13 Aralık 2008 Cumartesi

Suns 113-112 Magic


Maçın üstünden nerdeyse 24 saat geçti ama haftasonu olunca böyle oluyor işte. Geç kalktık sonrasında dershane derken bu saate sarktı dünkü maçın yorumu. Neyse geç olsunda güç olmasın..
'Cuk' diye oturdu maç yalnız. NtvSpor istese böyle bir seçim yapamazdı. Jason Richardson hafta içi takas olmuş ve ilk kez Suns forması giyecek. Bundan iyi maç mı olur bu gece.. İzlemeye başladık bizde Cavs maçının ikinci yarısını pas geçerek..

Maç öyle bir başladı ki hani maç desem değil, ne diyeceğimi bilemedim. İlk 5-6 dakika nerdeyse iki takımda şut kaçırmadı ve harika bir açılış oldu maç için. Hatta ilk şutu Hedo kaçırınca seyircide biraz tepki gösterdi. Hedo kaçırdı dedik ilk şutu. Maç boyu kaçırdı Hedo. Yeri geldi topu aldı pas yaptı ama şutu bir türlü istenilen seviyede değildi Hidayet'in.

Orlando'da Howard çılgın gibi başladı maça. Pota altında karşısına koyacak adam bulamadı Porter. Lopez'i denedi Amundson'u denedi ancak bir türlü durduramadı onu ilk yarı. İkinci yarı sakatlandığında en çok o sevinmiştir muhakkak. Howard ilk yarı ablukaya aldı Suns potasını. Pivot hareketleri savunma gayreti derken çok başarılıydı. Ah o blok sevdası olmasa. Takımının iyi gittiği ve Suns'ın şiddetle basket aradığı dönemlerde gereksiz blok kovalamalarına girip 3 adet basket hediye etti Suns ekibine.

Sadece Howard değil aslında maça çılgın gibi başlayan. Magic takım halinde -Hedo ve Lewis hariç- maça çok iyi bir giriş yaptı. Öyle ki takım yalnızca 16 dakikada 50 sayıya ulaştı. Lewis sonrasında toparladı kendini Howard'ın yokluğunda ancak yeterli olmadı. Hedo'da maç boyu ne kadar kaçırsa da son anlarda takımının ihtiyaç duyduğu anda eli titremeden basketler attı. Yazık ki Orlando son hücumu onunla kullanmadı. Bu arada Hedo'nun 2 saniye kala bulduğu basketten sonra sevinç çığlıkları atan Kaan abiyede selam olsun :)

Maçın esas hikayesini pas geçmeyelim. Jason Richardson oyuna girmeye hazırlandığında taraftardan büyük destek aldı. Her ne kadar taraftar onun gelişine sevinmiş gibi olsa da Suns'un çok az olan şampiyonluk hayalleri de neredeyse sıfırlandı gibi. Şampiyonluk diyorum Kerr hala bahsetmekte bu hedeftn. İlahi Kerr sen doğruca Espn'e...

J-Rich oyuna girdi ancak ilk dakikalarında hücumda hiç etkili olamadı. Üst üste 4 şut kaçırdı yanılmıyorsam ama sonrasında oldukça başarılı bir performans gösterdi ve takımının en skorer oyuncularından biri oldu.
J-rich oyuna girince savunma anlamında sıkıntı çekeceğini düşündüğüm Suns radikal bir kararla alan savunması yapmaya başladı. Beş oyuncunda bire bir savunmadan bir haberse bari beş kişiyle rakibin alanını daralt öyle değil mi. Hemde rakibinde boyalı alanı iyi kullanan Howard gibi biri varken.. Evet yedi bu sistem.. Orlando ilk başta afalladı 'noluyoruz' falan gibilerinden. Nitekim düşüşleri de bu zamana denk geldi. Hücumda skor sıkıntısı çektikleri ve Suns'un farkı kapatıp öne geçtiği anlar bu anlardı. Howard üçüncü çeyrek çıkınca Suns bu savunmaya bir daha dönmedi.

Orlando'da Gortat benchten gelip son çeyrek önemli katkılara imza attı. Cidden takımda süre alması gereken oyunculardan biri. Howard'ın süresinden çalsın değil en azından bir alternatif olarak bulunsun kenarda. Mücadeleci bir yapıya sahip ve Howard'ın olmadığı bir ikinci yarı Magic maça tutunuyorsa bu Gortat gibi Bogans gibi Lee gibi isimlerin katkı vermesi yüzündendir.

Suns son hücumu çok akıllıca kullandı. Nash-Amare olmadı J-Rich beklerken topu oyuna sokan Hill bir anda içeri drive etti ve kimse ne olduğunu anlamadan pota altından skoru buluverdi. Zevkli bir maçtı. Yani her ne kadar savunma olmasa da Suns maçları tat veriyor insana.. Bu gece Orlando'yu bir de Utah karşısında izleyeceğiz yine Ntv sayesinde. Benim merak ettiğim Gortat süre alacak mı ?

Nba - 12.12.08



Cavs-Phila
Ilgauskas yok Gibson yok Sixers'ın belki bir şansı olabilir demiştim maçın hemen öncesinde ama Sixers bırak maçı kazanmayı organize bir-iki hücum dahi izletemedi maç içinde. Cavs sadece bugüne kadar oynadığı normal oyununu oynadı, yeri geldiğinde sıkı svunma yapıp yeri geldiğinde ceza şutlarını sokmasını bildiler ve maçı rahat bir şekilde götürüp kazandılar.

Cavs şu anda Nba'in en iyi üç takımından biri gerek form durumu gerekse istatistikler verilere bakarak ve Sixers'ın evinde bu sezon yenilmemiş Cleveland'ı yenebilmesi için ekstra birşeyler de yapması gerekiyordu. Ancak o ekstra aktkı bir türlü gelmedi. Üstüne Brand'in ritimsiz oyunu garip hücumlar ve dağılmış bir pota altı vardı Sixers cephesinde.

Ve maçın ardından Cheeks Sixers koçluğundan kovuldu..

Detroit-Pacers
Detroit son günlerde sergilediği kötü performans ile topa tutuldu. Üst üste üç maç kaybedince ve karşısındaki de bu sezon sürprizlerine alışık olduğumuz Pacers olunca maçın izlenirliği arttı. Nitekim maç nerdeyse hiç kopmadı. Pacers'ta Granger harika bir maç çıkartırken performansı galibiyete yetmedi. Bunun dışında Pacers cephesinde etkili gözüken isimler guard Tj ve benchten gelen Jack'ti.

Pistons tarafına baktığımızda takım her ne kadar kötü gitse de ritmini bozmayan Hamiltn dün geceki maçta yine takımın en iyisiydi. Bunun dışında Stuckey-Ivy yan yana başlamış ve uzun bir süre maçı öyle sürdürmüşler. Detroit kısa bir beşle oynamış. Bu yüzden ribauntlarda her ne kadar Pacers üstün olsa da kısalar anlaşılan fazlaca top kaybına zorlamış Pacers'ı. Stuckey ve Iverson yine iyi bir maç çıkartmış. Özellikle Stuckey'e dikkat diyorum ben.

Nets-Toronto
Maçı izlemedim ancak bakınca direk göze çarpan istatistik Carter'ın yanında duruyor. 0/13 ile şut atmış Carter dün geceki maçta. Bunun sebebi en başta coach Frank ve sonrasında guard Harris'in.. Frank sahada Harris 24 saniyenin üçte ikisini topla oynarken görmüyor mu? Carter 13 şutta isabet bulamamış çok mu? Eline 13 top geçtiğine şükretsin adam bari..

Raptors cephesinde son günlerde çıkış yapan ve beğendiğim bir isim var Graham. Triano ile beraber çıkışa geçen ve her maç benchten ekstra katkılara imza atan Graham maç içinde kritik işlere imza atıyor. Bunun dışında benchten üç oyuncunun çift haneli rakamlara ulaşması da etkileyici. Raptors'ta Kapono dışında ilk beş vasat bir gece geçirirken benchin oyuna müdahale etmesi maçı kazanmalarını sağlamış.

Haftasonu: Nba


Üç gün boyunca yoğun bir Nba programı var önümüzde her hafta sonu olduğu gibi. Bu haftasonunu ilginç kılan özelliklerden biri de hafta içi yankı uyandıran Suns-Bobcats takasının akabinde bu iki takımı izleyebilecek olmamız. Özellikle Pazar sabahı üç ayrı maç yayını var. Sürekli elde kumanda zap yapacak büyük ihtimalle.. Yine Pazar günü insani saatlerde 2 maç var ve ikisinin de yayını mevcut ancak hem NtvSpor hem de NbaTv bant olarak yayınlamayı tercih ediyorlar maçları.

13 Cumartesi 02.30 Cavs vs Sixers / NbaTv
13 Cumartesi 04.00 Suns vs Magic / NtvSpor
14 Pazar 02.00 Bobcats vs Pistons / NbaTv
14 Pazar 04.00 Jazz vs Magic / Ntv
14 Pazar 05.00 Kings vs Knicks / NbaTv
14 Pazar 19.30 Raptors vs Hornets / 00.30 NtvSpor
14 Pazar 23.00 Grizzlies vs Heat / 03.30 NbaTv

Ayrıca eldeo lan tv kanallarının vermediği ancak tadından yenmeyecek bir iki maç var yine. Bu maçlarada justin vs bulup göz atmak gerek.

13 Cumartesi 02.30 Nets vs Raptors
13 Cumartesi 03.00 Celtics vs Hornets
13 Cumartesi 03.00 Pistons vs Pacers
14 Pazar 04.00 Nuggets vs Warriors

Yine yoğun bir hafta sonu olacak..

12 Aralık 2008 Cuma

Jazz 97-88 Blazers


Kuzeybatı Grubu adına önemli bir maçtı Utah Jazz-Portland T.Blazers maçı. Mesaj maçıydı bir kere bu iki takım arasındaki mücadele. Portland'ın yavaş yavaş kadrosunun oturması ve çıkış yapması ve Denver'ın da Billups takasının ardından vitesi yükseltmesi henüz iki yıl önce Batı Finali yapmış Utah'ın geri planda kalmasına neden olmuştu. Özellikle Utah için maç önemliydi..

Portland maça hücumda Aldridge'ı kullanarak başladı. Aldridge'da Utah potasına başarılı hücum ederek maça iyi bir başlangıç yaptı. Maç sonunda 22 sayı ile oldukça başarılı bir maç çıkartmış gibi gözükse de ben dün gece öyle aman aman bir oyun görmedim Aldridge'den. Belkide nedeni Utah'ın Portland pota altını süpürmesiydi.

Aldridge'ın arkasında duran Millsap o dakikalarda savunma da aksak gözükse de maçın geri kalanı için Utah savunmasının önemli bir parçasıydı. Millsap hücumda da oldukça etkendi Portland önünde. 17 sayısının yanında 12 ribaunt alarak double-double yapan Millsap hücum ribauntları ile takımına maç içinde ayrı bir boyut kazandırdı ve Portland'ın direncini yavaş yavaş azalttı.

Millsap'ın yanında Memo'da Oden'ın yavaş ayaklarını fırsat bilip sürekli yüklendi. İlk yarı 21 sayı ile oynadı Memo. Hücumda çok efektif bir gece geçirdi. Nerdeyse her hücumda topu eline alan potaya bakmaktan çekinmeyen Memo başarılı şut yüzdesinin yanında ribauntlarda da önemli katkı verdi. Hem Memo hem de Millsap adeta duman etti Portland pota altını.

İlk çeyrek sonunda McMillan potaya yüklenmemiz lazım demişti mikrofonlara. Bunu oyuncularına da söylemiş olacak ki ikinci çeyrekten itibaren o korkutucu Utah pota altına karşı drive'lar başladı ama pek başarı sağlanamadı bu konuda. Boyalı alanda aradığını bulamayan Portland lig genelinde iyi olduğu dış şuta yöneldi. 27 üçlük kullanan Portland sadece 6'sında isabet bulunca teslim bayrağını çekti adeta. İçerden skor üretemediler dışardan yüzdeli olamadılar.

Herşeye rağmen Roy savaşmaya devam etti. Özellikle üçüncü çeyreğin son bölümlerinde gösterdiği performans ile takım arkadaşlarının uykudan uyanmasını amaçlayan Roy her ne kadar skorer bir oyun ortaya koysa da galibiyeti getiremedi. Şu güne kadar oldukşa başarılı maçlar çıkartan Portland benchi de İspanyol oyuncular dışında vasat gözüktü.

Utah'ta benchten gelerek önemli katkılar veren iim Krilenko'ydu. Çaldığı toplar ile Portland hücumlarını kesen ve hızlı Utah hücumlarına yön veren Krilenko gayet başarılı bir perfrmans sergiledi. Utah hızlı hücumlarda rakibine büyük üstünlük sağladı bu maçta. Bunun dışında Deron Williams'ta oldukça başarılıydı. Maç sonunda sakatlığım şut için sıçramama engel oluyor bu yüzden yüzdem düşük seviyede demişti Deron. Her ne kadar düşük yüzde ile oynasa da yaptığı asistler ve yönettiği hücumlar ile galibiyeti getiren isimlerin başında geliyor Utah adına.

Bu iki takım arasındaki ilk maç 5 Kasım'da yine Utah ev sahipliğinde oynanmış ve kazanan yine Jazz olmuştu. Bu gece de evinde 97-88 ile kazanan Jazz oldu. Bundan sonra bu iki ekip iki kez daha karşılaşacak ikisi de Rose Garden'da. Bu iki galibiyetin rövanşını alabilecek mi bakalım Portland?

J-Rich // Bell-Diaw


Steeve Kerr aslında Espn yorumcusu iken mantıklı bir adamdı. Ne olduysa Suns'un başına geçince oldu. Öncelikle üç yıldır değişmeyen ve somut bir başarı yakalanmamış sistemi radikal bir kararla değiştirerek takıma Shaq'ı kazandırdı. Sene sonunda da hızlı hüzum basketbolunu takıma yerleştiren D'Antoni kovularak yerine Tery Porter getirildi. Her şey iyi güzel takım biraz olsun savunma yapmaya uğraşıyor derken iki gün önce takas haberi geldi.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu denecek cinsten gereksiz ve saçma bir takastı Suns adına. Takımda savunma yapabilen ve all-around oyuncu olan Diaw'ın yanında yine benchten gelerek ekstra katkıları olabilen Bell'i göndererek karşılığında J-Rich'i aldılar. Takasın ana hatları böyle. Bir de Dudley ve Singletary var.

Saçma bir takas dedik Suns adına.Kerr savunma yapmak adına sistemi koçunu değiştire dursun bu takasın ardından takımda savunma katkısı verecek oyuncu kalmadı. Üstüne benchin en önemli iki oyuncusunu postaladı. Zaten çok düşük olan bir şampiyonluk şansı vardı o da bu benchin dağılmasıyla yok oldu. Savunma ağırlıklı bir takım olacaklar diye beklerken şut atmaktan başka bir ekstrası olmayan Jason Richardson'u takıma katıyorlar. İyi koşmalar size..
Hepsini geçtim 2010'un üzerine çıkan bir kontrat aldılar Jason'u takıma katarak.

Bobcats ise bu hamlesiyle ciddi bir play-off adayı oldu bana göre. Diaw ve Bell tam Larry Brown'un isteyeceği türden oyuncular. Üstüne üstlük bu aşı tutmasa bile Bobcats adına 2010 için bir Knicks bir Nets kadar olmasa da diğer önemli isimlere teklif götürebilecekleri bir salary boşluğu da olacak takımda. Zaten amaçları Jason Richardson'u takımdan göndermekti. Onun takım oyununa uymayan yapısı kimyayı bozuyordu ve karşılığında iki rol adamı aldılar. Play-Off yolu zorlu olsa da benim için önemli bir aday Bobcats. Son sıra olur daha üstü olur..
Olmasa da onlar için gayet iyi bir takas oldu. Kısa vadeyi göreceğiz de uzun vadede kesinlikle kârlı olan taraflar.

11 Aralık 2008 Perşembe

All-Star Sonuçlar #1


Eastern Conference

Forwards: LeBron James (Clev) 643,786; Kevin Garnett (Bos) 495,514; Yi Jianlian (NJ) 356,556; Chris Bosh (Tor) 274,195; Paul Pierce (Bos) 153,512; Shawn Marion (Mia) 144,066; Josh Smith (Atl) 59,574; Tayshaun Prince (Det) 56,846; Hedo Turkoglu (Orl) 56,006; Danny Granger (Ind) 49,752; Michael Beasley (Mia) 48,999.

Guards: Dwyane Wade (Mia) 623,311; Allen Iverson (Det) 492,093; Vince Carter (NJ) 236,634; Ray Allen (Bos) 174,155; Jose Calderon (Tor) 124,705; Luke Ridnour (Mil) 123,104; Jameer Nelson (Orl) 116,228; Derrick Rose (Chi) 102,263; Joe Johnson (Atl) 94,847; Devin Harris (NJ) 94, 294; Gilbert Arenas (Wash) 64,450.

Centers: Dwight Howard (Orl) 775;933; Samuel Dalembert (Mia) 116,708; Rasheed Wallace (Det) 88,885; Jermaine O’Neal (Tor) 75,324; Al Horford (Atl) 45,284; Ben Wallace (Clev) 40,799; Andrew Bogut (Mil) 36,479; Zyrdrunas Ilgauskas (Clev) 28,022; Kendrick Perkins (Bos) 24,777; Emeka Okafor (Char) 15,323.

Western Conference

Forwards: Tim Duncan (SA) 442,203; Amare Stoudemire (Pho) 370,470; Carmelo Anthony (Den) 327,233; Dirk Nowitzki (Dal) 261,952; Pau Gasol (LAL) 260,374; Ron Artest (Hou) 214,063; Bruce Bowen (SA) 121,739; Shane Battier (Hou) 115,981; Josh Howard (Dal) 113,456; Luis Scola (Hou) 82,344; Lamar Odom (LAL) 78,422.

Guards: Kobe Bryant (LAL) 719,252; Chris Paul (NO) 406,220; Tracy McGrady (332,222); Manu Ginobili (SA) 166,981; Jason Kidd (Dal) 162,286; Tony Parker (SA) 161,638; Steve Nash (Pho) 142,410; Jason Terry (Dal) 105,345; Chauncey Billups (Den) 87,172; Brandon Roy (Por) 78,071; Rafer Alston (Hou) 73,613.

Centers: Yao Ming (Hou) 529,290; Shaquille O’Neal (Pho) 227,273; Mehmet Okur (Utah) 162,139; Andrew Bynum (LAL) 155,689; Greg Oden (Por) 71,366; Andris Biedrins (GS) 65,496; Al Jefferson (Minn) 46,242; Tyson Chandler (NO) 39,467; Marcus Camby (LAC) 25,824; Chris Kaman (LAC) 9,104; Brad Miller (Sac) 6,892.

Melo 33 Pts In a Quarter

Bir maç izlerken 30 sayı atsa da izleyeyim dediğiniz oyuncu çoktur öyle değil mi ?
Melo bunu yalnızca bir çeyrekte yaptı.
Dün gece Minnesota karşılaşmasını 45 sayı ile tamamlayan Melo üçüncü çeyrekte tam 33 sayı buldu ve bir çeyrekte en fazla skor üreten oyuncu rekorunu egale etti. İşte tarihe geçen performanstan kesitler.


Spurs 95-89 Hawks


Şu maç için aslında oyuncuların performanslarından çok hakemlerin performanslarını konuşmak gerekir. Son çeyrek o kadar rezil bir yönetim gösterdiler ki maçın sonucunu tayin ettiler resmen. Hawks ne kadar iyi savunma yaparsa yapsın çalınan düdüklerde takdir hakları hep Spurs lehine oldu. Manu ile Horford'un bir pozisyonunda kimse ne olduğunu anlamadan iki teknik faul ile beraber maç Spurs lehine döndü. Hawks'ın emeklerine yazık oldu cidden. Bu kararlar olmasa maçı Hawks alır demiyorum ama ortada giden bir maçı hakemler ite kaka Spurs tarafına çevirdi bu açık.

Neyse maça döneyim en iyisi. İlk dkaikalarda skor başa baş giderken Spurs 13-0'lık bir seri yakaladı ve öne fırladı. Son çeyreğe kadar da skorda hep üstün olan taraftı zaten. İlk çeyrekte Matt Bonner'ın sürpriz katkıları Spurs adına oldukça önemliydi. Bonner ribauntlardaki aktifliği ve şutuna güvenen bir 4 numara olarak oldukça efektifti ve Hawks savunmasını bir hayli zorladı.

Zaten ribauntlar konusunda Spurs'un bir hayli üstünlüğü vardı. Yani maç sonu istatistiğine bakacak olursak Spurs 52 ribaunt alırken Hawks ise sadece 27 ribauntta kalmış. Spurs bu ribauntlarıda yalnızca kendi potasında toplamadı elbet, 15 hücum ribauntu alarak olası Atlanta hücumlarını kesmekle beraber fazladan hücum şansları da yaratmış oldular.

Ribaunt bu maç için önemli bir istatistikti nerdeyse maçın hikayesi ribauntlardı. Atlanta takımı oyun sete set oynandığında hücumda aktif olamayan birşeyler üretmekte zorlanan bir takım. (Kendimi bu cümlede NtvSpor'da yorum yapan Sergen Yalçın gibi hissettim. Atlanta takımıymış pehh) Transition offense'lar da ne kadar rahat iseler oyun sete sete döndüğünde de o derece zorlanıyorlar. Yanlış şut seçimleri gereksiz zorlamalar. Eee Hawks ribaunt almakta da zorlanınca hızlı hücum sayısı onlar adına minimum seviyede kaldı. Spurs'te savunmasıyla rakibi iyiden iyiye köreltti. İlk çeyrekte yakalanan seride tamamen bundan ibaret. Biraz sertleşen savunma ve Atlanta'nın elinin ayağının dolaşması..


Manu Ginobili iyi oyuncudur hoş oyuncudur ama bu maçta bana çok yapmacık geldi. İyi bir maç çıakrtırken hakemlere oynadı son çeyrek Manu. Tamam skorunu üretti etti ama performansını gölgeledi bence maç içinde sergilediği hal ve tavırlar. Spurs'te onun gayet iyi bir gece geçirdiği bu maçta sürekli Manu'yu tercih etti. Oyunda olduğu her hücumda toponun elinden geçti..

Atlanta'nın skor üretmekte sıkıştığı dönemlerde sahneye benchten gelen Murray çıktı. Onun özellikle ilk çeyrekte bulduğu 2 üçlükle Hawks belkide oyuna tutundu. Bunun dışında Aice Law'da benchten gelerek her alanda katkı sağladı. Skor konusunda beklenen düzeyde olmasa da saha içindeki olgun duruşu ve oyunu ile daha fazla süre almayı hak ediyordu bu maçta. Hoş yine ortalamalarının üzerinde süre aldı Law.

Spurs üstün götürdüğü son çeyrek sıkıntıya düştüğü ancak hakemlerin uzattığı yardım eli ile düzlüğe çıktığı bir maçtan galibiyetle ayrıldı ve son dönemdeki çıkışını sürdürdü. Maç içinde oldukça efektif ve tempoluydular ki bu dün gece 2 uzatma oynamış takım görüntüsünden çok uzaktı. Haliyle Atlanya son çeyrek daha diri kaldı ancak galibiyeti getirecek hamleler gelmedi yada izin verilmedi..

New Orleans Bucs


Hornets dün gece Bobcats karşısında oynadığı maça resimde gördüğünüz formalarıyla çıktı.
Hornets'in bu sezon alternatif forması olacak Bucs yazılı formalar.
Hornets bu formalar ile çıktığı ilk maçta Bobcats'i 105-89 ile geçmeyi bildi.

Üçlü Takas


Chris Wallace'ın girdiği her takasta bir hinlik aramak lazım oldu sanki. Memphis-Hornets ve Wizards arasında üçlü bir takas oldu dün gece. Memphis elini işlere fazla bulaştırmadan ilk tur draft hakkı alıp sıyrıldı olay geniş çapta Wizards ve Hornets arasında. İşin içinde Chris Wallece olunca da insan garip karşılıyor haliyle.

Şimdi takasa göre A.Daniels -yanında bir 2.tur draft- Hornets yolunu tutarken Wizards Memphis'ten J.Crittenton ve Hornets'tan Mike James'i kadrosuna kattı. Memphis ise bir adet ilk tur seçim hakkına sahip oldu.

Bakıyorum da Hornets turnayı gözünden vurmuş. Chris Paul'u yedekleyebilecek gurad sıkıntısı çektiler genelde. M.James'den de verim alınamadı uyuşmadı bir türlü James'in oyunu ile Hornets sistemi. Zaten b usene de dakikaları baya baya azaldı ki karşılığında Daniels'ı almak önemli bir hamle. Paul'un gözünü arkada bırakmayacak biri gelmiş oldu böylece. Geçen seneki Pargo görevini görür her ne kadar onun kadar etken olamayacak olsada.

Wizards cephesine bakarsak ne yaptıklarını anlayamadım ama Crittenton'u almak önemli. Crittenton önemli ama karşılığında verilene bakacak olursak aman aman. Bu sene zaten kötü bir konumda Wizards ve ne kadar ileriye gidebileceği de meçhul. Yukarılardan seçecek olurlarsa oturup bir soğuk su içsinler yada Javaris'in patlamasını beklesinler. James'i aldılar ama onunda son dönemdeki performansı ortada. Aman zaten Dee Brown'un ilk beş çıktığı bir takımdı şimdi Mike çıkıverir ne olacak. Takas sonrası boşluk yaratmak için Dee'de serbest bırakılmış zaten.

C.Wallace aslanım benim. Wizards ile el birliği ederek Hornets'i güçlendirme çabalarına girse de çaktırmadan ilk tur draft hakkı alıvermiş. Önemli tabi bu ilk tur draft hakkı onlar için.

10 Aralık 2008 Çarşamba

Hedo: Game Winner


Hidayet dün gece Portland'a yıkan isimdi. Maç 106-108 iken son saniye üçlüğü ile takımına galibiyeti kazandırdı. Portland'ın evindeki yenilmezlik serisi de sona ermiş oldu.

9 Aralık 2008 Salı

McHale ve McDyess


Minnesota Wolves sezona 4-15 gibi kötü bir derece ile girince takım sahibi Glen Taylor Wolves koçu Randy Witmann'ın görevine son verdi. Yerine koçluk yapacak isim ise takımın Gm'liğini yürüten McHale olacak. Bu çer-çöpü yaratan Hale'di bakalım birazda saha kenarında oynatsın.

Bir diğer olay ise McDyess'ın Pistons'â dönüşü. Denver tarafından serbest bırakılınca bir çok takımın gözdesi olmuştu ancak McDyess bir aylık tatil yapmayı seçti ve tekrar Pistons'a döndü. Sene sonuna kadar Pistons'da McDyess..

Wade Monster Dunk



Wade dün gece 41 sayı attı Bobcats karşısında. Bu sezon üçüncü defa 40 sayı barajını aştı böylelikle. Maçın son anları başa baş giderken Wade'in Okafor'un üstünden vurduğu bir smaç var ki aman aman..

Wade 40+ Points;
vs Tor 40 pts 11 ass 3 reb 5 blk
at Phx 43 pts 6 ass 3 reb
vs Cha 41 pts 3 ass 8 reb

Clippers 88-95 Magic

Clippers derecesini gösteren bir takım mı ?
Soru budur.. Zaman zaman sergiledikleri performans gayet iyi olsa da maçın geneline bir türlü performanslarını tam anlamıyla yayamıyorlar. Üç dakika iyi iken diğer üç dakikanın ne getireceğine dair fikriniz olmuyor Clippers'ı izlerken.. İşte kafa kafaya giden -hatta 9 sayı önde olduğunuz- bir maçı nasıl kaybeder Clippers gördük..

Orlando iyi bir savunma ile maça başladı ve bu Clippers'ı zorladı özellikle ilk dakikalarda. Bogans'ın üçlükleri ve başarılı hücumları ile skorda bir anda öne fırlayan Magic ilk molaya 12 sayı önde girmişti bile.

Hedo hücumda aktif başladı. Gerek yaptığı asistler gerekse bulduğu skorlar ile hücumda tehlikeliydi ilk dakikalarda.

Howard, Magic pota altı için ne kadar önemlidir yahu. Bir ara aldığı darbeden dolayı soyunma odasının yolunu tuttu Howard ilk çeyreğin bitimine 1.30 kala..
Soyunma odasına gittiğinde 24-10 Magic lehine bir skor vardı. O kalan iki dakikalık zaman diliminde hücumda ısrarla boyalı alana yönelen Clippers istediğini aldı. Savunmada da rahatlardı o anlarda ve kötü başladıkları hatta umutlarının bir an yok olmaya yüz tuttuğu ilk çeyreği 26-19 gibi bir sonuçla iyi bitirerek maça tutundular.

Clippers ikinci çeyrekte fena değildi özellikle Mike Taylor ve Zach Randolph ile etkili olan Clippers farkı 4 sayıya kadar indirmeyi başardı. Zach Randolph hücumda etken olmaya başladı 2.çeyrek ile beraber. Randolph ilk çeyrekte skor üretememesine karşın ikinci çeyrek 13 sayı üreterek takımının geri dönüşüne en çok katkı sağlayan isimdi ve ilk yarı 48-42 Clippers üstünlüğü ile noktalandı.


Baron Davis hakkında da söylemek istediğim birşeyler var. Bu sezon izlediğim Clippers maçlarında bol bol şut kaçırmayı sürdürüyor Davis. Ki bu sene %50'nin üzerinde şut yüzdesiyle oynadığı -ki kariyer ortalamalarında hiç yakalamasa da en azından %50 yapardı- maç yok sanırsam. Dünkü maçtada attıklarından çok kaçırdıkları gözüme battı. Yani bu takımın skor opsiyonu açısından ilk tercihi olabilirsin ama atamıyorsan da takıma zarar vermeye gerek yok. Guard olarak topu paylaş çeşitli varyasyonlar yarat, en yararlısı bu olur.

İlk yarıda en dikkat çekici istatistik şüphesiz ribauntlar oldu. Clippers toplamda 30 ribaunt toplarken, Magic ise 18'de kaldı. Özellikle Clippers'ın hücum ribauntlarındaki aktifliği -Zach 6 off reb ilk yarı- ve sürekli ikinci şans yaratması öne geçmesinin başlıca nedenidir. Pota altında Howard'ın varlığına rağmen savunma ribauntu alamaz oldu Magic.

Nelson ile beraber Magic ikinci yarıya iyi bir giriş yaptı ve skoru eritti. Üst üste Nelson'un basketleri ile bir anda ivme yakalayan Magic üçlükleri ile rakibi zora soktu. Bogans maçın başında bulduğu üçlük isabetlerinin ardından ikinci devre başında da ceza kesen isimler arasındaydı üç sayı çizgisinin gerisinden.

Magic iyi başladı dedim ama maç bu dakikadan itibaren kafa kafaya gidecek bu belli. Magic'in serisinin ardından savunmada dozaj arttıran Clippers hızlı hücumlarla rakibini hazırlıksız yakalayıp skorlar üretti. Warriors gibi bir fast-break takımında bugüne kadar oldukça verimli gözüken Davis bu dakikalarda öne çıkan isim oldu.İkinci çeyrekte hakkında iki kelam ettiğim Baron'u da ilk defa adam akıllı oynarken görmüş oldum böylece. Gayet faydalı oynadı ikinci yarı..

Hidayet maça 4 sayı 3 asist ile başladı ilk 3 dakikada ancak maçın geri kalanında pek aktif değildi özellikle hücum yönünde. Boş şutları kaçırdı ve çok kötü bir şut isabet oranı yakaladı. Bugün gününde olmadığı açıktı ama savunmada Al Thornton'a karşı iyi bir savunma yaptı ve Thornton'un da yüzdesini aşağıda tuttu.

Orlando Magic dördüncü çeyreğe 10-0'lık seri ile başladı ve skorda dengeyi buldu. Son çeyrek skorun da dengeye gelmesiyle savunmalar daha bir sertleşti. Şut konusunda teredütler başladı. Son çeyrek iki dakika boyunca skor üretemedi iki takımda bir ara..

Clippers son çeyrek o kadar kötüydü ki rakibinin geriden gelip bir de fark yapmasına seyirci oldu. Hücum da hiç verimli dğeilken savunmaları hepten berbattı. Zach'in Howard'a yaptığı flagrant foul'un ardından serbest atışları bile başarıyla kullanan Howard kazanan tarafın Magic olacağının sinyalini verir gibiydi. Böyle kafa kafaya gidecek maçta olacak iş değil cidden. Bir ara box'a baktım maçın bitimine 4.39 kalmış ve son çeyrek skoru 21-2.. Yani 9 sayı geriden çeyreğe başlayan takım o anda 10 sayı ile öne geçmişti.

Flagrant foulun başlattığı seri ile 10 sayı öne fırlayan Magic'te bitime 3 d akika kala gelen Cook'un flagrant foul'u bu kez Clippers'ı maça ortak etti. Flagrant foul'un ardından farkı 3 sayıya kadar çekti Clippers..

Hedo son çeyreğe kadar tutuktu. Maçın başında bir ara sahneye çıktı ondan sonra göremedik. Hedo bu ama ne zaman sahneye çıkacağını iyi biliyor. Son çeyrek önemli katkılar sağlayan Hedo bitime 2 dakika kala önce Lewis'e asist yaptı ardından bir üçlükte kendi yolladı Clippers potasına ve ivmeyi ters çevirdiler. Clippers bu andan itibaren şutlarında isabet sağlayamadı ve maçı 95-88 kaybetti. Son çeyrek skoru da 29-13 bu arada..

Howard azmanını da maçın adamı seçiyorum.. Azman harbiden..
23 sayı 22 ribaunt 6 blok 4 asist.. Doğum gününde harika bir performans Howard'dan.. İyi ki doğdun Superman..

'Gerçek'ten Etkilendim


Martın sonuna doğru vizyona girmişti Banka İşi. Sıkı bir Jason Statham fanı olmama rağmen -ki adamın hiç bir filmini sinemaya gidip izlemişliğim yok- daha yeni izleme fırsatı buldum filmi. Kanal D'de görmüştüm geçen reklamını. Adını 'Banka Soygunu' diye değiştirseler de aslen Banka İşi'dir o..

Olay 1971'de geçiyor filmde ve zaten giriş filmde izleyeceğiniz olaylar gerçektir ile başlıyor. İlk başları biraz sıkıcı gibi geldi. Dört bir koldan tanımadığımız simalar vs derken yarım saatin dolması ile beraber bu ayrı karakterlerin birbirleri ile olan etkileşimlerini. görüyooruz ve aksiyon heyecanın içinde buluyoruz kendimizi. Jason Statham'ın daha önce izlediğim filmlerine nazaran fazlaca dövüş sahnesi yok. Bir tane var ama onu da maksat adamın yeteneklerini sergilemek olsun diye çekmişlerdir.

Gerçek dedik başlıkta. Gerçekte harbi gerçek yalnız. Bir banka soyhunu oluyor ama olayda en masum kişiler hırsızlar. Zaten film sonunda bankada kasası bulunan bir kaç vatandaş hapsi boylarken bizim soyguncuların mutlu sonu gözüküyor. İzlenilmesi gereken bir film. Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus ilk yarım saati izledikten sonra ön yargılı olmamak.

8 Aralık 2008 Pazartesi

İyi Bayramlar

Namaza gittik bayramı açtık. Hava soğuk ama idare edeceğiz artık.
İyi bayramlar herkese.

Nba: Pazar Gecesi

13 Ocak 2008 Pazar akşamı Detroit Msg'de Knicks'e konuk olurken Portland'da Kanada deplasmanında Raptors önüne çıkıyordu. Knicks o gün Pistons'a acı bir sürpriz yaşatıyor ve 89-65 ile farklı bir sonuç ile uğurluyordu. Portland-Raptors maçı ise son ana kadar çekişmeli gitmiş hatta 2 uzatma oynanmış ve gülen taraf Raptors olmuştu.
7 Aralık 2008 Pazar akşamı yine Detroit Msg'de Knicks'e konuk oldu. Oyuncular yap antrenörler tamamiyle değişik ancak kazanan yine Knciks. Kanada deplasmanında Raptors karşısına çıkan Portland ise yine çekişmeli geçen maçta Raptors'u devirmeyi biliyordu. Portland'ın galibiyeti olmasaydı tam anlamıyla bir dejavu yaşamış olacaktık.

Pazar akşamları bize göre insani saatlerde maç olmakta Nba'de. NtvSpor'da her hafta -güya- vermekte bu pazar akşamki maçlardan bir tanesini. Bu hafta bir istisna yaptı daha önceden sözünü verdiği Detroit-Knicks maçını 'Bant' değil de 'Canlı' yayınladı. Üzerine de Portland-Raptors maçı kaymak gibi oldu. Güzel eğlenceli heyecanı bol ve basketbol dolu bir pazar gecesi geçirdim.

Öncelikle bakıyorum da programa NtvSpor Detroit-Knicks maçını yayınlarken NbaTv'de de Portland-Toronto maçı yayınlanmaktaymış. Mış'lı diyorum ama biliyorum yayınlanacağını. Evde olsam daha rahat bir ortamda maçı izlerdim ama justin'den maçları takip etmeye çalıştık bağlantı hızı kadarınca.

Detroit maçını unuttum. Evet unuttum. 19.00'da NtvSpor canlı maç yayınlıyor.. Eee her zaman görülecek bir olay değil biz de unuttuk. Zaten bayram telaşesi var. Maça baktığımda evden çıkmak üzereydim ve Knicks 26 sayılık bir farkla öndeydi. Aklıma hemen geçen yılki Detroit-Knicks maçı geldi. Yine Msg'de Isıah yönetimindeki Knicks Detroit'i 89-65 gibi farklı bir skorla mağlup etmişti. O gece Pistons hangi formaları ile oynadı bilmiyorum ama Nba'i takip eden bir vatandaş bilir ki Pistons'a kırmızı forma yaramaz. Zaten zorunluluktan giyer Pistons bu formasını. Üçüncü bir alternatif forma ve oynanacak maçlarda minumum giyilmesi gereken bir maç sayısı. Hatırladığım bir maçı yok şu an için Detroit'in kırmızı forma giyip kazandığı.

Baktığımda fark 26 sayı idi arkadşaın eve gittim neti açtığımda fark adına azalma yok gibiydi ancak maçın bitimine doğru baktığımda 11 civarı bir rakam vardı. NtvSpor'u bulduk uydudan izlemeye başladık. Rip Hamilton atılmış ki eksikliği de hissedilir biçimde. Detroit zaten savunma bakımından bu maçta birşey verememiş anladığım kadarıyla ama kritik anlarda başvurulan isim Hermann.. İki topu heba etti Hermann ve arkasından gelen Knicks isabetleri. Harrington'un son anlarda yolladığı üçlük maçı bitiren üçlük oldu.


Arkadaşla beraber izliyoruz dedim ya çocuk sardı baskete. Portland-Toronto maçı da mevcut. Ah NbaTv olsa tam olacaktı ama neyse ki Justin denen bir oluşum var damlıyoruz ekranın başına. İlk bulduğumuz link acayip takılıyor izlenecek gibi değil sonrasında güzel bir link buluyoruz ve maçın son 18 dakikasını takip ediyoruz burdan.

Box'tan ara ara baktığımda Raptors ilk yarı maçı önde götürüyordu. Ancak izlemeye başladığımda gördüm ki Portland yakalamış hatta öne dahi geçmiş 10 sayılık bir fark ile. Ben zaten Raptors'a bir sevgi beslerim kazanmalarını istiyorum. Maç da baya çekişmeli seyirciler falan da havasında. Arkadaşta bana inat birazda ortam oluşsun diye Portland'ı desteklemeye başladı. Basket olunca çığlıklar ah'lar vah'lar bir arada.

Toronto 11-0'lık seri ile son çeyrek yakalıyor Portland'ı ve o dakikadan itibaren inanılmaz bir çekişme. Son bir dakikaya kadar nerdeyse Raptors üstünlüğünü vermiyor. Bu anlarda Kapono ve Calderon'un kritik isabetleri aynı zamanda O'Neal'ın da müthiş savunma çabası var. Son hücumda Portland adına önce Roy ardından da kritik bri anda Blake isabetler bulunca Raptors afallıyor. 8 saniye kala yapılan hücumdan hayır yok elbet ama yine de hafta içi koç değiştirmiş ve henüz üzerinden 1.5 gün geçmiş Utah maçı sonrasında böyle bir mücadele gerçekten takdire değer Toronto cephesinde. Son top Bosh ile harcandı elbet ama dediğim gibi güzel bir gece geçirdim heyecan dolu basketbol dolu. Şu Toronto-Blazers maçını bayram şekerlerinden fırsat bulursam NbaTv'de muhakkak izleyeceğim.

7 Aralık 2008 Pazar

Suns 106-104 Jazz

İki takımında içinde bulunduğumuz performansları çok iç açıcı değil ancak yine maçın bir adı var. Suns-Jazz.. Ki adına yakışır bir maçta oldu ve son ana kadar heyecan vardı. Maçın başından sonuna kadar skorda öyle aman aman bir kopma olmadı. İki takımda iyi değildi dedik ki Utah'ta özellikle sakatların eksikliği son dönemde canlarını fazlasıyla sıkmıştı.

Suns hücumda Shaq'ı ilk dakikalarda kullanma düşüncesindeydi nitekim Shaq iyi bir başlangıç yaptı maça. Amare son dönemde ribauntlara hiç katkı vermiyordu. Dün gece 20 ribaunt alarak önemli bir katkı sağladı. Bu ribauntların yarısından fazlasının da hücum ribauntu olması takıma önemli bir katkı sağladı.

Nash şutları ile başarı sağlamasa da yine asistleri ile takıma katkı sağladı. Skor opsiyonu açısından Nash'ten istediği katkıyı alamayan Suns benchten gelen Barbosa ile bu sorunu aştı. Barbosa benchten gelerek 25 sayı bıraktı Utah potasına. Bunun dışında Suns benchinin önemli diğer iki oyuncusu Bell ve Barnes'te işin hem savunma hem de hücum yönünde katkı sağladı.

Son maçlarda Nash'in eksikliğinde dahi süre almakta zorlanan Dragic 9 dakika sahada kaldı ancak kayda değer bir performansı yoktu. Zaten aldığı bir darbe sonrası kontrol amaçlı hastahaneye kaldırıldı.


Utah pota altında Millsap yine etkili bir maç çıkarttı. Takımın hafta içi oynadığı maçlarda iyi performansıyla Ddoldurmuştu ve dün gece Suns karşısında da pota altında oldukça mücadeleci, ribaunt kovalayan atletik özelliklerini sergileyen bir Millsap vardı.

Sakatlığının ardından dün gece Raptors karşısında ilk kez forma giyen ve benchten gelerek önemli katkılar yapan Krilenko dün gece özellikle skorda yaptığı katkıyla takımının ayakta kalmasını sağladı.

Deron Williams özellikle 2.çeyrekte gösterdiği performans ile beğenimi kazandı dün gece. Maç boyu skor 16 kez el değiştirdi ve 17 kez skorda eşitlik vardı. Böyle bir maçta Suns'un 9-0'lık bir seri yakaladığı dönemde bulduğu skorlar ve oynattığı oyun ile takımını ayakta tuttu. Tam anlamıyla hazır olduktan sonra daha iyisini göreceğiz elbette ondan.

Memo son maçlarda Boozer'ın olmayışına rağmen kötü performanslar sergiliyor. Eskiden Boozer sahada yoksa canını dişine takıp mücadele ederdi ama ben ne bu maçta ne de bundan önceki bir kaç maçta görmedim o performansı. Yinede double-double yaparak iyi bir istatistik elde etti.


Cj Miles'ta dün gece Utah adına önemli katkılar verdi. Özellikle üçlük isabetlerinde sergilediği yüksek yüzde ile Suns'un canını fazlasıyla yaktı Cj Miles ancak 4/4 ile giderken son iki dakikada bu performansını sergileyemedi ve kritik üçlükleri kaçıran isimdi. Utah adına maçta sürpriz yumurta gibiydi ancak son dakikalarda iki hücumda onun üzerinden oynamak ne kadar doğru tartışılır. Deron özellikle onu aradı belkide yüksek şut isabetlerinden dolayı ancak boş iki üçlüğü atamadı ve ibre Suns'a son defa döndü ve maç sona erdi.

Suns üst üste dört maç kaybetmişti ve Utah galibiyeti ilaç gibi geldi ancak önlerindeki fikstürde pek kolay gözükmüyor. Utah ise eksiklerinin acısını çekmeye devam ediyor. Belki bu maçta Boozer dışında eksiği yok gibiydi ama tam kadro olmak psikolojik açıdan önemli bir avantaj teşkil eder. Utah'ın önündeki maçlara baktığımda yine kolay maç gözükmüyor. Portland-Magic ve Celtics maçları var Jazz'ın önünde.

İnenler - Çıkanlar #4

Son iki haftadır İnenler-Çıkanlar olayını yazamadık şu sayfada. Sınav dönemidir derslerdir fırsat olmadı. Pazar yada pazartesi yazdığımdan da haftaya haftaya diye erteledim hep. Bayram öncesi hemen yazayım dedim bu hafta da aksatmayalım. Çok derin olmadı ama bu haftalık böyle.

Dallas Mavericks: Dallas sezona öyle bir giriş yaptı ki akılara zarar. Ama son iki haftadır yükselişte Dirk ve ekibi.Oynadıkları son 10 maçta aldıkları tekbir mağlubiyet var o da Lakers'a karşı zaten. Terry ve Dirk'ün form bulması ile üst üste maçlar kazanan Dallas'ın önlerindeki 4 maçı da kendi sahalarında olacak. Şu an 11-8 ile Batı'da 7. sıradalar. Son 10 maçta alınan 9 galibiyet ile anca bu noktaya gelebildi Dallas. Düşünün artık sezona nasıl kötü başladığını.

Rajon Rondo: Rondo son maçlarda harika oynuyor cidden. Ben onun hep bu takımda bir skor tehditi olmasını istiyordum ki Lakers ile oynanan finallerde de göz önüne çıktı şut seçimleri kendine olan güveni vs. Son maçlarda sayı ortalamasında yükseliş göze çarparken yanında ribaunt-asist ve topçalma işlerini de düzenli olarak yaptı Rondo. Pacers maçında 23 dakikada yaptığı triple-double ile de her alanda takıma katkı verdiğini göstermiş oldu.

San Antonio Spurs: San Antonio'da sakatlıklar bu sene büyük dert oldu. En önemli oyuncularından biri olan Manu sezon açılışını kaçırırken, Parker ise müthiş başladığı sezonda sakatlık geçirerek iki haftalk bir süreç ortadan kayboldu. Spurs savunma odaklı oyununa bu iki yıldızı olmadan da devam etti. Üstüne Hill ve Mason gibi yan rollerde önemli katkı sağlayacak iki ismide kazandılar. Şimdi Manu ve Parker geri döndü ve artıkdaha tehlikeli oldular.

Devin Harris: Nets Batı turnesinden üç galibiyetle dönünce Harris'in performansının değeri arttı. Bir önceki inenler-çıkanlar'da Harris'in bir atıp bir kaybolduğunu bahsetmişim. Ama son haftada öyle değildi Harris. Her zaman takımın ihtiyacı olduğu anda sahne aldı. İstikrarlı performanslar gösterdi ve takımını önemli bir noktaya taşıdı.

Dwyane Wade: Wade bu sezon tam manasıyla Mvp gibi oynuyor. Her alanda verdiği katkılar takımı sıkışınca sorumluluğu alıp birşeyler başarma isteği. Kişiliği ile d eörnek olacak biri Wade. Yine o da her zamanki gibi son haftalarda oldukça iyi performanslar çıkarttı. Portlad maçında devre dışı kalmış olsa da takımının Batı turnesinden başarılı bir şekilde dönmesini sağladı. Zaten sezon istatistikleri de şu sıra harkulade.

Düşenler kısmına geçelim şimdi de ama burda oyuncu performanslarına değinmeyeceğim bu hafta. Yalnızca takım olacak.

Detroit Pistons: Detroit'te Iverson'un gelişinin ardından istediği havayı bir türlü yakalayamadı. Çaylak koç Curry'de yanlış rotasyon tercihleri ile takımının önde olduğu ve rahat götürdüğü Sixers maçını kaybettirecek kadar kötü bir koç. Detroit'in en önemli silahlarından biri saha ve seyircisi ancak onlar evlerinde de kaybeder oldular.

Toronto Raptors: Evet hafta içi Sam Mitchell kovuldu. Yılın koçu olduğu dönemde de bu adamı yetersiz bulurdum geç alınmış bir karar oldu. Yerine şimdilik yardımcı koç Triano var ki Triano yönetiminde ilk maçta Utah'a farklı mağlup oldu Raptors. Kötü bir durumda şu sıra. O'Neal'dan hatta Calderon'dan sezon başındaki katkılar gelmiyor. Ama yine de Mitchell'ın kovulmasını ilerisi için bir ışık olarak görebilirler.
Golden State Warriors: Crawford hamlesi ile geçtiğimiz hafta gündemdeydiler ama şimdilik Crawford'ta takıma birşeyler katabilmiş değil. Son 9 maçından yenilgi ile ayrıldı Golden Sate. Ellis yakın zamanda dönecek ancak bu takımın düzelmesi zor gibi duruyor. Morrow bir ara parladı ancak şu sıra benchin arka köşelerinde maç izlemekle yetiniyor. Neyse ki bu kötü gidişe bir dur diyebilecekleri Oklahoma maçı var önlerinde.

Utah Jazz: Utah hakkında da bir şeyler karalamak istedim. Tamam takım eksik yani ilk skor opsiyonları takım elbeseli ancak takım neden böyle ruhsuz olur bilemiyorum. Memo'da da bir düşüş var yine. Boozer yokken pota altında estirirdi Memo ama son zamanlarda öyle değil. Millsap bir çıkış içinde şu sıra zira maç kazanırsalar onun bu performansı ile kazanıyorlar. Evlerinde Bulls-Heat-Nets gibi ağır yenilgiler aldılar ve sıralamada hem Denver'In hemde PortlandI'n gerisine düştüler.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...