Bulls etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bulls etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2010 Salı

Bulls 99-90 Thunder (Bulls İyi Yolda)

Boozer'ın dönüşü ile beraber kadrosunda eksik bulunmayan Chicago Bulls evinde ağırladığı Thunder'ı rahat bir oyunla yenmeyi başardı. Boozer'ın ilk üç maçı takım açısından olumlu geçmemişti ki bir galibiyet almalarına rağmen bu gerçek vardı. Ancak dün gece oynanan basketbol en azından benim gözümde iyi seviyelere ulaşma yönünde ilerliyordu.

Chicago maçın ilk çeyreğinde iyi top çevirdi. Rose sayesinde akıcı hücumları vardı ve bireyselliğin ön planda olmadığı hücumlar izledik. İlk hücumlarda Rose ikili oyunlarıyla uzunları bularak Boozer ve Noah'ın skor üretmesine katkı sağladı. Uzunların hücumda her ne kadar sıkıntısı pek öne çıkmasa da savunmada ilk çeyrek Kristic'e 10 sayı attırdılar. Durant hücumda istediği oyunları oynayamasa da bire bir oyunları ve aldığı faullerle skora katkıda bulundu.

Yedek beşlerin sahne aldığı ikinci çeyrekte Bulls adına Korver sahneye çıktı. Hücumda fazlasıyla istekli olan ve sürekli şut arayan Korver üst üste bulduğu sayılarla farkı çift hanelere çıkartan isim oldu. Benchten getirdiği taze kan ile hücumda fazlasıyla rol aldı ve işini başarıyla yaptı. Oklahoma'da ona cevap veren isimse Westbrook oldu. Farkın açıldığı anlarda sahneye çıkan Russell oyunda kontrolü eline alarak farkı indirdi.

İkinci yarıyla beraber oyunda Rose ve Boozer'ın etkisi arttı. Biraz zorlama şutlara izma atsa da müthiş bitiriciliğinin de etkisiyle Boozer ikinci devrenin başında takımını sırtlayan isimdi. Maçın başında Kristic odaklı hücumlara imza atan Thunder yine aynı yönteme başvuruyordu. Üçüncü çeyrek sıkıntılı bir çeyrek oldu aslında. Bu çeyrekte en az 2 dakika basket atılmadan geçilen iki periyot yaşandı. Skor açısından kısır bir çeyrek gibi görünse de Bulls bu sıkıntıyı yaşamadan atlattı ve galibiyete daha da yaklaştı. Çeyrek sonunda Rose'un öldürücü turnikesive son saniye üçlüğü galibiyetin Bulls hanesine yazılacağını simgeliyordu adeta. Nitekim son çeyrek Oklahoma ufak kıpırdanmalar yaşasa da skoru kendi lehine çeviremedi ve kaybeden taraf oldu.

Boozer'ın gelişi öncelikle Ömer'in sürelerini biraz aşağı çekti. Ancak Ömer, Boozer'ın yokluğunda kendini göstermesinin meyvalarını topluyor. Savunması standart ölçülerde olduğundan savunma konusunda ün yapmış koçu ona güveniyor ve süre veriyor. İlk çeyrek oyunda olduğu dönemde fazlasıyla verimli işler yaptı Ömer. Belki istatistiki açıdan kağıda yansımıyor yaptıkları ama pota altındaki duruşu blok tehdidi ve ribaunt sezgisi ile Bulls adına önemli bir silaha dönüşüyor.

Zaten Noah-Gibson ve Ömer gibi bir pota altıyla ribaunt gücüne sahip olan Chicago, kafaya taktığında Nba'in en iyi ribauntçularından birine dönüşen Boozer'ın da akdroya katılımıyla ribauntlarda fark yaratmaya başladı bile. Kazandıkları son iki maçta ribauntüstünlüğünü kaptırmadılar. Boozer'ın gelişi ile Gibson'un bu konudaki istatistiğinde biraz düşüş yaşanacak gibi osla da dün Gibson-Noah-Boozer üçlüsü toplamda 30 ribaunt aldı. Bulls adına önemli olan noktalardan biri de bir numaralı silahları olan Rose2un kısmen kötü oynadığı ve skor katkısı veremediği maçı kazanmak olmalı. Rose'un kötü şut yüzdesi ile oynadığı ve hücumda bir opsiyon olamadığı maçta başta Boozer olmak üzere Deng ve Korver'ın katkıları fazlasıyla önem taşıyordu.

Oklahoma ise bir ileri bir geri reaksiyonlarla sezonu götürmekte. Geçtiğimiz sezon Lakers'ı henüz ilk turda fazlasıyla zorlamalarının ardından bu sene çok şey bekleniyor olabilir ama onlarda da belli bir potansiyel var. Bu dönem kötü gittikleri bir gerçek. Bu durum biraz Durant'in kıas süren sakatlığına da bağlanabilir ama Toronto'ya veya Houston'a kaybetmelerini açıklamaz bu. Dün de belki direk olarak kazanacakları bir maç değildi ama skorda geri düştükten sonra geri döneceklerini hissettiren en ufak hamleleri olmadı. Bulls'un hamlelerine cevap veremediler ve en kısa sürede toparlanmaları gerek.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Mavs 83-88 Bulls (Ribaundu Al Maçı Kazan)


Chicago'da ki sirk nedeniyle iki haftalık bir deplasman turnesinde Chcicago Bulls. Sezonun geri kalanı için oldukça önemli bu turne çünkü başarı durumuna göre Bulls'un sezonu şekilleniyor. Turnede üçüncü maçına Dallas deplasmanında çıkan Bulls kısır geçen maçı 88-83 kazanmasını bildi ve önemli bir galibiyet elde etti Dallas deplasmanında.

Chicago'da Rose-Gibson ikilisi maça çok iyi bi başlangıç yaptı. Dirk'in savunmasına rağmen üst üste sayılar bulan Gibson, Bulls'u maçın başında öne çıkartan isim oldu. İlk çeyrek sadece 13 sayı bulan Dallas'ın 10 sayısı Dirk'ün elinden gelmişti. Hani Dirk'in Dallas sistemi için ne kadar önemli olduğunu bilirim ki çoğu set aslında set değil ver Dirk'e oynasın oyunudur ancak dün gece izlediğim performansı uzun süredir izlememiştim. Tek başına bir şeyler yapma çabasında olan, maçı isteyen Dirk, Dallas'ın hücumda eli ayağı oldu. Dirk dışında hiç bir isminden beklediği verimi alamayan Dallas'ın maçı kaybetmesinin başlıca nedenlerinden biri de bu zaten. Terry olsun Kidd olsun Butler olsun hatta bunlara Barea'yı da dahil edersek işin şut kısmında hiç biri gününde değildi. Boş şutlar buldular zorlamaya pek kaçmadılar ancak o boş şutları dahi sayıya çeviremiyorsan kaybetmeyi göze almışsın demektir.

Chicago bir an üçüncü çeyrekte geri düşmesine rağmen karakter örneği gösterip oyuna tekrar ortak oldular. Gerçi fark öyle aman aman 15-20'lere ulaşmadı ancak kısır geçen bir maçta 8 sayının bile önemi vardır. Rose'un gerektiği anda sahneye çıkan efektif performansının yanında dün gece Gibson muazzam bir gece geçirdi. 17 sayısının yanında ribaunt sezgisi ile 18 ribauntu tek başıan alan Gibson'un galibiyete payı büyüktü. Yine onun yanında Noah 10 sayı 17 ribaunt ile mücadele etti. Yani sadece Gibson-Noah ikilisinin aldığı 35 ribaunt var ve bunların 13'ü hücu ribaundu. Dikkat çeken istatistik ise Dallas takım halinde 34 ribaund alırken hücum ribaundu sayısı ise sadece 9'da kaldı.

Dallas alan savunmasına geçtiği dönemde Bulls'u fazlasıyla zorladı. Aslında kadrosunda şutör eklemeleri fazla olan Bulls bu alan savunmasına karşı zorlandı. Yine de zaman zaman Korver'ın ceza şutları fazlasıyla işine geldi Bulls'un. Watson'da benchten gelerek önemli katkı verdi. Ancak burada Bulls'un bu savunmaya karşı yaptığı hücumdan değil de işin savunma kısmından bahsetmek istiyorum. Bu sene Dallas'ın ilk kez savunmada bu kadar iyi olduğu bir maçı izledim. Bu savunmayı her maç uygulayabiliyorlarsa büyük iş yapıyorlar. Yardım savunmasını doğru şekile yapıyorlar ve rakibin dengesini de fena bozuyor bu savunmaları. Ancak ribauntlara biraz olsun fazla konsantre olmaları gerekiyor.

Ömer Aşık dün gece sayı üretemedi ancak oyunda olduğu dönemde uzun boyu ve uzun kolları ile pota altında önemli işlere imza attı. 3 ribaunt 2 blokla maçı tamamlayan Ömer, Dallas'ın ivme yakalamaya çalıştığı anlarda savunmada bloklarıyla geçit vermedi ve önemli getirilerde bulundu takımına. Boozer gelince belki süreleri biraz olsun azalacak ancak o performansıyla kendini kabul ettirdi artık takımına ve her maç iyi kötü süre alacak bu belli.

Deplasman turnesinde 3.maçında 2.galibiyetini aldı Bulls. Bu sene sirk turuna gayet iyi başladılr yani. Bir haber de Boozer'dan verelim. Maç içinde yapılan röportajda haftaya antrenmanlara başlayacağını ve ondan sonraki hafta oynyabileceğini ifade etti. Yani turne sonunda Bulls şehrine döndüğünde Boozer'ı da sahada izleyebiliriz.

2 Kasım 2010 Salı

Bulls 110-98 Blazers (Ömer Oynadı, Deng Coştu)

Lige müthiş bir giriş yaparak 3 galibiyet alan Portland, Chicago deplasmanında istediği sonucu alamadı. Maçın başından itibaren özellikle Deng ile ağırlığını koyan Bulls maçı 110-98 kazanarak üst üste 2.galibiyetini aldı.

26 Mart 2007'de Bulls, Blazers ile karşılaşıyor ve çok iyi bi maç çıkartan Luol Deng 38 sayı ile kariyer rekorunu kırıyordu. Tarihler 1 Kasım 2010'u gösterdiğinde ise yine bir Bulls-Blazers karşılaşmasında skorboardda Deng'in yanında 40 yazıyor ve yeni kariyer rekorunu yine bir Portland maçında kırıyordu. Maçın ilk priyodunda 16 sayı bulan ve Portland'a karşı tek başına oldukça yüzdeli olarak baş eden Luol Deng 3.çeyrekte de 16 sayı üreterek Portland'a darbeyi vuruyordu.

Maça bakacak olursak 33 sayı 9 ribaunt ile oynayan LaMarcus Aldridge dışında kimse maça konsantre değildi Portland cephesinde. Portland beşine bakacak olursak aslında Aldridge ve Roy'dan sonra eline güvenebileceğiniz biri yok ne yazık ki. Bu maçta Roy'da çember dövünce iş sadece Aldridge'e kaldı ve maçta fazlasıyla mahkum gözüktü Portland. Aldridge dışında takım olarak berbat bir yüzde ile oynayan Portland'ın en dikkat çekici istatistiği şüphesiz ki üçlük çizgisinin gerisinden 14 şutta 0 isabetle oynamaları oldu. Benchten gelen Fernandez ve Matthews'den de bekledikleri katkıyı bulamayan Portland'da sürpriz bir şekilde sahneye çıkan çaylak Johnson olmasa fark daha da büyüyebilirdi.

Chicago'da ise Rose her zaman olduğu gibi harika bir performans sergiledi. İlk çeyrek Deng müthiş bir bireysel performans sergilerken bencillik göstermedi ve asistleriyle ona katkıda bulundu. Özellikle Blazers savunmasının açılmasında drive'ları ve doğru pas seçimleriyle önemli etken olan Rose maçı da 13 asist ile tamamladı. Rose hücumun yanında işin savunma kısmında da verimli olaya çalıştı ve Deng'den sonra galibiyette önemli rol oynadı.

Kyle Korver, Cj Watson, R.Brewer gibi bench olarakta önemli isimleri barındıran Bulls'ta bu maç Korver'ın katkısını beğendim. Zaten Korver hangi takımda olursa olsun benchten gelip iş yapacak skor katkısı verecek bir oyuncu ve Bulls'un benchinde böyle bir ismin bulunması büyük şans. Bench demişken Portland'a karşı Taj Gibson'un faul problemine girmesinden dolayı benchten gelen isimler arasında en çok süre alan isim Ömer Aşık oldu. 26 dakika sahada kalan Ömer serbest atış çizgisinde kötü bir gece geçirmesine rağmen blokları ribauntları ve sayı katkısı ile bu takımda yeri olduğunu gösterdi. Ancak geliştirmesi gereken yönleri olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Çok ucuz fauller alan ve alacağı süreyi bu performansıyla daha da aza çeken Ömer'in bu konuda dikkatli olması gerek.

Chicago evinde iki maçtır kazanıyor. Boozer'ın dönüşü ile beraber daha bir takım görüntüsüne kavuşacaklar. Boozer'ın bu takıma yapacağı etkiyi merak edenler Utah'ın bu sezon kaybettiği maçları bir izlesin yeter. Boozer gelince belki Ömer'in süreleri kısılacak ama o gelene kadar şu bir aylık dönemde ne derece katkı verirse kredisini o derece yükseltir Ömer.

28 Ekim 2010 Perşembe

Thunder 106-95 Bulls (Durant&Westbrook A.Ş)

Dünkü Celtics-Heat maçından sonra bu maçı izlemek biraz olsun baş dönmesine yol açıyordu. Yaşlı kadrolardan bir anda gençlerin takımına geçiş yapınca böyle bir etkiye hazır olmak gerek. Bulls ve Thunder yüksek yüzdeli hücumlara imza attılar. Bulls cephesinde Rose'un maçın başında gösterdiği 8 sayı 3 asistlik performans dikkat çekerken nehrin öteki yakasında da Durant'in 8 sayısı vardı. Maçın ilk periyodunda iki takımda hücum basketbolunu ön plana çıkardı ve çeyrek 30-25 evsahibi Thunder üstünlüğü ile geçildi. Thunder'da Durant'ın 12 sayısının yanı sıra bence taıma ivme kazandıran isim benchten getirdiği katkı ile Ibaka oldu. Westbrook'un da her yöne katkı sağlayan istatistiksel performansını da es geçmemek gerek. İlk çeyrek 0 sayı 4 ribaunt 3 asist'e imza attı genç guard. Bulls'a baktığımızda 25 sayının 23'ü üç isim arasında paylaşılmış durumdaydı. Rose-Gibson ve Deng.

Maçın ikini çeyreği ile beraber temsilcimiz Ömer Aşık'ta ilk resmi Nba maçına çıkmış bulunuyordu. Chicago'da ikinci periyotta sahaya çıkan beşte Ömer Aşık vardı. Okc'nin bir iki hızlı hücumu ile farkı açma çabasına karşılık molayı hemen alan Bulls'ta Ömer bu bölümde sadece 2 dakika kalıp oyundan çıkıyordu ama mola dönüşü Bulls 4 sayı bularak farkın açılmasını önlüyordu. İkinci çeyrek Bulls cephesinde Noah'ın etkili oyunları vardı. Savunmada top çalalarıyla takımını hızlı hücuma kaldıran Noah, hücum bölgesinde de sorumluluk almaktan hiç çekinmedi. İki takımda ilk devrenin sonunda 60'a dayanıyordu. Okc devreye 59-54 üstünlükle giren taraftı.

İlk çeyrek gösterdi ki Boozer dönene kadar Bulls'ta yine eline bakılacak tek isim Rose oluyor. Rose'un penetreleri, Rose'un şutları, Rose'un insiyatifi altında Bulls rakibin üstesinden gelmeye çalışıyor. Rose'da ilk devrede Okc potasına 20 sayı göndererek görevini layıkıyla yerine getirdi. Bulls'ta skorun üç oyuncudan fazlasına dağılması da önemliydi devreye girilirken. Okc cephesinde ise en skorer isim 16 sayıyla Jeff Green. O da oldukça yüzdeli bir akşam geçiriyor. Bulls uzunlarına karşı dış bölgeden hücum etmeyi düşünmeside onun için artı puan.

Maçın ikinci yarısını izleme şansım olmadı sadece özetlere bakabilim. İkinci yarısında Bulls'ta Noah'ın muazzam bir performansı var maçı takımına getirmek adına. Bunun yanında Rose ikinci yarı şut kaçırmakla meşgul olunca Noah'ın yanına yardım performansı gelmemiş. Thunder cephesinde ise Durant gerektiği anlarda sahneye çıkarak işi bitiren isim olmuş. En beğendiğim guardlardan biri olan Westbrook ise müthiş bir başlangıç yaptı sezona. Müthiş deliciliği, skor potansiyeli ve patlayıcılığı ile dikkat eken Westbrook maçı 28 sayı 10 ribaunt 6 asist ile noktalamış.

3 Ekim 2010 Pazar

Bulls'a Boozer Şoku


Bu yazın en önemli hamlelerinden birini yaprak Boozer'ı kadrosuna katan Bulls'a kötü haber geldi. Boozer'ın sağ elinde kırık tespit edildiği ve ameliyat olacağı öğrenilirken yaklaşık 2 ay kadar basketbol oynayamayacağı öğrenildi. Yani bu demek oluyor ki Boozer ligin ilk bir ayını kaçıracak ve Aralık başı gibi takımdaki yerini alacak. Boozer'ın sakatlanması kötü ve üzücü bir haber ama uzun rotasyonunda Boozer gibi birinin eksikliğinde Ömer biraz olsun fazla süre de bulabilir.

29 Eylül 2010 Çarşamba

25 Eylül 2010 Cumartesi

Eski Günler, Naber?


"Bu yıl kimi finalde görmek istiyorsun" diye sorduklarında verdiğim cevabın bir ayağını Bulls oluşturuyor. MJ döneminden sonra sürünen, daha sonra Hinrich-Gordon-Deng temeliyle birkaç sezon heyecan yaşatan ama 2. turdan ötesini göremeyen Bulls'un önünde bu sezon daha ileriye gitme şansı var.

Bu yaza Knicks ile birlikte en büyük beklentilerle giren takımdı Bulls. LeBron ümidi olsa da asıl planlar Wade-Boozer/Bosh tandemi üzerine yapılıyordu. Tıpkı knicks gibi onlar da süperstar uzunu alıp diğerlerinin birleşmesini veya takımında kalmasını izlemek zorunda kaldı. Ama üzerine süperstar getirmek istedikleri çok iyi bir çekirdekleri vardı zaten, knicks'in üzerine. Şimdi en büyük eksiklerini kapatmış gibi görünüyorlar ve Doğu'da zirvenin 4 adayından biri.


Bulls'un bu güne kadar sert, mücadeleci ve seyirciye en büyük zevki veren Play-Off performanslarının hep bir eksiği vardı: En kritik anda topu eline rahatça verebilecekleri bir isim. Ben Gordon MJ'den sonra bu konuda gerçekten umut bağlanan ilk isimdi. Ama onun da çok istikrarlı bir isim olmadığı malumdu hep. Neticede mükemmel bir Boston Celtics serisi sonrasında girilen Off-Season'da Gordon Pistons'la anlaşıp Detroit halkının yeni umutlarından biri oldu. Sonrasında umut bağlanan isim 2008 draftında bir numaradan seçilen Derrick Rose oldu. Ama Rose'la ilgili de hala topu eline aldığında istikrarla ilgili bir şüpheniz oluyor. Bu sezon buna engel olacak isimse Boozer olacak gibi. Utah'a geçtikten sonra bir iki sezon yatan ve profesyonelliğiyle ilgili şüphelerin oluşmasına neden olan Boozer sonrasında öyle birkaç yıl geçirdi ki kimsenin yattığıyla ilgili şüphesi kalmadı. Jazz'ın Konferans Finalina kadar gitmesini sağlayan, All-Star'ın aranan isimlerinden olan Boozer'ın bu yıl Bulls'un hücumdaki ilk eli olacağı rahatça söylenebilir. Gerçekten yapılabilecek en doğru hamleydi bu Bulls için.

Bulls'un bundan başka yaptığı en önemli hamle Celtics benchinin tanıdık isimlerinden Tom Thibodeau'yu koç olarak takıma getirmek oldu. Doc Rivers'ın iyi dilekleriyle Bulls'un başına geçen Thinodeau'nun nasıl bir ilk adam olacağını zaman gösterecek.

Bulls'a katılan diğer isimler milli yıldızımız Ömer Aşık, keskin şutör Kyle Korver, tecrubeli uzunlar Kurt Thomas ile Brian Scalabrine, atletik oyuncu Ronnie Brewer ve Warriors'ta parlayan CJ Watson oldu. Ömer'in ilk sezonu Noah gibi bir uzunun yedekliğini yaparak geçecek. Hücumda tek silahı ikili oyunları bitirmek olan Ömer'in "Hücumda özverili, savunmada mükemmel"olduğunu söyleyebiliriz. Pota altı oyunu olmadığını sürece NBA'de tutunması zor ama en azından bu sezon hem oynayıp hem de kendini geliştirebilir. Kyle Korver ilk bakışta ilk beşe yerleşip dış şut ihtiyacını görecek gibi duruyor ama Brewer'ın ilk beş başlaması ve onun bench gücü olarak kullanılması da olası. Brewer da Rose ve Deng gibi atletik ama şutu ancak orta seviyede olan oyunculardan. Korver'la birbirlerini yedekleyeceklerdir. CJ Watson da Rose'un dinlendiği anlarda birşeyler yapmak için sahada olacak. Egoistliğini üzerinden atamamışsa Bulls'ta tutunması pek olası değil. Thomas ve Scalabrine'nin en büyük katkılarıysa soyunma odasında olacak.



Takım

Rose-Watson
Korver-Brewer-Keith Bogans
Deng
Boozer-Taj Gibson-James Johnson-Scalabrine
Noah-Ömer-Kurt Thomas

Orijinal bir üç numara olarak sadece Deng bulunsa da takımda Korver ve Bogans gibi oyuncular da o pozisyonda süre bulacaktır. Watson zaman zaman 2 numara pozsyonuyla sahada yer alabilir, Kurt Thomas ve Taj Gibson da uzun pozisyonlarının ikisini de kotarabiliyorlar. ABD Milli Takımı ile bir Dünya birinciliği tadmış ve kendii tüm Dünya'ya göstermiş olan Derrick Rose hücumda takımı yönetecek isim olacak. Aynı zamanda Deng ve Noah ile birlikte takımın savunmada sert kalmasını sağlarken takımıny ıldızı Boozer hücumlarını sürükleyecek, dış şut eksiğini de Korver kapatacak gibi duruyor benim tahmini beşimde. Yedeklerden gelen Brewer, Ömer ve Gibson gençlik ateşleriyle mücadeleci oyunu sürdüreceklerdir, Kurt Thomas da zaten takımda abi görevinde bunu saha içine de taşıyacaktır.

Gelecek Sezon

Bulls yönetiminin takımın Nisan ayındaki halinden gayet memnun olacağını düşünüyorum. Doğu'da Heat, Celtics ve Magic'le birlikte ilk sıra için mücadele edeceklerdir. Celtics'in normal sezonda biraz geri planda kalma durumunu da göz önünde bulundurursak ben Bulls'un Doğu'da en azından 3. sıradan Play-Off görmesii bekliyorum.

Takımın bu sezonki üç yıldızı herkesin beklediği gibi en üst resimdeki üçlü olacaktır. Bakalım onlar bu takımı nereye kadar taşıyacak?

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Nba Gündemi


* Nets'in peşinde olduğu Lois Scola takımı Houston Rockets ile 5 yıl 47 milyon dolara anlaştı. Öncelikle bu adam 30 yaşında ve kariyerinin en önemli noktasında yaptığı bu anlaşma ile hem iyi para kaldıracaktır hem de Batı uzunlarının bir bir Doğu'ya geçmesiyle Yao ile beraber üst seviye de bir ikili olabilirler sağlıklı kalabilirlerse. Önemli bir hamle gelmiş Rockets için.

* Bulls'un ön anlaşma sağladığı Reddick'in kontratını Magic karşıladı. Aslında Q.Rich hamlesi ile Reddick'in takımda kalmayacağını düşünüyordum ancak Otis Smith lüx vergisini düşünmeden oyuncusunu takımda tuttu Yapının bozulmaması için Reddick önemli bir oyuncu. Dış şutlarda Magic'in fazlasıyla işini gören Reddick'in Bulls'a gönderilmemesi de avantajlı oldu. En azından rakip bir takıma şutör bir isim kazandırılmamış oldu. Bu gelişmelerden sonra Bulls Ronnie Brewer ile 3 yıl 12.5 milyonluk bir kontrat imzaladı. İhtiyaçları olan oyuncu mu? Belki hayır ama atletikliği ve hızlı penetreleri ile takıma olumlu katkılar sağlayabilir. Ancak Bulls'un halen bir şutöre ihtiyacı olduğu da gerçek..

* Serbest oyuncu piyasasında kontrat kovalayan Shaq'ın sign&trade ile takası gündemde. Cavs yönetimi Shaq ile imzalayıp karşılığında oyuncu alabilmek için Knicks ve Hawks ile görüşüyormuş. Hawks Marvin Williams'ı önermiş ve görüşmeler olumlu imiş. Bunun yanında halen Heat&Shaq iddiaları da sürüyor.

* Miami Heat yönetimi kadro çalışmalarına devam ediyor. Haslem'in ardından uzun rotasyonunda Joel Anthony'de takımda kalmayı seçti. Joel 5 yıl için 18 milyon dolar alacak. Ayrıca çaylak Pittman'da kontrat imzalayan oyunculardandı.

* Boston Celtics'te geçtiğimiz sezon önemli roller alan ve final serisinde özellikle benchten gelip artı katkı sağlayan Nate Robinson 2 yıl 9 milyon dolar karşılığı takımı ile yeniden anlaşmaya vardı.

* Cavs geçtiğimiz günlerde Kyle Lowry ile 4 yıl 24 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamıştı. Ancak Rockets yönetimi bu kontratı karşıladı ve Lowry'yi takımda tuttular. Brooks ve Lowry.. Çelimsiz gibi görünen iki guard. Ancak hızları ile artı puan toplayacaklardır.

* Farmar'ın ardından Shannon Brown'ın da gidişine kesin gözüyle bakılan Lakers'ta Fisher'ın ardından Brown'da takımda tutuldu ve guard rotasyonu tamamlanmış oldu. Muhtemelen Blake ilk beş başlayacaktır ve Brown'un kenardan getireceği sertlik ve hızlı oyun etkili olacaktır. Hem böyle atletik bir oyuncuyu takımda tutmak Lakers adına olumlu bir gelişme.

11 Temmuz 2010 Pazar

Nba'den Kısa Kısa


Nba'de takımlar hareketli off-season dönemi geçirirken, kadrolarını güçlendirmek adına da bir çok hamleye imza atıyorlar. Şimdi son iki günde yaşananlara bir göz atalım.

* Chicago Bulls, Magic'in şutör yıldızı Reddick'e 3 yıl 19 milyon dolarlık bir teklif yaptı. Dış şut tehtidi olarak yararlı bir isim olabilir-di Bulls'a. Olabilirdi çünkü Otis Smith bu kontratı bir hafta içinde karşılama hakkına sahip ki Reddick'i elden bırakmak istemediklerini biliyoruz. Reddick kontratını kaptı ama takımında kalacaktır. Ancak lüks vergisi gereği Magic bu kontratı üstlenmeyebilirde. Bulls ayrıca Ömer Aşık ile de resmi olarak anlaştı.

* Offer Shet'lerden konuya girmişken öyle de devam edelim. Geçtiğimiz sezon Utah'ın sürpriz bir şekilde kadrosunda bulunan ve başarılı performanslar ortaya koyan Wesley Matthews'a Portland sürpriz bir şekilde 5 yıl 34 milyon dolarlık bir kontrat önerdi. Geçtiğimiz sene Millsap ile yaptıkları olayı bu sene de Matthews ile yapabilirler. Utah bu kontratı karşılar mı bilinmez ama çok ortada bir durum.

* LeBron James için tüm planlarını kuran ve bırak LeBron'u takıma yıldız oyuncu çekemeyen Nets cap'inde oluşan boşlukları doldurmak için ona buna saçma spaan kontratlar vermeye başladı. En canlı örneği Petro'ya verilen 10 milyonluk kontrat. Bunun yanı sıra 2 sene önce müthiş bir skor patlaması ile adını duyuran ve isabetli şutuyla ön plana çıkan Morrow'a 3 yıl 12 milyonluk bir kontrat önerildi. Warriors'un bunu bir hafta içinde karşılama olasılığı mevcut ancak onlar da bu hamle üzerine takıma Dorrel Wright'ı 3 yıl 11 milyonluk bir kontratla katarak, Morrow'un kontratını karşılamayacaklarını beyan etmiş oldular. Bunun yanı sıra Nets cap'inde oluşan boşluğu Scola ile doldurmak istiyor. Scola sınırlı serbest ve Houston'un teklifi karşılama hakkı olacak. Acaba Nets Scola'ya yüksek bir meblağ önerecek mi ?

* Spurs benchinde önemli katkıları olan ve zaman zaman da pota altına sertlik getiren Matt Bonner ile Spurs yönetimi 4 yıl 14 milyon dolarlık bir teklifle anlaşmış.

* Ölü sezonun en sessiz takımlarından Hornets takıma 2 yıl 2.3 milyon dolar karşılığı Luther Head'i aldı.

* Geçtiğimiz sezonu Kings'te tamamlayan Domnic McGuire tekrar GüneyDoğu grubuna geridöndü ve Bobcats ile anlaşma sağladı.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Korver Bulls'ta


Carlos Boozer'ı takıma katarak seneye iddialı bir takım olacağının sinyallerini veren Bulls son olarak dış şut tehditi açısından fazlasıyla önem arz eden bir ismi kadrosuna kattı. Kyle Korver Chicago'nun 3 yıl 15 milyonluk teklifini kabul ederek Bulls'un kadrosuna katıldı. Bulls'un kağıt üzerinde sağlam bir kadrosu var ve bu gibi küçük eklemeler sezon içerisinde olumlu olarak geri dönecektir takıma. Korver şu an bir çok takımın listesinde olan bir oyuncuydu ve benche önemli bir ismi katmış oldular.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Boozer Bulls'ta


Yıldızlar birer birer takımlarını buluyor. Son olarak Boozer, Chicago Bulls ile 5 yıl 80 milyona anlaştı. Şimdi şöyle bir bakınca Rose-Deng-Boozer-Noah... Hiç fena bir iskelet değil ve Bulls'un salary'sinde halen bir maksimum kontratlık boşluk da bulunmakta. Bu da insanı korkutmuyor değil. James'in olası bir şekilde Bulls'u seçmesi belki de takımı efsane yapar. Ama Boozer ile şampiyonluk yolu da biraz düşündürüyor insanı...

4 Temmuz 2010 Pazar

Gündemden Kısa Kısa #2


Evet 8 temmuza kadar oyuncular ve takımlar arasında görüşmeler devam edecek ondan sonra imzalat atılmaya başlanacak. Bir kaç isim kendilerine takım buldu. İlk günkü gibi yüksek fiyatlara gitmedi oyuncular bu sefer. Ancak Wade-LeBron-Bosh-Amare gibi isimlerin durumu ise hala belirsizliğini koruyor.

* Phoenix Suns 5 yıl 30 milyon karşılığında Frye ile anlaşmaya vardı ve oyuncusunu takımda tuttu. Play-Off'larda sönük kalsa da sezon içinde gösterdiği başarılı performans ona kontratı getirdi. Özellikle dış şutunda önemli bir tehdidi olması Suns organizasyonunun aradığı tipte bir oyuncu olmasını sağlıyor. Geçtiğimiz sezonu Bulls forması altında tamamlayan Warrick'te Suns yolunu tuttu. Bu hamlenin ardından Amare'nin takımda kalmayacağı da kesinleşmiş oldu. Warrick 4 yıl 18 milyonluk bir kontrata imza attı. Ancak Amare'nin yerine Warrick tercihi soru işaretleri doğuruyor. Suns gelecek sene konferans finali gibi dereceler beklememeli.

* Kontrat kovalayan bir diğer isimlerden olan Nowitzki Dallas'ta kaldı. 4 yıl 80 milyon dolar karşılığında Dirk takımında kalmayı seçti. Dallas'ın sıradaki hedefi ise Haywood'u takımda tutmak...

* Oyuncu opsiyonunu kullanarak serbest kalan ve 21 milyonluk kontratından vazgeçen Pierce için acaba gidiyor mu soruları soruldu ancak Pierce takımı Boston ile yeniden anlaşma sağladı. Pierce 4 yıl 61 milyonluk kontrata evet derken kontratın üç senesi garanti para kapsamında olacak ve son sene serbest kalma opsiyonu bulunuyor.

* Fisher ve Farmar'ın serbest oyuncu statüsüne geçmesi ile guard rotasyonu için isim arayan son şampiyon Lakers Steve Blake ile anlaştı. Blake Lakers'tan 4 yıllık 16 milyon dolar alacak. Lakers'ın belki de tek sorunlu bölgesi olan guard rotasyonunda önemli bir isim katılmış oldu. Bu arada Fisher'ın gidebileceği yönde dedikodularda artmakta.

* Ömer Aşık ve Semih Erden'de Nba yolunu tutmaya hazırlanıyor. Semih seneye Boston Celtics forması giyecek ve yaz liginde Celtics forması ile ilk maçlarına çıkacak. Ömer Aşık ise takımı Bulls'a gitmek için gün sayıyor. Bu oyuncuların gidişi ile Fenerbahçe Lavrinovic'i transfer ederek pota altındaki açığı kapatmış oldu.

19 Şubat 2010 Cuma

Takaslar: Son 48 Saat !!

Antawn Jamison + Sebastian Telfair ----> Cleveland Cavaliers
Zydrunas Ilgauskas + Al Thornton + Emir Preldzic'in draft hakları + 2010 draft'ı ilk tur seçim hakkı ----> Washington Wizards
Drew Gooden ----> Los Angeles Clippers


Tracy McGrady + Sergio Rodriguez ----> New York Knicks
Kevin Martin + Jared Jeffries + Jordan Hill + 2011 draft'ının ilk turunda Knicks ile draft sıralarını değiştirme hakkı (1. sıra korumalı) + Knicks'in 2012 ilk tur draft hakkı (ilk 5 sıra korumalı) ----> Houston Rockets
Carl Landry + Joey Dorsey + Larry Hughes ----> Sacramento Kings

Nate Robinson + Marcus Landry ----> Boston Celtics
Eddie House + JR Giddens + Bill Walker + belirsiz (muhtemelen 2. tur) bir draft hakkı ----> New York Knicks




Marcus Camby ----> Portland Trail Blazers
Steve Blake
+ Travis Outlaw ----> Los Angeles Clippers

Tyrus Thomas ----> Charlotte Bobcats

Acie Law + Flip Murray + korumalı bir ilk tur draft hakkı ----> Chicago Bulls


Ronnie Brewer ----> Memphis Grizzlies
Korumalı ilk tur draft hakkı ----> Utah Jazz


John Salmons ----> Milwaukee Bucks
Joe Alexander + Hakim Warrick ----> Chicago Bulls


Dominic McGuire ----> Sacramento Kings
Nakit para + ilerideki yıllarda bir 2. tur draft hakkı ----> Washington Wizards


Jodie Meeks + Francisco Elson ----> Philadelphia 76'ers
Primoz Brezec + Royal Ivey + 2. tur draft hakkı ----> Milwaukee Bucks

Darko Milicic ----> Minnesota Timberwolves
Brian Cardinal ----> New York Knicks


Theo Ratliff ----> Charlotte Bobcats
Belirsiz şartlara bağlı bir draft hakkı ----> San Antonio Spurs

KonyalıPortlandlılar'a teşekkürler.

22 Aralık 2009 Salı

Del Negro !!


35 sayıdan maç vermek... İşe yarar bir eylem !!!

1 Mayıs 2009 Cuma

Game 7: Celtics vs Bulls





Chicago Bulls 128-127 Boston Celtics
Final 3 OT

Boston-Chicago serisi beklentilerin üzerinde olan belki de play-off'un play-off olduğunu gösteren bir seri oluyor. Şu serinin 7. maça gitmesini beklemezdim ama Bulls öyleine bir direnç gösteriyor ki aman aman. Üçüncü maç haricinde her maç Greatest Game'lere girecek cinsten. İlk maç uzatma ile sonlandı. İkinci maç Ray Ray'ın 'buzzer-beater'ı ile kapandı. Üçüncü maç Boston farkı yakalasa da serinin çekişmesi kaybolmadı. Dördüncü maç iki uzatma sonunda Bulls'a gitti. Serinin beşinci maçında bu kez uzatma ile kazanan Boston oldu. Ve dün gece üç uzatma sonunda Bulls seride 3-3'ü sağladı ve 7. maça uzadı. Şu seriye de cidden o yakışır. Cumartesi günü oynanacak yedinci maçta 4 uzatmadan aşağı olursa ayıp ederler yalnız.

22 Nisan 2009 Çarşamba

Yılın Çaylağı; Rose

Nba'de normal sezonun sona ermesiyle beraber ödüllerde birer birer sahibini buluyor. Yılın savunmacısı ve koçundan sonra çaylağı da belirlendi. Zaten yılın çaylağı konusunda sivrilen en fazla iki isimo luyor sezon sonunda. Bu sene de ödülü bariz bir şekilde hak eden Derrick Rose oldu.

Öncelikli avantajı ona süre veren bir kulüpte kariyerine başlaması oldu. Bulls ona güvendiğini göstererek ilk beşinin dğeişmezi yaptı ve Rose oyununu oynayarak ödüle rahatça uzandı. Kariyerinin ilk Play-Off mücadelesinde de Rose izleyenleri kendine hayran bıraktı. Daha da başarılı olacaktır böyle giderse..

19 Nisan 2009 Pazar

Celtics vs Bulls: Game 1

Celtics 103-105 Bulls

Play-off'ları özlemişiz. Tam açılışa yaraşır bir maç oldu. Zevkli heyecan dolu bir mücadele, iki genç guardın düellosu.. Daha ne olsun. Rose cidden büyük oyuncuymuş ilk play-off maçında gösterdi ve Bulls sürpriz -aslında oyuna bakınca sürpriz değil kağıt üzerinde sürpriz- bir galibiyet alarak seride avantajı yakaladı.

* Bulls'un maça istekli başlaması en başta seri hakkında mesaj verir gibiydi zaten. Bulls direnecek, oynayan taraf olacak.. Kazandılar da sonnuda maçı. İkinci yarı kötü hücum ettiler ancak savunmalarıyla Celtics'in maçı almasına izin vermediler.
* Garnett'in eksikliği daha bir maçtan bu kadar mı belli olur. Noah ribaunt bırakmadı. Ortalığın a.. koydu resmen. Tyrus'a ne demeli, onunda Noah'dan aşağı kalır yanı yoktu. Özellikle Tyrus'un uzatma anlarındaki üst üste bulduğu basketler Bulls adına çok önemliydi. Celtics uzunları ilk maçtan sınıfta kaldı. Garnett'in olmadığı bir ortamda Powe'a süre veirlmemesinin mantığını da hala anlamış değilim. Burada Miller'dan hiç bahsetmiyorum bahsetmeye gerek bile duymuyorum.
* Gelelim uzunlardan kısalara. Maç boyu kısalar içinde büyük bir çekişme vardı. Rondo başladı öncelikle, ilk çeyrekte gösterdiği 12 sayılık performans ve karşısında Rose'un da boş durmaması maçın ve belkide serinin geri kalanı için bir düello sinyali veriyordu.


* İki oyuncu da takımları zor duruma düştüğünde elini taşın altına sokarak bu durumdan kurtulmada öncülük etti. Hadi Pierce ve Ray Allen kötü bir maç çıkartırken anlarım Rondo'nun bu tip bir işe kalkışmasını iyi de oynarken, tecrübesi de var. Ancak Rose'un takımı çukura düştüğünde elini uzatıp çıkartması gerçekten harikaydı. Çaylak olduğuna inanamadım izlerken adamı. İçeri drive'ları bu kadar etkili bir oyuncu daha var mı bilemiyorum. Hmm belki Wade Tongue Uzatma anlarında kritik dakikalarda 5 faulle olmasına karşın çekinmeden Pierce ile savunmada eşleşemsi de kolay bir iş dğeil gerçekten. Alkışlar Rose'a.. İlk play-off maçında muazzam bir performans sergiledi.
* Ben Gordon'da sessiz sedasız maçta 20 sayı yapıverdi. Performansının önemli bölümünü 4. çeyrek sergiledi Gordon. En çok sahne almayı sevdiği anlarda. Onun dışında maç boyu Ray Allen'a karşı rahat bir üstünlük sağladı bire birlerde.
* Boston'da ilk yarı kötü oyunu ile sırıtan Pierce ikinci yarı toparlansa da takımını galibiyete taşıyamadı. Salmons'un hücumda çok zayıf kaldığı -evet bir kaç hücumunu Pierce kesti- bir gecede dahi ön plana çıkamamış olması onun adına eksi. Ancak ne Pierce ne de Ray Allen her maç böyle oynayacak.
* Bulls'un bu perofrmansı gösterdi ki bu seri daha çok şeye gebe. Boston 2. maçı muhakkak alacaktır ki almalı da. United Center'da son dönemde büyük bir form yakalamış Bulls'a karşı oraya 0-2 gitmek istemez.

17 Nisan 2009 Cuma

Boston Celtics - Chicago Bulls


Boston'da play-off'ların öncesi Garnett'in olmayacağı haberi moralleri bozdu ancak takım bu sezon 25 maç Kevin'sız oynadı ki buna da hazırlıklılardır. Oynadıkları 25 maçtan 18 galibiyet çıkarttıklarını da belirtmek gerek.

Garnett'in eksikliği önemli olacaktır. Ben bu noktada içerdeki üstünlüğün Bulls cephesinde olacağını düşünüyorum Tyrus-Noah-Miller üçlüsü ile. Boston'un atletik uzunu Powe ve Big Davis burada rakibe boyun eğecek gibi görünüyor. Ancak Bulls'un tek üstünlüğü burada olacaktır muhtemelen. Dışarda bu sezon büyük gelişme kaydeden, şutuna hala güven problemi olsa da oyununu çok beğendiğim bir Rondo var. Rose falan duramaz karşısında Rondo ritmini bulacak olursa. Pierce'ın karşısında durabilecek birini de düşünmüyorum Bulls cephesinde.

Chicago'nun son dönemdeki formu biraz ürkütücü olabilir rakip adına. Tyrus Thomas'da geçen konuyla ilgili 'Şu an Doğu'nun en tehlikeli ekibi biziz' demişti. Bulls'un deplasman karnesi pek iç açıcı değil. Onların silahı United Center. Bunun dışında Boston'un evinde de ne derece ateşli olduğunu ibliyoruz. İlk üç maçı ev sahipleri alır. Boston seriyi 5 maçta bitirir diyorum.

Tahmin: 4-1 Celtics

10 Nisan 2009 Cuma

En Tehlikeli Takım


“Şu anda Doğu Konferansı’nda play-off’a giren en tehlikeli takım biziz.” – Tyrus Thomas

Tyrus Thomas belki biraz galibiyet sonrası gelen uçuk bir açıklama yapmış ama doğruluk payı da yok değil. Özellikle Bulls'un evindeki performansları korkutucu olmaya başladı şu son dönemde. Şubat ve Mart aylarında United Center'da oynanan 16 maçta alınan 14 galibiyet var. Deplasman karnesi o kadar iyi değil. 15 maçta 4 galibiyet. Zıtlık büyük ancak yine de play-off öncesi moralli oldukları açık. Önlerinde üç maç var ve eski gücünde olmasa da kriter olarak pazartesi günkü Detroit maçını alabiliriz. Bakalım play-off öncesi çıkışları sürecek mi ?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...