Basketbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Basketbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2010 Çarşamba

Efes Pilsen 79-63 Valencia


Geçtiğimiz hafta Union'a yenildikten sonra bu maçtan çıkacak sonucun Efes Pilsen galibiyetinden başka bir türlü sonuç olmaması gerekiyordu, aksi taktirde temsilcimiz henüz grup maçlarının başında umutlarını ciddi anlamda azaltacaktı. İlk yarıda meydana gelen Skytürk kaynaklı yayındaki gidip, gelmeler temsilcimiz Efes Pilsen'in de iyi başlamamasıyla, acaba yine bir mağlubiyet mi geliyor dedirtmedi değil ancak devamında gelen iyi savunma, takımı oyunun içine sokup rakibini geçmesini sağladı. Maçın sonunda oluşan 16 sayılık fark, Valencia'nın ikinci maçından da 16 fark ile sahadan mağlup ayrılmasını ifade ediyordu.

Savunmada oyun konsantrasyonundan uzak, hücumda bazı anlarda Roberts sayesinde dönen topları da kullanma şansı bulan ama istediği pozisyonları bulamayarak oyuna başlayan Efes Pilsen ilk periyodun yarısında 2-12 geriye düştü ancak bu dakikadan sonra sahaya çok farklı bir Efes Pilsen takımı yayıldı. Savunmada işi çok daha ciddiye alan, rakibi top kayıplarına zorlayıp kolay şut imkanı vermeyen. Hücumda daha rahat sayı imkanı bulan bir takım izledik. Öyle ki, ilk periyodun ilk 5 dakikası 2 sayı bulan takım geri kalan 5 dakikayı 12, diğer periyotları da sırasıyla 20-23 ve 22 sayıyla bitirdi.

Geçtiğimiz günlerde takıma katılan, henüz alışma döneminde olan tecrübeli Hırvat oyuncu Vujcic önümüzdeki maçlar adına ışık verdi. Pasör özelliğiyle tanınan Vujcic, bu maçta da bunlardan bir bölüm sundu. Uzun adam konusunda sıkıntısı olan Efes Pilsen için elbette ki Vujcic'in bu katkısı çok önemli olacak. Ama, pota altı savunmasında sıkıntılar hala sürüyor. Bu istatistiklerle de, Savanovic 15 - Lishchuk 12 - Javtokas 10 şeklinde açıklanabilir. Efes Pilsen'in zayıf noktası, Dudley yerinde savunma yönü ön planda olan bir isim olsa fena olmazdı.

Gecenin yıldızı Thornton'un maç içerisinde ribauntlara verdiği destek, sadece o da değil. Kerem Tunçeri'yi de buraya ekleyebiliriz. Thornton 10, Kerem Tunçeri 4 ribaunt ile kısa rotasyonundan ribauntlara önemli destek olarak gözüküyor. Bu 14 ribaunttun, 5'i de hücum ribauntu. Ofansta ön plana çıkan bu ikiliden Thornton 19 sayı atarken %87 iki sayılık, %50 üç sayılık oranlarıyla takımını sırtladı.

Bu maç Sinan Güler'in forma giymesi sevindirici, ama Ender Arslan'ın hala 4 numaralı yabancı guard Wisniewski'nin arkasında olup, ciddi süre alamaması üzücü bir durum. Wisnie henüz neden Ender'in önünde olduğunu gösteremedi.

Üçüncü periyottan itibaren kontrolü iyice eline alan Efes Pilsen, 8-0'lık seriyle Valencia'ya karşı skor avantajını yakaladı ve son periyotta da maçın genelinde kötü olan Rakocevic'in katkılarıyla maçın farklı bir şekilde bitmesini sağladılar. Grupta ilk galibiyetini alan Efes Pilsen, Panathinaikos ve Cska maçları öncesi haftaya içeride Milano'yu ağırlayacak.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Allen Iverson Beşiktaş'ta


Ve haftalardır beklediğimiz haber sonunda netliğe kavuştu. Allen Iverson Beşiktaş'ın teklifini kabul etti ve kariyerini Türkiye Beko Basketbol Ligi'nde sürdürecek. Nba'de kontrat arayan ancak bulamayan Iverson'a Çin'den gelen teklifte vardı. Ancak onun tercihi Beşiktaş oldu. Iverson'un Beşiktaş'tan yıllık 1.5 milyon'u garanti 2 milyon dolar alacağı söyleniyor. Ligimizde bir kaliteli isim daha olacak. Eh fena mı oldu biz de salona gidip bu basketbol yıldızını canlı olarak izleyebileceğiz.

21 Ekim 2010 Perşembe

Regal Fc Barcelona 80-66 Cibona Zagreb


Fenerbahçe Ülker'in grubunda yer alan son şampiyon Barcelona beklendiği gibi rahat bir oyun ve skorla Euroleague sezonunu açtı. Maçın başlamasından itibaren üstünlüğünü rakibe hissettiren Barcelona, zaman zaman hücumda sıkıntı yaşasa da Cibona'nın kadro kalitesi olarak düşük bir seviyede olması bunun maça yansımasına izin vermedi. Oyunun bitse de gitsek havasına dönmediği dakikalarda Bogdanovic dışında sorumluluğu üstlenecek bir ismin çıkmaması, pasa dayalı oynamayan Cibona'nın işini oldukça zorlaştırdı.

Hücum planlarını sadece içeriyi teke tekte zorlayarak ortaya koymuş olan Cibona, bu durumda hücumda oldukça sıkıntı yaşadı. Uzun süre sayı bulamadı. Hemen maçın başında 2 dakika içerisinde 6 sayı bulan Cibona, devamında 8 dakika içerisinde de 6 sayı buldu. Aynı şekilde ikinci periyodun ilk 8 dakikası sadece 3 sayı bulabilen Cibona, 2 dakika içinde bulduğu 5 sayıyla devreyi 20 sayıyla bitirebildi. Devre boyunca tek bir asisti olmayan Cibona takımı, üçlük isabeti de bulamadı.

İkinci devreye hücumda momentumu yakalayarak başlayan Barcelona, 51-26'lık bir üstünlük ile maçın zirve anını yaşadı ama maçı rolantiye alıp, bitse de gitsek havasına geçince skoru korumak kolay olmadı. Bu skordan sonra ki 14 dakikalık dilimin tabelaya yansımış şekli, 29-40 ile Cibona lehine. Üçüncü periyotta 2 asist yapan Cibona, 41 sayının 22'sini de Bogdanovic'den buldu. Maç içerisinde 25-24'ten sonra yakalanan antreman havası skoru diğerleri lehine doğru açtı. Bu hava takımın asist sayılarına ve üçlük isabetlerini de yansıdı. Son periyot Cibona'nın 7 asisti ve 4 üçlük isabeti var.

Gelecek hafta Cibona sahasında Fenerbahçe Ülker'i ağırlayacak ve ilk hafta oynanan oyunlara bakarsak Fenerbahçe Ülker'in rahat kazanmasını bekleyebiliriz. Hücumda kısıtlı opsiyona sahip Cibona'yı, çok çeşitli silahlarla Fb Ülker yenerek Barcelona deplasmanına 2'de 2 ile moralli gidecektir.

Union Olimpija 95-90 Efes Pilsen


Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı kupasında Fenerbahçe Ülker'i geçtikten sonra hafta sonu Antalya'ya karşı süpriz bir mağlubiyet alan Efes Pilsen için Euroleague sezonu da istediği gibi başlamadı. Kağıt üzerinde rahat bir şekilde rakibini geride bırakmasını beklediğimiz Efes Pilsen'in almış olduğu bu mağlubiyet moralleri ciddi anlamda bozdu.

Geceye kötü başlayan Efes Pilsen, rakibine pota altından ciddi sayı imkanı verdi. Bunu kullanmaktan kaçınmayan Union, hücumda yakaladığı akıcılık ile maçın başında üstünlüğü eline alarak bunu skora da yansıttı ve 16-8 öne geçti. Maçın başlangıcında savunmada istediği düzeni ortaya koyamayan Efes, aynı şekilde hücumda da pota altına top sokmaktan uzak ve sadece Rakocevic'in eline bakar bir şekilde 8 sayının 6'sını bu oyuncudan buldu. Periyot sonunda da atılan 16 sayının 8'i Rakocevic'den gelmişti. Bu anlarda ilk periyodun sonlarına doğru gelen tam saha baskı ve set oyununa karşı savunmanın sertleşmesi, maçın gidişatı adına umutlandırdı ki bu savunma değişkenliği guard değişimi sonrası Kerem Tunçeri'nin rol almasıyla öne çıktı. Ancak ikinci periyot dışında savunma pek ortada olmayınca Efes rahat kazanabileceği maçı sıkıntıya soktu.

İkinci periyodun başında sertleşen savunma ve bununla beraber kolay sayı imkanı vermeyen Efes Pilsen, ilk basketi 5.55 kala yedi. Burada oyunu tamamen kendi lehine çevirememesi hücumda yakalanamayan momentumdan kaynaklıydı. Bu süre zarfı içerisinde Efes'in maç içindeki ilk üçlük isabeti Kerem Tunçeri'den gelmesine rağmen, bir hücum iyi üç hücum kötü olunca yapılan savunma bir değer kazanmadı ki Gregory üst üste sayılarla farkı tekrar çift hanelere yaklaştırdı. Hücumda bireysel performansa kalan, pota altını kullanamayan Efes Pilsen için periyotta şans anı Rakocevic'in yakaladığı basket faul ile gelen sayılar oldu. Bunun peşine Nachbar'ın Efes Pilsen adına gelen ikinci üçlüğü periyot sonuna doğru farkı tekrar aşağılara çekti ve Efes öne geçme şansı yakaladı. Ancak Rakocevic'den gelen basit top kaybı, devrenin 30-29 Union lehine bitmesine ön ayak oldu.

İlk yarıda hücumda yakalanamayan üretkenlik, istatistiklere de 1 asist olarak yansıdı. Takım olarak sadece 1 asist yapan, savunmada bir periyot hiç bir hareketlilik göstermeyen Efes Pilsen'in sadece 1 sayıyla devreyi geride kapatması şans olarak değerlendirilebilir ki ikinci devre bunu kullanması için ciddi fırsatlar geldi. Ama Efes Pilsen'in maçı almaya niyeti pek yoktu, alamadılar da zaten.

Efes Pilsen adına maçın en üretken döneminin yaşandığı üçüncü periyot, istatistiklerde de 7 dakikada 5 asist daha yapılarak asist sayısının 6'ya çıkmasıyla kendini belli etti. Ancak bu sefer sorun olarak savunma gözüküyordu, ve iyi hücum yaparken verilen bu kolay sayı imkanları farkın bir türlü açılmasına izin vermiyordu. Maçın belli bölümü hariç, ikili oyunlarda çok kötü savunma yapan Efes Pilsen Union Olimpija oyuncularına ciddi şans verdi. Gregory 16, Pinkney 23 sayıyla maçı tamamladılar. İlk periyotta olduğu gibi, üçüncü periyotta da rakibe kolay sayı imkanı veren Efes Pilsen sırasıyla 22 ve 23 sayı yedi. İkinci periyotta bu rakam sadece 8, evet 8.

Kötü savunma son periyotta da devam edince, Union Olimpija taraftar desteğiyle bir ara momentumu kendi lehine çevirmek üzereydi ancak Efes Pilsen'in Union'ın top kaybıyla yakaladığı şans 6-7'lere çıkacak farkı 2'ye indirdi ve maç sonuna kadar bu şekilde giden maça dönüştü. Maç boyunca belki de iyi yaptığımız şeylerin başında gelen ribaunt konusunda maçın sonunda kaptırdığımız bir ribaunt, 3 sayılık farkı eritmeye neden oldu ve son top iyi kullanılmayınca 71-71 ile maç uzadı.

Uzunların beşlemesinden dolayı Dudley'in uzatmalarda süre bulmasını saymazsak 7 kişiyle oynayan Efes Pilsen'in Ender'e sadece 2 dakika vermesi ve Sinan Güler'in oyuna hiç dahil olmaması dikkat çekici.

Uzatma dakikalarında Nachbar ve Roberts'dan yararlanamayan Efes Pilsen, maç boyunca pek süre alamayan Dudley ile oynamak durumunda kaldı. Kerem Tunçeri'nin basketleriyle uzatmaya iyi başlanmasına rağmen bitirici darbe yine vurulamadı, maç ikinci uzatmaya gitti. Burada hücumda yapılan hatalar ile üstünlüğü kaptıran Efes Pilsen, rakibin serbest atışlarda isabet bulmasıyla da maçı 95-90 kaybetti.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Fenerbahçe:86 - Lıetuvos Rytas:69


Bu sezon final four hedefi ile yola çıkan ve kadrosunu şekillendirek Fenerbahçe Ülker Euroleague'de bu sezonki ilk maçına seyircisi önünde çıktı. Lietuvos Rytas'ı evinde ağırlayan Fenerbahçe maçtan 86-69 galip ayrılarak Avrupa arenasına iyi bir başlangıç yapmış oldu.

Maça Fenerbahçe oldukça istekli başladı. Hücumda yüzdeli bir çeyrek geçiren sarı lacivertliler işin savunma yönünde de fazlasıyla iyiydi. İlk çeyrek sonucu zaten oynanan basketbol adına bilgi vermekte:24-16 Fenerbahçe'de hafta sonu Banvit'e karşı müthiş performansıyla lige merhaba diyen Lavrinovic Avrupa arenasına da iyi başladı. İlk çeyrek fazlasıyla efektif bir oyun oynayan Lavrinovic 11 sayıyla ilk çeyreği kapattı. Özellikle üçlükleri ile rakip savunmanın kilidini çözdü. Bunun dışında Ukic ve Tomas ilk çeyrek başında oyundan çıkmadan önemli katkılarda bulundular. Ukic hızlı hücumları çok iyi organize etti ve takımın skor bulmasında oldukça etkiliydi. Rytas'ta ise ilk çeyrek attığı 5 sayı ile öne çıkan isim Bjelica oldu.

İkinci çeyreğe Oğuz Savaş'ın sayıları ile başlayan Fenerbahçe rakibin hızlı tempolu oyununa karşılık verince bir anlık bocalama yaşasa da rakibi top kaybına zorlayarak çeyreğe 8-2 ile başladı. Bu dakikadan itibaren oyun zaman zaman Rytas kontrolüne geçti zaman zamansa Fener rölantiye alarak basketbolunu sürdürdü. Haliyle ilk 2 dakikadaki 8 sayının ardından çeyreğin kalan 8 dakikasında sadece 8 sayı bulabildi Fenerbahçe. Ancak hücumda ne kadar zayıf bir dönem geçiriyor olsa da savunmayı elden bırakmayarak Rytas'a aynı süre içinde sadece 9 sayı şansı tanıdı ve farkın kapanmasını önledi.

Fenerbahçe'de Lavrinovic-Tomas ve Ukic üçlüsünün dışında benchten gelen isimlerinde ilk yarıda önemli katkıları vardı. Oğuz Savaş skorer oyunu ile skorda Fener'in öne fırlamasını sağlarken, Kinsey hareketli oyunu ile Rytas guardlarına zor anlar yaşattı. Kaya ise skor bulamamasına karşın ribauntlarda verdiği katkı ile önemli işler yaptı ki 7 dakikada 7 ribaunt fazlasıyla etkileyici. Rytas'ta ise Newley biraz ön plana çıkmaya çalıştı ama takımın kötü bir gece geçiriyor olması onun performansının silik gözükmesine neden oluyor.

Üçüncü çeyreğe Ukic'in üçlüğü ile başlayan ve devamında Lavrinovic'in üçlüğü ile skorer oyununa devam etti Fenerbahçe. Bu çeyrekte oyun genelde Vidmar'ın üstünden oynandı ki bir iki hücumda üst süte basketi bulunca sıcak el olarak sürekli top ona indi hücumlarda. Gerçi Fenerbahçe'nin klasik basketbol anlayışıdır uzunlara top indirmek ki bugünde istatistiklere baktığımızda üç uzununun skor anlamında oyunu domine ettiğini görebiliyoruz. Bu akşam Vidmar-Lavrinovic-Oğuz üçlüsü kaydettiği 48 sayıyla oyunu kopartan isimler oldular.

Son çeyreğe 17 sayı farkla giren Fenerbahçe skor üretmekte zorlanınca fark bir anda 12'ye indi ve acaba mı sorusu sorulmaya başlandı. O anda sahneye çıkan Vidmar ve Kinsey'in aleey-oup basketi ile psikolojik ve skor açısından avantaj yine sarı lacivertlilere geçti. Maçın son bölümünde Rytas yine kolay basketler bulsada aradaki fark oyunun krize girmesine izin vermedi ve Fenerbahçe maçı kazanarak ilk galibiyetini aldı. Ayrıca Cemal Nalga'yı da sadece ilk periyot izleyebildik adam akıllı. Maçın adamı Lavrinovic gibi gözükse de kritik zamanda gelen basketleri ve uzun zamandır en iyi performanslarından birini sergileyen Vidmar'a oyumu veriyorum ben.

Fenerbahçe gösterdi ki bu takımdan yüksek bir başarı beklememek için bir neden yok. Daha sezon başı olmasına rağmen itekli savunmaları var. Hücum belki şu an istenilen seviyede değil ama zamanla o da oturacak ve komple bir takım olacaklar. Uzunlar üzerinden oynanan oyunların yanı sıra Ömer-Ukic-Tomas gibi kısaların da zaman zaman oyuna damga vurması her oyuncudan katkı alınabilecğeinin göstergesi.

Ayrıca yazının sonunda Fenerbahçe seyircisine de teşekkür etmek istiyorum. 9.000 civarında seyirci izledi maçı salonda. Geçtiğimiz sezon seyirci konusunda hayli sıkıntı yaşayan Fenerbahçe için bence bir açılış maçı açısından fazlasıyla iyi bir seyirci potansiyeliydi. Bu desteğin artarak diğer grup maçlarında da sürmesini bekliyoruz.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Olympiakos:82 - Real Madrid:66

Evet bu sezon Euroleague'i de takip edip burada yorumlamaya çalışacağız ekibimiz ile... Ligin açılış maçı az önce tamamlandı ve ligi geçen yıl 2.sırada bitiren Olympiakos güçlü rakibi Real Madrid'i 82-66 gibi önemli bir skorla mağlup ederek hem lige iyi bir giriş yapmış oldu hem de averaj açısından avantaj sağladı.

Maçın ilk periyoduna iki takımda tutuk başladı. Madrid'de guardlar Rodriguez ve Llull ön plana çıkarken Olympiakos'un Sırp guardı Teodosic ise ilk çeyrek sahne almayı tercih etmedi. Aslında iki takım da açık vermeden oynuyordu ve sıkıntılı bir basketbol vardı sahada. Oyunu çözen isim periyot ortasında oyuna dahil olan ve hem hücum hem de savunmada takımında başı çeken isim olan Bourousis oldu. Özellikle çeyrek boyunca hücumda Spanoulis ile çok iyi anlaşan ve savunmada da Ante Tomic'i sindiren oyunu Olympiakos'a maçı kazandıran başlıca etmendi bana kalırsa.

İkinci çeyreğe Llull'un skorer oyunu ile Madrid üstün başladı ve Olympiakos uzun süre skor bulmakta zorlandı. Ancak çeyreğin devam eden anlarında işler tersine döndü ve Madrid altı yedi sayı ile öndeyken maç yine dengeye geldi. Üçüncü çeyrekte ise beklenen adam Teodosic sahneye çıktı ve oyunun dengesini takımı adına çeviren isim oldu. Üçüncü çeyrekte atağa başlayan kırmızılar son periyodun başında da rakibini boğan savunma ve hücumu ile maçı kopartmayı başardı.

Merak ettiğim oyuncular arasında Dünya Şampiyonası'nda ismi parlayan Sırp oyuncu Keselj geliyordu. Ancak 17 dakikada attığı sadece bir isabetli basket ve 3 sayısı var. Tabi bunda biraz da Madrid'de Vidal'ın performansı fazlasıyla etkiliydi ancak yine de Keselj'in performansı bende hayal kırıklığı yarattı şimdilik. Olympiakos'da Nielsen erkenden faul problemine girmesi yüzünden iyi bir maç çıkartamadı ve süreleri çok azdı. Ancak Nielsen'in bir kaç dakika eksik olması Olympiakos gibi komple bir takıma asla etki etmiyor. Takımda öyle bir guard üçlüsü var ki zaten hani üçü birden bir takımın başında guard diye oynayacak isimler. Teodosic-Papaloukas ve Spanoulis. Böyle bir üçlü varken takımlar arasındaki asist farkına da şaşırmamak gerek haliyle. Bu üçlüden bahsetmişken özellikle Madrid'in alan savunmasına döndüğü anlarda üçlükler ile oyunu kopartan isimler oldular.

Real Madrid'de zaten İspanya forması altında radarıma giren Llull'un performansı tatmin ediciydi ama tek başına da ancak bu kadarını yapabilirdi. Bir ara Suarez şutları ile Madrid'i ayakta tutmaya çalıştı ama karşısında çok komple bir takım olduğundan çabalar boşa gitti. Garbajosa sakat mı değil mi bilemiyorum ama az süre alması garibime gitti. Madrid'in bu sezon en iddialı transferlerinden biri olan ve Nba'den gelen Sergio Rıdriguez ise ilk maçında vasat bir görüntü çizdi.

Böylece Olympiakos lige iyi ve temiz bir galibiyet ile başlayarak avantaj elde etti. Maçı kazanırken yaptığı averaj da grup için önem teşkil edebilir.

Nba'de Yeni Kural


Nba'de genel de uygulanaak yeni kurallar ilk olarak hazırlık karşılaşmalarında denenir ve kuralla ilgili oyuncu ve koçlardan iyi yada kötü yorumlar gelir. Bu sene uygulamaya konulacak kurallardan biri de 'teknik faul' kuralı. Artık hakeme en fak bir itiraz teknik faul ile cezalandırılacak ve bu da oyuncuları fazlasıyla zorlayacak.

Geçtiğimiz gün oynanan Celtics-Raptors karşılaşmasında kural tam olarak denenmiş ve 4 teknik faul düdüğü çıkmış. Üstelik 'trash-talk'ları ile ünlü Kevin Garnett ise yeni kuralın ilk kurbanı olmuş. Yaptığı bir faul sonrası itirazına teknik faul çalınan Garnett itirazını sürdürünce oyundan atılmış. Maçta teknik faul alan isimlerden biri olan Jermaine O'Neal karşılaşma sonraı mikrofonlara 'Hala şaşkınlık içerisindeyim.' derken Billups ise yeni kuralı 'Biz duygusal bir oyun oynuyoruz, golf değil. İster istemez itiraz olacak.' diyerek yorumlamış.

Nba'in bu yeni kuraldan geri adım atıp atmayacağı merak konusu olurken teknik faule verilen para cezaları da göz korkutacak cinsten. Lig boyunca 15 teknik faul sonrası her faulde oyunculara 5 bin dolar ceza gelecek. Sheed olsaydı da bu günleri bi görseydi demek geldi içimden...

3 Ekim 2010 Pazar

Taurasi !!


Şu kadına Fener forması giydirmek bile büyük başarıyken kendisi Fenerbahçe için bu sezon ter dökecek. Wnba'in yıldızı olan ve kadın basketbolunda alabileceği her türlü kupa ve ödülün sahibi olmuş birini izlemek büyük keyif olacaktır bizler için... Taurasi'li Fenerbahçe'yi merakla bekliyoruz.

18 Eylül 2010 Cumartesi

Cevat Soydaş Basketbol Turnuvası


Her yıl geleneksel olarak düzenlenen hazırlık turnuvasına bu yıl Oyak Renault ve Tofaş'ın yanı sıra Karşıyaka, Antalya Belediyesi, Aliağa Petkim ve Erdemir Belediyesi katıldı. Üç gün oynanan grup maçlarının ardından bugün final karşılaşmaları vardı.

5.lik maçında Erdemir, Antalya Belediyesi'ni 85-60 ile yenmesini bildi. 3.lük maçında son çeyrek açılan Tofaş seyircisinin de desteği ile Aliağa Belediyesi'ni 79-61 yenmeyi başardı. Final maçına Aliağa'yı 25 sayı geriden gelip yenerek mucizeler ile çıkan Oyak, Karşıyaka'nın organize hücumlarına direnemedi ve rakibine 82-73 mağlup oldu.

Turnuva genelinde edindiğim izlenimlere bakacak olursak;

Oyak Renault yine yabancı seçimlerini doğru yapmış bu belli. Jonathan Gibson ve Tay Waller iyi katkı verecek skorerler. Ayrıca Garcia'da dört numara oynamasına ve fiziksel olarak eksik olmasına rağmen 5 numaralara karşı potaya yüklenmekten hiç çekinmiyor. Yabancı seçimlerinde ne kadar başarılı olsalar da oyunun devamlılığı konusunda sıkıntı içindeler. İzlediğim üç maçtada Oyak Renault oyuna çok kötü başlayıp istekli ve iyi devam etti. Grup maçlarında bu özellik işe yaradı ve finale kadar çıktılar ancak finalde Karşıyaka'ya karşı dirençleri yetmedi. Ancak Aliağa karşısında 25 sayı farktan gelip maçı 6 sayı farkla kazanmak önemliydi onlar adına.

Pınar Karşıyaka'yı fazla izleme fırsatım olmadı ancak az önce ilk devresini takip ettiğim final karşılaşmasında çok organize hücumlarla yüzdeli oynadılar. Özellikle yüksek pas trafiğinde topu pota altına indirdiklerinde fazlasıyla başarılı oluyorlar. Holston'da takıma alışık olmasının da avantajı ile bu sezon daha verimli olacağının sinyallerini verdi. Turnuvayı şampiyon olarak tamamladılar ama tek izlediğim maçları tek devre olarak Renault maçıydı ki o oyunla bile şampiyonluğu hak ettikleri belliydi.

Tofaş'a bakacak olursak Can Altıntığ takımın en dikkat çekici ismiydi. Yabancı olarakta Ruzic önemli katkılar verdi ve sezon içinde yararlı olacağını gösterdi. Tofaş genelde yerlileri ile var olan bir takım ancak bu sezon yabancılarıyla da iş yapabilecekler. İnanç Koç'ta ilerleyen yaşına rağmen saha içindeki takıma hakimiyeti ile önemli silahlarından olacaktır Tofaş'ın.

Erdemir'e bakacak olursak yabancı oyunularını pek beğendiğimi söyleyemem. Pas pas takımı görüntüsü var diyeceğim ama bir ışıkta var hani takımda. Erkan Veyseloğlu ve Hakan Demirel gününde ise maç kazanıyorlar ancak değilse kaybediyorlar. Özellikle Hakan Demirel'i beğendiğimi söyleyebilirim. Fenerbahçe'de bulamadığı süreleri burada buluyor ve kendisini artık!! geliştirebilmesi açısından önemli.

Antalya Belediyesi'nde ise umduğum performansları bulamadım. Bireysel olarak öne çıkan isimler olsa da takım olarak kötüydüler ve turnuvayı da sonuncu tamamladılar hal böyle olunca. Muratcan Güler'in bu takıma katkısı yadsınamaz. Yabancıların yokluğu da bu kötü turnuva sürecine etki etmiş olabilir ancak bunun pozitif etkisi de Gökper Gen'in sürelerinin artması ve istekli oyununu getirdi. Guard rotasyonunda Muratcan ve Gökper ile sorun yaşamaz bu takım.

Aliağa'yı ise en sona bıraktım. Karşıyaka'nın son günkü performansı iyiydi ama takım olarak beni en eğlendiren en heyecanlandıran takımlardan biri oldular. Yukarıda resmini paylaştığım arkadaş Jerome Randle'ı canlı izleyip hayran kaldım. Müthiş yetenekli bir pg ve şutu da fazlasıyla tehlikeli. Hızlı yön değiştirmeleri ve paslarıyla çok can yakar. Bu oyuncuya dikkat diyorum. Diğer yabancısı Aubrey ise atletikliği ve hızı ile ön plana çıkıyor. Hızlı hücumların aranan ismi ama hızını kullanırken bazen top sektirmeyi unutabiliyor :) Bunun dışında Barış Güney gibi tecrübeli bir isme sahip olmaları da takımın artılarından.

17 Eylül 2010 Cuma

Jeninngs Zırvaladı


Brandon Jeninngs ismini geçtiğimiz sezon fazlasıyla duyduk. Nba Live özetleri ile ona başlayan sempatimiz Golden State'e karşı 55 sayı atmasıyla tavan yaptı. Ancak bu fazla sempatiyi Jeninngs antipatiye dönüştürmek için elinden geleni yapmayı sürdürüyor.

Amerika milli takımına seçilmemesinin nedenini giydiği ayakkabılara bağlayan ve verdiği bir demeçte Nike marka ayakkabı giymemesinden dolayı takımda olamadığını belirtmişti. Yani milli takımın sponsoru olduğu ayakkabıyı giymediğinden dolayı takımdan kesildiğini öne sürüyordu.

Koç K ise bu açıklamalara cevap verdi ve oyuncu seçimlerini yalnızca kendisinin yaptığını söyledi. Ayrıca Kryzewski ayrıca bir oyuncunun giydiği ayakkabı benim kadro şekillendirmemde etkili değildir dedi.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Türkiye Kupası Kuraları


Türkiye Kupası kuraları bugün çekildi. Dört ayrı şehirde yapılacak turnuvada gruplar şu şekilde;

A Grubu - Balıkesir = Banvit - Erdemir - Aliağa Petkim - Mersin Bşb
B Grubu - Ordu = Efes Pilsen - P.Karşıyaka - Antalya Bşb - Olin Gençlik
C Grubu - G.Antep = F.Bahçe Ülker - Tofaş - Bornova Bld - M.P Trabzonspor
D Grubu - Antalya = Beşiktaş Cola Turka - G.Saray CC - T.Telekom - O.Renault

Gruplara bakınca D Grubu dikkati ilk çeken grup. 8'li finallere kalma yolunda çok çekişmeli maçlar yaşanacağı aşikar. Bunun yanı sıra bir diğer dikkat çeken ayrıntı ise Banvit'in Balıkesir grubuna düşmüş olması. A ve D Gruplarında maçlar 10-12 Ekim'de oynanırken B ve C gruplarında 9-11 Ekim tarihleri arasında mücadeleler oynanacak.

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Nba Gündemi


* Nets'in peşinde olduğu Lois Scola takımı Houston Rockets ile 5 yıl 47 milyon dolara anlaştı. Öncelikle bu adam 30 yaşında ve kariyerinin en önemli noktasında yaptığı bu anlaşma ile hem iyi para kaldıracaktır hem de Batı uzunlarının bir bir Doğu'ya geçmesiyle Yao ile beraber üst seviye de bir ikili olabilirler sağlıklı kalabilirlerse. Önemli bir hamle gelmiş Rockets için.

* Bulls'un ön anlaşma sağladığı Reddick'in kontratını Magic karşıladı. Aslında Q.Rich hamlesi ile Reddick'in takımda kalmayacağını düşünüyordum ancak Otis Smith lüx vergisini düşünmeden oyuncusunu takımda tuttu Yapının bozulmaması için Reddick önemli bir oyuncu. Dış şutlarda Magic'in fazlasıyla işini gören Reddick'in Bulls'a gönderilmemesi de avantajlı oldu. En azından rakip bir takıma şutör bir isim kazandırılmamış oldu. Bu gelişmelerden sonra Bulls Ronnie Brewer ile 3 yıl 12.5 milyonluk bir kontrat imzaladı. İhtiyaçları olan oyuncu mu? Belki hayır ama atletikliği ve hızlı penetreleri ile takıma olumlu katkılar sağlayabilir. Ancak Bulls'un halen bir şutöre ihtiyacı olduğu da gerçek..

* Serbest oyuncu piyasasında kontrat kovalayan Shaq'ın sign&trade ile takası gündemde. Cavs yönetimi Shaq ile imzalayıp karşılığında oyuncu alabilmek için Knicks ve Hawks ile görüşüyormuş. Hawks Marvin Williams'ı önermiş ve görüşmeler olumlu imiş. Bunun yanında halen Heat&Shaq iddiaları da sürüyor.

* Miami Heat yönetimi kadro çalışmalarına devam ediyor. Haslem'in ardından uzun rotasyonunda Joel Anthony'de takımda kalmayı seçti. Joel 5 yıl için 18 milyon dolar alacak. Ayrıca çaylak Pittman'da kontrat imzalayan oyunculardandı.

* Boston Celtics'te geçtiğimiz sezon önemli roller alan ve final serisinde özellikle benchten gelip artı katkı sağlayan Nate Robinson 2 yıl 9 milyon dolar karşılığı takımı ile yeniden anlaşmaya vardı.

* Cavs geçtiğimiz günlerde Kyle Lowry ile 4 yıl 24 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamıştı. Ancak Rockets yönetimi bu kontratı karşıladı ve Lowry'yi takımda tuttular. Brooks ve Lowry.. Çelimsiz gibi görünen iki guard. Ancak hızları ile artı puan toplayacaklardır.

* Farmar'ın ardından Shannon Brown'ın da gidişine kesin gözüyle bakılan Lakers'ta Fisher'ın ardından Brown'da takımda tutuldu ve guard rotasyonu tamamlanmış oldu. Muhtemelen Blake ilk beş başlayacaktır ve Brown'un kenardan getireceği sertlik ve hızlı oyun etkili olacaktır. Hem böyle atletik bir oyuncuyu takımda tutmak Lakers adına olumlu bir gelişme.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Nets'in İlk Hamlesi: Outlaw


Piyasaya büyük umutlarla giren ancak istediği oyuncuları bir türlü alamayan New Jersey Nets'in ilk hamlesi Outlaw ile oldu. New Jersey Nets, Outlaw ile 5 yıl 35 milyonluk bir nlaşma sağladı. Outlaw'ı beğenirdim Portland zamanlarında ancak geçen sene pek oynama fırsatı bulamadı birazda sakatlığından dolayı. Eğer sağlıklı olursa Nets'e bir hayli faydalı olabilir. Nets'in aslında Harris-Lopez gibi gayet gelişime açık oyuncuları var. Bakalım onlar hala umutlu James'ten..

Free-Agent Pazarı


Free Agent oyuncuların yeni takımlarını ve anlaştıkları paraları tek başlık altında topluyoruz. Bu başlık sayfanın üstünde olacak ve güncellemeler yapılacaktır. Gündeme yeni düşen kontratları kırmızı ile gösteriyoruz.

Point Guard

Raymond Felton 2 yıl 15.8 milyon dolar - Knicks
Kyle Lowry 4 yıl 24 milyon dolar - Rockets
Steeve Blake 4 yıl 16 milyon dolar - Lakers
Luke Ridnour 4 yıl 16 milyon dolar - Wolves
Jordan Farmar 3 yıl 12 milyon dolar - Nets
Derek Fisher 3 yıl 10.5 milyon dolar - Lakers
Shaun Livingston 2 yıl 7 milyon dolar - Bobcats
Nate Robinson 2 yıl 9 milyon dolar - Celtics
Chris Duhon 4 yıl 15 milyon dolar - Magic
Sergio Rodriguez İspanya - Real Madrid
Jannero Pargo 2 yıl 2.4 milyon dolar - Warriors
Anthony Carter 1 yıl 1.4 milyon dolar - Nuggets
Will Bynum 3 yıl 9.8 milyon dolar - Pistons
Carlos Aroyyo 1 yıl 1.4 milyon dolar - Heat
Eddie House 2 yıl 2.8 milyon dolar - Heat
Royal Ivey - Thunder
Jason Williams - Magic
Cj Watson 3 yıl 10 milyon dolar - Bulls


Shooting Guard


Joe Johnson 6 yıl 119 milyon dolar - Hawks
Dwyane Wade 6 yıl 107 milyon dolar - Heat
John Salmons 5 yıl 40 milyon dolar - Bucks
Wesley Matthews 5 yıl 34 milyon dolar - Blazers
Ray Allen 2 yıl 20 milyon dolar - Celtics
J.J Reddick 3 yıl 19 milyon dolar - Magic
Ronnie Brewer 3 yıl 12.5 milyon dolar - Bulls
Anthony Morrow 3 yıl 12 milyon dolar - Nets
Tony Allen 3 yıl 10 milyon dolar - Grizzlies
Randy Foye 2 yıl 8.5 milyon dolar - Clippers
Luther Head 2 yıl 2.3 milyon dolar - Hornets
Marquis Daniels 1 yıl 2.5 milyon dolar - Celtics
Antonie Wright - Kings
Mike Miller 5 yıl 25 milyon dolar - Heat

Small Forward

LeBron James 6 yıl 110 milyon dolar - Heat
Rudy Gay 5 yıl 82 milyon dolar - Grizzlies
Paul Pierce 4 yıl 61 milyon dolar - Celtics
Travis Outlaw 5 yıl 35 milyon dolar - Nets
Al Harrington 5 yıl 34 milyon dolar - Nuggets
Kyle Korver 3 yıl 15 milyon dolar - Bulls
Dorrel Wright 3 yıl 11 milyon dolar - Warriors
Quentin Richardson 3 yıl 7.5 milyon dolar - Magic
Dominic McGuire 1 yıl - Bobcats
Shelden Williams 1 yıl 1 milyon dolar - Nuggets
Joey Graham 2 yıl - Cavaliers
Rasual Butler - Clippers
Matt Barnes 2 yıl 3.6 milyon dolar - Lakers
Richard Jefferson 4 yıl 39 milyon dolar - Spurs
Josh Howard 1 yıl 4 milyon dolar - Wizards


Power Forward

Chris Bosh 6 yıl 110 milyon dolar - Heat
Amar'e Stoudamire 5 yıl 100 milyon dolar - Knicks
Dirk Nowitzki 4 yıl 80 milyon dolar - Mavericks
Carlos Boozer 5 yıl 80 milyon dolar - Bulls
David Lee 6 yıl 80 milyon dolar - Warriors
Tyrus Thomas 5 yıl 40 milyon dolar - Bobcats
Amir Johnson 5 yıl 34 milyon dolar - Raptors
Drew Gooden 5 yıl 32 milyon dolar - Bucks
Udonis Haslem 5 yıl 20 milyon dolar - Heat
Hakiim Warrick 4 yıl 18 milyon dolar - Suns
Matt Bonner 4 yıl 14 milyon dolar - Spurs
Jermaine O'Neal 2 yıl 12 milyon dolar - Celtics
Luis Scola 5 yıl 47 milyon dolar - Rockets
Craig Smith - Clippers
Josh Powell - Hawks
Shavlik Randolph - Heat
Kurt Thomas 2 yıl - Bulls
Juwan Howard 1 yıl 1.4 milyon dolar - Heat
Jon Brockman 3 yıl 3 milyon dolar - Bucks


Center

Brendan Haywood 6 yıl 55 milyon dolar - Mavericks
Channing Frye 5 yıl 30 milyon dolar - Suns
Darko Milicic 4 yıl 20 milyon dolar - Wolves
Johan Petro 3 yıl 10 milyon dolar - Nets
Ben Wallace 2 yıl 3.8 milyon dolar - Pistons
Zydrunas Ilgauskas 2 yıl 2.8 milyon dolar - Heat
Ian Mahinmi 2 yıl 1.8 milyon dolar - Mavericks
Aaron Gray 2 yıl - Hornets
Jason Collins - Hawks
Theo Ratliff 1 yıl 1.4 milyon dolar - Lakers
Brad Miller 3 yıl 15 milyon dolar - Rockets
Joel Anthony 5 yıl 18 milyon dolar - Heat
Jamaal Magloire 1 yıl 1.4 milyon dolar - Heat
Tony Battie 1 yıl 1.4 milyon dolar - Sixers
Shaquille O'Neal 2 yıl 2.8 milyon dolar - Celtics



6 Temmuz 2010 Salı

Amar'e Knicks'te ya LeBron??


Evet Knicks ilk yıldız ismini buldu. Amar'e Stoudamire. Beş yıllık 100 milyon dolara anlaşılmış Amar'e ile.. Amar'e'nin gelişi gözleri bir diğer süperstara LeBron James'e çevirdi. Amar'e gelir gelmez 'LeBron'u ikna etmek için konuşacağım.' demiş. Ki Knciks'in salary'side bir maksimum kontratı daha kaldıracak kadar müsait.

Amar'e Knicks'e gayet faydalı olabilecel bir isim. Geçtiğimiz sezon All-Star arasından sonra oyununda adeta patlama yapan ve istatistikleri ile takımını Konferans Finalleri'ne kadar taşıyan Amar'e artık Knicks'in başarısı için ter dökecek. Daha 27 yaşında olması da kariyerinin zirvesinde olduğunun göstergesidr. Belki yanında bir Nash olmayacak ama ne olursa olsun kendi pozisyonunu yaratabilecek bir isim ve pota altında oldukça tehlikeli. Nash olmayacak yanında dedik ki Knicks zaten onu besleyecek bir ismi daha kadrosuna katmak için hareket halinde. Amar'e tecrübesi ile de takıma faydalı olacaktır.

Önemli bir hamle oldu Knicks adına ve doğru yapılmış bir hamle. Sıradaki kim olacak merak konusu ama Amar'e'nin Knicks'e gidişi bir çok dengeyi değiştirebilir. Knicks'in asıl hedefindeki isim ise LeBron'du ve hala ısrarla onu istiyorlar.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Atlanta'nın Kumarı


Evet beklenen oldu ve Joe Johson kendisine sunulan 6 yıl 119 milyonluk teklife evet dedi. Üç gündür tartışılıyordu Atlanta'nın bu önerdiği kontrat ki çıkan seslerinde haklılık payı var. 29 yaşında ve normal sezonlar harici verimli basketbolu çok nadir oynayabilen bir isme bu parayı vermek büyük risk. Bu adam 35 yaşında da yaklaşık 20 milyon dolarlık bir adam olacak ki oynadığı basketbola bakınca cidden büyük bir yanlışın ortada olduğunu görüyoruz. Atlanta, Johnson'u takımda tutabilmek için bu kadar parayı önerdi ama takımın geleceği ve hedefleri çöpe gitti gibi geliyor artık bana. Yanlış bir hamle oldu onlar adına. Yanlış hamle ise Johson'u takımda tutmak değil ona bu kontratı vermek elbette...

4 Temmuz 2010 Pazar

Gündemden Kısa Kısa #2


Evet 8 temmuza kadar oyuncular ve takımlar arasında görüşmeler devam edecek ondan sonra imzalat atılmaya başlanacak. Bir kaç isim kendilerine takım buldu. İlk günkü gibi yüksek fiyatlara gitmedi oyuncular bu sefer. Ancak Wade-LeBron-Bosh-Amare gibi isimlerin durumu ise hala belirsizliğini koruyor.

* Phoenix Suns 5 yıl 30 milyon karşılığında Frye ile anlaşmaya vardı ve oyuncusunu takımda tuttu. Play-Off'larda sönük kalsa da sezon içinde gösterdiği başarılı performans ona kontratı getirdi. Özellikle dış şutunda önemli bir tehdidi olması Suns organizasyonunun aradığı tipte bir oyuncu olmasını sağlıyor. Geçtiğimiz sezonu Bulls forması altında tamamlayan Warrick'te Suns yolunu tuttu. Bu hamlenin ardından Amare'nin takımda kalmayacağı da kesinleşmiş oldu. Warrick 4 yıl 18 milyonluk bir kontrata imza attı. Ancak Amare'nin yerine Warrick tercihi soru işaretleri doğuruyor. Suns gelecek sene konferans finali gibi dereceler beklememeli.

* Kontrat kovalayan bir diğer isimlerden olan Nowitzki Dallas'ta kaldı. 4 yıl 80 milyon dolar karşılığında Dirk takımında kalmayı seçti. Dallas'ın sıradaki hedefi ise Haywood'u takımda tutmak...

* Oyuncu opsiyonunu kullanarak serbest kalan ve 21 milyonluk kontratından vazgeçen Pierce için acaba gidiyor mu soruları soruldu ancak Pierce takımı Boston ile yeniden anlaşma sağladı. Pierce 4 yıl 61 milyonluk kontrata evet derken kontratın üç senesi garanti para kapsamında olacak ve son sene serbest kalma opsiyonu bulunuyor.

* Fisher ve Farmar'ın serbest oyuncu statüsüne geçmesi ile guard rotasyonu için isim arayan son şampiyon Lakers Steve Blake ile anlaştı. Blake Lakers'tan 4 yıllık 16 milyon dolar alacak. Lakers'ın belki de tek sorunlu bölgesi olan guard rotasyonunda önemli bir isim katılmış oldu. Bu arada Fisher'ın gidebileceği yönde dedikodularda artmakta.

* Ömer Aşık ve Semih Erden'de Nba yolunu tutmaya hazırlanıyor. Semih seneye Boston Celtics forması giyecek ve yaz liginde Celtics forması ile ilk maçlarına çıkacak. Ömer Aşık ise takımı Bulls'a gitmek için gün sayıyor. Bu oyuncuların gidişi ile Fenerbahçe Lavrinovic'i transfer ederek pota altındaki açığı kapatmış oldu.

1 Temmuz 2010 Perşembe

FA Listesi


NBA Doğu Konferansı

Boston Celtics
Ray Allen, Tony Allen, Marquis Daniels, Lester Hudson, Marcus Landry, Paul Pierce (P), Nate Robinson, Brian Scalabrine, Shelden Williams

New Jersey Nets
Josh Boone,Tony Battie, Chris Douglas-Roberts, Trenton Hassel, Jarvis Hayes, Chris Quinn, Bobby Simmons

New York Knicks
Sergio Rodriguez, Eddy Curry (O), Chris Duhon, J.R. Giddens, Eddie House, Tracy McGrady, David Lee, Cuttino Mobley (bıraktı), Toney Douglas

Philadelphia 76ers
Francisco Elson, Allen Iverson, Rodney Carney

Toronto Raptors
Roko Ukic (O) Chris Bosh (O), Quincy Douby, Amir Johnson, Pops Mensah-Bonsu, Rasho Nesterovic, Patrick O'Bryant

Chicago Bulls
Devin Brown, Aaron Gray, Lindsey Hunter, Jerome James, Acie Law, Brad Miller, Jannero Pargo, Ronald Murray, Anthony Roberson, Hakim Warrick

Cleveland Cavaliers
Jawad Williams, LeBron James (O), Tarence Kinsey, Shaquille O'Neal, Leon Powe (T), Sebastian Telfair (T)

Detroit Pistons
Chucky Atkins, Kwame Brown, Fabricio Oberto, Will Bynum, Walter Sharpe, Rodney Stuckey (T), Ben Wallace

Indiana Pacers
Travis Diener, T.J. Ford (O), Luther Head, Josh McRoberts (T), Earl Watson

Milwaukee Bucks
Bruce Bowen (bıraktı), Primoz Brezec, Royal Ivey, Michael Redd (O), Luke Ridnour, Jerry Stackhouse, Kurt Thomas, Roko Ukic

Atlanta Hawks
Maurice Evans (O), Othello Hunter, Joe Johnson, Randolph Morris, Joe Smith, Mario West, Marvin Williams

Charlotte Bobcats
Tyrus Thomas, Tyson Chandler (O), Raymond Felton, Stephen Graham, Nazr Mohammed (O), Theo Ratliff

Miami Heat
Joel Anthony, Carlos Arroyo, Mario Chalmers (T), Yakhouba Diawara, Udonis Haslem, Jermaine O'Neal, Jamaal Magloire, Quentin Richardson, Dwyane Wade (O), Dorell Wright

Orlando Magic
J.J. Redick, Adonal Foyle, Anthony Johnson, Jason Williams

Washington Wizards
Randy Foye, Earl Boykins, Javaris Crittenton, Mike James, Mike Miller, Fabricio Oberto, James Singleton

NBA Batı Konferansı

Denver Nuggets
Malik Allen, Anthony Carter, Joey Graham, Kenyon Martin (O), Johan Petro

Minnesota Timberwolves
Nathan Jawai, Chucky Atkins, Mark Blount, Antonio Daniels, Darko Milicic, Aleksandar Pavlovic, Oleksiy Pecherov, Alando Tucker, Damien Wilkins

Oklahoma City Thunder
Ryan Bowen, Matt Harpring (bıraktı), Nenad Krstic (O), Kevin Ollie, Etan Thomas

Portland Trail Blazers
Marcus Camby, Juwan Howard, Joel Przybilla (O)

Utah Jazz
Carlos Boozer, Kyrylo Fesenko, Sundiata Gaines, Kyle Korver, Wesley Matthews

Golden State Warriors
Raja Bell, Speedy Claxton, Devean George, Chris Hunter, Cartier Martin, Vladimir Radmanovic (O), Anthony Tolliver, C.J. Watson

Los Angeles Clippers
Steve Blake, Bobby Brown, Rasual Butler, Drew Gooden, Travis Outlaw, Kareem Rush, Brian Skinner, Craig Smith

Los Angeles Lakers
Adam Morrison, Jordan Farmar, Shannon Brown (O), Derek Fisher, D.J. Mbenga, Josh Powell

Phoenix Suns
Louis Amundson, Grant Hill (O), Channing Frye (O), Amar'e Stoudemire (O)

Sacramento Kings
Jon Brockman, Larry Hughes, Carl Landry (T), Sean May, Dominic McGuire, Kenny Thomas, Ime Udoka

Dallas Mavericks
J.J. Barea (T), Greg Buckner, Brendan Haywood, Dirk Nowitzki (O), Tim Thomas

Houston Rockets
Hilton Armstrong, Kyle Lowry, Brian Cook, Chuck Hayes (T), Yao Ming (O), Luis Scola

Memphis Grizzlies
Ronnie Brewer, Rudy Gay, Steven Hunter, Jamaal Tinsley, Marcus Williams

New Orleans Hornets
Ike Diogu, Aaron Gray, Sean Marks, Darius Songaila (O)

San Antonio Spurs
Keith Bogans, Matt Bonner, Michael Finley, Marcus Haislip, Manu Ginobili, Roger Mason, Ian Mahinmi

T: Takım opsiyonu
O: Oyuncu opsiyonu

29 Haziran 2010 Salı

Amar'e Nereye ??


Amar'e Stoudamire ismi geçtiğimiz sezon adı takas dedikodularında en çok geçen isimlerden biriydi. Ancak etrafında dedikodular dönerken bile gösterdiği başarılı performanslar takımı Suns'ın bir an için eğri oturup doğru düşünmesine yol açtı ve takımda tutuldu. Suns ile Batı Konferansı Finallerine yükselen Amare'nin bir kez daha adı takas dedikodularına karışmış durumda.

Suns'ın ise şu sıralar bir kemer sıkma politikası mevcut ve kaynaklara göre Amare ile pazarlıklar bugün başlayacak. Ki bu pazarlıkların anlaşmazlığa gidebileceği konusu da gündemde. Amare'ye maksimum kontrat vermek istememesi Suns'ın elini kolunu fazlasıyla bağlayacak gibi. Bugün düşen bir habere göre de Suns Amare işi yatarsa rotayı David Lee'ye çevirebilirmiş. Hem basketbol açısından hem de nakit açıdan takıma uygun olduğu için. Bakalım Amare seneye hangi takımda forma giyecek, yakında göreceğiz...

15 Şubat 2010 Pazartesi

Mvp Wade !!


Maçın ilk yarısını izlememe karşın ikinci devre uyumuşum. Sonuna yetiştim maçın. Wade harika bir performans ortaya koymuş ve Mvp olmuş. Hemen indirmeye başladım zaten. Wade Mvp olmuş kaçar mı ??
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...