Serinin ikinci maçı bizlere finalleri izlediğmizi hatırlattı. İlk maçın aksine savunmalar daha ön plana çıkarken çekişme de üst seviyedeydi. Özellikle Hedo'nun performansı bizleri gururlandırsa da kazanan taraf Lakers oldu. İlk iki maçı kazanmak oldukça önemli seride, Lakers şampiyonluk adına şu maçta önemli bir adım attı ve Orlando'yu yarışta arkasına aldı.
Savunmalar ön plana çıktı dedik, bunda birazda iki tarafında hücumlarındaki verimsizlik neden oluyordu. İlk periyot özellikle oldukça kısır bir dönemdi. Bu kısırlığın içinde yaşanan iki önemli olay Howard ve Kobe'nin savunmacılarına 2şer faul aldırarak benche göndermeleri oldu. Kobe'nin karşısına yine savunmasıyla ün yapmış bir Pietrus gelecek hele ki çaylak Lee'ye göre bu konuda daha avantajlı olabilir ancah Bynum'un almış olduğu fauller önemli.
Bynum ne zaman şu konuda kendine hakim olabilecek çok merak ediyorum. Tamam karşısında durdurulmazı zor bir oyuncu olabilir ancak sadece burda değil oyununu genelinde çabuk faul alan bir yapısı var. Bynum'un benche alınması başta kötü gibi dursa da oyuna Odom'un girmesi ve eşleşmeler de dengeyi sağlamak adına iyi bir hamle gibi geliyor bana. Özellikle de Odom dün oldukça istekli basketbol oynayarak Bynum'un yokluğunu hiç hissettirmedi. Lewis'e karşı oldukça başarılıydı.
Lewis demişken ilk yarı sonlarına doğru farkı yavaş yavaş açmaya başlayan Lakers'a karşı Orlando'dan gelen cevap Lewis oldu. Lewis ikinci periyotta oldukça sıcaktı ve üst üste bulduğu üçlüklerle Orlando'nun skordan kopmasını önledi o anlarda. Lewis maçın genelinde de iyi nir basketbol sergiledi zaten. İstatistiki olarak performansına baktığımızda da bunu görebiliyoruz. Özellikle dış şutlarıyla Lakers savunmasını fazlasıyla zorladı.
Orlando'da Van Gundy'nin ilk maça nazaran farklı bir rotasyona yöneleceği belli bir şeydi. İlk maç rotasyon sıkıntıları yüzünden maç erken kopmuştu. Maçın koptuğu anda denemeye koyduğu Howard-Gortat iki uzunlu sistemi bu maç bol bol sahada gördük. Zaman zaman da Tony Battie süre aldı. İlk maçın aksine daha ciddi anlarda bu taktiği denediğinden belki Orlando hücumu zaman zaman aksadı, karmaşa yaşandı ancak zamanla oturdu 2 uzun 3 kısa'lı sistem. Florida'da duruma göre bunu sık sık görebiliriz. Ancak Howard+4 kısa formulü de her takımın durdurabileceği bir sistem değil. Belki de hiç bir takımın durdurabileceği bir sistem değil. bu yüzden çabuk vazgeçmemeleri de gerekiyor mevcut sistemlerini.
İkinci olarak Van Gundy'nin ilk maçta süre vermediği hatta Cavs serisinde de kullanmayı unuttuğu Reddick hamlesi vardı. İlk maça oranla Nelson'un süresini kısan ve Reddick'e daha fazla şans tanıyan Van Gundy aslında istediği verimi alamadı. Aslında Orlando'da benchten gelen isimler iki maçtır gereken enerjiyi veremiyor takıma. Bench katkısı önemli bu alanda ve maç maç birilerinin çıkıp gerekli katkıyı yapması gerek. Reddick'ten bahsediyorduk, savunmasıyla yine bir nevi oyuna tutundu ancak hücumda Reddick futbol tabiri ile takımı 10 kişi bıraktı. Reddick'in işi şut atmak bu böyledir. Ancak gerektiği anda şutları girmedi, özellikle uzatma periyodunda kaçırdığı üçlüğün ardından ivme tamamen Lakers'ın eline geçti o pozisyondan sonra.
İkinci yarı hücumların daha da ön plana çıkması ile Lakers'ta Kobe ve Magic'te ise Hedo oyunda ön plana çıkan isimler oldular. Özellikle Hedo ikinci yarı muazzam bir basketbol ortaya koyarak bu takımdaki yerini, liderliğini bir kez daha gösterdi herkese. Özellikle üçüncü periyot dış şutlarıyla takıma ivme kazandıran Hidayet son periyot ise oyununu başka bir boyuta çekti.
Van Gundy son çeyrek oyun kurucusu olmadan oynadı. Nedeni ise Hedo'ya olan güvencesiydi. Hedo hücumda oyun kurucu görevi yaparak takımın beyni görevi görürken savunmada da rakibin en önemli silahı olan Kobe Bryant'ı durdurma işini üstleniyordu. Oyunun bu kritik anlarında son çeyrekte sorumluluğu alan Hidayet bu işin altından başarıyla kalkıyordu. Lakers'ın son hücumunda jeneriklere geçecek bir pozisyonda Kobe'ye tertemiz bir blok yaparak -evet muazzam bir bloktu, tekrarlarını izledikçe daha da mest oldum- 0.6 saniye kala topu takımına geçiren Hidayet maçı kazanma şansı için kenarda topu eline alıyordu. Son top yine onun elindeydi, aslında herkes oynanacak oyunu biliyordu, Howard ile daha önce de denedikleri gibi bir aley-oop oyunu. Ancak dikkatler Howard ve Lewis'in üstündeyken Lee ile son topu oynamak gerçekten cesaret işidir. Lee'de az kalsın baskete çevirecekti o pozisyonu ancak olmadı. Tekrarladan gördüğümüz kadarıyla pozisyon zaten basket ama..
Uzatmada da maçı daha çok isteyen Lakers'tı. Uzatma periyodunda yine Kobe'yi savunma da alan Hedo gerektiği yerlerde durdurmasına karşın iki pozisyonda sayıya izin veriyordu. Eee sonuna kadar Kobe'yi kilitleyecekte değil yani.. Kobe belki ilk maçtaki oyununu ortaya koyamadı ancak yine de skorun ve oynanan basketbolun gerektiği kadar oyuna hükmetmesini bildi. Kobe dışında dün gece fazlasıyla istekli olan bir Gasol vardı. Bynum'un faul problemine girmesiyle Howard ile daha haşır-neşir olan Gasol buna rağmen oldukça verimli oynadı.
Lakers avantajı eline geçirdi. 2-0 4 maçlık bir seri için önemli bir skor. Her ne kadar sıradaki 3 maç Orlando'da olacak olsa da maksimum 5 maçın kaldığı final serisinde Orlando'nun 4 maç birden alması biraz zor gözüküyor. Lakers deplasmanda bir maç alabildiği takdirde şampiyonluğunu da ilan eder büyük bir ihtimalle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder