15 Kasım 2010 Pazartesi

Thunder 104-117 Spurs (Öp Ustanın Elini)


Thunder-Spurs karşılaşması ilginç bir karşılaşmaydı. Bir kere 2000'li yıllara damga vuran takımlardan biri olan ve yavaş yavaş yaşlanan Spurs ile gençler ile yola çıkan ve başarıya doğru adım adım giden bir Thunder. Bunun dışında guard kısmında Parker-Westbrook eşleşmeini de izlemesi vardı.

İlk çeyrek 45 dakika falan sürdü. Maç boyu kullanılan 68 serbest atışın yarısı ilk çeyrekte olmuştur. İki takımda faul çizgisinden oldukça yüzdeli oynadı zaten. İlk çeyrek sıkıntıda olan taraf Spurs'tu. Savunması ile ünlü Spurs ilk çeyrek 35 devrede de 66 sayıyı potasında görüyordu ve savunma büyük s.o.s veriyordu. Aslında size bakımından rakibine olan bariz bir üstünlüğü vardı Spurs'un. Green'in 4 numara oynaması ve Kristic'in silik performansıyl ribaunt konusunda büyük bir dezavantaj yakalıyordu Oklahoma. Maçın belirli bölümlerinde benchten gelerek bu açığı kapatan hatta savunmada da direnç sergileyerek takımını ateşleyen isim Ibaka oldu.

İlk devre Spurs'un kötü oyununa rağmen sadece 5 sayı farkla sonlanıyordu. Popovich oyuncularına neler söyledi bilmem ama ikinci devre Spurs adeta biz buraya kazanmaya geldik havasında oynuyordu. Blair'in basketleri ile başlayan Spurs serisi hücumdan ziyade savunmada nitelik kazandırıyordu. Üçünü çeyrek sadece 14 sayıya izin veren Spurs'un bu serisi son çeyreğin başını da dahil edersek 16 dakikada 17 sayıya denk geliyor. Periyot başına 30 yedikleri bir devreden sonra bu derece savunma yapmaları direk maça şalter indirdi aslında. Seyircileri de Oklahoma'yı oyunun içine sokamadı, havaya giremeyen Thunder'da saman alevi gibi parlamalar oldu zaman zaman ancak Spurs'e çok fazla yaklaşamadılar ve maçı 13 sayı farkla kaybettiler.

Thunder'ın şu maç kaybetme sebebi tamamen size bakımından Spurs'e karşı dezavantajla başlamasıydı. Duncan'ın karşısına Green'i vermek pek akıl karı bir iş değil. Hoş Thunder'a adam gibi bir uzun lazım yoksa uzun maratonda ve play-off kısmında bunun eksikliğini çok yaşarlar. Zaman zaman Ibaka çok iyi katkılar yaptı ve rakibin dengesini bozdu ancak onun da sergileyeceği performanslar şimdilik sınırlı. Aslında tam Thunder'ın kazanabileceği ortamda oluşmuştu. Maç öncesi Duncan 2/7, Ginobili 4/14 ve hatta benchten gelecek olan Hill 1/10 gibi yüzdelerle şut atsa Thunder bunu seve see kabul ederdi. Ancak bu ikilinin bu kadar kötü oynmasına karşın maç boyu pes etmeyen bir Parker ve muazza bir bench desteği olan Spurs ekibi vardı.

Bench deyince ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Matt Bonner sakatlıktan dönüş maçında 7/7 üçlük isabeti bularak maçı kazandıran isim oldu. Gerektiği anda yaptığı kritik skor katkısıyla dikkat çeken Bonner üst üste basketleri ile farkı da açan isimdi. Yine benchten gelen McDyess'ın olumlu performansı sürüyor. Spurs benchinin dışında Thunder benchide hiç fena değildi bu maç. Harden-Ibaka-Maynor benchten gelerek çift haneli skora ulaştı ve önemli katkılar verdi. Ancak Thunder'ın tek işlemeyen yönü olan Kristic'in performansı sırıtarak göze batıyor. Ribaunt konusunda gerektiği kadar çaba göstermiyor Kristic ve bu noktaya konsantre olması gerekirken kafası nerelerde bilmiyorum. Durant ve Westbrook ikilisi yine iyi performansları ile takımı galibiyete taşıyordu ancak Spurs'un savunmada kemer sıkması ile işler istedikleri gibi gitmedi.

Thunder sezona iyi bir giriş yapamadı. Şimdiden eleştri yanlış olur ama pota altındaki zaafiyet bu maç ciddi şekilde göz önüne geldi. Biraz kalıplı, pota altında pis işleri yapacak, ribauntları sonuna kadar zorlayacak biri şart Thunder'a muhakkak. Green'in de 4 oynaması ile çok kısa kalıyorlar. Spurs ise çıkışını sürdürüyor. Şu ana kadar tek yenilgilerini namağlup Hornets'ten aldılar ve Batı'da Lakers'ın arkasına 3.sıraya yerleştiler.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...