Sixers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sixers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2010 Çarşamba

Wizards 116-115 Sixers (Çaylak mı Dediniz?)


Wizards'ın evindeki ilk maçına galibiyet alamamış olarak çıkıyordu. Sixers'ta oynadığı üç maçta galibiyet alamamıştı ve Wizards deplasmanından galip dönmek istiyorlardı. Maçın bir diğer önemi de 2010 draft sınıfının ilk iki sırası olan John Wall ve Evan Turner'ın ilk kez Nba'de karşılaşıyor oluşuydu. Çekişmeli geçen maçı Wall'ın müthiş performansı sonunda uzatmada 116-115 kazanan taraf Wizards oldu.

Maça Holiday'in üstün performansı ile iyi başlayan ve skorda üstünlüğü sağlayan Sixers henüz ilk çeyrek bitmeden sayı üstünlüğünü kaybediyordu. Benchten gelerek ilk devre ekstra katkı veren Nick Young Wizards'ın geri dönüşünde başrolü üstleniyor ve takımını o bölümde sırtlıyordu. İlk devre 14 dakikada 15 sayı üreten Young maçı da 20 sayıyla tamamlıyordu. İlk çeyrekte Sixers'ın iki-üç adım öne fırlayışı ve Wizards'ın geri dönüşü ile bir sayı farkla kapanan ilk çeyrğin ardından maç sonuna kadar skor ortada gidiyordu.

Maçı kazanma noktasına gelen Sixers son çeyreği Wizards'a oranla daha iyi oynayan taraftı. Gerçi maç boyu ne yaptığını bilerek oynayan bir Sixers vardı sahada Wizards'a göre ama (!) son 3 saniye kala 3 sayı öne geçen Sixers, Wizards'ın son saniye üçlüğüne engel olamıyordu. Aslında Wizards'ta bir dönem ülkemizde de forma giymiş ve maç boyu 9 dakika oyunda kalmış Cartier Martin tercihi ile sürpriz yapıyor ve Sixers defansını zayıf bir noktasından vuruyordu.

Uzatma periyodunda iki takımda iyi savunma yapaadı top kayıpları oldu ama kolay basket imkanı da tanınmadı. Serbest atışları daha isabetli atan taraf olan Wizards maçı da kazandı. Hücum gücü yüksek olmasa da fizik gücünü kullanarak aldığı fauller ile skora giden Blatche son sözü söyleyen isimdi maçta. Aslında Hinrich varken Wall çok iyi bir maç çıkartırken son topu Blatche üzerinden oynamak biraz delice geldi ama serbest atışları sorunsuz halletmesi maçı kazandırdı Wizards'a. Zaten iki son topuda sürpriz isimler üzerinden kullanan Wizards iki tercihinde de amacına ulaştı.

Sixers adına sezon başında övdüğüm bir isim vardı Jrue Holiday. Geçtiğimiz sezonun son bölümünde kendisini gösteren ve hazırlık maçlarında da ciddi ciddi mesajını veren ve ilk beşe yerleşen Holiday buna rağmen sezona kötü başlamıştı. Louis Williams'ı ilk beşten eden Holiday'in kötü performansına karşılık benchten gelen Williams ise muazzam performanslar göstererel lige harika bir başlangıç yapıyordu. Ciddi ciddi Holiday'in yerini tehdit ediyordu Williams. Dün ilk çeyreğe harika başlayan Holiday 14 sayısının çoğunu bu çeyrekte üretti. Maçı da 14 sayı 13 asist ile tamamlayan Holiday tekrardan mesajını vermiş oldu Collins'e.


Louis Williams ise benchten gelerek takımının en skoreri oldu. 30 sayı 3 asistle oynayan Williams maçın en etkili isimlerindendi. Williams bu maç fazlasıyla iyiyken Iguodala ise yokları oynadı. Kritik anlarda sorumluluk almayan Dre son topu ise kullanan isimdi Sixers'ta. Aslında o son topta da karışıklık yaşandı. Williams potaya doğru ilerliyordu ki onun kullanması doğruydu bence ama birden topu Iguodala'ya çıkarttı ve onu zorlama bir şuta itti.

Çaylakların performansına bakacak olursak Wall muhteşem bir maç çıkarttı ve takımını galibiyete taşıdı. İstatistiklerine bakacak olursak pek çaylak performansı gibi durmadığı da açık. Ligin bir numaralı seçimi Wall sezona da harika başladı. 29 sayı 13 asist ile oynaması başlı başına bir olayken savunma yönünde de 9 top çalma ile mücadele vermesi Sixers'a karşı tek başına büyük işler başardığını gösterir. Hawks maçındaki performansını da beğenmiştim Wizards'ın dün gece de beğendim. İzlemesi çok keyifli gerçekten.

Turner'a bakacak olursak aslında kumaşı iyi ama yanlış takımda oynuyormuş hissi veriyor. Iguodala ile aynı bölgede olmaları ve ilk beşte olması gerekirken bu sebepten dolayı benchten gelerek kısıtlı süreler alması bunu açıklıyor. Sadece 7 şut kullandı dün ve maçı 9 sayıyla bitirdi. Sixers adına olumlu bir gelişme ise Brand'dan. Büyük umutlarla takıma getirilen ancak iki sezondur istenilen verim alınamadığından takası da zaman zaman gündeme gelen Elton Brand lige çok iyi başladı ve takımda lider gibi oynuyor. Son hücumlarda elini taşın altına sokması ve pota altında faydalı işler yapması bu takımda daha yapacaklarını olduğunun göstergesi.

Wizards ilk galibiyetini aldı ancak takım olarak beğenimi kazanamadılar. Hücum tercihleri zaman zaman çok gereksizce oluyor. Hala daha takım olabilmiş değiller. Yatıp kalkıp Wall'ın şu performansına ve gelen ekstra katkılara şükretsinler yoksa şu maçı da alamazlardı. Sixers daha derli toplu bir takım Wizards'a göre kesinlikle.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Jrue Holiday


13.10.2010 Preseason Game vs Tor 7/12 Fgm 18 Pts 11 Reb 12 Ass 3 Stl

Aslında kaç gündür bu rakamları vermek ve bu genç guard hakkında bir şeyler yazmak istiyordum. Jrue Holiday geçtiğimiz sezon çaylak yılında kendini göstermekte gecikmişti. Ancak sezonun sonuna doğru yakaladığı çıkış onun potansiyeli ve yapacakları hakkında bize bir kaç ipucu veriyordu. Jrue Holiday pre-season maçlarında ilk beş olarak sahaya çıkıyor. Öyle görülüyor ki yeni koçu Doug Christie'de ona güvenenler arasında. Üç gece önce Toronto karşısında sergilediği bu istatistiki performans onu ligde izlemek için sabırsızlanmama neden oldu. Sixers'ın bu sene patlama yapmasını beklediğim yegane oyuncularından biri. Hem de Sixers'ın dış şut problemine de merhem olabileek seviyede bir guard. Holiday iyiden iyiye pişti ve servise sunulmak için hazır.

14 Ekim 2010 Perşembe

Sixers İçin Yeni Dönem


Sixers geçtiğimiz sezon hayal kırıklığı yaşatan takımlardan biri olmuştu ve Doğu'yu 13.sırada bitirmişlerdi. Play-off yapan bir takımın ertesi sene bu kadar gerilemesi normal değildi. Ancak bu kötü gidiş aynı zamanda Sixers'a draft piyangosu şansını doğurdu. Ve Wizards'ın ardından 2.sırayı elde ettiler. Aslında Sixers adına koca bir yaz draft muhabbeti ile geçti. Yaz başında komik bir takasa imza attılar ve yeni koçlarıyla sözleşme imzaladılar, ondan sonrası Evan Turner haberleri ile geçti Sixers yazı.

Komik bir takas dedim. Evet. Drafttan önce Sixers taraftarınca da artık istenmeyen adam ilan edilen Dalembert takasın başrolünde oynyan oyuncuydu. Aslında onu takımdan göndermek için bir hayli aceleci davrandılar. Kontrat sezonunda olan birini pekala Şubat-Mart civarı daha iyi bir piyasa ile elden çıkartabilirlerdi. Dalembert gibi Sixers'ın bir numaralı eksiği olan ribaunt konusunda başarılı bir pivotu göndererek yerine yeni yetme bir Hawes ve Nocioni'yi almak pek akıl karı olmasa gerek. Ama şut konusunda problem yaşayan bir takımda da Nocioni gibi birinin olması önemli bir nokta.

Sixers'ın gelecek sezon adına yaptığı bir önemli hamle de koç değişikliği oldu. En son 2003'te Wizards koçluğunu yapan Doug Collins 7 yıllık tv yorumculuğunun ardından Sixers'ın başına geçti. Aslında Collins gibi otoriter birinin takımın başında bulunması oldukça iyi ancak bir çok eksiği olan şu kadro ile geçtiğimiz sezondan maksimum 15 galibiyet ileri gidebilirler. Collins'in sisteminde Elton Brand'in de oldukça önemli bir yeri var ve Clippers dönemindeki gibi yerine göre dominant oyunlarını oynaması ve kontratını hak etmesi gerekecek. Ama Collins adına tek sorun 7 yıldır bu görevde olmuyor oluşu.


Gelelim Evan Turner konusuna. Zaten draftta Wall ve Turner'ın ilk iki sıradan seçileceği çok açıktı. Bir ara Sixers&Favors söylentileri çıktı ama son olarak Nocioni ve Hawes eklemeleri ile uzun rotasyonu genişleyen bir takımda Turner daha bi gidecekti. Ki beklenildiği gibi Turner'ı seçti Sixers. Turner'ın başlıca hedefi ligde kalıcı olmaya çalışmak olmalı ve bunu zaten başarabilecek güçte. Ama geliştirmesi gereken özelliklerinin başında şutu geliyor. Turner sene boyunca menzilini biraz olsun geliştirebilse onun için ve Sixers için önemli bir avantaj olacaktır. Skorer guard olmasına rağmen pre-season'da gösterdi ki ribauntlara da inanılmaz derecede katkı sağlıyor Turner. Şutunun eksik olması kötü ama geliştirilebilinecek bir yön ama ribaunt sezgisinin bu derece iyi olması ve katkı vermesi takım adına çok çok önemli. Turner'ı kadrosuna katan Sixers'ta sezon boyu yaşanacak önemli tartışmalardan biri de Iguodala ile olan çekişmesi olur. Iguodala ile aynı pozisyonda yer alan Turner'ın sezon boyunca ismini bu şekilde de çokça duyacağız.

Pg - J.Holiday / L.Williams / C.Quinn
Sg - E.Turner / J.Meeks
Sf - A.Iguodala / A.Nocioni / J.Kapono
Pf - T.Young / T.Battie / D.Songalia
C - E.Brand / S.Hawes / M.Speights

Sixers aslında kalabalık kadrosuyla dikkat çekiyor ki iş burada form durumlarına göre 12 kişilik kadroyu kurmakta Collins'e düşüyor. Elton Brand'i 4 numara da oynatır diye bekliyordum ama hazırlık maçlarının genelinde beş numarada izledik onu. Bu Young açısından iyi oldu. Artık bu sene olumlu şeyler bekliyorum onun adına. Iguodala'da 3 numara da oynuyor 2 numara da Turner ile beraber. Ama yine de sezon içerisinde bu ikiliyi karşılaştıran bir çok haber ve yorum yapılacaktır. Guard rotasyonunda ise geçtiğimiz yıl başarılı bir çıkışa imza atan ve bu yıl önemli işler yapacağına inandığım Jrue Holiday var.

Sixers yeni sg'si Turner ile beraber Brand'in de sağlam bir sezon geçirmesi halinde ligin tehlikeli takımlarından olacaklardır. Ancak yine de play-off yapacaklarını sanmıyorum geçtiğimiz sezondan maksimum 15 galibiyet fazla alırlar. Aslında 40 galibiyet barajına ulaşabilirseler belki doğuda play-off için bir aday olabilirler ama güçlenen doğuda artık bu da zor bir ihtimal olabilir. Yine de Holiday ve Turner ikilisiyle geleceği parlak bir takım Sixers.

8 Aralık 2009 Salı

Iverson'un Dönüşü


Iverson dün gece Sixers formasına kavuştu ve Denver'a karşı forma giydi. Taraftar onu özlemişti. Çılgınca karşıladılar eski sevgililerini.. Yeniden bağırlarına basmak, Iverson'a kötü
geçen son 2 sezonu unutturmak için. Iverson daha önce Denver forması ile Sixers'a karşı çıktığı ilk maçta da Sixers logosunu öperek takıma olan bağlılığını göstermişti. Dün gece bir kez daha maç öncesinde bunu gerçekleştirdi. Duygusal anlar vardı dün akşam.. Maç öncesi ekranlara yansıyan görüntüler..



Maç hakkında fazla söylenebilecek mesaj yok. Iguodala gaza gelmiş ancak Billups'un müthiş oyunu Sixers'ın galibiyetini önlemiş. Iverson'a karşı oynamakta Billups'un ekmeğine yağ-bal sürmüştür adeta. Sonuç olarak Sixers Ivy'nin gelişine rağmen mağlubiyet serisini durduramadı ve üst üste 10.yenilgilerini elde ettiler. En azından artık salona seyirci çekmek gibi bir sıkıntıları olmayacak.

Bu da Iverson'un Sixers formasıyla bulduğu ilk basket..

2 Aralık 2009 Çarşamba

Resmileşti: Iverson Sixers'ta


Sabah dedikodu olarak duyurduğumuz haber resmileşti ve Allen Iverson emeklilik kararını açıkladıktan bir hafta sonra Sixers ile anlaşmaya vardı. Sixers resmi sitesinden duyurulmuş haber ve Ivy Denver karşısında formasına kavuşacakmış. Zaten gelen yorumlar ve tepkiler Iverson'u basketbol oynarken görmek niteliğindeydi. Bakalım o taraftarlarına bunu verebilecek mi?

Sixers -> Iverson

Kaynakların verdiği bilgiye göre Iverson ve Sixers yeniden anlaşma safhasındaymış. Belliydi böyle bir şey olup Ivy'nin basketbola geri döneceği. Garanti olmayan 1 yıllık kontrat olacağı konuşuluyor bekleyip göreceğiz. Kısa zamanda resmi olarakta su yüzüne çıkacaktır. Lo-Will'in olmadığı dönemde onu tekrar izlemek güzel olacak. Bakalım bu durum taımdaki diğer isimlerin tepkisine yol açar mı ?

24 Eylül 2009 Perşembe

Yeni Formalar

Nba'de sezonun başlamasına az bir zaman kala takımların giyeceği yeni formalarda yavaş yavaş görücüye çıkıyor.

  • Dallas'tan başlayalım. Bilinen yeşil alternatif formasının yerini kulüp renklerinden olan mavi almış. Fazla bir değişiklik yok o konuda.
  • Sixers'a bakacak olursak bu kadar kötü bir forma olmamalı bir Nba takımında. Geri sayımlar vs derken büyük bir heyecanla bekliyorduk ama daha önce internete sızılan formalar olduğu ortaya çıktı. Eskileri daha güzeldi en azından.
  • Charlotte'ta da köklü bir dğeişim söz konusu. Formalar gayet şık duruyor en azından turuncu deplasman forması yerine gayet güzel gider mavi forma.
  • Houston ise geçmiş dönemlere modern bir geri dönüş yapmış gibi görünüyor. Alternatif forma olarak bu sezon kullanılacakmış.
** Resim Bu Maç Evde İzlenir'den alınmıştır.

9 Haziran 2009 Salı

Kapono Sixers'ta


Toronto ve Sixers karşılıklı takasa girmiş. Sixers kadrosuna Kapono'yu katarken Toronto'da Evans'ı almış. Toronto hiç bir zaman istediği, beklediği verimi alamamıştı Kapono'dan. İki taraf içinde fena hamle değil bana göre. Raptors i.in fena isim değil Evans hem de Kapono'nun kol gibi kontratından kurtuldular bu takasla. Sixers'a bakacak olursak Eddie Jordan Kapono'dan fazlasıyla verim alacaktır. Sixers'da belirgin bir şutör eksikliği vardı, Kapono bu açığı kapatmak için önemli bir hamle onlar için. En azından gerçek bir şutörleri var artık.

18 Nisan 2009 Cumartesi

Orlando Magic - Philadelphia 76ers

Geçtiğimiz sezonki Sixers ile günümüz Sixers takımlarına bakıyorum ki arada çok fark var. Geçen yılki takım Detroit önünde inanılmaz bir çaba ile tutunmuş ve 2 maç çalmayı da başarmıştı. 6 maçlık bir yenilgi serisi ile buraya gelen ve son maçta Lebron'suz Mo-Will'siz Cavs'ı son anda geçerek bir basamak atlayan ve Orlando ile eşleşen Sixers.

Hadi tamam Boston-Sixers eşleşmesi olsa ne kadar farklı konuşuyor olacaktık ki şimdikinden. En azından Garnett'in olmayışı belki avantaj sağlardı. Öyle ki Howard'ı mevcut sistemde durdurabilecek isimleri yok. Kimde var ki bu isim zaten.. Hal böyle olunca içeriye dönük bir oyun oynayacaklar Howard'ın hareket alanını daraltmak için ancak çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalırlar bu durumda. Orlando'nun belkide en iyi yaptığı iş. Dış şutlar..

Serinin kaderini tamemn bu iş belirleyecek bana göre. Orlando çok çok düşük bir şut seviyesi ile oynadığı gün gelirse belki Sixers'ın maç alma şansı olabilir. Bunun dışında Orlando cidden çok ters takım kendilerine. Hedo olsun olmasın bu iş böyle olacak. Brand zaten oynamıyor ee bu durumda Howard'ın karşısında Dalembert-Evans çaylak Speights ile mücadele edecek Sixers uzunları rakibini belki sindirecek ama unutulmamalı ki Howard'ın oldukça yüzdeli bir ft istatistiği de var. Sixers'ın tek avantajlı yönü guard rotasyonunuda Alston karşısında oynayacak olan Miller'dır. Ancak onunda serinin kaderini dğeiştirebilecek bir etkisi olacağını düşünmüyorum.

Tahmin; 4-0 Magic

15 Mart 2009 Pazar

Spectrum

Eylül sonlaırnda Spectrum binasının yıkılmasıyla bir devir kapanacak. Sixers'ın 1967 ile 1996 yılları arası maçlarını oynadığı Spectrum'da son Nba maçı dün gece oynandı. Sixers'in Buls'u konuk ettiği maçta Young'un 31 sayısı ile Spectrum son Nba maçında Sixers'lı seyircilere galibiyet hediye etti.

25 Ocak 2009 Pazar

Nba - 24.01.09


NbaTv'de Cumartesi geceleri "Doubleheader" geceleri eh bunun üstüne birde Ntv'nin maçı eklenince 6 maçın üçünü izlemiş olduk. İzlemek fazla kaçsa bile göz atmış olduk zap yaparak diyelim. Geceye direk Heat maçıyla başladım;

İlk çeyrek kaçıracak isim yok gibiydi sahada. Chalmers'ın 13 sayısı Heat adına önemliydi. Wade dışında birilerinin skor ürettiğini sorumluluk aldığını görmek her zaman iyidir bu takımda. Heat'in zorlandığı tek bölge boyalı alan oldu. Howard savunmada olsun hücumda olsun Magloire veya Blount'a karşı çok üstündü. Ama gereksiz yere aldığı ve kendisine çalınan fauller ile maça olan etkisi yavaş yavaş azaldı.

Heat'te Wade arada bir gözükerek müthiş istatistiklere imza attı. Gerçi onun için bu istatistikler notmal sezon itatistikleri ancak maçta sadece gerekeni yaparak gerekli yerlerde sahne alarak bunları yapması büyüleyici gerçekten. Beasley yine savunmada aksattı takımı. Onun sahada olduğu dönemlerde Spoelstra'nın savunma zihniyetinden ödün veriyor takım. Belkide bu yüzden onu son çeyreklerde kenarda tutmayı tercih etmekte Spoelstra.

Magic adına maçta parmağından sakatlanan Lewis o ana kadar oldukça iyi şut yüzdesiyle oynarken ondan sonra ritmini bozdu. Hidayet etkiliydi zaman zaman ki istatistikleri de fena değil ancak son anlarda sahne almasına alışık olduğumdan garipsedim o anlarda etkisiz kalasını. Nelson maça kötü başladı ki iyi denecek bir seviyeye de ulaşamadı maç boyunca zira..

Heat'te Quinn'in önemli katkıları vardı benchten gelerek. Son çeyreğe 15 sayı önde girsede Heat bir anda maç ortaya geldi 11-2'lik Magic serisiyle. Orlando savunmada Haslem'i riske etti ancak Heat bunun üzerine giderek Haslem üzerinden üst üste hücumlarda skor üretti. Son çeyrek Wade-Haslem ikilisi maçı kazandıran isimdi Heat adına. Heat böylece 2006 Şubat'ından bu yana ilk Magic galibiyetini aldı.
Molalarda baktım maça. Ne zaman göz atsam Knicks'in en az bir üçlüğüne tanık oldum. Paso sallıyor adamlar. Hücum organizasyonu da yok haybeye eline gelen topu fırlatıyor herkes. Hızlı hücumlar ile birşeyler üretme çabasındalar ama nafile. Yani bu maçın sürekli içinde olmalarının durumu yalnızca %50'nin üzerindeki isabet oranları.

Sixers derli topluydu bu gece. Arada baktığım kadarıyla gerek savunma da gerekse hücumda takım olarak oturmuşlar. Brand bu maç döndü. Geçen hafta Spurs maçından sonra Brand dönünce ne olacak demiştim. Bunun cevabını da önümüzdeki hafta içinde alacağız muhtemelen. Bu maçı ölçü alamayız kısıtlı sürede oyunda kaldı Brand.

Iguodala yine gemisini kurtaran isim oldu. Maç boyunca oynayan takımını oynatan oyuncu olan Iguodala son çeyrekte de gerekli anlarda sahne alarak önemli katkılar verdi. Miller'ında son günlerdeki iyi performansları devam etmekte.

Şu sıralar Portland-Wizards maçının son dakikaları var. Üçüncü çeyrek sonunda bıraktım maçı belli oldu zaten sonucu. Maçı da izledim sayılmaz. Oden'ı seyrettim ekrana baktığım zamanlarda. Hani yavaş yavaş Oden oturuyor takıma. Geçtiğimiz hafta performansını arttırdı. Artık onun üzerinden gelişen hücumlar izliyoruz. Halen fazla top kullanmasa da belli bir direnç getirdiğini belirtmeden olmaz. Özellikle hücum ribauntlarında bu gece çok iyiydi. Mücadeleci yapısını gösterdi Oden. Hani derler ya yağ un şeker var.. Helva kıvamına gelmesini bekliyoruz Oden'ın ki daha çaylak senesi.

17 Ocak 2009 Cumartesi

Sixers 109-97 Spurs


Sixers üst üste beş maçtır kaybetmiyor ve Brand'in yokluğunda Iggy'nin ritim bulması ve Miller'ın sessiz sedasız harika performanslar çıkarması ile şu an konumları fena değil. Son olarak dün gece evlerinde Spurs'u duman ettiler. Batı ikincisi olan Spurs'u kastediyorum.

Sixers cidden şu sırlar çok iyi oynuyor. Özellikle Iguodala-Miller ikilisi Brand'in yokluğunda taşın altına ellerini sokup bu takımı düzlüğe çıkarttılar. Pota altında Dalembert ruhsuz rahatsız edici bir basketbol oynasa da çaylak Speights onun açıklarını da kapattı bu dönemde. Mera kedilen soru şu artık..

Brand dönünce ne olacak ?

Kaan Kural maç sırasında şunu dedi. ''Takım ritmini buldu. Brand artık takımın sistemine uymalı.'' Yani Elton Brand bu takımın el freni mi yoksa gerçekten takımın ihtiyacı olan biri mi kestiremedim. Ama şu gerçek ki o yokken Sixers en azından geçen yılki kimliğini buldu.

Maça çok istekli başladılar. Spurs Iguodala'ya karşı önlemler almıştı. Biraz hızlarını kesti ilk çeyrek bu olay ancak maça ısınınca bu sorunu da aştı Iggy. Sixers'ın 9 sayı ile geriye düştüğü bir dönemde Young'un üst üste bulduğu basketler ve takıma kazandırdığı hava ritmin Sixers lehine geçmesini sağladı. İkinci periyotla beraber devreye giren Ivey ve Speights farkın açılmasında katkısı olan isimlerdi. Özellikle Speights, Miller ile bir hayli iyi anlaştı.

Sixers maçı istediği gibi çok rahat götürdü. Spurs'ten rahatsız edici bir seri gelmedi. Ribauntlarda da üstündüler. Genelde Sixers yaşlı ve yavaş ayaklı Spurs'e karşı fast-break yöntemine başurdu. Topun ellerinde olduğu her an rakip potaya fırladılar ve sürekli fast-break kovaladıar. Bunun da meyvesini yediler zaten özellikle Iguodala ile.. Az önce ruhsuzluğundan yakındığım Dalembert'te faul problemine girip az oyunda kalmasına rağmen iyi ibr maç çıkarttı.

Spurs'te Duncan dışında maça doğrudan etkili lan bir isim yoktu. İlk çeyrek Bonner ve Mason katkı sağladı takıma ancak kısıtlıydılar. Parker biraz olsun ateşlemeye uğraştı ama sonuç çıkmadı. Manu'da benchten gerekli katkıyı sağlayamayınca Spurs adına acı bir yenilgi oldu. Maça da erken havlu attı aslında Spurs. Son çeyreğe 15 sayı farkla geride girmelerine rağmen sahaya çıkan beş şu şekildeydi..

Oberto-Finley-Bowen-Hill-Thomas..

Yani Spurs adına kötü bir geceydi. Sixers çıkışını sürdürdü ama onlar için asıl sınav Brand'in dönüşünden sonra olacak bu kesin. Igguodala şimdilik iyi oynuyor, Miller'da sorun yok ancak Brand geldikten sonra sorunlar oluşmaya başlarsa ciddi şekilde düşünülmesi gerekir bunun.

30 Aralık 2008 Salı

4 Steps - No Travelling



Bugün özetlerde izlerken gördüm Young'un smacını. Cidden enfes bir pas fake'i ile rakibini çarşı yapıp basmış smacı. İzlerken baya bi iyiydi ama bariz bir şekilde steps var pozisyonda bende izlerken farkedemedim ancak bu videoyu izleyince farkedebildim..

13 Aralık 2008 Cumartesi

Nba - 12.12.08



Cavs-Phila
Ilgauskas yok Gibson yok Sixers'ın belki bir şansı olabilir demiştim maçın hemen öncesinde ama Sixers bırak maçı kazanmayı organize bir-iki hücum dahi izletemedi maç içinde. Cavs sadece bugüne kadar oynadığı normal oyununu oynadı, yeri geldiğinde sıkı svunma yapıp yeri geldiğinde ceza şutlarını sokmasını bildiler ve maçı rahat bir şekilde götürüp kazandılar.

Cavs şu anda Nba'in en iyi üç takımından biri gerek form durumu gerekse istatistikler verilere bakarak ve Sixers'ın evinde bu sezon yenilmemiş Cleveland'ı yenebilmesi için ekstra birşeyler de yapması gerekiyordu. Ancak o ekstra aktkı bir türlü gelmedi. Üstüne Brand'in ritimsiz oyunu garip hücumlar ve dağılmış bir pota altı vardı Sixers cephesinde.

Ve maçın ardından Cheeks Sixers koçluğundan kovuldu..

Detroit-Pacers
Detroit son günlerde sergilediği kötü performans ile topa tutuldu. Üst üste üç maç kaybedince ve karşısındaki de bu sezon sürprizlerine alışık olduğumuz Pacers olunca maçın izlenirliği arttı. Nitekim maç nerdeyse hiç kopmadı. Pacers'ta Granger harika bir maç çıkartırken performansı galibiyete yetmedi. Bunun dışında Pacers cephesinde etkili gözüken isimler guard Tj ve benchten gelen Jack'ti.

Pistons tarafına baktığımızda takım her ne kadar kötü gitse de ritmini bozmayan Hamiltn dün geceki maçta yine takımın en iyisiydi. Bunun dışında Stuckey-Ivy yan yana başlamış ve uzun bir süre maçı öyle sürdürmüşler. Detroit kısa bir beşle oynamış. Bu yüzden ribauntlarda her ne kadar Pacers üstün olsa da kısalar anlaşılan fazlaca top kaybına zorlamış Pacers'ı. Stuckey ve Iverson yine iyi bir maç çıkartmış. Özellikle Stuckey'e dikkat diyorum ben.

Nets-Toronto
Maçı izlemedim ancak bakınca direk göze çarpan istatistik Carter'ın yanında duruyor. 0/13 ile şut atmış Carter dün geceki maçta. Bunun sebebi en başta coach Frank ve sonrasında guard Harris'in.. Frank sahada Harris 24 saniyenin üçte ikisini topla oynarken görmüyor mu? Carter 13 şutta isabet bulamamış çok mu? Eline 13 top geçtiğine şükretsin adam bari..

Raptors cephesinde son günlerde çıkış yapan ve beğendiğim bir isim var Graham. Triano ile beraber çıkışa geçen ve her maç benchten ekstra katkılara imza atan Graham maç içinde kritik işlere imza atıyor. Bunun dışında benchten üç oyuncunun çift haneli rakamlara ulaşması da etkileyici. Raptors'ta Kapono dışında ilk beş vasat bir gece geçirirken benchin oyuna müdahale etmesi maçı kazanmalarını sağlamış.

1 Kasım 2008 Cumartesi

Nba - Gecenin Maçları

Haftasonu şu Nba olayı cidden çok zevkli bir hal alıyor. Bir kere sabah okula gitme derdi yok sorunsuz şekilde izliyorsun maçları. Hoş ben yine geceyi tamamlayamadım ama her maça biraz biraz bakmaya çalıştım.

Öncelikle ilk olarak Sixers-Knicks maçını izlemeye başladım ki tamamına yakınını izledim. Öncelikle maç hakkında şunu söylemek istiyorum ki dışardan hücum etmekte Nba'in en kötü takımlarından biri olan Sixers'a karşı içerden bu kadar çok açık verme öküzlüğünü ancak Knicks yapabilirdi herhalde. Elton Brand'i hatta Dalembert'i göklere çıkardılaar. Bir de maçın başından beri ısrarla Brand'ı Zach ile savunma girişimleri var ki aman aman..

Tamam Knicks bu maçta çok çok çok kötü bir yüzdeyle şut atmış ve çemberi dövmekten beter etmiş olabilir ama savunmada bir direnç bekliyor insan. D'Antoni'nin takımıdır hızlı basketbol olacak elbet ama savunma olmadan birşeyleri başarmak imkansız artık.. Guard savunması da akıllara zarar. Sixers guardları istediği gibi maçı yönetti..

Öncelikle Miller fazla gözükmesede ilk çeyrek kritik işler yaptı. Sonrasında ise maçta ibrenin Sixers lehine dönmesini sağlayan Lois Williams ile Willie Green'in resitali başladı parkede. Knicks elbet bunlarada seyirci kaldı. Bu ikili benchten gelerek takıma önemli bir ivme kattı ve farkın açılmasında etkili oldular. Sixers maçı kazanmayı garantilediği üçüncü çeyrekte yine Miller'a başvurdu ve Miller'ın çeyreği domine eden oyunu ile maçın nihayeti belli oldu.

Sixers'ta saydığım isimler dışında Iguodala ve Dalemberti'de beğendim. Brand'in gelişi ile Dre'nin kullandığı toplar biraz sekteye uğramış olabili ama yine elinden gelenin en iyisini sahaya vermeye çalışıyor. Knicks'de ise beğendiğim tek isim pota altında en azından mücadele veren David Lee oldu.

Maçta Sixers adına tek olumsuz not seyirciydi. Bu takımın seyircisiyle arasında birşey var sanacak gören de ama nedense salon dolmuyor. Dolsa da ruh yok.. Hadi Raptors maçında şehrin bir diğer takımının şampiyonluk günüydü gelinmedi maça ama bu maça nedne gelinmiyor. Geçen seneki play-off'larda da hiç iyi bir renk katmamışlardı seyirci olarak.


Boston-Chicago maçına göz atma fırsatı buldum ama sürekli Sixers maçına bakma isteği ve o sıralarda nettende oldukça heyecanlı maçlar takip etmem dolayısı ile sağlıklı veriler elde edemedim. Ama şunu söylemeliyim ki bu takımın savunması bir harika.
Boston'da her ne kadar savunma bir hayli üst seviyede cereyan ettiyse de Bulls'un hücumu da bir hayli düşük seviyedeydi. Tamam rakip iyi savunma yapıyor olabilir ama boş şutlar bile girmemeye başladı Bulls'ta. Gecenin tek istisnai durumu çaylak Rose'du..

Sixers maçının sonucu artık belli olmuşken Kanada'ya uzandım ve müthiş bir heyecan fırtınasına tanık oldum. Son 2 dakikasını takip edebildim Toronto-Warriors maçının lakin buna rağmen Sixers maçında alamadığım o hazzı aldım. Seyirciyi hissettim eminim ki parkedeki oyuncularda hissetmişlerdir. Bosh takımını ipten aldı ve zafere taşıdı. Bu sene yine durdurulması çok zor olacak hele ki yanında Jermaine varken.

Az kalsın unutuyordum Memphis'i.. Yahu bu takım nasıl geri döndü öyle ve nasıl kazandı şu maçı. Orlando'da ne var bilemiyorum sezona çok kötü başladılar. Önce Atlanta şimdide Memphis.. Halbuki uzun süre önde götürdüler maçı ancak Gay ve Mayo'nun performansları maçı dengelemiş son topa kadar getirmiş. Hidayet dün gece gerçekten iyi bir maç çıkarttı ve bu sezonda boş durmayacağını gösterdi. Ancak o son topu kenardan çıkaramamasına anlam veremedim. Suç onda değil elbet ama Magic'de son topu kullanmak adına topu almak için hareketlenen yok. Neden Hedo çıkartıyorsa kenardan.. Eh top Memphis'e geçti maçın kahramanı Gay'de güzel bir buzzer ile galibiyeti söktü..


Bir de Miami'den bahsedeyim. Bir türlü maçı izleyebileceğim link bulamadım bulduklarım da nedense hep başka maç çıktı.. Neyse izleyemedim ama galip gelmemiz güzel olmuş evimizdeki sezon açılışında.
Center olmadan oynuyoruz ama Haslem'de layıkıyla başarıyor pivot işini. İki maçtır takımın en iyi istatistiklerini yapıyor kendince bana göre.. Wade'de değinmek lazım ki artık döndü Wade bunu dün akşam gördük. Nasıl bir maç çıkarmış Wade öyle kardeşim..
27 dakikada 20 sayı 8 asist 4 ribaunt 4 top çalma 4 blok.. Vay be..
Beasley'de ilk beş çıkmasına rağmen fazla süre alamadı ama maç koptuktan sonra uzun süre sahada kaldı ve iyi istatistikler çıkarttı. Bir sözümde Marion'a.. Ne olur böyle devam et be..

3 Ekim 2008 Cuma

NBA Preview - Philadelphia 76ers


NBA Preview bölümümüze Philadelphia ile başlıyorum.

Gelenler:

Marreese Speights -F- (Draft),

Andre Iguodala –G- (Sözleşme yeniledi),

Louis Williams –G- (Sözleşme yeniledi),

Elton Brand –F- (Los Angeles Clippers),

Royal Ivey –G- (Milwaukee Bucks),

Kareem Rush –G- (Indiana Pacers),

Theo Ratliff –P- (Detroit Pistons),

Donyell Marshall –F- (Oklahoma City Thunders),

Maurice Cheeks -Antrenör- (Sözleşme yeniledi)

Gidenler:

Rodney Carney –G- (Takas Minnesota),

Calvin Booth –P- (Takas Minnesota),

Louis Amundson –F- (Phoenix Suns),




Sixers son beş sezon baz alındığında orta hallice bir takım görünümünde. 35-45 arası galibiyet alan konferansının durumuna göre zaman zaman play-off görebilen bir ekipti. Allen Iverson'un takımdaki son zamanlarında takım iyice kötüydü ve değişikliğin gerekliliği kendini gösteriyordu Iguodalan'ın da sivrilmeye başlaması ile.

Iverson takasının ardından yine çizgisini koruyan Sixers geçen sene ile birlite atılım yapmaya başladı Doğu Koneferansı'nda. Belli başlı sorunlar olsa da iyi bir çizgide seyretti Sixers. Miller takım için oldukça önemli bir isim ama kısadan ziyade uzun rotasyonunda sorunlar göze çarpmaktaydı. Çaylak Young'un oldukça iyi bir sezon geçirmesi ile bu bölgedeki açığını az da olsa kapatan Sixers, Louis Williams'ın da kademe atlayan basketbolu sayesinde iyice rahatladılar.
Play-off'lar da beklenmedik bir şekilde Detroit önünde 2 galibiyet alan Sixers ileriye biraz olsun umutla bakılmasını sağlıyordu ancak eksikleri de büyüktü.

Öncelikle uzun forvet pozisyonunu Evans ile tamamladılar geçen sene. Evans burada yeterli olabilecek biri değil. Sixers'ta zaten en çok uzun forvetten sıkıntı çekti. Dalembert savunma meziyetleri ile pota altındaki gediği kapatmaya uğraşsa da uzun forvet başa belaydı Sixers için. Bunun dışında bir dış şut problemi vardı ki takımda sormayın. Nba'in geçen sezon en az üçlük kullanan takımı ve isabet yüzdesinde en gerideki takım Sixers. Hal böyle olunca off-season hamleleri de bu doğrultu da gerçekleşti.

Belkide bu yazın en büyük hamlelerinden biri olarak görülebilecek Elton Brand ile başlayalım. Elton Brand'in gelişi ile Sixers pf pozisyonundaki açığını belkide en iyi şekilde kapatmış oldu. Elton Brand geçirdiği sakatlığa rağmen bu pozisyonda şu devirde bulunabilecek sayılı isimlerden. Evans ile geçtiğimiz sezonu tamamlayan Sixers için hazinedir Elton Brand. Bi kere pota altındaki hücum sorununa çözüm getirecek. Kendi pozisyonunu yaratabilen, dış şutu da olabilen bir tehdit Brand. Dalembert ile birlikte Doğu'da iyi bir ikili oluşturacaklardır. Bunun dışında ego sorunu da yok Brand'in. Yani takıma uyumu çabuk olacaktır ve iyi derece de katkı verecektir. Onun gelişi ile geçen sezon burada da oynayan Young 3 numaraya ve Iguodala'da 2 numaraya kayar ise Sixers'ın buradaki açığı da kapanmış olacak. Drafttan alınan ve sezon içinde oldukça yararlı olabilecek bir uznu da var Sixers'ın. Bir de Ratliff'i kadrosuna kattı Sixers. Yani o da güvenilebilecek bir isim değil ama uzun rotasyonun da benchte bulunması iyidir.

Bir de dış şut sorunu var ki geçen sezon Korver'ın ayrılması ile bu bölgede menzili olan siim neredeyse kalmadı Sixers'ta. Miller'ın Young'un ve Williams'ın menzili neredeyse yok. Tek çare bu bölgede Iguodala'nın eline bakmaktı. Hoş Sixers'ta geçen sezon neredeyse her top ona bakıyordu ya neyse. Şimdi uzun forvet konusunu oldukça iyi bir hamle ile kapattıktan sonra sıra şutör bulmaya gelmişti. Pacers'tan Kareem Rush geldi. Şutör açığı da şiyi bir hamle ile kapatılmış oldu. Üstüne bir de Oklahoma'dan veteran Marshall alındı ki o da görev aldığı sürede tehdit oluşturacaktır.

Bunun dışında Sixers iki önemli ismin kontratını da yeniledi. Louis Williams ile beş yıllık bir anlaşmaya imza atan Sixers bunun dışında yıldız ismi Iguodala ile de 6 yıl 80 milyonluk bir kontrata imza attılar. Williams hamlesi gerçekten iyi, gelişmeye açık bir oyuncu. Iguodala ise geçtiğimiz yaz 57 milyonluk kontrata hayır demişti bu yaz 80 aldı.

Sixers'ın bu sezon kontrat sorunu olan tek ismi Andre Miller. Miller'ın yaklaşık 10 milyonluk kontratı sene sonunda bitecek. Bu yüzden de Miller'ın bu sezon oldukça verimli oynamasını bekliyorum. Kontrat kapabilmek için sık sık iyi geceler çıkarttığını görebileceğiz. Bu da hem kendine hem de Sixers'a yarayacak. Miller'ın önemi çok büyük bu takımda. Hızlı hücumlarda ayağı çabuk olan ve pas trafiğini layıkiyle ayarlayabilen bir guard. Bu sezonda onun elinde takım.

Sixes yazın yaptığı bu hamleler ile birlikte Doğu'da önemli bir yol kat etti. Tahminim 50 galibiyete ulaşacaktır Sixers ve iyi bir sıradan play-off görecektir.

30 Eylül 2008 Salı

Sixers Media Day

Sixers ekibi dün 'media day' organizasyonunu gerçekleştirdi.
Geçen yıl eksik parçaları olmasına rağmen iyi bir noktaya çıkmışlardı.
Bakalım bu sene Brand takviyesi ile neler yapabileckeler.
Galeri için buraya bakabilirsiniz.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Marshall Sixers'ta


Sixers, Oklahoma City'nin kontratını satın alarak serbest bıraktığı Donyell Marshall ile anlaşmış. 1 yıllık minumum bir kontrat ile Donyell bir yıl Sixers forması altında mücadele edecek..

Sixers için oldukça iyi bir hamle. Brand gibi bir ismi takıma kattıktan sonra geçen yılki ilk turun üzerine elbette daha fazlasını koymak istiyorlar. Bench derinliği de oldukça önemli, benchinize takımın en büyük sorunu olan dış şut bakımından gayet faydalı olabilecek Donyell Marshall'ı kattıysanız bence bu oldukça iyi bir hamledir.

1 Ağustos 2008 Cuma

Louis Williams


Louis Williams geçtiğimiz yıl Sixers'ta gösterdiği performans ile çıkış yakalamıştı. Nba'de üç sezonu geride bırakan genç guard'ın en verimli sezonuydu geçtiğimiz yıl. Play-off'larda da Pistons karşısında zaman zaman etkili olmuştu Williams. Oyununa en büyük katkıyı 2007-08 sezonunda yaptı ve gelişmeye halen daha açık bir oyuncu.

Williams'ın bir anda yükselen rakamları onu göz önüne getirdi. Sınırlı free-agent olan Williams'a Cleveland geçtiğimiz günlerde kontrat önermişti ancak Sixers yönetimi Williams'ın kontratını karşılayacağı söyleniyor. Yerel basına göre Sixers şimdiden Louis'e 5 yıllık kontrat önermiş ve anlaşılmış.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...