Bucks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bucks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2010 Pazar

Nba'de Bugün - 04.12.2010


Bir gece önce Detroit karşısında sekiz kişilik rotasyonla çıkmak zorunda kalan Orlando Magic b2b maçında fazlasıyla yorgun bir şekilde Milwaukee karşısındaydı. Howard-Nelson-Reddick-Pietrus gibi takımın önemli isimlerinin mide rahatsızlığından dolayı oynayamadığı karşılaşmada yine sahne almaya çalışan isim Carter oldu. Milwaukee'nin dengesiz hücumlarına karşı Carter ile direnen Orlando'da iki maçtır bu eksiklerin ışığında sivrilmesini beklediğim Lewis bu maçta da kendini bulamadı. Hani ben artık umudu kestim Lewis'ten. Takım şu haldeyken bile çıkıp iyi oyun sergilemiyorsa bir sorun var bunda. Detroit karşısında benchten gelen Bass etkili olmuştu ancak dün o da maçın belirli bölümünde katkı sağlayabildi.

Zaten şu üstteki resim maçın portresini tamamen ortaya koyuyor. Bogut'un boyalı alandaki müthiş oyunlarına şahit olduk. Howard'ın yokluğunu da fırsat bilip Gortat'a karşı muazzam oynadı. Maçın son çeyreğinde geri dönüş için her şeyi deneyen Orlando uzunca bir süre Bogut'a taktik faul de yaptı ki Bogut maçta 16 serbest atış kullandı. Bogut'un bu performansına rağmen Bucks hücumları o kadar çıldırtıyor ki insanı. Hani tarafsız bir gözle izlememe rağmen acıdım Bucks taraftarlarına. Jennings-Salmons ve Cdr üçlüsüne top geçmesin. Bir daha o topu anca ribaunt mücadelesi verirken potada görüyorsunuz. Bu kadar mı şuta meyilli bencil oynanılır basketbol. Ersan'a acıyorum şu takımda. Benchten gelse de ilk beş çıksa da takıma çok önemli katkı sağlıyor ama hücumda bir silah olarak değerlendirilmiyor. Bucks hücum sisteminin çözümü tez konusu olur o derece.

Kolejdeki müthiş skorer kimliğini Nba'a yansıtamayan Meeks geçtiğimiz hafta Miami karşısında sergilediği performansla dikkat çekmişti. Dün de Bobcats karşısında takımı adına ilk çeyrek yıldızlaşan isim oldu. 6 üçlük gönderen Meeks ilk çeyrek 20 sayıya imza atıyor ve Sixers tarihine geçiyordu. Meeks sayesinde daha ilk çeyrekten belli bir farkı yakalayan Sixers maç boyunca üstünlüğü kaptırmıyor ve önemli bir galibiyete ulaşıyordu.


Carlos Boozer'ın gelişi Bulls'a pek yaramadı. Önce Orlando sonra da Boston karşısında laınan yenilgiler takımın Boozer eklemesine olumlu tepki vermediğini gösteriyordu. Dün tam da dişlerine göre formsuz bir rakip buldular. İlk devreden biz bu maçı alıyoruz sinyalini de çakmalarına rağmen üçüncü çeyrek Martin'in etkili oyunu ile Rockets geri dönüyordu. Son çeyrek ortada geçerken geriden gelen ve rüzgarı arkasına alan Rockets gerek pota altında Scola gerek dışardan Miller ve Lowry ile skor üreterek Bulls'u iyiden iyiye zorluyordu. Son anlara da üç sayılık avantajla girdiler ve Bulls kötü bir son hücumu harcadı dediğimiz anda Rose'un mucizevi üçlüğü maçı uzatmaya taşıdı ve uzatmanın galibi Bulls oldu. Boozer skorda yine önemli katkılar yapmaya başladı ki daha bu üçüncü maçı. Ancak Boozer'ın gelişi ortalama 15 dakika süre alan Ömer'in sürelerini iyiden iyiye kıstı. Dün 5 dakika oyunda kalan Ömer 2 sayı 1 ribaunt 1 asist ile oynadı.

Sacramento uzun süredir çok kötü oynuyordu. Dün gece Dallas'a karşı kaybettiler ama iyi oynayarak kaybettiler. Belki yenilgi serileri bir maç daha uzadı ancak iyi bir basketbol izlettiler dün gece. Maç sonu oynama eksikliği ile Dallas rakibin bu dezavantajını kullandı. Nowitzki her zamanki gibi takımını sırtlarken Terry'de çok iyi ekstra katkılar verdi ve maçın kazananı Dallas oldu. Dallas'ın da üst üste 9.galibiyetini aldığını vurgulayalım.

Son olarak en önemli hücum gücü olan Beasley'in yokluğunda Cleveland'ı daha ilk çeyrekte mağlup etmek Wolves'in iyi bir takım olduğunu göstermez ama Cavs'ın takım olamadığını gösterir. LeBron gittikten sonra toplama oyuncular kaldı takımda ve tüm çabaları boşuna gidiyor. Dün Kevin Love sadece 31 dakika sahada kaldı ve 29 sayı 18 ribaunt ile boyalı bölgeyi domine eden isim oldu Wolves cephesinde.

23 Ekim 2010 Cumartesi

Nba Gündemi


  • Miami'nin şampiyonluk hamlesi olarak görüyordum Mike Miller'ı ancak geçtiğimiz hafta antrenmanda parmağından sakatlanış ve 2 ay basketbol oynayamayacakmış. Zaten dar bir rotasyona sahip olan ve Miller gibi bir oyuncuyu da bu kadroda kaybeden Heat için sezona giriş sıkıntılı olabilir. Miller'ın tarih olarak ocak başı gibi takıma geri döneceği söyleniyor.
  • Türkiye'de uzun sıkıntısı çeken ve Oberto'ya teklif dahi götüren Efes Pilsen'e kötü haber geldi. Fabrico Oberto uzun bir süredir boştaydı ve Avrupa'ya dönme planları yapıyordu. Ancak haberlere yansıyanlar Portland ile şu an prensipte anlaştığı yönünde. Umarım sakatlık laneti üzerinde olan Blazers'ta bu lanet ona da uğramaz.
  • 2007'de Portland tarafından seçilen ve bir türlü sakatlıkların peşini bırakmadığı Greg Oden'ın geleceği belirsizliğini koruyor. Portland'ın şu an için Oden ile kontrat uzatmayı düşünmediği öğrenildi. Oden'ın üç senedir hiç tam sezon Portland forması giyememesinin de nedeni büyük bu konuda. Onun bu seneki performansına göre Portland'ın yazın karar vereceği konuşuluyor.
  • LeBron James'i kaybeden Cavs'ta Hickson'un gelişimi ve performansıyla önemli bir isim olacağı öngörülüyordu. Ancak yeni koç Byron Scott basına zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Hickson'u hazırlık karşılaşmalarında ilk beşte yer vermek istedikleri için denediklerini belirten Scott buna rağmen oyuncusunun hücum bilgisinin sıfır olduğunu ve konsantrasyonunu bir türlü toparlayamadığını belirtti. Hickson'un bu açıklamalardan sonra moralinin nasıl olacağı ve sezona nasıl başlayacağı ise merak konusu.
  • Ve müzmin sakat olarak son 3 sezonda akıllarda yer eden Michael Redd'in dönüş hazırlığında olduğunu belirtmekte fayda var. Şubat ayında dönecek olmasına rağmen Redd'i basketbol ateşi sarmış durumda ve hangi pozisyonda olursa olsun dönüp takıma katkı sağlamak istediğinden bahsetmiş. Redd'in zamanında kalbur üstü oyuncular sınıfında sayıldığını hepimiz biliyoruz ancak o dönemleri kapatalı uzun zaman oldu. Jennings ve Redd aynı takımda nasıl olacak merak etmiyor da değilim aslında.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Bucks Vites Büyüttü


Kısıtlı bir kadroyla geçtiğimiz yaz play-off yapmıştı Milwaukee Bucks ve ciddi ciddi Hawks'ı eleme noktasına dahi gelmişlerdi. İyi bir çekirdek kadrosu var yani bu ekibin. Peki rakipleri bu yaz güçlenirken onlar ne yaptı? Bence gerekli isimlere kontrat verdiler ama bunda biraz fazla cömert davrandılar. Yani bu sene yapılan kontratlar ilerde baş ağrısı olarak dönebilir bu takıma.

Off-season'a hızlı bir giriş yapan Bucks Gm'si Hammond yazın ilk takasına Golden State ile imza atıyordu. Dan Gadzuric ve Charlie Bell Warriors yolunu tutarken Warriors'un başarılı forvet oyuncusu Maggette Bucks oyuncusu oluyordu. Böylece Bucks forvet mevkiine tecrübeli bir ismi getiriyordu. Yani play-off için iyi bir yatırımdı. Maggette'in eksik yönleri de var mı? Eee evet.. Ve bu yönleri Bucks hücumunu belli dönemlerde sıkıntıyada sokabilir. Maggette çok iyi bir hücum silahı olarak değerlendirilebilir ve fiziği ile önemli işler de yapacaktır ancak set hücumlarında bencil yönü ağır basıyor bu arkadaşımızın. Bucks adına sorun teşkil edebilir bu. Ve tabi bir savunma koçu olan Skiles ile ne kadar anlaşır orası da soru işareti.

Savunma ve Skiles demişken Gooden'dan da bahsetmeden olmaz. Sürpriz bir şekilde Gooden'a 5 yıllık bir kontrat yapan Bucks, Gooden'a kariyerinin fırsatını sundu. Bucks'a açıkçası Gooden'ın önemli bir artı getireceğini düşünmüyorum. Yine tecrübe açısından iyi bir yatırım gibi gözükebilir Gooden play-off'u hedef haline almış bir takım için ancak ne diyorduk, savunma ve Skiles. İşte işin bu yönünde Maggette gibi sorun yaratan bir oyuncu olabilir Gooden.

Bucks'ın belki de bu yazın en steal hareketi neredeyse bedavaya getirdiği Chris Douglas Roberts olur. CDR aslında ligi önemli bir potansiyel ile girdi ancak Nets'te oynaması onun dikkat çekmesini önledi. Potaya gidebilen, dış şutu kısmen iyi ve gelişime açık. Ancak Bucks'ın onu verimli kullanıp kullanamayacağı asıl mesele. CDR Nets'te oynarken rotasyonda geride kalmasından dolayı koçuyla bazı problemler yaşamıştı ki Bucks forması altında da Maggette Delfino ve Michael Redd'in önüne geçmesi zor gibi gözüküyor.

Pg - B.Jennings / E.Boykins / K.Dooling
Sg - J.Salmons / M.Redd / CDR
Sf - C.Maggette / Delfino
Pf - D.Gooden / E.İlyasova / Mbah a Moute
C - A.Bogut / Brockman

Şimdi Maggette ve Gooden eklemeleri bu takıma sınıf atlatır mı bilinmez ama buna Bogut'un da dönüşü eklenince Bucks Doğu'nun tehlikeli ekiplerinden olacaktır şu kadrosuyla. Geçtiğimiz yaz Hawks'a karşı Bogut'suz mücadele eden ve pes etmeyen görüntüsüyle herkesin takdirini kazanan Bucks adına işler şu an yolunda gözüküyor. Evet şu an yolunda artık yeniden yapılanma faslını geçen ve play-off takımı statüsüne yükselen Bucks'ın Gooden'a verilen ve Maggette'nin alınan kontratı ile gelecek sezonlar için yapabileceği tek şey Jennings'in üst seviye bir basketbolcu olmasını beklemek. Golden State'e karşı 55 atması benim için açıkçası bir şey ifade etmiyordu ama play-off'larda bence kendini farkettirdi. Artık gelişimini bekleyecek Bucks organizasyonu.

Ersan açısından durumlara bakacak olursak şu ana kadar pre-season'da gördük ki Ersan benchten gelerek bu takımda önemli süreler alacak. Zaten geçen sene kendini kabul ettiren ve önemli katkılar veren Ersan sadece Bucks için değil ligin genelinde de 6.adam için adı sayılabilecek bir oyuncu olabilir bu sene.

Söylediğimiz gibi Bucks artık yapılanma işinden geçti ve şimdi ellerindeki kadroyu daha üst seviyeye nasıl taşıyabililer onu düşünmeleri gerek. Play-off'ta kalıcı olmaları önemli ki yazın yapılan hamlelerde bunu sağlamak için yapıldı. Bu sezon merakla Jennings'in performansını da merak ediyorum. Çaylak yılından sonra bakalım atılım yapıp Bucks'u ilerilere taşıyabilecek mi?

29 Eylül 2010 Çarşamba

2 Temmuz 2010 Cuma

Gündemden Kısa Kısa


Nba'de Free-Agent pazarı açıldı piyasada da hareketlilik başladı. Ancak bir çok takım 2010 yazına cap'lerini boşaltarak girmelerine rağmen saçma sapan bir şekilde paralarını savurarak ilginç hamleler yaptılar. Bir çok isme gereğinden fazla para verilirken pazarın asıl isimlerinin gideceği takımlar ise henüz netleşmedi.

* Öncelikle sınırlı free-agent olan Rudy Gay'e Memphis yönetimi 5 yıl için yaklaşık 82 milyon dolar veriyor. Gay maksimum kontratı hak edecek biri mi muamma ama Mepmhis organizasyonunda ise bu parayı alması çok büyük şaşkınlık yaratmamalı. Şu devirde kimsenin bu adama çıkıp bu maksimum kontratı vereceğini sanmıyordum. Memphis yönetimi oyuncuya yapılan kontratı karşılasa daha karlı çıkardı. Hayırlı olsun diyelim Gay'e..

* Darko Milicic. Minnesota ile 4 yıl 20 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza atmış. Bu da büyük ihtimalle Al Jefferson takasına ön ayak olacak bir hamledir Minnesota adına. İleride daha hareketli günler olabilir pota altı rotasyonunda kurtlarda.

* Bucks ise guard rotasyonunda oyuncusu Salmons ile prensip olarak anlaşmaya vardı. Henüz resmi açıklama gelmese de kaynakların verdiği bilgilere göre 4 yıl 40 milyon dolar civarı bir para ile anlaşılmış durumda Salmons ile. Bucks ise en sürpriz hamlesini Drew Gooden'e kontrat vererek yaptı. 29 yaşında ve veteranlığa yüz tutmuş Gooden'a 5 yıl 32 milyon dolar vermek biraz fazla müsrifliğe kaçmış durumda. İlginç bir hamle Bucks adına.

* Chris Bosh'un büyük ihtimalle seneye olmayacak olması Toronto'da elleri ayakları birbirine dolandırmış gibi. Amir Johnson'a 5 yıllık 34 milyon dolar bir anlaşma sağlamışlar. Geçen sezon 6 sayı 5 ribaunt ortalamaları ile mücadele eden biri için fazlasıyla iyimser bir kontrat olmuş.

* Cleveland Cavaliers'ta Byron Scott resmi olarak açıklandı. Takımın yeni koçu Scott olacak. Belki bir sene daha boş gezse Lakers'ın koltuğuna oturabilirdi. Bakalım LeBron takımda olursa şampiyonluk için iddialı bir ekip olabilirler ama LeBron olmazsa eldekilerden ne yapacak merak konusu.

24 Kasım 2009 Salı

Ersan Isınmaya Başladı


Nba'de Hidayet ve Mehmet'in ardından bir diğer Türk temsilcimiz Ersan'da bizi gururlandırmaya devam ediyor. Jeninngs'in şu sıralar el üstünde tutulduğu Bucks'ta dikkat çeken bir isim daha var. Ersan İlyasova..

Dün gece Spurs karşısında Ersan bu sezonki en iyi oyunlarından birini oynadı. Takımının en skoreri olan Ersan 20 sayı 4 ribaunt 4 top çalma ile başarılı bir performans sergiledi ancak buna rağmen takımını galibiyete taşıyamadı. Sezon başında alacağı süreler tartışılan, takımda kaçıncı oyuncu olarak görev yapacağı konuşulan Ersan son 4 maçtır ilk beşe yerleşti ve böyle devam etmesi halinde yerini de kolay kolay kaptırmayacak. Uzun forvetlere karşı Nba'de mücadele etmek zor iş ama Ersan dün gece Duncan ve Jefferson'a karşı bu mücadeleyi verdiyse sezonun geri kalanında da bu performansını sürdürür. Kim bilir belki bu performansı ile All-Star hafta sonunda Sophmore formasıyla onu izleriz.

Brandon Jennings #2


Nba'de Brandon Jennings fırtınası esiyor. Golden State'e karşı attığı 55 sayıdan sonra tüm gözler onun üstündeydi ve kısa Nba Live görüntülerinden de olsa Jeninngs'in yaptıklarını izlemek oldukça heyecan vericiydi. Amerika'da buna kayıtsız kalamamış ve Espn cuma gecesi yayın akışında değişikliğe gitmiş. Suns-Wolves maçı yerine Thunder-Bucks maçını programa dahil etmişler. Jennings-Durant kapışmasını tüm Amerika canlı olarak izleyebilecek. Bunun yanı sıra Nba Store'da Jeninngs formalarında seri üretime geçmiş. Bu çocuk yeni lakabını sonuna kadar hak ediyor. ''Young Money''

15 Kasım 2009 Pazar

Brandon Jennings


Az önce tamamlanan maçta Bucks Warriors'u evinde 129-125 yenmeyi başarırken çaylak Jennings'in harika performansı maça damgayı vurdu. Çaylak oyuncu 55 sayı üreterek adete tek başına galibiyeti kazandırdı. 50 sayı barajını da ilk geçen oyuncu oldu bu sezon.

Jennings henüz daha Nba'deki ilk maçında dikkatleri üzerine çekmişti. Sixers karşısında 17 sayı 9 ribaunt 9 asist ile oynayarak bu sezon gümbür gümbür geldiğini belli etmişti. Daha sonrada bize oldukça iyi performanslar izletti. Detroit, Chicago ve Denver'a karşı takımın skor yükünü çekti ve bu karşılaşmalardan 2'sini Bucks kazandı. Bu gece ise Jennings adeta üçlük show yaparak maçı kazandırdı. Ancak ortada bir sorun var... Bu adam daha ilk senesinde bu şekilde şuta dayalı oynuyorsa ilerleyen zamanlarda ne yapacak. Diğer alanlarda da gelişmesi şart yoksa savunma nedir bilmeyen Warriors'a 50 atmak göz boyamamalı. Kullandığı 34 şutta göze fazlasıyla çarpıyor. Şimdilik hoş görülebilir ama Bucks ilerde kaybetmeye başladığında Jennings sorun olmaya başlayabilir.

16 Kasım 2008 Pazar

Mil vs Bos // Lac vs Gs

Nba'de dün gece iki maç izledik sağolsun NbaTv oldukça iyi bir saatte Clippers-Warriors maçını da yayınladı. Maç yorumlarına geçmeden İnenler-Çıkanlar yine yarına kaldı..

Celtics 102-97 Bucks OT


Redd-Villanueva gibi hücum yönünde iki silahı olmamasına karşın ve dün gece 2 uzatmalı bir maçın ardından Boston gibi elit bir takımın karşısına çıkıp bu şekilde direnen Bucks'un nefesi uzatma periyoduna yetmedi.

Redd-Villanueva'nın olmayışı hücumda ilk alternatif olarak Jefferson'a gitmelerine neden oldu ancak o ilk çeyrek vasat bir görüntü çizip boş şutları kaçırınca Bucks'un elinde fazla silah kalmadı. Ridnour'un ilk çeyrek skor açısından sürpriz katkı vermesi Bucks'un belinin erken bükülmesini önledi. Sessions'un da oldukça istekli olması ve iyi bir gece geçirmesi guard yönünden Bucks'u avantajlı hale getirdi.

Skiles'ta maçın geniş bir bölümünde Ridnour ve Sessions'u bir arada oynatarak verim almaya çalıştı. Zaman zaman Ridnour topu getirdi ve Sessions deliciliği ile penetre edip Boston savunmasını zorladı. Özellikle 4. çeyrek Sessions'un penetreleri ve aMoute'nin takipçiliği ile Bucks rakibini bir hayli zorladı.
Zaman zaman da Sessions topu getirerek kendini unutturan Ridnour'un skor üretmesine yardımcı oldu. Hücum da bir diğer alternatif ise Bogut oldu. Oyundan atılana kadar gayet verimli oldu. Pota altında rakiplerini zorladı ve iyi bir maç çıkarttı. Garnett'in zaman zaman pota altını karartmasına rağmen yılmadan Bucks, Celtics pota altını zorlamaya devam etti. Bogut'un oyundan atılmasının ardından özellikle aMoute'nin hücumdaki gayretleri görülmeye değerdi.
Son çeyrek Jefferson'da kendini toparladı. Özellikle taraftarında maçın iyice içine girdiği dönemlerde savunmadaki gayreti hücumdaki aktifliği ile alkış aldı. Uzatma bölümünde ise Bucks ve Celtics'de skor bulmakta sıkıntı çekti. Son 25 saniyeye Bucks 96-95 önde girse de maçı oradan Celtics'e verdi. Bu da tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor.

Celtics cephesine bakacak olursak Garnett iyi bir maç çıkaramadı. Yine kritik anlarda sahne aldı. Özellikle defansta gerektiği anda yaptığı sıkı savunma ile öne çıktı ama hücum alanında kötü bir yüzde ile oynadı. Ray Allen kırılma anlarında kritik şutlar kaçırmış -özellikle 3'lükler- ve hafiften Bucks'a çalışmış olsa da 27 sayıyla önemli bir katkı yaptı. Pierece yine son anlarda sahne aldı ve gemiyi kurtaran kaptan oldu.

Boston özellikle ilk çeyrek fazlaca to yaptı. Zaten şu an Nba'de en çok top kaybı yapan ikinci takım Denver'ın ardından. Hani top kayıpları bu kadar fazla olmasa özellikle ilk çeyrekte fark erken açılabilirdi.

Warriors 121-103 Clippers

Şimdi bu maçta Morrow'un bireysel performansından başka konuşulacak şey var mı bilemiyorum ama adam tek başına Clippers'ı duman etti. Hiç kaçırmayacak sandım izlerken adamı.
Öncelikle Clippers'ın sistemine bende bir anlam veremedim doğrusu. Baron'a da hak vermek lazım. Sonuçta tempoyu o belirliyor ancak nedendir bilemem Golden State gibi bir takıma karşı ısrarla hızlı oynadı Clippers. Baron ilk çeyrek hücum alanında ürettiği skor ve yarattığı basketlerle iyi bir devre geçirdi ama ikinci devre kaçırdığı şutlarla kredisini tüketti maç içinde.

Golden State'te Jackson yine olağanüstü bir maç oynadı. Üçlük yüzdesi o derece iyi olmayabilir ama maçta takımı adına tempoyu belirleyen ve tecrübesi ile yapılması gerekenleri ilk yapan isimdi. Maggette Clippers'a karşı oynadığı ilk maçında tutuk gözüktü bana. Zaten son dönnemde de biraz tutuk kendileri. Özellikle Thornton'dan yediği bir blok var ki aman allahım.. Çift el Monster Block vurdu Thornton.

Clippers'ta Mobley önemli bir skor katkısı verdi ilk yarı ama Godlen'ın temposuna ikinci yarı ayak uyduramayınca Clippers maçtan koptu. Kaman kötü başladığı maçı iyi bitirdi diyebilirim. Double-double yaptı yine. Double-double demişken Biedrins'i pas geçmek olmaz. Adam yine harika oynadı. Golden'ın tek başın ribaunt yükünü çekti.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Ramon Sessions


Geçtiğimiz yıl çaylak sezonunu geçiren Sessions Mart ayının son zamanlarına kadar süre alamamışken sezonun son on maçında toplam 113 asist yapmıştı.
Yukardaki istatistik bu sezon gözlerin ona çevrilmesine neden oldu elbet. Koç Skiles nedense takımdaki guard problemine rağmen ilk iki maçta dakika vermedi Sesions'a.
Önce Raptors sonrasında da dün gece Knicks karşısında ilk beş başladı ve gerçekten ilgi çekici istatistiklere imza atmaya başladı şimdiden.
Nov 1 vs Tor: 12 sayı 2 ribaunt 9 asist 1 top çalma %50 fgm
Nov 2 @ Nyk: 18 sayı 7 ribaunt 8 asist 3 top çalma %47 fgm

29 Ekim 2008 Çarşamba

Chicago Bulls 108-95 Milwaukee Bucks

Digiturk Nba Tv'yi bünyesine katınca benim için izlenecek maç sayısı da arttı sezon içinde. Nba Tv'nin açılış gecesinde verdiği maç diğer iki maça göre nispeten daha kötü bir seçim olan ancak yine de hikayeleri ile ilgi çekecek bir maçtı.
İlk gece dolayısıyla belli bir takım rekabetler öne sürülür. İşte Boston-Cavs örneğindeki gibi.. Bu maçı izlememizin sebeplerine bakacak olursak iki ana maddede toplarız;
* Yıldız bir guard seviyesine doğru çıkacağını göstermiş olan Rose'un ilk Nba maçı..
* Bucks Skiles'ın eski takımı Bulls'a karşı mücadele veriyor olması..

Şimdi gözlemlerime gelecek olursak Bulls bu sezon oldukça iyi bir takım kurmuş. İş yapabilecek bir seviyedeler. Genç olmaları onlara tecrübe eksikliği getirecektir ama bu takımın çekirdeği iki yıl önce Doğu'nun en iyi üçüncü tkaımıydı unutmamak gerek.
Maça Rose ile başladı Bulls ki radikal bir seçim. Çaylak bir oyuncunun eline yeni bir koç ile yola çıkan ve oldukça atletik enerjik genç isimlerden oluşan bir takım vermek zor iş ancak Rose bunun altından ilk maçta kalktı gibi. Yeri geldiğinde hatalar da yaptı ancak ilk maçında gayet olgun bir görüntü çizdi. Sefolosha ilk beş başladı ancak Hinrich ondan daha fazla süre aldı.. Ki Rose-Hinrich ikilisi guard rotasyonunda rakiplere sıkıntı yaşatacaklardır.
Bunun dışında Bulls'un benchi de sağlam bir bench. Yabana atılacak isimler yok. Nocioni, Gordon, Noah ve az önce dediğim gibi Nocioni.. Yani takım da gerçekten önemli isimler var. Aynı zamanda parke üzerinde Deng ve Thomas'ın uyumu da oturmuş. Thomas'ın özellikle 40 dakika oyunda kalıp göz doldurucu oynaması takım için umut verici. Yine Gooden'da pota altını önemli ölçüde rahatlatmakta. Kısacası Bulls'un elinde iyi bir yapı ve kumaş var..

Bucks'a bakacak olursak 30 sayı atmasına karşın Redd'i hiç ama hiç beğenmedim. Yani tamam gerektiği anda sahneye çıktı elinden geleni yaptı ancak Redd yazdan kalma alışkanlıklarına devam ediyormuş gibi geldi bana. Sürekli diplere kaçtı ve takım arkadaşlarından pas bekledi. Ee bu takım Amerika ulusal takımı değil ki be Redd.. Gidip sen bir şeyler yapacaksın, hücum alanında delici olmaya rakibi zorlamaya çalışacaksın..

Guard mevkiine bakacak olursak Bucks'un -ki bakılacak yanı kalmamış yok öyle bir mevki- Ridnour hiç iyi bir seçim değil. Bir ara Skiles Ridnour'un yaptığı yanlış tercih ve hatalardan öylesine bıktı ki oyundan alıp guardsız oynamayı bile denedi. Yani takımı hücuma çıkarken baltalayan savunm anlamında da hiç iyi sinyaller vermeyen Ridnour çok fazla sırıtmakta..

Mücadele iyiydi ama 3.5 aylık bir aranın ardından beni doyurmadı bu iki ekibin basketbolu. Yarın okul var gece kalkmam zor olabilir ancak Nba Tv önce Sixers-Toronto sonrasında ise Warriors-Hornets maçları ile oldukça iyi seçimler yapmış bu akşam için..

24 Eylül 2008 Çarşamba

Bucks / New Jersey


Yeni formalar sezon öncesi piyasaya çıkmaya devam ediyor. Milwaukee'nin alternatif forması da görücüye çıkmış. Gayet şık olmuş kırmızı forma. Bucks logosunda da kırmızı renk mevcut zaten. Bana sanki Jefferson'un gelişiyle olan birşey gibi geldi bilemiyorum sizde de öyle bir düşünce oluştu mu? Nets'in de alternatif forması kırmızıydı. Neyse yakışacağını düşünüyorum ben Bucks'a.. Hayırlı olsun..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...