Kings etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kings etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Kasım 2010 Salı

Kings 111-108 Raptors (Kings Yine Geriden Geldi)


Deplasmanda oynadığı 3 maçta 2 galibiyet alan Sacramento bu sezon ilk kez kendi salonunda parkeye çıktı. Seyircisi önünde kazanmak isteyen Kings ilk yarısında kötü bir oyun sergilemesine rağmen ikinci çeyrek takım halinde iyi basketbol oynayarak Raptors'u geriden gelerek 111-108 mağlup etmeyi başardı.

Çok değil iki gece önce Cavs karşısında geriden gelerek kazanan Kings için bu maçta hemen hemen aynıydı. Cavs-Kings ve Raptors-Kings maçları sadece rakip takımların formalarının değiştiği kopya iki maç gibiydi. İlk yarıdan farkı açan rakip takım ve üçüncü çeyrekte rakibi yakalyan bir Kings. Ancak Cavs maçına göre iki fark vardı dün gece. Birincisi Raptors'un ilk devre sayı üstünlüğnü sağlaması Cavs gibi çok deli bir yüzdeyle şut atmasından değil Kings'in kötü savunmasından faydalanarak oldu. Bir diğer fark Kings tarafında. Sacramento Cavs karşısında geriden gelip farkı açmış ancak son anları kötü oynayarak maçı zora sokmuştu. Bu sefer Sacramento geriden geldi maç bir Raptors'a bir Kings'e gitti. Cavs maçında son anları oynayamama problemi olduğunu söyleyip eleştirdiğim Kings bu maç ise son anları çok bilinçli oynadı ve maçı kazanmayı hak etti.

Raptors daha maçın başında Bargnani ve DeRozan'ın sayıları ile üstünlüğü eline geçirdi. Kings'te Cousins'in faul problemine girmesi de buna eklenince ilk çeyrek kötü bir Sacramento izledik. Udrih ve Evans'ın skor katkıları farkın fazlaca açılmasını önledi. Cousins'in kenara gelmesi ile boyalı alanda üstünlük kuran Raptors sayılarını bu bölgeden bulmaya başladı. Boyalı alana yüklenerek bol bol faul alan ve serbest atışlarla kolay basket bulan Raptors ilk çeyreği 33-16 ile önde tamamlıyordu.

Kings ikinci çeyrekle beraer biraz olsun kendine geldi. Zaman zaman iyi direnç gösteren Sacramento tam farkı azaltıp maça ortak olacak gibi görünse ve taraftarlar havaya girse Raptors boş adamı bulup cezayı kesiyordu. Sacramento'nun bu maç geri koşmakta zorlandığını da görük. Hızlı hücumlardan bolca sayı gördüler potalarında. İkinci devreye 11 sayı geride giren ve üçncü çeyrete üst üste iki üçlük basketi ile 16 sayı geriye düşen Kings'te Tyreke Evans kenardan maçı takip ediyordu.

Evans'ın oyuna girmesi ile beraber Kings'te müthiş bir arzu oldu. İlk devre boyunca zaman zaman dozajını arttırdıkları savunma üst seviyelere çıkıyor ve Raptors'a kolay basket şansı tanınmıyordu. Üçüncü çeyrek sonuna doğru taraftarıyla da bütünleşen Kings farkı 5e kadar indiriyor ve maça ortak oluyordu. Son çeyrek istekli oyununa devam eden Kings'e karşı çeyrek başında Calderon'un çabaları vardı. Az önce belirttiğim gibi Cavs karşısında Kings'in son çeyrek perforamansını eleştirmiştim ve bu maçı da kazanabileceklerini düşünmüyordum. Ancak geriden gelen takım her zaman avantajlıdır ve Kings geriden gelerek psikolojik avantajı kendi tarafına aldı ve maçı kazanmayı başardı. Son çeyrek başa baş giderken gerek Evans'ın gerek Casspi'nin gerekse Cousins'in sorumluluk alması ve takımı son çeyrekte taşıması önemli bir olaydı. Özellikle Cousins faul problemine girmesine ve sadece 15 dakika oyunda kalmasına rağmen 16 sayı 4 ribaunt ile katkı veresi gerçekten etkileyici bir performans. Daha çaylaktı bu adam değil mi?

Raptors'ta geçen sene 'gabarage time' oyuncusu statüsünde bulunan ancak Bosh'un takımdan ayrılması ile pota altında süre bulmaya başlayan Reggie Evans lige muazzam bir giriş yaptı Dün gece Sacramento karşısında takımının ribaunt gücünü tamamen eline alan Evans 10u hücum 19 ribaunt alarak muazzam bir performansa imza attı. Ancak hücum gücünün kısıtlıdan ziyade fazlaca zayıf olması Raptors'un alternatiflerini azaltıyor. Evans yine de lige muazzam bir giriş yaptı. Üç maçta 2.7 sayı ortalaması tuttursa bile 16.3 ribauntla oynaması cidden muhteşem.

Raptors pota altından devam edelin. Evans'ın hücum gücünün sıfır olduğu gerçeğini kapatacak bir isim var orada Bargnani. Sezona iyi başlayan isimlerden biri de Bargnani ve şu kadroyu her karşılaşmada oyunun içinde tutan performansları sergiliyor. Bosh sonrası Raptors'un şu kadroyla bir şeyler başarması çok çok zor ancak takımda Bargnani-DeRozan ve Kleiza'nın performanslarını her zaman takip ediyorum. Calderon benchten gelerek önemli bir katkı sağladı bu akşam ama artık bu takımda miladını doldurduğu ve takas edilmesi gerektiği çok açık. Calderon'un eski istekli hırslı oyununu göremiyorum artık.

Kings evinde önemli bir galibiyete imza attı ve 2003-04 sezonundan bu yana ilk kez lige 3-1 ile başladı. Kings'in özellikle evinde oynadığı maçlarda tehlkeli bir takım olduğunu savunurum her zaman. Bir diğer istatistikte Kings'in üst üste 5.defa Arco Arena'daki sezon açılış maçından galibiyetle ayrılması.

31 Ekim 2010 Pazar

Cavs 104-107 Kings (Evans Galibiyete Götürdü)


Bir maç izledik ama birbirinden farklı iki devre ve iki oyun vardı sahada özellikle Cavaliers için. İlk devrede atılan 67 sayı biraz olsun şutların girmesi ve yüksek yüzdeli oyuna bağlıydı ancak ikinci devre hücumda zorlanan zıt bir grafik çizen Cavaliers bu 24 dakikada sadece 37 sayı -yani ilk devrenin yarısı kadar- buluyor ve maçı kendi elleriyle rakibe teslim ediyordu.

Tabi bu maçı sadece Cavs'ın kötü oyununa bağlamak olmaz. Cavs ilk devre çok iyi oynarken de ikinci yarı dökülürken de Kings her dakika basketbolun doğrularını uygulamaya çalışıyor, sistem içinde hücum ediyordu. Zaten ilk yarının görüntüsüne bakacak olursak devreyi 14 sayı geride kapatan bir takımı eleştirebiliriz ancak Sacramento eleştirilecek bir oyun oynamıyordu ilk devre boyunca. Cavaliers şanslı olan taraftı çok yüzdeli oynadılar ve skorda bir anda öne fırladılar.

Üçüncü çeyreğe 14 sayıda geride başlayan Kings doğru basketboluna devam etti. Savunma dozajını biraz olsun arttırması ve Cavs'ın yüzdesinin düşmesiyle beraber 14 sayılık fark eridi. Kings periyot bitmeden öne geçiyor ve son çeyreğe de 2 sayı üstünlükle giriyordu. Byron Scott oyuna müdahale anlamında bu anlarda zayıf kalırken maç sonrası da korkunç bir çeyrek yaşadıklarını dile getiriyordu. Cavaliers geçtiğimiz sezon LeBron benche geldiğinde bu isimler ile skorda sıkıntı çektiğini hepimiz biliyorduk. Yine bu sıkıntıları yaşadılar. Ama artık LeBron'un bu takımda olmadığı ve kazanmaları için savaşmaları gerektiği gerçeğine inanmalılar. Gibson benchten gelerek önemli bir katkı verdi ve liderlik rolünde bu maç takımı taşıdı ancak yetmedi.

Diğer tarafın lideri Evans'a bakacak olursak komple bir yıldıza dönüşmüş durumda Evans. Kings'de Martin'in olduğu dönemler Martin sadece skora katkı yapıyor diğer alanlara pek katkı veremiyordu. Cılız olduğundan da kimi maçlarda çabuk sindiği de oluyordu. Evans'ın çaylak yılında gösterdiği gelişimle beraber Kings Martin'den vazgeçti ve takımı Evans'a emanet etti. Evans'da bu güveni boşa çıkarmayan performanslar ortya koyuyor. Bu maç kritik anlarda sahne aldı 21 sayı attı ama önemli olan 7 ribaunt 6 asist ile takımına yaptığı diğer katkılar. Kings'de çaylak isim Cousins'de ışık verenlerden. İçeri driveları ile rakip pota altını zorlayan Cousins double-double yaparak maçın kazanılmasında önemli bir etkendi. Sezona iyi bir giriş yaptığını da göz önüne alırsak Kings kumaşı iyi olan bir çaylağı daha takıma kazandırmış diyebiliriz.

Kritik anlar demişken Kings'in dikkat etmesi gereken konulardan biri de bu olmalı bence. Son 5 dakika kala Kings 105 sayıya ılaşmıştı. Yani son beş dakika maçın en kritik anlarında sadece -yazıyla iki- sayı bulabildi Kings. Karşısında Cavaliers değil de daha dirençli eli yüzü düzgün bir takım olsa şu maçı kazanamayabilirlerdi.

Cavaliers'ı bu maçta her ne kadar iki devre baz alındığında zıt bir oyun ortaya koymuş olsa da ortaya konulan mücadele ve istekli oyun dolayısıyla beğendim. Byron Scott'ta bu kısıtlı kadrodan en iyi verimi almaya çalışıyor. J.J Hickson gibi potansiyeli olan bir forvet ile önemli işlere imza atabilirler, sonuçta uzun süredir beraber oynamaya alışkın bir takım Cavaliers.

Ve son olarak... Ben Cavaliers'ı güzel formalarıyla bilirdim lan. Nba'in en kötü forması bence onların iç saha formasıdır şu an...

26 Eylül 2010 Pazar

Kral Tacını Taktı; Bekle Bizi Play-Off


Milenyumun başlarında Hidayet'in olduğu takım olma ünvanıyla birçoğumuzu NBA ile tanıştıran Sacramento Kings, Rick Adelman'la geçirilen son sezondan beri hiç Play-Off göremedi. Bu yıllarda Vlade Divac, Chris Webber, Peja Stajakovic ve son olarak da Mike Bibby ayrıldı takımdan. Takımın yıldızlığına önce Brad Miller soyundu, sonra da Kevin Martin. Miller bulduğu yere yatarken Martin'se yatacak ameliyat yatağı bulamadı bir türlü, o yataktan bu yatağa dolaştı durdu. Andreas Nocioni, Shareef Abdur-Rahim ve Kenny Thomas gibi isimler dev kontratlarla salary capi epey bir meşgul ettiler. Kevin Martin'in hastane odasında kazandığı yıllık 11 milyon dolar ve geçen sezon bizden para kazanan Larry Hugher de buna ilave edilebilir.

Kings'in geçen sezonlardan en büyük farkıysa bu kontratların hepsinden kurtulmuş olması. Abdur-Rahim, Thomas ve Hughes'in kontratları sona ererken Kevin Martin takas yasağına saatler kala takımdan gönderildi. Takas yasağının bitmesinden hemen sonra yapılan ilk takastaysa Nocioni takımdan gönderilerek salary cap temizliği tamamlanmış oldu. Onun ve Hawes'un karşılığında gelen Dalambert'in de bu yaz sona eren büyük bir kontratı var. Gelecek yıl Kings'in salary capinde çok büyük bir boşluk olacak bu hamlelerle.

Bu hamlelerden sonra Kings'in gelecek yıl için hamle alanının geniş olduğu ve bu yılı pas geçeceği düşünülebilir. Ama bu sezon için umutlar uzun zamandır ilk defa bu kadar yüksek durumda. Geçtiğimiz yılın en iyi çaylağı olan Tyreke Evans bu yıl resmi olarak liderliğe soyunacak gibi görünüyor. Martin'in aksine daha ilk sezonunda tüm dikkatleri üzerine çeken Evans'ın sonunun Martin gibi ameliyathane olmaması en büyük dilek elbette.

Yaz başından beri yapılan hamlelerde drafttan çekilen Cousins ve Whiteside ile Dalembert/ Hawes+Nocioni takası dışında pek de dikkat çeken birşey görünmüyor. Bu takası kısaca inceleyecek olursak; Upuzun kontratıyla takımı kara kara düşündüren, en sonunda bu yaz da takas edilmek istediğini belirtilen Nocioni'den kurtulmuş oldu Kings. Sixers ise takımdaki en büyük açık olan şutör sorununu giderdi. Kings yıllardır bir türlü gelişim gösteremeyen Hawes'u postalayıp yeni draft Cousins'e daha rahat bir yer açan Kings, kontrat sezonu konsatrasyonla daha iyi bir oyun oynaması beklenen Dalembert'ı kaptı. Sixers ise Dalembert'ın yerine yeni pivotunu buldu.

Takım

Udrih
Evans-Garcia-Wright
Casspi-Green
Thompson-Landry
Dalembert-Cousins-Whiteside

Evans'ın ve Wright'ın az buçuk 1 numarayı kıvırabilecekleri malum. Landry pivot pozisyonuna da kayabiliyor nadir de olsa ama ihtiyaç yok gibi görünüyor. Uzun rotasyonu yeterli ama kısaların durumu çok şüpheli. Kontratı aldığı sezonki parlamasını ancak geçen sezon devam ettirebilen Udrih ve takımın yıldızı Evans'ın yedekleri gerçekten çok şüpheli. Takımda Udrih dışında rahat rahat 1 numara oynayabilecek hiçbir oyuncu yok. Evans'ın o pozisyonda zorlandığı çok belliydi geçen yıl. Wright oynar ama zaten yetenekleri sınırlı bir oyuncu. Bunun dışında Evans'ın ilk yedeği Garcia'nın da sağlık durumu yine şüpheli. K-Mart'ın bir kopyası olmaktan kurtulabilirse benchten çok iyi bir katkı yapacaktır.

Uzun rotasyonunda öncelik yine Thompson ve koç Westphal'ın açıkladığı gibi Dalambert'te olacak. Dalembert'in kontrat sezonunda olması ekstra bir katkı vermesini sağlayabilir. Yine de bu takımın sadece ikinci planı. İlk plan Cousins'in benchten gelerek lige ağır ağır ısınması ve Dalembert'in yardımıyla savunmasını biraz daha ilerletmesi. Çok ekstra bir durum olmazsa zaten seneye Dalembert ile kontrat yenilenmeyecek ve Cousins-Whiteside ikilisi ile yola devam edecektir Kings. Jason Thompson'ın geçen yıl hücumuna kattığı orta mesafe şut onun için artı, Landry'ninse benchten getirdiği enerji Rockets günlerinden biliniyor zaten.

Gelecek Sezon

Kings'in sonu ne olacak bilmiyorum ama geçiş sezonu olarak görülse de Nisan'a kadar Play-Off mücadelesi içinde olacağını düşünüyorum. Kısa rotasyonuna koçun nasıl yaklaşacağı büyük merak konusu. Geçen yıl Kevin Martin'in dönüşüyle birlikte rotasyon konusunda epey bocalayan Westphal'un ne yapacağı şahsım adına büyük merak konusu. Ne olursa olsun Tyreke Evans'ın önderliğindeki genç ağırlıklı kadro izleyenlere büyük bir seyir keyfi verecektir. Gelecek Kralların!

Takımın Yıldızı


Not: Wade-LBJ-Bosh üçlemesine Three Kings denmesine de uyuz oluyorum bu arada, Kings adı geçmişken dökeyim içimi...

21 Eylül 2010 Salı

En Büyük Umut

Bütün taraftarın yüzünü yıllar sonra güldürmüştü, Tyreke Evans geçen sene. Kings, onun ve onun etrafında şekillenen takım sayesinde ligde yıllar sonra Play-Off mücadelesinde olabilecekmiş gibi görünmüştü. Sonra Kevin Martin döndü, Westphal topu martin'in eline verdi ve onu Teksas'a gönderene kadar çoktan Play-Off yarışının dışında kalmıştı. Ama önemli değildi bu. Taraftar için asıl önem arzeden şey Tyreke Evans'tı.

Evans'ın geçen yıl üstlendiği liderlik ve oynadığı oyun Kings camiasına o kadar umut verdi ki bu yaz bomboş salary cap'ine rağmen büyük av peşinde koşmadı Kings. Sadece gelecek yaz büyük bir kontratının sonuna geleek olan Samuel Dalambert'ı aldılar. Üstelikte yıllardır bir türlü istikrar yakalayamamış olan Spencer Hawes'un yerine. Gelecek yaz iyice bomboş hale gelecek bir salary cap'e rağmen kimse yaz hamlelerinden bahsetmiyor.

Gelecek yaz Tony Parker gibi bir süperstarın serbest kalıyor olması pek de umurumuzda değil. Topu dışarıda Tyreke'nin elinden alacak bir oyuncuya karşıyız taraftar olarak. Aslında bir star yerine 4 numaraya ve benche sağlam oyuncuların doldurulmasını istiyoruz sadece. Çünkü Evans'ın süperstar olmasını bekleyeceğimiz süreci, yazın gelecek bir yıldızı tercih ediyoruz.

Çünkü Tyreke Evans en büyük umut...

19 Şubat 2010 Cuma

Takaslar: Son 48 Saat !!

Antawn Jamison + Sebastian Telfair ----> Cleveland Cavaliers
Zydrunas Ilgauskas + Al Thornton + Emir Preldzic'in draft hakları + 2010 draft'ı ilk tur seçim hakkı ----> Washington Wizards
Drew Gooden ----> Los Angeles Clippers


Tracy McGrady + Sergio Rodriguez ----> New York Knicks
Kevin Martin + Jared Jeffries + Jordan Hill + 2011 draft'ının ilk turunda Knicks ile draft sıralarını değiştirme hakkı (1. sıra korumalı) + Knicks'in 2012 ilk tur draft hakkı (ilk 5 sıra korumalı) ----> Houston Rockets
Carl Landry + Joey Dorsey + Larry Hughes ----> Sacramento Kings

Nate Robinson + Marcus Landry ----> Boston Celtics
Eddie House + JR Giddens + Bill Walker + belirsiz (muhtemelen 2. tur) bir draft hakkı ----> New York Knicks




Marcus Camby ----> Portland Trail Blazers
Steve Blake
+ Travis Outlaw ----> Los Angeles Clippers

Tyrus Thomas ----> Charlotte Bobcats

Acie Law + Flip Murray + korumalı bir ilk tur draft hakkı ----> Chicago Bulls


Ronnie Brewer ----> Memphis Grizzlies
Korumalı ilk tur draft hakkı ----> Utah Jazz


John Salmons ----> Milwaukee Bucks
Joe Alexander + Hakim Warrick ----> Chicago Bulls


Dominic McGuire ----> Sacramento Kings
Nakit para + ilerideki yıllarda bir 2. tur draft hakkı ----> Washington Wizards


Jodie Meeks + Francisco Elson ----> Philadelphia 76'ers
Primoz Brezec + Royal Ivey + 2. tur draft hakkı ----> Milwaukee Bucks

Darko Milicic ----> Minnesota Timberwolves
Brian Cardinal ----> New York Knicks


Theo Ratliff ----> Charlotte Bobcats
Belirsiz şartlara bağlı bir draft hakkı ----> San Antonio Spurs

KonyalıPortlandlılar'a teşekkürler.

10 Aralık 2009 Perşembe

ROY Olacak Çocuk


20 Maç
36 Dakika
20 Sayı
5 Ribaunt
5 Asist
1.5 Top Çalma

Sezonun dörtte birini geride bıraktığımızda ROY için iki aday ön plana çıktı. Draftın en potansiyelli ismi ve bir numarası Blake Griffin'ini daha parkede izleyememiş olsak da bazıları oynamaya başlayacağı gibi ligin tozunu atıp, yılın çaylağı olacağını düşünüyorlar. Geri kalan basketbol izleyicilerine göreyse şu ana kadar sivrilen ve sezon sonunda ROY ödülünü alabileceği düşünülen 2 oyuncu var. Brandon Jennigs ve Tyreke Evans.

Brandon Jennigs sezona müthiş şekilde girmiş, ilk maçlarında parkede bir çaylaktan daha fazlası gibi görünmüştü. İlk maçında Sixers'a karşı 17-9-9 ile oynayan Evans, 15 Kasım sabahında 55 sayı üreterek takımı GSW'ye karşı galibiyete taşıdı. Bu sezon 50 sayı barajını geçen ilk oyuncu olan Jennigs bir anda dikkatleri üstüne çekti. Elbette daha sonra bu performansı tekrarlayamadı ama bir çaylak için gayet istatistikler elde etmeye ve Bucks'ın skoreri olmaya devam etti. Kasım ayının son maçlarında performansı düşse de buna kredisi vardı.

Aralık ayındaysa tam anlamıyla çaylak duvarına çarpan bir Jennigs izledik şimdiye kadar. Daha sezonun yarısı bile olmamışken performansının sezonun başına göre çok aşağılara düşmesi gerçekten kötü bir durum. Sezona girdiği hızla çaylak duvarına çarptı sanki. Şu anda hiç şut seçmez durumda. Bu ayki 5 maçta 37/96 şut yüzdesi tutturdu. Elbette düzelecektir ama her şutu atmaya devam edecekse o zaman durum fena. Pas verebilecek durumda Garnett'le bire bir oynayıp pota altına yöneliyorsa kısa bir oyuncu, gerçekten de o işte bir sorun vardır.

Brandon Jennigs'in çaylak duvarına toslamasıyla şu anda ortalıkta ROY adayı olarak bir tek Evans kalmış gibi görünüyor. Elbetete o duvara bir gün Evans da çarpacak ama etkisinin Jennigs'teki kadar ağır olmayacağını sanıyorum. Çok hızlı bir şekilde girmedi sezona, pilini hemen tüketmeyecektir. Onun sıkıntısı Martin'in gelişiyle başlayacak. 6. adam haline getirilmesi veya 1 numara oynaması performansını etkileyecektir elbette. Son maçlarda gitgide daha kötü hale gelen şut yüzdesine rağmen takımda skorerlik sorumluluğunu paylaşacak çok kimse olmaması bunu anlaşılabilir kılıyor. Özellikle Hawes-Thopmson ikilisinin biraz daha efektif olması onun şut yüzdesinin bu kadar düşmesini önleyecektir.

Griffin'in de katılmasıyla bu yıl çaylaklar arasındaki mücadele daha eğlenceli hale gelecektir. O zamana kadar da diğer çaylakları izlemeye devam.

14 Kasım 2009 Cumartesi

Kings Martin'siz Kazandı

Rockets 100-109-Kings

Takımın yıldızı Kevin Martin yokken (olsa bile favori sayılmayacakları bir maçtı), takımın pota altındaki güvenilir eli Spencer Hawes da berbat bir gece geçirirken Kings evinde Rockets'ı mağlup etti ve galibiyet yüzdesini %50'nin üzerine çekti. Bunu da resimdeki ikiliye borçlu. Bir de toplam 4/24 ile oynayan Rockets benchine.

Takımın bu sezon ilk kez kazandığı maç NBA Tv'den yayınlanmıştı. NBA Tv'de yayınlanan ikinci maç da Kings'in yıllar sonraki en iyi başlangıcının zirvesi oldu. NBA Tv Kings'e uğur getiriyor ha. Kanalın maç programlarında sık sık Kings'i görmeyi ümit ediyorum elbete ben de. Uğur olayı gerçek olmasa bile NBA seviyesinde çocukluktan gençliğe yükselen bu kadroyu izlemek heyecan verici.

Jason Thompson kuşkusuz maçın en iyisiydi. 27 sayı 11 ribaunt mükemmel bir performans tabii ama daha da mükemmel bir şey var. 9 hücum ribaundı! Maçın başından sonuna her ribaunt pozisyonunda olan ve genellikle o pozisyonları karıştıran Thompson'ın mücadelesi maçı Kings'e getirdi. Aldığı hücum ribaundları dışında topu doğrudan arkadaşlarına kazandırdığı pozisyonlar da mevcut. Martin'in yokluğunda 40 dakika süre alıp bunu son derece olumlu kullanan Udrih ile maç boyunca oldukça olumlu oynayıp maçın sonunda da çok kritik -ve çok çok zor- şutlarda isabet bulan Evans ve Nocioni de galibiyet de çok önemli rol oynasa da maç sonunda akılda Thompson'ın maç boyu yerinde duramaması kaldı. Rockets'ın geri dönüşü de dahil...

3 Kasım 2009 Salı

Krallar Saraylarında Başarılı


Kings 127-116 Grizzlies

Allen Iverson sağolsun NBA TV, Kings'in Arco Arena'daki ilk maçını televizyondan seyretme imkanını sundu bize. Kral Martin ve yardımcıları da sağolsun ilk galibiyetimizi alabildik.

Kings'in çıktığı ilk beşin felaket durumda olması maçın başında Grizzlies'in büyük üstünlük kurmasına sebep oldu. Ne yaptığı belli olmayan May'in yerine Hawes'un girmesi Kings'in yavaş yavaş toparlanmasını sağladı. Yavaş yavaş farkı azaltan ev sahibi, kevin Martin'in hücumda mükemmel oynamasıyla ilk çeyreğin sonunda 7 sayı geride kenara geldi, ilk yarının sonundaysa 56-54 öndelerdi. 3. ve 4. çeyreklerde oyun eşitlendi. Zach Randloph ve Kevin Martin'in mükemmel oyunları ARCO Arena seyircilerine keyifli bir maç seyrettirdi. Jason Thopson'ın faul sorunlarının da yardımıyla müthiş bir maç çıkaran Zach Randloph, son dakikada Kenny Thomas'ın üzerinden attığı şutla Grizzlies'i iki sayı öne geçirdi. Moladan sonraysa topu oyuna sokmak için gelen isim sürprizdi: Kevin Martin. Eli çok sıcak olan Martin'in topu alıp kendi şutunu yaratmasını bekliyordum. Böyle olmadı. Hawes kenardan aldığı topu Udrih'e harika bir asist olarak gönderdi. Udrih'e eşitliği sağlamak kalmıştı. Son saniyede atılan Grizzlies topu işe yaramadı ve maç uzatmaya gitti.

Uzatmanın başı da maçın en başı gibiydi. Kings skor üretmekte zorlanıyordu. Sonra Zach Randloph'un üst üste iki faulle kenara gelmesiyle Grizzlies hücumu tepetaklak oldu. Hawes-Nocioni-Casspi-Martin-Udrih beşinin hücumda verimli olmasıyla Kings ilk galibiyetini ARCO Arena'da taraftarlarının önünde aldı.

Maçın yıldızı Kevin Martin'di. 27-14 saha içi isabetle 48 sayı-5 sayı-4 asistle hücumda takımına çok iyi liderlik etti. Eli her zaman sıcaktı. Şutu erkende atsa, setin sonunda da atsa hep isabet buldu. Uzatmada da Zach Randloph'un üstüne çok iyi gitti ve 6. faulünü aldırarak Kings'in savunmada rahalamasını sağladı. Ayrıca savunmada da çok çaba harcadı. 4 top çaldı ama savunmadaki katkısı bundan daha fazlaydı. Bu yıl hem hücumda hem de savunmada verimli olmaya devam ederse, nihayet bütün Kings taraftarları onu lider olarak görecektir. Gerçekten "Kral Martin" olabilir sezonun sonunda, kings sonuncu olsa bile.

Martin'e en fazla yarım eden isim Hawes'du. Orta mesafeden çok etkili olarak onu savunan kim olursa çaresiz bıraktı. Savunmayı boşlasa da yaptığı 2 blokta enfesti. 21 sayı-11 ribaunt-7 asistle oynadı. Son hücumdaki asistiyle de galibiyetin kahramanlarından oldu. Bir daha kenardan gelmemesini diliyorum.

İki Avrupalı Udrih ve Casspi beklenenin üstünde katkı verdiler. Udrih, Evans'ın yedeği olarak oyuna girdi ve onun yapamadığı herşeyi yaptı. 16 sayı 6 asistle oynadı, takımı enfes önetti, maçı uzatmaya taşıyan basketi attı. Casspi'yse özellikle savunmadaki gayretiyle dikkat çekti. Hücumda dayerini bildi ve verimli oldu.

Nocioni özellikle kıs beşe dönülen uzatmada çok etkili olup maçın kopmasını sağlayan isim oldu. Faul problemiyle uğraşan Thompson, bileğindeki sakatlığıyla uğraşan Evans ve neyle uğraştığı konusunda bir fikrim olmayan May bu gün Kings'in en kötüleriydi. Kenny Thomas'sa Thompson'ın faul problemi yüzünden oyunda kaldığı sürede iyi bir mücadele sergiledi. Ama onun iyi mücadelesi de ancak bu kadar oluyor tabii.

Grizzlies cephesindeyse Zach Randloph başından sonuna kadar maçın yıldızıydı. 30-16 yapmasının dışında savunmada da etkili olmaya çalıştı, görevden kaçmadı. Uzatmada 6. faulünü almasaydı Grizzlies maçtan kopar mıydı? Hiç sanmıyorum.

Mike Conley ve OJ Mayo hücumda biraz tedirgindiler sanki. İkisi de anormal bir performans ortaya koymasa da arkalarında bekleyen Allen Iverson'ın etkisi ikisinde de hissedildi.

Rudy Gay bu gün -özellikle normal sürede- yarar sağlamak, yıldız olmak şöyle dursun, zararlı oldu takımına. Çok basit şutları kaçırdı. Etkili olamadı.

Ve Allen Iverson... İlk defa Grizzlies formasıyla izledim onu. Gerçekten tedirgin oynuyor. Geçen yıl onun Pistons'a çok büyük darbe indirdiğini söylüyorlar. Tamam bunu söyleyeneler haklı da Pistons'ın Ivy'e indirdiği darbe? Adam çaylak sezonundan bile daha tedirgin oynuyor. Özellikle ilk girdiğinde şut atmaya kalkışmadı (Tek birşut, o da atmasa ayıptı, öyle bir durum). Ne içeri penetre etti ne de içeriye pas indirmeye çalıştı. Aldığı topu diğer kısaya verdi. maçın sonundaysa gayet verimli bir şekilde 5/9 isabetle 11 sayı üretmeyi başarmıştı. Açıklamalarından falan kendine güvendiği sonucu çıkıyor ama sahadaki hali öyle değil. Bunda da Pistons sezonunun etkisi çok büyük.

İki takım da ligin kötüleri arasındaydı. Özellikle Kings yine sezonun en büyük sonunculuk adayı. Ve bu iki takımın maçı "Kötülerin İyi Maçı" şeklinde adlandırılabilecek bir maç oldu.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Gündemden Kısa Kısa


Öss senesinde olduğumuzdan blog'a fazla zaman ayıramıyorum. Arayı fazla açtığımın farkındayım ama bu sene böyle olacak o yüzden son 1-2 haftada yaşanan gelişmelerden kısa kısa bahsedelim.

  • PreSeason'da son güne girildi ve kalabalık bir program bizi bekliyor bu gece. Bende NbaTv'den yayınlanacak Atlanta-Orlando maçını izlemeyi planlıyorum bir aksilik olmazsa. Orlando hazırlık dönemini en iyi geçiren takım görüntüsünde şuan yenilgileri yok. Bunun dışında hazırlık maçlarında Clippers'ın atak yaptığını gördük. Pistons ise takımdaki kan değişikliklerine rağmen üst üste 5 maçtır kaybediyor. Bakalım bu görüntüler sezona nasıl yansıyacak.
  • Blazers forvet ismi Aldridge ile kontrat tazelemiş ve oyuncu ile 5 yıl 65 milyon'a anlaşmışlar. Portland için önemli bir atılım en azından geçen sezon play-off gören ve geleceği parlak olan takım çekirdeğini sabitlediler. Aldridge için de oldukça karlı bir anlaşma olduğu kesin..
  • LeBron James'in domuz gribi geçirdiği endişesi vardı geçtiğimiz haftada ancak bu dedikoduların akabinde Spurs karşısında 22 sayı 6 ribaunt ile oynayınca gayet sağlıklı olduğu gün yüzüne çıktı.
  • Hazırlık maçlarında hakem kabusu yaşandı. Maçların sürekli olarak düdüklerle kesilmesi ve ortalamaların üstünde fauller çalınması takımları çıldırtma noktasına getirdi. Nba hakemler birliği ile anlaşmadığı sürece daha çok hakem tartışması duyarız bu sezon içinde.
  • Kings'in başarılı ismi F.Garcia sezon öncesi hazırlık kampında bileğinden sakatlandı. Antrenman sırasında pilates yaparken sakatlanan Garcia'nin 4 ay parkelerden uzak kalacağı tahmin ediliyor.
  • Ve tabi ki sezonun başlamasına az bir süre kaldı.. Buyrun bu da NbaTv yayın akışı. NbaTv dışında her hafta Ntv grubundan da 2-3 maç yayınlanacak. Uykusuz geceler başlıyor..

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Gündemdekiler

Yine kısa bir süreliğine netteyim. Şöyle bir gelişmelere baktım da fena gitmiyoruz aslında. Dedikodular falan derken yaz ayı boş geçmiyor Nba'de.. Hoş bundan 1-2 hafta sonrasını da görmek isterim ya..

Gündeme bakacak olursak ilk gözüme çarpan haber Yao'nun sakatlığı oldu. Sol ayağında kırık olan Yao Ming ilk tespitlere göre yalnızca 2-4 ay arasında basketbol oynayamayacaktı. Ancak doktorundan gelen açıklama öncelikle Rockets'i fazlasıyla üzdü. Yao'nun gelecek sezon basketbol oynayamayacağı hatta ve hatta kariyerinin bile tehlikede olduğu belirtilmiş. Houston için büyük kayıp olur cidden gelecek sezon ki zaten T-Mac'in durumu da belirsizliğini korumaktayken..

Kariyerinin bitme ihtimali bana göre uzak bir ihtimal ancak gelecek sezonun tamamını yada büyük bir bölümünü kaçıracağı kesin. Eh geçtiğimiz sene Rockets Mutombo'yu da sakatlıklara kurban verince uzun oyuncu alma işi kesinleşti. Piyasada uzunlar mevcut aslında ancak onlar öncelikli olarak takas için Wolves'in kapısını çalmışlar ve Rubio'yu istemişler. Bu da ilginç bir tercih tabi..

Houston'un bir ayağı şu konumda zaten çukurdayken Artest için de, Yao'nun takımda olmayışından dolayı gelecek sezon için fikrini değiştireceği yönünde dedikodular çıkmaya başladı. Neyse ki en son menajeri Artest'in Rox'ta kalmak istediğini söylemiş. Rockets'te şu sıra Orlando'da bu sezon Howrad'a iyi birer bench olan Gortat ile ilgilenmeye başlamış. Orlando takıma Carter'ı da katarak salary konusunda ciddi bir seviyeye ulaştı. Orlando Gm'si Otis Smith'te sınırlı serbest kalacak Gortat için de 5 milyon doların üzerindeki teklifleri karşılayamayacaklarını belirtmiş. Eh Houston'da biraz kasayı açarsa Gortat fena seçim olmaz onlar için.

Houston ve Yao Ming konusunu bir kenara bırakırsak gündemdeki diğer bir konu ise Ricky Rubio.. Draftta 5. sıraya kadar düşen ve Wolves tarafından draft edilen Rubio burada oynamak istemediğini belirtmiş. Rubio'yu ağzı açık olarak bekleyen bir takım ise pusuda. New York Knicks.. Houston'un Rubio'ya teklif yaptığından bahsettik. Wolves GM'si Kahn Rockets'in Brooks+Battier teklifini reddetmiş ve amaçlarının Rubio'yu takımda tutmak olduğundan, takasa şu an için yönelmeyeceklerinden bahsetmiş. Rubio'nun bu sezon büyük ihtimal oynamayacak Nba'de ama haklarının Wovles'te bulunması takım adına olumlu olabilir. Ellerinde drafttan seçtikleri ve yine gayet iyi birer isim olması beklenen Johny Flynn'de mevcut. Draft gecesi üst üste iki guard seçmelerine şaşırmıştım ancak şuan görülüyor ki Rubio burada oynamaya niyetli değil ve Wolves haklarını elinde bulundurduğu Rubio'yu en doğru paketle pazarlama amacında. Bu arada geçenlerde NtvSpor'da Rubio'nun menajerinin Türkiye'den bir takımdan teklif aldık açıklamalarının olduğu söylendi. Ne kadarı doğru bilemiyorum ama ortalığın karışacağı kesin bu yaz Rubio konusunda.

Gelelim bizim vatandaşlara.. Memo opsiyonunu kullanıp bir yıl daha takımda kalma kararı almış. Aslında şöyle bir çıkıp piyasasını kontrol etse fena olmazdı ama seneye onun da son büyük kontrat senesi olacak. Bunun yanında Mehmet ile beraber Boozer'da opsiyonunu kullanıp takımda kalan bir diğer isim olmuş. Hal böyle olunca da Millsap'ın durumu da merak konusu olmaya başladı. Talipleri de artmakta Millsap'ın bakalım Utah o konuda ne yapacak ?

Carter'ın Magic yolunu tutması ile beraber Hidayet'in takımdan ayrılacağı kesinleşmişti zaten. Otis Smith'te bunu biliyor olacak ki kurulu bir düzeni Carter'la bozmazdı. - Carter'da şampiyonluk hedefinde olan bir takıma geldiği için çok mutlu olduğunu söylemiş gerçi ama bakalım bir sürpriz yaratıp hayatta olduunu kanıtlar mı bize? -Nba'de 29 takımında kadrosunda görmek isteyeceği bir isim Hidayet. Zaten bu sezonki oyunu ile de bir çok takımın ağzını sulandırdı. Onunla en baştan beri ciddi ciddi ilgilenen iki kulüp var. Portland ve Detroit. Özellikle Portland draft gecesi Rodriguez'i Kings'e göndererek cap'te biraz daha boşluk yarattı ve Hedo'nun menajeri ile ciddi anlamda temasa geçen ilk ekipte onlarmış. Şu sıra Hedo'nun da istediği bir kontrat önerirlerse Hedo'yu takıma katacaklarına şüphe yok. Henüz resmi bir gelişme yada teklif olmasa da kulislerde Kings, Raptors ve Heat'in de Hedo'nun peşinde olduğu söyleniyor. Ancak Pitchard, Hedo konusunda çok istekli ve muhtemelen Portland yolunu tutacaktır Hedo. Detroit ise ikiye bölünmüş durumda. Kimilerine göre Ben Gordon kimilerine göre Hedo off-seasonda ön plana çıkıyor ve bu belirsizlik muhtemelen Portland'ın işine gelecek.

Detroit bir yandan Hedo'yu takıma katma çabası içindeyken dün gece gelen bir haber artık yeni bir koç arayışı içinde olacaklarını da söylemekte. Detroit'te Michael Curry kovulmuş. Beklenen ve olması gereken bir hamleydi. Gerçi sene boyu tamamiyle yanlış bir hamle olan Iverson yüzünden büyük sıkıntı çekti ama böyle bir takımın başında olması gereken bir isim değildi Curry. Gündemdeki isimler Bill Laimber, Avery Johnson ve Doug Collins imiş. Ancak bu isimler içinden Collins'in yeni Pistons koçu olmak için şansı daha yüksek.

Bucks'ta C.Villanueva serbest kalmış. Şimdiden Cavs'ın ilgilendiği söyleniyor Charlie ile.. Bunun dışında serbest kalan bir diğer isim de David Lee oldu. David Lee için şu an iki kulüp kapıda. Oklahoma ve Memphis. Bunun dışında Portland'dan Frye'da serbest statüsüne geçen isimlerden. Frye fena bir isim değil özellikle uzun piyasasını yoklayan takımlar için.

Evet son dedikodular bu şekilde. Bakalım birdaha ne zaman nete girebileceğim meçhul. O zamana kadar önemli bir gelişme olursa burda oluruz..

1 Nisan 2009 Çarşamba

'21 Divac



Sacramento Kings dün geceki Hornets maçında eski oyuncusu Vlade Divac'ın #21 numaralı formasını emekli etti. Divac 16 yıllık Nba kariyerinin sadece 6 yılını Sacramento'da geçirdi ancak buna rağmen Kings büyük bir veda örneği göstererek oyuncusunun formasını emekliye ayırdı.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Takas Dönemi

Nba'te takas dönemi perşembe akşamı saat 22 itibariyle sona erdi. Takip ettik gelişmeleri ama bloga yazacak fırsat olmadı. Şimdi fazla detaya girmeden bi bakalım neler olmuş neler bitmiş.

  • Öncelikle hafta başında ilk büyük sürpriz gerçekleşti ve taslağı Joe Smith-Chris Wilcox for T.Chandler olan takas paketi bomba gibi düştü piyasaya. Hornets'in başta bu hamlesine anlam veremedim. Tamam ekonomik kriz falan var elbet ancak şampiyonluk yarışındaki bir takımın cap boşaltma adına yaptığı bu hamleye anlam veremedim.
Ardından 2 gün sonra çıkan haberde Thunder yönetminin takası veto ettiği yazıyordu. Haydaa !! Bakmışlar ki kontrollerde Chandler defolu çıkmış takası iptal etmişler. Oyuncular da git-gel yaptılar boşu boşuna. Hayır adamların psikolojileri de bozulur. Chandler kendisini gönderen Hornets'e 2 günde geri döndü ve bakalım nasıl katkı verecek? Oynayacak mı ? Oynamaz ise sakatlık durumu bunda ne kadar etken? Göreceğiz. Thunder cephesi de Wilcox'u takasın son günü Knicks'e postaladı zaten ona da değinecez.

  • Ardından yavaş yavaş fırtına öncesi sessizlik kıvamında gerçekleşen bir iki takas oldu. Sam Cassell Kings yolunu tutarken Celtics 2.tur draft hakkı aldı. Bunun dışında Detroit rotasyonuna fazla şans bulamayan Alex Acker, Clippers'a yine 2.tur draft hakkı karşılığı yollandı.
  • Çarşamba günü ortalıkta dolaşan bir çok dedikoduya rağmen takas göremedik ancak Perşembe günü bombalar patlamaya başladı. Öncelikle Bulls-Kings takasına bir göz atalım. Brad Miller - John Salmons for Drew Gooden - Andres Nocioni - Michael Ruffin takası ile günün ilk bombası patladı. Ardından Kings bir takasa daha imza atarak Ruffin'i Portland'a Ike Diıogu karşılığı yolladı.
Kings açısından bakarsak bana pek olumlu bir hamle gibi gelmedi açıkçası. Brad Miller ve John Salmons. Miller'ın kontratı yüksek gözükse de 2010 yılında bittiği için bir çok takımın ağzını sulandırmaktaydı. Salmons ise son dönemde sergilediği performansla bir çok takımın dikkatini çekmiş ve birçok dedikodu da beraberinde gelmişti. Kings nerdeyse en iyi takas malzemelerini kol gibi kontrata sahip bir Nocioni ve sene sonu serbest kalacak bir Gooden'a karşı kullandı. Kings kimilerine göre bu takastan karlı çıkmış gibi gözükse de ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ha Bulls karlı mı bu takastan ? Ona da evet diyemem. Salmons belkide gidebileceği en son takımlardan birine gitti. Takım şu dönemde iyi de giderken kimya bozmak yanlıştı. Brad Miler bakalım atletik Bulls pota altında uyum sorunu yaşayacak mı ? İki takım içinde gereksiz bir takastı.

  • Bu takastan sonra yine biraz vitesi küçültelim. Lakers, Chris Mihm'i Memphis'e 2014 yılı 2.tur draft hakkı karşılığı Memphis'e gönderdi. Eheh serbest bırakmaktan iyidir öyle değil mi ? Celtics ise son dakikada üçlü bir takasa imza attı. Takasın son günü gerçekleştiridği 4 takas ile en hareketli takım olan Kings ve Raptors'un katıldığı takasta yakından tanıdığımız Will ''King'' Solomon, Kings'e takas oldu. Toronto bunun karşılığında Boston'dan Patrick O'Braynt'ı kadrosuna katarken Celtics ise 2.tur draft hakkı aldı. Şu takasın önemi olmayabilir ama play-off dönemi öncesi Celtics'in 2 Lakers'ın ise 1 boş koltuğu var. Free-Agent piyasasında neler dönecek merak ediyorum. Unutmadan bahsedeyim Shelden Williams'ta Wolves yolunu tuttu son gece.
  • Gelelim takas döneminin bomba olmayan ama son günün bomba takaslarına. Kinicks iki takasa imza atarak kadrosunu güçlendirdi. Öncelikle Hughes'u aldıkları haberi geldi. Hughes karşılığı Tim Thomas, Jerome James ve Anthony Roberson Bulls kadrosuna katıldı. Bulls yüklü kontrata sahip Hughes'u göndererek yaz için olası hamlelere göz kırptı. Knicks ise Hughes'ın kontatını aldı almasına ancak 2010'da biteceğini unutmayalım.
  • Kinkcs adına günün bir diğer takası Malik Rose for Chris Wilcox takasıydı. Chandler takası yatınca Wilcox'un da takas değeri iyice düşmüş olacak ki Mailk Rose karşılığı takımdan gönderilebildi ancak. Biten 7 milyonluk bir kontrata sahip Wilcox ve daha iyi bir pakete gönderilebilirdi. Gerçi Malik Rose'da şu anda Oklahoma'da en çok kazanan oyuncu durumunda gözükmekte. Sene sonu onunda kontratı biteceğinden güzel bir boşluk yaratacaklar yine. Oklahoma ayrıca Seaatle zamanlarında büyük umutlarla draft ettikleri Sene'yi de serbest bırakmış.

  • Günün son bombası ise Magic cepheinden geldi. Memphis-Rockets ve Magic arasında gerçekleşen üçlü takas sonucu Rafer Alston Magic yolunu tutarken Rockets ise karşılığında Brian Cook ve Lowry'e sahip oldu. Memphis sie Magic'in ilk tur draft hakkını aldı. Magic açısından bakıldığında gayet mantıklı takas. Nelson'un sakatlığında takım hiçte fena gitmezken guard'sız oynamak adama koyardı. Bu sezon belli bir hedefleri varsa guard olmadan yapamazlar. Beklenen de birşeydi hamle yapmaladı ve tercihleri Alston'dan yana oldu. Hiçte fena değil. İlk karşılaşmasında da gayet temiz bir basketbol oynamış. Houston'da Cook önemli bir dış şutör olabilir sürpriz isim olarak. Lowry ise ilk maçına çıktı dün gece ama fazla süre almadı. Alston yerine de potansiyeli olan bir Lowry fena değil.
Evet işte böyle geldi-geçti takas dönemi. Bir çok dedikodu çıktı özellikle Richard Jefferson ile ilgili yada Celtics-Cavs ikilisinin bench'i güçlendireceği ile ilgili. Olmadı. Özellikle son gün çıkan bir takas haberi vardı ki aman aman. Shaq ve Cavs.. Düşünmesi bile ürkütücü. Neyse bakalım kadrosundan oyuncu eksilten -özellikle Celtics ve Lakers- bakalım bu haklarını nasıl kullanacaklar ?

16 Aralık 2008 Salı

Theus


Bu dönemde koç değişimi moda oldu. Toronto,Sixers,Wolves gibi ekiplerden sonra Sacramento'da koç R.Theus kovulanlar listesine eklendi.

Zaten bu takımın başına getirilmesi başlı başına bir hataydı. Hani elde belli başlı isimler var ancak onlarla bir yere gidemeyen lotery'ye yatsa yatamayacak bir koç. Ortada bir yerlerde seyir halindeydi hep takım o geldiğinden bu yana. Garcia biraz oyununa ekstra yönler kattı ve kontratı kaptı, Hawes ve Salmons'da gelişimini sürdürdü döneminde ancak daha iyilerini yapabilecek takım. Yada hiç yoktan lotery yapabilecek.. Bu ikilem arasında kim gelse zıtlaşma olacak zaten.

4 Ekim 2008 Cumartesi

Nba Preview - Sacramento Kings



Gelenler:

Jason Thompson -F- (Draft),

Beno Udrih –G- (Sözleşme yeniledi),

Bobby Brown –G- (Serbest),

Bobby Jackson –G- (Takas Houston),

Donte Greene –F- (Takas Houston),

Gidenler:

Ron Artest –F- (Takas Houston),

Patrick Ewing Jr. –F- (Takas Houston),


Sacramento Kings'in elinde Bibby Artest ve Miller gibi tecrübeli ve iyi isimler vardı ancak takımda artık gençlerin iyiden iyiye sivrilmeye başlaması ile önce Bibby ve 15 milyonluk kontratı ve sonrasında ise Artest ve 8 milyonluk kontratını yolladı Kings. Elde kalan ise Brad Miller oldu. Miller'ın kalmasının sebebi ise geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru yakaladığı ivme ve takımdaki adam akıllı tek uzun olması. Tecrübesi ile çaylak uzunların gelişimlerine de oldukça katkı sağlayacaktır Brad.


Şimdi öncelikle Artest takasına bakalım. Şimdi salary rahatlatmak açısından mantıklı bir hamle. Artest'i vererek Donte Greene gibi potansiyali olan bir genci takıma kattılar ayrıca draft hakkı da elde ettiler takas sonunda. Bobby Jackson ise miladını yavaş yavaş dolduran bir isim. Geçen sezon sadece 26 maç forma giydi ve iyiden iyiye düşüşte. Belki bu düşüşü eski takımı Kings yavaşlatır. Taraftarda sever onu nasılsa. Ancak yine de Udrih'in arkasında kalacak..


Yani Sacramento'da Artest dışında öyle aman aman bir off-season hamlesi -Daha ne bekliyorsak- olmadı. Kontratı biten isimler vardı takımda onlardan bahsedelim. Beno Udrih ve Francisco Garcia ile 5 yıllık kontrat yaptı Kings. Udrih ile başlayalım. Spurs'te üç sezon ortalama 13 dakika süre alan Udrih kendisini gösterememişti. Sezon başında geldiği Kings'te ise birden aldığı süre 30'lu dakikalara fırladı ve neler yapabileceğini gösterdi. Ancak yine de bu bir yıllık performans 5 yıllık 30 milyon dolarlık kontratla mı ödüllendirilmeliydi bilemiyorm. Tabi yine de burada birşeyler başardığı ortada ve iyi de bir hamle.


Garcia'nın 5 yıllık kontratına bakacak olursak, şimdi Garcia son 2 sezonda sadece 6 maç kaçırmış ve gayet de özverili olan terinin son admlasına kadar mücadele eden bir isim. Her takımın benchinde bulundurmak isteyeceği bir isim ancak Garcia bu sezon ilk beş dahi başlayabilir Kings'te. O da Udrih gibi 5 yıl ve yaklaşık 30 milyon dolarlık kontrata imza attı. Garcia 27 yaşında ve muhtemelen kariyerinde imzalayacağı en iyi kontrat bu. Geçen sene iyi bir çıkış yakaladı ve kontratını hak etti.


Kontratlar salary'ler derken Kings'te sanki çaktırmadan 2010 yazına hazırlanan takımlardan. Artest'in ve Bibby'nink ontratından kurtulduktan sonra takımdaki diğer iki veteran Miller'In ve Moore'nin kontratı 2010 yazında sonlanacak. Eh 2010'da piyasada bir çok yıldız olacak. Bakalım Kings'te payına birilerini düşürebilecek mi ?


Sacramento bu sezon tamamiyle Kings'e hakim olan oyuncu olacak. Son iki sezonda gösterdiği atılım ile bu takım için ne kadar önemli olduğu görülmüştü. Çevikliği ve hızlı oyunu sayesinde Kings'in bu sezonki en önemli hücum gücü olacak Martin. Bunun dışında yine Udrih ve Garcia'da takımın oyun planlarında önemli yer teşkil edecekler.


Takımın en önemli silahı geçen sezonda olduğu gibi dış atışlar olacak. Takımda üçlük menzili olan bir çok isim var ve bu konuda sıkıntı çekmeyeceklerdir ancak takımın en çok sorun yaşayacağı nokta Artest'in de gidişiyle daha da ortaya çıkacak olan savunma. Artest'in gidişi ile savunmadaki problemler iyiden iyiye göz önüne çıkacak takımda. Pota altında özellikle sıkıntı çekecektir Kings. Brad Miller'ın ilk beş başlayacağını sanmıyorum, geriye kalan alternatifler ise uzun ancak yapılı olmayan ve ikili mücadelelerden zayıf çıkan Moore ve Hawes olacak. Bunun dışında çaylak Thompson var ki onun da tecrübe eksikliğinden bahsetmeme gerek yok. Kısacası dış şutlarda oldukça verimli olsalar da Kings salın ortasından su almaya başlayacak. Pota altından..


Kings için söyleyeceklerim bu kadar ancak geçtiğimiz sezonki 38 galibiyet bu sene gelir mi şüpheliyim. Dediğim gibi açıkları daha da arttı ancak kumaşı olan genç oyunculardan kurulu bir ekip ve yavaş yavaş bir yerlere gelecekler. Bu sezon 30 galibiyet çıkarırlarsa onlar için iyi bir sezon olur bence.

29 Eylül 2008 Pazartesi

Kings 09 Jersey



Evet işte Sacramento'nun fırından yeni çıkan taze formaları..
Beyaz formada yeniliğe gitmişler ama beyaz beyazdır ondaki değişiklik fazla göze çarpmıyor.
Deplasman forması da aşırı koyu olmuş ve üzerine siyah yazılar olmamış bence. Daha önceki gibi yazılar mor üzerine beyaz olsa hoş olurdu. Neyse bakalım bir de parkede görmek lazım..

26 Eylül 2008 Cuma

Francisco Garcia


'Francisco Garcia'yı nasıl bilirsin?' diye bir soru gelse kesinlikle 'İyi Bilirim' derim. Nba'de üç sezon oynadı ve kaçırdığı maç sayısı son iki sezonunda sadece 6.. Müthiş bir özveri ile oynayan ve takımı adına maksimum performansı sergileyen bir isim. Kings'te ondaki bu özellikleri görmüş ve 5 yıllık bir kontrat imzalamış Garcia ile.

27 yaşında Garcia. Muhtemelen imzaladığı en iyi kontratı bu olacak bundan daha iyisi olmaz. Geçen sezon performansında istatistiklerinde büyük artış vardı. Belirli bir zaman da değil Garcia bu iyi oyununu tüm sezona yaydı. Her takımın bünyesinde bulundurmak isteyeceği bir isim. Kings ile 5 yıl yaklaşık 30 milyon dolarlık bir anlaşmaya varmış. Hayırlı olsun diyelim Garcia için. Bu iyi oyununu önümüzdeki yıl da devam ettirsin..

31 Temmuz 2008 Perşembe

Artest - Rockets


Dün gece bu saatlerde Artest takası için Rockets ve Kings'in anlaştığı haberleri internete düştü. Takas henüz resmi değil ancak büyük ihtimal bitti. Artest karşılığında Kings Donte Greene ve Bobby Jackson ile beraber 2009 draft hakkı ve 1 milyon $ para alacak.

Houston'da Morey turnayı gözünden vurdu cidden. Artest gibi bir oyuncuyu takımın beşini bozmadan alan ve en önemlisi Battier'i kullanmadan bu takası yapan Morey çok akıllıca bir iş yaptı. All-Star bir oyuncu için verebileceği minumum değerleri vermiş Rockets.
Ama belli de olmaz bu işler. Artest kontratının son senesinde seneye takımda kalacağı garanti değil. Hazırda bir ilk tur seçimi ve gelecek için bir pick vermek fazla da olabilir duruma göre. Ama her ne olursa olsun bu hamle ile Batı'da tepeye güreşebilecek bir kadro oluşturdu.

Sacramento açısından takasa bakacak olursak Donte Greene gibi potansiyeli olan bir genci takıma kattılar ve gelecek için ilk tur seçim hakkı aldılar. Hiç de fena değil cidden. Bobby Jackson'da 11 yıldır Nba'da ve artık iyiden iyiye eskimeye başladı. Geçen sezon sadece 26 maçta forma giydi. Pek tabii 5 yıl formasını giydiği Kings'e geri dönmesi onun üzerinde az da olsa etki yapabilir yine de Udrih'in yedeği olmaktan kurtulamayacak. Sacramento açısından da fena hamle sayılmaz..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...