Fenerbahçe bu sezon evindeki ilk grup maçına çıktı Şampiyonlar Ligi'nde ama yine futbola dair birşey göremedik takımda. Bu oyunla cidden zor hatta imkansız diyeyim yani. Diyecek söz bulamıyorum. Bu mu milyon dolarlık transferler yapan takım.. Sonuç 'sıfır'.. Kiev ile 0-0 berabere kaldı Fenerbahçe. İstatistiklere bakmadım ama evinde oynayan bir takım bu kada rkorkak olamaz. Şut göremedim ben bir-iki tane dışında.
Büyük umut ile Emre'nin birşeyler başarabileceğine inanıyoruz. Yada inandırılıyor muyuz? Ben inanmıyorum artık bu Belezoğlu'nun bir varlık göstereceğine yada çabaladığına. Yerden kalkmıyor ki Emre'miz. Yerden kalkıcakta sol kanadında defansa dönebilecek.. Maç boyunca koca sol kanat Carlos'un ileri-geri koşabilme gücüne baktı o yaşından sonra. He sol kanatta oynadığı da yok şahsen Emre'nin. Adamı ısrarla sağda deniyor Aragones ancak bir verim alınamıyor işte. Neden bu ısrar. Emre illa ki ortaya yakın oynyyor.. Geçen Porto maçında sağ bu akşamki maçta soldan baya baya açık verdik.
Onun dışında sağ kanatta felaket. Kazım hiç eski Kazım gibi değil. Chelsea karşısında parladı söndü Kazım. Ne o driplingleri, ne o rakibi oyundan düşüren çalımları ne o sürati.. Hiç biri yok Kazım'da. Gökhan Gönül desek bu akşamki maç dahil bu sene iyi oynadığı bir maç yok vatandaşımızın. Büyük bir düşüş var onda.
Orta sahaya geçelim. Maldonado ve Selçuk. Tamam tedbir alırsın birini oynatırsın ki şartta o tip bir oyuncu tkaıma her zaman ancak ikisini birden oynatmak korkaklık. Onlar sayesinde ileriye çıkamadık. Dakika 75 olmuş sanki takım öndeymişçesine yan paslar oyunu kontrol altına almmaya çalışmalar. Sadece son dakikalar değil maçın geneli öyle. Bir dakika boyunca kendi aralarında pas yapıp bir yere varamadan topu kaptırdıkları sahneleri de gördük. Maç boyunca Selçuk'un ileriye dönük olumlu hamlesi neredeyse yok denecek kadar az..
Bunlar benim hemen hemen ilk yarıdaki gözlemlerimdi. Gökhan-Önder ve Selçuk-Uğur değişikliğini savunuyordum. Hiç değilse Gökhan gibi oynayacak bir eleman yerine gayet istekli ve formayı almak isteyen Önder oyuyor olacaktı ikinci yarı. Onun dışında Selçuk veya Maldonado'dan birini çıakrıp sola Uğur'u almak. Böylelikle Emre'de istediği pozisyona ortaya çekilmiş olurdu. Bir de öyle denenirdi.
Ama Aragones anlam veremediğim bir şekilde ikinci yarının bitimine 15 dakika kala oyuncu değiştirdi. Ve sahaya giren isim ise Burak.. Hani Porto maçında da sonradan giren topu dağlara taşlara atan Burak. Dakika oldu 85 oyuna girdi Uğur Boral. Ama oyundan çıkan isimler yanlış.
Uğur Boral şimdi ne ara ısınsın da ne ara maça başlasın. Zaten oyuna sokmadan ısınmaya bile 5 dakika müsade ettin ya etmedin. Her olumsuz bir vakaya karşı oyuncular her an ısındırılmalı ama o da yok. Kulübüesine çekilmiş dedemiz, yanındakileri de orda tutuyor.
Yani sözün özü Fenerbahçe'de futbol yok. Sonuç yok. Güzellik yok. Önümüzde iki Arsenal maçı var.. Tabi futbol bu ama bence bizi yer adamlar yer..
Maç öncesi Zenit-Real maçı vardı ki cidden harika bir maçtı. Fenerbahçe maçının aksine oldukça zevkli bir karşılaşma oldu. Zenit karşılaşmanın büyük böümünde Real kalesini ablukaya alsa da golü bir türlü bulamadı. Arshavin yine olağanüstü oynadı ancak takımdaki diğer oyuncuların beceriksizliği ile bir çok pozisyon cömertçe harcandı.
Yani futbol da biraz şans olmalı dedirtti bana bu maç. Zenit ne goller kaçırdı ne pozisyonlar harcadı. Şans bir türlü yüzlerine gülmedi o top ağlara gitsin. Kaçırdıkları golleri sayamadım. Real'de kötü gözüktü. Zaman zaman iyi çıkışlar yaptılar ama cidden Zenit karşısında kötü gözüktü. Nisterlooy'un golü de şans eseriydi zaten. Şans Real'in yanındaydı bu akşam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder