Thunder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Thunder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2010 Salı

Bulls 99-90 Thunder (Bulls İyi Yolda)

Boozer'ın dönüşü ile beraber kadrosunda eksik bulunmayan Chicago Bulls evinde ağırladığı Thunder'ı rahat bir oyunla yenmeyi başardı. Boozer'ın ilk üç maçı takım açısından olumlu geçmemişti ki bir galibiyet almalarına rağmen bu gerçek vardı. Ancak dün gece oynanan basketbol en azından benim gözümde iyi seviyelere ulaşma yönünde ilerliyordu.

Chicago maçın ilk çeyreğinde iyi top çevirdi. Rose sayesinde akıcı hücumları vardı ve bireyselliğin ön planda olmadığı hücumlar izledik. İlk hücumlarda Rose ikili oyunlarıyla uzunları bularak Boozer ve Noah'ın skor üretmesine katkı sağladı. Uzunların hücumda her ne kadar sıkıntısı pek öne çıkmasa da savunmada ilk çeyrek Kristic'e 10 sayı attırdılar. Durant hücumda istediği oyunları oynayamasa da bire bir oyunları ve aldığı faullerle skora katkıda bulundu.

Yedek beşlerin sahne aldığı ikinci çeyrekte Bulls adına Korver sahneye çıktı. Hücumda fazlasıyla istekli olan ve sürekli şut arayan Korver üst üste bulduğu sayılarla farkı çift hanelere çıkartan isim oldu. Benchten getirdiği taze kan ile hücumda fazlasıyla rol aldı ve işini başarıyla yaptı. Oklahoma'da ona cevap veren isimse Westbrook oldu. Farkın açıldığı anlarda sahneye çıkan Russell oyunda kontrolü eline alarak farkı indirdi.

İkinci yarıyla beraber oyunda Rose ve Boozer'ın etkisi arttı. Biraz zorlama şutlara izma atsa da müthiş bitiriciliğinin de etkisiyle Boozer ikinci devrenin başında takımını sırtlayan isimdi. Maçın başında Kristic odaklı hücumlara imza atan Thunder yine aynı yönteme başvuruyordu. Üçüncü çeyrek sıkıntılı bir çeyrek oldu aslında. Bu çeyrekte en az 2 dakika basket atılmadan geçilen iki periyot yaşandı. Skor açısından kısır bir çeyrek gibi görünse de Bulls bu sıkıntıyı yaşamadan atlattı ve galibiyete daha da yaklaştı. Çeyrek sonunda Rose'un öldürücü turnikesive son saniye üçlüğü galibiyetin Bulls hanesine yazılacağını simgeliyordu adeta. Nitekim son çeyrek Oklahoma ufak kıpırdanmalar yaşasa da skoru kendi lehine çeviremedi ve kaybeden taraf oldu.

Boozer'ın gelişi öncelikle Ömer'in sürelerini biraz aşağı çekti. Ancak Ömer, Boozer'ın yokluğunda kendini göstermesinin meyvalarını topluyor. Savunması standart ölçülerde olduğundan savunma konusunda ün yapmış koçu ona güveniyor ve süre veriyor. İlk çeyrek oyunda olduğu dönemde fazlasıyla verimli işler yaptı Ömer. Belki istatistiki açıdan kağıda yansımıyor yaptıkları ama pota altındaki duruşu blok tehdidi ve ribaunt sezgisi ile Bulls adına önemli bir silaha dönüşüyor.

Zaten Noah-Gibson ve Ömer gibi bir pota altıyla ribaunt gücüne sahip olan Chicago, kafaya taktığında Nba'in en iyi ribauntçularından birine dönüşen Boozer'ın da akdroya katılımıyla ribauntlarda fark yaratmaya başladı bile. Kazandıkları son iki maçta ribauntüstünlüğünü kaptırmadılar. Boozer'ın gelişi ile Gibson'un bu konudaki istatistiğinde biraz düşüş yaşanacak gibi osla da dün Gibson-Noah-Boozer üçlüsü toplamda 30 ribaunt aldı. Bulls adına önemli olan noktalardan biri de bir numaralı silahları olan Rose2un kısmen kötü oynadığı ve skor katkısı veremediği maçı kazanmak olmalı. Rose'un kötü şut yüzdesi ile oynadığı ve hücumda bir opsiyon olamadığı maçta başta Boozer olmak üzere Deng ve Korver'ın katkıları fazlasıyla önem taşıyordu.

Oklahoma ise bir ileri bir geri reaksiyonlarla sezonu götürmekte. Geçtiğimiz sezon Lakers'ı henüz ilk turda fazlasıyla zorlamalarının ardından bu sene çok şey bekleniyor olabilir ama onlarda da belli bir potansiyel var. Bu dönem kötü gittikleri bir gerçek. Bu durum biraz Durant'in kıas süren sakatlığına da bağlanabilir ama Toronto'ya veya Houston'a kaybetmelerini açıklamaz bu. Dün de belki direk olarak kazanacakları bir maç değildi ama skorda geri düştükten sonra geri döneceklerini hissettiren en ufak hamleleri olmadı. Bulls'un hamlelerine cevap veremediler ve en kısa sürede toparlanmaları gerek.

16 Kasım 2010 Salı

Jazz 108-115 Thunder (Okc Rövanşı Aldı)

Ligin ilk haftasında Utah sezona kötü bir bşalangıç yapmış ve KuzeyBatı grubunda yer alan Thunder karşısında da mağlup olması bekleniyordu. Ancak Thunder deplasmanından farklı galibiyetle dönen Jazz için o maç dönüm noktası oluyor ve kötü gidişe dur diyorlardı. O maçtan iki hafta sonra işler biraz değişti. Eleştirilen takım Thunder olurken beş maçlık galibiyet serisi ile Kuzeybatı'da zirveye yerleşen takım ise Utah Jazz'dı. Bu sefer Utah'ta oynanan maçtan galip ayrılan Thunder oldu ve ilk maçın rövanşı alınmış oldu.

Skor açısından gerde başlamak dezavantaj mıdır yoksa geriden gelip yakalamak avantaj mıdır bilemeyeceğim ancak Deron Williams'ın maça çok hızlı girişi ve üst üste 3 üçlük ile skorda bir anda öne fırladı Jazz. Thunder bir anda skorda geri düşünce bocaladı ancak yıldızı Kevin Durant sessiz sedasız attığı basketlerle takımını oyun içinde tutmayı başardı. İkinci çeyrek sonuna doğru öne geçen Thunder ne skor üstünlüğünü ne de oyun üstünlüğünü o dakikadan sonra Utah'a kaptırmadı.

Al Jefferson ve Paul Millsap gibi bir pota altına Kristic&Green ikilisi ile çıkmak biraz komik kaçrdı ki ilk maçta bu gaflete düşen Scott Brooks Jefferson ve Millsap'a çok rahat bir maç çıkartması için tüm olanakları sunmuştu. Bu maçta ise Green'in yerine ilk beş olarak Ibaka çıktı. Belki de bu karar Green'in sakatlığından dolayı ama doğrusunun bu olması gerekirdi. Ibaka sertliği ve ribaunt sezgisi ile pota altında maç boyu iş yaptı. Green olsa süpürülecek olan Thunder pota altı Ibaka'nın varlığı ile yıkılmadı maç boyunca. Ibaka özellikle üçüncü çeyrek Westbrook'tan aldığı servisler ile skorda da önemli katkı sağladı takımına. 22 sayı 11 ribaunt 4 blok ile maçın gizli kahramanıydı.

Deron Williams karşısında ilk devre zorlanan ancak ikinci devre açılan ve ritmini bulan Westbrook kendini bulduğunda yine neler yapabileceğini gösterdi. Skordan çok öncelikli olarak asiste yönelse de sonraları bulduğu sayılarla da galibiyete katkı sağladı. Ibaka ile girdiği ikili oyunlar, topa baskısı ile başarılı bir gece geçirse de top kayıplarına biraz olsun dikkat etmesi gerekiyor. Westbrook'un yanı sıra Sefolosha'da her ne kadar kritik anlarda olmasa da maç içinde önemli katkılara imza attı. Aynı şekilde Okc benchinden Maynor olsun Harden olsun istatistiksel olarak öne çıkmamış olsalarda maç içinde anlık performansları ile rüzgarı Thunder yönüne çeviren isimlerdi.

Maçtan önce Nba'de Haftanın Oyuncusu olduğunu öğrenen Deron Williams biraz olsun gaza gelmiş olacak ki maça çok sıcak başladı. 3te 3 üçlük ile Utah'ı bir anda öne geçiren Deron henüz ilk çeyrek 16 sayıya ulaşmıştı bile. Oyunun kalan kısmında takımı oynatan Deron Williams yaptığı asistler ve gerektiğinde bulduğu sayılarla Utah'ı taşıyan isimdi. Ancak bu güzel performansını galibiyetle süsleyemedi. Deron'un kenarda olduğu anlar Utah için sıkıntılı geçen zamanlar olmuştur fakat bu maç Cj Miles'ın gerek Deron'u aratmayan şut yüzdesi gerek hücumda kolayca uzunları pota altında topla buluşturabilmesi ile Utah adına önemli katkıları vardı benchten gelerek.

Pota altında Thunder'a karşı üstün olmlarına rağmen Jazz kaybeden taraf oluyordu Bunda yukarda da bahsettiğim gibi Ibaka'nın payının yanı sıra Utah uzunlarının ellerindeki topun kıymetini bilememesi de maçın kaybedilmesindeki nedenlerden biri. Jefferson başta olmak üzere Millsap ve Fesenko ortalamanın altında bir yüzdede kaldılar. Maç boyu kısaların hazırladığı pozisyonlara zaman zaman uyanamayan uzunlar büyük ihtimal taraftarlarını çıldırtmıştır. Buna rağmen Millsap maç sonuna doğru bir üçlük gönderince aklıma Heat maçı geldi ve tırsmaya başladım ne izliyorum ben diye ama o çılgın performans bu gece olmayacaktı. Jefferson ribauntlrda çok pasif kaldı ancak Millsap'ın çok yönlü oyunu biraz olsun bu açığı kapattı.

Üst üste geri düştüğü maçları çeviren Jazz 13 sayıyla geride olduğu bu maçı da çevirme noktasına geldi ancak her zaman o kadar şanslı olunmuyor. Karşıdaki rakipte istekli olunca maçı çeviremediler. Ancak Jazz'ın önünde kritik bir üç hafta var. İyi değerlendirilmesi halinde sıralama açısından önemli bir yer sahibi olabilirler çünkü 16 maçın 13ü kendi salonlarında oynanacak. Bu fikstür avantajını değerlendirmeleri gerekiyor.

15 Kasım 2010 Pazartesi

Thunder 104-117 Spurs (Öp Ustanın Elini)


Thunder-Spurs karşılaşması ilginç bir karşılaşmaydı. Bir kere 2000'li yıllara damga vuran takımlardan biri olan ve yavaş yavaş yaşlanan Spurs ile gençler ile yola çıkan ve başarıya doğru adım adım giden bir Thunder. Bunun dışında guard kısmında Parker-Westbrook eşleşmeini de izlemesi vardı.

İlk çeyrek 45 dakika falan sürdü. Maç boyu kullanılan 68 serbest atışın yarısı ilk çeyrekte olmuştur. İki takımda faul çizgisinden oldukça yüzdeli oynadı zaten. İlk çeyrek sıkıntıda olan taraf Spurs'tu. Savunması ile ünlü Spurs ilk çeyrek 35 devrede de 66 sayıyı potasında görüyordu ve savunma büyük s.o.s veriyordu. Aslında size bakımından rakibine olan bariz bir üstünlüğü vardı Spurs'un. Green'in 4 numara oynaması ve Kristic'in silik performansıyl ribaunt konusunda büyük bir dezavantaj yakalıyordu Oklahoma. Maçın belirli bölümlerinde benchten gelerek bu açığı kapatan hatta savunmada da direnç sergileyerek takımını ateşleyen isim Ibaka oldu.

İlk devre Spurs'un kötü oyununa rağmen sadece 5 sayı farkla sonlanıyordu. Popovich oyuncularına neler söyledi bilmem ama ikinci devre Spurs adeta biz buraya kazanmaya geldik havasında oynuyordu. Blair'in basketleri ile başlayan Spurs serisi hücumdan ziyade savunmada nitelik kazandırıyordu. Üçünü çeyrek sadece 14 sayıya izin veren Spurs'un bu serisi son çeyreğin başını da dahil edersek 16 dakikada 17 sayıya denk geliyor. Periyot başına 30 yedikleri bir devreden sonra bu derece savunma yapmaları direk maça şalter indirdi aslında. Seyircileri de Oklahoma'yı oyunun içine sokamadı, havaya giremeyen Thunder'da saman alevi gibi parlamalar oldu zaman zaman ancak Spurs'e çok fazla yaklaşamadılar ve maçı 13 sayı farkla kaybettiler.

Thunder'ın şu maç kaybetme sebebi tamamen size bakımından Spurs'e karşı dezavantajla başlamasıydı. Duncan'ın karşısına Green'i vermek pek akıl karı bir iş değil. Hoş Thunder'a adam gibi bir uzun lazım yoksa uzun maratonda ve play-off kısmında bunun eksikliğini çok yaşarlar. Zaman zaman Ibaka çok iyi katkılar yaptı ve rakibin dengesini bozdu ancak onun da sergileyeceği performanslar şimdilik sınırlı. Aslında tam Thunder'ın kazanabileceği ortamda oluşmuştu. Maç öncesi Duncan 2/7, Ginobili 4/14 ve hatta benchten gelecek olan Hill 1/10 gibi yüzdelerle şut atsa Thunder bunu seve see kabul ederdi. Ancak bu ikilinin bu kadar kötü oynmasına karşın maç boyu pes etmeyen bir Parker ve muazza bir bench desteği olan Spurs ekibi vardı.

Bench deyince ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Matt Bonner sakatlıktan dönüş maçında 7/7 üçlük isabeti bularak maçı kazandıran isim oldu. Gerektiği anda yaptığı kritik skor katkısıyla dikkat çeken Bonner üst üste basketleri ile farkı da açan isimdi. Yine benchten gelen McDyess'ın olumlu performansı sürüyor. Spurs benchinin dışında Thunder benchide hiç fena değildi bu maç. Harden-Ibaka-Maynor benchten gelerek çift haneli skora ulaştı ve önemli katkılar verdi. Ancak Thunder'ın tek işlemeyen yönü olan Kristic'in performansı sırıtarak göze batıyor. Ribaunt konusunda gerektiği kadar çaba göstermiyor Kristic ve bu noktaya konsantre olması gerekirken kafası nerelerde bilmiyorum. Durant ve Westbrook ikilisi yine iyi performansları ile takımı galibiyete taşıyordu ancak Spurs'un savunmada kemer sıkması ile işler istedikleri gibi gitmedi.

Thunder sezona iyi bir giriş yapamadı. Şimdiden eleştri yanlış olur ama pota altındaki zaafiyet bu maç ciddi şekilde göz önüne geldi. Biraz kalıplı, pota altında pis işleri yapacak, ribauntları sonuna kadar zorlayacak biri şart Thunder'a muhakkak. Green'in de 4 oynaması ile çok kısa kalıyorlar. Spurs ise çıkışını sürdürüyor. Şu ana kadar tek yenilgilerini namağlup Hornets'ten aldılar ve Batı'da Lakers'ın arkasına 3.sıraya yerleştiler.

28 Ekim 2010 Perşembe

Thunder 106-95 Bulls (Durant&Westbrook A.Ş)

Dünkü Celtics-Heat maçından sonra bu maçı izlemek biraz olsun baş dönmesine yol açıyordu. Yaşlı kadrolardan bir anda gençlerin takımına geçiş yapınca böyle bir etkiye hazır olmak gerek. Bulls ve Thunder yüksek yüzdeli hücumlara imza attılar. Bulls cephesinde Rose'un maçın başında gösterdiği 8 sayı 3 asistlik performans dikkat çekerken nehrin öteki yakasında da Durant'in 8 sayısı vardı. Maçın ilk periyodunda iki takımda hücum basketbolunu ön plana çıkardı ve çeyrek 30-25 evsahibi Thunder üstünlüğü ile geçildi. Thunder'da Durant'ın 12 sayısının yanı sıra bence taıma ivme kazandıran isim benchten getirdiği katkı ile Ibaka oldu. Westbrook'un da her yöne katkı sağlayan istatistiksel performansını da es geçmemek gerek. İlk çeyrek 0 sayı 4 ribaunt 3 asist'e imza attı genç guard. Bulls'a baktığımızda 25 sayının 23'ü üç isim arasında paylaşılmış durumdaydı. Rose-Gibson ve Deng.

Maçın ikini çeyreği ile beraber temsilcimiz Ömer Aşık'ta ilk resmi Nba maçına çıkmış bulunuyordu. Chicago'da ikinci periyotta sahaya çıkan beşte Ömer Aşık vardı. Okc'nin bir iki hızlı hücumu ile farkı açma çabasına karşılık molayı hemen alan Bulls'ta Ömer bu bölümde sadece 2 dakika kalıp oyundan çıkıyordu ama mola dönüşü Bulls 4 sayı bularak farkın açılmasını önlüyordu. İkinci çeyrek Bulls cephesinde Noah'ın etkili oyunları vardı. Savunmada top çalalarıyla takımını hızlı hücuma kaldıran Noah, hücum bölgesinde de sorumluluk almaktan hiç çekinmedi. İki takımda ilk devrenin sonunda 60'a dayanıyordu. Okc devreye 59-54 üstünlükle giren taraftı.

İlk çeyrek gösterdi ki Boozer dönene kadar Bulls'ta yine eline bakılacak tek isim Rose oluyor. Rose'un penetreleri, Rose'un şutları, Rose'un insiyatifi altında Bulls rakibin üstesinden gelmeye çalışıyor. Rose'da ilk devrede Okc potasına 20 sayı göndererek görevini layıkıyla yerine getirdi. Bulls'ta skorun üç oyuncudan fazlasına dağılması da önemliydi devreye girilirken. Okc cephesinde ise en skorer isim 16 sayıyla Jeff Green. O da oldukça yüzdeli bir akşam geçiriyor. Bulls uzunlarına karşı dış bölgeden hücum etmeyi düşünmeside onun için artı puan.

Maçın ikinci yarısını izleme şansım olmadı sadece özetlere bakabilim. İkinci yarısında Bulls'ta Noah'ın muazzam bir performansı var maçı takımına getirmek adına. Bunun yanında Rose ikinci yarı şut kaçırmakla meşgul olunca Noah'ın yanına yardım performansı gelmemiş. Thunder cephesinde ise Durant gerektiği anlarda sahneye çıkarak işi bitiren isim olmuş. En beğendiğim guardlardan biri olan Westbrook ise müthiş bir başlangıç yaptı sezona. Müthiş deliciliği, skor potansiyeli ve patlayıcılığı ile dikkat eken Westbrook maçı 28 sayı 10 ribaunt 6 asist ile noktalamış.

3 Ekim 2010 Pazar

Devrim Çocukları

3 yıl önce Durant draft edildiğinde Seattle Supersonics için gelecek parlak gözüküyordu. Oklahoma'ya taşındılar, bir şehri basketboldan uzak bırakırken basketbola aç bir şehri arkalarına aldılar. Durant'ın ardından Westbrook ve sonrasında da Harden'in takıma eklenmesi ile korkutucu bir jenerasyon oluşmaya başladı.

Her sezon üstüne biraz daha koyan ve tecrübelenerek ligde önemli işler yapmaya başlayan Oklahoma City geçtiğimiz yılın şampiyonu Lakers'a karşı play-off ilk turunda oynadığı basketbolla takdir toplamış ve ilerisi için umut vermişti. Draft gecesini hareketli geçiren Thunder bir takasa imza attı ve yine başarılı oyuncu seçimleriyle geleceğe yatırımını sürdürdü.

Draft gecesi yaptığı takasa bakacak olursak 32.sıra draft hakkını Heat'e veren Thunder hem 14 sıra öne fırlayarak 18.sıranın sahibi oluyor hem de All-Star 3 sayı yarışması şampiyonu apoleti bulunan ve Westbrook'un arkasında oynayabilecek şutlarıyla etkili olabilecek Daequan Cook'u kadrolarına katıyorlardı. Draft başlamadan karlı bir takasa imza atan Thunder draft süresince de hareketli takım oluyor ve Hornets'in 11.sıra seçimi Cole Aldrich'i takasla kadrosuna katıyordu.


Cole Aldrich pivot pozisyonu için Thunder'a oldukça ideal bir oyuncu. Belki ilk sene Kristic ve Aldrich dönüşümlü oynayacaklar ancak bir iki sene içinde Aldrich'in gelişimi ile ilk beşi alacağına garanti verebilirim. Draftta hareketli takımdı dedik Thunder için ki beş yeni oyuncu ile imzaladılar. Şu an ideal kadroyu nasıl kuracaklar bilmem ama ellerinde 18 kişilik bir kadro var. Belki bu sene bir iki çaylak gelişim ligine gidebilir ama bir kaç sene içinde Durant-Westbrook-Harden-Green dörtlüsüne arkadan gelecek gençlerin de katkıları ile çok tehlikeli takım olacaklar.

Pg - Westbrook / Maynor
Sg - Harden / Sefolosha / Cook
Sf - Durant / Petterson
Pf - Green / Collinson / Ibaka
C - Kristic / Aldrich

Daha şu potansiyel kadro dışında 6 tane daha isim var takım kadrolarında. Gerçi şu takımla bile bu sezon tehlikeli işler yapabilirler. Gençlerin yanında Kristic gibi Mo-Pete gibi iki tecrübeli ismin bulunması da artı avantaj olacaktır. Geçtiğimiz sezonu sayı kralı olarak tamamlayan Durant ise kendince mükemmel bir yaz geçirerek ligde artık iyice korkulması gereken bir oyuncu olduğunu gösterdi ve artık iyi den iyiye takım oldular. Özellikle bu yaz ona verilen maksimum kontratta takımın ona ne kadar güveniyor bunun bir göstergesi oldu. Thunder gelecek sezon, play-off'ta bir üst turu görmek isteyecektir. Son üç sezonda hep bir önceki sezonun üzerine koyarak gittiler ve şimdi geçtiğimiz yıldan tecrübeli bir takım olarak başarı çıtasını yukarı taşımayı hedefliyorlar. Bunu da başaracaklardır...

30 Haziran 2010 Çarşamba

Durant'a Maksimum Kontrat


Üç sezondur Nba kariyerini sürdüren ve seneye kontratı bitecek olan Durant kontrat uzatma isteğini play-off'lardan sonra dile getirmişti. Oklahoma yönetimi de buna kayıtsız kalmamış olacak ki Durant ile 1 Temmuz'da masaya oturulacak. Görüşmelerin de uzayacağını sanmıyorum. Her şey yolunda gittiği takdirde Kevin Durant 8 Temmuz günü maksimum kontratlı bir isim olarak basketbol yaşamına devam edecek. Ki hakediyorda bunu oynadığı basketbol ile..

25 Nisan 2010 Pazar

Lakers Tepetaklak


Los Angeles Lakers:89 Oklahoma City Thunder: 110

21 Kasım 2009 Cumartesi

Oklahoma City Thunder


Oklahoma City Thunder genç ve enerjik kadrosuyla Nba'de dikkat çeken takımlar arasında. Özellikle bu yaz drafttan James Harden'ı seçmeleriyle onlara bakış açım değişti. Durant-Westbrook ve Green gibi geleceği parlak oyuncuların yanına bir de Harden eklenmesi bu takımı oldukça tehlikeli yapıyordu. Thunder maçlarını izlemekte keyifli hale geldi. Gençlerin bu performanslarını görmek şahit olmak oldukça keyifliydi. Nitekim aldıkları sonuçlarla da bunu gözler önüne seriyorlar. Şu an dereceleri 7-6 olsa da kimi yerlerde play-off ve Thunder isimleri yan yana geçmeye başladı bile. Play-off yapar yada yapamazlar daha bunu söylemek için çok erken ama ilerde oldukça tehlikeli bir takım olarak karşımıza çıkacaklardır. Tecrübe kazandıkça Thunder'ı izlemek daha da keyifli olacak.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Takas Dönemi

Nba'te takas dönemi perşembe akşamı saat 22 itibariyle sona erdi. Takip ettik gelişmeleri ama bloga yazacak fırsat olmadı. Şimdi fazla detaya girmeden bi bakalım neler olmuş neler bitmiş.

  • Öncelikle hafta başında ilk büyük sürpriz gerçekleşti ve taslağı Joe Smith-Chris Wilcox for T.Chandler olan takas paketi bomba gibi düştü piyasaya. Hornets'in başta bu hamlesine anlam veremedim. Tamam ekonomik kriz falan var elbet ancak şampiyonluk yarışındaki bir takımın cap boşaltma adına yaptığı bu hamleye anlam veremedim.
Ardından 2 gün sonra çıkan haberde Thunder yönetminin takası veto ettiği yazıyordu. Haydaa !! Bakmışlar ki kontrollerde Chandler defolu çıkmış takası iptal etmişler. Oyuncular da git-gel yaptılar boşu boşuna. Hayır adamların psikolojileri de bozulur. Chandler kendisini gönderen Hornets'e 2 günde geri döndü ve bakalım nasıl katkı verecek? Oynayacak mı ? Oynamaz ise sakatlık durumu bunda ne kadar etken? Göreceğiz. Thunder cephesi de Wilcox'u takasın son günü Knicks'e postaladı zaten ona da değinecez.

  • Ardından yavaş yavaş fırtına öncesi sessizlik kıvamında gerçekleşen bir iki takas oldu. Sam Cassell Kings yolunu tutarken Celtics 2.tur draft hakkı aldı. Bunun dışında Detroit rotasyonuna fazla şans bulamayan Alex Acker, Clippers'a yine 2.tur draft hakkı karşılığı yollandı.
  • Çarşamba günü ortalıkta dolaşan bir çok dedikoduya rağmen takas göremedik ancak Perşembe günü bombalar patlamaya başladı. Öncelikle Bulls-Kings takasına bir göz atalım. Brad Miller - John Salmons for Drew Gooden - Andres Nocioni - Michael Ruffin takası ile günün ilk bombası patladı. Ardından Kings bir takasa daha imza atarak Ruffin'i Portland'a Ike Diıogu karşılığı yolladı.
Kings açısından bakarsak bana pek olumlu bir hamle gibi gelmedi açıkçası. Brad Miller ve John Salmons. Miller'ın kontratı yüksek gözükse de 2010 yılında bittiği için bir çok takımın ağzını sulandırmaktaydı. Salmons ise son dönemde sergilediği performansla bir çok takımın dikkatini çekmiş ve birçok dedikodu da beraberinde gelmişti. Kings nerdeyse en iyi takas malzemelerini kol gibi kontrata sahip bir Nocioni ve sene sonu serbest kalacak bir Gooden'a karşı kullandı. Kings kimilerine göre bu takastan karlı çıkmış gibi gözükse de ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ha Bulls karlı mı bu takastan ? Ona da evet diyemem. Salmons belkide gidebileceği en son takımlardan birine gitti. Takım şu dönemde iyi de giderken kimya bozmak yanlıştı. Brad Miler bakalım atletik Bulls pota altında uyum sorunu yaşayacak mı ? İki takım içinde gereksiz bir takastı.

  • Bu takastan sonra yine biraz vitesi küçültelim. Lakers, Chris Mihm'i Memphis'e 2014 yılı 2.tur draft hakkı karşılığı Memphis'e gönderdi. Eheh serbest bırakmaktan iyidir öyle değil mi ? Celtics ise son dakikada üçlü bir takasa imza attı. Takasın son günü gerçekleştiridği 4 takas ile en hareketli takım olan Kings ve Raptors'un katıldığı takasta yakından tanıdığımız Will ''King'' Solomon, Kings'e takas oldu. Toronto bunun karşılığında Boston'dan Patrick O'Braynt'ı kadrosuna katarken Celtics ise 2.tur draft hakkı aldı. Şu takasın önemi olmayabilir ama play-off dönemi öncesi Celtics'in 2 Lakers'ın ise 1 boş koltuğu var. Free-Agent piyasasında neler dönecek merak ediyorum. Unutmadan bahsedeyim Shelden Williams'ta Wolves yolunu tuttu son gece.
  • Gelelim takas döneminin bomba olmayan ama son günün bomba takaslarına. Kinicks iki takasa imza atarak kadrosunu güçlendirdi. Öncelikle Hughes'u aldıkları haberi geldi. Hughes karşılığı Tim Thomas, Jerome James ve Anthony Roberson Bulls kadrosuna katıldı. Bulls yüklü kontrata sahip Hughes'u göndererek yaz için olası hamlelere göz kırptı. Knicks ise Hughes'ın kontatını aldı almasına ancak 2010'da biteceğini unutmayalım.
  • Kinkcs adına günün bir diğer takası Malik Rose for Chris Wilcox takasıydı. Chandler takası yatınca Wilcox'un da takas değeri iyice düşmüş olacak ki Mailk Rose karşılığı takımdan gönderilebildi ancak. Biten 7 milyonluk bir kontrata sahip Wilcox ve daha iyi bir pakete gönderilebilirdi. Gerçi Malik Rose'da şu anda Oklahoma'da en çok kazanan oyuncu durumunda gözükmekte. Sene sonu onunda kontratı biteceğinden güzel bir boşluk yaratacaklar yine. Oklahoma ayrıca Seaatle zamanlarında büyük umutlarla draft ettikleri Sene'yi de serbest bırakmış.

  • Günün son bombası ise Magic cepheinden geldi. Memphis-Rockets ve Magic arasında gerçekleşen üçlü takas sonucu Rafer Alston Magic yolunu tutarken Rockets ise karşılığında Brian Cook ve Lowry'e sahip oldu. Memphis sie Magic'in ilk tur draft hakkını aldı. Magic açısından bakıldığında gayet mantıklı takas. Nelson'un sakatlığında takım hiçte fena gitmezken guard'sız oynamak adama koyardı. Bu sezon belli bir hedefleri varsa guard olmadan yapamazlar. Beklenen de birşeydi hamle yapmaladı ve tercihleri Alston'dan yana oldu. Hiçte fena değil. İlk karşılaşmasında da gayet temiz bir basketbol oynamış. Houston'da Cook önemli bir dış şutör olabilir sürpriz isim olarak. Lowry ise ilk maçına çıktı dün gece ama fazla süre almadı. Alston yerine de potansiyeli olan bir Lowry fena değil.
Evet işte böyle geldi-geçti takas dönemi. Bir çok dedikodu çıktı özellikle Richard Jefferson ile ilgili yada Celtics-Cavs ikilisinin bench'i güçlendireceği ile ilgili. Olmadı. Özellikle son gün çıkan bir takas haberi vardı ki aman aman. Shaq ve Cavs.. Düşünmesi bile ürkütücü. Neyse bakalım kadrosundan oyuncu eksilten -özellikle Celtics ve Lakers- bakalım bu haklarını nasıl kullanacaklar ?

18 Şubat 2009 Çarşamba

Bison Rumble


Oklahoma City Thunder'ın maskotu dün geceki Hornets maçı ile tanıtılmış.

8 Ocak 2009 Perşembe

Takas'ımız Var


Bugün eve geldiğimde gördüm ki dün gece hatırı sayılır sayıda takas olmuş. Üç adet sayabildim ben. Toronto-Clippers, Heat-Mephis ve Okc-Denver arasında gerçekleşen üç takas varmış gün gece. Gerçi hiçbiri öyle dengeleri etkileyecek cinsten aman aman takaslar dğeil ama belirtmekte fayda var.

Saydığımız üç takasında dişe dokunur bir yanı yok ancak yine de Denver'ın yaptığı hamle önem teşkil edebilir. Petro karşılığı Atkins'i veren Denver pota altı rotasyonunda zaman zaman iyi şler çıkartan ve konsantre olduğunda ciddi ribaunt katkıları sağlayabilen Petro'yu takıma kattılar. Kontrat sezonunda olması da avantaj oyuncunun iyi katkı sağlaması açısından. Atkins ise artık yaşı kemale ermiş bir isim. Okc'ye katkı verip vermeyeceği tartışılır ancak yine de Watson ve Westbrook'tan süre bulabilirse tecrübesiyle katkı sağlar takıma.

Diğer iki takaslar maddi amaçlı veya draft hakkı için yapılmış takaslar. Takasın önemli bir ismi var elbet. Heat-Grizzlies takasında bu sezon büyük umutlarla takıma katılan ancak dönüşü hüsran olan Livingston 2012 2.tur draft hakkı karşılığında Memphis'e gitti. Takasta nakit paralarda döndü takımlar arasında. Takasın ardından dakikalar geçmesine rağmen Chris Wallace Livingston'u serbest bıraktığını açıkladı. Aynı senaryo Toronto-Lac takasında da yaşandı ve Clippers'a takas edilen Hasan Adams takasın ardından serbest bırakıldı yeni takımı tarafından. Toronto bu takasla beraber gelecek yılki Clippers'ın 2.tur draftını almış oldu.

31 Aralık 2008 Çarşamba

Kısa Kısa Nba

* Dikembe Mutombo Mpolondo Mukamba Jean Jacque Wamutombo -off ne uzun lan- tekrar Nba'e döneceğini söylemişti. Spurs ve Celtics talipleri arasındaydı ama Mutombo bir kez daha Rockets ile sözleşme imzaladı. Onu ve bloklarını 2009'da tekrar izleyeceğiz.

* Bir-iki hafta önce buradan bahsettiğim hadise gerçekleşmiş ve Kristic, Okc ile resmen sözleşme izlamış. Bekliyoruz bakalım maça çıkmasını görmek istiyoruz Kidd olmadan performansını.

* İki eski takım arkadaşı S.Jackson ve B.Davis arasında sözlü bir atışma başladı gibi. İlk olarak Jackson Davis için ''Gsw'a geri dönmek istiyor.'' demiş ve sonrasında Davis cevap olarak ''Burada sisteme alışmakta zorluk çekiyorum daha ilk yılım bu normal ama böyle bir şey söylemedim.'' demiş.

* Sakatlığı nedeniyle bu sezon henüz forma şansı bulamayan Knicks pivotu Eddy Curry dönüş hazırlığındaymış. Önümüzdeki hafta k*çını kaldırıp antrenmanlara başlayacakmış. Marta doğru gelir herhalde :)

* Bir dönüş haberi de Bulls'un guardı Hinrich'den geldi. En son 7 Kasım'da maça çıkan ve sakatlanan Kaptan Kirk'ün 3 hafta içinde tekrar takıma döneceği bekleniyormuş.

*
Utah Jazz de dönüşü yılan hikayesine dönen Carlos Boozer'ın, yapılan son testleri sonrası ameliyat olmasına karar verildi. Boozer 9 Ocak'da sol dizinden yaşadığı sorunlar nedeniyle arthroscopic ameliyatı olacak.

* New Jersey Nets, ikinci sezonunu geçiren yetenekli uzun Sean Williams'ı NBDL'in Colorado 14ers takımına gönderdi. Aslında iyi oyuncuydu kerata geçen yıl çaylaklar maçında iyi iş çıkartmıştı.

* TalkBasket.net'in haberine göre İtalya Ligi takımlarından Virtus Bologna, eski NBA oyuncusu Earl Boykins'i takımdan gönderdi. Takım başkanı ''Bizden 4 günlük tatil istedi, izin vermedik. İzinsiz Amerika'ya gitti.'' ifadelerini kullanmış.

* Dönüş haberleriyle doldurduk burayı ama Arenas'ın da döneceği konuşuluyor son dönemde. Dönsün o da bir zahmet. Kontratı alıp yatmasın.

* Unutmadan son dönemde Joe Johnson'u izlerin derim bi.. Hawks şu sıra 6 maçlık bir seri yakaladı ve son dönemdeki performansı cidden çok iyi.


23 Aralık 2008 Salı

Kısa Kısa Nba

* Ekonomik krizin vurduğu Rusya'da paralarını alamayan oyunculardan biri olan Kristic Okc ile offer-sheet kontrat imzalamış. Zaten Nets'te karşılamayacağını belirtmişti. Okc'ye hayırlı olsun..

* Boston Celtics ilk olarak 1966-67 sezonunda Sixers'ın kırdığı daha sonrada Knicks'in egale ettiği 26-2'lik en iyi başlangıç rekorunu egale etti. Rekorun yeni sahibi olmak için ise bu akşam kendi sahalarında bu rekorun ilk sahibi olan Sixers'ı ağırlayacaklar.

* Haftasonu oynanan ve 2 uzatma sonunda Jazz'ın deplasmanda kazandığı Utah-Detroit maçından sonra hakemlere yönelik iddialar yine su üstüne çıktı. Özellikle Rip ''Onlara faul çalınmaması ilginç.'' diyerek tepkisini dile getirdi.

* Yi Jianlian'ın normalden 3 yaş daha büyük olduğu kanıtlarla ileri sürüldü. Eğer iddialar gerçekse Çin Hükümeti'nin başı çok ağrıyacaktır.

* Izod Center'da Nets taraftarları ''Thank You Cuban'' diye tempo tuttu.. Eee bu alemde her çılgınlığı Cuban yapacak değil. O anki yüz ifadesi de harika adamın.

* Cuban demişken Dallas takas arayışı içerisindeymiş. Özellikle guard ve center mevkilerinde eksikler sezmiş Cuban efendi.

* Bulls ekibi takas listesine bu sezon kontratı bitecek olan Gooden'ı da eklemiş. Biten kontrat almak isteyen takımlar için fena bir isim de değil hani..

* Alonzo Mourning'in tekrar sahalara dönmek istediği konuşulmakta. Joen Anthony dışında alternatifsiz gözüken Heat pota altına çare olsunda ne olursa olsun.

23 Kasım 2008 Pazar

P.j. Carlesimo


Oklahoma City Thunder Nba'de son yılların en kötü bşalangıcını yaptı. 14 maçta alınan yanlızca bir galibiyetleri var. Bu kötü başlangıcın sonunda geçtiğimiz sezon başında göreve gelen Carlesimo ile de yollar ayrıldı.

Aslında fena bir hamle değil Oklahoma adına. Hoş şu an bu takımın başına kim gelse toparlamakta bir hayli zorluk çeker ancak Carlesimo'da geldiği günden bu yana hiç bir varlık gösteremedi. Savunma yapmaktan söz ediyordu geçtiğimiz sezon takıma geldiğinde ama böyle bir olguyu öremedik takımda koca bir sezon boyunca.

Yerine kim gelir meçhul. Oklahoma'nın başına geçmek isteyen isim de çok azdır sanırsam şu dönemde. Ama Carlesimo'ya yol vermek akıllıca. Dünkü Hornets maçında takımın başında Scott Brooks vardı.

8 Ekim 2008 Çarşamba

Nba Preview: Oklahoma City Thunder


Gelenler:

Russell Westbrook –G- (Draft),

Serge Ibaka -F- (Draft),

D.J. White, -F- (Takas Detroit Pistons),

DeVon Hardin -P- (Draft),

Sasha Kaun -P- (Draft),

Joe Smith –F- (Takas Cleveland Cavaliers),

Kyle Weaver –G- (Sözleşme yeniledi)

Robert Swift -P- (Sözleşme yeniledi)
John Lucas -G- (Benetton Treviso)
Derrick Byars -F- (Chorale Roanne Basket)
Chris Alexander -P- (Serbest)

Gidenler:

Francisco Elson –P- (Milwaukee Bucks),
Donyell Marshall –F- (Philadelphia 76’ers),


Seattle Supersonics gibi lig tarihinin köklü bir kulübünün kapanması elbette hoşuma gitmeyen birşeydi. Elbette organizasyondan kar elde etmek gerek ve sezonda en az seyirci çeken salonlardan biriydi Key Arena. Seattle halkı takıma küsmüştü. Ancak taraftar böyle olmamalıydı iyi günde kötü günde takımın yanında olmalıydı. 2007 Draftı'nda Durant'ın da takıma katılması seyirci açısından birşeyi değiştirmedi ve Sonics taşınarak ismini değiştirdi. Oklahoma City'e taşınan takımın yeni adı Thunder oldu.


Yeni bir başlangıç için yeni bir isim yeni bir şehir yeni bir hava ve yeni bir ortam var ellerinde. Geçen seneki durumu düşünürsek Oklahoma'ya gelmek takıma büyük katkı sağlamış olacak ki satışa çıkarılan sezonluk biletler beş gün içinde tükendi. Seaatle pardon Oklahoma City maçlarını artık dolu salonda oynayacak. Yeni bir şehir de oyuncular için ayrı bir motivasyon olabilir nitekim Oklahoma halkı da ateşlidir iki sezon önce Hornets'e nasıl sahip çıktıklarını görmüştük. Bu kan değişikliği olumlu anlamda yansıyabilir takıma.


2008 Draft'ında Russel Westbrook'u seçtiler ve bu hamle de takım için oldukça iyi. Watson'un arkasında yer alacak Rw'yi geçtiğimiz sezon Ncaa'de izleme fırsatı bulmuştum. Orada sg oynuyordu ancak fiziki avantajları var. Guard'ın ötesine geçemeyecektir tahminim burada. Rw'nin biraz eken seçildiği düşünülse de bu draftın iyi isimleri arasında sayılacağını düşünüyorum. Üç isim daha vardı draftta seçtikleri. Bunlardan ikisi pota altı takviyesi bir diğeri de guard. Fazla rotasyon alamayabilirler bu yeni isimler.


Off-season'da Cleveland-Bucks ve Oklahoma City arasında Cleveland'ın çokça kar ettiği bir takas olmuştu. Oklahoma'da bu takastan karlı çıkan bir takım. Luke Ridnour takımdaki son sezonunda istatistikleri dibe vurmuş ve performansı sıfıra inmişti benim gözümde. Onu ve kontratını beraberinde göndererek tecrübe açısından takıma büyük işler katacak olan Joe Smith ve Oklahoma'lı olan Desmond Mason geldi. Ki bu iki oyuncunun kontratı sezon sonunda bitmiş olacak. Desmond Mason ve Joe Smith hamleleri ile mutlak ki daha da güçlendiler kendi çaplarında. Elbette yukarılara kafa tutacak değiller ancak yine de tahminim 30 galibiyeti zorlayacaklardır.


Robert Swift ile kontrat yaptılar. Geçen sezon sadece 8 maçta forma giymişti sakatlanmıştı. Şimdi hazır dönecek mi bilemiyorum ama kumaşı gayet iyi olan bir pivot ki daha gençte kontrat verilmesi akıllıca. Swift'te kontratının karşılığını verirse bu sene onlar için büyük bir kazanç olacaktır. Bunun dışında çaylak guard Weaver'e de kontrat yaptılar. Donyel Marshall'da takımdan gönderildi. Ben onun artık tecrübe dışında aman aman katkı verebileceğini düşünmüyorum. Kontratı satın alınıp serbest bırakılmıştı ki Sixers kapmıştı akabinde.


Seattle -evet geçen sezondan bahsediyorsam böyle demeliyim- geçtiğimiz sezona iki çaylağı ile başlamıştı. Kevin Durant ve Jeff Green'e aynı anda ilk beşte şans veren Sonics ligin dış savunması en kötü takımlarından biriydi. Boyalı alanda süreklü boğuşmalar olduğundan ve takım biraz undersized kaldığından ikili sıkıştırmalara sıkça baş vuruyorlardı bu da rakip takımdaki şutörlerin ekmeğine yağ sürmekteydi. Savunma da feci derecede kötü durumdaydılar geçen sezon ki tarihe geçecek bir maçta da Denver'dan 42 sayılık bir fark yemişlerdi.


Bu sezonla beraber genç Thunder ekibi artık bir yıl daha tecrübelenmiş olarak lige girecek. Collinson-Swift ve Petro center rotasyonunda önemli yer tutacak, geçen yılın iki çaylağı Durant ve Green bir yıl daha tecrübe kazanmış olacaklar. Bunun dışında guard pozisyonunda Sam Presti'nin favorisi Earl Watson ve çaylak Westbrook ile de iddialı olacaktır Thunder. Oklahoma'nın en büyük zaafı ve lig içinde en büyük eksikliği dış şutlar olacaktır. Takımda West-Szczerbiak ve Marshall'ın gitmesiyle dış atıcı kalmadı. Elde kalan en iyi yüzdeye sahip isim Watson-Durant ve Green ancak onlarında ne kadar üç sayı çizgisinni gerisinden şuta kalkacağı meçhul..


Oklahoma halkı ligin en kötü ismine sahip olan yeni takımlarını büyük bir heyecan içinde bekliyor. Oklahoma City Thunder şehrin Amerika'nın major liglerinde yer alacak ilk takımı. Bu yüzden taraftarlar ve halkiçin önemi büyük, sezonluk biletleri beş gün içinde bitirdiklerinden belli takıma destek çıkacakları. Yine de Thunder için zor bir yıl olacak. Yazının başında dediğim gibi 30 galibiyeti kovalarlar daha fazlası olmaz.


Ps: Bu arada yıllar yılı alıştığımız Sonics'e Thunder demek ne zor geldi ya.. Neyse zamanla alışacağız.


30 Eylül 2008 Salı

Thunder Media Day


Oklahoma City dün basın gününü gerçekleştirdi. Logosundan sonra takımın yeni formasını da görmüş olduk. Ben daha yeni gördüm en azından.
Logo gibi sade olmuş. Deplasman formalarını da artık turuncu mu yaparlar mavi mi bilemem.
Elimde bir galeri yok olunca linkini veririm buradan.

16 Eylül 2008 Salı

Okc'nin Keyfi Yerinde


Oklahoma City Thunders'ın keyfi yerinde olsa gerek.. Takım henüz satmaya başladığı sezonluk biletlerin bittiğini duyurmuş.. Yeni şehir yeni takım yeni heyecan..
Haydi bakalım izleyip göreceğiz sadece renkler ve logo mu değişmiş yoksa yapı da yavaş yavaş değişiyor mu..

4 Eylül 2008 Perşembe

Oklahoma City Thunder




Beklenildiği gibi Oklahoma City'nin ek adı Thunder oldu ve logosu basına tanıtıldı. Thunder oyuncusu Damien Wilkins'in de hazır bulunduğu törende Oklahoma City Thunder yeni logosunu basına tanıttı.. Mavi-Sarı ve turuncu renklerden oluşan bir logo.. Sanki biraz Wnba logolarına benzemiş. Ve beğendiğimide söyleyekmem loguyu. Çok sade ve internette daha iyilerini de gördüm. Basit birşey çıkmış ortaya.
Bakalım formaları nasıl olacak..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...