Basketbol ve sinema ilişkileri ile devam edelim. Şimdi de izlediğim basketbol ile ilgili sinema filmlerinden oluşan bir sıralama yapıyorum.
1- Glory Road : Bu filmi ilk sıraya koymamın sebebi öncelikle gerçek bir hikayeden alınmış olması benim için. Filmin sonunda çıkan yazıyı tam hatırlamıyorum ancak Amerika Spor Tarihinin en önemli-şaşırtıcı müsabakalarından Kentucky-Texas Western NCAA Finali'ne götürüyor bizleri.
Siyah-beyaz çatışmasının ısrarla vurgulandığı buna rağmen koçun oyuncuların ve ailelerinin kenetlenmesi ile kendilerine şans tanınmamasına karşın NCAA şampiyonluğuna giden yol anlatılıyor. Dönemin basketboluna beyazlar hakim ve siyahlar alt sınıf muammele görmekte ancak buna rağmen koç takımına siyahi oyuncuları getirerek büyük bir spor olayına imza atıyor. Son olarak film hakkında sözlerimi bitirmeden belirteyim NBA'in en kurt teknik adamı Pat Riley'i o yıl Kentucky forması ile filmde oynarken görmekteyiz. Filmin sonunda kendi ağzından maç ile ilgili kısa yorumlarda mevcuttur.
2- Coach Carter : Bu filmde de basketbola bir koç gözünden baksa da basketbolun sinemaya uyarlanmış iyi örneklerinden biridir.
İdeallerinden vazgeçmeyen bir koç takımındaki tüm oyunculara lisede belirli bir not ortalamasını tutturmasını aksi halde takımda olamayacaklarını söyler ve bu tavrı nettir. Bunun dahlinde gelişen olaylar. Aslında senaryo klasik sorunlu bir takımı toplayıp idealist bir koç ile başarıya ulaşma amacı var tıpkı Glory Road'da olduğu gibi ancak bu filmin sonu klasik holywood yapımlarından daha farklı. Burada takım şampiyonluk kupa vs gibi bir sevinç yaşamanın aksine final yolunda eleniyor ve bizleri hüzünlü bir son bekliyor. Samuel L. Jackson'un filme çok şey kattığı ortada koö rolünde.
3- He Got Game : Ray Allen'ın da rol aldığı zaman zaman psikolojik ögeleriyle dikkat çeken bir film. Fanatik Knicks hyranı Spike Lee tarafından çekilen filmde Stephon Marbury'nin gerçek yaşam öyküsünü konu alsa da kurgusu-senaryosu çelişkilerle doluydu.
Ray Allen basketbola yeteneği olan bir genci canlandırıyor. Zaten sorunlarla büyüyen bu genç adam Nba ve üniversite tercihleri arasında sıkışıp kalmışken bir de babasının hapisten çıkması ile yaşamı daha da zorlanıyor. Ray Allen'ın babası rolündeki isim ise Denzel Washıngton.
4- White Man Can't Jump : Basketbol içerikli filmlerin arasında belkide en meşhur olanı olsa da benim listemde 4. sıraya kadar düştü. Aslında bakılırsa üstteki filmlerden pek farkı yok aksine daha da artı yönleri mevcuttur ancak nedense 4. sırada yazmak istedim.
Bu filminde ana konusu siyah-beyaz çatışması ancak bu kez olay parke de değil sokaklarda geçmekte. Siyahilerin çoğunlukta olduğu bir bölgeye taşınan beyaz Billy oldukça yeteneklidir. Sidney -Wesley Snipes- ile tanıştıktan sonra kendini kanıtlayan ve basketbol oynayarak Sidney'in borçlarını kapatmaya uğraşan iki gencin hikayesi var filmde.
5- Aslında daha bir çok basketbol filmi var ancak daha izlemedim. İzleyebilir miyim de bimiyorum bu saatten sonra. Tabi bu ciddi yapımlardan sonra eğlencelik basketbol filmlerinden de bahsetmeden olmaz.
En meşhuru Michael Jordan'ın rol aldığı Space Jam filmi. Bunun dışında Like Mike'da -Mike Gibi- Nash-Kidd gibi bir çok NBA yıldızının rol aldığı eğlencelik bir film. Bir de pek tavsiye etmesem de Martin Lawrence'in rol aldığı Ribaunt adında vasatın da altında bir basketbol filmi var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder