Knicks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Knicks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2010 Perşembe

Beklentiler Karşılandı Mı?



Şüphesiz 2010 yazında neler yapacağı en çok merak edilen takımdı New York Knicks. Walsh'ın organizasyonun başına geçmesinden sonra takımdaki kontratı şişkin oyuncular birer birer gönderildi. Tek hedef vardı LeBron James! Hatta James'in yanına bi süper star daha eklemek için Şubat ayında Tracy McGrady takasını yaptı Walsh. Takastan sonraki hedef LeBron'un yanına Bosh ya da Amare gibi bir uzunu getirmekti. Amare serbest kaldıktan sonra 5 yıl için 100 MD karşılığında New York Knicks'in yolunu tuttu. Şimdi sıra asıl hedefe gelmişti ancak LeBron canlı yayında çoğu kişiye göre süpriz sayılacak bir şekilde Miami Heat'in yolunu tuttu.


Bu karar camiada büyük hüsran yaşatsa da Walsh yine boş durmadı ve Bobcats'in başarılı oyun kurucu Felton ile 2 yıllığına anlaştı. Felton, Duhon'a göre daha istikrarlı bir oyuncudur. 15-16 sayı 8-9 asistlik bir performans bekliyorum. Orlando serisinde Nelson'un karşısında pek duramasada D'Antoni sisteminde savunma zafiyetleri pek göze çarpmıyacaktır. Amare'nin gelişiyle David Lee'yi S&T ile GSW ye gönderdiler karşılığında bu sistemin oyuncuları olan Randolph, Azubuike ve Turiaf'ı kadrolarına kattılar. Randolp büyük kazanç Knicks için, onun ani bir çıkış yapması durumunda bu takas şu an olduğundan 2-3 kat daha fazla önem taşır. 3 ve 4 numara oynayabilmesi büyük avantaj, D'Antoni kısa 5'lerle oynamayı sever bilindiği üzere Amare'yi 5 numara Randolp'u 4 numara olarak kullanabilir pek ala.. Turiaf'ta benchten gelerek hareket getirebilir pota altı savunmasına, blok kovalar, Amare'nin savunma açıklarını kapatır vs vs. Diğer isim Azubuike ise çok beğendiğim bir isim geçen yıl şanssız bir sakatlığa kurban gitti iyi bir sezon başlangıcı yapmıstı halbuki, takıma katkı sağlayacaktır. Bu arada değinmeden geçmeyelim, geçen yıl Spurs'te inişli çıkışlı oyunuyla dikkat çeken Roger Mason ile anlaşma sağladılar. 3 sayı tehditiyle takıma katkı sağlayacaktır. Ancak D'Antoni 6 kişiyle oynamayı sevdiği için çoğu maçta benchte ısıtıcı görevide görebilir.

Gelecek Sezon

Kızışan Doğuda herşeye rağmen şu kadroyla play offlara adım atacaklarını düşünüyorum. Bu yıl play off görmek zorundalar , taraftarlar yıllardır hasret. Eddy Curry'nin biten kontratı sonrası 2011 serbest oyuncu pazarından Carmelo Anthony ve Tony Parker gibi yıldız oyuncularla imzalamak istiyorlar. Hatta ve hatta Melo onların yeni hedefi olmuş gibi gözüküyor. Eğer bu kadro başarılı olursa herkesin takdirini kazanırsa oyuncuların bu takıma karşı bakış açısı değişecektir ve nihayetinde büyük şehir New York her oyuncuya nasip olmaz MSG'de oynamak. Carmelo'yu bağlamaları pek zor gözükmüyor. Son olarak Walsh'ı başkanlık görevinde başarılı bulduğumu belirtmeden geçmek istemiyorum. İsiah Thomas'ın bıraktığı kötü kontratları 2 sene içerisinde temizledi. Geriye sadece Curry'nin kontratı kaldı, tebrik etmek gerek.

13 Temmuz 2010 Salı

Felton Knicks'te


Knicks organizasyonu büyük planlarla girdiği off-season'da belki en büyük hedefi olan LeBron'u kadrosuna katamadı ancak emin adımlarla nokta atışı yapmaya devam ediyor. Raymond Felton ile 2 yıl 15.8 milyonluk bir annlaşma imzalanmış. Felton şu dönemde bulunabilecek en iyi oyun kuruculardan biri. Takıma da Bobcats'ta sağladığı katkıdan daha fazlasını verebilir sistem gereği. Şimdiden bazı kaynaklarda Felton'un önümüzdeki sene Paul yada Melo için takas malzemesi olacağı görşünde birleşiliyor. Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek ama Felton gayet makul bir oyun kurucu Knicks için.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

David Lee Warriors'ta


LeBron'un kararını açıklamasından bir iki saat önce sitelere düştü haber. Eğer Knicks'i seçmez ise gerçekleşecekti ve sabah saat 05.00 itibari ile takas netlik kazandı. Knicks, David Lee'yi sign&trade yöntemi ile Warriors'a takas etti. Karşılığında Azubuike, Turiaf ve Anthony Randolph Knicks yolunu tuttu. David Lee 6 yıl 80 milyonluk bir kontrat ile Warriors'un yolunu tuttu.

Şimdi David Lee bu kontratı sonuna kadar hak eden bir performans sergiledi gerek geçen sene gerekse kariyeri boyunca. Knicks'in yerleri süpürdüğü sezonlarda bile adından en çok bahsettiren, maçlarda en çok mücadele veren oyuncuların başındaydı. Pota altında özellikle ribaunt ve skor gücü ile Warriors'un tam aradığı bir uzun modeli bence Lee. Karşılığında yolladıkları parçalara bakınca Monta'yı göndermemiş olmaları akıllıca. Nelson ile bir türlü yıldızı barışmayan Randolph'un yanında Golden State'te bekleneni veremeyen Turiaf'ı Lee'nin karşılığında göndermeleri gayet akıllıca bir hareket. Azubuike ise G.State sisteminde iş yapan bir oyuncuydu ve Knicks'te de bu iyi performanslarını sergilemeyi sürdürecektir.

Knicks bunun dışında geçen sezon Bobcats forması giyen Felton ile anlaşmaya varmış. Guard rotasyonu adına önemli bir hamle olmuş onlar için. Amare'de takıma oyuncu çekmek için çalışmalarını sürdürüyormuş. Son olarak Parker ve Melo ile görüşmüş. Bu sene olmasa bile seneye de Knicks'in yaz adına önemli planları olacaktır. Bekleyip göreceğiz.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Espn: James'in Tercihi Miami


Evet bu gece sabaha karşı 04.00'da James net kararını açıklıyor. Ancak yakın kaynaklar ve Espn'in yayınladığı haberlere göre James çoktan kararını vermiş. Salary Cap'in da 58 milyon seviyesine çekilmesi Heat'e bir max kontrat şansı da tanımış durumda. Bu da James'in Heat'e yakın olduğu anlamına geliyor. RealGm'de de James'in Heat'e imzasına kesin gözüyle bakılıyor..

Hal böyle olunca Knicks bence elinden David Lee'yi çıkarmaz ya da sign&trade ile karşılığında iyi parçalar alabilecek bir takasa girerler. Nets ise Boozer'dan şikayetçi kendilerine görüşmek için geri dönmediğinden dolayı. Onlarda bir bir piyasadaki isimleri kaçırıyorlar. Büyük hayal kırıklığı oldu Nets adına bu yaz..

6 Temmuz 2010 Salı

Amar'e Knicks'te ya LeBron??


Evet Knicks ilk yıldız ismini buldu. Amar'e Stoudamire. Beş yıllık 100 milyon dolara anlaşılmış Amar'e ile.. Amar'e'nin gelişi gözleri bir diğer süperstara LeBron James'e çevirdi. Amar'e gelir gelmez 'LeBron'u ikna etmek için konuşacağım.' demiş. Ki Knciks'in salary'side bir maksimum kontratı daha kaldıracak kadar müsait.

Amar'e Knicks'e gayet faydalı olabilecel bir isim. Geçtiğimiz sezon All-Star arasından sonra oyununda adeta patlama yapan ve istatistikleri ile takımını Konferans Finalleri'ne kadar taşıyan Amar'e artık Knicks'in başarısı için ter dökecek. Daha 27 yaşında olması da kariyerinin zirvesinde olduğunun göstergesidr. Belki yanında bir Nash olmayacak ama ne olursa olsun kendi pozisyonunu yaratabilecek bir isim ve pota altında oldukça tehlikeli. Nash olmayacak yanında dedik ki Knicks zaten onu besleyecek bir ismi daha kadrosuna katmak için hareket halinde. Amar'e tecrübesi ile de takıma faydalı olacaktır.

Önemli bir hamle oldu Knicks adına ve doğru yapılmış bir hamle. Sıradaki kim olacak merak konusu ama Amar'e'nin Knicks'e gidişi bir çok dengeyi değiştirebilir. Knicks'in asıl hedefindeki isim ise LeBron'du ve hala ısrarla onu istiyorlar.

19 Şubat 2010 Cuma

Takaslar: Son 48 Saat !!

Antawn Jamison + Sebastian Telfair ----> Cleveland Cavaliers
Zydrunas Ilgauskas + Al Thornton + Emir Preldzic'in draft hakları + 2010 draft'ı ilk tur seçim hakkı ----> Washington Wizards
Drew Gooden ----> Los Angeles Clippers


Tracy McGrady + Sergio Rodriguez ----> New York Knicks
Kevin Martin + Jared Jeffries + Jordan Hill + 2011 draft'ının ilk turunda Knicks ile draft sıralarını değiştirme hakkı (1. sıra korumalı) + Knicks'in 2012 ilk tur draft hakkı (ilk 5 sıra korumalı) ----> Houston Rockets
Carl Landry + Joey Dorsey + Larry Hughes ----> Sacramento Kings

Nate Robinson + Marcus Landry ----> Boston Celtics
Eddie House + JR Giddens + Bill Walker + belirsiz (muhtemelen 2. tur) bir draft hakkı ----> New York Knicks




Marcus Camby ----> Portland Trail Blazers
Steve Blake
+ Travis Outlaw ----> Los Angeles Clippers

Tyrus Thomas ----> Charlotte Bobcats

Acie Law + Flip Murray + korumalı bir ilk tur draft hakkı ----> Chicago Bulls


Ronnie Brewer ----> Memphis Grizzlies
Korumalı ilk tur draft hakkı ----> Utah Jazz


John Salmons ----> Milwaukee Bucks
Joe Alexander + Hakim Warrick ----> Chicago Bulls


Dominic McGuire ----> Sacramento Kings
Nakit para + ilerideki yıllarda bir 2. tur draft hakkı ----> Washington Wizards


Jodie Meeks + Francisco Elson ----> Philadelphia 76'ers
Primoz Brezec + Royal Ivey + 2. tur draft hakkı ----> Milwaukee Bucks

Darko Milicic ----> Minnesota Timberwolves
Brian Cardinal ----> New York Knicks


Theo Ratliff ----> Charlotte Bobcats
Belirsiz şartlara bağlı bir draft hakkı ----> San Antonio Spurs

KonyalıPortlandlılar'a teşekkürler.

7 Kasım 2009 Cumartesi

Countdown To LeBron


LeBron James bu sezon New York'a olan tek ziyaretini dün gece gerçekleştirdi. 33 sayı 8 ribaunt 9 asist ile geceyi kapatarak Knicks taraftarına kötü bir gece yaşattı. Kim bilir belkide onun bu performanslarını ilerde alkışlayan taraf olacaktır Knicks taraftarı...

1 Kasım 2009 Pazar

Danilo Gallinari


Danio Gallinari.. Sezonun en dikkat çekici isimlerinden biri şu sıra zira attığı üçlüklerle kendinden fazlasıyla söz ettiriyor. Dün gece Sixers'a karşı uzatmada kaybettikleri maçta 8 üçlük isabeti bularak 30 sayı üretti ve kariyer rekorunu kırdı. Gallinari'nin bu performansı da öyle tek maçlık bir performans değil. Sezonun ilk maçında Miami karşısında da 7 üçlük isabeti bularak dikkatleri üzerine çekmişti. Gerçi Knicks gibi paspal bir takımda kullandığı bu kadar üçlük göze batmıyor olabilir ancak şu sıra maç başına 6 üçlük isabeti ile bu istatistikte tepe sırada bulunuyor kendisi.

25 Eylül 2009 Cuma

David Lee


Yaz boyunca nereye gideceği merak konusu olan David Lee sonunda takımı New York Knicks ile yeniden anlaşmaya vardı. 1 yıl 8 milyonluk anlaşmaya imza atan Lee sene sonunda tekrar serbest kalacak. Hal böyle olunca 2010 piyasasına bir oyuncu daha katılmış oldu.

24 Temmuz 2009 Cuma

Gündemden Kısa Kısa #2


  • Yine nete girebilecek kısa bir zaman buldum soluğu burada aldım. Biz burda yokken yine gündem fazlasıyla meşgulmüş. Evet yukarıda resmi bulunan vatandaş şu sıra Nba'de gündemi fazlasıyla meşgul etmekte. Bakalım yeni takımları kim olacak, hangi takımla anlaşacaklar?
  • Öncelikle Jazz, Portland'ın Millsap'a yaptığı teklifi karşılayarak oyuncusunu takımda tuttu. Millsap son günlerde sürekli 'İlk beş başlamak istiyorum' açıklamaları yapmaktaydı. Utah bu önemli hamleyi yaparak Millsap'ı takımda tutuyorsa Boozer'ı da gözden iyiden iyiye çıkarmış demektir. Boozer'a müşteri aranıyor ve nereye gideceği merak konusu. Boozer ise yazları da rahat etmek ve vergilerin düşük olması nedeniyle Miami'ye sıcak baktığını belirtmişti.
  • Odom konusu ise biraz karışık. Hafta içinde hem Wade hem de Kobe bu ismi takımlarında görmek istediklerine dair açıklamalarda bulunmuş. Heat'in bir yandan Odom bir yandan Boozer ile ilgili çalışmaları devam ediyordur ancak son gelen haberler Odom'un Lakers'ın 4 yıl 40 milyonluk teklifine evet dediği yönünde.
  • Gündemde olan bir diğer isim ise David Lee.. Şu sıralar onunla en ciddi ilgilenen takım Bulls. Lee'nin de gelecek sezon hangi takımda oynayacağı merak konusu. İşini gayet düzgün yapan ve pota altında gayet yararlı olabilen bir isim. Lee gelecek sezon hangi takımın kadrosunda olursa olsun oyununu oynayıp her zamanki katkılarını vermeye devam edecek..
  • Son günlerin bir diğer dikkat çeken ismi ise Ramon Sessions. Bu sezon sınırlı free-afent olan Sessions ile ciddi olarak ilgilenen Knicks oyuncuyu kadrosuna katmak istiyor. Bunun dışında Clippers ve Okc'de Sessions ile ilgilenen diğer ekipler. Ancak dün gece gelen bir habere göre Knicks yaklaşık 5 milyon dolarlık teklifle Sessions'a kontrat önermiş. Eğer anlaşma imzalarlarsa Bucks'un karşılamak için bir haftalık süresi olacak.
  • Q.Rich bir ay içinde 3. takımına gitti. Draft gecesi Memphis'e takas olan ve ardından Randolph karşılığı Clippers'a geçen Richardson son olarak Wolves'e takas oldu. Clippers'ta kadrosuna Telfair, Smith ve Madsen'i katarak kadrosunu güçlendirdi. Çıkan dedikodulara göre de Wolves Richardson'un son takımı olmayacağı yönünde.
  • Magic, Suns'tan Barnes'i kadrosuna katmış. Barnes gibi savunmada agresif olan ve hücum meziyetleri de bulunan bir ismi takıma katmak önemli bir hamle. Hedo'yu kaybettiler ancak bu yaz yaptıkları hamlelerle derin bir kadro kurdular. Ve muhtemelen yine şampiyonluğu kovalayacaklardır. Bakalım bu hamleler şampiyonluğun gelmesini sağlayacak mı onlar adına.
  • Spurs sessiz sedasız kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. Bu senenin en çok ses getiren takımı olabilirler yeniden. Şimdi de Ratliff'i kadrolarına katmışlar. Önemsiz gibi görünen ancak Spurs adına yararlarını sezon içinde bol bol görebileceğimiz bir hamle.
  • Ve Tınsley serbest kaldı.. Pacers oyuncsunun kontratını satın alarak serbest bırakmış. Tınsley bir hafta sonra resmen free-agent olacak.
  • Boston bir hamle daha yaparak kadrosunu M.Daniels ile güçlendirmiş. Ellerindeki kadroyla çok fazla zamanları yok ve şampiyonluğa oynamak için GM Ainge elinden geleni yapıyor.
  • Bu sezon şampiyonluk için Doğu'da kadrosunu güçlendiren bir ekip daha var: Cleveland Cavaliers.. Son olarak Heat'in görev adamı Jamario Moon ile kontrat imzalamışlar. Heat'in teklifi karşılama hkkı mevcut, bakalım Moon gelecek sezon hangi takımda olacak. Heat'te devam etmesini isterim şahsen..
  • Yaz döneminde Saunders'i koçluk görevine getirdikten sonra Foye ve Miller gibi isimleri kadrosuna katan Wizards şimdi de pota altına takviye yaparak kadrosunu güçlendirmiş. Wizards, Oberto ile bir yıllığına kontrat imzalamış.
  • Yao'nun ameliyatı başarıyla sonuçlanmış. Ancak oyuncunun gelecek sezon oynaması zor gözüküyor. Geçtiğimiz gün gazetede gördüğüm bir haberde ise Çin halkı milli değerlerine zarar verdiği gerekçesiyle Nba'e ve onun yoğun maç takvimine tepkiliymiş.
  • Yaz boyunca bir türlü aradığı ismi bulamayan ve salary için guard Rodriguez'i de takımdan gönderen Portland şimdi de Sixers'ın guard'ı Andre Miller ile ilgileniyor. Hatta Miller için genç guard Bayless'i gözden çıkarmışlar. Bayless üstünde durulduğu takdirde fena iş yapmayacan, potansiali olan bir guard. Onu bu kadar çabuk çöpe atmak bence hata olur.
  • Vee yine görüşene kadar kendinize iyi bakın.. Ben de tatile devam edeyim. Haydi kalın sağlıcakla..

31 Aralık 2008 Çarşamba

Kısa Kısa Nba

* Dikembe Mutombo Mpolondo Mukamba Jean Jacque Wamutombo -off ne uzun lan- tekrar Nba'e döneceğini söylemişti. Spurs ve Celtics talipleri arasındaydı ama Mutombo bir kez daha Rockets ile sözleşme imzaladı. Onu ve bloklarını 2009'da tekrar izleyeceğiz.

* Bir-iki hafta önce buradan bahsettiğim hadise gerçekleşmiş ve Kristic, Okc ile resmen sözleşme izlamış. Bekliyoruz bakalım maça çıkmasını görmek istiyoruz Kidd olmadan performansını.

* İki eski takım arkadaşı S.Jackson ve B.Davis arasında sözlü bir atışma başladı gibi. İlk olarak Jackson Davis için ''Gsw'a geri dönmek istiyor.'' demiş ve sonrasında Davis cevap olarak ''Burada sisteme alışmakta zorluk çekiyorum daha ilk yılım bu normal ama böyle bir şey söylemedim.'' demiş.

* Sakatlığı nedeniyle bu sezon henüz forma şansı bulamayan Knicks pivotu Eddy Curry dönüş hazırlığındaymış. Önümüzdeki hafta k*çını kaldırıp antrenmanlara başlayacakmış. Marta doğru gelir herhalde :)

* Bir dönüş haberi de Bulls'un guardı Hinrich'den geldi. En son 7 Kasım'da maça çıkan ve sakatlanan Kaptan Kirk'ün 3 hafta içinde tekrar takıma döneceği bekleniyormuş.

*
Utah Jazz de dönüşü yılan hikayesine dönen Carlos Boozer'ın, yapılan son testleri sonrası ameliyat olmasına karar verildi. Boozer 9 Ocak'da sol dizinden yaşadığı sorunlar nedeniyle arthroscopic ameliyatı olacak.

* New Jersey Nets, ikinci sezonunu geçiren yetenekli uzun Sean Williams'ı NBDL'in Colorado 14ers takımına gönderdi. Aslında iyi oyuncuydu kerata geçen yıl çaylaklar maçında iyi iş çıkartmıştı.

* TalkBasket.net'in haberine göre İtalya Ligi takımlarından Virtus Bologna, eski NBA oyuncusu Earl Boykins'i takımdan gönderdi. Takım başkanı ''Bizden 4 günlük tatil istedi, izin vermedik. İzinsiz Amerika'ya gitti.'' ifadelerini kullanmış.

* Dönüş haberleriyle doldurduk burayı ama Arenas'ın da döneceği konuşuluyor son dönemde. Dönsün o da bir zahmet. Kontratı alıp yatmasın.

* Unutmadan son dönemde Joe Johnson'u izlerin derim bi.. Hawks şu sıra 6 maçlık bir seri yakaladı ve son dönemdeki performansı cidden çok iyi.


8 Aralık 2008 Pazartesi

Nba: Pazar Gecesi

13 Ocak 2008 Pazar akşamı Detroit Msg'de Knicks'e konuk olurken Portland'da Kanada deplasmanında Raptors önüne çıkıyordu. Knicks o gün Pistons'a acı bir sürpriz yaşatıyor ve 89-65 ile farklı bir sonuç ile uğurluyordu. Portland-Raptors maçı ise son ana kadar çekişmeli gitmiş hatta 2 uzatma oynanmış ve gülen taraf Raptors olmuştu.
7 Aralık 2008 Pazar akşamı yine Detroit Msg'de Knicks'e konuk oldu. Oyuncular yap antrenörler tamamiyle değişik ancak kazanan yine Knciks. Kanada deplasmanında Raptors karşısına çıkan Portland ise yine çekişmeli geçen maçta Raptors'u devirmeyi biliyordu. Portland'ın galibiyeti olmasaydı tam anlamıyla bir dejavu yaşamış olacaktık.

Pazar akşamları bize göre insani saatlerde maç olmakta Nba'de. NtvSpor'da her hafta -güya- vermekte bu pazar akşamki maçlardan bir tanesini. Bu hafta bir istisna yaptı daha önceden sözünü verdiği Detroit-Knicks maçını 'Bant' değil de 'Canlı' yayınladı. Üzerine de Portland-Raptors maçı kaymak gibi oldu. Güzel eğlenceli heyecanı bol ve basketbol dolu bir pazar gecesi geçirdim.

Öncelikle bakıyorum da programa NtvSpor Detroit-Knicks maçını yayınlarken NbaTv'de de Portland-Toronto maçı yayınlanmaktaymış. Mış'lı diyorum ama biliyorum yayınlanacağını. Evde olsam daha rahat bir ortamda maçı izlerdim ama justin'den maçları takip etmeye çalıştık bağlantı hızı kadarınca.

Detroit maçını unuttum. Evet unuttum. 19.00'da NtvSpor canlı maç yayınlıyor.. Eee her zaman görülecek bir olay değil biz de unuttuk. Zaten bayram telaşesi var. Maça baktığımda evden çıkmak üzereydim ve Knicks 26 sayılık bir farkla öndeydi. Aklıma hemen geçen yılki Detroit-Knicks maçı geldi. Yine Msg'de Isıah yönetimindeki Knicks Detroit'i 89-65 gibi farklı bir skorla mağlup etmişti. O gece Pistons hangi formaları ile oynadı bilmiyorum ama Nba'i takip eden bir vatandaş bilir ki Pistons'a kırmızı forma yaramaz. Zaten zorunluluktan giyer Pistons bu formasını. Üçüncü bir alternatif forma ve oynanacak maçlarda minumum giyilmesi gereken bir maç sayısı. Hatırladığım bir maçı yok şu an için Detroit'in kırmızı forma giyip kazandığı.

Baktığımda fark 26 sayı idi arkadşaın eve gittim neti açtığımda fark adına azalma yok gibiydi ancak maçın bitimine doğru baktığımda 11 civarı bir rakam vardı. NtvSpor'u bulduk uydudan izlemeye başladık. Rip Hamilton atılmış ki eksikliği de hissedilir biçimde. Detroit zaten savunma bakımından bu maçta birşey verememiş anladığım kadarıyla ama kritik anlarda başvurulan isim Hermann.. İki topu heba etti Hermann ve arkasından gelen Knicks isabetleri. Harrington'un son anlarda yolladığı üçlük maçı bitiren üçlük oldu.


Arkadaşla beraber izliyoruz dedim ya çocuk sardı baskete. Portland-Toronto maçı da mevcut. Ah NbaTv olsa tam olacaktı ama neyse ki Justin denen bir oluşum var damlıyoruz ekranın başına. İlk bulduğumuz link acayip takılıyor izlenecek gibi değil sonrasında güzel bir link buluyoruz ve maçın son 18 dakikasını takip ediyoruz burdan.

Box'tan ara ara baktığımda Raptors ilk yarı maçı önde götürüyordu. Ancak izlemeye başladığımda gördüm ki Portland yakalamış hatta öne dahi geçmiş 10 sayılık bir fark ile. Ben zaten Raptors'a bir sevgi beslerim kazanmalarını istiyorum. Maç da baya çekişmeli seyirciler falan da havasında. Arkadaşta bana inat birazda ortam oluşsun diye Portland'ı desteklemeye başladı. Basket olunca çığlıklar ah'lar vah'lar bir arada.

Toronto 11-0'lık seri ile son çeyrek yakalıyor Portland'ı ve o dakikadan itibaren inanılmaz bir çekişme. Son bir dakikaya kadar nerdeyse Raptors üstünlüğünü vermiyor. Bu anlarda Kapono ve Calderon'un kritik isabetleri aynı zamanda O'Neal'ın da müthiş savunma çabası var. Son hücumda Portland adına önce Roy ardından da kritik bri anda Blake isabetler bulunca Raptors afallıyor. 8 saniye kala yapılan hücumdan hayır yok elbet ama yine de hafta içi koç değiştirmiş ve henüz üzerinden 1.5 gün geçmiş Utah maçı sonrasında böyle bir mücadele gerçekten takdire değer Toronto cephesinde. Son top Bosh ile harcandı elbet ama dediğim gibi güzel bir gece geçirdim heyecan dolu basketbol dolu. Şu Toronto-Blazers maçını bayram şekerlerinden fırsat bulursam NbaTv'de muhakkak izleyeceğim.

23 Kasım 2008 Pazar

Marbury


Bugünü Knicks'ten açtık oradan devam edelim. Olay adam Marbury konu ama bu sefer yaptığı saçmalıkları değil de delikanlılığı ile..

Şimdi öncelikle Knicks yaptığı takasların ardından Cuma akşamı Bucks karşısına 8 kişi çıkartmakta zorlandı. Bunun üzerine sezon başında inactive list'e yolladıkları Marbury bu sezon ikinci defa kadroya dahil edildi ve formasını sırtına geçirdi.

D'Antoni maç öncesi Marbury'ye şu şekil kelamda bulunmuş.. ''Hey.. Steph.. Bak elde ne Zach kaldı ne de Crawford.. Al sana 35 dakika.. Çık sahaya göster kendini.''

Marbury'de karşı çıkmış oynamak istemediğini belirtmiş. Nedeni ise açık. Adamı şamar oğlanına çevirdiler bu sezon. Tamam formda olmayabilir eskisi kadar ama aşağılar gibi kadroya almamalar üstüne Marbury istemesine rağmen buy-out etmemeler vs.. İhtiyaçları düşünce de çık oyna diyorlar.
Marbury kabul etmemiş haliyle. Kabul etse dahi hangi moralle çıkıp oynayaccaktı ki.. Nasıl bir performans bekliyorlardı. Garip..

Knicks Trade / Lac-Gsw


İki gündür yazamıyorum blog'a evde fazla duramadım ve güncelleyemedim. Evde duramadık ama gelişmeleri de takip etmekten eksik kalmadık. Cuma sabahı fırından sıcak sıcak çıkan dedikoduların kokusu etrafı sarmıştı. Al Harrington takas edilmek isteğini zaten bir-iki hafta önce dile getirmişti. Harrington ama bugün ama yarın takas edilecekti.


Knicks adına günün ilk takas haberi geldi. Crawford karşılığında Harrington'u aldı Knicks. Tabi ertesinde hemen bir Zach takası çıktı ki bu iki takası tek tek değerlendirirsek olmaz Knicks adına.
Şimdi öncelikle Crawford bu sene D'Antoni sisteminde hafif hafif sivrildi. Potansiyeli yüksek bir oyuncu. Guard mevkilerinde sorunsuz oynayabilecek bir isim. Şutör olarak guard olarak farketmez. Şimdi bu tip özelliklere sahip biri için karşılığında gelen isim Harrington.

Harrington'u bir haftadır pazarlamaya uğraşıyor Warriors. Harrington'un kariyeri de öyle düzlükte değil hani düşüşe geçmiş bir isim. Crawford gibi bir skorer ile bire bir takasını yapmak Warriors adına bir başarıdır. Şimdi öncelikle Harrington karşılığında takıma bir uzun yada saf bir guard kazandırılmak istenebilir ama Crawford'da fena değil. Zaten Don Nelson'un kafasındaki yapıda bizler gibi işlemiyor. O bu takıma Crawford'u kazandırır. Monta'nın dönüşü ile beraber ön alanda oldukça verimli guard ikilisi de olacaklardır.



Takasın gerçekleşmesinin hemen ardından Knciks adına bir ikinci takas haberi duyuldu. Bu sefer takımdan gönderilen isim Zach Randolph olmuştu.. Zach'in yanına eklenen Mardy ile beraber karşılığında geçmişte bir Nyk geçmişi olan Thomas ve Mobley alındı.

Crawford'un ardından Knicks en önemli bir diğer skorerini kaybetti. Craford dışta Zach ise boyalı alanda bu sene Knicks'in en önemli silahlarıydı. Ortlamaları da bunu göstermekte zaten. Knicks için Zach teklifleri yazdan beri sürmekte. İsteyen çok hatta bu takas aşamasına kadar Dallas'ta ısrarla istemişti. Şimdi Zach teklifleri bu şekilde artarken buna paralel olarak Zach'in performansı, ortalamaları da artmışsa daha iyi bir takas yapman gerekirdi.
Zach'in yerini doldurmak için sadece bir biten kontrat ve Crawford'dan açılan guard boşluğu içinse Mobley.. Suratım ekşidi be..

Takımlar adına takaslara bakacak olursak;

New York Knicks

Öncelikle hedeflerinin 2010 yazı olduğunu açık bir şekilde belli etti New York. İnsan düşünmüyor değil New York Clippers'tan veyahut Golden'dan gönderdiği isimler karşılığında yetenekli bir genç alamaz mıydı? Alırdı..

2010 yazı hedef olduğundan kontratlarda buna göre ayarlanmış. Tamam kontrat için yapılmış bir takas ancak 2010 sonrası kadro kurmak adına alınanlar Mobley-Thomas ve Harrington ile sınırlı kalmamalıydı.

2010'u aşan kontratlar sadece 4 tane Knciks'te. Curry ve jeffries muhakkak takımdan gönderilmeli. Hatta talibi varken Curry hemen postalanmalı ki sonra başları çok ağrıyabilir. Diğer kontratlar ise Chandler ve Gallinari. Gallinari'nin performansı önemli elbet ama Chandler'ı tutacaklardır takımda.

Crawford'un gidişi ile takımda guard boşluğu var. Mobley getirildi tkaıma Clippers'tan iyi kötü dolduracak yerini. Asıl önemli nokta guard rotasyonun da Duhon'un sorumluluğunun artması ve onunda bu bilince varmış olması.

Uzun rotasyonu açısından da tekrardan söyleyeyim, Knciks bu sezonki en formda oyuncusunu kaybetti. Elde kalan Curry'den zaten bir halt olmaz. Lee ise sezona çok iyi başlayamadı. Nyk artık Lee'nin iyiye gitmesini bekleyecek -hatta ona da takas yolu gözükebilir- ve Wilson Chandler'In gelişimini sürdürmesini..

Los Angeles Clippers

Zach'in takıma katılması ile beraber gündem de belirlenmiş oldu. Chris Kaman. Kaman'ın olimpiyatlardan bu yana süren bir formsuzluğu var. Clippers bu takasın ardından Kaman'ı taımdan göndermek istediğini duyurmuş oldu adeta henüz değerinden düşmemişken.

Zach onlara faydalı olacaktır. Öncelikle bu sezonki istatistikleri göz alıcı ve Davis gibi bir guard ile bu oyununu sürdürecektir. Şimdi öncelikli hedef Kaman'ı yollayıp bir skorer guard almak olacaktır muhtemelen.

Golden State Warriors

Golden State hakkında söyleyeceklerimi yukarıda söyledim zaten..
Crawford Nelson'un sistemime oldukça uyan bir guard oluşu ve Monta'nın dönüşü ile beraber oldukça verimli bir guard ikilisi oluşturabilirler.

Bunun dışında Harrington'un son dönemdeki düşüşünden yararlanarak belkide en iyi takas paketi ile yolladılar Harrington'u. Crawford'un takıma katkısı oldukça fazla olacaktır.

Golden State zaten oyunun savunma kısmına fazla yüklenmezdi. Crawford'un gelişi ile şimdi iyice elden gidecek oyunun savunma yöne. Elbette takımda savunma ve hücum ne kadar zıt isebaşarının gelmesi de bir o kadar zorlaşır. Golden State en azından her zaman olduğu gibi bizler için eğlenceli basketbol oynayacak..

17 Kasım 2008 Pazartesi

İnenler-Çıkanlar #3

Detroit Pistons: Allen Iverson'un gelişi ile yükselişe geçen ve 4 maçlık Batı Turnesi'nde 3 galibiyet çıkaran Detroit özellikle lige fırtına gibi giren Lakers'ı devirmeyi bildi hafta içinde. Kazandıkları bu üç maçta 100 sayı barajını da aştığını söylemek gerek Pistons'un.

New York Knicks:
Knicks haftayı 3-2 ile kapatmış olsa da hafta içinde D'Antoni ile beraber yakalanan hücum basketbolunun meyvelerini en iyi şekilde topladı. 4 maçta 100 sayı barajını aşan ve Utah'a karşı önemli bir galibiyet alan Knicks grubunda Boston'un ardından 2. sırada.

Orlando Magic:
Lige kötü başlasa da yavaş yavaş toparlanan Boston hafta içinde Atlanta'nın da düşüşe geçmesi ile Güneybatı grubu liderliğini geri kazandı. Evinde Portland'a yenilmesine karşın deplasman serisinde Oklahoma Dallas ve Charlotte'u devirerek haftayı çıkışta tamamladı.

Denver Nuggets: Denver Nuggets Billups takasının ardından daha bir takım görünümünde oynuyor. Billups'un takıma gelmesiyle beraber oynanan altı maçta alınan beş galibiyet var. Bu galibiyetler içinde Dallas ve Boston deplasmanı önem taşımakta. Denver'ın önündeki fikstürde fena sayılmaz ay sonuna kadar.

Chauncey Billups:
Denver altı maçta beş galibiyet aldı dedik. Hepsi takıma gelen bu adamın sayesinde oldu. Daha bu sabah Wolves karşısında takımını 26-5-5 gibi bir istatistikle galibiyete taşıdı Billups. Denver'ın hücum alanında öne çıkışı onunda parlamasına neden oldu. Detroit'te takas olmadan iki maçta 12.5 sayı ortalaması tutturan Billups'un buradaki ortalaması 19.5.. Asist ve ribaunt ortalamalarından bahsetmiyorum bile.


Rasheed Wallace: Allen Iverson'un gelişi ile takımda yükselişe geçen isimlerden biride şüphesiz Wallece. Sheed takımının deplasman turnesinde kazandıkları Golden State ve Lakers maçında harikalar yarattı. Wallace özellikle Lakers maçında 25-13 yaparak dikkatleri üzerine çekti.

Wilson Chandler: Knicks'in çıkışındaki en önemli ismi olmayabilir ama takımın çıkışı ile beraber parlayan oyunculardan biri Wilson Chandler. Memphis maçında attığı 27 sayı biraz istisna olsa da ma çbaşına 13.8 ve 5.4 ortalamaları ile ilk beşin önemli bir ismi oldu Wilson.

Zach Randolph: Zach ligin ilk üç-dört maçında pekte iyi değildi ama sonrasında ise harika performanslar ortaya koymaya başladı. Knicks'in bu haftaki yükselişinde en büyük payın sahibi olan Zach her ne kadar ortada takas dedikoduları sıkça çıksa da çıkıp oynamasını bildi. Son iki maç neredeyse 30-20'lik double-double'lar yaptı.

Devin Harris: En son 7 Kasım'da Detroit maçında gözüken ve 38 sayı ile oynayan Devin Harris üç maçlık aranın ardından üst üste gelen iki Hawks maçı ile parkelere dnüş yaptı.. Ama ne dönüş..
Atlanta'ya karşı ilk maçında 30 sayı 6 reb 8 ass yapan Harris ertesi gece bir kez daha Hawks potasına 33 sayı gönderirken 10 asist yaptı ve takımına galibiyeti getiren isim oldu.

Tim Duncan: Spurs hafta içinde oynadığı 4 maçında 3 galibiyet alarak rahat bir nefes aldı. Sezon başından beri kötü gidiyorlardı. Parker'ın sakatlanmasıyla ipleri eline alan Duncan'da Spurs'un bu seriyi yakalamasında etken isimdi. Son dört maçta da iyi bir şut yüzdesi ile pota altında rakip takımlara zor anlar yaşattı Duncan.


Dallas Mavericks: Dallas beş yıldır beş maç üst üste kaybetmemişti. Takımda Kidd-Dirk-Howard gibi isimler olmasına karşın üst üste gelen yenilgiler ile takım kötü bir hafta geçirdi. Şimdi pek önemli gözükmeyebilir ancak sezon sonunda play-off yarışı kızıştığında bu galibiyetleri ararlar.

Atlanta Hawks:
Çarşamba gecesi iyi de oynadıkları Boston maçı ve gelen yenilgi ile bir anda düşüşe geçen Hawks, üst üte aldığı Nets yenilgileri ile Güneybatı'da ldierliği kaptırdı ve bir anda üç maçlık bir yenilgi serisi yakaladı.

Utah Jazz:
Memo bu takım için ne kadar önemliymiş öyle değil mi? Memo'nun zorunlu Türkiye'ye dönüşü ile pota altında önemli bir ismini kaybeden Utah, Doğu Turnesi'nde oynadığı beş maçta yalnızca bir galibiyet alabildi.

David Lee:
Knicks her ne kadar çıkışta olsa da David Lee takımda düşüşe geçenlerden biri. Lige iyi bir giriş yapmasına karşın son maçları hiç o çizgide değil Lee'nin. Hakkını yemeyelim dün Dallas'a karşı iyi istatistik yapmış.


6 Ekim 2008 Pazartesi

Nba Preview - New York Knicks


Gelenler:

Danilo Gallinari -F- (Draft),

Mike D'Antoni -Antrenör- (Phoenix),

Chris Duhon -G- (Chicago Bulls),

Anthony Roberson -G- (TT Net Beykoz),

Patrick Ewing Jr. –F- (Takas Houston),

Allen Houston -G- (Sözleşme yeniledi)

Dan Grunfeld -G- (Aguas De Valencia)

Gidenler:

Isiah Thomas –Antrenör- (Serbest),

Renaldo Balkman –F- (Takas Denver),
Thomas Gardner –G- (Atlanta Hawks),


Reload


Yıllar boyu süren sefalet ve rezalet sonrası, yine yıllar boyu açılanlara benzer bir başka beyaz sayfa daha…

Tabi bu sefer açılan beyaz sayfa neredeyse bir çarşaf büyüklüğünde. Çünkü bu organizasyonun tarihinde gördüğü en kötü head-coach (hem istatistiki hem de oynanan oyun anlamında) ve eş zamanlı en kötü G.M sepetlendi. (Burada uzun uzun Isiah’ın yaptığı yanlışları anlatmam mümkün değil.Belki yaşlandığım zamanlarda,şöyle 4 ciltlik mini bir ansiklopedi şeklinde derleme yapabilirim.)

Ve ortadaki büyük enkazı kaldırması için, Mesih olarak Donnie Walsh seçildi.

Burada kısa bir özet geçmek gerekiyor : Öncelikle uzun süre Isiah Thomas’ın görevini sürdüreceği iddia edildi.Çünkü takım sahibi James Dolan ile çok sıkı bağlara sahipti ve bunca yanlışa,bunca rezilliğe rağmen (hem saha içi hem de saha dışında) 4 yıl boyunca organizasyonu idare etmesinin başka bir açıklaması olamazdı.Bu fırtınayı da Larry Brown olayı,Marbury olay(lar)ı ve sex skandalı gibi olayları atlatmayı başardığı gibi atlatabilirdi.

Ardından coach olarak görevine devam edeceği ama yeni bir G.M ile takım idaresindeki yetkilerinin sınırlandırılacağı konuşuldu.Isiah’ın kendisi de basına yaptığı açıklamalarda,yetkisinin alınmasını sorun etmeyeceğini,organizasyonun başarısı için gereken her şeyi yapacağını söylemişti. (Bir zamanlar,kaybettiği rakiplerinin elini sıkmayacak kadar gururlu olan,böyle büyük bir efsanenin düştüğü bu hal beni üzmemiş,midemi bulandırmıştı) Ortaya çıkan tabloda,G.M koltuğu için,pek çok isim ortaya atıldı.Sonuçta,medyada adı sıkça zikredilmesine rağmen,bence en beklenmeyen isim olan Donnie Walsh ateşten gömleği giydi.

The Decent Don

Medyada fazla yer işgal etmeyen,etmek de istemeyen,bu sebeple NBA’i yakından takip eden basketbol severlerin bile ismini henüz duyduğu Walsh hakkında birkaç bilgi verelim:

- Bronx doğumlu,yani öz be öz NewYork evladı.

- North Carolina mezunu yani işleri kitabına göre yapan ve ekol sahibi bir yerde yetişmiş,kişilikli bir zat.Dürüst ve açık sözlü. (iyi bir baba,iyi bir koca vs….)

- 1985 yılında Pacers’ın G.M koltuğuna oturmazdan evvel değişik takımlarda değişik pozisyonlarda bulunmuş ve son 23 yılını Pacers organizasyonunun tepesinde geçirmiş bir isim.

- Organizasyonu yönettiği 23 yıl boyunca sadece 6 kez play-off dışında kalan, hem yaptığı takaslar hem de draft seçimleri ile ligde büyük bir saygınlık kazanan (hele 87 yılında Reggie isimli, Los Angeleslı bir yuppie seçmiştir ki…) ve ligin elit idarecilerinden biri olarak kabul edilen, diğerlerinden kolaylıkla ayrılan bir marka.

Bu özelliklerine ilaveten,Walsh’un evvela 2000 yılında finallere ulaşan ve miadını tamamlayan Miller’lı,Smits’li… efsane kadroyu ve “The Palace Meydan Muharebesi” sebebiyle dağılmamış olsaydı,şampiyonluk kupasını kaldırma ihtimali hayli yüksek olan bir diğer iyi kadroyu kurmasından ben şunu çıkarıyorum : kendisine başarılı bir yol haritası çizen ve bu yolda gerekli parçaları uygun şekilde seçen ve daha da önemlisi birleştiren bir sistem adamı.

Bu saydıklarımız tam da aradığımız niteliklere benziyor.İlaveten NewYork doğumlu olması yani şehirde basketbola olan ilgiyi - beklentileri bilmesi ve yıllardır bu camia içinde yer alması,NewYork’da da olması muhtemel dostları gibi kendisine kredibilite kazandıran faktörler ile pozisyon için uygun bir isim gibi durmakta ama…

Jerry & Jerry

Yıllar boyu şampiyon takımların mimarlığını yapan,isimlerinin gittiği yerde başarının da peşi sıra onları takip ettiği iki büyük isim Jerry West ve Jerry Colangelo boşta iken ve üstelik kulislerde sürekli “Knicks’i kurtaran adam” olarak tarihe geçmek istedikleri konuşulurken yani bu işin iki erbabı -hadi abartayım- “açmış ağzını beklerken” Donnie Walsh tercihinin elbet sorgulanması gerekiyor.

Walsh’un Pacers ile harika işler yaptığı ve kazanan bir ekol oluşturduğu aşikar. Son 2 yıl içinde eş yetkilerle, eş pozisyonu paylaştığı Larry Bird ile yaşadığı bazı fikir ayrılıkları (ki birinci elden Bird’ü önce head-coach,sonrasında da başkanlık pozisyonuna getiren kendisidir) sebebiyle Pacers’tan ayrılmayı kafasına koyan, aslında aktif basketbol yaşantısını noktalamayı düşünen ama hiçbir emekliliğin 20 milyon dolar etmediğini (evet evet,4 yıl için 20 milyon dolar) idrak ettiği an Knicks’in başına geçen Donnie Walsh’tan beklenenleri anlatmama gerek yok galiba.Tabi önemli olan Walsh’un bu beklentilere nasıl cevap vereceği.Şimdi “Şeytanın Avukatlığı”nı yapma zamanı :

- Pacers’ı hep belirli bir eşiğin üstüne taşımış ve orada tutmuş olmasına rağmen en tepeye çıkaramamış bir idareci. Kazanma kültürü olan ama “ultimate prize” a ulaşamamış birisi. Bizi bu yolda belirli bir kademeye yükseltecektir ama en tepeye ulaştırabilecek mi? Oraya uzanan yolda bize liderlik yapabilecek mi? Zira kendisi hiç orada bulunmadı.

- Göreve geldiği ilk gün,son 7 yıldır Dave Checketts’ı (MSG organizasyonunun 17 yıllık başkanı ve 90’lı yıllarda iki kez final gören takımların mimarı) dinlemeyen,tüm kararlara müdahil olan takım sahibi James Dolan’ın soru işaretleri ile karşılanan “Donnie tam bir otonomi sahibidir” açıklamasını haklı çıkarırcasına Isiah’ı head-coachluktan alıp başka bir pozisyona ataması ama kovmaması tam bir fiyasko.Hem kendi ismine sürülmüş bir leke hem de yeni başlamış olan yöneticiliğini ipotek altına alan bir durum bu.Ayrıca Walsh’un önünde Pacers’ta geçirdiği gibi geçirebileceği ikinci bir çeyrek yüzyıl daha yok ve Isiah da hemen köşe başında,Walsh’un sırasını savmasını bekliyor.

- Sayfalar dolusu eleştirilere maruz kalan “Medya politikası” nı değiştireceğini vaat etmesi ama bu konuda görevde bulunduğu 4 ayda hiç bir şey yap(a)maması da bir eksi.Öncelikle “cadı kazanı” sıfatının hakkını sonuna kadar teslim eden,kaba tabirle “kelle alan” NewYork medyasına karşı,süregelen düşmanca tavırları,sınırlamaları devam ettirmek bindiği dalı kendi elleriyle kesmesi demek.Ayrıca gerçek haberlerin değil,dedikoduların yazılmaya başlaması demek ki bu durum Donnie’nin kredibilitesinden ziyade,takım içi dengeleri,oyuncuları etkileyebilecek sorunlara yol açabilir.Profesyonel de olsa insan,bir insandır nihayetinde ve yazılanlardan etkilenmemesi mümkün değildir.

- En büyük hamlesi olan D’Antoni seçimi öncesi hem Avery Johnson hem de Mark Jackson ile yaptığı görüşmeler sonrası,ikisine de “ilk tercihsiniz” demesi (Bu bir dedikodu değil,Jackson basına açıklama bile yaptı.) ama peşi sıra tam da Dolan tarzında büyük bir isimle yani D’Antoni ile anlaşması da hiç karakteristiğine uymayan bir hamle.Üstelik ilk basın toplantısında “işleri bir zamanlar olduğu gibi,defans yapan ve savaşan bir takım kurarak halledeceği” ni vaat etmesine rağmen.

- Sports Illustrated,imza atılmazdan evvelki son 3 gün bas bas D’Antoni ile anlaşıldığını bağırırken,inatla bu durumu yalanlaması da lakabını yerle bir eden bir başka eksi.

Tüm bunları alt alta koyunca şu sorular akıllara gelmiyor değil :

- İki büyük Jerry’e hiçbir suretle diş geçirmek mümkün olmayacağı için mi düşünülmediler?

- Bu yüzden mi “saygın” ama “işine müdahele edilebilir” Walsh tercih edildi?

- Ya da NewYork basını paranoyası bana da mı bulaştı? Ota-boka komplo teorisi mi kuruyorum?

Game Plan

Neyse komplo teorilerini şimdilik bir kenara bırakalım ve eylem planını inceleyelim.

Öncelikle, iyice gözden düşmüş,hem NBA Dünyası’nda hem de gerçek Dünya’da alay konusu haline gelmiş,elindeki oyuncular ve geleceğini ipoteklemiş halde olan yüksek meblağlı kontratlarıyla,toparlanması 2-3 yıldan evvel mümkün görünmeyen bir organizasyonun head-coach pozisyonu için yaptığı aramalarda aceleci davranmayan,play-off ilk turu bitene dek bekleyen, Skiles, Avery gibi isimlerle konuşan,üstelik hemen ilk buluşmada bunları takımın başına getirmek için üzerlerine atlamayan,tabir-i caizse “kendini ağırdan satan” ve organizasyona yeniden saygınlık kazandıran Walsh’u tebrik etmek lazım. Beklenen Isiah hamlesi dışında,şu ana dek yaptığı ya da yapmadığı hamlelere fitil olmama rağmen, “Sezar’ın hakkı Sezara’”.

Lakin bu pozisyon için yaptığı seçim, adaylar içinde belki de en kötüsü. Ligin değişik kaynaklarca (ve elbet biz taraftarlarca) en az antrenman yapan ve en az mücadele eden ama en disiplinsiz takımının başına, D’Antoni gibi yumuşak başlı ve katı disiplinden uzak bir coach getirmek anlaşılacak gibi değil. Bu açıdan bakarsak Skiles ve hele ki Avery çok daha uygun isimler.

Beş yıldır ultra yetenekli Suns kadrosu içinde bile 7 kişilik rotasyon dışına çıkmayan, son üç yıldır yani G.M olduğu dönemde salary cap muhabbetine çaylak seçimlerini satan,gençlerin yetişmesi konusunda hiçbir katkısı ya da ispatlanmış yetisi bulunmayan D’Antoni, bizim gibi yeniden yapılanan ve kaçınılmaz olarak gençleşecek bir takım için kesinlikle doğru tercih değil.Bu takıma,takımla beraber büyüyecek,genç,hırslı bir coach lazım.Bu açıdan bakınca da Mark Jackson ve Avery çok daha uygun düşüyor.

Sözlükte “Hücum” kelimesinin karşılığına bakınca D’Antoni’nin resmi duruyor. Bu konuda lafım yok.Her ne kadar elinde Colangelo tarafından verilmiş ultra atlet ve şutör elemanlar bulunsa da ve Nash gibi bir faktör varsa da bu sistemi getiren ve oturtan D’Antoni. Tabi Marbury ve Jamal gibi iki sokak serserisi için bu “koş koş,at at,ye ye,sorun değil atmaya devam et” şeklinde özetlenebilecek mantalite uygun olabilir.Ama takımın ihtiyaç duyduğu mücadele ruhu ve savunma dozajında artışı sağlayacak adam kesinlikle D’Antoni değil.Bu açıdan bakınca da Skiles ve Avery çok daha uygun duruyor.

Hele ki enerjisini hareketleri ile oyuncularına da yansıtan ve savunmanın “s” sinden haberdar olmayan Dallas’a bu konuda sınıf atlatan, finallere taşıyan Avery tam da aranan isim gibi duruyor. Forumda yazılarımı takip edenler bilir,Avery’nin en azılı eleştirmenlerinden birisiyimdir.Hala da Avery’nin yeterli bir coach olduğuna inanmıyorum ama şartlar dahilinde, eldeki alternatifler içinde en uygun gözüken isim Avery.

Sadece en büyük isime sahip olan coachu almak,başarıyı garantilemiyor.Bu denli önemli bir seçimi yaparken kadroya ve yapılabilecek hamlelere bakmak gerekiyor :

1-) D’Antoni sistemini götürebilecek bir playmaker var mı? (Marbury diyeni döverim) Yok. (Duhon bu kapasitede bir oyuncu olabilir ama dikkat edin kelimeye “olabilir” Donnie bile o kadar güvenmiyor kendisine.Nereden çıkardığımı soranlara cevabım : kontrat süresinin uzunluğu.Sadece 2 yıllık bir kontrat alabildi ki eğer kan uyuşmazlığı olursa,iple çekilen 2010 yazında,bağlayıcı bir kontratı olmasın,Donnie’nin hamleleri kısıtlanmasın)

- Keskin şutörler var mı? Yok.

- Marion ya da Amare gibi süper atletler var mı? Yok.

- Diaw gibi birden çok pozisyonu oynayabilen,çok yönlü bir oyuncumuz ya da Barbosa gibi yedekten dinamizm ve yüksek sayı potansiyeli getirebilecek bir oyuncumuz var mı? Yok.

O zaman ne oynayacak bu takım? Curry ve Zach gibi iki kaktüs ile “run&gun” oynamak mümkün mü? İkisini birden geçtim,tekiyle bile oynamak mümkün mü? Bu takımın pivotu David Lee mi olacak? Dış şut konusunda zaten büyük sıkıntılar yaşıyoruz ; nedir yani ; Q-Rich 4 yıl evvelki haline mi dönecek sihirli bir dokunuşla? Nate her gece benchten gelip maç başı 15 sayı ortalama mı verecek?

Tabi D’Antoni sistemi bazı oyunculara yarayacak.”Koş–koş” sisteminde bitirici rolü üstlenebilecek Chandler ile Lee gibi atletik bir uzun mutlaka bu düzenden faydalanacak.Bu sene dibe vuran Q-Rich’in de daha kötü oynayamayacağı,istese bile daha kötü rakamlar yapamayacağı aşikar.Bu sistemde parladığı ve bu sistem sayesinde yıllık 9 milyon pahasında bir kontrat kaptığı düşünülürse,illaha ki daha iyi rakamlar verecektir.Crawford ise maç başına tüm ligde en çok şut kullanan oyuncu olabilir açık ara.

Bu fotoğrafa bakınca,D’Antoni’nin son 5 yıldır contender olan bir takımı bırakıp bu arapsaçının içine kendisini atması çok mantıksız geliyor.Ama tam da bu noktada 24 milyon dolarlık,bir container dolusu Benjamin devreye giriyor.Üstelik kendisini görmeye Arizona’ya gelecek olan ve D’Antoni’den randevu alan Bulls sahibi Reisendorf’u beklemeden bu sözleşmeye imza atması,benim midemi bir miktar daha bulandırıyor.

Salih Tokmak

Teşekkür: Yazısını kullanmama izin verdiği için Salih Abi'me teşekkür ediyorum buradan...

30 Eylül 2008 Salı

Knicks Media Day


Knicks Media Day organizasyonu da bugün Msg'de gerçekleştirildi. Yeni çaylak Gallinari ile beraber Alan Houston, David lee ve Patrick Ewing Jr'da organizasyondaki isimlerdendi..
Fotoğraflar için buyrun..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...