12 Eylül 2009 Cumartesi

Türkiye 63-60 İspanya

Hayat Kızgın Boğa, Ben Kırmızı Pelerin

Ne galibiyet oldu ama !!! Hidayet'in hiç etken olamadığı maçta İspanya gibi son yıllara damga vurmuş ve bu turnuvaya da kağıt üstünde favori olarak gelen bir takımı, 60 sayıda tutarak, takım performansı ile yenmeyi başardık. Galibiyetle beraber çeyrek final biletini de cebimize koyduk...

Aslında maça endişeli bir şekilde bakıyordum. Rakip her ne kadar ilk tur gruplarında istediğini elde edememiş olsa da neticesinde adı olan bir takım. İspanya... Tempolu basketbolu ile bizm savunmamızı zorlayacak hızlı pas trafiği ile dengemizi bozacak bir takımdı. Sonuçta ilk turun ardından daha dişli ve daha zorlu bir grubun içindeyiz. Bundan sonraki rakipler daha zorlu olacaktı ve ben neredeyse ilk mağlubiyete kendimi hazırlamıştım.

Maça da tutuk başladık alsında. İlk 5 dakikada potamızda 14 sayıyı bir arada görünce umutlar iyice tükenmeye başlıyordu benim cephemde. Zaten yağmurun verdiği bir yorgunluğun üstüne rakipte bizi hırpalamaya başlayınca gözler yavaştan kapanıyordu. Ancak Ömer Aşık'ın rakibin beynine beynine vurduğu smaçlarıyla bende kendime geldim. Özellikle Kerem Tunçeri'nin akılcı oyunu sayesinde her hücum rakibin pota altında sonlanmaya başladı. Ömer Aşık, Gasol'u da uykuda yakalayınca bu günü iyi değerlendirerek 6/11 saha içi isabeti ile oynadı. İspanyollar bizm sonuç getiren drive'larımızı önleme adına içeri gömüldü ama bu sefer de bol bol şut kaçıran Milliler farkı yakalama şansını kaçırdı.


İlk 5 dakikada yenilen 14 sayı.. Cidden maça kötü başladık tempo ve oyun kontrolü boğaların elindeydi. Hidayet'in bir türlü devreye giremediği maçta uzunlar üzerinden oynamaya devam ederek verimli sonuçlar elde ettik. Özellikle Polonya maçında kendini tekrar bulan Semih Erden bu maçta da pota altında oldukça faydalı işlere imza attı. Marc Gasol'e karşı beklenmedik derecede zorlanmamıza karşın asıl Gasol'un ruhani basketbolu sayesinde pota altında üstünlüğü maç boyunca nadiren bıraktık. Uzunlar bu derece formdayken kısalar da disiplinden kopmayarak savunma da gayet özverili bir mücadele örneği gösterdiler. Fernandez'e karşı olmasa da savunmaları fazlasıyla etkiliydi ki İspanya gibi bir devi 60 sayıda tutarak maçı kazanmakta büyük bir başarı.

Son dakikalar heyecan fırtınasıydı adeta. En son 2006'da bu kadar heyecanlanmıştık milli takımın yanında. Hani bırakın 2006'yı 2001'i bu ruh bambaşka bir ruh olmuş. Takım inanılmaz kenetli. Ne diyorduk: Son Dakikalar.. 12 saniye kala top İspanyollara geçtiğinde kalp durma noktasındaydı. Hele Ömer Aşık'ın enfes bloğu sonrasında bizm evden ve sokaktan gelen çığlıkları duymak bizimle beraber bir çok kişinin maçı takip ettiğini bilmek, basketbol izlediğini bilmek bile gurur vericiydi. Anlatılamaz bir sevinç sonrası Semih'in serbest atışlarını bekledik. Ve galibiyet bizimdi... İspanya'yı devirdik ve çeyrek finali garantiledik. Önümüzde Sırbistan ve Slovenya maçları var. Zorlu rakipler ama ben en azından kaybetme lüksümüzü ikinci turda kullanalım da sonra sakata gelmeyelim diyorum. Şu ruh birlik bozulmasın yeter ki. Önümüz açık çeyrek finaldeki rakip Yunanistan olmadıkça. Bugün bir çok oyundu da hedeflerinin madalya olduğunu bağıra bağıra belirtti. Haydi inşallah...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...