25 Eylül 2010 Cumartesi

Güzel ve Çatlaklar Sezon 4





Eski Günler, Naber?


"Bu yıl kimi finalde görmek istiyorsun" diye sorduklarında verdiğim cevabın bir ayağını Bulls oluşturuyor. MJ döneminden sonra sürünen, daha sonra Hinrich-Gordon-Deng temeliyle birkaç sezon heyecan yaşatan ama 2. turdan ötesini göremeyen Bulls'un önünde bu sezon daha ileriye gitme şansı var.

Bu yaza Knicks ile birlikte en büyük beklentilerle giren takımdı Bulls. LeBron ümidi olsa da asıl planlar Wade-Boozer/Bosh tandemi üzerine yapılıyordu. Tıpkı knicks gibi onlar da süperstar uzunu alıp diğerlerinin birleşmesini veya takımında kalmasını izlemek zorunda kaldı. Ama üzerine süperstar getirmek istedikleri çok iyi bir çekirdekleri vardı zaten, knicks'in üzerine. Şimdi en büyük eksiklerini kapatmış gibi görünüyorlar ve Doğu'da zirvenin 4 adayından biri.


Bulls'un bu güne kadar sert, mücadeleci ve seyirciye en büyük zevki veren Play-Off performanslarının hep bir eksiği vardı: En kritik anda topu eline rahatça verebilecekleri bir isim. Ben Gordon MJ'den sonra bu konuda gerçekten umut bağlanan ilk isimdi. Ama onun da çok istikrarlı bir isim olmadığı malumdu hep. Neticede mükemmel bir Boston Celtics serisi sonrasında girilen Off-Season'da Gordon Pistons'la anlaşıp Detroit halkının yeni umutlarından biri oldu. Sonrasında umut bağlanan isim 2008 draftında bir numaradan seçilen Derrick Rose oldu. Ama Rose'la ilgili de hala topu eline aldığında istikrarla ilgili bir şüpheniz oluyor. Bu sezon buna engel olacak isimse Boozer olacak gibi. Utah'a geçtikten sonra bir iki sezon yatan ve profesyonelliğiyle ilgili şüphelerin oluşmasına neden olan Boozer sonrasında öyle birkaç yıl geçirdi ki kimsenin yattığıyla ilgili şüphesi kalmadı. Jazz'ın Konferans Finalina kadar gitmesini sağlayan, All-Star'ın aranan isimlerinden olan Boozer'ın bu yıl Bulls'un hücumdaki ilk eli olacağı rahatça söylenebilir. Gerçekten yapılabilecek en doğru hamleydi bu Bulls için.

Bulls'un bundan başka yaptığı en önemli hamle Celtics benchinin tanıdık isimlerinden Tom Thibodeau'yu koç olarak takıma getirmek oldu. Doc Rivers'ın iyi dilekleriyle Bulls'un başına geçen Thinodeau'nun nasıl bir ilk adam olacağını zaman gösterecek.

Bulls'a katılan diğer isimler milli yıldızımız Ömer Aşık, keskin şutör Kyle Korver, tecrubeli uzunlar Kurt Thomas ile Brian Scalabrine, atletik oyuncu Ronnie Brewer ve Warriors'ta parlayan CJ Watson oldu. Ömer'in ilk sezonu Noah gibi bir uzunun yedekliğini yaparak geçecek. Hücumda tek silahı ikili oyunları bitirmek olan Ömer'in "Hücumda özverili, savunmada mükemmel"olduğunu söyleyebiliriz. Pota altı oyunu olmadığını sürece NBA'de tutunması zor ama en azından bu sezon hem oynayıp hem de kendini geliştirebilir. Kyle Korver ilk bakışta ilk beşe yerleşip dış şut ihtiyacını görecek gibi duruyor ama Brewer'ın ilk beş başlaması ve onun bench gücü olarak kullanılması da olası. Brewer da Rose ve Deng gibi atletik ama şutu ancak orta seviyede olan oyunculardan. Korver'la birbirlerini yedekleyeceklerdir. CJ Watson da Rose'un dinlendiği anlarda birşeyler yapmak için sahada olacak. Egoistliğini üzerinden atamamışsa Bulls'ta tutunması pek olası değil. Thomas ve Scalabrine'nin en büyük katkılarıysa soyunma odasında olacak.



Takım

Rose-Watson
Korver-Brewer-Keith Bogans
Deng
Boozer-Taj Gibson-James Johnson-Scalabrine
Noah-Ömer-Kurt Thomas

Orijinal bir üç numara olarak sadece Deng bulunsa da takımda Korver ve Bogans gibi oyuncular da o pozisyonda süre bulacaktır. Watson zaman zaman 2 numara pozsyonuyla sahada yer alabilir, Kurt Thomas ve Taj Gibson da uzun pozisyonlarının ikisini de kotarabiliyorlar. ABD Milli Takımı ile bir Dünya birinciliği tadmış ve kendii tüm Dünya'ya göstermiş olan Derrick Rose hücumda takımı yönetecek isim olacak. Aynı zamanda Deng ve Noah ile birlikte takımın savunmada sert kalmasını sağlarken takımıny ıldızı Boozer hücumlarını sürükleyecek, dış şut eksiğini de Korver kapatacak gibi duruyor benim tahmini beşimde. Yedeklerden gelen Brewer, Ömer ve Gibson gençlik ateşleriyle mücadeleci oyunu sürdüreceklerdir, Kurt Thomas da zaten takımda abi görevinde bunu saha içine de taşıyacaktır.

Gelecek Sezon

Bulls yönetiminin takımın Nisan ayındaki halinden gayet memnun olacağını düşünüyorum. Doğu'da Heat, Celtics ve Magic'le birlikte ilk sıra için mücadele edeceklerdir. Celtics'in normal sezonda biraz geri planda kalma durumunu da göz önünde bulundurursak ben Bulls'un Doğu'da en azından 3. sıradan Play-Off görmesii bekliyorum.

Takımın bu sezonki üç yıldızı herkesin beklediği gibi en üst resimdeki üçlü olacaktır. Bakalım onlar bu takımı nereye kadar taşıyacak?

Heat, Dampier'dan Vazgeçti

Charlotte Bobats'in kadrosuna Kwame Brown'u kattıktan sonra serbes bıraktığı Eric Dampier -ki bu olaydan karlı çıkıklarını söylemek zor- tercihini Miami'den yana kullandı. Houston'ın da peşinde olduğu Dampier piyasada deli gibi pivot isim arayan Miami'yi tercih etti.

Şimdi Dampier'ın kontrat senesinde oynayacak olması ona ekstra performanslar getirebilir. Ki Shaqvari performanslarına da şahit olmuştum. Belki istatistik anlamında değil ama oyun yapısı anlamıyla. Bu açıdan kontrat senesinde olması onun bu olumlu performanslarını arttıracaktır. Aynı zamanda şampiyonluk parolası ile yola çıkmış bir takımda motivasyonuda her zaman yüksek seviyede olacaktır.

Miami ise piyasada bulduğu pivotu kapacakken beklemedikleri bir fırsat geçti ellerine ve Dampier tam anlamı ile kadrolarına 'cuk' oturdu. Süper üçlü ve yanına Miller'ı aldıktan sonra geri kalan bench oyuncularını ve iyi parçaları takıma kazandırmak önemliydi. Howard, Ilgauskas gibi isimlerle bu bölgeye takviye yapıldı ancak Dampier tercihi muazzam olmuştur takım adınada İhiyaç olunan bölgeye aranan kan misali Dampier'in gelişi ile Miami tam anlamıyla kadrosunu kurmuş oldu.

Güncelleme: Dün gece haberini vermiştik Dampier&Heat birlikteliğinin. Ve neredeyse çoğu Amerikan sitelerinde de yazıyordu bu. Ancak Pat Riley elindeki uzun rotasyonunu yeterli gördüklerini belirterek Dampier'a kontrat önermeyeceklerinden söz etmiş. Pota altında fazlasıyla sertlik ve mücadeleci ruh getireceğine inandığım ve şampiyonluk hamlesi olarak gördüğüm bu transferin Riley tarafından veto edilmesi ile Dampier hala Fa statüsünde ve yeni takımını arıyor.

Değişim Nelson'dan Başladı


Golden State Warriors'un temmuz ortasında 450 milyon dolara -evet. iyi para- satılmasının ardından Nelson'un koçluk görevinden gönderileceği söylentileri dolaşıyordu. Ki söylenenler sonuçta haklı çıktı ve Nelson koçluk görevinden gönderildi. Yerine de bir senelik emaneten yardımcı antrenör Keith Smart geçecek.

Zamanın birinde basketbol maçı izlerken duyduğum yorumlardan birisi Nelson'un kariyerini bir bench oyuncusu olarak geçrdiğini ve bir bench oyuncusunun saha görüşünün koçtan farksız olduğunu dolayısıyla koçluğa daha yatkın olduğuydu. Nitekim de öyle belki basketbolcu karyeri açısından parlark bir geçmişe sahip olmasa da koç olarak Nba'in kilometre taşlarından biridir. Tamam yaşlandıkça 'biraz' sapıttı kadro ve oyuncu seçimleri konusunda. (Kabul ediyorum 'biraz' hafif kaldı.) Koçluk geçmişine ve başarılarına diyecek saygım yok ama Golden State'e vereceğinden bile fazlasını vermeyi başardı.

Şimdi yeni koçla bu saatten sonra takımın bu koş koş yöntemi ne olur, kimlik değiştirirler mi, bunu yaparken sorun yaşayacaklar mı göreceğiz. Ancak Warriors'ta şüphesiz yeni bir dönem başıyor ve bundan sonra bay Çılgın Profesör Nelson olmadan yollarına devam edecekler.

23 Eylül 2010 Perşembe

Beklentiler Karşılandı Mı?



Şüphesiz 2010 yazında neler yapacağı en çok merak edilen takımdı New York Knicks. Walsh'ın organizasyonun başına geçmesinden sonra takımdaki kontratı şişkin oyuncular birer birer gönderildi. Tek hedef vardı LeBron James! Hatta James'in yanına bi süper star daha eklemek için Şubat ayında Tracy McGrady takasını yaptı Walsh. Takastan sonraki hedef LeBron'un yanına Bosh ya da Amare gibi bir uzunu getirmekti. Amare serbest kaldıktan sonra 5 yıl için 100 MD karşılığında New York Knicks'in yolunu tuttu. Şimdi sıra asıl hedefe gelmişti ancak LeBron canlı yayında çoğu kişiye göre süpriz sayılacak bir şekilde Miami Heat'in yolunu tuttu.


Bu karar camiada büyük hüsran yaşatsa da Walsh yine boş durmadı ve Bobcats'in başarılı oyun kurucu Felton ile 2 yıllığına anlaştı. Felton, Duhon'a göre daha istikrarlı bir oyuncudur. 15-16 sayı 8-9 asistlik bir performans bekliyorum. Orlando serisinde Nelson'un karşısında pek duramasada D'Antoni sisteminde savunma zafiyetleri pek göze çarpmıyacaktır. Amare'nin gelişiyle David Lee'yi S&T ile GSW ye gönderdiler karşılığında bu sistemin oyuncuları olan Randolph, Azubuike ve Turiaf'ı kadrolarına kattılar. Randolp büyük kazanç Knicks için, onun ani bir çıkış yapması durumunda bu takas şu an olduğundan 2-3 kat daha fazla önem taşır. 3 ve 4 numara oynayabilmesi büyük avantaj, D'Antoni kısa 5'lerle oynamayı sever bilindiği üzere Amare'yi 5 numara Randolp'u 4 numara olarak kullanabilir pek ala.. Turiaf'ta benchten gelerek hareket getirebilir pota altı savunmasına, blok kovalar, Amare'nin savunma açıklarını kapatır vs vs. Diğer isim Azubuike ise çok beğendiğim bir isim geçen yıl şanssız bir sakatlığa kurban gitti iyi bir sezon başlangıcı yapmıstı halbuki, takıma katkı sağlayacaktır. Bu arada değinmeden geçmeyelim, geçen yıl Spurs'te inişli çıkışlı oyunuyla dikkat çeken Roger Mason ile anlaşma sağladılar. 3 sayı tehditiyle takıma katkı sağlayacaktır. Ancak D'Antoni 6 kişiyle oynamayı sevdiği için çoğu maçta benchte ısıtıcı görevide görebilir.

Gelecek Sezon

Kızışan Doğuda herşeye rağmen şu kadroyla play offlara adım atacaklarını düşünüyorum. Bu yıl play off görmek zorundalar , taraftarlar yıllardır hasret. Eddy Curry'nin biten kontratı sonrası 2011 serbest oyuncu pazarından Carmelo Anthony ve Tony Parker gibi yıldız oyuncularla imzalamak istiyorlar. Hatta ve hatta Melo onların yeni hedefi olmuş gibi gözüküyor. Eğer bu kadro başarılı olursa herkesin takdirini kazanırsa oyuncuların bu takıma karşı bakış açısı değişecektir ve nihayetinde büyük şehir New York her oyuncuya nasip olmaz MSG'de oynamak. Carmelo'yu bağlamaları pek zor gözükmüyor. Son olarak Walsh'ı başkanlık görevinde başarılı bulduğumu belirtmeden geçmek istemiyorum. İsiah Thomas'ın bıraktığı kötü kontratları 2 sene içerisinde temizledi. Geriye sadece Curry'nin kontratı kaldı, tebrik etmek gerek.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Bir Kahn Var Bende Benden İçeri


Ne kadar isterdim bu yazının başlığının "Kurtlar Ulumaya Hazır" tipinde birşey olmasını. Kevin Garnett'in oynadığı dönemde büyük sempatimi kazanmış olan Timberwolves, ne yazık ki bu yıl ligin dibinin en büyük adayı. Bu durumun oluşmasındaki en büyük pay da takımın genel menajeri David Kahn'a ait. Aslında Kahn'a da GM demek için bin değil milyon şahit de yeterli değil ya, neyse.



Timberwolves için 2010 Off-Season'ı GM Kahn'ın açıklamalarıyla başladı. Takımın içine eden McHale'in yerine geçen Kahn, FA pazarında etkili olacaklarını, LeBron-Wade-Bosh üçlüsünden birine talip olabileceklerini belirtiyordu. Genel kanı salary cap'inde fazla yer olmayan Timberwolves'un Al Jefferson dışında takasta kullanabileceği oyuncu olmadığı, Jefferson'ı da göndermeyecekleri yönündeydi. Bunun Kahn'ın fantastik açıklamalarının ve daha da fantastik hamlelerinin başlangıcı olduğunu kim bilebilirdi ki? Timberwolves, yapılmaz denileni yapıp Jefferson'ı gönderdi. Hem de Utah'ın 2 draft hakkı ve Kosta Koufos karşılığında!

Darko Milicic'e daha fazla süre verebilmek için Al-Jeff'i Utah'a hediye paketiyle gönderen Timberwolves'un bu yaz en çok akılda kalan hamlesi bu oldu. Büyük ihtimalle de uzun yıllar unutulmayacak. Geçtiğimiz sezon draftın son gününde yapılan NYK(Cardinal)-Timberwolves(Milicic) takasının karlı tarafıyla ilgili bir soru sormuştu NTVSpor. Bakıyoruz da en karlı çıkan takım Utah Jazz olmuş.

Milicic hamlesini bir yana bırakırsak diğer önemli hamleler olarak 2008 draftı ürünü Nikola Pekovic'i kadoya almak, Ridnour'la anlaşmak, Beasley'i takıma katmak ve Wesley Johnson'ı draft etmek gösterilebilir. Ayrıca takıma katılan Lazar Hayward, Anthony Tolliver ve Martell Webster de tek tek bakılınca güzel hamleler. Ancakbütün hamleleri zaten elde olan kadronun yanına koyunca Timberwolves koçu Rambis için büyük bir sorun çıkıyor: 3-4-5 numaralardaki inanılmaz bolluk.



Takım

PG: Ridnour-Flynn-Telfair
SG: Ellington-Webster-Wilkins
SF: Johnson-Hayward-Beasley-Brewer
PF: Love-Pekovic-Tolliver
C: Milicic-Koufos

Herkesi bir pozisyona koydum, zira bu rotasyon planlaması değil. Wsley Johnson ve Michael Beasley 4 numarada da süre alacaklardır, Webster 3 numarada görülebilir, Love ve Pekovic de pivot pozisyonunda oynayabiliyorlar. Neyin ne olacağı üç aşağı 5 yukarı belli ama Timberwolves'ta hiçbir şey belli olmaz. Tahmini ilk 5; Ridnour-Webster-Beasley-Love-Milicic şeklinde olacaktır. Beasley'nin 3 numarada kötü olduğunu biliyoruz ama onu 4 numaraya çekmek Love-Milicic ikilisinden birini benche göndermek anlamına geliyor. Love hadi neyse de Milicic bench oyuncusu olmaz bu takımda, özellikle Al Jefferson'a yol verilme nedenini düşününce.

Gençlerle dolu bir beş enerji getirecek gibi görünüyor ama 3 çaylağın lige alışma sürecini ve Flynn ile Ellington gibi guardlarının kendilerini daha kanıtlayamadıkları düşünülürse benchin oyuna girdiği dakikalarda sıkıntı yaşanacaktır. Kadro ve olası rotasyon hakkında kesin olan tek şeyse hiçbir amacı olmayan bu takımın Milicic ve Ridnour'u oynatarak Flynn, Ellington gibi isimlere bir sezonu daha zindan edeceği ve Johnson, Hazard, Pekovic üçlüsüne de hiç hoş bir karşılama yapmayacağı.



Gelecek Sene

David Kahn ve Kurt Rambis'in olası bir kazada çalışamyacak durumu gelmedikleri sürece Timberwolves'un derecesi ancak 20-30 galibiyet arasında değişebilir.

Yine de Michael Beasley'nin yerinin garanti olduğunu düşünürsek Timberwolves genç oyuncu için büyük bir şans. Bu karmakarışık ortamda, topu eline alabilir, yönlendirebilir ve atabilir. Kısacası gelişebilir. Flynn'nin zaten şüpheli olan gelişimi de bu yıl Ridnour'un arkasında kalacaktır. 9 maçta 79 dakika oynayarak Milli Takımla kürsünün en tepesine çıkmış olan Love için de pek bir umut görünmüyor. Takasın son gününe doğru, gitmek isteyebilir. Açıkçası hemen her takım da onun gibi hem Avrupa tarzına yakın hem de NBA basketbolunu koparan, pota altı oyunları ve şutu olan bir 4-5 numarayı isteyecektir. Bakalım o da bir boy büyüğü gibi hediye paketi içinde mi sunulacak?



Takımın 3 Yıldızı

Darko Milicic yönetimin ona olan düşkünlüğü sayesinde bu yıl göz önünde en çok olacak isim gibi görünüyor. Yukarıda bahsettiğim nedenlerle de Beasley önplanda olacaktır. Al-Jeff varken 2. adam olan Love da üstüne koyarak takımın 3 yıldızından biri olacaktır. Keşke burada Wayne Ellington ve Nikola Pekovic'i, Love ile birlikte söyleyebilseydim. Ne yazık ki David Kahn buna izin vermiyor.

21 Eylül 2010 Salı

Sonunda Başladı !!


Evet özlemiştik.. How i met your mother'ı kesinlikle özlemiştim. Bu akşam eve gelince yaptığım ilk iş bölümü izlemek oldu. Sezon öncesi promolarda ilk bölümde 'aha anne mi geliyor lan?' dedik ama bölümün gelişiminde öğrendik ki anne falan yok daha bunlar yine ters köşe yaptı. Olsun biz onları böyle seviyoruz. Anne açıklansa da açıklanmasa da dizi kendini izlettiriyor. Ha geçen sezona göre biraz sönük başladı ama ilerleyen bölümlerde kendilerini bulacaklardır. Biraz anne eğilimli olmuş bu ilk bölüm sanki... Daha cafcaf'lı bölümlerini bekliyoruz.

En Büyük Umut

Bütün taraftarın yüzünü yıllar sonra güldürmüştü, Tyreke Evans geçen sene. Kings, onun ve onun etrafında şekillenen takım sayesinde ligde yıllar sonra Play-Off mücadelesinde olabilecekmiş gibi görünmüştü. Sonra Kevin Martin döndü, Westphal topu martin'in eline verdi ve onu Teksas'a gönderene kadar çoktan Play-Off yarışının dışında kalmıştı. Ama önemli değildi bu. Taraftar için asıl önem arzeden şey Tyreke Evans'tı.

Evans'ın geçen yıl üstlendiği liderlik ve oynadığı oyun Kings camiasına o kadar umut verdi ki bu yaz bomboş salary cap'ine rağmen büyük av peşinde koşmadı Kings. Sadece gelecek yaz büyük bir kontratının sonuna geleek olan Samuel Dalambert'ı aldılar. Üstelikte yıllardır bir türlü istikrar yakalayamamış olan Spencer Hawes'un yerine. Gelecek yaz iyice bomboş hale gelecek bir salary cap'e rağmen kimse yaz hamlelerinden bahsetmiyor.

Gelecek yaz Tony Parker gibi bir süperstarın serbest kalıyor olması pek de umurumuzda değil. Topu dışarıda Tyreke'nin elinden alacak bir oyuncuya karşıyız taraftar olarak. Aslında bir star yerine 4 numaraya ve benche sağlam oyuncuların doldurulmasını istiyoruz sadece. Çünkü Evans'ın süperstar olmasını bekleyeceğimiz süreci, yazın gelecek bir yıldızı tercih ediyoruz.

Çünkü Tyreke Evans en büyük umut...

20 Eylül 2010 Pazartesi

Melo Yine Gündemde



Arap saçına dönen Carmelo Antyhony sorunsalında Denver yönetimi suskunluğunu bozdu ve Melo'nun takas edilebileceği ifade edildi. Melo'nun kontrat uzatılmasına sıcak bakmaması ve isteksiz davranması bu kararda etkili olmuşa benziyor. Ancak ben hala Carmelo'nun niye bu kadar isteksiz davrandığını anlamış değilim. Geçen yıl takım çok şanssızdı önce koç George Karl'ın hastalığı sonrada Martin'in sakatlığı derken beklenmedik bir şekilde ilk turda evlerine dönmek zorunda kaldılar. Halbuki kadroları şu haliyle Batı Konferansında final görecek düzeyde üstüne üstlük Harrington gibi skor tehditi olan ve iyi bir bench oyuncusunu da kadroya kattılar. Lawson gibi genç yetenek var hali hazırda , Billups gibi muhteşem bir lider var takımda ama Carmelo'yu anlamak zor. Bir yıl daha Denver'a şans vermeli bence olmadı zaten serbest kalıyor. Atar imzayı bir takıma olur biter..

18. Şampiyonluk


Boston Celtics'in sahibi Wyc Grousbeck Shaq'ı kadrolarına katmalarının esas sebebini böyle açıklamış... 18. Şampiyonluk !!!

Wyc Grousbeck, yaptığı açıklamada Shaq'ı takıma katmaya karar verdikleri andan bahsetmiş. Kobe'nin finallerin ardından Shaq'a atıfta bulunarak bir yüzük fazla aldığını söylemesi üzerine harekete geçmiş Celtics yönetimi. Oyuncu menajeri ile anlaştıktan sonra da Shaq transferi resmileşmiş. Ayrıca Wyc Grousbeck şampiyonluğun formülünü de şu şekilde açıklamış; ''2008 yılında şampiyonluk yaşamış tecrübeli bir kadromuz var ve bunların yanına bizimle şampiyon olmamış üç ismi yazın kadromuza kattık.'' Bakalım Jermaine, Delonte West ve özellikle Shaq Celtics'in 18.şampiyonluğu kazanmasında etkili olabileek mi özellikle güçlenmiş bir Doğu Konferansı'na karşı...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...