11 Ekim 2008 Cumartesi

Nba Preview - Toronto Raptors


Gelenler:

Jermaine O'Neal -P- (Takas Indiana),

Jamario Moon –F- (sözleşme yeniledi),

Hassan Adams –G- (New Jersey Nets),

Nathan Jawai –P- (Takas Indiana),

Jose Manuel Calderon –G- (Sözleşme yeniledi),

Roko Leni Ukic –G- (Lottomatica Roma),

Willie Solomon –G- (Fenerbahçe Ülker),

Gidenler:

T.J. Ford -G- (Takas Indiana Pacers),

Rasho Nesterovic -P- (Takas Indiana Pacers),

Jorge Garbajosa –F- (Khimki),

Carlos Delfino –F- (Khimki),

Roy Hibbert –C- (Takas Indiana Pacers)


Colangelo'nun göreve gelmesi ve Gherardini'nin Avrupai görüşü ile doğru tercihler yapan Raptors 2007 yılında gösterdiği çıkış ile kendinden söz ettirir oldu. Play-off tecrübesi olmaması takımın daha ileri gitmesini engellerken geçtiğiiz sezon ise yine ilk tur sonunda elenerek lige erken veda etti Raptors. Çok şeyler beklenen kadro iki sezonda da ilk turdan öteye gidemeyişi takımın hareketli bir yaz geçireceğinin habercisiydi belkide.


Ford-Calderon ikilisinin bozulacağı lig bitmeden belliydi takım adına. Calderon'un geçen yıl gösterdiği inanılmaz yükselişi -ki All-Star için adı fazlasıyla geçti- ve üstüne gelen Ford'un sakatlığı onu bu tercihte öne çıkardı. Calderon'un tercih edilmesi de gerekiyordu zaten takım doğru olanı yaptı. Tj Ford'a sakatlığı sonrası kötü performans gösterdi ama yedek kalma ile alakalı olması yüksek bu performansın. Calderon zaten takımın sistemine en çok uyan oyunculardan birileri.


Öncelikle Ford-Diaw takas dedikoduları çıktı ki şu an düşününce aman allahım diyorum. En sonunda Jermaine O'Neal'a karşılık Rasho+Tj+Hibbert'ı verdik. Yani geçen sezon sakatlıktan kurtulamayan, önceleri de sakatlığı tam geçmeden dönme çabaları içinde olup ciddi şekilde sakatlanan O'Neal'a karşılık fazla gibi gözüküyor verilenler, hele ki Hibbert'ı da düşününce. O'Neal takasının ardından bir de Pacers'ta geçen yıl yattım bu sezon iyi bir şekilde döneceğim gibi bir cümle kuru ki bir aman allahım daha. Gözümde iyice değeri düştü kendisinin. Ama bir hamle yapmak lazımdı iki sezondur yerinde sayıyor Raptors ve iyi-kötü bir hamle şarttı. Diaw haberlerini görünce O'Neal'a şükretmek lazım ama daha iyi olabilir miydi ? Neden olmasın. Yararları da olacaktır kendisinin özellikle geçtiğimi iki sezonda pota altında çok yalnız kalan ve Raptors'un en zayıf bölgesi olan 4 numaradaki eksiklik gözle görülür biçimdeydi. O'Neal'ın gelişi ile pota altında hem savunma yapabilen hemde hücum aternatifi olarak kullanabileceğimiz biri oluştu. Bosh ise 4 numaraya geçerek ve arkasında O'Neal gibi birinin olduğunu bilerek daha da rahatladı.


Garbajosa takımdan gönderildi kibu da doğru bir hamle. Avrupa'da hala piyasası olan bir oyuncu ancak milli takımda oynama sevdası Nba kariyerini bitirdi halbuki ilk sezonunda gayet iyi işler çıkartmıştı ama kendini yaktı. Bunun dışında Delfino'ya kontrat önerildi ama o da Avrupa piyasasını kullanarak Rusya yolnu tuttu Garbajosa ile..

Bunun dışında Moon'un da opsiyonu kullanıldı ki cidden geçen sezon gösterdiği performans ile takımda kalması gerekiyordu. Tj'in gidişi ile guard rotasyonuna hakkını Toronto'nun elinde olan Ukic ile doldurulmaya çalışıldı ancak zayıf bir rotasyon olduğu açıktı Tj'den sonra. Ukic'in arkasından hemen Solomon ile anlaşıldı ki bir iyi hamle daha geldi takımda. Solomon Nba'in değerini bilemediği bir oyuncu. Memphis'te zamanında süre bulamamıştı ancak 1 hatta 2 numara sıkıntısı çeken her takımda bulunabilecek kapasitede bir oyuncu. Toronto ona bir şans verdi ki Solomon'da bu şansı iyi kullanacağını pre-season'da gösterdi. Calderon'un arkasında oldukça verimli gözüken Solomon yıl içinde önemli katkılar vereceğini gösterdi. Takımın guard rotasyonu böylece Avrupa'nın sayılı üç guardı olan Calderon-Solomon ve Ukic'den oluştu..


O'Neal'ın gelişi ile pota altından çok dışarda oynamayı seven Bargnani'nin hemde takımın işine yaradı. Bargnani'nin stilini bir türlü benimseyemedim ve kendisini de sevdiğim söylenemez. Halen draftta Bargnani yerine Roy seçilse takım nerelerde olur düşünürüm. Bir hatadır yapıldı neyse.. Jermaine'in gelmesi ile süreleri azalacak ve zaman zaman dışarda da oynama fırsatı bulabilecek. Ancak hakkını vermek lazım pre-season'da şu ana kadar oldukça istekli gördüm kendisini. Böyle olsun canımı istesin.. Pota altında bu ikilinin olması Parker-Kapono gibi dış şutölerin işine de fazlasıyla yarayacaktır. Yine uzun yada kısa forvet oynayabilen Moon'da takımın önemli silahlarından. Hasan Adams'ın gelişini fazla önemsemedim ama belli mi olur belki bir Moon daha yaratırız. Bir de değinmek istediği Humpries var ki onun varlığı pota altını iyice korkutucu haline getiriyor. Benchten gelip hem savunma da hem hücumda işlev görebilecek biri.


Toronto en sonunda oldukça iyi bir hale geldi. Pota altındaki sağlamlaşmanın yanı sıra guard rotasyonu da hiç fena değil. Özellikle bu sezon pota altındaki ikilinin faydasıyla dıştaki oyunculara pek çok ceza şutu şansı doğacak ki cezayı keseceklerinden şüphem yok. Parker-Kapono-Solomon ve hatta Calderon ile dıştan da önemli silahlare var Raptors'un. Yine dediğim gibi Bargnani'de de bir yükseliş var o da iyi bir sezon geçirirse Raptors için fazlasıyla olumlu bir yıl olacaktır. Düşünüyorum da 50 galibiyet sınırını zorlarlar mı acaba ?


Mitchell'dan bahsetmedim biliyorum ama neyse ya.. :)



10 Ekim 2008 Cuma

Nba Preview - Portland Trail Blazers


Gelenler:

Nicolas Batum -F- (Takas),

Rudy Fernandez –G- (Joventut Badalona),

Jerryd Bayless –G- (Takas Indiana Pacers),

Ike Diogu –F- (Takas Indiana),

Luke Jackson –G- (Miami Heat),

Jamaal Tatum –G- (Idaho Stampade),

Steven Hill –P- (Serbest),

Shavlik Randolph -F- (Duke)


Gidenler:

Jarret Jack –G- (Takas Indiana),

Brandon Rush –G- (Takas Indiana),

Josh McRoberts –F- (Takas Indiana),
Darius Miles –F- (Boston Celtics),

James Jones –F- (Portland Trail Blazers),


Portland Trail Blazers geçen sezon sürpriz bir çıkış ile sezona girmiş ancak güçlü Batı karşısında play-off yarışında rakipleri arasından sıyrılamamıştı. Çok değil 4-5 yıl önce ligin dibinde olan Portland için şimdi bambaşka şeyler konuşuluyor. Takım inanılmaz bir değişim ve doğru hamleler ile tekrar potaya girme çabasında ve bu sezon başarabilirler.


Portland bu sezon play-off yapabileceğine inanıyorum. Batı elbet yine güçlendi off-season'da ancak oldukça genç bir ekipten kurulu olan bu ekip bir yıl daha tecrübe kazandı ve Oden+Fernandez takıma katıldı. Cidden bu ikilinin farkı ilk pre-season maçlarından belli oldu. Özellikle Fernandez hemen belli etti kendini. Bu sezon Portland'In en büyük kazancı bu iki oyuncu olacaktır. Pre-season demişken takımda henüz bir ay önce ilk beş çıkacağı yönde açıklamalar gelen Webster'in ayağında kırık tespit edilmiş ve minimum 2 ay basketbol oynayamayacak. Sezonun hemen arifesinde moral bozucu bir haber oldu Portland için.


Draft ile başlayalım hamleleri değerlendirmeye. Draft gecesi çok büyük iş yaptı Portland. Öncelikle draftta ilk beş sıradan seçilmesi beklenen Bayless'in 11.sıraya kadar düşmesi şaşırtıcı oldu. Pacers ile Bayless'i seçtiği anda temas kuruldu ve Bird'in çok istediği Rush Bayless karşılığında takas edildi. Kısmen başarılı geçen bir sezondan sonra Bayless gibi birini takıma katmak başarı. Bunun dışında yine Rockets ile takasa girerek Dorsey'e karşı Batum alındı. Nitekim Batum'da fena bir oyuncu sayılmaz ancak draft öncesi kalp sorunu olduğu duyulunca sırası geriledi.


Yine gm Pitchard sayesinde başarılı geçen bir draftın arkasından hamlelerini aynı hızla devam ettiren Portland bana göre en önemli hamlelerinden birini Fernandez'i takıma katarak yaptı. Takım sahibinin İspanya'ya kadar giip ikna ettiği Fernandez az önce de söylediğim gibi bu takımın bu seneki en önemli kazançlarından biri olacak. Takımla çıktığı henüz ilk iki maçında da kalitesini belli etti ve zamanla alışma safhasını da atlatınca bu takımda önemli dakikalar alıp daha iyi istatistikler tutturacaktır.


Portland'ın oyun kurucu pozisyonuna baktığımızda karşımıza daha en baştan iç açıcı bir tablo çıkmakta. Blake ve Rodriguez. İkiside birbirini tamamlayan ve atmaktan çok attırmayı düşünen oyuncular. Daha ne beklersin bu ikiliden. Blake muhtemelen ilk beş çıkacaktır sahaya. Unutmadan belirteyim bu takımın Przybilla'dan sonra en yaşlı oyuncusu Blake. Arkasında yine kaliteli bir isim olan Rodriguez var.Geçen sezon çok az süre almasına rağmen bu sezon ilerlemeye başlayacaktır. Arkalarında ise Bayless var. Bayless bu dönemde olmasa bile uzun vadede Portland'ın en çok eline bakacağı isimlerden biri olabilir. Ki 2 numarada oynuyor.


Uzunlara baktığımızda ise ilk dikkat çeken isim şüphesiz Oden oluyor. Yaz boyu hazır olacağını belirten ve şu ana kadar oynanan iki pre-season maçında gayet iyi istatistikler çıkaran Oden yavaş yavaş ligin elit pivotları arasına girebilir. Oden bu sezon Portland'ın en önemli silahı olacak pota altında. Arkasında onu dinlendirecek tecrübeli Przybilla'da var. Yine geçen sezon büyük bir atılım gösterem LeMarcus 4 numara da bu sezon yanında Oden'ın olmasının da rahatlığı ile hücum alanında daha çok katkı verebilir. Bu ikiliyi tamamlayan oyuncu ise ince yapılı olmasına rağmen takımda yer edinebilecek Frye.


Skorerlere ve forvetlere göz attığımızda ise göz önüne gelen ilk isim iki yıl önce 'Roy For Roy' nidalarıyla yılın çaylağı olan ve geçtiğimiz sezon da All-Star seçilmiş Brandon Roy. Brandon Roy'un henüz üçüncü sezonu olacak takımda ve ligde. Cidden iki sezonda All-Star seviyesine yükselmesi bile büyük bir başarıdır. Kaprisi şusu busu da yok Roy'un. Takım için oynuyor bireyselliği ön planda değil. Top illa ona gelecek değil. Sadece görevini yapıyor Roy. Bu sezon ona en çok yardımcı olabilecek isimlerin başında gelen Webster sakatlığa kurban gitti daha sezon açılmadan. Bundan kötüsü olamazdı herhalde.. Webster dış şut potansiyeli olan, atletiği sayesinde ribauntlarda da inanılmaz bir mücadele gösteren bir isim. Onun eksikliği şüphesiz hissedilecektir.Yine Outlaw gibi takımdaki yaş ortalamasına göre artık tecrübeli bir isim var. Fernandez ve Batum'u saymıyorum bile. Webster'ın eksikliğine rağmen Blazers'ın en sağlam bölgesi burası olacak.


Blazers'ın yolunda ilerlememesi için hiçbir sebep yok. Az öncede söylediğim gibi Pryzbilla-Blake ve LaFrentz harici takımın geri kalanı 24 yaş sınırının altında ve bu takım gelecek 7-8 yıl için pusuda. Takımı yaratan Pitchard'ı da göz ardı etmemek lazım. Geçtiğimiz sezon izlerken en çok zevk aldığım takımlardan iriydi Portland. Bu sene de çok çok iyi olmasalar bile 45 galibiyet civarı bir sezon geçirebilirler. Play-Off düşünüyorum ben onlar için son sıradan da olsa bakalım bu genç ekip nasıl bir performans gösterecek sezon içinde.

Nba Preview - Indiana Pacers



Gelenler:

T.J. Ford -G- (Takas Toronto)

Rasho Nesterovic -P- (Takas Toronto)

Stephan Graham –F- (Sözleşme yeniledi)

Maceo Baston –F- (Takas Toronto)

Roy Hibbert –P- (Takas Toronto)

Jarret Jack –G- (Takas Portland)

Brandon Rush –G- (Takas Portland)

Josh McRoberts –F- (Takas Portland)

Gidenler:

Jermaine O'Neal -P- (Takas Toronto Raptors)

Nathan Jawai –P- (Takas Toronto Raptors)

Jerryd Bayless –G- (Takas Portland Trail Blazers)

Iko Idogu –F- (Takas Portland Trail Blazers)
Flip Murray –G- (Atlanta Hawks)

Kareem Rush –G- (Philadelphia 76’ers)


Pacers bu sezona hiç olmadığı kadar umutlu bakıyor. En azından The Palace'daki o meşhur kavganın ardından ilk kez bir sezona umutlu olarak giriyorlar. Draft gününden en karlı çıkan takımlardan biri gerek seçilen isimler gerek yapılan takaslar ile ve kağıt üzerinde iş yapabilecek bir kadrosu var Pacers'ın. Yeniden yapılanma iyiden iyiye başladı ve hatta ilk meyvelerini bu sezon vermeye başlayacaktır.

Öncelikle drafttan bahsedelim. Oldukça iyi bir draft günü geçirdi Pacers. O'Neal takasına daha sonra değineceğim ancak gelenler ve gidenler oranlanınca cidden akıllı işler yaptı Bird. İlk olarak Bayless'i seçildi ama takıma daha çok yararı dokunacak olan Rush'a karşılık takas etti. Zaten Bird'in kafasında en baştan beri Rush vardı. 11.sıradan almak yerine daha önceden anlaştığı Portland ile Bayless'i alıp takasa girdi ve hem Rush'u hem de Jack'i kadroya kattı ancak Bayless'in ilerde iyi bir skorer olabileceğini öngörürsek uzun vadede kötü bir seçim olabilir Pacers adına. Rush iyi bir şutör ve atletikliği sayesinde savunması da hiç fena değil. Granger ile beraber ön alanda savunma konusunda oldukça önemli görevler yapacaktır. Pacers'ın sg pozisyonundaki zaafını da göz önüne alırsak cidden iyi seçim. O'Neal takası ile Raptors'tan gelen Hibbert ise hücum alanında olmasa bile işin savunma kısmında kendisini gösterecektir. Özellikle O'Neal'ın gidişi ile kendisine daha fazla süre bulacak ve iyi performanslar sergileyecektir. Pacers savunma konusunda önemli yol katetti bence.

Draft günü Bayless dışında bir önemli takasta Raptors ile gerçekleştirildi ve son sezonlarda fazlaca maç kaçıran ve artık takıma faydasından çok zararı olan O'Neal Raptors'un yolunu tuttu. Öncelikle yeniden yapılanma için O'Neal Tinsley ile beraber takımda kalan tek isimdi. Ki Tinsley'i de gönderme çalışmaları sürmekte. Neyse O'Neal'ı göndermek Pacers adına iyi bir şeylerin bşalangıcıydı. Karşılığında gelen en önemli isim ise Tj Ford. Tj Ford O'Brien'ın sisteminde iş yapacaktır. Öncelikle geçen sezonki Diener gibi bir pg'den sonra Tj ilaç olacaktır Pacers'a. Savunma konusunda sıkıntıları var ama en azından baskı olayını iyi yapıyor ve bolca rahatsız ediyor rakip guardları. Takımda en azından adam gibi guardlar var artık ve Diener&Daniels'e mahkum olmayacak Pacers. Tj Ford'un yanında Portland'dan takas ile gelen Jack iyi bir ikili oluştuacaktır guard rotasyonunda. Bunun dışında Rasho'da takıma geldi. Ben Nesterovic'in ilk beş başlamasını ama gereğinden fazla süre almasını istemiyorum. Yoksa yarardan çok zararı dokunabilir. Arkada yine ribaunt konusunda oldukça iyi olan Foster var ve tabi ki Hibbert.

Takasları bir kenara bırakacak olursak Pacers'ta bunun dışında çok konuşulacak bir off-season hamlesi yaşanmadı ancak Portland ve Raptors takasları ile elde ettikleri cidden iyi. O'Neal'ın takımdan ayrılması ile Granger artık takımın en önemli lideri olacak ve muhtemelen kontrat süresini de uzatacaklardır. Off-season demişken takımda artık yeri kalmayan Tinsley'i gönderme çalışmaları sürmekte. Özellikle şu sıralar Denver ile ciddi görüşmeler var ama çıkmaza girdi gibi. Elde kalırsa da iyi bir pakete gönderilecektir zaten. Takımda yer edinmesi zor artık.

Takımda kısalara bakacak olursak Tj Ford önemli bir sakatlıktan çıktı ve sakatlık sonrası performansları da pek iç açıcı değildi Toronto'da ama yine de performansını yakalayamayaz diye bir kaide yok bir risk ama Tinsley ile sezona girmek daha kötü bir risk olacaktı. Dediğim gibi Pacers'a yararlı olacaktır Tj hem hücumda hem de zaman zaman savunmada. Arkasında da güvenilir bir isim olan Jack var. Guard rotasyonu %150 geliştirildi takımda bu yaz. Diener ise benchin son sıralarına kaydı böylece.

Forvetlere bakacak olursak şimdi takımda uzun forvet olarak Murphy başlayacak ancak onun arkasında sağlam bir uzun forvet yok. S.Williams var ancak ona da güvenilir mi bilemiyorum. Çaylak sezonunun ardından geçen yıl atılım yaptı tabi ama yine de soru işareti. Kısa forvette Dunleavy yada Granger oynayacaktır. Muhtemelen oynamayan sg'de başlar. Bu iki isimde takımda kendini ispat etmiş biri ki zaten bu sezon Granger ciddi ciddi liderliği üstlenecek takımda. Alternatif olarak benchten Croshere var o da iyi bir katkı verebilir.

Uzun rotasyonuna bakacak olursak O'Neal'ın da gidişi ile önemli bir atılım bekleyebiliriz buradaki vatandaşlardan. Rasho ve Foster ikilisi sezonu çıkarır mı bilinmez ama Bird geçenlerde kısaları hallettik forvette de sorunumuz yok ancak uzun rotasyonunu daha da sağlamlaştırmak isterdim gibi bir açıklama yapmıştı. Rasho ve Foster'ın arkasında kolejde kendini ispat etmiş ve Nba'de de seviyesini kaybetmeyeceğini düşündüğüm Hibbert var arkalarında. Hiç yoktan fena sayılmaz uzun rotasyonu da. McRobberts'a değinmeyeceğim bile. Ne gerek vardı ki..

Pacers için olumlu geçen bir yazdı ve gelişime açık önemli gençleri takıma kattılar. Her anda katkı alabilecekleri gençleri. Rush ve Hibbert önemli iki isim ve kısa-uzun rotasyonunu benchten gelerek toparlayacaklardr. Bu sene sürpriz bir play-off bile görebiliriz - ki geçen sezon bir galibiyetle kaçırmışlardı-. Indıana için iyi bir sezon geçecek gibi gözüküyor.

9 Ekim 2008 Perşembe

Nba Preview - Denver Nuggets



Gelenler:

Sonny Weems, -G- (Takas),

Chris Andersen –F- (New Orleans Hornets),

Renaldo Balkman –F- (Takas New York),

Dahntay Jones –G- (Sacramento Kings),

J.R. Smith –G- (Sözleşme yeniledi),

Smush Parker -G- (La.Clippers)


Gidenler:

Marcus Camby –P- (Takas Clippers),

Taurean Green –G- (Takas New York),

Bobby Jones –F- (Takas New York),
Yakhouba Diawara –F- (Miami Heat),

Jamaal Magloire –P- (Miami Heat),

Eduardo Najera –F- (New Jersey Nets),



Denver Nuggets sezonu street ball takımı gibi geçiren ve savunma naımına parke üzerine fazla birşey koyamayan bir takımdı geçen sene. Bu sene de birşeylerin değişmeyeceği aşikar hatta takımda savunma anlayışı üst düzeyde olan Camby takası ile işin savunma kısmı daha da komikleşebilir. Değişecek tek şey Camby takası ile beraber altı çizilen şu kanı oldu. Bu takım artık şampiyonluk umudu ile sezona başlamıyor. Kadrosundaki iki süperyıldızdan birini de - ki muhtemel Iverson- takasta kullanabilir.

Denver takımının bence tek ve en önemli sorunu Melo'nun etrafında düzgün bir takım kuramamalarıdır. Bu sezondan sonra Melo üzerine yeni bir takım kurma girişimlerine girebilirler ki bence yönelmeleri gereken basketbolcular pis işleri yapan skorun dışında oyunun diğer yönlerine de katkı veren isimler olmalı. Melo'nun zaten ortada olan savunma zaafiyetleri var. Eh ona göre de yanına bu tip adamlar koyacaksın ki zaaflar görülmesin yada en aza indirilmeye çalışsın, oyuncular birbirlerini tamamlasın. Ama nerde Denver'da bunlar. Melo'nun yanında Iverson, Jr Smith kadroya yine bu sezon eklenen S.Parker gibi yine savunma konusunda açıkları olan oyuncular. Bu sezon için bir tek Balkman hamlesini olumlu görebilirim en azından onun savunma konusunda gayretleri var.

Denver takımı savunma konusunda yetersiz - bu kelime hafif kaldı biliyorum- bir takım. Takımda savunma yapan en azından yaptığı iki üç blok ve aldığı üç-beş ribaunt ile yılın en iyi savunmacısı ödülüne daha önce layık görülmüş Camby için bu takımda savunma yapmaya çalışıyor diyorduk. Yazın Camby'yi Clippers'a bedelsiz gönderdiler. Şu anki kadrodan bir halt olmayacağını anladı ki Denver bu tip bir takasa girdi. Yoksa şampiyonluk için başa güreşen bir takım olsa Camby böyle ucuza gitmezdi, zaten yüksek kontratı gönderilmesinin başlıca sebebi. Eh kontrat ve sağlık durumları neticesinde K-Mart veya Nene'nin de takas edilememe ihtimali yüzünden zoraki Camby tercihi olmuş gibi.

Pota altı Camby hamlesinden sonra Allah'a emanet Nuggets'ta. Hastalığını yeni yenmiş bir Nene ile uzun süredir eski performansından çok uzak olan bir K-Mart. Najera'nın da takımdan ayrılması ile pota altında zaten var olan ve iyice büyüyen delik az da olsa Chris Andersen hamlesi ile kapatılmış oldu ancak savunmadan bi haber olarak basketbol oynamayı sürdüren Nuggets için şu pota altı rotasyonu içler acısı bence.

Guard rotasyonuna bakacak olursak yazın Anthony Carter ile kontrat uzattılar ir yıllık. Geçtiğimiz sezon 70 maç forma giymiş ve gayet de başarılı olmuştu önemli bir hamle, zaten pek piyasası da yoktu doğru tercihi yaptı Carter. Yine geçen yaz Sacta'da sadece 25 maç oynayan Dahntay Jones ile bir yıllık kontrat yaptılar. Guard rotasyonu Carter arkasında Atkins ve zaman zaman da Aı üçlüsünden oluşacaktır Denver'da. Mühim olan guardların dengeli top dağıtmaları zaten. Bir de Lakers'ın 2 sezon boyunca kendisine tahammül etmek zorunda kaldığı oradan gidince de tekrar eski kimliğine bürünen dengesiz Parker'da kadronun yeni bir ismi. Şu sıralar Tınsley ile ciddi ciddi dedikodular var piyasada ancak takası gerçekleşmeyecek takıma gibi. Yine de sezon öncesi bir sürprizle takıma katabilir Denver. Tınsley'e karşılık Atkins ve Hunter yollanacaktı çıkan söylentilerde.

Takımda sularda durulmadı off-season boyunca. Lakers'a süpürülmelerinin ertesinde birçok yerde Geroge Karl'ın bırakacağını yazdı ancak haal takımda. Yaz boyu Melo'nun bir çok takas dedikodusu çıktı ama hepsi havada kaldı. Görüşmeler elbet olmuştur ama sonuç çıkmamıştır. Yine Iverson hakkında da binbir çeşit teori üretildi ama halen mavilerde. Tabi halen Denver'da olması Ivy'nin takas olmayacağı anlamına gelmez. Bence bu sezon ortasında bir kez daha takım değiştirecek Aı yada sezon sonunda. Kontratı bitiyor bu sezon. Denver akıllılık ederse biten kontrata karşı iyi birşeyler kapabilir yoksa bedavaya başka bir takıma da gidebilir önümüzdeki yaz Iverson.

Şimdi Denver'ın yeni sezondaki en önemli silahı ve en önemli eksiğinden bahsetmeye gerek bile yok. Hücum ve savunma. Ne kadar da zıt iki kelime. Denver işin hücum kısmını iyi yapmakta ellerinde Iverson-Melo gibi iki önemli skorer var ve bunlara da eklenecek Jr-Kleiza gibi isimlerle iyi bir rakama ulaşıyorlar gecede ancak savunma yapılmayınca takımda bir manası kalmıyor bu atılan skorun. Savunma derken bir-iki kişinin çabalamasını beklemiyorum. Her kafadan çıkan ses anca gürültü olur hep beraber organize bir şekilde savunma yapılmalı önemli olan ki bunada imkan var mı bu takımda :) George Karl'da hala akıllanabilmiş değil. Sezon öncesi açıklamalarında aklının hala hücumda olduğunu görebiliyoruz. Ivy'ye asistlere önem vermelisin demekten çekinmiyor ama bir topçusuna çıkıpta savunma da gayretli olun demiyor.

Denver yine ellerindeki skor gücü ile galibiyet alacaktır elbet ancak bu sene play-off yapabileceklerini düşünmüyorum. 40 galibiyeti zorlayabilirlerse iyi bir sezon geçirmişlerdir benim için ancak o noktalara bile gelebileceklerini sanmıyorum. Pek iyi bir sezon olmayacak onlar adına.

Shaquille O'Neal


Geçen sezona başlarken Shaq basketbol açısından çok kötü bir durumdaydı. İsteksizdi, maçlara çıkarken o isteksizliği yüzünden okunuyordu. Takımın gideceği nokta belliydi o da daha ileri götüremeyeceğini biliyordu zaten.
Suns'a geldiğinde ben bu takımı şampiyon yapmaya geldim dedi ancak sözünü tutamadı. Bu sözünü bu sezon tutmaya kararlı, bu sezon borcunu ödeyebilecek mi?
NbaTv geçen gün Suns antrenmanını canlı yayınladı. İzlerken o kadar çok şaşırdım ki. Geçen sezon izlediğim Shaq ile iki gün önce antrenmanda izlediğim Shaq arasında dağlar kadar fark var. O'Neal o derece istekli ve arzuluydu ki bu antrenmanda. Takımdaki yenilere eskilere abilik etti eksiklerini göstermeye çalıştı ve bir çok kişiyle birebir ilgilendi.
Suns dün gece de ilk hazırlık maçına çıktı Hawks ile. Suns 100-96 ile boynu bükük ayrıldı sahadan ancak hazırlık maçı bu pekte sonucun önemi yok. Shaq'ın istatistikleri görülmeye değerdi, 23 dakika sahada kalan 9/14 isabet ile Shaq 21 sayı 10 ribaunt ile oynadı. Performansı ile adeta ben ölmedim dedi Shaq.

8 Ekim 2008 Çarşamba

Nba Preview: Oklahoma City Thunder


Gelenler:

Russell Westbrook –G- (Draft),

Serge Ibaka -F- (Draft),

D.J. White, -F- (Takas Detroit Pistons),

DeVon Hardin -P- (Draft),

Sasha Kaun -P- (Draft),

Joe Smith –F- (Takas Cleveland Cavaliers),

Kyle Weaver –G- (Sözleşme yeniledi)

Robert Swift -P- (Sözleşme yeniledi)
John Lucas -G- (Benetton Treviso)
Derrick Byars -F- (Chorale Roanne Basket)
Chris Alexander -P- (Serbest)

Gidenler:

Francisco Elson –P- (Milwaukee Bucks),
Donyell Marshall –F- (Philadelphia 76’ers),


Seattle Supersonics gibi lig tarihinin köklü bir kulübünün kapanması elbette hoşuma gitmeyen birşeydi. Elbette organizasyondan kar elde etmek gerek ve sezonda en az seyirci çeken salonlardan biriydi Key Arena. Seattle halkı takıma küsmüştü. Ancak taraftar böyle olmamalıydı iyi günde kötü günde takımın yanında olmalıydı. 2007 Draftı'nda Durant'ın da takıma katılması seyirci açısından birşeyi değiştirmedi ve Sonics taşınarak ismini değiştirdi. Oklahoma City'e taşınan takımın yeni adı Thunder oldu.


Yeni bir başlangıç için yeni bir isim yeni bir şehir yeni bir hava ve yeni bir ortam var ellerinde. Geçen seneki durumu düşünürsek Oklahoma'ya gelmek takıma büyük katkı sağlamış olacak ki satışa çıkarılan sezonluk biletler beş gün içinde tükendi. Seaatle pardon Oklahoma City maçlarını artık dolu salonda oynayacak. Yeni bir şehir de oyuncular için ayrı bir motivasyon olabilir nitekim Oklahoma halkı da ateşlidir iki sezon önce Hornets'e nasıl sahip çıktıklarını görmüştük. Bu kan değişikliği olumlu anlamda yansıyabilir takıma.


2008 Draft'ında Russel Westbrook'u seçtiler ve bu hamle de takım için oldukça iyi. Watson'un arkasında yer alacak Rw'yi geçtiğimiz sezon Ncaa'de izleme fırsatı bulmuştum. Orada sg oynuyordu ancak fiziki avantajları var. Guard'ın ötesine geçemeyecektir tahminim burada. Rw'nin biraz eken seçildiği düşünülse de bu draftın iyi isimleri arasında sayılacağını düşünüyorum. Üç isim daha vardı draftta seçtikleri. Bunlardan ikisi pota altı takviyesi bir diğeri de guard. Fazla rotasyon alamayabilirler bu yeni isimler.


Off-season'da Cleveland-Bucks ve Oklahoma City arasında Cleveland'ın çokça kar ettiği bir takas olmuştu. Oklahoma'da bu takastan karlı çıkan bir takım. Luke Ridnour takımdaki son sezonunda istatistikleri dibe vurmuş ve performansı sıfıra inmişti benim gözümde. Onu ve kontratını beraberinde göndererek tecrübe açısından takıma büyük işler katacak olan Joe Smith ve Oklahoma'lı olan Desmond Mason geldi. Ki bu iki oyuncunun kontratı sezon sonunda bitmiş olacak. Desmond Mason ve Joe Smith hamleleri ile mutlak ki daha da güçlendiler kendi çaplarında. Elbette yukarılara kafa tutacak değiller ancak yine de tahminim 30 galibiyeti zorlayacaklardır.


Robert Swift ile kontrat yaptılar. Geçen sezon sadece 8 maçta forma giymişti sakatlanmıştı. Şimdi hazır dönecek mi bilemiyorum ama kumaşı gayet iyi olan bir pivot ki daha gençte kontrat verilmesi akıllıca. Swift'te kontratının karşılığını verirse bu sene onlar için büyük bir kazanç olacaktır. Bunun dışında çaylak guard Weaver'e de kontrat yaptılar. Donyel Marshall'da takımdan gönderildi. Ben onun artık tecrübe dışında aman aman katkı verebileceğini düşünmüyorum. Kontratı satın alınıp serbest bırakılmıştı ki Sixers kapmıştı akabinde.


Seattle -evet geçen sezondan bahsediyorsam böyle demeliyim- geçtiğimiz sezona iki çaylağı ile başlamıştı. Kevin Durant ve Jeff Green'e aynı anda ilk beşte şans veren Sonics ligin dış savunması en kötü takımlarından biriydi. Boyalı alanda süreklü boğuşmalar olduğundan ve takım biraz undersized kaldığından ikili sıkıştırmalara sıkça baş vuruyorlardı bu da rakip takımdaki şutörlerin ekmeğine yağ sürmekteydi. Savunma da feci derecede kötü durumdaydılar geçen sezon ki tarihe geçecek bir maçta da Denver'dan 42 sayılık bir fark yemişlerdi.


Bu sezonla beraber genç Thunder ekibi artık bir yıl daha tecrübelenmiş olarak lige girecek. Collinson-Swift ve Petro center rotasyonunda önemli yer tutacak, geçen yılın iki çaylağı Durant ve Green bir yıl daha tecrübe kazanmış olacaklar. Bunun dışında guard pozisyonunda Sam Presti'nin favorisi Earl Watson ve çaylak Westbrook ile de iddialı olacaktır Thunder. Oklahoma'nın en büyük zaafı ve lig içinde en büyük eksikliği dış şutlar olacaktır. Takımda West-Szczerbiak ve Marshall'ın gitmesiyle dış atıcı kalmadı. Elde kalan en iyi yüzdeye sahip isim Watson-Durant ve Green ancak onlarında ne kadar üç sayı çizgisinni gerisinden şuta kalkacağı meçhul..


Oklahoma halkı ligin en kötü ismine sahip olan yeni takımlarını büyük bir heyecan içinde bekliyor. Oklahoma City Thunder şehrin Amerika'nın major liglerinde yer alacak ilk takımı. Bu yüzden taraftarlar ve halkiçin önemi büyük, sezonluk biletleri beş gün içinde bitirdiklerinden belli takıma destek çıkacakları. Yine de Thunder için zor bir yıl olacak. Yazının başında dediğim gibi 30 galibiyeti kovalarlar daha fazlası olmaz.


Ps: Bu arada yıllar yılı alıştığımız Sonics'e Thunder demek ne zor geldi ya.. Neyse zamanla alışacağız.


Oden Başladı


Geçtiğimiz sezon yaz liginden sonra sakatlandığı açıklanan ve sezona başlamadan noktalayan Oden Portland formasıyla ilk maçına -evet sanırım ilk- dün gece Sacramento Kings önünde çıktı.
Pre-Season mücadelesinde Portland rakibini 110-81 yenerken mücadeleye ilk beş başlayan Oden yaklaşık 20 dakika süre aldı ve 13 sayı 5 ribaunt 2 asist ve 2 blok ile mücadeleyi tamamladı.

Bir de geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Ülker'da oynayan Solomon, Raptors forması ile çıktığı ilk maçta 32 dakikada 17 sayı 3 ribaunt 4 asist 2 top çalma yaptı ancak 6 da top kaybı vardı. Raptors 104-84 ile Cleveland'ı geçmeyi bildi.

Amare'nin Yeni Aksesuvarı



Amare Stoudamire geçtiğimiz günlerde antrenmanda Diaw ile girdiği bir mücadelede gözünden sakatlık geçirmişti. Yırtık mı ne varmış yanılmıyorsam..
Amare'nin sakatlığı basketbol oynamasına engel değil ama gözlükle oynayacak. Şu an durumu belli değil. Sağlığı yerine gelirse bir-iki ay takıpta çıkartabilir yok aksi kariyeri boyunca da takabilir. Duruma göre değişebilirmiş. Yeni Abdul-Jabbar'ımız Amare olacak ligde..

7 Ekim 2008 Salı

Nba Preview - Dallas Mavericks


Gelenler:

Shan Foster, -G- (Draft),

Rick Carlisle –Antrenör- (Indiana Pacers),

Gerald Green –G- (Houston Rockets),

Jose Juan Barea –G- (Sözleşme yeniledi),

DeSagana Diop –P- (New Jersey Nets),

Antonie Wright –G- (Sözleşme yeniledi),

Keith McLeod –G- (Montepaschi Siena),

James Singleton –F- (Tau Ceramica),

Devean George –F- (Sözleşme yeniledi),

Gidenler:

Avery Johnson –Antrenör- (Serbest)
Malik Allen –F- (Milwaukee Bucks),


2008 Play-off ilk turunda Hornets'e elenmesinin ardından uzun süredir tartışılan Avery Johson'un görevine son verildi. Ardından ise bir yıl koçluğa ara veren Rick Carlisle ile anlaşmaya varıldı. Koç değişikliği ve takımın son iki yılda erkenden lige veda etmesi ile bu sezon önemli değişiklikler beklenmekteydi Dallas'tan ancak öyle piyasayı sarsacak bir hamleleri olmadı.


Dallas'ın başarı grafiğini bir çan eğrisi gibi düşünecek olursak 2006'da tepe yapmışlardı ancak Heat'e finalde kaybedilen andan itibaren sürekli takımda düşüş gerçekleşti. Normal sezonu süpürmüş olabilirler ancak Johnson'un koçluk kariyerine etki edecek kararlarıyla Golden State'e elendiler ve geçen sezon çalkantılı bir regular'ın ardından play-off'ta yine hüsranı tattılar. Dallas artık duraklama dönemini de geçti gerileme döneminde ki tam zamanında Avery'nin görevine son verildi. Carlisle'nin normalde oyuncularla ilişkileri pek iyi değildir mesafeli davranır ancak yazın okuduğum bir kaç yazıda Kidd ve Nowitzki ile beraber vakit geçirdiklerini öğrendim. Kidd'e güveoyu kullanmış ayrıca Carlisle takımı ona emanet edeceğini belirtirken. Carlisle oldukça iyi bir seçenek ve Dallas için yeniden bir umut olabilir.


Dallas'ın off-season'daki en önemli hamlesi Diop'u tekrar takıma kazandırmak oldu bence. Kidd takası ile Nets'e gönderilen Diop serbest bırakıldıktan sonra tekrar eski takımı Dallas'a döndü. Diop savunmada oldukça önemli bir koz olacak Mavericks'te. Hücum yönü iyi olmasa da Dampier'ı bile kesebilecek bir isim. Pota altında fazla alternatifi yok Dallas'ın yani Dampier ve Diop'un arkasında Allen'ın da gitmesiyle undersize kalabilecek Bass var.


Bir de geçen sezonu felaket bir biçimde geçirmiş Green ile anlaştılar. Gerlad Green 2007 smaç şampiyonu olan. Garnett takası ile Boton'dan Wolves yolunu tutan Green burada 29 maç oynadıktan sonra Rockets'a takas edilmiş ve orada da yalnızca bir maça çıkmış ve oldukça kötü bir sezon geçirmişti. Şimdi Green'i takıma aktmak ne derece doğru bilemem. Boston zamanlarında iyiydi kıpırdanma vardı ve kendisine güveniliyordu ancak takasının ardından söndü Green. Daha 22 yaşında ve kazanılırsa faydalı olabilir takıma. Kariyeri şu ana kadar iyi olmasa da ikinci bir başlangıcı Dallas ile yapabilir.


Dallas'ın off-season öncesi önemli sorunlarından biri guard pozisyonundaki daralmaydı. Kidd'in arkasında o yokken sahada en azından top taşıyıp bir iki pas yapabilecek bir guard lazımdı takıma. Geçen sezon Tyronn Lue ile tamamlandı ancak onun da takımdan ayrılmasıyla burada açık meydana geldi. Öncelikle draft tercihlerini guarddan yana kullandılar ancak onu hemen kullanacaklarını söylemek zor zira Kidd'in arkasına iki önemli takviye geldi. Öncelikle 24 yaşındaki Barea ile 3 yıllık kontrat imzalandı. Barea iyi oyuncudur saf bir guarddır ancak koca bir sezon boyunca Kidd'in arkasında sırıtabilirdi ki akabinde McLeod ile anlaşmaya varıldı. McLeod önemli bir isim tecrübesiyle takıma önemli katkılar yapacaktır Kidd'in arkasından. Önemli bir hamle oldu onlar için.


Bunun dışında Singleton'u da aldılar. Rotasyonun daralması durumunda o da sezon içnide kullanılabilir. Eddie Jones'da takımda kalmış. Geçen sezon ortalama 20 dakika süre alıyordu ki aldığı süreye karşılık istatistikleri iyi değildi. Bu sezon o kadar süre alamayacağını düşünüyorum ama yine takıma tecrübesi ile benchten gelerek faydalı olacaktır. Bir de Josh Howard'ı da takasla postalamak için çok uğraştılar ancak bir türlü talibi çıkmadı paketlerde anlaşılamadı olmadı.


Dün Suns'u değerlendirirken bahsetmiştim yaş sorunlarını. Bu dert Dallas'ın da başında. Yalnızca arka alan yani kısalarda bu sorun göze çapsa da yine de önem teşkil etmekte. Kidd ve Terry 30'lu yaşların içindeler. Bunun dışında yine McLeod 30'a merdiven dayamış brii. Bu sene idare etse bile seneye çatlamaya başlayacak bir arka alanı var Dallas'ın. Dallas için söyleyebileceğim bir de şu var ki oldukça önemli: bir altıncı adam çıkarabilmeleri. Ancak bakıyorum kadroya bri türlü bu görevi üstlenebilecek yada layıkıyla yerine getirecek birini göremiyorum. Stackhouse yaşlandı ve her geçen sezon istatistikleri düşmekte, bunun dışında yine sözleşme yenilenen George'un da bu kategori de çıkış yapabileceğini söyleyemem. Bir ihtimal Green olabilir ama işte dediğim gibi kendini yeniden bulması şart.


Dallas Carlisle ile toparlanabilir ve Batı'da yine tehlikeli bir takım olabilir. Ancak ilerleyen yaşlar sorun. Şampiyonluk için çok erken değil çok geç bu saatten sonra. Dallas çekirdek kadrosu ile 2006'da o şansı yakalamış ama son adımı atamamıştı bundan sonra bir kez daha oraya çıkabileceklerini düşünmüyorum. Yine de play-off yapacaklardır ama gerisi gelir mi tahmin yapmak zor.


Bu arada Dallas'ın off-season'da yaptığı en büyük hamleyi atlamışım. İşte Dallas'ın bomba transferi.

Uefa Grupları


Uefa Kupası'nda grup kuraları az önce çekildi. Galatasaray oldukça zor bir gruba düştü. Tamam şimdi nereye giderse gitsin belli başlı takımlar olacak ancak şu B Grubu'na bakınca ben işlerini o kadar kolay görmüyorum.
5.torbadan gelen takım Beşiktaş'ı eleyen takım Kharkiv. Şimdi bu takımı Beşiktaş önünde izlememiş olsak zayıf diye nitelendirip geçeceğiz ama öyle olmadığını gördük ve can sıkıcı bir takım olabilir grupta. Benfica'nın kadrosunda yine önemli isimler bulunmakta ve grubun seri başı. Hertha'nın son durumu hakkında bir fikrim yok ancak onlarla oynanacak maçın Almanya'da olması Galatasaray'ın lehine olur.
Olympiakos, Benfica ve Metalist.. Şu üç takımında deplasmanı oldukça zor olacaktır. Umalım ki Hertha deplasmana çıksın ki bu üçlüden sadece biri ile deplasmanda karşılaşalım. Fikstür önemli grupta her takım için oldukça dengeli oldu.

Bunun dışında diğer gruplarda dengeli ancak daha göze batan A ve C grupları var. Önemli ekipler karşı karşıya gelecek ve cidden zor gruplar olacak. Valencia'nın grubuna bakıyorum da Valancia'nın şov yapması gerek bu grupta..

6 Ekim 2008 Pazartesi

Nba Preview - Phoenix Suns


Gelenler:

Robin Lopez -F- (Draft),

Goran Dragic -G- (Takas San Antonio Spurs),

Terry Porter –Antrenör- (Detroit yardımcı antrenör),

Louis Amundson –F- (Philadelphia 76’ers),

Sean Singletary –G- (Takas Houston),

Matt Barnes –F- (Golden State Warriors),

Robert Hite -G- (Galatasaray Cafe Crown)
Trey Johnson -G- (Serbest)
Coleman Collins -F- (Serbest)

Gidenler:
Sean Marks –F- (New Orleans Hornets),

Mike D'Antoni –Antrenör- (New York Knicks),

Gordan Giricek –F- (Fenerbahçe Ülker),

D.J. Strawberry –G- (Takas Houston Rockets)
Brian Skinner –F- (Los Angeles Clippers),


D'Antoni ile beraber Nash'in takıma katılımıyla dört yıl boyunca şampiyonluk adayları arasında en tepede gösterilmekteydi Suns. Gerek oynadığı basketbol gerekse aldığı galibiyetler ile kendini sevdirmişti ancak 2005'ten bu yana bir türlü hedeflenen şampiyonluk gelmedi. S.Kerr'ın Gm koltuğuna oturması ile ilk büyük hamlesi olan Shaq kumarı da tutmayınca Suns'da ufak ufak çanlar çalmaya başladı. Kadro artık veteranlığa doğru sınıf atlıyor ve takımdan D'Antoni gönderildi Spurs serisi sonrası. Merakla bekleniyor Suns'un yeni koçuyla beraber nasıl bir grafik çizeceği..


Shaq takası ile radikal bir karar olan Kerr takımın uzunca bir süredir alıştığı sistemi birden bire yavaşlattı ve koca oğlana göre basketbol oynanmaya başlandı. Play-Off'lar da Spurs'ten çektiği kadar kimseden çekmeyen Suns, Shaq kumarında da Spurs'e karşı başarılı olamadı ve ilk turdan lige veda etti geçen sene. Bir diğer radikal kararla Kerr antrenör olarak Terry Porter'ı getirdi.Terry Porter'ın oyuncularla iletişimi iyidir. Eski bir guard olaması oyunu daha iyi okuma fırsatı da verecektir. Geçen sene iyiden iyiye zarara uğrayan show-time basketbolu bu sene artık yerini daha yavaş basketbola bırakacaktır. Eski Suns'u göremeyebiliriz görsellik anlamda ancak yine yarışın içinde olacaklardır. Doğrudan yada dolaylı olarak.


Yazın yapılan hamlelere dönelim. Yapılmak istenen ama yapılamayan bir hamle var Suns adına. Nash'in arkasını kollayacak o benche çekildiğinde bir şekilde takımı idare edebilecek bir guard aradılar. Tyronn Lue'a yöneldiler ancak anlaşılamadı bunun dışında J-Will ile de ciddi ciddi ilgilendiler ancak onunla da anlaşılamayınca Nba'de daha önce oynamayan - Tabi kamp sonunda 15 kişilik kadroya girebilirse - biriyle anlaştılar. Bunun dışında yine draftta guardlara yöneldiler diğer haklarında. İlk hak için pota altında işin savunma yönünü iyi bilen Robin Lopez'i almaktı ki bu tercih bile Phoenix'in oyun yapısı hakkında biraz olsun fikir vermekte. Yine iş Barbosa'ya kalacak gibi bu bölgede.

Matt Barnes takıma katıldı Golden State'ten ayrıca. Veteran minimum 1 yıllık kontrat ile takıma kazandırıldı Barnes. Şimdi bir yıllık anlaşma iyi, Porter veya Kerr oyuncunun takıma, sisteme uyup uymayacağını görür ve ona göre gelecek yıl planları içine dahil eder yada etmez. Barnes'te zaten tek yıllık kontratı olduğu için verimli oynayacaktır bir sonraki yaz piyasa yapabilmek için.

Suns'un en büyük silahı yine dış şutlar olacak. Önceki senelerde hızlı basketbolda ceza şutu olarak gönderirlerdi ancak yine de her ne şekilde basketbol oynarsa oynasın Nash,Barbosa,Bell ve şimdi de Barnes gibi oradan ciddi bir yüzdeyle atan isimler biraradaysa dış şutlar takım için önemlidir.

Suns'un en büyük sorunu da değerlendirmenin başında bahsettiğim gibi artık veteranlaşan kadrosu. Nash 34 yaşında, Shaq 36 yaşında ve Diaw 32 yaşında. Yaşıyla problemi olmayan Amare ve Barbosa'da şu an problem yok nitekim bu oyuncular en verimli dönemlerini oynuyorlar. Zaten özellikle takımın başındaki Nash'in yaşının ilerlemesi ve Shaq'tan dolayı artık hızlı basketbolu fazla göremeyeceğiz burada. Benchte de Hill gibi tecrübeli bir isim var ve bu tip şampionluk yarışının içinde olan takımlarda tecrübesiyle benchten katkı yapabilecek isim şart.

Shaq-Amare pota altında önemli bir ikili oluşturacaklar yine bu sezon ve Amare'nin geçen sezonki harika performansı bu senede sürecektir muhtemelen ancak işte hem Nash'in hem de Shaq'ın problemleri sezon içinde maç kaçırma problemlerine kadar dayanır. Arkalarını kollayacak kaliteli isimler yok Suns'ta. Eldeki kadro ile Nisan'a kadar zorlansalarda gemi yürür ancak Nisan'dan sonra play-off'ta ileriyi görmek pek mümkün olmayabilir Suns için.

Nba Preview - New York Knicks


Gelenler:

Danilo Gallinari -F- (Draft),

Mike D'Antoni -Antrenör- (Phoenix),

Chris Duhon -G- (Chicago Bulls),

Anthony Roberson -G- (TT Net Beykoz),

Patrick Ewing Jr. –F- (Takas Houston),

Allen Houston -G- (Sözleşme yeniledi)

Dan Grunfeld -G- (Aguas De Valencia)

Gidenler:

Isiah Thomas –Antrenör- (Serbest),

Renaldo Balkman –F- (Takas Denver),
Thomas Gardner –G- (Atlanta Hawks),


Reload


Yıllar boyu süren sefalet ve rezalet sonrası, yine yıllar boyu açılanlara benzer bir başka beyaz sayfa daha…

Tabi bu sefer açılan beyaz sayfa neredeyse bir çarşaf büyüklüğünde. Çünkü bu organizasyonun tarihinde gördüğü en kötü head-coach (hem istatistiki hem de oynanan oyun anlamında) ve eş zamanlı en kötü G.M sepetlendi. (Burada uzun uzun Isiah’ın yaptığı yanlışları anlatmam mümkün değil.Belki yaşlandığım zamanlarda,şöyle 4 ciltlik mini bir ansiklopedi şeklinde derleme yapabilirim.)

Ve ortadaki büyük enkazı kaldırması için, Mesih olarak Donnie Walsh seçildi.

Burada kısa bir özet geçmek gerekiyor : Öncelikle uzun süre Isiah Thomas’ın görevini sürdüreceği iddia edildi.Çünkü takım sahibi James Dolan ile çok sıkı bağlara sahipti ve bunca yanlışa,bunca rezilliğe rağmen (hem saha içi hem de saha dışında) 4 yıl boyunca organizasyonu idare etmesinin başka bir açıklaması olamazdı.Bu fırtınayı da Larry Brown olayı,Marbury olay(lar)ı ve sex skandalı gibi olayları atlatmayı başardığı gibi atlatabilirdi.

Ardından coach olarak görevine devam edeceği ama yeni bir G.M ile takım idaresindeki yetkilerinin sınırlandırılacağı konuşuldu.Isiah’ın kendisi de basına yaptığı açıklamalarda,yetkisinin alınmasını sorun etmeyeceğini,organizasyonun başarısı için gereken her şeyi yapacağını söylemişti. (Bir zamanlar,kaybettiği rakiplerinin elini sıkmayacak kadar gururlu olan,böyle büyük bir efsanenin düştüğü bu hal beni üzmemiş,midemi bulandırmıştı) Ortaya çıkan tabloda,G.M koltuğu için,pek çok isim ortaya atıldı.Sonuçta,medyada adı sıkça zikredilmesine rağmen,bence en beklenmeyen isim olan Donnie Walsh ateşten gömleği giydi.

The Decent Don

Medyada fazla yer işgal etmeyen,etmek de istemeyen,bu sebeple NBA’i yakından takip eden basketbol severlerin bile ismini henüz duyduğu Walsh hakkında birkaç bilgi verelim:

- Bronx doğumlu,yani öz be öz NewYork evladı.

- North Carolina mezunu yani işleri kitabına göre yapan ve ekol sahibi bir yerde yetişmiş,kişilikli bir zat.Dürüst ve açık sözlü. (iyi bir baba,iyi bir koca vs….)

- 1985 yılında Pacers’ın G.M koltuğuna oturmazdan evvel değişik takımlarda değişik pozisyonlarda bulunmuş ve son 23 yılını Pacers organizasyonunun tepesinde geçirmiş bir isim.

- Organizasyonu yönettiği 23 yıl boyunca sadece 6 kez play-off dışında kalan, hem yaptığı takaslar hem de draft seçimleri ile ligde büyük bir saygınlık kazanan (hele 87 yılında Reggie isimli, Los Angeleslı bir yuppie seçmiştir ki…) ve ligin elit idarecilerinden biri olarak kabul edilen, diğerlerinden kolaylıkla ayrılan bir marka.

Bu özelliklerine ilaveten,Walsh’un evvela 2000 yılında finallere ulaşan ve miadını tamamlayan Miller’lı,Smits’li… efsane kadroyu ve “The Palace Meydan Muharebesi” sebebiyle dağılmamış olsaydı,şampiyonluk kupasını kaldırma ihtimali hayli yüksek olan bir diğer iyi kadroyu kurmasından ben şunu çıkarıyorum : kendisine başarılı bir yol haritası çizen ve bu yolda gerekli parçaları uygun şekilde seçen ve daha da önemlisi birleştiren bir sistem adamı.

Bu saydıklarımız tam da aradığımız niteliklere benziyor.İlaveten NewYork doğumlu olması yani şehirde basketbola olan ilgiyi - beklentileri bilmesi ve yıllardır bu camia içinde yer alması,NewYork’da da olması muhtemel dostları gibi kendisine kredibilite kazandıran faktörler ile pozisyon için uygun bir isim gibi durmakta ama…

Jerry & Jerry

Yıllar boyu şampiyon takımların mimarlığını yapan,isimlerinin gittiği yerde başarının da peşi sıra onları takip ettiği iki büyük isim Jerry West ve Jerry Colangelo boşta iken ve üstelik kulislerde sürekli “Knicks’i kurtaran adam” olarak tarihe geçmek istedikleri konuşulurken yani bu işin iki erbabı -hadi abartayım- “açmış ağzını beklerken” Donnie Walsh tercihinin elbet sorgulanması gerekiyor.

Walsh’un Pacers ile harika işler yaptığı ve kazanan bir ekol oluşturduğu aşikar. Son 2 yıl içinde eş yetkilerle, eş pozisyonu paylaştığı Larry Bird ile yaşadığı bazı fikir ayrılıkları (ki birinci elden Bird’ü önce head-coach,sonrasında da başkanlık pozisyonuna getiren kendisidir) sebebiyle Pacers’tan ayrılmayı kafasına koyan, aslında aktif basketbol yaşantısını noktalamayı düşünen ama hiçbir emekliliğin 20 milyon dolar etmediğini (evet evet,4 yıl için 20 milyon dolar) idrak ettiği an Knicks’in başına geçen Donnie Walsh’tan beklenenleri anlatmama gerek yok galiba.Tabi önemli olan Walsh’un bu beklentilere nasıl cevap vereceği.Şimdi “Şeytanın Avukatlığı”nı yapma zamanı :

- Pacers’ı hep belirli bir eşiğin üstüne taşımış ve orada tutmuş olmasına rağmen en tepeye çıkaramamış bir idareci. Kazanma kültürü olan ama “ultimate prize” a ulaşamamış birisi. Bizi bu yolda belirli bir kademeye yükseltecektir ama en tepeye ulaştırabilecek mi? Oraya uzanan yolda bize liderlik yapabilecek mi? Zira kendisi hiç orada bulunmadı.

- Göreve geldiği ilk gün,son 7 yıldır Dave Checketts’ı (MSG organizasyonunun 17 yıllık başkanı ve 90’lı yıllarda iki kez final gören takımların mimarı) dinlemeyen,tüm kararlara müdahil olan takım sahibi James Dolan’ın soru işaretleri ile karşılanan “Donnie tam bir otonomi sahibidir” açıklamasını haklı çıkarırcasına Isiah’ı head-coachluktan alıp başka bir pozisyona ataması ama kovmaması tam bir fiyasko.Hem kendi ismine sürülmüş bir leke hem de yeni başlamış olan yöneticiliğini ipotek altına alan bir durum bu.Ayrıca Walsh’un önünde Pacers’ta geçirdiği gibi geçirebileceği ikinci bir çeyrek yüzyıl daha yok ve Isiah da hemen köşe başında,Walsh’un sırasını savmasını bekliyor.

- Sayfalar dolusu eleştirilere maruz kalan “Medya politikası” nı değiştireceğini vaat etmesi ama bu konuda görevde bulunduğu 4 ayda hiç bir şey yap(a)maması da bir eksi.Öncelikle “cadı kazanı” sıfatının hakkını sonuna kadar teslim eden,kaba tabirle “kelle alan” NewYork medyasına karşı,süregelen düşmanca tavırları,sınırlamaları devam ettirmek bindiği dalı kendi elleriyle kesmesi demek.Ayrıca gerçek haberlerin değil,dedikoduların yazılmaya başlaması demek ki bu durum Donnie’nin kredibilitesinden ziyade,takım içi dengeleri,oyuncuları etkileyebilecek sorunlara yol açabilir.Profesyonel de olsa insan,bir insandır nihayetinde ve yazılanlardan etkilenmemesi mümkün değildir.

- En büyük hamlesi olan D’Antoni seçimi öncesi hem Avery Johnson hem de Mark Jackson ile yaptığı görüşmeler sonrası,ikisine de “ilk tercihsiniz” demesi (Bu bir dedikodu değil,Jackson basına açıklama bile yaptı.) ama peşi sıra tam da Dolan tarzında büyük bir isimle yani D’Antoni ile anlaşması da hiç karakteristiğine uymayan bir hamle.Üstelik ilk basın toplantısında “işleri bir zamanlar olduğu gibi,defans yapan ve savaşan bir takım kurarak halledeceği” ni vaat etmesine rağmen.

- Sports Illustrated,imza atılmazdan evvelki son 3 gün bas bas D’Antoni ile anlaşıldığını bağırırken,inatla bu durumu yalanlaması da lakabını yerle bir eden bir başka eksi.

Tüm bunları alt alta koyunca şu sorular akıllara gelmiyor değil :

- İki büyük Jerry’e hiçbir suretle diş geçirmek mümkün olmayacağı için mi düşünülmediler?

- Bu yüzden mi “saygın” ama “işine müdahele edilebilir” Walsh tercih edildi?

- Ya da NewYork basını paranoyası bana da mı bulaştı? Ota-boka komplo teorisi mi kuruyorum?

Game Plan

Neyse komplo teorilerini şimdilik bir kenara bırakalım ve eylem planını inceleyelim.

Öncelikle, iyice gözden düşmüş,hem NBA Dünyası’nda hem de gerçek Dünya’da alay konusu haline gelmiş,elindeki oyuncular ve geleceğini ipoteklemiş halde olan yüksek meblağlı kontratlarıyla,toparlanması 2-3 yıldan evvel mümkün görünmeyen bir organizasyonun head-coach pozisyonu için yaptığı aramalarda aceleci davranmayan,play-off ilk turu bitene dek bekleyen, Skiles, Avery gibi isimlerle konuşan,üstelik hemen ilk buluşmada bunları takımın başına getirmek için üzerlerine atlamayan,tabir-i caizse “kendini ağırdan satan” ve organizasyona yeniden saygınlık kazandıran Walsh’u tebrik etmek lazım. Beklenen Isiah hamlesi dışında,şu ana dek yaptığı ya da yapmadığı hamlelere fitil olmama rağmen, “Sezar’ın hakkı Sezara’”.

Lakin bu pozisyon için yaptığı seçim, adaylar içinde belki de en kötüsü. Ligin değişik kaynaklarca (ve elbet biz taraftarlarca) en az antrenman yapan ve en az mücadele eden ama en disiplinsiz takımının başına, D’Antoni gibi yumuşak başlı ve katı disiplinden uzak bir coach getirmek anlaşılacak gibi değil. Bu açıdan bakarsak Skiles ve hele ki Avery çok daha uygun isimler.

Beş yıldır ultra yetenekli Suns kadrosu içinde bile 7 kişilik rotasyon dışına çıkmayan, son üç yıldır yani G.M olduğu dönemde salary cap muhabbetine çaylak seçimlerini satan,gençlerin yetişmesi konusunda hiçbir katkısı ya da ispatlanmış yetisi bulunmayan D’Antoni, bizim gibi yeniden yapılanan ve kaçınılmaz olarak gençleşecek bir takım için kesinlikle doğru tercih değil.Bu takıma,takımla beraber büyüyecek,genç,hırslı bir coach lazım.Bu açıdan bakınca da Mark Jackson ve Avery çok daha uygun düşüyor.

Sözlükte “Hücum” kelimesinin karşılığına bakınca D’Antoni’nin resmi duruyor. Bu konuda lafım yok.Her ne kadar elinde Colangelo tarafından verilmiş ultra atlet ve şutör elemanlar bulunsa da ve Nash gibi bir faktör varsa da bu sistemi getiren ve oturtan D’Antoni. Tabi Marbury ve Jamal gibi iki sokak serserisi için bu “koş koş,at at,ye ye,sorun değil atmaya devam et” şeklinde özetlenebilecek mantalite uygun olabilir.Ama takımın ihtiyaç duyduğu mücadele ruhu ve savunma dozajında artışı sağlayacak adam kesinlikle D’Antoni değil.Bu açıdan bakınca da Skiles ve Avery çok daha uygun duruyor.

Hele ki enerjisini hareketleri ile oyuncularına da yansıtan ve savunmanın “s” sinden haberdar olmayan Dallas’a bu konuda sınıf atlatan, finallere taşıyan Avery tam da aranan isim gibi duruyor. Forumda yazılarımı takip edenler bilir,Avery’nin en azılı eleştirmenlerinden birisiyimdir.Hala da Avery’nin yeterli bir coach olduğuna inanmıyorum ama şartlar dahilinde, eldeki alternatifler içinde en uygun gözüken isim Avery.

Sadece en büyük isime sahip olan coachu almak,başarıyı garantilemiyor.Bu denli önemli bir seçimi yaparken kadroya ve yapılabilecek hamlelere bakmak gerekiyor :

1-) D’Antoni sistemini götürebilecek bir playmaker var mı? (Marbury diyeni döverim) Yok. (Duhon bu kapasitede bir oyuncu olabilir ama dikkat edin kelimeye “olabilir” Donnie bile o kadar güvenmiyor kendisine.Nereden çıkardığımı soranlara cevabım : kontrat süresinin uzunluğu.Sadece 2 yıllık bir kontrat alabildi ki eğer kan uyuşmazlığı olursa,iple çekilen 2010 yazında,bağlayıcı bir kontratı olmasın,Donnie’nin hamleleri kısıtlanmasın)

- Keskin şutörler var mı? Yok.

- Marion ya da Amare gibi süper atletler var mı? Yok.

- Diaw gibi birden çok pozisyonu oynayabilen,çok yönlü bir oyuncumuz ya da Barbosa gibi yedekten dinamizm ve yüksek sayı potansiyeli getirebilecek bir oyuncumuz var mı? Yok.

O zaman ne oynayacak bu takım? Curry ve Zach gibi iki kaktüs ile “run&gun” oynamak mümkün mü? İkisini birden geçtim,tekiyle bile oynamak mümkün mü? Bu takımın pivotu David Lee mi olacak? Dış şut konusunda zaten büyük sıkıntılar yaşıyoruz ; nedir yani ; Q-Rich 4 yıl evvelki haline mi dönecek sihirli bir dokunuşla? Nate her gece benchten gelip maç başı 15 sayı ortalama mı verecek?

Tabi D’Antoni sistemi bazı oyunculara yarayacak.”Koş–koş” sisteminde bitirici rolü üstlenebilecek Chandler ile Lee gibi atletik bir uzun mutlaka bu düzenden faydalanacak.Bu sene dibe vuran Q-Rich’in de daha kötü oynayamayacağı,istese bile daha kötü rakamlar yapamayacağı aşikar.Bu sistemde parladığı ve bu sistem sayesinde yıllık 9 milyon pahasında bir kontrat kaptığı düşünülürse,illaha ki daha iyi rakamlar verecektir.Crawford ise maç başına tüm ligde en çok şut kullanan oyuncu olabilir açık ara.

Bu fotoğrafa bakınca,D’Antoni’nin son 5 yıldır contender olan bir takımı bırakıp bu arapsaçının içine kendisini atması çok mantıksız geliyor.Ama tam da bu noktada 24 milyon dolarlık,bir container dolusu Benjamin devreye giriyor.Üstelik kendisini görmeye Arizona’ya gelecek olan ve D’Antoni’den randevu alan Bulls sahibi Reisendorf’u beklemeden bu sözleşmeye imza atması,benim midemi bir miktar daha bulandırıyor.

Salih Tokmak

Teşekkür: Yazısını kullanmama izin verdiği için Salih Abi'me teşekkür ediyorum buradan...

Detroit Shock


Detroit Shock 3-0 San Antonio SilverStars

Detroit Shock 2008 Wnba şampiyonu oldu. Dün gece sadece maçın son 5 dakikasını izleyebildim o yüzden yorum yapamayacağım ama Detroit izlediğim bölümde rakibine yine üstünlük kurmaktaydı farka rağmen. Detroit 76-60'lık bir ksorla son maçı da evinde kazandı ve SilverStars'ı süpürerek şampiyon oldu.

Nba Preview - Cleveland Cavaliers


Gelenler:

J.J. Hickson -F- (Draft),

Darnell Jackson -F- (Draft),

Daniel Gibson –G- (Sözleşme yeniledi),

Tarence Kinsey –G- (Fenerbahçe Ülker),

Maurice Williams –G- (Takas Milwaukee),

Lorenzen Wright –P- (Atlanta Hawks),

Delonte West -G- (Sözleşme yeniledi)

Gidenler:

Damon Jones –G- (Takas Milwaukee),

Joe Smith –F- (Takas Oklahoma City),

Devin Brown –G- (New Orleans Hornets),


Cavs'ın süper yıldızı LeBron James'in 2 yıl sonra 2010'da kontratında oyuncu opsiyonu bulunuyor ve daha iyi bir kontrat, belkide yeni bir takım için opsiyonunu kullanıp 17 milyonluk hakkından vazgeçebilir. Bu konu da gündemi daha bugünden itibaren meşgul etmeye başladı. Nba'de çoğu takım 2010'da bir çok süper yıldızın serbest kalcağını öngörerek salary'lerini boşaltmaya yönelik hamlelerde bulundu. Cavs'ın ise tek derdi yıldız ismi James'i takımda tutabilmek. Bunun için de bu yaz oldukça karlı hamleler yaptılar ve James'e yaranmaya çalıştılar bir başka deyişle.


Cavs öncelikle işini sağlama alarak şutör guard Daniel Gibson'la 5 yıllık bir kontrata imza attı. Gibson'un eli sıcak olduğunda nasıl attığını sanırım hemen hemen herkes izlemiştir All-Star Rookie maçında. Gibson'a zaten 2 yıl önceki Detroit serisinde yaptıklarına bile kontrat verilirdi. Bu işi sağlama aldılar öncelikle. Ardından LeBron'un arkasında yer edinebilirse Kinsey'de fena seçim olmaz. Geçen sene Kinsey Fenerbahçe'de oldukça verimli olmuş ve iyi bir sezon geçirmişti. Devin Brown gibi iyi bir görev adamını kaybettiler ancak biryerden de feraget etmeleri lazımdı.


Ardından off-season'un takım için en önemli hamlesi geldi. Girilen üçlü takas sonunda Mo-Williams'ı kadrosuna katan Cavs karşılığında Oklahoma'ya Joe Smith ve Bucks'a ise Damon Jones gönderildi.

Şimdi öncelikle takımda eksik olarak ne göze çarpmaktaydı geçen sene ?

1-LeBron'un arkasında onu tamamlayabilecek bir skorer

2-Oyun Kurucu problemi..

Mo-Williams bu ikisine de çözüm oldu mu ?

Evet..


Mo-Williams hamlesiyle Cavs çok önemli bir işi halletmiş oldu. Mo-Williams oyun kurucu pozisyonuna derman olacak ve aynı zamanda da James'in arkasından önemli bir skor tehditi olacka rakiplere karşı. Cavs'ın ayrıca West ile de sözleşme yenilemesi bu bölgeyi iyiden iyiye sağlamlaştırdı. Hoş LeBron varken top guardlarda ne kadar kalacak denilebilir ancak Mo-Williams tipi bir oyuncuya Cavs'ın ihtiyacı vardı ve en iyi şekilde faydalanacaklardır ondan.


Uzun rotasyonuna gelecek olursak artık iyiden iyiye halden düşmüş Ben Wallace ile beraber 33 yaşındaki Iglauskas pota altını sıkıntıya sokabilir. Tamam yine şöyle isimlerine baktığımızda Doğu için iyi isimler ki Ben Wallace ve Varejao ikilisi de oldukça sert olacaktır pota altında Iglauskas'ın da çok yönlü basketbolu var ancak rotasyonda da bir sıkıntı var. Joe Smith'in gönderilmesi ile yine 33 yaşındaki tecrübeli isim Lorenzen Wright takıma katıldı ancak o da bir yere kadar. Önemli bir uzun rotayonu olmasına rağmen sıkıntı çekecek gibi duruyor Cleveland bu bölgeden.


Takımın en büyük silahı bu sezonda şüphesiz LeBron olacak. LeBron James ligin en iyi oyuncularından biri. Oyunun her yönüne katkı sağlayabilen bir isim ve her maç bir triple-double tehtidi var adamda. Bu da onu farklı kılmakta. Aynı zamanda gördük ki Amerika ile Pekin'de zaman zaman 4 numarada da oynayabiliyor. Fizik açısından da LeBron ile bir başkasını kıyaslamak zor. Bu sezon Williams'In da gelişi ile onun yılı olabilir...


Cleveland bence önemli atılımlar yaptı şampiyonluk yolunda. Benchinde yine tecrübeli iisimleri olacak ve sahada da her an herşeyi değiştirebilen LeBron James. Williams hamlesi ile daha oturaklı bir hal aldı takım. Bakalım yine Merkez Grubu'nda Pistons ile yarışa girecekler önde bitiren avantajlı olacaktır. Cavs muhtemelen 50 galibiyeti zorlar. Geçmesi de mümkün..

Nba: Günün Maçları


Nba'de her gece ayrı bir maç var ki bende zaten her gün burada gelip maç yorumlamayı düşünmüyorum izlemeden. Bu ilk geceydi pre-season'da boxscore'lara bakarak bir iki yorum yaptım buyrun ;

Detroit 95-91 Heat - Final OT

Box'a ilk baktığımda top kayıpları dikkatimi çekti iki takım adınada. Hazırlık maçı elbet ancak fazla gibi geldi özellikle Billups gibi biri için. Bunun dışında bizim çaylak Chalmers'de 4 yapmış ee normal adamın daha ilk maçı. Magloire'a az süre verilmesine şaşırdım ama tabi ki o da denenecek daha hazırlık maçları var takımın önünde. Quinn ilk beş başlamış ancak Cook benchten gelerek yaptıklarıyla göz kıprmış ilk beş için. Bunun dışında Beasley ilk maçında oldukça verimli gözükmüş.
Yani uzatmaya bile götürmek önemli şu maçı. Kaybetmeye alışmış bir takım vardı ve yavaş yavaş tekrardan kazanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Skoru beğendim ben.. Sırada Avrupa turnesi var iki maç üst üste Nets ile orada izleyelim görelim takımı..

Warriors 103-106 Hornets - Final

Turiaf ne yapmış öyle ya. Oldukça verimli gözükmüş ilk maçında ama lig içinde bu derece olur mu bilmem. Zaten şu hazırlık maçları bench'in kendini sezon öncesinde göstermesi için oynanmakta. İlk beş max 25 dakika rotasyonda kalırken bench önemli görevler üstleniyor. Turiaf'ta sivrilen isim olmuş benchten gelerek. Belinelli ile Azubuike'de oldukça iyi bir maç çıkartmış. Ellis'in sakatlığında guard mevkiinde Watson denenmiş ancak ilerleyen zamanda Williams monte edilir oraya.
West yine doğru işleri yapmaya devam ediyor. Geççen sene All-Star olduğunda itirazlar oldu ancak bu adam iyi işler yapmaya devam ediyor ve edecek.
Bu arada Chandler'da maçta sakatlanmış ve oyundan çıkmak zorunda kalmış ancak cidd ibir durum yokmuş.

5 Ekim 2008 Pazar

Nba Preview - Atlanta Hawks


Gelenler:

Mike Woodson –Antrenör (Sözleşme yeniledi),

Maurice Evans, -G- (Orlando Magic),

Randolph Morris –P- (Serbest),

Josh Smith –F- (Sözleşme yeniledi),

Thomas Gardner –G- (New York Knicks),

Othello Hunter –F- (Draft),

Flip Murray –G- (Indiana Pacers),


Gidenler:
Josh Childress –F- (Olympiakos),

Lorenzen Wright –P- (Cleveland Cavaliers),
Tyronn Lue –G- (Milwaukee Bucks),

Anthony Johnson –G- (Orlando Magic),


Atlanta Hawks geçen sezon play-off ilk turunda Boston Celtics'e karşı aldığı 3 galibiyet aslında herkesi şaşırtmıştı ama bu takım kendini bilen ve yetenekli oyunculardan kurulu bir ekipti. Kağıt üzerinde oldukça iyi bir beşleri olmasına rağmen bench konusuna gelince pek iyi oldukları söylenemez bence.


Şimdi Hawks'ın bu sezon Josh'larla başı dertteydi. Öncelikle bir Childress meselesi var ki sadece Hawks değil basketbolla uzaktan yakından alakası olan herkesi ilgilendiren bir olaydı. Josh Childress yazın en sürpriz transferi ile Nba'den Yunanistan'ın yolunu tuttu. Aslında Nba'de pazarı olabilecek bir oyuncuydu ve takımda da iyi işler yapmaktaydı. Sınırlı serbest olarak yaza girdi Childress. Atlanta'nın amacı kontrat önermeden gelecek herhangi bir kontratı bekleyip ona göre davranmaktı belkide. Ancak bir blöf olarak gördükleri Olympiakos takımı geldi Childress'i kaptı.


Bir diğer Josh'la ise kontrat imzaladılar. Josh Smith yıllık 10 milyonluk bir kontrata imza attı bu yaz. Smith gibi takımdaki ilk beşin düzenli bir parçasını tutmak önemliydi. Josh Smith iyiden iyiye ligin çok yönlü oyuncuları arasına girmeye başladı hatta o sınıfta sayabiliriz onu. Smith önümüzdeki sezon All-Star olmaya hazırlanıyor belki de ve Atlanta'da onu takımda tutarak kimyayı bozmamış oldu. Kimyayı bozmadı derken koçlada uzatıln kontrat ile takımın alıştığı sistem devam edecek. Özellikle koçun oynattığı bunaltıcı savunma ile daha bir çok takımın canını yakacaktır Hawks.


Atlanta'nın bir diğer hamlesi Magic'ten kadrosuna kattığı Evans. İçeride Harford-Smith ve Williams gibi isimler varken benchten gelerek dış atışlarda önemli bir katkı sağlaacak oyuncu. Bunun dışında Bibby'nin arkasında durması için Murray geldi ki o da fena bir seçim değil.


Az öncede bahsettim.. Bu takımın en önemli gücü kağıt üzerindeki beşi. Ki gördük ki gayet de iyi ve sağlam bir beş. Ancak bench oldukça kötü durumda. Şimdi bir bakalım..

Bibby-Johnson-Smith-Williams-Horford

cidden hatırı sayılır bir beşi var Hawks'ın. Marvin Williams beklenilen çıkışı bir türlü sergileyemedi ancak onun yanında duran Hoford geçen sezon büyük bir çıkış yaparak çaylak sezonunu oldukça verimli geçirmiş oldu. Pota altı konusunda da Horford'un gelişmesi ile iyi bir güce kavuşacak Hawks.

İşin diğer yönüne benche baktığımızda geçen sezon benchten gelerek oldukça iyi istatistikler yapan ve yazında Avrupa yolunun tutan Childress'ın açığı kapatılamadı. Evans alındı ama onun yerini doldurabilecek biri değil ancak yine de dediğim gibi dış atışlarda takıma oldukça faydalı olacaktır. Lue ve A.Jhonson gibi takımdan iki önemli tecrübede ayrılınca cidden kötü bir görüntü kaldı benchte. Sezon içinde bir-iki ufak ama yararlı hamle ile tamamlamaları şart eğer ciddi bir yer hedefliyorlarsa..


Şimdi Atlanta geçen sezon son sıradan Play-Off yaptı ancak bu sezon güçlenen Doğu'da play-off yapabileceklerini düşünmüyorum. Heat'in yeniden güç kazanması ve yarışın içinde olacak olması bunun dışında daha tehlikeli bir Sixers ve iddialı Pacers, Bucks ve Bobcats.. Doğu'da da işleri pek kolay olmayacak Hawks'ın..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...