Tıpkı, kariyeri boyunca "Chris Paul'ün önünden seçilen adam" olarak anılacak olan Marvin Williams'ın takas söylentileri gibi. Şubat'a kadar ne olacağını bilemiyorum, ama Hawks'ın asıl sorununun bunlardan biri olmadığına eminim.
Uzun zamandır gündemi meşgul eden Crawford-Hawks görüşmeleri şimdilik çıkmazda. Gelecek yaz kontratı sona erecek olan Crawford her fırsatta Hawks'ta kalmak istediğini ve kontratını şimdiden uzatmak istediğini söylese de Hawks yönetimi buna bir türlü yanaşmıyor. İki taraf da kendi açılarından gayet haklı aslında. Crawford, yeni bir kontratı hak ettiğini kanıtladıktan sonraki sezonunu kontrat görüşmeleriyle meşgul etmek istemiyor. Ayrıca JJ'ye verilen kontrattan sonra yeni bir kontrat hakettiğini de düşünüyor olabilir. Zira Hawks'ın sistemine ve rotasyonuna, tabiri caize cuk oturan Crawford geçen yıl En İyi 6. Adam seçilirken Hawks için ne kadar önemli olduğunu da kanıtlamıştı.

İşlerin Hawks kısmına baktığımızdaysa onların da bir o kadar haklı olduklarını görüyoruz. Zira Crawford Hawks'a gelmeden önce Isiah Thomas dönemi Knicks'inin kontrat fiyaskosu oyuncularından biriydi. Hawks yönetiminin düşüncesi Crawford'un geçen sezonu kontrat sezonu olarak değerlendirdiği yönünde olabilir. Geçen yıl Hawks sisteminde hep çok iyi oynayabileceğini gösteren Crawford'ın şimdi yeni kontrat imzalayıp gelecek sezondan itibaren sahada 2010'a göre daha pasif kalacağını düşünmek de bir açıdan mantıklı. İki tarafın olaya bakışlarına göre olayın sezonun ilerleyen kesimlerine bırakılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Yoksa bu olay Horford'la olan kontrat görüşmeleri gibi kolayca çözülmeyecektir.

Takım

Mike Bibby-Jeff Teague-Jordan Crawford
Joe Johnson-Jamaal Crawford
Marvin Williams-Maurice Evans
Josh Smith-Josh Powell
Al Horford-Zaza Pachulia-Etan Thomas-Jason Collins

Hawks'ın en büyük avantajı oyuncuların belirtilen bölgeler dışında da rahatça oynayabilmesi. Joe Johnson 1-2-3 pozisyonlarının hiçbirinde sırıtmıyor. Jamaal Crawford da iki guard pozsiyonunda da sahada yer alabiliyor. Al Horford aynı zamanda 4 oynama kabiliyetine de sahip (Zaten 4 numarada da oynayacağı takım tarafından açıklandı). Marvin Williams ve Josh Smith forvet pozisyonlarında zaman zaman maç içinde de yer değiştirebiliyorlardı zaten.

Geçen sezona göre büyük değişiklerse Mike Bibby ve Marvin Williams'ın sürelerinde görülecek azalmalar olacaktır. Zira çaylak katili olarak anılan Woodson'dan sonra gelen Larry Drew'in Jeff Teague'ye biraz daha güveneceği açık. Jordan Crawford'ın da 2 guard pozisyonundan da biraz biraz süre alabileceğini düşünüyorum (Pre-Season'da kendini gösterdi ilk maçlarda, ayrıca Drew de ona güvendiğini gösterdi). Bunlar da yaşlanan Bibby'inin benchte daha fazla zaman geçireceğine işaret. Williams'ın sürelerinin düşmesini de Horford'un 4 numarada deneneceği açıklamasına bağlıyorum. Maç içinde Etan Thomas/Zaza-Horford-Smith üçlüsünü deneyecektir koç Larry Drew. Tam tersi olup Smith'in süreleri de düşebilir elbette. Hawks'ın rotasyonunu görmek için Kasım'ı bekleyeceğiz.
Gelecek Sezon

Hawks Play-Off'ta berbat bir görüntü vermiş ve Doğu geçen yıla göre çok daha güçlü olsa da Hawks'ın da son 2 yıldır normal sezonu epey iyi geçirdikleri bir gerçek. Magic, Heat, Celtics üçlüsünü dışarıda bırakırsak kalan sıralar için kıyasıya rekabet edeceklerdir. Pistons, Bucks, Bulls, Knicks, Nets gibi takımlar arasında geçecek mücadele en az zirve mücadelesi kadar heyecanlı olacaktır. Geçen yıldan biraz daha enerjik bir Hawks, kimse hesaba katmazken daha üste bile oynayabilir normal sezonda. İşin Play-Off kısmınıysa Larry Drew'ün sistemi ve rotasyonu belirleyecektir. Mike Woodson'ın hatalarını görme şansı oldu ve bunu düzeltebilir mi göreceğiz?

11 Ekim 2010 Pazartesi

Bucks Vites Büyüttü


Kısıtlı bir kadroyla geçtiğimiz yaz play-off yapmıştı Milwaukee Bucks ve ciddi ciddi Hawks'ı eleme noktasına dahi gelmişlerdi. İyi bir çekirdek kadrosu var yani bu ekibin. Peki rakipleri bu yaz güçlenirken onlar ne yaptı? Bence gerekli isimlere kontrat verdiler ama bunda biraz fazla cömert davrandılar. Yani bu sene yapılan kontratlar ilerde baş ağrısı olarak dönebilir bu takıma.

Off-season'a hızlı bir giriş yapan Bucks Gm'si Hammond yazın ilk takasına Golden State ile imza atıyordu. Dan Gadzuric ve Charlie Bell Warriors yolunu tutarken Warriors'un başarılı forvet oyuncusu Maggette Bucks oyuncusu oluyordu. Böylece Bucks forvet mevkiine tecrübeli bir ismi getiriyordu. Yani play-off için iyi bir yatırımdı. Maggette'in eksik yönleri de var mı? Eee evet.. Ve bu yönleri Bucks hücumunu belli dönemlerde sıkıntıyada sokabilir. Maggette çok iyi bir hücum silahı olarak değerlendirilebilir ve fiziği ile önemli işler de yapacaktır ancak set hücumlarında bencil yönü ağır basıyor bu arkadaşımızın. Bucks adına sorun teşkil edebilir bu. Ve tabi bir savunma koçu olan Skiles ile ne kadar anlaşır orası da soru işareti.

Savunma ve Skiles demişken Gooden'dan da bahsetmeden olmaz. Sürpriz bir şekilde Gooden'a 5 yıllık bir kontrat yapan Bucks, Gooden'a kariyerinin fırsatını sundu. Bucks'a açıkçası Gooden'ın önemli bir artı getireceğini düşünmüyorum. Yine tecrübe açısından iyi bir yatırım gibi gözükebilir Gooden play-off'u hedef haline almış bir takım için ancak ne diyorduk, savunma ve Skiles. İşte işin bu yönünde Maggette gibi sorun yaratan bir oyuncu olabilir Gooden.

Bucks'ın belki de bu yazın en steal hareketi neredeyse bedavaya getirdiği Chris Douglas Roberts olur. CDR aslında ligi önemli bir potansiyel ile girdi ancak Nets'te oynaması onun dikkat çekmesini önledi. Potaya gidebilen, dış şutu kısmen iyi ve gelişime açık. Ancak Bucks'ın onu verimli kullanıp kullanamayacağı asıl mesele. CDR Nets'te oynarken rotasyonda geride kalmasından dolayı koçuyla bazı problemler yaşamıştı ki Bucks forması altında da Maggette Delfino ve Michael Redd'in önüne geçmesi zor gibi gözüküyor.

Pg - B.Jennings / E.Boykins / K.Dooling
Sg - J.Salmons / M.Redd / CDR
Sf - C.Maggette / Delfino
Pf - D.Gooden / E.İlyasova / Mbah a Moute
C - A.Bogut / Brockman

Şimdi Maggette ve Gooden eklemeleri bu takıma sınıf atlatır mı bilinmez ama buna Bogut'un da dönüşü eklenince Bucks Doğu'nun tehlikeli ekiplerinden olacaktır şu kadrosuyla. Geçtiğimiz yaz Hawks'a karşı Bogut'suz mücadele eden ve pes etmeyen görüntüsüyle herkesin takdirini kazanan Bucks adına işler şu an yolunda gözüküyor. Evet şu an yolunda artık yeniden yapılanma faslını geçen ve play-off takımı statüsüne yükselen Bucks'ın Gooden'a verilen ve Maggette'nin alınan kontratı ile gelecek sezonlar için yapabileceği tek şey Jennings'in üst seviye bir basketbolcu olmasını beklemek. Golden State'e karşı 55 atması benim için açıkçası bir şey ifade etmiyordu ama play-off'larda bence kendini farkettirdi. Artık gelişimini bekleyecek Bucks organizasyonu.

Ersan açısından durumlara bakacak olursak şu ana kadar pre-season'da gördük ki Ersan benchten gelerek bu takımda önemli süreler alacak. Zaten geçen sene kendini kabul ettiren ve önemli katkılar veren Ersan sadece Bucks için değil ligin genelinde de 6.adam için adı sayılabilecek bir oyuncu olabilir bu sene.

Söylediğimiz gibi Bucks artık yapılanma işinden geçti ve şimdi ellerindeki kadroyu daha üst seviyeye nasıl taşıyabililer onu düşünmeleri gerek. Play-off'ta kalıcı olmaları önemli ki yazın yapılan hamlelerde bunu sağlamak için yapıldı. Bu sezon merakla Jennings'in performansını da merak ediyorum. Çaylak yılından sonra bakalım atılım yapıp Bucks'u ilerilere taşıyabilecek mi?

10 Ekim 2010 Pazar

Keltlerin Tek Hedefi: Şampiyonluk


Lakers karşısında seri 7.maça taşınmıştı ve kazanan şampiyonluğu alacaktı. Tek maçtı. Kimse oraya kadar geldikten sonra kaybetmek istemez elbette ki ama Celtics kaybeden taraftı bu sezon. 7.maçta belki de son periyotta şampiyonluğu ezeli rakiplerine vermişlerdi. Yaz başlangıcında önlerinde iki seçenek vardı ya kadroyu dağıtıp yapılanmaya girmek ya da mevcut kadro ile şanslarını tekrar denemek...

İkinci seçenek herkes için en doğrusu gibi görünüyordu ancak uzun rotasyonun da Sheed'in emekliliğini açıklamasının ardından akıllarda acaba yapılanma olur mu sorusu doğdu. Zaten Rivers'ın emekli olabileceği tartışılırken Pierce'da piyasasını ölçmek için 21 milyonluk kontratından vazgeçti ve serbest oyuncu statüsüne geçti. Üstüne Ray Allen'ın da biten kontratı eklenince Boston'un son yıllarda yakaladğı başarılı dönemin kapanacağını düşünüyorduk.

Ancak Doc Rivers ve Paul Pierce ile yeniden anlaşan keltler Allen'a da 2 yıllık bir kontrat verince en az 2 yıl daha buralarda olacaklarının sinyalini verdi. Allen'ın kontratı normal olsa da Pierce'ın kontratının son senesi belki canlarını yakabilir. Ancak bu imzalanan kontratlarla bile takım düzene girmemişti. Perkins'in ocak ayına kadar sürecek olan sakatlığı ve Sheed'in emekliliği ile uzun rotasyonu büyük yara almıştı. İlk olarak Jermaine O'Neal hamlesi geldi Celtics cephesinden. O'Neal'ı ihtiyçtan aldıkları bir gerçek ki muhtemelen verdikleri kontratta o yüzden olacaktır. Geçtiğimiz sezonki performansına göre bir hayli yüksek kontrata imza atmıştı zira.

Celtics yönetimi belki de şampiyonluk için duygusal yola da başvurmayı ihmal etmedi bu yaz. Kobe'nin uluslararası tv önünde Shaq'a seslenerek şampiyonluk sayısının ondan fazla olduğunu söylüyordu. Celtics yönetimi bu açıklamadan yola çıkarak hem Lakers ile efsaneleşen bir oyuncuyu kadrolarına katarken hem de Shaq gibi birinin tekrar şampiyonluk yüreği ile oynayacağını düşünüyordu. Evet bir kumar ama işe yarayabilir. Yüksek bir meblağa da gelmedi sonuçta Shaq.

Celtics yönetimi yaz boyu akılcı yöntemler ile kadrolarını koruyup takviyeler yaptılar. Bunun bir diğer örneği de Nate Robinson'a verilen 2 yıllık kontrat. Tıpkı Allen'a verilen kontrat gibi bu da 2012'de sona eriyor ve bu isimlere Garnett'te eklenince 2012 Celtics için boş bir cap ve piyasada yapılanma için önemli bir fırsat anlamına geliyor. Ayrıca Celtics şampiyonluk için bir diğer guard Marquis Daniels ile de bir yıllık bir kontrata imza attı. Ray Allen'ın arkasında da sağlam olarak duracak biri lazımdı ki bunu keltlerde görerek eski oyuncularından West ile tekrardan anlaştılar. Yani her şey yeni bir şampiyonluk için hazır konuma gelmiş durumda.


Pg - R.Rondo / N.Robinson / V.Wafer
Sg - R.Allen / D.West
Sf - P.Pierce / M.Daniels
Pf - K.Garnett / G.Davis / L.Harangody
C - Shaq / J.O'Neal / Perkins /Semih

Kadroyu yukarıda iyi-kötü değerlendirdik ve şampiyonluk için bir kurşun daha atacaklarını belirttik. Şimdi de Nba'deki yeni temsilcimiz Semih açısından kadroyu değerlendirelim. Şu sıralar pre-season maçları oynanıyor ve gayet makul süreler alıyor ancak lig başlayınca o süreleri zor bulacak bu kesin. Perkins rotasyonda önünde ancak ocak ayına kadar takımda yer alamayacağı için Semih'in bu dönemi çok iyi değerlendirmesi ve ligin ilk üç ayında verebileceği maksimum katkıyı vermesi lazım oyunda olduğu anlarda.

Evet Celtics tekrar şampiyonluk için kadrosunu kurdu ve kenetlendi. Önlerinde Miami gibi bir ekip olmasa şu uzun rotasyonu ile direk Doğu'dan Final adayı olarak gösterirdim. Ki halen de finalin önemli bir adayı konumundalar doğuda. Allen'ın performansları günlük oyunlardan ziyade performansını genele yayabilirse Celtics adına önemli olacaktır. Allen'ın performansı bence çok önemli olacak onlar için bu sezon ve tabi ki kadronun sağlam kalabilmesi...

Bobcats Hedeflerin Gerisinde


Geçen sezon play-off yapmış bir takım için olumsuz konuşmak erken olabilir ancak Bobcats'in bu yaz kadrosunun ciddi anlamda zayıfladığını düşünenlerdenim. Geçen seneyi boş geçen takımların da güçlendiğini düşününce Bobcats'in bu sene işini zor görüyorum. Yazın da neyin ne olacağı belli değildi aslında. Jordan Diaw'ı takımdan göndermek için uğraşıyordu ama takımda kaldı. Pota altında önemli bir opsiyon olan Chandler Dallas'a takas edildi ve karşılığında gelen Dampier serbest bırakıldı. Saçma bir off-season geçirdiklerini de eklemek lazım.

Şimdi öncelikle guard rotasyonuna bakalım takımda. Takımın birinci guard'ı Felton bu yz serbest oyuncu konumuna geçince Knicks'in yolunu tuttu. Felton gibi bir ismi kaybetmek belki kötü gibi gözükebilir ancak geçtiğimiz sezon bir türlü izleme fırsatı bulamadığımız, formda olduğu dönemde bile Larry Brown'un rotasyon uğruna sürelerini kısıtlı tuttuğu genç guard Dj Agustin'i artık bol bol izleyebileceğiz. Bunun dışında Clippers dönemlerinde geleceğin önemli guardları arasında gösterilen ancak sakatlığı sonrası dikiş tutturamayan Livingston gibi potansiyeli olan bir guarda imza attırarak yeniden bir şans verdiler. Livingston'un artık aradığı fırsatı bulduğunu ve değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Lige ilk geldiği yıllarda onun oyununa inanan biri olarak hala bir şeyler başarabileceğini düşünüyorum ve bunun için de Bobcats önemli bir adım olacaktır.

Bobcats yaz döneminde Tyrus Thomas'a 5 yıl 40 milyonluk bir kontrat önererek takımda tuttular. Tyrus Thomas'a verilen bu kontrat biraz fazla gibi gözüküyor kabul ama Nets'in verdiği kontratı karşılayabilmek adına bu kontratı vermek zorunda kaldılar. Ancak Thomas'ı takımda tutmalarınn ardında Larry Brown olabilir. Thomas'ın belki de başka takıma gitmesi kariyerinin sonu olabilirdi ancak şimdi Bobcats'te kalması Brown'un koçluğunda kariyeri adına önemli olacaktır.

Şimdi Bobcats'in uzun rotasyonun da bu yaz neler yaptığına bakacak olursak Tysnson Chandler Dallas'a gönderildi ve yerine Eric Dampier geldi rotasyonda. Peki ondan sonra ne yapıldı, Eric Dampier gibi birini serbest bırakarak yerine Kwame Brown ile anlaşıldı. Bobcats'in neler yaptığını anlamak gerçekten güç ama belki de rotasyona şu açıdan yaklaşmış olabilirler. Nazr, Eric ve Diop defansif yönü ön plana çıkan oyuncular. Hoş ama Kwame hücum açığını nasıl kapatabilecek o da ayrı bir soru ya neyse...

Pg - Agustin / Livingston / Crittenton
Sg - Jackson / Carrol
Sf - Wallace / Brown / McGuire
Pf - Diaw / Thomas/
C - Nazr / Kwame / Diop

Uzun rotasyonu açısından bol alternatifli bir kadrosu var aslında Bobcats ekibinin ve hazırlık maçlarında iyi süreler alan ve kadroya dahil etmediğim Darius Miles'ta var. Ancak bu uzun rotasyonunun tek eksiği hücum yönü olacak ve bu büyük eksiklerden biri. Sadece guard kısmına hücumu bırakmak bir çok maçı kafadan kaybetmek anlamına geliyor. Zaten bunun sıkıntısını geçtiğimiz sezon Orlando serisinde de gördük.

Yazıya başlarken söylediğim gibi Charlotte Bobcats zayıflayan kadrosu ve güçlenen Doğu karşısında bu sezon dikiş tutturamayabilir. Onlar adına tek avantaj başlarında Larry Brown gibi kariyeri başarılarla dolu bir koç olacaktır. Brown'un kurt yönetimi altında yine iyi işlere imza atabilirler ama play-off'u tekrardan hedefliyorsa daha sert ve istekli olmaları gerekecektir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...