14 Aralık 2008 Pazar
Nba - 13.12.08
Geceye Detroit-Bobcats maçı ile başladık. Stuckey ve Iverson yine yan yana sahadaydı ve gayet verimli oldular. Verimli gözükmelerinin sebebi ilk üç periyot boyunca Bobcats'in savunma adına ortaya birşey koymamasıydı. Wallace ve Okafor'un çabaları vardı ama bunlar boş birer çaba olarak gözüküyordu. Fark 30'lara dayanmış ve çok rahat bir şekilde maç gidiyordu.
Son çeyrekle beraber Augustin ve Felton'un aynı anda sahada olması ve guard savunmasında takımın aşama kaydetmesi ile Bobcats farkı eritmeye başladı. Detroit farkın getirdiği rahatlama ile bench oyuncularını oyunda tutuyordu ve birden onlarda şaşırdı. Curry uzun süre bench oyuncularını sahada tuttu o sırada Bobcats üst üste basketler buldu ve farkı eritti. Maç ortaya gelmiş seyirci çığlık çığlığa takımı desteklemeye başlamıştı. İkinci yarı biterken o uykumu getiren maç şimdi heyecan fırtınasına dönüşmüştü. Son sözü Sheed söyledi ve 24 saniye süresi biterken zor bir şutta üçlük isabeti buldu ve Sus işaretini yaptı taraftara.. Detroit kolay bir maçı son çeyrekte zora sokmasına karşın kazanmasını bildi.
Bobcats'in yeni isimleri Bell ve Diaw yaklaşık 25 dakika sahada kaldı. Şut yönünden başarılı bir gece geçirmeseler de diğer alanlara katkıları önemliydi. Özellikle Diaw'ı beğendim. Her alanda katkı vererek takımının direncini ayakta tutan isimdi.
Merkez Grubu'nda Detroit dışında Cleveland'ında dün maçı vardı ve Atlanta önünde 11 maçlık serileri son buldu. Maç boyu geride olan Cavs son çeyrekte toparlanıp maçı krize soktu ancak kazanan taraf Hawks oldu. Sixers'ta da Cheeks gidince ilk galibiyet geldi. İşin garibi bu galibiyette herkesin katkı vermiş olmasıydı. Sezon başındaki gibi bir Sixers izledim ama bu yanıltıcı istatistikler muhakkak ki.. Göz boyamalar olacak yeni koç için ancak sonra yine yatışa geçecekler.
Gecenin merakla beklediğim maçıydı Jazz-Magic maçı. Howard'ın dünkü sakatlığından dolayı oynamıyor olması şevkimi kırdı ama yine de iyi maç olacaktı. Gortat ilk beş çıkmıştı ancak oynadığı oyun neden bu adama sadece 10 küsür dakika verilmesi gerektiğini göstermekteydi. 30 dakika sahada kaldı ama öyle takıma yarar sağladığından bahsedemeyiz.
Orlando ilk skor opsiyonu olan Howard'ın yokluğunda sürekli dış şuta yöneldi. 14 üçlük öyle yabana atılır bir istatistik değil. Gerçi Utah'ın da bundan geri kalır yanı olmadı ancak onlarınki istisnaydı. Hedo gayet iyi bir maç çıkarttı. Howard'ın yokluğunda gözler Lewis ve Hedo'da idi ve iki isimde gayet başarılı performansları ile maçı takıma kazandıran isimler oldular.
Utah pota altında çok aktifti. Memo ve Millsap Howard'ın yokluğunu fırsat bilerek gayet başarılı bir çizgideydi. Özellikle Millsap ilk bölümde skor açısından Magic'e çok sıkıntı verdi. Oyuna sonradan giren Krilenko'da benchten gelip önemli bir katkı sağladı ve takımı ayakta tutmaya çalıştı ancak Orlando'nun makine gibi işleyen dış şutlarına çare üretemediler.
Bu arada uykumu getirmeyen Bobcats-Pistons maçının yanında bu maçın son çeyreğinde uyumuşum. Garip..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder