27 Kasım 2010 Cumartesi

Jazz 102-96 Lakers (Geri Dönüş Çocukları)


Los Angeles Lakers'a sezon içinde Utah deplasmanları hep ters gelse de play-off'ta son üç yıldır eşleştikleri bu takımı her zaman elemeyi başarmışlardır. Normal sezon sizin mayıslar bizim söylemi için bu iki takım oldukça uygundur. Beş maçını kazanarak gelen Lakers maç başında 19 sayı ve bitime 2.30 dakika kala 5 sayı öne fırlamasına rağmen Utah bu sezon alışık olduğumuz geri dönüşlerinden birine daha imza atarak Lakers'ı devirdi.

Maça iyi başlayan takım Lakers'tı. İlk çeyreği muazzam hücum performansı ile domine eden Lakers rakibin guardını en baştan düşürmeyi hedefliyordu. Cidden öylesine akışkan, iyi paslara dayalı, verimli hücum ediyordu ki Lakers sadece hayranlıkla izliyordum. Farkın açılmasında Jazz'ın ribaunt konusundaki zaafiyetinin de payı vardı tabi. Ortadaki tüm ribauntlar Lakers tarafına düşüyordu. Maç sonunda ribauntlarda Jazz'ın üstünlüğü gözükse de ilk çeyrek felaket bir konumdaydı Utah.

İkinci çeyek başında benchlerin oyuna dahil olmasıyla yörünge bu sefer Jazz'ı gösteriyordu. Özellikle Deron'un yokluğunda ikinci çeyrek performansı ile dikkatleri üerine çeken isim Earl Watson oluyordu. Ronnie Price'ın smacı ile rüzgarı arkasına alan Utah Jazz üst üste üçlüklerle farkı eritiyor ve maça ortak oluyordu. Hatta ilk devre bitmeden öne dahi geçmeyi başarsa da devreye 4 sayı geride giriyordu.

Üçüncü ve dördüncü çeyrek maçın kıvama gelmesiyle izlenebilirlik açısından harika anlardı. Deron'un takımı yönetişi, Kobe'nin sahneye çıkışı derken tam bir play-off atmosferinde bir maç oldu. Ancak son sözü söyleyip maçı alan taraf gri dönüşü ile Utah oldu.

Kobe dün gee elinden gelen her şeyi yaptı. Utah'ın geri döndüğü kriz anlarında faul aldırarak serbest atışlarla iş yaptı, son çeyrek inanılmaz üçlükleriyle Utah'ın direncini kırmaya çalıştı maça tamemen kendini verdi yani. Kobe bu sene bir çok maçı 2. ve 3. viteste gitmiştir ve hatta sorumluluğu Brown Blake gibi isimlere bırakmaktan da çekinmemiştir. Sezon boyu Brown-Blake ikilisinden iyi katkı alan Lakers'ta dün gece planlar tutmadı. Bu ikilinin toplam şut isabetleri 2/15 olarak dikkat çekti. Benchinden sadece 13 sayı geldi Lakers'ın dün gece.

Utah'ta Deron her zamanki gibi takımın liderliğini üstlenerek galibiyeti getiren baş rol isimlerden biri oldu. Maç boyu takımı oyunda tutan ve maç sonunda da elini taşın altına sokarak galibiyeti getiren isim yine oydu. Bunun yanında guard rotasyonunda Williams'ın arkasından gelen Watson 8 sayı 5 asist ile mütevazi rakamlar çıkartmış olsa da maçın geri döndüğü anlarda bunları yapması ve Utah'ı taşıması adına bir artı da ona veriyoruz.

Pota altına bakacak olursak Lakers'ta Gasol her zamanki gibi hücumda işini oldukça iyi bir şekilde yaptı. Savunma konusunda sıkıntılı olsa da bir şekilde takım olarak bunu kapatıyorlar. Ancak dün gece maç sonuna doğru aşırı yorgunluk gördüm onda ki hiç verimli olamadı o anlarda. Gasol'un yanında Odom'da Lakers'ta iyi oynayan isimlerdendi. Yine bu ikili ribaunt konusunda oldukça başarılıydı. Utah cephesinde ise Jefferson ve Millsap iyi bir mücadele geçirdiler. Gerek ürettikleri sayı gerekse savunma gayretleriyle galibiyette payı en büyük olan isimlerin başında geliyorlar.

Utah üst üste dördüncü galibiyetini aldı ki bu galibiyetler Portland-Hornets ve son olarak Lakers gibi mesaj maçlarında alındı. Utah için işler şu an iyi gidiyor ve önlerinde kısmen kolay b2b maçları var şimdi. Eleştirmek istediğim nokta ise Utah seyircisine. Tamam bir şekilde Kobe bir kaç senedir sizin canınızı yakıyor olabilir ama saygı duyulası bir oyuncu olduğunu unutmamak gerekir. Nba seviyesinde oyuncu yuhalanmasını abes buluyorum. Deplasman takımlarına yönelik yuhalamalar tabi bahsettiğim. Örneğin Kobe yada herhangi bir oyuncu kötü oynar takımı baltalar kendi seyircisi tarafından haklılıkla yuhalanabilir ancak deplasmanda bir oyuncuyu yuhalamak çok acizce yapılmış bir harekettir ev sahibi takım adına.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...